6 Aralık 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

6 Aralık 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Boyunduruk ve boynuzunduruk Boynuzunduruk diye türkçede bir kelime yoktur, Fakat kâğıt tek lirala- rımızın üstüne bakın, Bir çifçi resmi göreceksiniz. Hattâ İstanbul külhan- bey argosunda, eski kocaman yirmi beş kuruşlukların adı oManda gözü» olduğu gibi - bu resimden kinaye - tek liraya «Çifçi» derler. — İki çifçi uçlan — İki lira ver! « demektir. Hoş, mevzuum o değil ya... Lâf lâfı çit âleti varmış anama, bizde mevcud duruğuna dikkati celbetmek istiyo- rum, Bu âlet, hayvanların gerdanını kavramıyor; boynuzlarını zaptemiş. Onun için ismini de belki «boynuzun- duruk» koymak lâzımdır, diyecektim, Başka memleketlerde bu tarz bir çif âleti varmış mma, bizde mevcud değildir. Acaba Anudoludn da kulla” nılması tavsiye edilir mi? Bu iki çeşid. den başka, hamudumsu bir cer vasıta- sı var mudır?... Atlara nasılını, öküz lere nasılını takmalı?... Erazinin, sa- panın ve arabanın şekline göre değiş. | meler yapılabilir mi?,.. Hayvanın vü- | cüd teşkilâtını bozmamak için âlem | hangi toprakta ne gibi tedbirlere baş vurmuş?... Bunlar bizim yurdun şera- itine uydurulamaz mu?... Uydurulursa devlet sanayiinin bazı cihetlerde yar. | dımı dokunabilir mi?,.. Yoksa, boyun- duruk, hamut ve salre yapanları yer yer bir araya toplıyarak kendilerine | nümune göstermeli, usul mü öğretme- li?... Amma, usulleri bilen kimdir”... Bizde öyleleri var mı?... Bunlar Maca- ristanda mı, Fransada mı bulunur, Cenubi Amerikada mı? İstanbullu karilerim: — Çıldırdı mı bu? - diyecekler. « Ne lerden bahsediyor! Bir boyunduruk- tur tutturmuş... Ne münasebet?... .. Dünkü yazımda, C, EL P, nin Halk üniversitesi kurmuğa doğru bir gay- ret sarfettiğini tafsilâtile anlatnuş; onun yanında halkın pratik malüma. anı çoğultacak mesleki kurslar açid- masını, konferanslar verilmesini tav- siye etmiştim. Hâlâ zihnim bu işle meşgul, Yukarıki misal de onun neti- cesidir, . Meselâ, bahsettiğim gibi Macaris- tandan gelmiş bir köycülük mütehas- $ısı, yanında - kendine göre - doçent tercümanlarile, filânca bölgemizde bir geri yapsalar... Şöyle bir konuşma; — Toplansın nalbantlar... Siz hay- yanı nasıl nallarsını » Yook... Öyle olmaz; zararlıdır... Zaten bütün bey- girleri sakatlamışsınız... Bakınız kaç türlü iyi nal olur... Sizin buraları için bu çeşidi en elverişlidir... Dükkânınızı da bü tertibe sokun... Ocağınız şöyle olursa daha idarelidir.. Delikanlı! Nalla bakayım... Yok oğlum, öyle ta- rif etmedimdi... Sen dikkat etmemiş- sin... Sarı saçlı!... Sen gel şimdi de... Bak profesör ne diyor!.. Kerpeteni şöyle tutacaksın... Şimdi hepiniz öğ- rendiniz... Bir ay Sonra geçip bakaca- ğız... Bu usullerden ne gibi istifadeler elde ettiğinizi bize anlatacaksınız... ... Bir boyunduruk, bir de nal mesele- sine temas ettim... Halbuki bu, deniz. de katradır... Yalnız hayvancılık kıs- munda bin bir mesele var... Ormancılık öyle, ziraat daba dallı budaklı... Ba- kumacılık, testicilik, ne bileyim, tür- Tü türlü zanaatlar; her meslek, her hayat sahası... Her şehirde, her