15 Teşrinizani a ... Hayvanlar niçin konuşmazlar? ayramda, Büyükadada, muhterem bir ihtiyarın elini öpmeğe gider ken bindiğim arabanın arâbacısı, bütün gayretlerini samimi surette arkalarındaki ağır yükü sürlkiemeye hasreden zavalı beygirlere Öyle kamçılar vurdu, öyle sopalar çekti ve o derece ağır küfürler savurdu ki biran hayvanları koruma cemiyeti uzalarının derin ıztıraplarını hissetim We bu İşkence sahnesi bana büyük filomof Valtaire'in «La Princesse de Baby- ones isimli kitabında, bu fani dünyada 27,900 sene yaşamış bir papağanın Ağzından Babil hükümdarının mefhâmetli kızı prenses Formosante'a Geldani Misanile söylettiği acıklı nutku hatırlattı Gün görmüş papağan güzel pren- sesle yaptığı müsahabede söz hayvanlara intikal edinee şunları söyler: « — Ben bütün hayvanların insarlar gibi konuştukları mesuğ devirde dünyaya geldim. O zamanlar kuşlar, yianlar, eşekler, atlar ve kartallar im sanlarin ahbapça görüşürlerdi.. Fakat 22 bin seneğdenberi ağızlarını açmı- yorlar... Çünkü insanlar bizi koruyacaldarı ve bizimle destça işbirliği yapa cakları yerde elimizi yemeğe başladılar, Barbarlar! Unutuyorlardı ki biz de onlar gibi ayni uzuvlara, ayni hislere, nyni ihtiyaçlara, ayni arzulara malik. tik ve onların ruh dedikleri şey bizde de vardı; biz onların öz kardeşleri iken etimizi pişirip yemeleri mi icab ederdi? «Biz sizin o derece kardeşleriniz ki Halikikâinat insanlarin İlk mukave- leyi yaptığı zamn bu mukaveleye sarâhntan bizi de sokmuş, kanımızla bes- Tenmenizi ve bizim de sizlerin kanınızı emmemizi menetmişti, Sizin, birçok Hsanlara tercüme edilen kadim Lokman Hekim efsaneleriniz eskiden bi zimle olan meshd milnasebetinizin mâjıvolmaz şahididir Bu efsanelerin hepsi «Hayvanların konuştuğu devirlere,» cümlesile başlar. «Vakia kadınlarmızdan bir çoğu bügün köpeklerle konuşmak arzusuna gösteriyor. Fakat onlar da, kamçı darbeleri altında ava götürülerek bizim eski müşterek dostlarımız olan geyik, nlageyik, tavşan ve keklikleri öldür mek için cürüm ortağı olmuya zorlandıklarındanberi sorulan suallere cevap vermemeye yemin ettiler. «Beygirlerin konuştuklarını ve arabaçıların mütemadiyen onlarla çene çak dıklarını kaydeden eski şiirler benüz unutulmamıştır. Fakat arabacılarınış onlara o kadar kaba muamele ettiler ve öyle ağır küfürler savurdular ki bir zamanlar sizi çok seven beygirler artık insanlardan nefret ediyorlar.» Büyükadada, kamçı darbeleri altında arabayı çekmeğe çalışan beygir- ilerde hakikaten böyle bir hal seziliyordu. Şevket Rado izel NELER GL8 Gripe karşı serom Gripe karşı nihayet bir serom keşfedil. , den fazlası gripe tutulmuştur. miştir. Tusyadaki tıbbi araştırmalar ens- Keşfedilen serom mürmir olmakla bera- tüsü erkânından gri er ber bir noksanı vardır: Muafiyet müddeti rom kadar kişiye tat e mişti, Bunlardan amcak dördü gripe tutu. | bir 97dan fazla değildir. Gripten vikaye için bir afiamun senede on İki defa aşı 3i- Ci» Kanlı cesedin intikamı Bükreşte garip bir hâdise olmuştur. Bu-| elbise dolabına dimdik koyarak saklamış- Pada dikiş makinesi müdürü Aronovici, müs. rif bir adam olan eniştesi Şöarisi ile dalına kavga etmekte imiş. Son defa