Küçük devletlerin dayanağı: TAHKIMAT 'Tabiye kitapları her devirde tah- 4imat için «kandan tasarruf ettirir « ye müdafaayı kuvvetlendirir demiş- tir. Şu kadar var ki bir ekalkan> olan tahkimatın her zaman için silâh tekniğine ve silâhın tesirine göre ya- pılması icap ettiğinden bu «taarruz» ve «takviyes kabiliyeti de zaman za- man değişmiştir. Asırlarca müddet Avrupa ile As- yanın birleşik noktasını ve bu süret- lede milletlerin ve medeniyetlerin mukadderatımı şu veyâ bu tarafa çe- virmeğe yegâne salk olun İstanbul sürları topun icadından sonra eski rolünü oynıyamadı. Ondan Sonra başka şekil ve başka çeşid tahkimat yapmak lâzmgeldi, Kâh yeni icad olunan silâh, kâh yeni kurulan İstih- kâm galip geldi ve bu hal 1870 - 71 harbine kadar böylece devam etti. Bu harp ve bü harplen sonrski za- manlarda topta hasu olan büyük te- kâmül ekser memleketlerde şu fixri meydana çıkardı: Artık tahkimatın rolü kalmamıştır. Bunlara milyonlarca para yatırmak- tan ise bu para İle ordular kurmak daha faydalı 1914 harbi bu fikirde esaslı deği- şiklik yapmadı. Liyej, Namor, Varşo- va gibi münferid tahkimat Alman- ların 42 likleri karşısında dayana- ni gibi Verdunf mukavemet eden de tahkimattan ziyade bu mın- takaya yığılmış ordu grupları id! 1914 harbinden sonra tahkimata büyük ehemmiyet veren en büyük şahsiyet Fransız Nazırı çavuş Magi- not'tur. Bugün Fransa huzur ve em- niyetle hududlarının arkasında oturu- yorsa her şeyden evvel bunu Maginot istihkâmlarına borçludur. Bu imisal arkasından Almanları, Çekleri ve kıs- men de Finlândiyalıları sürükleri. Dört aydır harp devam ediyor ve istisnasız olarak şu müşahedeyi kay- dciyoruz: Nerede iyi ve modem tah- kimat yapılmışsa orada taarruzlar duruyor. Az ordu, çok ve kuvvetli «orduya karşı koyabiliyor. .. Bunun sebebi âslkârdir: Arlık taarruzlar yalnız canlı kuvvetle yö pılamaz, Bugünkü müdafaa kuvvet. leri bunları önlemeğe kâfidir. Elve- tir ki: a) Bu. müdafaa kuvveti emin, sağ- Jam, topçu aleşinden yılmıyan bir şütre altına gizlenmiş, yani modem bir istihkâm içine alınmış olsun, b) Bu müdafaa kuvvetinin önü, düşmanın zırhlı ve ser! vasıtalarına, yani tanklarına karşı emniyet altına alınmış olsun, €) Bu müdaflin elinde canlı he- deflere karşı kullanılan seri ateşli va- sıtalar gibi, tanklara karşı koyan seri steşli toplar da bulunsun. (Tabii bun- Jar da topçu ateşinden korkmıyan sürteler altında). Bunlar temin edildiği gün, yani hududlarını modem tahkimat ve si- | lâklaria teçhiz etmiş memleket ar- tık düşman (arruzundan korkmaz. BHudud bu kadar emin ise mutâar- rızla müdafi orduları arasındaki mev- evd farkı mühim bir rol oynıyamaz. Zira bu çeşld tahkimata çarpan kuv- vetler çabuk erirler ve kısa bir müd- det sonra müsavat olmasa bile bir 'müvazene İccssüs edebilir. Hele taaruza uğrayan memleketin coğrafi vaziyeti müsaade eder de dar bir cephe ile müdafa imkânını bu- Jursa o memleket gayri kabili tes hirdir. Buna misal olmak üzere İskandi- nâvya oyarımadasını gösterebiliriz. « Eğer İsveç ve Norveçliler geçen sulh #enelerinde daha hesaplı, daha basi- etli olabilselerdi mühim servet kay- naklarına dayanarak yarımadaları- nın doğu şimalini bir Maginot hatti- Je kapar, hiç de ehemmiyetsiz olmı- yün deniz kuvvetlerile de ihracı ön- Yerler ve şimdi rahat rahat oturabi- Yirlerdi, Bu