13 Aralık 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

13 Aralık 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

13 Kânunuevvel 1939 erkek kabahatlidir! Genç meslekdaşlarımızdan B. Nusret Bafa Coşkun; «Boşannın vakalarına kim daha fazla sebebiyet veriyor? Yuvayi yıkan erkek mi, kadın mi7» diye muhtelif zevata sual soruyor. Bu arada tanınmış muktedir avu- kat B. Sadi Rıza: — Kadın kabahatli! « cevabını ver- di, Değerli muharrir Sund Derviş de fikrini ilân ediyor: — Erkek suçlu! '... Herkes elbette kendi gördüğü mi sallere allen birşeyler söylemekledir. Hem bu, biraz da; «Yumurta mı tw vüktan, tavuk mu yumurtadan çi- kar?» bilmecesini andırmıyor mu? Bazen kadın haklı, bazen erkek. Ne biçare Havva kızları olduğu gibi, ne cadı ruhlu Afetler var... Ne zavallı kılıbildar, sabahtan akşama kadar değirmen beygiri gibi dönüyorlar da gene kaprisli bayan cenaplarının gönlünü hoş edemiyorlar; fakat ne tursuz deli Bekirler, gül gibi tazeleri hayatın bütün nimetlerinden mafı- ram birakıyor... Bu dava uzun dava... Muadeleyi hâl için deniz kadar mürekkep sarfe- dilip dağlar yüksekliğinde tahlili ve ve teşrihi romanlar yazıldı. Gene olamadı, bitemedi, anlaşılamadı, işin İçinden çıkılamadı. Fakat... ... Fakat: Kabahat erkekte! Çünkü' pederşahi (— patriarkal) bir ce- miyette yaşıyoruz. Bütün nizamları erkek. ler kurmuştur. Teşrii, icrai ve hukuki her şey onların elinde.. Evin gidişine bile, bus runlarını soknluşlardır; «Yakışık alır! Ya- kısık almaz!» diye ahlâk kaldelerini onlar koymuşlardır. Pexygamberler bizden; filo- xof'ar, mazariyeciler gene bizden!... Yapmı- $iz, yakıştırmışız, Neticede bu cemiyet, bu muaşeret hasıl olmuş. İçinde çatlaklar, patlaklar zuhur ediyor; uygunsuzluklar oluyor; yuvalar yıkılıyor. »Kabahat ka dında!..» diye Yek, bayır muhterem üstad Sadi Kiza ve diğer meslekdaşları ve taraltarları!,. Ey hemeinslerim!... İnsaflı olalım... Suad Der- viş yerden göğe kadar haklıdır. Sırf yu- hukuktan bizim kadar istifade etsinler. Cemiyet erkekler | derecesinde Amil olsunlar... (Yani Mecliste, hükümette, mahkeme relsliklerinde, Üniversite kürsü- — ki, o devrin pek vtak olduğunu zannederim.) ancak © zü- man, mesuliyetimiz müsavi elur, Wele şimdiki devirde kendilerini birden- bire açlık. Kapalı evden bahar bahçesine çıkıvermiş mütehayyir çocuklar halinde, bir merak, tecessüs, sağa sola koşuşma dev- resi ii yayar Elbette kimi tekexliyecek, kimi yüksek bir elma ağaçının dallarına zim kendilerine yaşattığımız Larihte arıya hım, Bu çocukları idare edemiyorsak fena Mubussırız! Bistemimizi değiştirelim. Ben çok memleketler dolaşmış, lâf arasında, muhtelif milletlerden ka- dınların ağzını aramışımdır; İngiliz erkeğini, en sempatik bulduklarına kanaat getirdim. (Dünyada reylâm yapılsa bu netice elde edilir.) Sebebi nedir? Bu millet ırkan daha mı yakı- şıklı? Gene kendi müellif ve ressam- larının tarifine göre, İngiliz erkeği ya kısa boylu şişman, yahud uzun boy- | lu, sıska, kemikli ve dişlekiir. Faiki- yetleri bedenlerinde olmasa gerektir, Ancak, müteşebbistirler, zengindirler, bütün dünyanın her tarafına yayıl- ma kabiliyetindedirler; kendilerinde refahın verdiği bir çelebilik hasıl ol muştur da onun için