fabrikatör, hemşiresinin şerefini muhafaza için erip- tesinin yaptığı ihtilAsları tazmin etmek üze Te cebinden 600,000 ley sarfetmiştir. kıdlarını alarak kaçmağa hazırlanırken Gardiropun uynah kupıs birdenbire açıl- mig ve aknlı cesed çekmenin önünde eğil- miş bulunan fabrikalörün üzerine hücum ederken yıkılmıştır. Fabarikatör eniştesi- Geçen hafta iki adam tekrar kuvga et. | nin dirdiğine hükmederek o kadar kork- mişlerdir. #abrikntör eniştesinin Üzerine | muştur ki, yürümeğe eceli kalmayıp yikd birkaç kurşun atarak öldürmüş ve cesedini o mış ve polise teslim olmuştur. Bir ay banyo içinde kalmış tır. Fabrikatör dolabın çekmesindeki kâ- | Çokyanın Meriş Ostray şehrinin en ma- (İşitmişlerdir. Manhnsa işlerine devam ede- ruf âlimlerinden profesör Şnaydlar bir ay- danberi ünlversiteye gelmemesi ve yaşadı- $ apartımandan çıkmaması, verilen baber- İer üzerine poli, rı dikkatini celbet- miştir, Zabıta profesörün ya evinde yahud s9- kakta bir kazaya kurban gittiğine hülmez- iştir. Polisler apartıman kapısını zorla- #nınan içerden gayet hafif bir ss Polonya harbi Almarilara mühim zaylata mal olmuştur. Berlinde sokaklarda | rek içeriye girmişler ve profesörü banyo içinde mecalsız bulmuşlardır. Profesör ban- yodan çıkarılmış ve tedsvi altına slırmış- tır. Profesör banyoya girdiği zaman birden- bire amudu fikarisinde bir rıza peyda oi- duğundan kuvvetten kesilmiş ve apartı- imanda kimse olmadığından tam bir ay ban: yo içinde kalmıştır. $ık sık yaralılara tesadüf ediliyor. Yukarıdaki resim bir pazar günü umunü hahçelerden birinde yesen yaralıları gösteriyor. Bayram neşeli geçti i neşeli geçmiştir. sabahleyin hava 1 ılık bir bahar ha- ann birinci â Açmüz ve bütün ba; Yaa içinde çocuk- | ah erkenden ba halk da geç Binalar boyanacak Belediye, sun birkaç ay içinde şehrin gö- 28 çirkin görülen manzaralarını lah et- mek üzere boş arsalardan Üç yüz kadarım ivaria çevirmiş, şehrin muhtelif semtin- eri tarafından boyunmağa mocbur ete Bu suretle caddelerden mühim bir nın binaları kirli manzaralardan kupe ıştur. Belediye bu mesaiye devam ode- Şebrin şerefli mahallelerinde ve rde henüz boyanmamış binaların ri boyanacaktır. Diğer taraftan kal mı yapılan sokak ve caddelerdeki binme ın da cephelerinin bina sahipleri tara- fından boya veya badannlarının yapılması bina sahiplerine tebliğ edilecektir, Eski günlerde Ev toplantılarında dil, yazma, okuma marifetleri ( Yazan SERMED MUHTAR ALUS) Ramazanlarda, bilhassa kışın (49 biyeldâ)larındz, konaklarda, ve kü- çük evlerde kadın toplantıları olun ken, geçende saydığımız çeşit çeşii ayunlardan maada dil, yazma, okuma marifetleri de yapılırdı. Ötekiler gibi, belki daha fazlasile, bunlarda çok eğlenceli geçer, yarışa girişenlerden muvaffak olanlar (aktı evvel) diye maaşallahlarla alkışlanır, beceriksizler kahkahalarla alaya alr nırdı. DI marifetleri arasında haylı güç- leri, üstüste çabuk çabuk tekrarlan- mesi ip canbazlığına zort çıkaranlar ri kaç tane, Başlıcalarını sayalım; (Dal kalkar, kantar tartar) Üç beş defa sıralamak nerede, adam aklı bir kerecik söyliyebilene ne mut Tu, Hemen dil sürçüp kalkarın (kar kar), kantarın (karter), tartarın (taltar) öluvermesi