kasa — Vallahi de billâh! de ölmekten korkmuyorum bay Amca... Manifatura fiatlerinde ucuzluk Bugünden itibaren ekser çeşitlerde yüzde 20 ye Kadar tenzilât yapılacak Şehrimizdeki manifaturacıların iş- tirakile dün Ticaret odası salonunda saat 16 dan 19 a kadar süren bir top- Jantı yapılmıştır. Manifaturacılar, hükümetin ücüz- latma siyasetini hüsnü telâkki ede- rek manifatura flatlerinde, cinslerine göre, derhal esaslı bir tenzilât yap- mayı kabul etmişlerdir. İçtimada son haftalarda görülen gayri makul fiat yükselişlerinin sebepleri ve bu Belediye otobüs getirtiyor İngiltere ve Amerikadan İ alınmasına teşebbüs edilecek Belediye, şehirde otobüs işletmek üzere bir şartname hazırlıyarak tandik edilmek Üzere Nalin Vekâletine göndermiş, Beledi- yeler bankasından istikraz ediler, bir mil- yon lira da yeni otabüz mübaymasına tah- #is edilmişti. Fakat araya harp girdiğin- den otobüs getirtmek imkin: hasıl oluna- muştar, Halbuki şimdi gebirde işliyen oto- | büslerin çoğu artık işe yaramaz bir hale gelmiştir. Belediye, bir an evvel bu otobüs işini hal- leimek üzere yeniden tedkikat yapmış ve bazı şartlar dalresinde İngiltere ve Ame- rikadan otobüs getirmenin mümkün oldu- Bu neticesine varmıştır. Bu maksada dün Elektrik ve Tramvay umum müdürlüğün- de Vali ve Belediye Reisi Dr. Lütfi Kırdarın relsliği altında bir toplantı yapılmıştır. Ne- ticede, Nafla Vekâletinde bulunan şartan- menin tasdik edilerek bir an evvel Beledi- yeye gönderilmesi için vekâlet nezdinde yeniden teşebbüsler yapılmasına karar ve- rilmiştir. Belediye, şimdilik kırk otobüs getirtmek üzere yakında şartname hükümlerini ilân edecektir. Yeni vaziyete göre otobüslerin yakında gelebileceği muhakkak addedili- yor. B, Lütfi Kırdar Vali ye Belediye reisi doktor Lâtfi Kır- darin İstanbul valliğile Belediye reisliği vazifesine başlayalı dün tam bir sene ol- muştur, Doktor LüWi Kırdar, Manisa valiliğin- den İstanbul Yaliliğile Belediye relsliğine tayin edilmiş ve 4 kânunuevvel pazar günü İstanbula gelerek 5 kântmücveelde yeni vazifesine başlamıştır. Doktor Lütfi Kırdar, bt bir sene zarfın- da İstanbulun fmar ve tanzimi, teftiş ve mürakabe İşlerine büyük ehemmiyet ver- miştir. Nitekim, İstanbuldaki yeni vazifesine başladığı günün sabahı ilk iş olarak Da- rülâcezeyi teftiş etmekle işe başlamıştı Valimizin şehrimizde daha büyük işler ba- şarmağa muvaffak olmasını temenni ederiz, Taksimde yıkılan sahaya asfalt döşenecek Taksim meydanının tanzimi işi birinci boş senelik imar plânımın ilk kısmına gir- miştir. Taksim kışlası müştemilâtından olan binalarm yıkılma işi bitmek üzere ol- duğundan bu sahanın toprak tesviyesi on güne kadar başlıyacak ve bundan sona derhal sahanın aslali olarak tanzimine ge- çilecektir. Taksim kışlası binasının yık- tırılmas ii 1 ği der nuşanda Da acaktır. imüsesasmza, me smes Ba vee bada, her köy e... Yeni baştan öğrenmen, | iyi öğren- 'memiz icab ediyor. Bu memlekette elbette çok daha müreffeh yaşıyabiliriz... Bunun için de her şeyden evvel - belki de türlü türlü nazari maarif şekillerinden ev- vel - bu gibi pratik sahalarda bir ıslâ- hat yapmamız; yıllanmış, paslanmış