Garp eğhezindeki tağiliş askerleri: Solda bir köylü kadın askerlere üzüm veriyor, Garp cephesinde, büyük tir Alman taarruzu ari'ezinde Lulunutduğunu gösteren işaret ve emarelerin artması, sütün dünyanın nazarı dikkatini İn- giltere ve Fransa ordularile Alman ordusu arasında ceroyan edecek kan- Nü boğuşmaya celbediyor, Londra ga- seteleri, bilhassa İngiliz ordusunun harb sahnesine mâklinden sonra â3- keri harekâta büyük bir ehemmiyet vermeğe başlamışlar, bir çok harb muhabirlerini Gatp cephesine gön- dermişlerdir. Daily Mafi gazetesi, Hitlerin şahat 4ostu olan ve İngiliz efkârıtumumiye- sine hitab etmek istediği zaman kert- disini Berline davet ederek beyana- tmı veren meşhur Ward Prisce'i Garp sephesine harb muhabiri olarak gön- demiştir. Ward Prisce Hitler hakkın- da gayet teveccühkâr bir kitabda yazmıştı. İngiliz muarriri, bu kita. bında, Hitlerin harb etmek niyetini beslemeğiğinden bahsediyor ve AL man - İngiliz mukarenetini şiddet ve hararetle müdâfaz ediyordu. İngiliz - Alman müukarenetini mü- dafaz ve terviç etmiş olan bu muhar- rir, şimdi İngilizlerle Almanlar ara- sında cereyan edecek kanlı boğuş- maları, harb muhabiri sıfatile Daily Mail gazetesind3 tasvir edecektir, Alman erkânmarbiyesini, bugün en ziyade işgal eden sual şudur: Garp cephesine, he kadar İngiliz kuvve- UM sevkedilmiştir? İngiliz askerleri, cephenin hangi mıntakasında mevzi almışlardır? Bilhassa Alman radyo istasyonları, bu ikinci suali sık sık sormakta ve Garp ephesinde Alman resmi tebliğinde iddin edildiği gibi, hiç bir İngiliz askeri görülmediğini ileri sürmek suretile, İngilizleri kız- dirarak, Britanya ordusunun cephe- nin hangi mınakasında bulunduğunu söyletmeğe uğraşmaktadır. Filhakika, son günlerde Almanla- rın, şimdilik Fransızları bir tarafa bırakarak ya lahtelbohir veyahud hava hücumlarile yalnız İngiltere ile harbetmek istediklerini gösteren emareler, artmışlar, İşte bü sebepten dolayıdır ki, İngi- liz kıtaatınım cephenin hangi yorin- de bulunduğu gizli tutuluyor. Lon- dra gazeleleri, Fransaya gönderilen İngiliz kuvvetinin seferi kuvveti gibi umumi malümat vermekle iktifa edi. yor. Muhasamatın ilk beş haftasında Fransaya 158,000 İngiliz askeri ve tanklar, hücum arabaları, kamyon vesaire de dahil olmak üzere 25,000 aakil vasıtası gönderilmiştir. Fakat İngilterenin Fransaya sevkıyatı, ge- celi, gündüzlü devam ettiğine göre bu mikdarın daha ziyade artmış ola- cağına hiç şüphe yoklur, Esasen her gece harb gemilerinin refakatinde İn- giliz limanlarından Fransaya üç nak- liye kafilesi hareket ediyor, Bu kafi- | AEŞAM Gam cephesindeki ingiliz kuvvetleri Her taburun 50 Topu, 22 Tank dâfi , topu ve bir çok havan topları var sağda: askerler çocuklarla ahbaplık ediyorlar ve bir araba ile geziy.rlar leler, askerle beraber, silâh ve mü. | himmat vesaire naklediyor. 1914 sene- sine nisbetle İngiltetenin Fransaya bu! defaki sevkıyatı, bilhassa makineleş- tirilmiş topçu kuvvetleri ve otematik silâhlar bakımından hem daha çok, hem de daha müsaiddir, Her İngiliz taburunun 50 topu: 22 tank dâfi to- pu ve küllüyelli mikdarda ağır havan topları vardır. Her laburun tank, arhlı otomobil, kamyon vesaire gibi sekiz yüz nakil vasıtası vardır, Haftanın ilk beş haf- tasında Fransaya gönderi motörlü 25,000 nakil vasıtası lif elli tiptedir. Fransaya gönderilmiş olan İngiliz kıtaatının başında, İngilterenin en maruf iki tabiyecisi de göndertilmiş- tir, Bunlardan biri piyade tuğgenera- li