kadınlar kendi- lerine hayran kalır. Münferid şekilde kadın bir çok has- — İtalyanların sulh taarruzu plân- larından biri olsa gerek bay Amca... AKŞAMDAN AKŞAMA Yuvanın yıkılmasında İ l AKŞAM ŞEHİR HABERLERİ Manifatura fiatleri yeniden indirildi Bankalar manifatura eşyası mukabilinde tüccara avans vermiyecek, malları sahiplerine iade edecekler Şehrimizdeki manifatura tacirleri, dün, gene İstanbul ticaret ve sanayi odasında toplanmışlardır. Toplantıda tacirler, er- velce kabul ettikleri yüzde yirmi nisbetim- deki tenzilâttan başka, bazı mallar 'çlu yeniden yüzde on flat indirmesini kara&- Böylelikle #latleri, yüzde otuza indirilen mallar ile toptan 1 metre bedellerini bildiriyoruz; Divitin eksten 77, divitin Krireneş 50, divitin olhven 43 kuruş; 80 santimlik Alman pa- yeni 48. 70 santimlik Alınan pazeni 37, 60 şantümlik İtalyan pazeni 30, 70 santimlik İtal- yan pazeni 38, 80 anatimlik İtalyan pazeni 40 kuruş, 120 santimlik saten 43, 130 santim» lik saten 65 kuruş, poplin orta kalite 53, poplin ehven 45 kuruş, kutil 115 8. P, 18 56 kuruş, 120 santim pantalonluk 75, 140 san- tim pantalonluklar 90 ve 120 kuruş, hareli Rus malı 26, fistanlık Rus mah 33 kuruş olarak tesbit gdilmiştir. İthalât eşyasının başında manifatura oşyaları , bunların ffatlerinde yapılan küçük bir hüreket, derhal diğer i$- halât eşyası flatlorine de tesir etmektedir. Bundan dolayı hükümet, manifatura fiat- lori üzerinde hassas bir hattı hareket ta- Kİp etmiştir. Ticeret Vekâleti Hukuk mü- şaviri bay Peridi İstanbula göndererek ma- nifatura eşyası mukabilinde tüccara avans veren bankularda yakından todkikat yap- tarılmasını emretmiştir. Dün banka direk- börleri, Ticaret odasına davet edilerek avansı derhal kesmeleri ve malları sahip- lerina iade etmeleri kendilerine teblk edil. miştir. Tüccarlar, mallarının yüzde altmış tutarını avans olarak sinmiş bulunuyor- lardı, Edebiyat fakültesinde Tarih ve edebiyat yat tiibaleri için osmanlıca dersi başladı Son senelerde Üivemkenin muhtelif fakliltelerine devam eden gençler, Arap harflerini bilmiyorlar, Harf inkılâbından- beri aradan on bir sen» geçtiği ve tedrisat da yeni harflerle yapıldığı için bu netice pek tabildir. Fakat Edebiyat fakültesinin 'Tarih ve Edebiyat şubelerine devam eden gençlerin eski devirlere ait eserleri ve me hazleri tedkik edebilmeleri için Arap hart- lerini ve Osmanlı lisanını bilmeleri icab et- mekiödir. Bunu nazarı dizkate alan Edebi- yat fakültesi, yani tedrisat taiimatnamezine Edebiyat fakültesinin Edebiyat ve Tarih şubelerine devam öden talebe için bir (Os- manlhca) dersi konmasını lüzumlu görmüş» tür. Bu ders dünden ilübaren (edrisine başlanmıştır. Fakültenin Tarih ve Edebiyat şubeleri talebesine Osmanlı eliftbasından başlan- mak suretile kraat, imlâ okutulacak, bu suretle tedrici surotta eski eserlerin met- nini ve mânalarını anlıyacak suretie ted- risat gönişlelilecektir. Pazar yerinde kavga Hiddetli bir satıcı rakibine tabanca çekti, kendi yaralandı Kadıköy pazar yerinde satilik eden | Yerneklerinin bozukluğundan| Hazan ve Asım isimlerinde iki kişi, müşle- riye mal satmak meselesinden dân öğle üzeri Kavgaya demeyin kım bir 2& manda işi büyüterek, Hasan tabancasına sarılmış