şıpın işi, Halep orada İse arşın burada, teo- rübesi kolay. Bir defa deneyin de gö- rün bakalım.. Şu çıbığı imamelemeli mi; İmame- melememeli mi) sadedinde şu çibik alâ giderdi amma gel de alt tarafını | tamamla, İmamdan, melemekten, me- lemelikten kurtulabilirsen kurtul... (Kırk küp kırkının da kulbu kırık küp) faslından kırklar, kmıklar biri. birihe karışır; Bu köşe kış köşesi, şu köşe yaz köşesi) inde kışlar (isis), kö- şeler (köse) olur; Bir J4f: söylemeli, ammna saçmalamamalı) ye sıra ge Hnce saçmalamakta bile saçmalanır- dı. Deminden beri &lebaşılık eden, kar. şısındakiler dilleri dışarıda, tükürük. ler saça saça kekeleyip dururken ağı makine gibi işleyen kesik saçlı, bayan tülbentii eski bir çengi veya hamam ustası gibi gene ahverdi: Şu köşeye yün koydum, şu köşeye bal koydum, şu köşeye leş köydum yünü dittim, balı yuttum, leşi ittim. — İlâhi hatun, haydi ötekiler zon du fakat bundan kolay ne var, bildi- gimiz irk yıllık külü çöreki.. Değikleri halde boyuna yünü didip balı iten itene; leşi yutan yutana; geyreklerini bastıra bastıra, gıdıkla- myormuşcasına katılanların haddü hesabını da sorma... Denize indim, bir avuç kum aldım ben o kumu yerim, Den o kumu yerim hiç aksamadan çıtırpıtır söyleyiverir. ler, kul cinsi hanım teyzeler, siyahi ablalar: — Bizim okumamız yazmamız mi varki bu kâtip harcı lâfları becere mi... dedikten Sonra dilsiz orucu tutmuşlara dönerlerdi. Bir kalemde yani harfleri biribirine bitiştirerek yazılması gayet müşkül sayılan cümle de Şu: Keşkeşçinin. keşkek kepçesi Bu bahisde Sultanahmed Belediye bahçesinin karşısındaki Taş mekteba, Atpazarı İnas rüştüyesine, hatta Kos- kadaki Darülmuallimata gitmişler bi le süklüm püklüm.. Hele araya bir kulp daha takılıp: Koşkekçinin keşkeklenmiş keşke kepçesi şekline girdi mi, etratmda büsbütün pes... Okunması Çinimaçinceyi sökmek menzilesinde olan da mevcuttur Bir berber bir berbere bire berber beri gel, beraber bir berber dükkâm açalım. Ölemeye hazırlananlar satırın uzunluğunu ve araya eklenişlerini göz yurdamile çakar çakmaz, boyun eğer- lerdi: Ben dehri miyim ayol?... O derece malümatlı olsam elemsağ- manın altından geçip erkek olur, Ba- | bıâliye girerdim. İ Daha uyanıkcaların da cevabını buyrun: — Ben ne Koca Cevdet paşa kerime- si; gazetelere bendler veren Fatma Aliye hanımın, ne Macar Osman paşa kızı şaire Nigâr binti Osman hanım, ne de Makbule Leman hanım! Pir de, arabide (Emsile) yi dudu kuşu gibi ezbere almış, Binaya, Ava- mile, Maksuğa çıkışlara teklif ha- | ardı i — Kendine güveniyorsan söyliyece- | ğimi hatasız yaz da görelim: Beni yezanek jeskelehu beverneni | O, arapça sanıp haldur huldur ka- Talar karalamaz, Bunu yazanın fiskele burnunu di- gorsun hal... larla gül bire gül... Evet, o zamanın yazilırmı kolay kolay sökmek herkese nasip ve müyes- ser değildi, Ne hareke, ne hureke ba- bayeğitsen muammayı hallet te çık aradan. i Meğrese görmüş, ulümdan icazat al- mış, camilerde dersamlığı varmış ko- | ca kavuklu - ve cübbeliler, devairde | İ sananlar, İpekçi Kâni'nın ya çam devirip u miyandakilerden, arbiyat ve t bilgici geçinen bir hazretin: Fukara kalbine ber kim dokuna Dokuna