Serinlik veren şerbetler Meyvalı ve çaylı limonata, üzümlü limonata, naneli şerbet Yaz günü gölgede yirmi sekiz, otus derece sıcak olunca serin bir bahçede oturmak ve soğuk bir şey içmek ihti. yacı hissedilir. Gölgeli ve serin bah. çe bulmak herkes için müşkül ise de #oğuk bir şerbet içmek veya misafiri- ne ikram etmek nisbeten kolaydır. Böyle bir günde misafirlere alelâ- de soğuk çay ve meyva şerbetleri Ik- ram etmektense tarif edeceğimiz 80- ğuk meşrubat çıkarılırsa daha mak- bule geçer: Meyvah, çaylı Hmonata: Timonu kabuklarını rendeleyip iki çorba ka şığı ince toz şekerle oğuşturarak bir çeyrek saat kadar bırakmalı, (Porta- kal kabuğu bulunursa daha kokulu olur.) Kabukları rendelenen limon ve portakalları sıkmalı, şekeri bol bir 1i- monata hazırlamalı. Evvelce rendele- nen kabuklu şekeri de ilâve etmeli. Şeffaf bir kâse içerisine bardakla ölçerek bu limonatayı koymalı, Bar- dak başına evvelden hazırlanmış olan kokulu ve koyu çaydan bir buçuk kah- ve fincanı hesap ederek limonataya ilâve etmeli. Bu çaylı Hmonatanın içine, kabuk. ları soyulmuş ve küçük parçalara doğranmış mevsim meyvaları atmalı. Meyvaların kokusu ile lezzetinin çaya geçmesi için bir iki saat bekledikten sonra, içine bol buz parçaları koymalı, Çok soğuk olunca bardaklara doldu- Tup misafirlere ikram etmeli, Üzümlü Hmonata: Bir litre taze üzüm suyu içerisine bir limon sıkma- h, biraz toz şekerle karıştırmalı ve buz dolabına, yahut buz içine koymalı. Misafire ikram edileceği zaman içeri- sine soğuk soda ilâve etmelidir. Naneli şerbet: Derin bir kap içine bir avuç taze nane yaprağı koyup yı- kadıktan sonra üzerine dört çorba ka- Şığı toz şeker, bir küçük kadeh kon- yak ve bir litre su koymalı. Bir iki sa- at böylece bırakmalı. Tülbentten süz- meli, Misafire ikram ederken bardak. Jara gayet ince kırılmış bi kadar naneli Şi se limonata İl Parmaklardaki lekeleri nasıl çıkarmalı? Yemek pişirildiği zaman parmak- larda sebze ayıklamasından hasıl olan siyah lekeleri çıkartmak için bir do- matesi ortadan kesmeli, parmakları bununla uğuşturmalı. Sonra madeni bir şey tutmadan elleri yıkayıp kuru- Jamalıdır. Fefrika No. 32 © İ SEVİLEN KADIN — Evet yavrum! - dedi, - Bütün © kalbimle bu İzdivacı istiyorum, Zira neticesinde bahtiyar olacağına ka- Genç kız, başını şüphe ifade eder bir tarzda salladı. Yavaş sesle: ” — inşallah... - dedi. - Siz daha tec rübelisiniz, ber şeyi daha iyi bilirsi- niz... Onun için haklı olacağınızı umu- yorum... Şimdi Vehbi beyle görüştüm. Bazı kayıdlar, şartlar İleri sürdüm. Ka- bul etti. Bunlara birinci derecede ehemmiyet veriyorum. — Ne gibi kayıdlar, şartlar? — İkimiz arasında sırdır. - diye genç kız sözünde devam etti, - Mutabık kal dık, Vehbi bey söz verdiler, Bunun üzerine ben de izdivaca razı oldum. Doktorun kalbi öyle büyük bir se- vinçle çarptı ki, âdeta bir kriz geçire cekti, Gürültüsünün odadakiler ta- rafından işitilmesinden korktu. Heyecanını belli etmemek için, şiş- man parmağını sâlliyarak: — Vehbi bey! Vehbi bey, azizim! « dedi, - Siz, dünyanın