AKŞAMDAN AKŞAMA “Harb ne zaman?,, değil “Sulh ne zaman?,, İnsanlar mütemadiyen şu suali ken- di kendilerine sordu; hâlâ da sorma» casına: — Harb olacak mı? Bir İngiliz gazetesi, dünyanın ber yerine dağıttığı muhabirlerinden ay- ni muammaya dair fikir edinmek is- temiş. Yalnız biri yahud ikisi müte- reddid; geri kalanların hepsi: — Hayır! - demişler. - Harb olm yacak, Hattâ Berlindeki üç muhabir de bu mütalâada... Fakat diğer cihetten şu iddia ileri sürülmektedir: — Harb ve istilâ zaten oluyor: Ha- beşistan, Avusturya, Çekoslovakya, Amavudluk, İspanya, Çin, Mogelis- tan... ilh... İşte mozayik tablo tamam» — Umumi değil! — Nasıl değil?... Bütün dünya ikiye Ayrılmış, Merih ilâhını doyurmak için maden, erzak, barut, kauçuk, petrol yetiştirmek için canla başla didiniyor. nevralar, yeraltı sığınakları, sıkınta- lar, açlıklar, kıtlıklar... — Umumi harbin sılantısı, açlığı, kıtlığı böylemiydi, insaf! — Demokratlar cephesinde böyley- di... Merkezi Avrupa cephesini lütfen bir ziyaret et de gür... Gazetemizde B. H. Kip'in Amerika- k bir mütetebbiden (tercüme ettiği «Almanya ve İtalya harbi kaybedecek- tir» serlâvhalı bir yazı serisi intişar İ etmektedir. Bunları müsvedde halin- deyken okudum. İçinde pek enteresan malümat var, Karilerime de tavsiye ederim, Orada anlatıldığına göre, Al manya, birçok bakımlardan bugünkü günde 1916 - 1917 vaziyetine gelmiş, Berlinin bahçe parmaklıkları sökü- lerek ham madde olarak top sanayti. ne gönderiliyor. Her şey ersaiz, ersatz! | Halkın midesi sırtına çökmüş, Orta ve ihtiyar nesille eski siyasi fırkaların mensupları homurtu içinde, Gerçi ye. | hi nesil henüz hayalât peşinde amma, onun da sayı ile kendine gelmesi ya- kındır... Sayı ile, çünkü, 1916 - 1917 - 1918... Şimdi 1917 nin muadilinde bu- lunduğumuza göre mütarekede pes denmesine çok kalmadı... Unutmamalı ki, umumi harpte Al manyaya, bu «pes», itilâf kuvvetleri. hin merkezi Avrupa ordularında çok adam öldürmesi sebebile - yani asker torile - dedirtilmemiştir. Gene böyle iktisaden sarmak, çok masraf ettir. | mek, silâha ve orduya para yetiştir. | meğe çabalatarak soluğunu kesmek, dahilen ilâllah dedirtmek suretile bir Meticeye varılmıştır, Doğru: Bu sefer, Ren sahillerinde Ve Skajerrakta top patlamıyor, fakat toplar patlamadan Alman sanayii, Alman iktisadi kudreti top attırıyor. Marb olmadan harb oluyor ve har- bin neticesine yaklaşılıyor. Her geçen Kün bizi 1918 e doğru ilerletmektedir. a «Beyaz harb» denen şimdiki sa l Yaşım da ilelebed böyle devamı kabil değildir. Mutlaka bir son olacak, Öy- se; — Mütareke ne vakte? lame ne vakte? Avru; ki içtik e İpe rim içtimai karışıklık. Bunları iple çekmenin sırasıdır, ax harb yerine hakiki harb asa bile 1914 1e 1917 ei gün içinde sen de epey y Amca... ŞEHİR HABERLERİ İtfaiyede yeni kurslar açılacak Harp zamanında itfaiyenin vazifesi gösterilecek Hava taarruzlarından korunma tedbirleri arasında itfaiyeye de pek mühim vazifeler düşüyor. Bu itbari- la itfaiye teşkilâlında bu işlere el- verişi elemanlar yetiştirilmesi için Trakyada yapılan maneyralardan sonra yeni kurslar açılacaktır. Bu kurslarda hava tehlikesine karşı ko- runma