AEŞAM Finlerin muvaffakiyetinin sırrı Vapırlar mayn ve torpil tehlikesinder kurtuluyorlar mi? Bir Fransız mühendisi ucuza mal 1 ge karış karış bilmeleri, 2- Kuman heyetinin mükemmeliyeti Mareşal Mannerheim'in kumandası altında çalışan 3 Olar nasıl yetiştiler ? tekniğini Fim- lândiyalılar kadar muraffakiyetle ve us- talıkla tatbik edebilecek o hig bir ordu yoktur. aylarca daha bir kuvvettedir. Fin askerlerinin ferdi kabiliyetleri hakkında İnanılmıyacak hikiyolar anla tlmaktadır. Geceleyin, düşmanın kuv« bir Fin neleri, nöbetçileri kuşkulandır. madan ve uyuyan neferleri uyandırma» den Rus çadırlarını birer birer saymış, sonra da Fin hatlarına sapa sağlam dön müştür, Beyaz setresini giymiş bir Fin askorini Skysile, binlerce ağacın arasın dn ormunlar içinde dolu dizgin kayar ken görünce, bu muvaffakiyete şaşma mak lâzımdır. Ruslar, ormanlardan korkdukları için satıhları buz tutmuş göller üzerinden yürümeği tercih ediyorlar. Son zamam ki ğü, donmuş bir göl mevzilerine doğru yürü” Nişancılık o şampiyonu olan bir Fin çavuşu Rusları silâh elinde beklemiştir. Ruslar, geri dönemiyecek bir mesafeye kadar ilerleyince Fin çar Yuşu kendilerine ateş etmeğe başlamış, attığı 43 kurşunla 41 Rus vurmuştur Uzun senelerdenbeti, Finlândiyada halk arasında en çok rağbette olan spor. üzilik yarışlarıdır. Bütün genç Fin- İlindiyaklar, bu spor sayesiride, karan- hk gecelerde en kesif ormanlarda bile İlanını şaşırmamaktadır. Ormanlar Finlerin âdeta evi gibidir. Her köşesini, her bucağını karış karış bilirler, kama kışa, soğuğa karşı kendilerini korumağı da mükemmelen bilirler. Kareli cephesindeki muharebeler, açık havalarda talim ve terbiyenin Finlere demin ettiği büyük avantajları meydana çıkarmıştır. Finler, buzlar altında sığ makları 25 santimetre kalınlığından çam gövdelerile inşa ediyor. Bu sığınaklar, İZ metre uzaktan bile görünmemekte dir, Uzan kıllı ve kalın adaleli yüzlerce PFinlândiya beygirleri tarafından çekik mekte olan kızaklar, karanlık basar bas maz dar patikalardan geçerek ilk hat İarda bulunan askerlere yiyecek ve mü- bimmat götürüyorlar, Bütün hayatlarında balta kullanmağa ve kocaman ağaçları bir darbede kes meğe alışmış olan Finler, ormanların İçinde ve buzların altında sığmaklarını ve siperlerini süratle inşa ediyorlar Halbuki Ruslar, kâfi mikdarda çadıra malik olmadıkları gibi, Avrupanın en şb malinde bulunan Finlândiyanın şiddetli soğuğuna karşı da kendilerini korumağı bilmiyorlar. Kumanda heyeti Finlerin bu şayanı hayret ve muvuffa- kiyetli mukavemetlerinin diğez bir Amil Ye unsuru, kumanda heyetinin, ağır ve sife ve mesuliyetinin ehli olmasıdır. Fin ordusu, erleri gibi mükemmel bir zabi kadrosuna maliktir. Evvel emirde Fin sakerleri, (o baş kumandanları mare sal Mannerheim'a karı büyük bir it mad beslerler, isimlerinin ilk harfi O ile başlıyan general OOesterman, O genbraj Ocsch ve general Ohguist Finlerin kah- famanea mukavemetinde büytik bir roj aynuyorlar. Bu generallerin üçü de eski Alman ordusunun meslekten yetişmiş, Ruslara karşı cmizafferane harp etiniş xabitleridir. General Öesterman, Finlândiyn kuv. vetlerinin baş kumandanıdır. Generaj Oesch büyük erkânı harbiye reisi ve un £ karargâh kumandanıdır. General ist Tin ya cephesinio en hassns ve en hayati noktası olan Kareli ve Lâdoga yölü mıuntakalarına kuman da ediyor. mukavemet edebilecek | Fin kayakçı müfrezesi ve makineli Harbi umumi başladığı zaman bu üç general de