AKŞAMDAN AKŞAMA Gençler şimdiki nesle olbetta faik olacak! Fakat «Gavsizm» cereyanı münevver gençliği temsil etmekten uzaktır! Edebiyat münakaşaları kol kol alıp yürüyor. Son Posta refikimizde genç edibler benim de dahil olduğum bir kara liste tertip etmişler; Yahya Kemâller, Reşad Nuriler, Peyami Safalar, Mahmud Yesariler, Faruk Nafizler, Orhan Seytiler, Yu- sut Ziyalar, ilh (on yedi kişi) hep ka- Pi dışarı atılıyoruz. Kendi hesabıma bu kiymetli ediblerle ayni mukadde- Ez tâbi tutulduğum için iftihar ede- Yerimize buyursun Nail V ler, (bu, on senedir eserleri intişar eden, fakat halâ duymadığınız «yeni» bir şairin ismidir); buyursun Cahid Yamaç'lar (bu da yeni bir nâsirin ismi imiş... Kim bilir kim?... Kaç kere yazısına başladım... Sonuna kadar devama sab- rım kalmadı! Şeyh Galib şöyle der: Tar& selefe takaddüm. ettim, Bir başka idgat tekellim ettim! , Kendinden evvelkileri hiçe saymak, bir heyet halinde ortaya çıkıp edebi mektep kurmak için, seleflerinin tar- Yına takaddüm etmek, bir başka lügat konuşmak ilk şarttır. Divan edebiyatına nazaran Abdül bak Hâmid, Recaizade Ekrem, Edebi. yatı Cedide, ve bunlara nazaran da kara listedeki isimlerin sahipleri öyle apayrı bir İş yapmışlardır. Yalnız li- san değil, muhteva bakımından da... ” Bu nesil, Halit Fahrizade Gavsi'nin nesline elbette ergeç mevkiini terkede- cektir. Ömür kısa! Ekser kalem sahipleri» nin dimağ faaliyeti seneleri ise, hey- hat, tabli ömürden de kısa... Hevesli. ler - şayet istidadı iseler- pek arzu et- tikleri şöhret tahtlarını çok geçmez kaparlar!!... Fakat işte Abdülhak Hâ- midden Mehmed Akife ve Turhan 'Tana kadar muhtelif yaş ve iktidarda kaç edib şu zamanlarda kendiliklerin- den tasfiyeye tâbi tutuldular, Onların mevkii niçin ihraz edilemiyor”... Baş köşeler açık! Haydi Gavsi!... Gayret... Haydi Reşad Enis"... Haydi davranın?... Seğirtin! Ve dahi duralar... Çünkü tarı sele- f€ takaddüm etmek zarureti varf... «Yed - i beyza ü Samiri zi - gucas!.. Demek mesele birini indirmekte de- Zil, kendini yükseltmekte?... Emek ve kabiliyet kanadları lâzım... * b Umumiyetle yeniler, gençlik sayi- kaslle atar, tutarlar; fakat eskilere müsamahakâr, hayırhah olmakdü- şer. Bugünün en kabadayı edebiyatçı. $ı on binlerce karie hitap ediyorsa in- şallah gençler yolunu bulup yüz bin- , milyonlarcaya yazı okuturlar! usallah eserleri dünya dillerine ter- cüme edilir! İnşallah dünya şaheser- lerini dilimize doğru dürüst tercüme *derler! İnşallah muhalledatımızı yara- — Halka salim fikir ve zevk aşı- ri Öyle ya: Bizim zamanımızda ke yapılamadı; onların - yani zn sonrakilerin - yapacaklarına iz milletimizin irfanından e di miyi ki, maazallah... Bu- ği varmaz... Bunu havsalamız Binaenaleyli behemehal «onların» dl ŞEHİR HABERLERİ Dün de 54,659 lira teberrü edildi Teberrüat yekünu 778,350 lirayı buldu, zelzele mıntakasına çivi gönderiliyor Felâketeodelâre yardım eden mili komite dün yine Vali ve Bels- diye Relsi B, Lütfi Kırdarın reisliği altın- da toplanmıştır. Dün akşam geç vakte ka- dar Kızılayın