öyle bir emniyet ve biz- zat bir memleketin harabiden kur- #ulması hesabına öyle maddi bir ka- sançtır ki milyonlar ve milyarlar is Yazan: M. Şevki Yazman ölçülemez. Eğer zman müsaade ederse bu iki zengin memleketin Uk fırsatta kendilerini bu suretle emni- yet altına alacaklarına şüphe yoktur. Vakia Macaristan gibi bütün hu- dudlarını tahkim elmek zorunda ka- lacak memleketler için - Polonyada bu vaziyette idi - iş o kadar kolay de- ğildir ve küçük memleketler bu malt yükün altından pek kalkamâzlar, Fa- kat buna rağmen velev en mühim ve en can alacak noktalarda da olsa bir memleketin bü vâsıta ve imkândan kendisini mahrum etmesi asla doğru olnuyacaktır, Eski zamanda kendisine yalnız bir tek patika ile yaklaşılabilen kalelerin önünde mutaarrız ordu mevcudları- nın fazla olması nasıl büyük Tol oy- nâmıyor idiyse, şimdi de İaarruza müsald hüudüd kısımlarını düşmanın zırhlı ve motörlü vasıtalarının taar- 'mıntakasının : : bir hedef teşkil i Pariste çıkan Temps güzetesi. | İ CPetrol sfartejisi) serikyhssie yaz | dığı bir askeri makalede motörlü va» | sıtalarda kullanmak hususunda pet | rolun muharipler için hâiz olduğu i hayati ehemmiyetinden uzun usadı- yâ bahsediyor ve diyor ki: «Muhasamatın normal zamanle- rında Almanyanın petrol ihtiyacı 12-15 milyon ton tahmin edilmektedir. Seryel Rusyanın petrol ihtiyacı ise hemen hemen üç misli daha fazladır. | Zira Sovyet Rusyanın gziral istihsalâtı, | otomobilli traktörlerin kullanılması- ; na istinad ediyor. Almanya, kendi topraklarında sınai petrol istihsalâ- tını çok inkişaf ettirmiştir. Maama- fih kendisine lüzumlu olan bu mah- rukatın büyük bir kısmını hariçlen getirimeğe mecburdur. Rusya, Avru- pada petrol istihsal eden memleket- lerin ön safında bulunuyor. Fakat harp zamanında faaliyeti birçok mil. yon tona baliğ olan bu mayi mahru- ku hariçte aramaktan müstağn! ka- Jamaz. Dünya petrol istihsalâtının dörtte Üçü Amerikadadır. Petrolun Avrupa- ya gelmesi deniz hâkimiyetine müte- İ vakıf bulunduğu cihetle, Almanya İ bu petrolu, kendi limanlarına getir- temez, Almanya, evvel emirde bir mukavele İle Rumen petrol istihsalâ- tının bir kısmını kendisine temin ey- lemiştir. Sulh zamanında petrol ge- mileri boğazlardan geçerek ve Avru- İ payı dolaşarak Hamburga giderler. di. Şimdi bu yol Almanlara kapalıdır. Almanyaya mahsus olan Rumen pet- rolları, 'Tunadan sevkedilmektedir. Bu sevkiyat ise Tunada bulunan bü- tün samıçlı gemileri bel'ediyor. Almanya, Galiçya petrollarından de; mühim bir hisse alacaktır. Alman pet-| rol ihtivaçlarını tamamlıyacak diğer kısım ise Rusyanın Kafkasya ve Ha- zer denizindeki petrol kuyularından gelmektedir. Bu petrollar, Karadeni- ze kader Üç boruile Batuma ve Touapseye nakledilmektedir. Boğaz- lardan ve Akdenizden Alman vapur- ları geçemedikleri iin düşmanları- mız bu petrolları, Rusya demiryolları ve nehirleri ile nakletmekten başka bir yol kalmıyor.» Temps gazetesinin askeri muhar- riri, bilhassa kış mevsiminde kara ve nehir terikile bu sevkiyatın zorluğun- den bahsettikten sonra diyor Ki; «Bundan bâşka harp zamanında | ve diğer taraftan şu veya bu sebebden | bulunduğunu ruzuna müsaade etmiyecek şekilde tahkim etmiş memleketlerin karşısmda büyük orduların düşeceği vaziyet ay- nidir. Yen! silâhın çok fazla sürat temini