usullerimizden silkinip kurtulmamız lâzımdır. Halk üniversitesi?... Evet... Mükeni- mel... Allah razı olsun... Fakat bu, bil- hassa bu! Bilhassa ( LE Aa hz yi ... Ne olacak, nasıl olsa oraya gide- cek değil miyiz?.., yükselişin önüne geçilmesi çareleri hakkında uzun görüşmeler yapılmış, neticede fiat yükselişinin başlıca âmillerinden biri olan spektülâtörle- Te, yani şimdiye kadar manifatura ticaretile meşgul olmayıp da zama- nın fevkalâde vaziyet ve şeraitinden istifade emelile paralarını manifatu- ra ticaretine yatıranlara bundan Sonra tüccar tarafından katiyen sa- tış yapılmaması ve fialerinin yüksel- Karilerimizin mektupları mantıkileştirmeliyiz! Önümüzde kara kış kendini göster- mekte gecikmiyöcektir. Şehrimizde yüzlerce binlerce kimsesiz aç çocuk- lar var, Hattâ şurasırı da ilâve ede- yim ki, Eyüpsultan taraflarında bir aile iki çocuğunu da mektebe gönder. mek istiyor, fakat bir ayakkabıları öi- duğu için bir gün birine, öbürgün di- gerine giydirerek derse devam ettiri- yordu. Çocuklara bakan hayır müessesele- rini diriltmek, olmıyan yerlerde de bunları tesis etmek lâzımdır. Diğer ta raftan da biliyoruz Kİ, nümune diye yetmiş - seksen fakir çocuğu Ameri- ka seviyesinde âdeta her birine iki dadı vererek ( baktırıyorlar, Çocuk esirgeme kurumu vestir hayır mües- seseleri, bir meteliğin izrafından ka- çınmalı, mümkün olduğu kadar çok miktarda muhtaç yavrunun berfihine çalışmalıdırlar. — N. N, Bu ne gecikme Velim Ankaradan Eskişehire nakle- dildi. Ben de mektebimi değiştirmek mecburiyetinde kaldım. Nakil için icap &den evrakı bana vermediler. Velim almali imiş. Velim vasılasle taahhüd. Tü, pullu mektup ve telgraf yolladık, istida verdik. İki buçuk aydanberi meklepsiz kaldım. Serseri mi olaca- gum? Ankara erkek lisesi talebesinden MTi Nihad Erden AÇIK MUHABERE: Miralay mütekaldi Rasim'e: — Mektubunuzu muharrirlere yolladık. bay Mehmed alâkadar X İhracat hareketi dün de hararetle de- vam etmşitir. Dünkü ihracat tutarı, ev- velki gün olduğu gibi, gene üç yüz bin Türk Urası kadardır. # Binaf hastanesine teberrü için cemi tanab Kanunu bükümleri mucibince vilâ- yebe müracanl edilmişti. Vilâyetten bu- günlerde müsbet bir cevap çakıcağı ümid edilmektedir. Şimdiden esnaf arasında te- berrü listesi hazırlanmağı başlamıştır. “Teberrü tutarına güre, hastane tevsi edi- lecoktir. Diğer taraftan esnaf cemiyelleri, 1040 senesi bütçelerini mürakabe heyetle- rine vermekte derim ediyorlar, Bu iş, yılbaşına kadar bitirilecektir. 4 Belediye Temizlik müdürü B. Musiafa müfettişiiğe tayin edilmiş ve Temizlik mü. düriüğüne de Beyoğlu Tebhirhane müdürü Dr. B, Faik tayin edilmiş ve dün yeni va sitesine başlamıştır. #4 Unkapanında dolaşan Kemal adında birinin vaziyetinden şüphe eden muhafa- za memurları, Kemalin üzerinde araştır- ma yapmışlar, 8 paket heroin bulmuşlar- dır. Memurlar, Osman adında birisini de heroln içerken suç üstünde yakalamışlar- dır, İkisi de adliyeye verilmiştir. k Şoförler cemiyeti, şimdiye kadar kira he tutulan bir binada çılışmakta id Ce- miyet, aldatından arttırılak dört bin ira Hasanağa Ma mesi mümkün olan