talimatnamesinin Leşkiline lüzum gösterdiği ekiplerin yetiştirii- mesi temin edilecektir. Bundan başka teşrinlevvelden iti- bâren tekrar tedrisata başlayacak olan itfaiye mektebinin tedrisat prog- ramlarında esaslı değişiklikler yapı lacaktır. Bu programa yeni dersler ilâve edilecek ve talebe mikdarı da arttırılacaktır. Programa Zör manında itfaiyenin alacağı vazifele- re dair dersler konacaktır. Dahiliye Vekâleti tarafından vilâ- | yetlere gönderilen bir tamimde İs- tanbul itfaiye mektebinin önümüz. deki teşrinlevvelde açılacak devresine behemehal fazla talebe gönderilmesi bildirilmiştir. İtfaiyeye yeni vesait alınıyor İstanbul itfaiyesini takviye etmek üzere 939 bütçesine konan tahsisat üzerine dalmi encümen tarafından bir münakasa açılmıştı. İtfaiyeye ye- niden 4 pompalı kamyon, 2 pompalı arazöz, 2 motopomp alınacaktır. Bu vesait 33,800 liraya ihle edi- miştir. Bu vesait altı ay içinde Bele- diyeye teslim edilecektir. Köy mektepleri | Bu sene 69 mektep binası yaptırılacak Bu sene İstanbul vilâyeti köylerin- de yeniden 69 mektep binam yapıl ması kararlaştırılmıştır. Bu 69 mek- tebin otuzu Şile, on ikisi Silivri, ye- disi Çatalca, üçü Bakırköy, ikisi Sa- rıyer, biri Beyoğlu, sekizi Yalova, biri Kartal, Beşi Beykozda yapıla- caktır, İ Köy kanunu mucibince bu mek- tep binaları her köy halkı tarafın- dan inşa edilecek, yalnız çatıları idareli hususiye bütçesinden ayrıla- | cak tahsisat ile örtülecektir. Bu maksadla vilâyet bütçesinden her mektep için sekiz yüzer lira yar. dım edilecektir. Bunlardan Yalova- nın Kirazlı, Kartalın Balbel, Beyko- zun Ömerli ve Karapınar küylerine | ait sekiz yüzer lira verilmiştir. Diğer | köylere de yakında tevziata başlana- caktır. Bir kadın, evinin camlarını | silerken düşerek yaralandı Kasımparada oturan bayan Şefk ka, evinin pencere camlarını silerken ayağı kayarak düşmüş, muhtelif yer- lerinden yaralandığından polis tara- | fından tedavi #ltına alınmışlır. .....rrrre ENE AREA masansm safe kazanlımıştır. Karşı taraf, açlıkla, bizarlıkla, iptidai mevad yoklığile mu- kavemetinin dörtte üçünü kaybetmiş. tir. Çoğu gitti, azı kaldı. (VAN) Karilerimizin mektubları —— Belediye deniz kıyısını niçin hâlâ ihmal ediyor? İstanbu halkı denizi çok sever, fakat denize dilediği gibi gide- mez. Hele savaih Beyoğlu, Tak- sim, Şişli, Nişantaşı tarafları de- nizle ütisaktan tamamile mah- rumdurlar. Marmara sahillerini gezenler, burada - yalnız Modada değil me- selâ Sandıkburnunda - sıra sıra kahveler, çalğılı bahçeler, bira içilecek yerler olduğunu görürler. Hele sıcak günlerde ve gecelerde iğne atsan yere düşmiyecek dere- cede kalabalık oluyor. Soğuk ha- valarda kapanmakla beraber için- den yine deniz seyredilebilen mo- dern camekânli, kaloriferli büyük binalar yapılsa her mevsim dolup taşar, (Kesif mıntakalara yakın olmak şartile!) Asu servet Beyoğlu yakasında olduğu halde bura halkinin Ka- dıköy ve Samatya derecesinde da- hi deniz kıyısından istifade etmesi şimdiki şeraite göre münkün de. Belediyenin on beş seneli: plâ- nanı okudum. Altmış milyon. Hra sarfedilecek; bu arada şimdi mev- cud tipteki müesseselere aşağı yu- karı rekib