kazalardaki şubelerile mer- kezine yapılan teberrüat yekünu 54,650 Vira 16 kuruştur. Bu raksma $on teberrüat ye- künu olan 723,691 lirayı ilâve edersek umu- ml yekün 778,350 Ilra 16 kuruş tutmakta- dır. Mili komiteye davet edilen tacirlerimiz- den bir kısmı daha teahhüdlerde bulun- muşlardır. Bu teahhüdalın yüzde yetmişi dün akşama kadar tahsili edilmiştir ki tahsil edilenler yukandaki yeküna dahil- dir. Teahhüd Mstesi şudur; 1500 lira Eczacı Tiyago, 300 lira Şekerci Hacı Bekir müessesesi (ayrıca da 1300 kilo şeker teberrü etmiştir.) , 700 lira Ma- nlifatura Türk limitet şirketi. 358 Jira Ke- Teli Hacı Yusuf (Ayrıca mükemmel surette imal edilmiş 102 aded palto hediye etmiş tir), 1500 ira Şişli cam fabrikası, 1500 lira Aleksi K. Pisani, 3000 lira Narlıyan ve Lüt- fiyan, 450 lira Türk kontrplâk limitet şir- keti, 200 lira B. Hulki ve Rifat Edin, BOO lira B, Nâzım Refik Bezmen ve ortakları, 6500 lira Singer kumpanyası (müese: evvelce 400 lira teahhüd ettiği halde mec Hsi idare kararile bu teahhüdünü 6500 raya çıkarmış ve vilâyet tarafından ken- disine teşekkür meklubu yazılmıştır). 1725 Hra Radyolin (ayrıca 509 llrahk Gripin hs- diye etmiştir), 1000 lira Kazıneta, 1300 lira B. Ahmed 'Topyaş, 500 lira B. Nuri Topyaş, 1000 lira Katalon biraderler, 3000 lira Ata Türk - Italyan ticaret anlaşması Asıl görüşmelere önümüzdeki hafta içinde başlanacak Romadan şehrimize gelen malümata gö- re yeni bir Türk - İtalyan ticaret anlaş- ması akti için ihzari temaslara başlanmış» tır. Asıl görüşmelere önümüzdeki hafta içinde başlanacağı ve muahedenin ay ba- gına kadar İkmal edileceği kuvvetle #öy- lenmektedir. İtalyanın kliring hesapların» Gn 3.145.000 lira kadar alacaklı vaziyette bulunması, bu memlekete ihraca- tımızı daha fazla arttırabileceğimiz ümi- dini uyandırmıştır. Ak Sömikok satmak üzere Belediyenin Kadiköyünde açlığı mağazanın malları aym flatle satılmak üzere Kadıköyünde Fazıl Zaim müessesesine devredilmiştir. Beyoğlundaki kömür mağazasına da ye- niden sömikok gelmiştir. GREEN EE TERE EEE ETER seleflerini geçeceklörinde genç nesille mutabıkız... Fakat ufacık bir münaziünfih nok- ta kalıyor: Bu «onlar» kimdir?... Muhakkak ki Gavsiler, Reşad Enisler, Ragıb Şevki- ler değil... Zira İşkenbe çorbasından lâhur şal çıkmaz!... Zira cevher değiş- mez... Zira insan yedisinde neyse yet- mişinde de odur... Mekteplerimizdeki, üniyersitemizde ki, hattâ resmi tedrisin dışında kalmış hususi tahsildeki cevherli gençliğin nesildaşlarıma (o tefevvukunu zaruri görüyorum ve tekrarlıyorum: Başka çare yok! Amma «Gavsist» cereyam. nm mensupları?... O zavallı bedbaht dostum Halit Fahrinin oğlunu, ken- dilerine lider yapan Reşad Enisler ve diğer otuz beşlik çömezler?... Asla... Böyle kılavızdan cenabı hak bütün mozalak (yani rate) edikleri de, he. vesli çocuklarımızı da esirgesin... (VA - Nü) — Asıl i LV ba bna gelirdi ki sürprizi Finler yaplı bay in Gmk nın küçücük Finlândiyası... için teşekkül JAtabek, 750 lira Şark İspençiyari Jâboratuvan, "150 lira Bina ve şeriki, 560 lira