ve birkuç el mteş etmiştir. Fakat bu sirada Asım kaçtığı için kurşunlar isa- bet etmemiş, orada bulunanlar, Hasanın elinden tabancasını almafa uğraşırlarken bir dela ateş almış ve çıkan kurşunla bu sefer kendisi yaralanmıştırr. Hadiseye el koyan polis, Hasanı Nümu- ne hastanesine yalırmıştırr. Tahkikat des Yam etmektedi EE EE EEE letler yüzünden erkeğe bağlanabilir; Aile sevgisi, iffet, şefkat, muhabbet yüzünden evine sağlam olabilir, Fa. kat bilhassa şimdiki dünyada - sine- maların, edebiyatın, münakalâtın bu kadar hirs membalari yarattığı bu asırda - kadın idealindeki hayatı ken- disine yaşatacak erkeği arıyor; onu bulamıyor, Alleler en fazla bu sebeb- ten yıkılıyor. Kadınların mefküresine lâyık olmağa çabalarsak gene biz kâr ederiz. Bir seyyah kadın kafilesi; — İstanbulda gördüğümüz güzel erkek tiplerine hiçbir yerde raslama- dık! - demişti, Bizim kadınlar hayrette kaldı. Zi- İ ra, onlar, bu güzel ve şık erkeklerden yüzde doksanının cüzdanca «boş» olduğunu biliyordu. * Erkek allenin sağlamlığını temin edebilir; Mesleğinde muvaffak olarak, yuva için refah elde ederek, kadma erişilmez yükseklikte güvenerek... (Vâ-Na) .. 1942 de İtalyada açılacak beynel- milel sergi için büyük hazırlıklar yar pıyorlarmışlı.. Karilerimizin mektupları Kırıktulumba sokağı çok karanlık Fener Tevkii Cafer mahallesinde Ki- rıktulumba sokağı elektrik olmadığın» dan hele bulutlu kış gecelerinde çok karanlıktır. Bu sokak zaten yokuşlu- dur. Geceleri buradan geçmek âdeta bir tehlike teşkil ediyor. Sokağın bu şekilde karanlık kalmamasını temin için Belediyenin icab sden muameleyi yapması rica alamaz. Ahmed Harbiye - Aksaray tram- vayları kâfi gelmiyor Aksaray ve Lâleli civarı halkı bura“ dan Beyoğluna çıkabilmek için bam müşkülüta maruz kalmaktadır. Tramvay idaresi Harbiye - Aksaray hattına yalnız $ araba tahsis etmiştir. Bu arabalaria Yedikula ve Topkapı halkı da karşı farafa göşmektedir. Bu cihetle Beyoğlunr çıkabilmek ekseriya aktarmasız kabil olamıyor. Tramvay Hâvesi mümkün değilisa bu hatta oto- büz işletilmesini dileriz. FE Etler kokmuş mu? bir lokanta kapatıldı Belrdiye tarafından loxantalarda yapılan temizlik kontrolü önasinde Hızır adında birinin Tokantasından alınan et yemeği nü- munesi muayene edilmiş ve heyet Azasın- dan başhekim B. Rems ile doktor B “Tevfik, etin kokmadığını, diğer doktor A, Rıza !ls B, Abdülmuttalip ise kokmuş ol- dane Neri sürmüşlerdir. Ceza olarak dükkân sahibinin dükkân- nin kapanmasına karar verilmiş, fakat J0- kanta sahibinin itirarı üzerine, doklorlar arasinda ihtilâfa sebebiyet veren bu ha dim mahkemeye intikal etmiştir. Dün Sultanâhmed birimei sulh cora mahkemesi davaya bakmış ve yemeğin bozuk olduğu sabit görüldüğünden, dürkü- nn kapanma cezası tasdik edilmiştir. Yarıda kalan paviyonların inşasına başlandı Heybeliada sanatoryomu le Haydarpa- şada emran intaniye hastaneşinin yeni payiyonlarının inşhatı, malzeme yokluğun- dan dolayı durmuştu. Sihhiye Vekâletinin. aldığı tedbirler üzerine malzeme tedsrik edilmiş ve itşaatâ yeniden başlanmıştır. Vekâlet ayni zamanda emrazı mlaniye hüğ- tanesinin yeni yüz kişilik paviyonunu 120 yatak olarak inşa elfirmeği muvafık gör- müs ve ona göre tedbirler alınmıştır. Belediye de, hastane İhtiyacını göz önü- ne alarak Cerrahpaş& hastanesine yeni bir tedavi polikliniği tesis için 940 bütçesine tahsisat koymağı muvafık görmüştür. Yugoslav sporcularının ziyareti Şehrimizde bulunan Yuğoslavyalı spof- cular dün Vali ve Belediye Reisi B. LAtfı Kırdarı siyaret etmişlerdir. Yuğoslay #pof- cular, Valiye Belgrad Belediye Relsirin bir mektubunu e Bir gazetenin yazdığı gibi, Kırdarın Belgrada davet edildiği vaki değildir. Kömür ihtiyacı Karabük kömürünün hilesiz satılması için bir teklif yapıldı Bon günlerde Belediyece verilen karara göre, İstanbulda sömikok kömürünün tonü 21 lira $ kuruştan satılması Jzamgelmek- tedir. Buna rağmen birçok depolarda kö- mür bulmak kabil olmuyor. Karsbük kö- mürünün finti de 26 Hira olarak tesbit ediil- zlşti; fakat perakendeci kömüreller, to£. toprak karıştırmak suretile hileye sapıyor- Jar. Bu sureije kömürün tintini 81, 33 Jira- ya kadar çıkarıyorlar. Belediye, bu vasi- yeti ehemmiyetle nazarı dikkate alarak bü- tün Kaza kaymakamlarına tebligat yap- mış, kömür satışının daha gkı surette kon- trol edilmesini ve karışık kömür satışına sani olmak Üzere dalmi gurette teftişler İ yapılmasını bildirmiştir. Bu tedbirlere rağmen hilekârliğin önü tamamile alınmamıştır. Maamafih bu hi- Jekürlik, şehrimizde kömür azlığından do- layı depolardan dükkünlara intizam daire- sinde tevzlat yapılmamasından ileri gel- mektedir. Nitekim Karabük kömürünü İs- İ tanbula sevkeden o mütenhhidlerden bir zat kömür tevzlatını intizama sokmak ve perekendecilerin hilelerine nihayet vermek Üzere bir teklifte bulunmuştur. Bu teklife göre, kendisinin Karabükte bulunan &ç bin ton kömürünün İstanbula İ “celbi Belediyoce temin edildiği takdirde kendisi hiçbir bileyo meydan. vermek- sizin bu kömürü tesbit edilen 26lira $ kuruştan perikendecilere satacağını ve bu suretle şehrin her tarafında kömür teda- rik edilebileceğini bildirmiştir. Belediye bu teklifi tedkik edecektir. Bömikok, günde 130 bon istihani ettiğinden bu miktardan fazla şehre sevkıyat yapmak kabil olma- maktadır. Muhtelis tahsildar Şahidlerin celbi için muhakeme kaldı Bakırköy Belediye tahsildarlığında bu- Tunduğu sırada mükelleflerden tahsil otti- I yol parası makbuzlarının dip koçanla- rında tahrifat yapmak suretile Belediya;e ald bir mikdar parayı ihtilüs etmekten mazmun Sadık'ın mevkufen muhakemesıns dün ikinc ağır ceza mahkemesinde baş- Janmıştır. Maznun Sadık evvelâ suçunu tamamla inkâr etmek istemiase de suç dölillerinln fazlalığı karşısında; — Memuriyete yeni girmiştim. Trende de para kaybettim. İhtiyaç içinde kaldım ve bü İşi yaplım. Sonra paraları veznye inde odeçektim Demiştir. Dinlenen şahidler ihtilâs su- çunun vaki olduğunu teyid etmişler, bazi mükelleflere verilen mukbuzlarda da 3a- rarın tamam olarak yazıhp dip koçanları- nın sonradan Geğiştirilmiş olduğu görül müştür. Diğer şahidlerin c8lbi için muha- keme başka güne bırakılmıştır. Kadıköyün nâzım plânı Şehircilik mütehaasısı B. Prost, Kadikö- yünün nâsım plânını tamamlamış ve rapo- runu hazırlamıştır, Mütehassıs, Şimdi de Kadıköyünden Bostancı ve Unddebostanma doğru uzanan #ahanın plânını hasırlıya- caktır, Kadıköy nâzım plânı ve raporu bu- günlerde