şsinesi Allah okuna Beytini kelâmı kibar sa; siz bulunuşuna tövbe ve İsi sonra: Fakren kalebnehu herre keyyimün lavkane Tavkanehu seyyine, kane diye kıraet eylemiş. Şürayı devlet Azayı benamından bir zat (Manastır mutasarrıflığına) yollu bir derkenarı: Minna süttre mutlasirün jeleyunne okuduğu gibi, saçı sakalllardan baş- ka biri de, ticarethanenin üstünde- ki: (Fesei Elkâtip zade Ali) lâvhasını: Pesebbihükâtidü enaishu aliyyün okumuş; üstelik (Sadakallaulazim) de çekmiş (1) Hakeza, evrakta bulunan (müma naat) kelimesini mitmma natü), (plân) 1 (yalan ve yilan), (rvenak- traz) 1 frenkçe addederek (ronk trax) (Hüsnü İntihap) mağazası kapısındaki (Gi- rilir) i (Geyirilir) zannedip Allah Allah çekenleri de duymuşlardanız... Sermed Muhlar Alus şe: siyallahü ev (0) Bu fikralar, © zamanki Mektebi Hukukta o munllimimiz Muhmud sad efendi rahmetlinin ders arasında yarsa- likleri cümlesindendir GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ MUNİiH Son senelerde ismi en çok geçen gehir- lerden biri Miünih'tir. Burası naziliğin: be- iğdir. Hitler'e sulkasd da orada yapıldı. Ve Alman Devlet Reisi suikasd kur! ann cenazesinde bulunmak üzere Münih'e giti. Almancası München olan bu şehir, Bav- esanin merkezidir. Tuna'nın sağ kolu r üzerinde bulumur, 734/185 nüfusu var- dir. Şimendiferlerin birleştiği noktağır Alçak ve bataklık bir saha üzerinde ku- rulan Münih bilhassa İsar'ın sol sahiline doğru inkişai etmiştir. Alistadi denilsn eki şehir de oradadır. Burada ayni za- mevcyddur. Kraliyet sarayı en mühim âbidelerden- &ir. Tieykel müzesi, diğer müzeler, akade- miler, Üntversite başlıra müesseselerdir. Sağ kıyıda Au, Bogenhausen, Haldhgusen kısımları göze çarpar. Sanayi da burada inkişaf etmiştir. On beşinci osından kslme kilisede imparator Ludvig'in ant kabri vardır. Boniface kilisesi de on dokuzuncu Tekirdağın kurtuluşu Tekirdağ 14 (A.A) — Dün burada Tekirdağın on yedinci kurtuluş yıl dönümü coşkun tezahüratla kutlan- mıştır, Sant 9,30 da binlerce halk şehrin methaline toplanmşlar ve o günün hatırasını tesidle Tekirdağına giren kıtaatı selâmlamışlardır. Burar da belediye reisi komutana bir buket sunmuş ve halkın orduya şükranını bildirmiştir, ŞEHRİ asırda Romadaki aint - Pierre mabedinin. modeli Üzerine bina edilmiştir Münih uzun zamandanb; sanat merkezidir. Müze tüphaneleri, coğrafya ensti manyada teferrid eder Ticaret noktasından hububat ve hayvan çılık piyasası Birası pek meşhurdur. Lüks eşya sanayii emsalsizdir. Porsleni, pröcision ületleri, suni çiçekleri, derisi, kuyumenluğu, santçiliği, kumaşlar Üzerine üzerine ressamlığı, abanoz- cdebiyat ve tepleri, kü- sü, bütün Ai- enri tarafından te- On ikinci asırda düz 1 tarafından tabıkim edil- 5 de Bevyera düklerinin merkezi Otuz #ene muharebesinde Serin işgalinde çok ıztırap çokü. On sinel asırda Avusturyalıların eline g0p- si, 1805 da Beryera Krallığının merkezi oldu. Güzelleşmesi de o tarihten Mibaren- dir. Alman tttifakına dahil oldu. — X. Ç. Antepte bir camiin bir katı çöktü, 3 ölü, 9 ağır yaralı var Antep 14 (A.A.) — Burnda evvelki ir camisinin kadınlara un net. kadın, erkek do rette yaralanmış! vardır. Birçok hafif