sir Can Dayls, diğeri de topçu tuğ- generali Alloen Bruktur. Harpten evvel Alderşottaki karar- gühin kumandanı olan tuğgeneral sir Con Dayls âtes hattında bulunan birinci İhgüiz ordusunda vazife n)- bugüne kadar İngilteredeki ha- va müdafaası kumandanlığını yap- miş olan tuğgeneral Allen Bruk da ikinci İngiliz ordusu kumun Yanlığını deruhte etmiştir. Taarruz hazırlığı Geçen haftaki Alman taarruzunun ne süretle hazırlandığını bir Fransız tarassud mevkiinden görmüş olan bir İngiliz harb muhabiri, gazetesine enteresan malâmat göndermiştir. Bu mektuptan mühim bâzı parçaları naklediyoruz: lediyoruz: «Ateş sağanağı, bütün Garp cephe- si boyunca kopreuştur. 'Taarruzdan evvelki 24 saat zarfında düşman top- çusu Fransız ileri mevzilerinin &0l cenahına fasılasız, müthiş bir ateş sağanağı açmıştır, Muhtelif mühim mevkiler, saatten saate tayin ediliyor ve onlara bir gül- le sağanağı yağdırılıyordu. Polonya harbinde kullanılmış olan Alman topçu bataryaları elyevm Garp cep- hesinde bulunuyor, Bunların ateşi sistematiktir, Zira topçu zabitleri, kâfi bir tecrübe kazanmışlardır, Bu topçu atışına, trampet ateşi ismi ve- riliyor. Zira gülleler, birbiri arkasın- dan düşmekte ve piyanonun tuşları gibi muttarid bir ses çıkarmaktadır. Mütehassıslar, geçen haftaki taar- ruzu hazırlamak için Alman batar. yalarının evvelden tahliye edilmiş olan Fransız mevzilerine 2-3 milyon gülle savurduklarını tahmin ediyor. lar, Alman tayyare dâfi toplarının ate- İ şini mühimsemiyerek her gün istik. şaflarda bulunan Fransız tayyareci. leri Sigirid hattının arkasında mü» him Alman tahşidati müşahede et- mişlerdir. Münih ile Ulm, Stutgard ve Nurenberg avasındaki saha geniş İ bir ordugâh manzarasını gösteriyor. Burada Iâakal 15 fırka tahşid edil. miştir, Polonya harbine iştirak etmiş olan motörlü Alman fırkaları elyevm Frankfurt, Kasse:, Havovrve, Hamburg- ta bulunuyorlar, Bülün istikşaflara rağmen, Alman taarruzunun hangi noktadan yapıalcağına ve hedefleri ne olacağına dar malümat edinmek kabil Ra İzmir göle meclisi Mim İzmir (Akşam) — ikinci teşrin topl is Dr. Beh 8 azasından vefn$ eden Dr. Ramihin hatırasına hürmeten bir dakika hürmet duruşu yapılmış, riyaset di- vanı seçimine geçilmiştir. Birinci rels veküliğine avukaf B. Münir Birsel, fkinct iliğine B. Mithat Orel, daimi en- mu Bayan Reşmd Leblebi- en ve eczacı Paik Ener a5 encümenleri seçimin- İsliğinin bir senelik Şehirde bir senede ında rapor çok zengin tafsi» ir kte 1di. Alkışlarla bu icraa$ tasvip olunmuştur. Meclis, mesaisine devam edecektir. Milli piyango biletlerini Ankarada bayiler de satabilecekler Ankara 3 (Telefonla) — Şehrimizde yal- miz Piyango idaresi tarafından satılmakta olan MU piyango biletlerinin bayiler ma- rifetile de satılabilmesi yolundaki talepler mezkür idarece terviç olunmuştur, Çifçiye tohumluk tevzii Ankara 3 (Akşam Zirant bankası, tecrübe mahiyetinde olarak bu sene Anka- ra, Eskişehir, Afyon, Yozgat, Haymana, Polatlı, Sandıklı ve Boğuslıyanda tohumluk buğday ve arpa almış ve bunları temizlete rek ilâçiadıklan sonra çilçiye maliyet #la- tine satmıştır. Ayni mahiyette olarak Adana, Anlep, Maraş, Manisa, Alaşehir, Salihli, Turgutlu ve Akhisirda da pamuk tohumu dağıkıl- mıştar. 