tesisat düşünülmüş; fakat anlattığım şekilde modern bir Boğaz sahili gazino « lokanta « oteli vedeniz hamamı « balıkçı klübü yok... Öyle bir yer ki, kalabalık mer- kezlerden oraya hattâ yaya inile- bilsin, Ayrıca otobüs servisleri de olsun. Bu suretle Beyoğlu denize bağlansın. Korkarım bir şahsı müleşeb- bis böyle birşey yapıp da kâr et- meğe başlıyacak belediye yahud devlet ancak ondan sonra yanına rakibini açmağa, yahud o işi in- hisara, imliyasa almağa Külka- caktır. Bunu daha evvel Kendi yap- malı, Zira azim, modern tesisat ister. Köri di ona göre çok ola. caktır. N. Başaran Meyva bollandı Yalnız şeftali diğer senelere nisbetle az Bu sene üzüm boldur, Son günler- de şehrimize çok mikdarda üzüm ger | meğe başlamıştır. Çavuş üzümü, cinsine göre 10 — 29 kuruş arasında satılıyor. İzmirin çekirdeksiz üzüm- leri 12,5 - 15 kuruşadır. Armud da bollanmıştır. Frenk ar- mudu denilen İri ve sulu armudlar 15 - 25 kuruş arasında satılmaktadır. Buna mukabil şeltali, diğer senelere nazaran özdır. 19 - 25 kuruş arasın. da satılmaktadır. Son günlerde yar. ma şeftali gelmeğe başlamıştır. Bun- lar da 15 - 20 kuruş arasında satıl maktadır. Kavun, karpuz boldur. Boylara göre beş kuruştan 15 kuruşa kadar salılıyorlar. Bay Amcaya göre!... ... Zaten bu yaz bir yanmak mo- dasıdır gidiyori.. İnsanlardan tut da... , ... Ada çamlarına kadar yanan yananal., - Sivrisinek İ mücadelesi Bostanlardaki mecralara mazot dökülüyor Taksim, Şişli, Maçka, Nişantaşı, Beşiktaş, Saryer ve Üsküdarda sivri- sineklerin pek ziyade çoğaldığını yaz- mıştık. Yapılan tedkiklere göre en fazla sivrisinek Sarıyer havailsinde idi. Burada yapılan mücadele neti- cesinde sivrisinekler hissedilir dere- cede azalmıştır. Evvelki gön Valikonağı caddesin- den denize doğru uzanan bostanlar- daki mecralar temizletilmiş, burala- ra mazot dökülmüştür. Bundan baş- ka Taksim ve civarındaki çukurlar da tesbit edilmiştir. Sokak, meydan ve bostanlardaki | çukur ve mecralardan sonra evlerde- ki kuyu, sarnıç ve çukurlar kontrol edilecek ve lüzum görülen yerlere mazot dökülecektir. Polisler sıhhi muayeneden geçiriliyorlar İstanbul zabıtası kadrosunda ça- uşan resmi ve sivil bütün polislerin sıhhi muayeneden geçirilmeleri ka- rarlaşmış ve muayenlerine başlan- mıştır. Yapılan bu umumi sıhhat kontro. | lünde mesleğe sıhhati elverişli olma- | dığı görülenler tasfiyeye tâbi tutula- caklardır. Bir işçi düşerek yaralandı Kurtuluşta bir yapıda çalışmakta olan Karabet isminde bir işçi, bir aralık ayağının kaymasile düşmüş, muhtelif yerlerinden yaralandığın. | dan hastaneye kaldırılmıştır, Bir çocuk taraçadan düştü Ağır surette yaralandığından hastaneye kaldırıldı Kasımpaşa Dereboyunda bir apar tımanda oturan üç yaşlarında Kâzım isminde bir çocuk, evde annesi bu- lunmadığı bir sırada; bir taraçada oynamakta iken bir aralık parmak. lığın arasından aşağı bakmak iste- miş, bu sırada müvâzenesini kaybe derek on iki metre yükseklikten aşa» ğı düşerek ağır surette yaralanmış, polis tarafından kaldırıldığı haslane- de ölmüştür. 