Almanyada talebe idi Bun- lar mektebi ve rm bırakarak Şark cephesinde Ruslara karşı harp et- mek şartile Alınan ordus lardır, Bu üç general üç sene Ak man ordusu saflarında harp etmişler ve bütün rütbelerini harp meydanlarında kazanmıştır. Rusyada Bolşevik | ihtilâli başlayınca üç O lar memleketleri olan Finlândiyaya dönmüşler ve Şark cephesinde Çarlık orduları saflarında, kendilerine karşı harp etmiş olan mareşal Mannerheim'in kumandansı altında Finlândiy i lil muharebesine iştirak eyle Mannerhcim, azleri Fin olmasına Çarlık ordusunun en güzide generallerin | den biri idi, Nüfuzu o kdara büyük idi ki, Bolşevik ihtilâli patlak verdiği halde Rusyayı general üniformasile hususi va- gonu içinde baştan başa katetmiş ve bü- tün generallerin kurşuna dizildiği bir sırada hiç bir Bolşevik kendisine ol kal- dırmağa teşebbüs etmeiniştir. Bu üç general ve Almanyada tahsil etmiş diğer Fin zabitleri, büyük vatan- severliğinden (o dolayı, Mannerheim'in kumandası altına o girmeği kabul etmiş ledir. Mannerheim'in askeri meziyetleri Bay zarfında Finlândiyayı tten kurtarmıştır. Bugün mareşal Mannerheim yetmiş yaşındadır. Fakat bu yaşlılığına r. bütün kuvvet ve .gayretlerini, Rusları ikinci defa yenmek için sarfediyodu. Fim- lândiya ordusunda en mühim üç mevki işgal eden bu üç generula tam bir emni- yet ve itimad beslemektedir. Fin ordumu baş kumandanı general Öesterman he- Düz 47 yaşında olup Fin ordusunun en gok Prusya talim ve terbiyesi görmüş generalıdır. Uzun seneler bir Fin nümu- ne alyına kumanda etmiştir. Alayının afrağı, yapılan müsabakalarda atıcılıkta ve Sky kullanmakta daima birinciliği karanmışlardır. General Oestremanın orgunizatörlük hususunda büyük bir şöhreti ve disipline taassup denilecek derecede merbutiyeti vardır. Büyük ekânı harbiye reisi general Oesch 47 yaşındadır. ta'biyede beyne milel bir şöhreti vardır. Kumandan «- fatile de mareşal Mannerheim'den sonra geliyor. Dokuz senedenberi büyük erkâ- m harbiye reisliği vazifesini görüyor. Şunu da kaydedelim ki, Finlândiya ordusu yirmi senedenberi Rusyaya karşı İkinci bir harbe girişmek ihtimaline meb- ni hazırlanmıştır. Bu sebepten dolay» dar ki Pin zabitlerinin mükaneelen ras” sayı bilmeleri meeburtdir. Kareli cephesi kumandası O generei Ohguist 45 yaşındadır. Fakat Finlândi yanın en hayati imintakam olan Kareli ve Lâdoga cephelerini müdafaa ediyon Motörlü Sovyet orduları, bu oephelerda taarruz Üzerine taarruz noral Oheşulat, 7-8 seni taka kumandanlığında bulunduğu ok a gönüllü yar | vi İLE AL tüfek kullanan genç bir Fin askeri hetle, burun karış karış biliyor. Mam- nerheim müdafaa hattını tasarlıyan ve inşasına nezaret eden de kendisidir. Mannerheim hattı, dört istibkim hab tından mürekkeptir. Generalin kıtası arasında büyük bir şöhreti vardır. Aş kerler, kendisini çok severler, “— BULMACAMIZ 1 — Daha fazla, 2 — Kirahyan. 3 — Bonu yük. 4 — Dilsizin başı - Gemilerin sığınağı, $ — Bir cins kaba kumaş - Sıdık ve Me mimiyet, $ — Niyaz - Masset - Talik ek 1 — Yüz mi - Sonuna «Ze. gelirse haristi yanların orucudur. 8 — Dedenin yarısı - İki kere beş - Eğri 9 — Tersi pederdir - Kazanan. 10 — Eşya - Sevkulceyş. Yukardan sşağı: 1 — Dinine sadik kimse. 1 — Dünyanın yedi asibösi 3 — Saray kayıkçım - Kırmımı 4 — Tersi sörahinin başıdır - Tersi fıztı, nadır. 