dolayıslle erazisi dar ve küçük memleketlerin maruz bulunduğu «Birkâç günde istilâş tehlikesi bu su- retle önlenmiş oluyor. İyi bir tahki- mat sistemi sayesinde Hollanda ve Belçikanın istilâ tehlikeleri tamamen ortâdan kalkabilir. Bugün Hollan- danın taarruza uğramamasının biri- cik sebebi şark hududundaki su ta- şırmalarının meydana getirdiği mâ- nia olmadığını kim temin edebilir? Bilhassa Finlândiya omisslinden #onra - ki Finlândiyanın tahkimatı hem pek dar bir sahaya inhisar et- mekte ve hem de zannedildiği gibi Maginot ve Slegfried hatları derrce- | sinde bulunmamaktadır. . Artık her | küçük devlet kendisini iyi bir tahki- mat man; çevirir ve bunun ari az da olsa kudretli bir ordu yerleştirirse istiklâlinden emin olabilir. M. Şevki Yazman Petrol harbi ve Karadeniz ehemmiyeti Temps: “Karadeniz mıntakası müttefikler için hayati ehemmiyeti haiz sevkülceyşi edebilir. diyor Sovyet Rusya, Almanyaya petrol is- UbsUeuudan, bir kasmını veremiye- / ceği gibi bizzat kendisi hariçten, pet- | i rol salın almağa mecbur kalacaktır. | Rusyanın petrol bulabileceği yegâne mınlaka İrandır. Görülüyor ki Al manyanın petrol bakımından İaşesi, pek meşküktur, Rumen petro! kuyuları Almanyaya kapatılır ve Sovyetler de Galiçya ve Kafkasyadaki kuyuların istiksalâtını kendi istihlâkları için alıkoymağa ka- rar verirlerse Almariya ar kendi sınal petrol istihsalâtıma £ venmeğe mecbur kalacaktır. Halbuki bu sinai petrol istihenlâtı harp za- manında ihtiyaçlarını tatmin etmek- | ten henüz pek uzâaklır. Bu suretle Karadeniz! ihste eden ve Avrupa petrol madenleririn hey ti umuniyesinin bulunduğu Munta- kanın askeri ehemmiyeti göze ÇArp- maktadır. Eğer bir taraftan Romanya Al manyaya petrol vermekten vaz geçer dolayı Kafkasya ımıntakası Moskova hükümetinin otoritesinden uzaklaşır- İ sa, hatt bu mıntakalarda petrol #stihsalâtı yalnız müşkülüta uğratıl- | sa bile bu İki devlet bu mahruktan mahrum kalacaklardır. Bu mahrukat olmazsa orduları kismen felce uğra- yacaklardır. Bu kabli hadisler, hayalât sahasına | mi dahildir? Finlândiya meselesi, mu-| azzam Sovyet bünyesindeki çatlak- likleri meydana vurmuştur. Karade- nizi ihate eden bütün muntakaların komünizme istemiyerek itaat eden muhtelif ahali kütlelerle meskün ve bunlardan ihmal edilmiyecek derecede mühim bazı kı- sımlarının dalma istiklâle müştak bulunduklarını hatırlatmağa lüzum var mıdır? Azerböyean ve Kafkasyanın şarkı şimalisi Türklerle meskündur. “Tatar- lar, aşagı Volganın sahillerinde ve Kırımın bir kısmında oturuyorlar. * Gürcüler, mazileri ile mağrur eski bir millet teşkil ederler. 1918 hadiselerile uyanmış olan Ukrayna hissi millisi, Sovyet tazyiki İle imha edilmemiştir. Bütün bu sebeplerden dolayı, Karade- niz mıntakası müttefikler için ihti- mal ki bayati ehemmiyeti haiz sey- kulceyşi bir hedef teşkil edebilir.» | kat simdiye kadar “ Harpten İsveç ticaret iflosunun 20 Kününmervel 193 Haftalık piyasa İhtikârla mücadele faaliyeti - İhracat ve ithalât maddelerinin vaziyeti Ticaret müdürlüğündeki ihtikâr komisyonu şiddetli hareketlere baş- Jamıştar. Bugünlerde birkaç ticaret- haneyi kapatinışlır, Bir taraftan, Ti- earet Vekâleti tarafından ihtikâr hakkında alınan tedbirler, diğer ta- | raftan ihtikâr komisyonunun şiddetli hareketleri, ihtikâr hadisesinin daha ziyade