en büyük hazi- © mesine sahip olğunuz... En bahtiyar İK A 0 Bu sene giyilen robdöşambrlar ge- çene senekilerden büsbütün başkadır. Eedeni bol, kolları bol olanların mo- dası geçmiştir. Şimdi bedeni sıkı, etek- leri yerlere kadar uzun ve bol, kolları kısa ve şişiktir. B'ınlar basmadan, krepsaten ve kadileden bile yapılsa Ekşi meyvalardan az şekerle | hoşaf yapmak usulü İ Hoşaf veya reçel yapmak için «li- nan meyvaların bazan ekşi olduğu gö- rülür, Bunlara ne kâdar şeker konsa ekşiliğini gidermek kabil olamaz. Hal buki tarif ede iz usul fle pişiri- lirse şeker miktari kâfi gelir, ve ekşi- lik kaybolur: Ekşi olan meyvaların kabuklarını soymalı ve bunları keserek parçala- dıktan sonra üzerine bir miktar sıcak kaynar su haşlamalı. Meyvanın ekşiliğinin derecesine | göre on Iki, on sekiz, yahut yirmi dört saat öylece bırakmalı. Sonra her za- manki kadar şekerle pişirmeli, Saçların yumuşak olması için| Saçların kabarık ve yumuşak ol- ması için baş yıkandıktan sonra iyi- ce köpürtülmüş bir yumurtanın akı ile saçlara masaj yapıp ılk su İle ba- şı çalkalamalıdır. Nakleden Vi adamsın bügün, dostum!... Bunun kıymetini bil!... Karının üzerine titre... Şayed önu en ufak, en mânasız bir şe- kilde dahi rencide edecek olursan elim- den, dilimden çekeceğin var... Vallahi hiç bir suretle yakanı sıyıramazsın... Haydi bakayım, sana bu büyük atiyeyi ihsan eden, kayınvaliden hanımefen- dinin elini öp... ... O akşam bir mektup gönderilmişti. Neşesinin bulutları arasında, büyük bir ihtiyatsızlıkla, Vehbi şu satırları yazıyordu: Güzelim, Ümidimin fevkinde olarak bir mü- vaffakıyete nail oldum. Bir aya kadar evleniyorum. İşte artık Karunlar ka- dar yenginini, Bu izdivacın ne garip safhalar neticesi olduğunu sana an. | Jatırım. Sende bunları dinler, güler. | sin; kıskançlığın yatışır, çapkın kız! İki senedir ne güzel bir hayat yaşı- yoruz. Seninle ne kadar mesudum. Mânasız hırçınlıklarla benden ayrık mağa kalkman, ahmaklığın en büyü- Züdür. Zira ortada fel yok, yumurla | böylece UR hep ayni şekilde dikiliyor. Birkaç mo- | jorjetle süslenmiştir. celi dercediyoruz; — Basmadan röbdöşambr: Re- verleri ile yakası beyaz pikedir, 2 — Pembe krep jerjet sabahlık: Etekleri ve bluzu çiçekli pembe krep Sütün kesilmemesi için Havanın çok sicak olduğu zaman- larda sütün ekşidiği, yahut kesildiği çok vaki olur. Buna mani olmak için sütü kaynatmalı, ateşten indirir in. t kabını soğuk su dolu bir e oturtmalı, beş dakika bıraktıktan sonra tel dolap- ta muhafaza etmelidir. Süt kabarın- tencere İ ca içine bir tutam bikarbonat dö sut | atmak ayni tesiri yapar. Bu her iki usul de sütün kesilme. sine mani olur. Solan çamaşırların rengini nasıl tazelemeli? Yıkana yıkana solan renkli çama- şırların rengini tazelemek için her yı- kanışta bir parça su içerisine ayni renkte toz boya atmalı ve eritmelidir. Yıkanmış ve temizlenmiş çamaşırı bu boyalı su içine atarak sallamalı, her tarafı ayni renkte olunca boya- İ dan çıkarıp ılık suyla çalkülamalı ve gölgeye asmalıdır. yok... Evlenmem tamamile hesap işi- dir. Benim olduğu kadar senin de sa- adetin mevzuu bahs! Emnn ol seni düşünürken kalbimin içinden tatlı sıcaklıklar akıyor... Çok geçmeden görüşürüz... Her ne istersen sana veririrm. Hayatta Iki ka- rım olacaktır, Birisi sırf parası için... Öbürü de aşk için... Aşk!.. Sensin aş.” kım, canım, kanım, herşeyim benim!.. Fi, 27 ağustos Vehbi ... Vehbinin metresi Seza acaip huylü bir insandı. Asıl mayası çok daha iyi. di. Fakat yetiştiği muhit onu biraz bozmuştu. Yüreğinin derinliğinde, beraber ya- şadığı bütün fena adamların kötü mi. #alleri, çamurun içindeki yılanlar, çi- yanlar halinde kımıldanırdı. İnsan, büyüdüğü muhitin intibaını asla kay. bedemez. O güzel kızcağızın böyle ye. tişmesine rağmen güzel bir manzara arsetmesi bile şaşılacak şeydi. Annesile babası hırsızlıkla, daha baş- ka türlü rezaletlerle yaşıyan kimseler. di, Peder cenapları karakollarda da- yak yemedeği, yahud zindan köşele- rinde çürümediği zamanlar, karısını çocuğunu peşine takar, değişik bir mu- hitte bir kulübeye başını sokar, orası. nı rezalehanesi Ohaline O getirdi. Hele annesi makzallah mı mazallah... Gayed Sezanın bakireliği henüz on bir i 3 — Türkuaz rengi krep satender sade sabahlık. 4 — Tual dö suadan yapılan bu rob döşambrın bluzu yukarıdan aşağıya kadar düğme ile iliklenmiştir, Tırnaklara sürülen cilâların rengi nasıl olmalıdır? Tırnaklara sürülecek cilâ rengi ka- dının saçının rengi ve tırnaklarının biçimi İle alâkadurdır. Ko; cilâlar siyah saçlı esmer tenli kadınlara daha fazla y Sarışınlar daha açık renk tercih etmelidirler. Kısa ve enli biçimli bir tırnağa açık renk cilâ, uzun badem biçimi tırnağa | ise koyu renk cilâ yaraşmaktadır. Yazın giyilen sandal ayakkabılarla görünen ayak parmaklarının tarmmak- ları ellerinki ile ayni renkte olmalı. dır. rı Boğazdaki gıcık Yazın boğazdaki gıcıktan gelen bir | öksürük vardır. Bir türlü durmayan bu öksürüğü geçirecek pek basit bir ilâç: Bir lokma bayat ekmeğin kabuğu- nu iyice çiğnenip yutulursa öksürük kesilir. yaşında iken bir kötü evde bir haris ve hasta ruhlu adama altın mukabilinde gatılmadıysa, bu mucize ancak kızca- ğızın daha o yaşta işlenmiş ve kendi- ni siyanet edecek sivri tırnaklara sa- hip olmuş bulunmasındandı. İşte Seza böyle büyüdü: Paçavra- lar içinde bir dilenci kızı gibi... Karın dalma aç... Kir pas içinde... Sokak ço- cuklarile gezerek... Kâh dilenerek, kâh itilip sümülerek... Harikulâde istidadı sayesinden, dükkân tabelâlarından o- kumayı yazmayı öğrenerek... Ve nihs- yet bir terzi yanına kapılanarak... Etrafında gördüğü misaller öyleydi ki, nazarında herşey mübahtı. Fenalık ve İyilik onun telâkkisine göre bam. başka arşınlarla ölçülürdü. Ancak ba- basını hapishaneye ve annesini umum. hane yolundan timarhaneye gönderen | harketlerden sakınmak lâzımdı. İşte ahlâkının miyarları.., Polis| Yegâne korkusu buydu. Çalmamak, öldürmemek, fahişelik yö- sünden muayeneye sevkedilmemek... 'Hülâsa polisin pençesine düşmemek... Rlayet ettiği ahlâk kaidesi hududları buydu. Çocukluğundan beri böyle bir | manevi hudud çizmişti. Kendini bildi. | ğindenberi hüviyeti içine girmiş, saf ve temiz şey işte bu fikirlerdi. | Bir yaban keçisi gibi hayatın meşak. | katlı yollarına çıkmıştı. Dağdan taşa | sıçrayıp kimbilir nerelere doğru giden Mi GP IDZN Moda haberleri X Bas madan ya) yaplan bolero. Tu elbiseler çok rağbet bulmakta- dır. 4 Keten tayörler için biuz giy- mek modası geçmiştir . Boğaza bağlanan canlı renkli bir eşarpın uçları tayörün içine sokularak bluz hissi verilmektedir. Beyaz elbiselere lâcivertle kır- mızı çizgili kurdeladan kemer çok kullanılıyor. * Tayör reverine çiçek yerine kiraz veya çilek iliştiriliyor. * Siyah dantelden miten deni- len parmak uçlarını meydanda birakan eldivenler giyiliyor. * Emprime le düz kumaştan karışık elbiseler beğenilmektedir. * Saçların tepesini açıkta b rakan küçük şapkalar wodadır. Bühassa türban şeklinde olanlar. X Rengârenk ekoseli çok giyültyor. kumaşlar Rus köflesi Bursa, Dürdane Garan: Gâletaya ba- tanlarak kızartılan Rus köftelesi dediği- niz şu köfte olacak; Bir dilim iç ekmeği, bir parça süt yahut $u içerisinde kabartmalı. Gayet küçük bir soğanı ince ince doğradıktan sonra yağ dçerisinde hafifçe pembeleştirilmeli. Ya- nm kilo yağsız, sinirsiz sığır etini öç defa makineden geçirdikten sonra içerisine hafıf kızarmış soğanı, kabartılmış ve ü- yu sıkılmış ekmeği, tuz, biber, dzüm, fıs- tık koymalı, karıştırmalı. Birer birer koy- mak şartle Üç yumurta ve bir kaşık ince irmik ilâve ettikten sonra bir saat kadar hamur haline koymalı, Bir saat sonra bu hamurdan parçalar alarak şinde uzun köfteler yapıp ba- zırlamal Tavaya bir ar yağ koyarak kızdır» armalı, Yüze. buhar banyosu Ankara, Ayla: 1 — Yüze buhar bar eyip tatlı badi on vi dalla halinde gap, bej ittele aliniz. rlü Jekeleri çi- iç tertibi şudur yetle çıkar, ken, karşısında bizim Vehbi belirdi. Ona aşk maskesi *altında bir takım oyunlar oynadı. Sezacık, bu tesadüfle hayatta kat kat tabakalar yükseldiğine samimi- yetle kani oldu, Sanki bu büyüdüğü kötü dünyadan bir balona biniyormuş, mavi semaların saflığına doğru çık- mış, çıkmıştı. Ancak bir buçuk aydan» beri Vehbi beyefendi hazretlerinin metresliğini ediyordu ki, aldandığını ve acı hakikatin bambaşka olduğunu Yeni girdiği bu muhitin insanların. daki kötülükler eski tanıdıklarının /e- nalıkları değildi, hayır. Fakat orada da âdiliklerin, bayağılıkların, hainlik» lerin türlüsü var. Hem de ziyadesile... « Çok geçmeden: w— Şu paşazade ile münasebet pey- da edeceğime gene eskisi gibi çalışıp didinerek hayatımı kazanmakta devam ee ya...» diye düşünmeğe baş- Hem o suretle istiklâlini, hürriyetini de muhafaza etmiş olurdu. Şirodi ken- dini yarı esir vaziyetinde görüyor; tahkir ve tezyif edilmiş sayıyordu, Ne garip ki, bataklık içinde yaşamı; ve yetişmiş olan bu kız, bir izzeti nefis, | bir vakar ve haysiyet sahibiydi. “0ğ- İ rusu lâzımsa şu Vehbiyi de asla 0 mişti. Hem bir bakıma kızıyordu: «— Niçin ona kapıldım, aldatıldım, oyuncağı oldum?» diyordu.