Selim zade Abdülmecid mahdumu, 500 Güstav Kohen, 1000 lira Bulumentai, 125 lira B. Nabi Sus- muş, 145 lira Tekirova madenleri şirketi, 150 lira B. Ali Esgar Hatemi, 300 lira B. Cevdet Cebe, 250 lira B. Asador Giridliyan, 1200 lira Doktor Safra biraderler, 1000 3. Karakln Atamyan, 700 lira B. Hayım Mıs- kinyan, 300 lira B. Corciyo Masel, 1000 1i- ra Yataklı Vagonlar şirketi, 800 Ilra B. Nihad Torman, 1000 lira B. Karabet Pa- mukoğlu, 1000 Ottaş şirketi, 1220 ira So- yun Civan, 2000 İlra Brod müessesesi, 2000 ra Murlsdan, 2000 lira B. Leon Naum, 500 lira B. Abdullah Hüsrev, 2000 lira &. Nesim Mizrahi, 1750 lira B. İlyas Boyar. Yekün 48788 lira. Kasılayın Beşiktaş şubesine dün Galata- saray lisesinin Ortaköy şubesi talebesi ta- rafından 508 lira teberrü edilmiştir. İstanbuldaki bütün resmi daire ve mües- sese memurlarının kÂnunusani maaşların- dan teberrü ettikleri yekün 81,253 lira 28 kuruştur. Ücret alan memurların teberrü- leri ay sonunda kesilecektir. Felâketzedelere ev tutuldu İstanbula gelen felâkeliödeler için dün Fatih tarafında evler tutulmuştur. Bugün sobalar kurulacak ve kendilerine barına- cak şekilde eşya verilecektir. Vilâyet akrabalık vaziyeti gözönüne alarak 2, 3 aile için bir ev tutuyor, Ay- ro ev kirası ve mâhrukat verilecek, bun- ların laşeleri için de nüfus başına günde otusar kuruş verilecektir. Karilerimizin mektupları Böyle yük taşmak olur mu? 5/12/0839 akşamı köprüden Boğaza” 1725 de kalkan 74 No. vapurla üç pır ça eşyamı 55 kuruşluk bilet kestire- rek Kanlıcaya götürmek üzere herkes gibi vapura koydum. Vapur Kanlıca- ya gelince yolcular çıkmadan eşyala- rmdan iki parçasını çıkardım. Üçün- cü parçasını esmada 74 No, nın kaptanı İskeleye seslencrek* «Dönüşte alsınlar!» diyerek vapuru Kaldırdı. Ve az kaldı eşyam denize gidiyordu. Bu sebeple m da vapurda kaldı. Bu doğru bir iş midir! Şikâyetime cevaben: «Bu yolcu vapu- rudur, yük vapuru değildir!. dediler, Madem ki yük vapuru değildi, neden eşvama bilet keserek kabul ettiler, Ve şirketin ayrıca bir yük vapuru var mı. dır? Kanlıca Körfez cad, 64 No, Recai Gü ede zeytin yetişir mi? Düzcede Kör Mustafa oğullarından bay Nadire: Düzcede zeytin yetişip yetişmediği. yetişirse nasl dikilmesi icap ettiği” hakkındaki sualinizi «Ankarada Zira enstitüsüne) mektupla sorunuz, Kadın hekimleri aylık toplantısı "Türk Ginekologi kurumu bu ayın toplan- tasını Dr. Ahmed Asım Onur'un başkanlı ğında yaptı. Bu celsede; 1 — Orhan Tahsin: Rahim içicden çi- kardığı yabancı bir cismi güsterdi. 2 - Or- han Tahsin ve Nuri Süleyman: Osteoma- lasik havsalada mayup bir itilândan bahs ve yapılan tedaviyi izah etti. 3 - Hüdi İh- san Gediz: Bir miyom ve gebelik vakası anlattı, N Bu mevzular üzerine: Prof, General Re- Dr. İlkel, Dr. ya Kaka komşusunun başıma 1 | O a Çivi gönderildi Zelrele mıntakasında baraka inşa edil- mek Üzere külliyetli mikdarda çivi isten- miştir. İstanbul piyasasında 200 ton çivi vardır, Bunun 100 tonu şehrin ihtiyacına terkedilmiş, 100 tonu satın alınarak gön- derlimiştir. Çiviciler, piyasada