büyümesine mâni olmaktadır. Esrsen bu hadiseyi önlemek için cid- di tedbirler de alınmaktadır. Bu ted- birlerin başında memleketimize mal ithal etmek çarelerini gösterebiliriz Ticaret Vekâleti mal celp etmek için de, muhlelif ithalât tacirleri ara- sinde teşkilât yapmağı faydalı bul muştur. İthelât tacirleri, memleketi- mizde meycudu tükenen ve klering İ yollarile de dışarıdan satın alınması ün olmayan mallar için, serbes dövizi teklif etmişlerdir. Esasen de mir, bakır gibi madeni eşya için, ser- bes Göviz usulünü tabik etmek de za- rurct haline girmişti. Çünkü sai Yemisketler, beynelmilel vaziyetteki tehavvül üzerine başka suretle hate- ket etmiyorlar. Bu zaruret karşısında Ticaret Vekâleti musyyer malların ithali için, serbes dövizi kabul € tir. Fakat bir şartla... Ticaret Vek B. Nazmi Topçuoğlu, toplantılarda şu sözleri söylüyordu: — Bir şartla döviz verebilirim. Ara- nızda teşkilü bende bu teşkilâtla temas edebilirim. Aksi tak- dirde, her ticarethanenin ne mikdar dövize ihtiyacı olduğunu tükdir et- mek mümkün olamaz. Vekilin teklifi, muayyen fthalât maddeleri üzerinde şirketler teşkil et- mi Nitel alât ve ihrace lerini teşkilât alt, almak için, Ti caret Vekâletinde: «Teşkilâllandırma müdürlüğü bile teşkil edilmişti. Fa- teşkilâtlandırma müdürlüğü, pek az teşkilât yapmıştı Fakat son günlerde günde İki, üç limited sirkeli kurmak suretile reko- TE Kreretir Son günlerle, ticaret odasındaki salonlarda muhtelif zümrelere men- sup tacirlerin, limited şirket kurmak için toplandığını görüyoruz. Günde birkaç tanesi kurulan bu limited şir- ketlerin nizamnâmesi de, ticaret oda- sı avukatı tarafından 15 madde ola tak tarizim edilmektedir. Limited şirketlerini daha ziyade külfetsiz ve daha süratle teşkil etmek için ticaret kanununda şirketlere ait hükümlerde tadilât yapılacağından bahsedilmektedir. Nitekim ayni tadi- lât kooperatif şirketler hakkında ya- pılmalıdır. > İhracat maddelerimizin vaziyeti Ege mıntakasında tütün satışları hararetli surette devam etmekte- dir. Bir iki gün evvel de Samsun tü. tün piyasası açılmıştır, Maalesef ge- çen ie olduğu gibi şimal memleket- leri birinci derecede alıcılarımız ara- sında değildir. Bu memleketlere eşya gevk etmek imlânsız bir hale gelmiş- tir, Harp tehlikesi yüzünden ravlun ve sigortalar da yükselmiştir. İsveç Imanlarile, İstanbul limanı arasın- daki vapur seferleri de azalmıştır. zi- yan ettiği göz önüne getirilirse, bu selerlerde intizam aramak dr doğru değildir. Tütün satışmdan başka, tftik ve yapağı satışları da hararetli bir dev- re geçirmektedir. Ticaret Vekâleti, tiftik ve yapağı tacirleri arasında da bir birlik vücuda getirmiştir. Fakat birlik günlerdenberi faal bir vaziyete girememiştir. Yumurtacılar arasındaki ihtilâflar devam ettiği için, yamurlacılar birli. gi de henüz kurulamamıştır. Maa- mafih bu gibi ihtilâfların mevcudi- yeti, birliklerin teşekkülüne mâni de- ğildir. Alâkadarlar bu gibi ihtilâfla- sn zuhurunu tabii görmektedirler. Maamafih birlik teşkiline aid faaü- yelten başka, yumuris ticaretinde İhracat bakımından kaydedilecek bir şey yoktur. Kuru meyva İbracalına gelince, üzüm ve incir ihracatı hakkındaki malâmalı İzmir ticaret odasının bu sene neşrettiği bültenlerden öğreni- yoruz. Bültenlerdeki malümata göre, bu sene üzüm ve incir