8 AYLIK 8 AYLIK 1 AYLIK Posta itihadına dahli olmuyan ecnebi memleketler: Seneliği 3800, altı aylığı 1900, üç aylığı 1000 kuruştur. Adres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul göndermek lâzımdır. Ramazan 22 — Hızıri8$ 8. İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı B. 1150 129 654 940 1200 159 Va, 454 633 1158 1444 1702 1835 İdarehane: Babıdli civarı Acımusluk sokak No. 14 MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABIALİ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur, Tefrika; No, 115 İttihatçıların tahliyesi - İlk meson locaları Zavallı Niyazi! Hürriyet günlerinde o kadar (Yaşa- sın!) duası almış olan bu pârlak za- bitin bir hiyanet kurşunile akibeti iş- te böyle feci oldul Aradı ve buldu! Balkan harbinde şark ordusu bozul- muştu. Gazi Muhtar paşa Kabinesi sa- rayda içtima ile harbe devam yahud ademi devam kararını verecekti Dahiliye Nazırı Daniş bey bekleni- yordu. Sultan Mehmed Reşad beş gün €v- vel Yıldızdan Beşiktaş sarayına nak- Jeylemişti. Dahiliye Nazırı bundan ya haberdar olamamış, yahud haber almış ise unut. youş olacak ki, vükelâ meclisi Yıldızda inikad edecek diye iptida arabasile ora- ya gitti; sonra vükelâ arkadaşlarile padişahı merasim köşkünde aradı; ni- hayet sora, sora Beşiktaş sarayında bulabildi! Kefaleti kim vermeli? Balkan harbinden evvel sadarete getirilen Gazi Ahmed Muhtar paşa İt- idare memurlarını iş başından uzak- laştırmakla iktifa ediyordu. O günlerde Canik müstakil muta» sarrıflığında bulunuyordum. Bolu müs- takil mutasarıflığından Samsuna nak- Jedileli ancak üç ay olmuştu. İttihad ve Terakki iktidar mevkiin- birer azillerine intizar etmekten ise hemen istifa eylemek istemişlerdi. Ancak merkezi umumi bunu tensip etmemiş ve hepsine azledilinceye ka- dar işleri başında sebat etmelerini tav. siye eylemişti. Ramazan bayramının ilk günü sa- bahleyin usulden olan tebrikleri kabul için hükümet dairesine gitmiştim. (Görülen lüzuma mebni?) kaydile azlim haberini getiren telgrafnameyi merdiven başında Büyük Kabinenin bir bayram hediyesi gibi almıştım. Samsunda İbka edilmekliğim için teşebbüslerde bulunmak istiyen eş- raftan bazılarının - içlerinde İltihad ve Terakkiye muhalifler dahi vardı - bu arsularına, muvafakat etmemiş hafta kadar sonra gelen gayri müs- lim mütesarrıfa devrederek İstanbula gelmiş idim. Gazi Muhtar paşanın İttihadedar aleyhinde ecri tedbirlerda İleri git- mekten imtina eylemesi Hürriyet ve İtilat fırkasmı ve halâskârları kız dırmakta idi. Nihayet Hürriyet ve İtilâfcılar oarzulanna nail oldular. Muhtar paşa yerine Kâmil paşa sa- darete geçti. (18 zilkade 1330 - 29 teşrinievvvel 1912) Şimdi artık İttihadeclarn tevkifi, tecziyesi sırası gelmişti! Hürriyet ve İlilâflin başında bulunan miralây Sadık bey beni Ohri kaymakamlığın- dan tanırdı. Hürriyetin ilânmdan sonra İttihad ve Terakkinin Ohri merkezi ile Manastır merkezi arasın. da cereyan eden muhabereleri Ohri- den ben, Manastırdan o İdare etmiş idik; Debreye gitmek üzere Ohri. den geçerken kendisile görüşmüş- tüm. Ohriden Manastır kayma. kamlığına tayinim üzerine İttihâd ve Terakkinin Maânâstır vilâyet mer- kezi heyetinde de aza olarak bulun- muştum, İstibdad günlerinde Sadık beyin Manastırda oturduğu ev İtti had heyetinin içtimağâhı idi. 10 Tem- muzun yıldönümünde Manastırda tertip olunan büyük alayı bu evi zi- yarete sevkeden de ben omuştum. O günlerde Sadık beyi tam bir ideal adamı diye biliyorduk! Hırs ve kinin insanları ne kadar düşürdüğü- nü, küçüllüğünü sonradan gördük. Darülfununluların Babiâliye yap- tıkları nümayış esnâsında ben de sadaret meğhalinde sahanlıkta Muh- tar paşanın nümayişçilere hitaben söylediği noktaya pek