çeşitlerin ekseri- sinde de 96 20 ye kadar tenzilât ya- pılması kararlaştırılmıştır. Tüccarlar bugünden itibaren bu kararın tatbikine geçecek ve bu Sa- yede halkın maişetinde mühim bir mevkii olan manifatura eşyasında ucuzluk temin edilmiş olacaktır, İçtimam neticesi, dün akşam Ti caret Vekâletine bildirilmiştir. Bir çocuk tramvay altında ezildi Kafası parçalandı, derhal öldü Dün akşam üzeri Samatyada feci bir tramvay kazası olmuştur. Yedikule iee Si keci arasında işliyen tramvay arabası ak- den Sirkeeiye gelirken Samatya tramvay istasyonundan hareket etmiş, biraz ileride birdenbire tramvayın önüne bir çocuk çık- miştir. Vatman tramvayı durdurmak istemişse de mümkün olamamış ve çocuk, tramva- yın tekerlekleri altında kalarak kafası par- çalandığı gibi vücudünün muhtelif yerle. rinden de yaralanıp derhal ölmüştür. Yapılan ilk tahkikalla ölen çocuğun, Yedikulede oturan 17 yaşlarında Sulâhad- din olduğu anlaşılmıştır. Çocuğun cesedi morgu kaldırılmış, müd- delumumilik ve zabıta kaza etrafında tah» kikata başlamışlardır... KUÇUK HABERLER: k Beyoğlunda Polonya sokağında otu- ran Simore adında bir kadın dün yedi ya- şındaki oğlu Moizle beraber Beyoğlunda Aslan sokuğından geçerken arkadan gelen bir motosiklet çarpmıştır. Simore ile Motg muhtelif yerlerinden (o yaralanmışlardır. Yaralı ana ile oğul zabıta tarafından has- taneye kalı lardır. Kazayı müteakip kaçan motosikletin sahibi hakkında tahıki- kata girişilmiştir. k Dolapdere civarında oturan “ nl kaybederek düşüp başından tehlikeli su- rette yaralanmıştır. Verjin hastaneye kal- dırılmıştır. k Taksimde oturan 15 yaşında Vedad dün Sakızağacı caddesinde bir otomobil tamirhanesinde seyrederken işçilderderi İa- tefonun attığı bir demir parçası kazaen başına isabet ederek tehlikeli suretta ya- ralanmıştır, A Sezal adında bir şoför dün ola bile Fatih caddesinden geçerken Fatma adın- da dört yaşında bir kıza çarparak ağir ya- ralamıştır. Fatma hastaneye şoför Sezal yakalanarak tahikakata baş- lanmıştır. k Galatada Kalafat yerinde kazancı dük- kânında çalışan Kemal dün elinde yanmış bir kibrit olduğu halde oksijen tübünün yanından geçerken tüp birdenbire patla» maştır. Kemal yüzünden ve vücudünün muhtelif yerlerinden yanarak ağır yara- lanmıştır. Yaran Kemal ifade veremiyecek bir hal- de hastaneye götürülmüştür. Ortaköy Fukaraperver esmiyetinden: Ortaköy Fukaraperver cemiyetinin yılık kongresi 17/12/939 tarihine raslıyan pazar günü sabah saat 10,0 da parti binasında yapılacağından kayıtlı azan teşrifleri ca olunur. * Bir gazete, vaktile Evkaftan Belediy: ye devredilen medresa va gebillerin tekra; Evkafa raptedilmesi için Belediyece teşob- büs edildiğinden bahsediyordu. Hilüfetin llgam ve medreselerin #eddi zerine neşredilen kanun, medrese binala- rını maballi idarel hususiyelerine, tekkeleri de Maarif Vekâletine devretmişti. Kanun ile müeyyed olan bu vaziyetin idari bir ted- birle değişmesine imkân görülmediğinden Belediyece bir teşebbüste de bulunulmuş değildir. kaldırılmış, | Kokulu radyo Bern'den Anadolu ajansına çe bir telgraf... Avrupada yeni bir mu- harebe şaylası mı? Yeni bir