satişları tah- min edildiği kadar fena bir devre ge girmemiştir. Fındık satışlarına gelince, ufak pertiler halinde ihracat devam etmek tedir, Noel yortuları münasebetile ih» Tacai daha ziyade artmıştır. Birinci derecode alıcı memleketler, Fransa ve İngilteredir. Balkan memleketle- rinden fındık üzerine olan talepler pek azdır. Romanya, Yugoslavyaya ihracatım artacağı ümid edilmektedir, İthalât maddelerimizin vaziyeti İtalya ile aramızdaki ticari müna- sebetler gün geçtikçe artmakladır. Bazı gazeteler bu münasebetlerden bahsederken, İtalyanların klering sis- temine riayet —etmiyeceklerini yaz- mislardı. Bu haberin doğru olmadığı teeyviid etmiştir. Son günlerde itkal edilen meddele- nn arasında bol 'mikdarâa maniaftu- ra eşyasi bulunmaktadır. Bu eşya İtalyadan gelmektedir. Amerikan ithalâtı da genişlemek- tedir, Buna sebep olarak, Amerikaya ihracat yapılırken, takas limited şir- kelinin dolar başına 32 kuruş prim vermesidir. Amerikadân en ziyâde beklenmektedir. Önümüzdeki ay içinde, şubat ayında Amerikadan 100 bin tona yakın demir geleceği ümid edilmektedir. Amerikadan ve Belçikadan demir getirmek için, Ticaret Vekâleti akre- ditif açmağı temin etmiştir. Fekat bu ülniz demir limited şirke- tine inhisar edecektir. Bu vaziyet kar- şasında demirciler de 50 bin lira ser. mayeyle birleşerek bir limited şirket kurmuşlardır. Deri ithsl edilmediğinden . şikâyet ediliyordu. Bunun için 70 bin İngüiz liralık bir akreditif açıldığı için, deri fab arı kolaylıkla deri itme) ede- bileceklerdir. Netice olarak diyebiliriz ki, ların akreditif muamelesi açması, piyasaya büyük ferahlık temin et- miştir. Hüseyin Avni Sovyetler - Bulgaristan İki hükümet arasındaki mü- nasebat son zamanlarda sıklaştı Sofya — Bulgar gazetelerine göre, son zamanlarda Sovyet - Bulgar münasebatı çok artmıştır. Bugünler- de Moskovaya bir Bulgar ticari he- yeti gitmiştir. Heyetin, Bulgar Mali- ye Nazırı Bojilov, Bulgar mili ban- kası müdürü Günev, Ziraat Nezereti- nin mümessili profesör Koslov, st münakalâtı müdürü Slavyano, ciye Nezaretinde ekonomi müsteşarı Dobrev, Solyada Bulgar - Sovyet tic: ret odası velsi Vasilev vesaire maktadır. Moskovada bir Sovyet - Buk gar ticari mukavelesi imzalanacaktır. Sovyet - Bulgar münasebatının iyi- leşmesi neticesi olarak Solyada Sov- yet gazetelerinin satılmasına müsaa- de edilmiştir, Sofyada, Bulgarisi Sovyet Rusya arasında hava seferleri yapılması için de bir mukavele akte- dilmiştir. Bulgar gez#teleri, Rusyanın, Mil Jetler cemiyetinden ihraç kararını tenkid ettiler, Hükümetin organı sa- yılan «Dnes> gazetesi, Milletler Cemi- yetinin, Rus Finlândiya meselesinde- ki kararının tamamile nazari olduğu- nu müşahede ettikten sonra diyor ki: «Milletler (o Cemiyetinin Rusyaya karşı verilen hükümle bu kadar meş- gul olmasına hayret edilmek iâzım- dır. Milletler Cemiyetinin bariz vasfı, âza arasındaki noktai nazar ihtilâf- Jarıdır» Slovo garetesi de şöyle diyor! «Kon- seyde yedi büyük devletten bugün ancak iki devlet vardır. Binaçnaleyh karar vermeğe sâlâhiyeti yoktu.» Bulgar gâzetelerine bakılırsa, Sov- yet - Pinlârdiya harbinde dalma Rus- Jar ilerlemekte ve kazanmaktadırlar, Bu gazetelere göre Sovyet orduları, Finlândiyanın Botni körfezine kadar girerek Finlândiyayı şimal ve cenubi olarak İkiye ayırmışlardır.