yakın yerde bulunmuştum, Sadık beyin terkif edilecek yetmiş kadar İttihadcı arasına benimde (eski-Ohri kaymakamı)» kaydile ismi- mi sokuşturmuş olduğunu Hürriyet Ye İtilât hizmetine “girmiş görünen bir sivil polis memuru » şimdi 7 duğunu bilemediğini için ismini ya- zamıyorum - vasıtasile elimize geçen Mste suretinden anlamıştım Bir de (Darülfünunluların nümayiş günü Bahiâlide sahanlık basamağı- nın yanında duran ve hüviyeli anla- şılamıyan açık renk pardösülü biri- sinin) dahi arandığını haber almış- tım. Bu açık renk pardösülü benden başkası değildi. Bu haberler üzerine gizlenmek mecburiyetinde kaldım. .O günlerde allem Selânikte bulunuyordu, İki gün sonra Selâniğe hare edecek olan Avusturya bandıralı bir bin kap- ile bilvasıta anlaştım. Kaptan iki gece beni gemide yalırdı, Hiçbir su- retle rahatsız edilmiyerek niğe hareket ettim. (EKavalada Selâniğin sukutunu ha- ber aldık. Vapurda ancak üç Türk vardık, Buradan gemiye biner Rum- ların hakaretlerine, alaylarına maruz olmamak için üçümüz de kamaraları« muza kapanmıştık. Yunan donanması Selâniğe gelecekmiş, Gemimiz dokuz saat Karaburun önünde bekledikten sonra Yunan hârp gemilerinin peşine bir esir gibi takılıp limana girebii- mişti, Üç ay Selânikte evde kapalı bir hayat geçirdikten ve İttihadcıla- rın Babıâli baskınından sonra fırsat bulup tekrar İstanbula gelmiştim.) Listede dahil olanların çoğu benim gibi savuşamamışlı, Altmış kadarı hapsedildi. Bunlar arasında İsmail Canbulaf beyden başka 'Tanin tahrir heyeti mü- dürü Muhiddin, sabık Edirne mebu- su Faik, esbak Trabzon valisi Süley- man Nazif, Salâh Cimcoz, Tercümanı Hakikat muharriri Hüseyin Kâzım, doktor Abdullah Cevdet beyler, sabık Karahisar mebusu Rıza paşa, dok- tor Hüseyin Suad bey - Hüseyin Ca- hid beyin ağabeyi - Ubeydullah efen- di, Akagündüz vardı. Görülüyor ki “asıl İttihad ve Te. rakki erkânı ele geçirilememişti. Yanbolulu liva Arif paşa riyasetin- de teşekkül eden ve halâskâr zabitler- den Hüseyin Hâki efendi oğlu yüzba- şı Kudretullah beyin mürakabesi al- tında bulunan divanı harp hiç bir sual ve cevaba lüzum görmeden mevkufla- rın üçer kuruş gündelik ile Konyaya nefyedilmelerine karar verdi Fakat Harbiye Nazırı Nazım paşa bu kararı tasdik etmedi. Meşhur Süleyman paşanın damadı liva İsmail Kâmi paşanın riyasetinde teşekkül eden yeni bir divanı harb kırk sekiz saâlle mevkufları isticvap ile pek çoğunu tahliye etti. Yalniz Uleydullab efendi Ayasofya camiinde ira ettiği bir vaaz dolayısile ve Akagündüzle Ta» nin muharrirlerinden Cemil Zeki bey Babıâli nümayişi vesilesile Bekirağa bölüğünde misafir Kaldılar, Bu divanı harbin böyle İttihadcıla- ra müsaid bir karar ittihaz eylemesi- nir sebebini bu sırada Talât beyin Na- zım paşa ile gizlice müzakerelerde bu- lunmasına ve aralarında İttihadcıla- rm yardımile Kâmil paşa iskat oluna. rak Nazım paşanın sadarete getirilme. sine karar verilmiş olmasına atfeden- ler vardır, İsmail Kâmi paşanın kayınbiraderi Sami bey Ubeydullah efendinin dostu faziletlerinin meftunu idi, Efendinin kefaletle tahliyesine çok çalıştı. Fakat Ubeydullah efendi meşhur beyti bil az değiştirerek: Hoş geldi bana mahallenin âbühavâsı * Teranesile kefil değil, tahliyesi için alelâde bir arzuhal vermekten bile im- tina ediyordu. Sami bey Ubeydullah efendiyi ikna dan âciz kalınca Süleyman Nazif be- yi sevketti, Süleyman Nazif bey mesö- leyi açınca Ubeydullah efendi: — Kefil mi? İstida mı? Diye köpürdül 0 (Arkası var)