çivinin ki- losunu 25 kuruşa sattıkları halde felâket- zedeler menfaatine 23 kuruştan vermiş- lerdir. Ancuk vilâyet, şehrin çivi buhranma maruz kalmaması için Tienret Vekhletile temas etmiş, Vekâlet İstanbulun ihtiyacı için akreditif açmıştır. Şibinkarahisara giden heyet Dumlupınar vapurile Giresun ve Ordu- ya gönderilen muavenet ve sihhi imdad heyeti reisi Dr. Rifat Berkman gönderdiği bir telgrafla heyetin bir çok müşkülâtla Bibinkarahlsara vasıl olduğunu ve hasta- lık da bulunduğundan 190 yataklı bir has- tane açılmasına başlandığını, bir de ağha- ne açılacağını bildirmektedir. Erzincandan dün de 149 kişi geldi Dün akşam gelen Anadolu muhtelit Ks- tarlle Erzincan felâketzedelerinden 140 kist daha gelmiştir. Bunlar geceyi Kadıköy kaymakamının temin ettiği yerlerde £*- çirmiş olup buğün bir kısmı Misafirhaneye naklolunacak, akrabaları bulunanlar da onların Y rına gidecektir. Dün geleni?- rin içinde bulunan dört yaralı da Haydar- paşa hastanesine kaldırılmıştır. Türkişa Post matbaasında basılan risaleler Matbaa müdürü 45 lira para cezasına mahküm oldu Matbanlarında bastıkları Almun beyaz kitabı, Alman - Leh buhranının son saf- hasına ald vesikalar, Sovyetler Birliği ha- riciyo komiseri Molotofun fevkalâde içti- | mada okuduğu raporun metni isimli eser- lerle Pravda gazetesinden tercüme edilmiş broşürlerden ikişer nüshasını matbuat Ka- nünu mucibince müddelumumiliğe ve vi- lâyete göndermek mecburiyetinde iken du» na muhalif olarak göndermelmek ve yine matbuat kanunu hilâfmiz olarak risalele- rin altına basıldığı matbaanın ismini yaz- mamak suçlarından dolayı Galatada İn- tişar eden almanca Türkişe Post gazetesi sahibi ve matbaanın mesul müdürü 5. Muzafferin muhakemesi dün asliye yedin- ci ceza mahkemesinde yapılmıştır. B. Muzaffer mahkemede, bu risaleleri kendileri neşretmeyip Alman sefareti ta- rafından verilen sipariş üzerine matbaa- i larında basarak sefarete verdikleri cihetle altına matbaa ismini yazmadıklarını vs matbaada basılan risaleler her ay liste ha- dinde gönderilirken bunun yanlışlıkla gön- derlimediğini söyledi. Mahkeme, iddia makamının talebi mu- cibince üç risaleyi iddia makamına ve vi- yete göndermemek ve altlarına matbaa ismini yazmamak suçları sabit olduğundan B. Muzaflerin 45 lira hafif para cezasile tecziyesine, 250 kuruş muhakeme masrafı ödemesine ve para cezalarının tahsiline karar vermiştir. Hava Kurumu model: müsabakası Hava kurumununun tertip ettiği Model müsabakasına kaydedilmiş bütün gençis- rin - hava şartları ns olursa olsun - pazar günü saat tam sekizde modellerile birlikte Galatasaray sesine gelmeleri rica edil mekiedir. Modellerin uşurulmasına imkân olma- dığı takdirde de Jüri ve mütehassislar mo- delleri tetkik edecek ve kategoriler içinde birinciler ve ikinciler seçilerek bunlara mükâfatlar verilecektir. Türk Hava kuru- mu bu toplantıda müsabakaya iştirak için model yapmış olan gençlere gelecek mü- sabakalara huzırlık olmak üzere model Leontiyadis söz almışlardır. malzemesi verecektir. .. Bak gene