5 — Kişi 8 — İran şehirşahmın soyadı - Tersi be 1 — Mağlüp olmamak, , 8 — 'Taharri - Alaturtm mustkide bim zam kam — Feryad - Silinmiş. Geçen bulmacamızın hali) olan kolay bir usul buldu Pariste çıkan İntransigcant gazetesine göre Kristof Kolomb'un yumurtayı oturt- mas kadar kolay ve basit bir keşif de- niz harbinde munzam bir inkılâp yap- mak üzeredir. Yurkeviç namında bir Franaz deniz im- şaatı mühendisi, mayne çarpacak veyar hud tahtelbahirler tarafından torpillene- cek gemilerin batmamasını temin et miştir. Yurkeviş, meşhur Fraasx Trans- atlantiği Normandie'nin plânlarını ya- pan mühendistir. Dünya deniz terzgüh- İarında yapılmakta olan en güzel gemi- lerin plânları da bu mühendisin vaz ve tesbit etmiş olduğu esaslara göre tan- zim olunuyor, Mühendis Yurkeviç, büyük gemilerin seyrini ve inşası kararlaştırılan harp ye- milerinin küçük mikyasta yapılan me- dellerinin pervanelerinin havuzlarda iş- leme tarzlarını tedkik ederken, dört bin senedenberi, inşa edilmiş olan bütün gemilerde ayni kusurun mevcud oldu- İunu görmüştür. Bu kusur da şudur: Gemiler seyrederlerken, ön kısımları iki taraftan dalgalar kuldırmakta ve bu dalgalar, vücude getirdikleri mukave- met sebebile, geminin süratini azalımak- tadır. Binaenaleyh o mühendis Yurkevig, süyun bu mukavemetini ortadan kaldır- mek için yapılacak gemilerin ön kısim- larını, dalga kaldırmıyacak bir şekilde tadil etmiş ve bunda da şayanı hayret neticeler elde etmiştir. Mühendis Yur. keviç, geminin denizi yaran ön kısmı na verdiği şekil ila, gemi süratinin yüz- de on baş nisbetinde arttığım görmüş vs bundan aldığı deri Normandis transatlantiğinin oplânmnda tatbik e miştir, Bu sayede Normandie yapurunun makinesi 180,000 beygir kuvvetinde İken 85,000 tonluk bu muazzam gemiye sanite İ3 küsur mil bir sürat temin et miştir, Fransızların yeni inşa edilen Pasteur transatlantiğinde de makineleri "mühendis Yurkevig'im bu keşfina, ehemmiyet vermemişler ve Kuin Meri transatlantiğine Normandie- temin edecekler ve bem de ber solerde yetim milyon mazut franklık tasari edeceklerdi. Şimdi mühendi. Yurkeviş İngiliz ve Fransız Bahriye Nezaretlerine müracant ederek mayne çarpan veyahud torpille nen gemilerin batmamam için bulduğu bir usulün ta i teklif etmiştir. Bu mühendise göre kendisinin bulduğu usul, gemilerin emniyetini yüzde 90 nisbetin- de arttıracak ve.mayn tehlikesini de or- tadan kaldıracaktır. Mühendis Yurkeviçin teklif ettiği usul, gemilerin bölmelerini sw geçirmiyecek bir şekle ifrağ etmektir. Zira, mayne çarpan veyahud torpilenen gemilerin yüzde doksanı su kesimlerinde vuku bulan yırtiklardan batıyorlar. Patlayan, veyahud isabet eden bir torpi nin yanlarını parçalıyarak muazza rahne açıyor. Yeni gemiler üstleri su yeçirmiyecek bir şekilde böl meli ve tıkalı değildir. Binsensley minin yanından açılan rahnelerd. ye sızan sular, bu noksan yüzünden yu- karıya hücum ediyor ve g- - yor. Gemi içinde, anbarların iskaralı bir kauçuk tabakasile yekilde kapatılacak © olursa imayne çarpmak veyabud to yüzünden batnı kaldırılmış olacaktı lanmış bölmelere suların yukarıya nüfuz et minin ber tarafını kaplamasına olacaktır. kı bir remilerin ilenmek mani Bu usul, geminin su kesiminin altında aşılan rahnelerde çok müessirdir. Ma- yinlerin ve torpillerin gemilerde açtıkla- rı rahneler, ekseriyetle su kesiminin al- tanda hasıl olduğu cihetle, bu usulden elde edilecek faydalar, yüzde doksan beş nisbetinde olacaktır. Gune Fransız mühendisine göre. gemi- lerin içinde teklif ettiği tadilâun yapıl ması, pek az bir paraya mal