5 i Bir çocuk ta ceviz ağacından düşerek yaralandı L Üsküdarda Çinilide oturan on iki yaşlarında Nevzad isminde bir ço- cuk çıkmış olduğu bir ceviz ağacın- dan müvâazeneşini kaboderek düş- müş, tehlikeli surette yaralandığı ci- hetle polis tarafından Nümune has tanesine kaldırılmıştır. İki otomobil kazasi Şoför Fehameddinin idaresindeki otomobil Beyazıdda on altı yaşların- da Saide, şoför Saimin kullandığı taksi de Tahtakalede Hayri isminde ... İnsanlar neyse amma çamlara pek yazık oluyor!.. Aksiliğe bak ki korucu tahsisatı da azmış. 4 ISTANBUL HAYAT?” Artistlerle beraber doğanlar! Ahbaplardan biri vasıtasile yeni ta- nıştığım bir bayın doğum günü me rasimine davet edildim. Salon hayli kalabalıktı, Dereden, tepeden konuşu- Turken bahis, yaş meselesine intikal etti. Ev sahibi bay kır saçlarını avu- cunun içi ile düzelterek; — Eh, dedi, bugün hayatın sonba- harına giriyorum, Doğumumun elli beşinci yıldönümü... Evleneli de tam yirmi sene oldu. Hayat o kadar... Bayan telâşla sözü kesti: — Daima hesabı şaşırırsın. Evleneli yirmi sene nereden oluyor?... Daha on beşinci seneyi bile doldurmadık. Söylerken hiddetten kaşları çatılı- yor, oksijenli saçları dikenleniyordu. Zoraki bir tebessümle misafirlere döndü: — Bizim bay pek gariptir. Geçen sene olan bir hâdiseyi on sene evvel oldu diye iddia eder. Evleneli yirmi sene oldu diyor. Halbuki buna imkân yok. Ben, artist Aliş Fey ile ayni yaş- tayım. Evlendiğimiz zaman on dört yaşında idim. Aradan on beş sene geç- ti, şimdi tam yirmi dokuzumun için. deyim. Hesap meydanda; bizim Nec- lâ, artist Dennna Durbin ile ayni ay- da doğmuştu. Öteden bir genç kız atıldı: — Ben de Simone Simon ile ya- şıtrm. Annemle Miryan Hopkins birer ay ara ile doğmuşlar. İtinalı tuvaletine makiyajına rağ- men, çehresinde elli yılın derin izleri gizlenemiyen şişman bir bayan da si- gara dumanlarını savurarak: — Ne garip tesadüf, dedi, Loretta Yung da benimle ayni günde doğmuş. Amma, nedense o kadın biraz fazlaca yıpranmış. Yaşından çok fazla göste- riyor, Artistlerle yaş yarışı alabildiğine hararetleniyordu. Kısa boylu, tosto- parlak, boyalı saçlarının diplerinden beyaz lekeler sırıtan bir bayan güle rek bana döndü: — Beni kaç yaşında tahmin edersi. niz? Meşhur artistlerden birile-yaşı- tım, Bakalım bulabilecek misiniz?... Hoppala... Ayıkla bakalım pirincin taşını... Kadıncağızın yüzüne bakar bakmaz, gözlerimde meşhur Mae Vest'in hayali canlandı, Fakat gel de bayana söyle bakalım. Yutkuna yut- kuna kekeledim: — Şey... Moren O Sallivan desem isabet olur mu acaba?... Bir kahkaha attı: — Hakikaten gözlerim ona çok ben. zer amma, asıl yaşıtım Klodette Kol- bert'tir Maamafih gene iyi tahmin et- tiniz. Meren O Sallivan ile aramızda dört, beş yaş fark var. Genç, ihtiyar bütün bayanlar birer artiste benzediler, Salonun için Holli- vut'a döndü! Cemal Refik İŞ Vatman birdenbire fren ya- pınca başı cama çarparak kırıldı 'Todori isminde biri, dün Eminönü - Maçka tramvayile Beyoğluna çık- makta iken vatmanın birdenbire fren yapmasile kapi yanında pencereye çarparak kırmış, bu sırada kendisi de elinden yaralanmıştır. Karabet po- lis tarafından tedavi altına âldıni- B. A. — Çamlıklar yanmaktan kur- tulacak desene!.. — Pan B, A. — Yanacak çam kalmıyacak!,