seferber- lik havadisi mi? Cemiyeti Akvam top- lantısıma aid bir haber mi?.. Hayır, bunların hiç biri değil. Bern'den gelen telgraf şu: İu filim» denilen bir nevi filim ilk de İa olaran Bem şehrinde gazetecilere gösterilmiştir. Bu fikir İsviçreli bir mühendisin buluşudur. Meselâ pec- dede bir gül buketi görüldü mü, bü. tün sinema salonu ayni saniyede he men göl kokuları ile dolmaktadır. Sahneler değiştikçe otomatik olarak muhtelif kokular da değişmektedir. Mühendislerin söylediklerine göre bu suretle 40,000 çeşit koku vermek kabildir. Kokular hususi bir cihazla ve koku antenleri ile verilmektedir.» Eninde sonunda bir gün kokulu filimler de seyredeceğimiz şiiphesiz- dir. Fakat kokulu filim fikrini zannet- Mera ki ilk defa bu İsviçreli mühen- dis bulmuş olun. Sesli filim henüz yeni çıktığı za- man kokulu filim ilk defa kimin ak- luna gelmişti bilir misiniz? Muharrir (Wâ - Nü) nun... Evet, arkadaşımız o zaman yazdığı bir fıkra ile bu meseleye temas etmiş, hattâ aşağı yukarı da şöyle demişti; «İyi, hoş amma, perdede kahra- manlar çatır çutur sarmısak yemeğe başadıkları zaman halimiz ne ola- cak?.» Demek (Vâ - Nü) nun korktuğu başına gelmek üzeredir.. Hakikaten kokulu filim meselesi yüzünden başi» mıza çok komik şeyler geleceğine şüp- he yoktur. Faraza bir buçuk saat, bütün vakaları bir pastırmacı dükkâ- nında geçen bir filimi seyretmek aşa- ğı yukarı bir kahramanlık sanırım. Yahut beyaz perde üzerinde bir harp sahnesi seyreğiyorsunuz. Filim- da etrafa gözleri sulandırıcı gaz saçi- yorlar. Ru sahnelerin daha hakikate uygun olması için koku yerine, sine ma salonuna gaz veriyorlar, Bütün seyirciler filimin sonunda baygın ta- bii... Bu kokulu filimi, kokulu radyo noş- riyalı takip ederse © zaman İş büs- bütün tuhaf bir hale gelecek.. Me- selâ Şehir tiyatrosu artistleri radyo da bir temsil veriyorlar. Bir sahnede uskumru kızartıyorlar, yahut pirzola Pişiriyorlar, Tabii evinizin içi balık, yahut pirzola kokularile doluyor, Öleki odalardan birinde sinirli bir akrabanız sesleniyor: — Canım bu koku da nedir? — Hiç, radyo dinliyoruz da... Tabii kokulu radyo olursa Ankara. yı dinlerken oradaki bal kokusile, Parisleki levanta kokusu birbirine karışacaktır. Malüm ya Ankara ile Paris bizim radyolarda daima birbi- «eKoku- tar, Blütebeki 250 yerlerine kou len 1000 limba- bk bir program daha rlanacaktır. Bu maksadla kaymakamların, Parti Kaza (9- islerinin iştiral yapılacak ve sokakların -açları tesbit edis lecektir. Bir Emirgin otobüsü dün E giderken Suterazisi civarında karşıdan gelen otomobille çarpışmıştır. Kazada, oto- büste bulunanı yolculardan bir kişi hafif- çe yaralanmıştır. Vatman Kemalin idaresindeki tram- vay Tophâhe caddesinden geçerken karşi- dan gelen şoför Abdülkadirin idaresindeki her ikisi de hasara bir toplantı mba iht .. Amma bu EN yeni icadları görmek zevki yok mu, işle bu insanı tutuyort... ... Meselâ evvelki gün ölüversey- dim şu kokulu filmin icadından ha- B, A. — Fakat bu İcat yeni bir şey doğu — Yok canım?!... B. A — Anlaşıldı, sinemada senin yant- na pastırma, cacık yemiş biri düşmemişi,..

Bu sayıdan diğer sayfalar: