26 Künunusani 1940 AKŞAMDAN AKŞAMA Arab harflerini diriltmek değil, müsteşrik yetiştirmek mecburiyetindeyiz Cumhuriyet gazetesinde, Peyami Safa, eski kitaplarımızı okuyabilmele ri için on bir yaşındaki çocuklarımıza arap harflerini öğretmemiz lüzumun dan bahsetti. Dünkü nüshamızda da Başmuharririmiz, elifbe O bellelmekle kültür aşılamak kabil olmiyacağını anlattı. Hakikaten de geri usullere dönecek yerde, irfanımız için lüzumlu eserleri arap harflerinden yeni harflere çe virmenin muvafık ve yegâne yol ol duğuna katiyetle inanmaktan başka çare yoktur. Aksi takdirde Târık'ın yanan gemilerini küllerinden ihyaya galışıyor gihi gülünç bir hal alırız. Beynelmilel | şaheserlerin © tercü- mesi! Milli ana eserlerimizin şimdiki türkçeye çevrilerek lâtin hurufile bas- tırılması! o (Bunları bu sütunda kaç kere temenni ettim.) Diğer taraftan da cenebi Msan tedrisatının genişle- tlmesi... İşte, yeni nesil, kültürünü bu kaynaklardan alacaktır. Fakat şaheser olmıyan, yahud şah- eser olduklarını henüz bilmediğimiz eski kitaplar var.. Ve Türk milleti, şark cihanı içinde yaşadığı asırlar zarfında İkinci, üçüncü kıymette ki- toplar da vücüde gelirmiştir.. Hattâ bunların bazıları arapça, farsça me- ilnlere o deldur.. İçlerinde, - veler parçacıklar halinde, öyle malümat var ki, mazimizi öğrenmek istiyenle. rin önünde ihtimal yepyeni bir ufuk açacaktır... Biliyoruz ki, tekmil kitap- ları lâtin harflerine istinsah elmek şimdilik kuâretimizin dışındadır. Ay- nen istinsakından esasen bir fayda da hasıl olmıyacaklır; zira, Başmu- harririmizin pek isabetle söylediği gibi, mesele o lâfları lâfız lâfız okuya- bilmekte deği, (o anlıyabilmektedir. Halbuki ekser telifatta âyetlere, ha- dislere, kelâmı kibara, şark fleminin meşahirine yahud hadiselerine, efsa- nelerine telmihlere rastlanır, Gayri menus kelimeler Tüyatlerde aranıp bulunsa bile, mânayı hakkile kavri- yabilmek için esaslı hazırlık lâzım, Demek ki bir «Türk müsteşrikleri kadrosu» yetiştirmek mecburiyetin- deyiz. Bu kadronun mensupları arap harflerini de, osmanlıcayı da, arapca- yı ve farsçayı da mükemmel surette öğrenmelidirler. Bizim idadilerde ya- hud medreselerde vaktile yarım ya- malak yetiştiğimiz gibi: eBenim oğ- Tum bina okur, döner döner gene okur!» tarzile değil, Garp usullerile! Okuduğunu kavramak şartile... İşte yukarıda anlattığım şekilde «umuma mahsus basitleştirilmiş İs- tinsanhları ı başaracaklar da bu gibi- ! ler arasından pıtırak gibi çıkar. Sim- diye kadar yapılmış yanlışları Keza bunlar düzeltir; tarihimize, dilimize, dinimize dair meçhul kalmış hakikat- leri gene onlar ortaya vururlar. İlh, ih... On bir yaşındaki yavruları elif kü. sün enniden kurtardık. Tekrar cende. reye sokamayız. Bunu münakaşa bile etmek istemeyiz! Fakat diğer taraftan da, birlerce Türk müsteşrıki yetiştir. mek İşine şimdiden başlamazsak mil li mazimizden palamarları büsbütün koparacağız. Telâş edelim: Biz son ne- sil gözümüzü kapadığımız gün, bir tapu senedini, bir fermanı değil a, en — Haşâ huzurunuzdan, hayvanla- Tan İnsanlardan daha hassas oldukla- Alü. ŞEHİR HABERLERİ Teberrüat 965,466 lirayı buldu Bundan sonra Merkez komitesine hiç kimse davet edilmiyecek Felüketgedeler menfaatine dün de şehri- mizdeki Kızılay merkezile şubelerine 30307 lira S4 kuruş yatırılmıştır. Burdan evvelki teberrünt yekünu da dahil olduğu halde dün akşama kadar Kızılay veznesine ya- pılan teborrüat 968,466 lira tutmuştur. Görülen lüzum üzerine tali komitelerin faaliyetleri devam etmiyecektir. Bu suret- Ic kazalarda kaymakamların tüccarlar arasından seçtikleri bu komiteler urlık teberrüat teminine devam etmiyecek ve vüâyette Vali Dr. Lütfi Kırdarın relsiği altındaki merkez komitesine de hamiyet- lerine müracaat edilmek üzere hiç kimse davet edilmiyecektir. Felâketzedelere yak dim edecek vatandaşlar, doğrudan doğru- ya Kıniaya müracaai ederek teberrüntta bulunacaklardır. Misırdaki vatandaşlarımızla dost Misır- ihikârla mücadele Fiatler normala doğru inmeğe başladı İhtikürla mücadele hususunda alman kararlardan biri de ithalâtı kolaylaştır. maklır. Tahminen bir buçuk ay evvel, şeh- rimiade, yenisi gelmediği bahanesile bir çok malların fiatleri yükseltilmişti, İthalâ- tın kolaylaştırılması üzerine fiatler düş- başlamışlır. Saç, manlfatura eşyası #atleri normal hadde doğru inmektedir. re akreditif verileceği anlaşılır maz, memlekette en az 6 aylık stok unduğu halde sebepsiz yere yükseltilen kahve ve çay fistleri de derhal düşmüştü, Yeni sipariş edilen 15 bin liralık çay stoku Ziraat bankasına teslim edilmiştir. Kahve ve çay limitet şirketi tarafından alıcılara satılacaktır. Aynı mikdarda bir malda yoldadır. ihtikârla mücadele muntaka tlcaret müdürlüğünde toplanmış- tar. Toplantıda, sebepsiz yere fiatleri yük- gellilen bazi maddeler hakkındaki şikâyet- Ier gözden geçirilmiş, tahkikatın derinleş- tirilmesine karar verilmiştir. Komlsyon, bügün tekrar toplanacaktır, Şaşkinbakkaldaki kaza tahkikatı Bayramın üçüncü günü Üsküdarda Şap kınbakkal virajında devrilen itfaiye mo- topompu içinde bulunanlardan yaralanıp da hastaneye kaldırılan şoför Osman, Ce- mil ve Hüseyin, iyileştikleri cihetle dün hastaneden çıkarılmışlardır. Salâhaddin. Şunşip, Foyzullah ve Mustafa henüz has- tanededirler. " Kaza hakkında tahkikata el koymuş bus Yunan Üsküdar müddelumumi muavini B. Ratip, bugün, şoför Osmanı Sorguya çeke- cek, ayni zamanda Cemil ve Hüseyinin de malürmntlarına müracaat edecektir. Beşiktaş kaymakamlık bina- sının yıktırılmasına başlandı Boşiktaşta Harbaros türbesinin etrafını açmak üzere kaymakamlık binasının yıkıl- ması işinin ihnle edildiğini yazmıştık. Dün- den itibaren Beşiktaş kaymakamlık binası yıktırılmağa başlanmıştır. Kaymakamlık şimdilik muvakkaten Maj- müdürlüğü binasına nakledilmiştir. Kay- makamlığın delmi binası için OHay- reddin iskelesinde ve deniz Kenarında eski saraylardan biri tahsiz edilmiş ve bu binanın tamiri için 20 bin liralık tabsisağ gönderilmiştir. Bugün de türbenin etrafındaki dükkân- larin yıkılması ihale edilecek ve bü binalar da buğünlerde kı komisyonu, dün, dede vasiyetname. İ sini okuyan adam kalmıyacak; Sir Denison Ross'un hafidini Londradan mütehassıs diye getirterek: — Bak şu türkçe küğitta ne yazılı? Oku da bize söyleyiver! » demek icab edecek, Tedbirini şimdiden almazsak, hey- hat, bu olacaktır! (vâ - Nü) ... Rasathane âletlerinin bile evvel. den haber alamadıkları zelzeleleri ———— lıların zelzele felâketzedelerine yaptıkları yardıma p'd 19,500 lira Kahire elçiliğinden Kımlaya gönderilmiştir. Dün Bulgaristan- dan 16 vagon kereste gelmiştir. Bu kere#- teler zelzele mıntakasına gönderilecektir. Bugün de İzmir vapurile Ordu ve Gire- suna yedi yüz eliişer çuval un gönderile- çektir. Bundan evvel de 4 vagon Orduya, 8 vagon da Giresuna kereste ile 100 çadır gönderilmiştir. Tekrar bugün 160 balye ile 20 sandık 6$ya, saç, kürek ve 4 vagon kereste Ordu- ya, 44 balye, 38 sandık saç ve kürek de Gi- resuna gönderilecektir. Dün de Mısırdan İl balye battaniye, 14 balye giyecek, Fransadan da 14 balye eşya gelmiştir. Karilerimizin mektupları 1900 lirayı kim teberrü etti Yubaşı gecesi Taksimde, Yeni güzi- noda bir eğlence tertip edilmişti. Zel- yele felâketi münasebetile bu eğlen- ceden vaz geçildi. Münasip., Verilen paraların Kızılaya terki muvafık gö- rüldü. O da âlâ. Fakat gazetelerde 1900 küsür liraya baliğ olan bu pa- rayı Porapalas oteli sahibinin teberrü i ân edildi. İşte bu doğru deği. , meizele felâketinden evrel 1$ ki- şi için yer tutmuş, 75 lira vermiştim. Şimdi kendimi bu zevata hesap ver- mok mecburiyetinde görüyorum, He- sâbı vermek de ancak elimize bir makbuz verilmesile olur. Kaç gündür bununla meşgul olduğum halde bir törlü böyle bir makbuz ulmak imkâ- nın bulamadım. Mesele ehemmiyetsiz telâkki edilmemelidir. Makbuz ayni yamanda konirolu da temin eder. Alâ- kadarların nazarı dikkatini celbede- rim, KÜÇÜK HABERLER: k Beykozda oturan Şeban isminde biri, Çamlıcada Şirketi Hayriyenin 53 numaralı yapuruna binerken muvazenesin! kaybede- rek denize düşmüş ise de etraftan yetişen- ler tarafından kurtarılmıştar, 4 Feriköyde oturun B. Hakkının bir ya- gındaki çocuğu salıncaktan düşerek yara- lanmış, polis tarafından Etfal haslahanesi- ne yatırılmıştır. # Şoför Alinin idaresindeki otomoblü dün akşam üzeri Çarşıkapıda Arşak İs- minde bir çocuğa çarparak muhtelif yer- lerinden yaralanmasına sebep olmuştur. 4 Süreyya isminde birile Mehmed is- mindeki arkadaşı dün bir meyhanede ra» kı içerlerken kavga etmişler, Mehmed, Bü- Süreyya da Mehmedi rakı şişesile yara! şar. Polis ikisini de tedavi lırmiş olup icab eden kanun! ta- kibat yapılmaktadır. * Bir çok apartımanlardan smpwl çalan ve zabıta tarafından aranan Pokrat adın- da sabıkalı bir hirmz Aksaray olvarında iki apartımandan çaldığı ampullerle ka- yakalanarak ndiiyeye verilmiştir. üçüncü sulh ceza mahkeme olmuştur. # Eminönünde Balıkhane binasının önündeki mesçii ile yanındaki dükkânların istimlâk munmelesi tamamlanmış ve bun- lar bir yıkıcıya ihale edilmiştir. Bugünler. Ve bu mesçidin yıktırılmasına başlanacak» ir. # Prost plânına göre şehrin sanayi mun- takaları tesbit edilmiştir. Bu mıntakada hangi nevi sanaylin yerleşeceğini tesbit et- mek üzere dün Kelediyede bir içtima yapıl. mıştır, Bu Içtimada verilecek kararlardan sonra Imalâtbanelerle fabrikaların cins ve mevine göre taşmacakları mevkiler tesbit edilecek ve alâkadarlara Kali tebilgat yapı .. Yok bilmem gelecek deliketi in. sanlardan evvel köpekler hissederler- mişi İngiltereden gelecek . misafirler İngilterede teberrü edilen eşyanın tev- Bine yardım etmek üyere Sir Decded ile profesör Garstang'ın Londradan hareket ettikleri bildirilmişti, Misafirlerimizin bu- günkü trenle şehrimize gelmeleri bekleni- yor, Misafirler Kızılay İstanbul mümessili B. İsmall Cemal ve depo müdürü B. Hay- dar tarafından — karşılanacaklardır. Misa- firlerin mihmandarlıklarına - Sıhhiye Ve- kâleti neşriyat müdürlüğünden Dr, Remzi memur edilmiştir. Bu iki zat için Tokat- yanda iki daire tahsis edilmiştir. Misa- firlerimiz şehrimizden Ankaraya gidecek- ler ve oradan da zelzele mintakasını 2iys- ret ederek İngütereden gelen eşyanın teY- ziline yardım edeceklerdir. İhracat artıyor Ölü mevsimde olduğumuz halde muamele fazladır Dün 450 bin liralık st yapılmışlır. Dün İtalyaya deri, kuru fasulye, tsz6 balık; Pransaya tütün, tiftik; İngiltereye keten ve tiftik gönderilmiştir. Evvelki günkü ih- racat miktarı 400 bin lira kadardı. Evvelki güne nazaran ihracat tutarında * yükseliş İ vardır, Ölü mevsimde bulunduğumuz haj- do yarım milyon liraya yakın m edişimiz, piyasada büyük bir slâka il şilanmıştır. ça ile ticari mua maktadır. İhracatımızın artmasi, kabiliyetimizi de arttırmaktadır. Çinli seyyar satıcının eşya- sını çalan mahküm oldu Linglu adında bir Çinli seyyar satici Çarşıkapı civarında bir kahvede igportasi- le yün fanill satarken Süleyman adında biri yanma sokularak adamcağızın fanilâ- larından birini çalmiş fakat kaçarken ya- Kkalanmıştır. Süleyman dün Şultanahmed ceza mahkemesinde muhakeme edilmiştir. Davacı Lingiu mahkemede davasını Çince olarak bir arkadaşına anlatmış, o da türk- çe ve almanca bilen diğer bir tercümana l a nakletmiş ve bu i tercüman itnalâk Bundan Süleymanın bir ay hapsine karar verilerek derhal tevkif edilmiştir. Mercan cinayeti muhake- mesine başlandı Mercanda saraç dükkânında altmış ku- Tuş alacak yüzünden arkadaşı Zeyneli sa- Taç bıçağile öldüren Ömerin muhakemesi- ne dün ikinci ağır ceza mahkemesinde ba- kılmıştır. Maznun Ömer bazı gayri tabii hareketler yaparak kendisinin şuurunun bozuk olduğunu, vaka esnasında ne yap- tığı bilmediği gibi mahkemede de ne Söylediğini düşünemediğini iddia etmiş ve tibbi adlide müşahede altına aldırılmasını istemiştir. Mahkeme, Ömerin evvelâ adliye doktoru tarafı muayene ettirilmesine İ va lüzum görülürse tibbi ndlide müşahede altina aldırılmasına karar vererek muha- kemeyi başka güne bırakmıştır. Devlet konservatuarı tatbikat sahnesi Ankara 25 (Telefonla) — Şehrimize deki esnaf apartımanı konferans sâlo- Bunun devlet konservatuan (tatbikat sahnesi haline getirilmesi Okararlaştırıl. mıştır, Bu maksadla mezkür salohda yapılacak iadilât için 110 bin küsur li- ra harcanacaktır. # Bir müddet evvel Karadenizde Podima mevkimde maya benzer bir cisim pörül- müştü, Mahalline bir keşif müfrezesi gön- derilmiş, ve mezkür cismin bir şamandıra olduğu anlaşılmıştır. Şamandıranın fırtına yüzünden Bulgar sahillermden kopup gel- diği tahmin edilmektedir. k Şehrimizde bulunan Sıhhiye müdürü B. Asım dün feliketzedelerin iskân edil- dikleri mmıntakaları gezmiş, kendilerine gösterilen ihtimamı memnuniyetle telâkki etmiştir. .. Fakat bayanlar baylar, bu me- deniyet asrında bendeniz bunlara inanamıyacağım, olmaz böyle şey... m a Bahife 3 İSTANBUL HAYATI Bir gece eğlentisi Bir kaç arkadaş, beraberce bir gece eğlentisi yapmağa karar vermişler, Beni de davet ettiler. Akşam üzeri Sirkeci civarında bir kıraatkanede toplandık, müzakere başladı: — Eh, hepimiz tamamız. Şimdi eğ- lenti programını yapalım. Adamakıllı yiyip içip eğlenmeliyiz. — Evvelâ bir çalgı gazinoda olu- rup hem yemek yeriz, kem de birkaç bira içeriz. Ondan sonra... Biri sözü kesti; — Yoook. Ben bira içmem, Midemi şişiriyor. Biraz rakı içmeden eğlenile- mez. — Peki hayım, Sen rakı içersin. Öleki atıldı: — Olmünaz. Hep berüber eğlenecö- Ziz. Bâzısının rakı, büzisinin bira İç mesi olmaz, Rakı içmek istiyen, biraya bahane bulüyor, şarap meraklıları, rakıyı kötülüyorlar, münakaşa Uuzuyordu. İçki meselesini ortaya atan arkadaş: — Münakaşa ile vakit geçirmiye- Yim, dedi. Şimdi ikinci plânı hazırla. yalım da, içki meselesini gazinoda hallederiz. Ben, gazinodan çıkınca bir bara gidip eğlenelim diyorum. Muva- fık mı? İtirazlar başladı: — Ben bara gitmem. Apandisitim var, Dansedemiyorum. Şöyle yiyip içerek eğlenecek bir yere gidelim, — Evet, evet... Barda geç vakte ka- dar kalıp bir sürü masraf ederiz, ya- rin sabah da erken kalkamayız. Bar meselesi üzerinde de bir hayli münükaşadan sonra başka bir teklif yapıldı; — O halde, (.) gazinosuna gide lim. Hem İstediğimiz gibi yer içer eğ- Jeniriz, hem de hanende bayan (..) yı dinleriz. Bu da şiddetle reddedildi: — Aman, bırak şu cırlak sesli ka- dını. — Evet, onun se: ben de beğen- miyorum. Bayan (...) nın sesi daha güzel — Hayır, hayır. Canınız şarkı isti- yorsa evlerinizde radyo dinleyiniz. Fikirler bir türlü birleşemiyordu. Uzun münakaşalardan sonra Kıraat haneden çıktık: — Hele bir defa Beyoğluna çıkalım da, programı orada düşünürüz. Dediler. Yolda; «Otomobile mi bine- Him, tramvaya mi7» diye yarım saat kadar daha münakaşa yapıldı ve ni hayet tünelle çıkmağa karar verildi. Taksimle Tünel arasında, sokak aralarına da sapmak şartile, dolaş mağa başladık. OGazinolarm kapıla- rından bakıyoruz. Kimisi kalabalık diye beğenilmiyor, kiminin servisi fe- na olduğu söyleniyor, başka birinin pahalılığı ileri sörülüyordu. Her biri ne hirer bahane bulundu ve kapıla rından döndük. Saat on bire gelmişti. Köşe başında İ durduk. İçlerinden biri: — Arkadaşlar, dedi. Ben fena hal- de yoruldum, uykum geldi. Zaten va- kit de geçtiği için bundan sora eğ- lenemeyiz. - Hayal, şimdi evlerim! gidelim de, başka bir gece yine top- lanımız. Gece yarısı yorgun argın, aç susuş €ve âönerken arkadaşlardan biri ki Jağıma eğildi: — Ba geceyi hiç unutamıyacağını. Enteresan bir gece... — Evet, dedim. Yiyip içip aç yatik ğımız gece... Cemal Refik Ve Zalngal se — B. A. — Olur bayım olur!... Bakın bizimki bile teşrifinizden beş dakika evvel havlamağa başladı!...