olacaklır. İskaralı bir kauçuk tabakası gerilmesi, ve bölmelere hücum edebilecek suların boşaltılması için bir tulumbanın kulla” Bilması kâfidir. Mühendis Yurkeviç, bu keşfini İngiliz ve Fronmz Bahriye Neza- retlerinden başka Amerikaya da teklif etmiştir. Amerikadan bitaraf Avrupa H- manlarına mal götürecek Amerikan şileplerinde mayn tehlikesine karşı bu tertibat vücuda getirilecektir. İngiltere, Üc Fransa denizlere hâkim oldukları ci- hetle, mühendis Yürkeviçin bu keşfine den ancak müttefik harp gemileri isti fade edabileceklerdir. Babıâli caddesinde bir kızak eğlencesi Sadrâzam Reşid paşanın bir sözü: «Efendi hazretleri senin vaziyetin o kadar hoşuma gitti ki bu makamda bulunmamış olsaydım gençliğimi hatırlıyarak ben de bir kızağa binip sana iştirâk ederdim» Gazetenizde çıkan eski günler başlıklı yanları zevkle okuyorum. Bu mllnase- betle bir hatıramı nakledeceğimi İstanbulda bir zamanlar saray ve vü kelü arabalarından başka arabalara na diren tesadüf olunurken Yedikule, Edir- nekapı, Topkapı Mevlevihanekapın gk bi uzak semtlerde oturan memurin ve ketebe yollarını kıslatmak üzere erleri ne besledikleri midilli veya merkepleri, ne binerek Bayuzıtta şimdiki tramvay durağı civarında olan Karakulak hanının ahırlarına, başlarına yem torbalarını ge- girerek birakırlar ve kapalı çarşıdan geçerek Babiâliye gelirlerdi. ettiği zaman, arabanın biri konağın av- lusuna almarak diğerine yol açılırdı. İşte çocukları Uzunçan. yıdan satın aldıkları parmaklıklarla süslü veya adi kızaklarla kızak kayarlardı. Babılli Sadaret ovrak müdürü çocukr uğunu onları seyrederken, bazı kusurlarını görerek ihtaratta bal nur. Bu ibtarat ların canlarını slk tığındanı «Ef baba, bu gibi şeyler genç ve çocuk işidir. bunak işi değil» demeleri üzerinei müdür «Ben her na kadar ihtiyar isem de kızak kaymakta ustayım? der ve çocukların birinden bir kızak alıp eteklerini toplayarak kızağın üzerine oturur ve yokuş aşağı kendini bir türlü zaptedemiyerek Hocapaşaya doğru kaymağa başlar. O esnada kır bir at Üzerinde alayı valâ ile Babiâliys gek mekte olan sadrazam Koca Reşid paşa- ya tesadüf eder. Uçarcasına ulu orta gitmekte olan elendi kızağiyle alayın or- taşından geçer. Kızağın sahibi olan şocuk arkadaşlarına: «Moruk kızağı ak dı kaçıyor koşun» demesi üzerine hepsi birden kızağın arkasından koşmağa baş ladılar, Bu hengâmeyi gören Reşid paşa ya nından geçen efendiye «Uğurlar olsun» demesi zavallı efendiyi büabütün şartmaş ve ancak kızağını durdurabilmiştir. Efendi kızaktan inerek kanter içinde Babıâliye gider ve makamına oturuş oturmaz, sadaret hademesinden paşanın kendisini istediğini haber alır ve setresis nin önünü düğmeliyerek kemali mahçu- biyetle paşanın odasına alinl imorumor girer. Sadraram paşa, efendiye elile işardi ederek i eye otum masını ve bugünkü halin kendisine bas taisil anlatılması rica eder, Efendi de vakayı annnesile anlattıktan sonra paşs kahkaha ile gülerek: «Efendi hazretleri senin bu vaziyetin benim o kadar hoşu- ma gitti ki eğer bu makamda bulunma mış olsaydım ğençliğimi hatırlıyarak ben de bir kızağa binip sana iştireki ederdim» diyerek efendinin mahçubiye- tini bertaraf ettiğini kmedi hülefasındası olan pederim merhumdan işitmiştim. Ahmed İsfendiyar Siirdde yeni hükümet konaği Sürd (Akşam) — Yeni Sürd şebrim de 150,000 Tirm sarfile inşasına karaf verilen hükümet konağının inşa işi mü teahhidine ihale edilmiş ve temelatma resmi yapılmıştır. — anma