birfırka erimişi... Erldiği yer de «Soulmusalmie! İSTANBUL HAYATI : , Sipariş meraklıları! Fırsat buldukça toplantılarına iş. tirâk ederim, Dört beş arkadaştırlar. Geçinme üzüntüciri yoktur. Fakat büsbütün (gamsız, (o gailesizdirler zannedilmesin. Onların da kendileri- ne mahsus sıkıntıları, yorucu galle- leri vardır. Her biri bir şeye merak sardırmıştır. Sık sık toplanırlar ve hep ayni şeylerden bahsederler — Şu günlerde pek üzülüyorum. İtalyadan çiçek fidanları sipariş et- miştim. Aksiliğe bakınız ki; Akdeniz de fırtına çıktı. Fidanlarım sağlamca gelebilseydi bari — Ben de merak içindeyim. Geçen- lerde İngiltereye son model bir radyo sipariş etmiştim. Hâlâ bir haber çık- madı, Çok merak ediyorum. Geçen gece gene toplantılarında bulundum. Biri sokakta bir adamın yakasında gördüğü kürkten bahis açarak yana yakıla anlatmağa baş- Tadı: — Azizim, kürk © kadar hoşuma gitti ki... Avrupadan getirtildiği belli, Nereden getirttiğini kendisinden $9- racaktım. Fakat Tünelden - çıkınca kalabalık arasında adamı kaybettim. Üç gecedir gözüme uyku girmiyor. Ah, şu adama bir daha raslayıp sora- bilsem de, o kürkten ben de ısmar- lasam... O sırada köşede İngilizce gazeteleri karıştıran ev sahibi birdenbire telâş- la haykırarak yerinden fırladı: — Oh mükemmel, çok mükemmel, Aman, “kalem kâğıd getirsinler de derhal bir sipariş mektubu yazayım, Gazeteyi bize uzattı; — Bakınız Alllah aşkına, Enfes bir şey değil mi? İngilizler çelikten por- tatif sığınaklar yapmışlar. İçerisi altı kişi alıyormuş, Bir tayyare hücümun- da çoluğu çocuğu alıp bunun içine girdin mi, gaz, bomba tehlikesinden kurtuldun demektir. Fiati de ucuz efendim. Orada beş İngiliz lirasma satılıyormuş. Sipariş edilirse bizim paramızla altmış yetmiş liraya hura- ya mal olur. Öteki de sevinçle atıldı: — Aman, bir tane de ben getirte- yim. İçerisi altı kişi alıyorsa çok mü- kemmel, Evde biz dört kişiyiz. Geriye kalan iki kişilik yere de çiçek saksıla- rını koyarız, onlar da gar, bomba tah- ribatından kurtulmuş olurlar, Kürk meraklısı zatın sevincine pâ- yan yoktu. Hem o, yeni bir keşif da- ha yaptı, — Derhal hirer tane ısmarlıvalım azizim. Bu, yalnız tayyare bombardı. manıma değil, zelzeleye karşı da mü- kemmel bir müdafan tedbiridir. Ge- ce yatarken benim kürkleri içine yer- leştirip şığmağı alt kat odalarının bulunduğu koridora koyarım. Bir zel- zele gürültüsü işitir işitmez derhal koşup içine gireriz. Maazallah ev yı- kılsa bile çelik sığınağa bir şeycikler olmaz. — Mükemmel azizim, mükemmel şey vesselâm... Geçen gece uyku ara- sında bir sarsıntı duyar gibi oldum, telâşla uyandım. Korlrudan, sabaha kadar bir daha uyuyamadım. Böyle bir sığınağım olaydı, derhal çoluğu çocuğu da içine doldurup korkusuz- ca, rahat rahat uyurdum ya... Sığınağın meziyetlerini saya saya bitiremiyorlardı. o Elbirğile (sipariş mektuplarını yazarlarken, ben de bi- zim eyin çamurlu boğdrumunu düşü- nerek yanlarından ayrıldım. Cemal Refik B.A. — Evet, Ruslar için «Sul misal, amma Finler için «Hüsnü misalşi.., - KN SAN Bahife 3