Finlândiyalıların tarihlerine kısa bir bakış Aslen Türk olan Finler nereden geldiler ve bugünkü Finlândiyada nasıl yerleştiler Yazan: Beşeriyetin ilk eserlerine ait şimdi- Uzun müddet, atalarından edindikle- ri âdetlerle, orada yalnızca şen ve 86- râzad yaşadılar. İşte bunlar Finlândi- diyaya tik gelen Finlerdi, Asırlar geçti, Artık insanlar yer yü- #ünde cevelâna başlamışlardı, Baltık sahlilerinin garp ve cenup kısımların- dan o havaliye birçok balıkçılar da geldiler. Karşılarında Finleri buldu- lar. Finler bu yabancılara çok iyi dav- randılar. Zamanla hep Fin oldular, kaynaştılar. Böylece Finlândiya tees- süs etmiş oldu. Finlândiyaya Finlerin ikinci akını 'Milâdın dördüncü asrından sonra, Finlerin ana yurdu, Volga havzasın- dan daha mühim ve devamlı bir Fin akımı başladı. Bu akın aşağı yukarı dört asırdan fazla devam etti. Fin ka- bileleri Rusyadan geçerken Rusyada yol üstü epeyce kaldılar. Orada pek dağınık başsız yaşıyan Slavları topla- dılar, Onlarla birlikte Novgorod'da ilk Rus hükümetini kurdular. (Milâdi; 862). Bir zaman sonra bu idarede Finler- le Ruslar arasında ehemmiyetli nüfus rekabeti başladı. Finlerin hissiyatına aykırı birçok hâdiseler oldu. Artık o muhitten soğudular, ayrıldılar, Asır. larca evvel gelen kardeşlerinin tut- muş oldukları yurda doğru yol aldi- lar. Yollarında Lituanya ve Letonya- lilarn oodadı Balt'lara, ayni zaman- da 'Teuton'lara rasgeldiler, Dostça ge- çindiler. Oralardaki boş yerleri istilâ ve zamanlarına göre imar ettiler. Çok durmadılar. Bir müddet sonra kabile kabile hedeflerine doğru ileri. lediler. Bazıları Karelyadan, bir kıs- © mıda Finlândiya körfezinden geçti- ler, yeni Fin yurduna vardılar, Orada hemen hemen kendilerinkine denk bir medeniyet buldular. Yabancılık duymadılar. Hep bir yuvada kardeşçe yaşadılar, Finlerin bu şekilde yavaş ve munis akınları dokuzuncu asra kadar devam etdi. Ne yollarındaki akvamia ve ne -erkârıharbiye reisi amiral Darlan Baş- vekil Daladier'yi ziyaret etmiştir. Halaşiinmesilin “Nasrullah ipek fabrikasında yangın Adapazarı 23 (A.A.) — Bugün saat 18,15 te Nasrullah ipek fabrikasında yangın çık- mıştır. Vaktinde yetişen ve fevkalâde gay- vet sarfeden itfaiye yangının genişlemesi- ne mâni olmuş ve fabrikanın yani başın- da bulunan depoların ve diğer fabrikaların yanmasının önüne geçmiştir. Yangın ziyanın elli bin lira olduğu tah- » — min edilmektedir. Yangının sebebi ve mü- Mersin Finlândiya konsolosu Feri Yakup Ramazanoğlu gibi bunda de pek ince eserler meyda- na getirdiler, Milâdın dokuzuncu asrına kadar Finler ata âdetlerile yaşadılar. Bu halleri, tıpkı, İngilizlerin Norman is- tilâsından evvelki hallerine benzerdi, Artık Akdenizin etratındaki daha €3- ki devirlerde doğmuş olan medeniyet- ler zamanlara göre gelen dinlerle hay- Hi ilerilemişti. Maddi veya mânevi ga- yelerle yapılan kara ve deniz seferleri oldukça inkişaf etmişti. Bu terakki insanların ayrı ayrı yaşıyan kümele- rini biribirine tanıtmağa medar oldu. Bu müddet zarfında Finler de kendi. lerine göre yaşayış tarzlarını yenlileş- tirdiler, yetlerinde kök saldılar. &den itikadlarla yaşadılar. Tablate ta- Parlar, ölülerini fevkalâde sayarlardı. <Pantheiste lik ruhlarına sinmişti. Ölüye saygıları âdeta bir kült halini almıştı. Bu hal eski Mısırlılarda da vardı. Ölülerin kendi ailelerine felâ- ket ve saadet getirebileceklerini s2- narlardı, Her aile kendi ölüsü için mü- kellef âyinler yapar, #iyafetler verir. di. Bilhassa bir kahraman öldüğünde namına bütün kabileler muayyen günlerde merasimler yaparlar, ruhu- nu şadederlerdi. İnsanlarla beraber doğan bu gibi itikadlar, sanki bugüne kadar ayni şekilde kaldı. Orta Asyadaki bugünkü Mogollar, hattâ bütün medeni millet- ler bu âdet ve itikadlardan ayrılama- dilar, Eski Finlerde aile hayatının pek şen, sevinçli ve sükün içinde geçiril. mesi dini bir itikaddı; buna riayet edilmezse evin ruhu darılır, sandeti kaçar, derler ve bu hususa çok ehem- miyet verirlerdi. Yemek zamanların- da olsun, şenliğe bir vesile olmak Üüze- re sofralarına gülünç bir heykelcik korlardı, Bunu itikadlarına bir saygi addederlerdi. İşlerine çok yarıyan cansız şeylerin de yemek ve saire merasimi bekledik- lerini sanarlardı. Bunun için ekinle- rini biçmeyi bitirdikten sonra orağa merasimle ziyafet verirler, karşısında; «— Orak! Bizim için bütün yaz iş- ledin. Gücün, kuvvetin var olsun! İş- te sana payını veriyoruz; bizim payı- mıza dokunma!...> diye dua ederler- ât. Bu zihniyet ve hâleti ruhiye Fin- lerin her şeye karşı takdirkârtıklarını Madrii 23 (AA) — Tufan gibi yağan yağmurlardan sonra Kartejan eyaletini çok fazla miktarda sular basmıştır, Sellere inkılâp eden dere- asımı Tivorne 23 (A.A.) — İtalya Hariciye Nazırının hemşiresi Ciano Ma- gistrati'nin cenaze merasimi bu sabah Livorne şehrinde İtalya hükümet ri- calinin huzuru ile yapılmıştır. İngiltere - İspanya ticareti Madrit 23 (AA) — İspanyol ma kamatının, bazı ilcaret maddelerini mühim miktarda ithal imkânmı “araşlırmağa karar verdikeri söylen. mektedir. Haber alındığına göre, İspanyada çalışan İngiliz bankası, İspanyol ilhalât tacirlerine, icap eden dövizleri vermeğe hazırdır, AKŞAM Hindistanın idare şekli Verilen izahat kâfi sörülmüyer Bombay 23 (A.A.) — MUM federal Hberal meclisi Hindistanın müstakbel statüsü hakkında umumi vali tara fından yapılan beyanatın memnuni- yeti mucip olmadığını bildiren bir ka- rar kabul etmiştir. Karar suretinde yapılan beyanatta müstakbel Hindistan dominyonuna di- ğer dominyonlar gibi muhtariyet ve- Hip verilmiyecöğinin açıkça tasrih edilmediği kaydolunmaktadır, Nev - Delhi 23 (A.A) — İslâm Bir. liğinin icra komitesi, Hindistanın müstakbel statüsü hakkında umumi vali tarafından verilen izahatın kâfi addedilmediğine dair bir karar sureti kabul etmiştir. Karar suretinde ayni samanda ekalliyetlere alt haklara bazı mühim menfaatlerin tanınmış olması keyfiyetinin İslâm Birilğinee memnu- niyeti mucip olduğu tebarüz ettiril. mektedir, Sahte pasaportlar Amerikada geniş mikyasta tahkikata başlandı Nevyork 23 (A.A.) — Federal tah- kikat bürosu ecnebi memleketlerine seyahat eden komünistlerin kullan. dıkları sahte pasaportlar meselesile Amerikada casusların faaliyeti hak- kında tahkikata başlamıştır. Veznedarı, Amerikan Komünist par- tsi âzasından Trachtenberg olan «World tourists» seyahat acentası ku- yudatını alâkadar makamların ted- kikine arzetmek emrini almıştır. Bü- yük federal jüri heyeti sahte pasa- portlar meselesini tedkik etmek üze- re cumartesi günü toplanmıştar. Amerika pasaportlarile (Birleşik devletler erazisinde bulunan birçok ecnebi casusların yakında tevkif edi- leceği, iyi haber alan mahfillerde söy- lenmektedir. Komünist partisi sekreteri Earl Browder'in tahkikat komitesine sah- te isim taşıyan pasaportla birkaç ke- re sayahat etttiğini beyan etmiş oldu- ğu hatırlardadır. Küçük Maaailakk haberleri 4 Kiziltepe 23 — Kırık ve tay ser- gisi dün açılmıştır. Sergiye 13 kısrak ve dokuz tay girmiş, derece olan hayvan sa- hiplerine ikramiyeler verilmiştir. 4 Manisa 23 — Halkevi köycülük gu- besi bir kafile halinde dün Selim Şahar, Yılmaz, Sarıhanlı, Hacırahmanlı, İshakçe- 1ebi, Kırkağaçlı köylerine çok faydalı bir gerinti yapmış ve köylülerle samimi has- bihallerde bulunulmuştur. # Samsun 28 — Yarış ve wlah en dızı, sndikap Alaşahini, halis kan kısrak koşusunda Fnj- ğin Suna'sı yine halis kan tay koşusunda Hüseyin Atlının Uçarı birinci geldiler, # Kütahya 23 — Eskişehir Mahmudiye eğitmen kursundan bu devrede mezun olan Kütahyalı 28 eğitmen memleketimize gel- mişlerdir. Eğitmenlerin iştirakile Halkevin- de yapılan bir toplanluda Yü gifelerinin büyüklüğü izah edilmiştir. Bu- nu müteakip eğitmenler Halkevi bandosu ve lise izcilerile birlikte Atatürk anıtına Posta #ttihadına dahil olmayan ecnebi memleketler; Seneliği 3000, altı aylığı 1000, p aylığı 1000 kuruştur. Aren tebdm için yirmi beş kuruşluk pul pa göndermek lüzımdır. Ramazan li — Mınr 13 8. İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatı M1125 12 640 $a7 1200 Isi Va, 43 620 1158 1 1455. TT 1848 İdarehane: BabıAli civarı Acımusluk sokak No. 13 24 Teşrinievvel 1939 Garpte müdafaa, İngiltereye yapılacak tayyare hücumları (Baştarafı 1 net sahifede) İngiltere aleyhinde birlik? Londra 23 — Hitlerin, Almanyanın muhtelif yerlerindeki parti reislerini toplantıya çağırması vaziyetin ehem- miyetini göstermektedir. Söylendiğine göre, Hitler İngiltereyi abloka altına almayı düşünüyor ve Skandinay der- letlerini de kendisiyle birlikte sürük- lemek istiyor, Times gazetesi diyor ki: «Almanya, Napolyonun düşündüğü şeyi, yani İn- gütere aleyhine bir blok teşkilini ta- savvur sdiyor. Napolyonun meğlüp olduğu yerde Hitler muvaffak ola bilir mi? Petit Parisien ne diyor? Paris 23 — Petit Parision gazetesi Berlinde, nazi şeflerinin çağırılması hakkında diyor ki: «Hitler, görpte kati bir darbe vurmak hususunda Sovyet Rusya tarafından Kâfi bir yardıma güvenmemekte ve Almanya- da gizli gizli ayaklanmağa başlayan komünist dalgasından kuşkulanmak- tadır. Hitler, sonsuz menâbie malik ve ıparatortuğa, karşı koymak gibi korkunç bir ihti- mal karşısındadır. Her iki demokrasi, bitarafların manevi tasvibine maz- hardırlar, Alman führerinin, almak mecburi yetinde bulunduğu ezici mesuliyetler vardır ve bu mesuliyetleri, nazi parti- sinin başlıca azâlarile paylaşmağı tercih ediyor.» Türk - İngiliz - Fransiz paktının tesirleri Tondrn 23 (A.A.) — Observer güze- tesinin diplomatik muhabiri, B. Hit lerin, şimdi bütün dikkatini diploma- tik cephede teksif ettiğini ve bunun, kısmen Türk - İngiliz - Fransız pak- tının bir neticesi olduğunu bildirmek- tedir, Bu muhabir, Ankara ve Romadaki Alman elçilerinin Berline çağrılması- nın, Türk - İngiliz - Fransız pâktı- nın, Almanyayı endişelendirdiğine delil teşkil ettiğini ilâve eylemektedir. B. Hitlerin diplomatik cephesinde raslayacağı güçlükler bundan böyle kendiliklerinden artmaktadır, Zira Türk İngiliz - Fransız paktı, heli- hazır siyasetinde başlıca âmil olmak istidadındadır. Bu pakt, idaresi ve ne- ticesi üzerinde diplomatik kuvvetlerin hâkim bulunduğu bu harbde, birinci derecede bir diplomasi zaferi olmuş- tur. Şu nokta şimdiden müşahede edil. miştir ki, İtalya, Von Ribbentrop'un ümid ettiği gibi Sovyet Rusyaya yar kınlaşmak şöyle dursun, Balkanlar- da, göçen ilkbaharda Almanya lehine olarak kaybettiği vaziyeti tekrar ele eğen için, bilikis pusuda bekle- die taraftan, Türk » İngiliz « Fransız paktının Akdenizde müdafaa ettiği menafi ve emniyet, İtalya, Fransa ve İngiltere arasında mua lâkta duran bütün meselelerin kali ve dostane bir tarzda halline o kadar müsaittir ki, Almanyanın Roma el gisi Von Makenzen ile Von Papen, her fkişi de B. Hitleri şimdi yapacakları görüşmelerde, hayli müşkül anlar g- çireceklerdir. Times ne diyor? Londra 23 (AA) — Rewter ajan: sı bildiriyor: Times gazetesi, başma- kalesinde diyor ki: Berlinin, Türk - Fransız - İngiliz paktım fena sw rette karşılaması, bu paktın nazi ma- hafilinde tevliğ ettiği hayreti gös termektedir, Hitlerin Balkanlardaki Alman ya- yılma ve hâkimiyet plânlarına açıl miş büyük bir gedik telâkki ettiği vaziyeti tamir için Alman diploma- sisinin bütün hile ve yaltaklanma yollarına müracaat etmesi mühte- meldir, Almanya ve Skandinav devletleri Berlin 23 (A.A.) — Alman makam- ları Skandinâv vapur kumpanyaları- na vapurlannı aratmaktan kurtar. mak için Kiel kanalından geçirme- lerini bildirmiştir. Boş yere vakıt hllekieikiildani,. kaybedilmemesi için gemilere sid evrakın evvelden gönderilmesi lâzım. dır, Alman kontrol servisleri her şeyin usulü dairesinde yapılmış olduğunu mlşahede ettikleri takdirde vapurlar pek kısa bir tevakkuftan sonra yolla. rına devam edebileceklerdir. Alman. ya, donanmasının kontrolüne tâbi bulunan Skandinav devletlerinin bü- tün ticaretini Kiel kanalına çekmek lar bitarafları İngiltere ile ticaret yapmaktan vazgeçirmek için bütün gayrellerini sarfetmektedirler, Berliner Börsen Zeitung gazetesi, neşrettiği hususi bir nüshada Alman- yanın Skandinavyanmn bütün istih- salâtını salın almağa ve buna muka- bil bu memleketlere ne lâzımsa ver. meğe muktedir olduğunu İsbata çö lışmaktadır. Cenubu şarki devletlerinden mürekkep bir konfrans mı? Bem 23 (AA) Alman siyasi mahafili, Türk - Fransız - İngiliz muahedesinin akdi hadisesile fevkal. Ade meşgul olmaktadır. Basler Nachrichten (o gazetesinin Berlin muhabiri cumadanberi müşa- hede edilen kesif siyasi faaliyeti ve bu meyanda Türk diplomasisinin ce- nubu şarki devletleri nezdinde ve İtalyanın da her tarafta göstermeğe başladığı faaliyeti kaydeylemektedir. Bu cümleden ölarâk bir Belgrad haberi, eğer İtslya ile Türkiye ara- sındaki müşkülât izale edilirse Mus Bolininin cenubu şarki devletlerinden mürekkep bir konferansın içtimamı derpiş eylediğini bildirmektedir. Hitler, taarruza geçip bir sulh teklifi yapacakmış Londra 23 (A.A.) — Yorkshire Post gazetesi diyor ki: «Berlinde yapılmakta olan siyasi manevralar Alman başkumandanlığı- nın plânları işkâl etmektedir. Fit hakika Türk - Fransız - İngiliz müa- hedesinin imzası Berlinde yeni bir siyasi faaliyet baş göstermesini mucip olmuş ve askeri harekât tevakkufa uğ- ramıştır. Kışın yaklaşması dolayısile deniz ve hava kuvvetlerinin faaliyeti bizzarure ağırlaşacak ve bütün yük ordunun sırtına binecektir.» Mezkür gazeteye göre, Alman taar- ruzunun teahhuru müttefiklerin le hinedir. İngiltere ordu mevcudünü ve silâhlarını arttıracaktır. Gazete, Almanyanın büyük bir ta arzu hareketine geçeceği ve aka binde yeni sulh teklifleri yapacağı mütalâasındadır. Stalinin Hitlere cevabı Almanyada derin inkisara sebep olmuş (Baş tarafı 1 inci sahifede) Yine bu gazetenin verdiği haberle- re göre, Sovyetler Birliği, bütün hu- bubat, maadin, petrol vesaire İçim bedel olarak altın istemektedir, Paris 23 (A.A) — Epogue gazete. sinde, Kerilis, Stalinle Hitler arasın- da tenti edilen e. meşgul olmakta ve şöyle demektedir: «Hitler, Stalinden, kendi mektubu: na cevap teşkil eden bir mektup al- dı, Bitaraf hükümetlerin Berlin sefa- tellerinden ve emin tanınmış kay. naklardan sızan haberlere göre, bu mektup, Führer için, aci bir hayal inkisarı olmuştur. Zira, Stalinin, harbe sürüklenmekten kuvvetle im- tina ettiği söylenmektedir. Hitler 2000 tayyare istemiş Londra 23 — Alınan haberlere gö- re, Hitler, Stalinden 2000 tayyare istemiştir. Stalin buna red cevabı vermiştir. Bu cevap büyük sukutu hayale sebep olmuştur. ————- —— ——— İst. C. Müddeiumumiliğinden İstanbula geldiği anlaşılan Kirk- lareli sulh hâkimi Hilmi Kamalin acele memuriyetimize müracaatı ilân olunur,