Riyaset makamına verilecek ve Umumi meclisin şubat toplantısında mü- zakere ve Kal Bay Amca ve bir sergi !... ... Allah muvaffak etsin amma be- nim bu sergiden pek ümidim yok!... B. A. — Neden?... — Avrupa milletleri o güne kadar medeni bir eser icad etmeğe mecal bu- Jamıyacaklar ki teşhir etsinleri... İ Hey gidi 939 hey Karşıdaki duvarda asılı durun tak- vims baktım. Yeni seneye girmemize hemen hemen bir şey kalmamış. «9392 can çekişiyor. Giden, pılasını pırlısını topliyan senelerin o atkasın- dan: «Ah, oh» çekmek, yanıp yakıl- mak âdetlir. Çünkü ne de olsa ömrü- müzden bir sene geçti, gili demektir, Lâkin şu rahmetli olmak üzere bu- lunan 939 senesi için hiç kimsenin; «Ah, oh» çekeceğini, yanıp yakılaca- İmı tahmin etmiyorum. Bilâkis 939 senesinin MERAM herkes yaka silkecek: — Aman git.. Güle güle... Cehen- nemin finnarına kadar yolun açık ol- sun!.. Diyecektir, Tarihte 1914 gibi 939 rakamı da kötü, hayırsız bir sene olarak kalacaktır. Her yılbaşı yaklaş- tığı zaman Avrupada bir takım falei- Jar türer, aşağı yukarı şu tarzda cev- herler yumurtlarlardı: — Önümüzdeki sene içinde Avru- pada kanlı muharebeler olacak. Bülletler birbirlerine girecekler... Kan gövdeyi götürecek. Bu gibi sözlere kimse inanmazdı, omuz silkerdi. Henüz bu sene falcıla- rn sesi işitilmedi, Lâkin gene bunlar ortaya çıkarlar. sa her halde bu yıl ortaya atacakları cevherler arasında: «Yeni muharebe ler» olacak tarzında şeyler görmiye- ceğiz. Çünkü artık muharebe hava. disi kimseyi şaşırtamaz, hayrete dü. şüremez. Artık insanlar muharebe İle içli dışlı, enseye tokat, pek lâübali oldu. Jar. Halbuki falcımın gayesi hayret ve alâka uyandırmaktar. Bilâkis 940 senesine girerken falet- Jar sulhten o bahsetmeğe kalkacak. lar... Fakat bu sefer ona da kimse inanmıyacaktır. Çünkü elinde defne dalı ve melek kanatlirı ile dolaşan yosmanın bays gın, süzgün bakışlarına kimse inan miyor... İki domuz Garp cephesinde bir gün içinde, iki afeş hattı ortasında metrük bir yere Almanların mütenddid defalar hücum ettikleri görülmüş... Acaba bu hücum edilen yerde ne vardı dersiniz? Muazzam cephane depoları mı?.. Büyük gânimetler mi?. Dehşetli harp levazımı miı?.. Zaptedi. leçek ağır toplar, tanklar mı?. Hayır, bunların hiç biri değil, Zuptetmek istedikleri şey, onlar için, toplardan, tanklardan daha mühim... Bu hali erazide ne varmış biliyor musunuz? Köylüler buradan çekilir. ken başıboş bıraktıkları iki besli do- muz!... Görüyorsunuz ya... etmezler?.. Nasıl hücum Hikmet Feridun Es Meşhur İngiliz müsteşriki . Sir Ross Dünkü posta ile gelen Deyli Telgraf gan zetesi meşhur İngiliz müsteşviklerinden olup yakm zamana Kadar Londradai m lisarları mektebi müdürlüfünde sir Denişon Ross Yirmi senedenberi veli rr İngiliz - Çin cemiyetinden çe» Kildiğini ve hariçte bir sefarete tarin edile diğini yazıyor. Sir Denison en ziyade İranda ve 'Türki- yede çalışmış olduğundan ve Atatürk ile dil kurultayları münusebetile sıkı müare- fe payda eylediğinden her halde Tahrans dan ziyade Ankarada İngiliz sefaretinde bir vazife almış olacağını mezkür pazete #ive etmel . B, A, — Beodbin olma!... Hiç olmaz- sa Alman dehasının mıknatısı mayi nın teşhir ederleri...

Bu sayıdan diğer sayfalar: