( /( A YIL Almanlar ve İtalyanlar son zaman- da ortaya attıkları bir sürü tabirler arasında bir de sık sık «Yıldırım har- bis nden o bahsetmektedirler. Hele Balkanlardaki İtalyan ordusundan bahsederken bunu daha manidar olarak ileri sürüyorlar. Bundan mak- sat şudur: Ordular adam akıllı motörleştirii. miştir. Süratleri artmıştır. Binaen- aleyh bu süratten istifade ederek şiddetli darbelerle düşman memle- ketlerin orduları toplanıp müdafaa- ya vakit bulamadan düşman mem- leketlerini işgal etmek Maamafih bu nazariyenin ortaya atılmasının asıl sebebini İtalyan ve Alman! uzun bir harbe fktısaden devam edememek iktidarsızlığında aramalıdır. Hakikaten harp uzun devam ederse merkezi devletler abiu- ka edilecekleri ve iktısadi bünyeleri- le toplu servetleri de esasen harp ha- linde hariçten malzeme tedarikine müsait olmadığı için uzun bir harbi göze aldıramayacaklarından şimdi bu «Yıldırım harbi; nazariyesile biz- zat kendilerini tatmine çalışmakta. dir Evvelâ şunu söyliyelim ki tabir yeni olsa bile düşünce asırlardanberi malümdur, Meselâ 1914 de Fransaya karşı tertip ve icra olunan meşhur «Şlitem plânı» da bu nazariyeye da- yanıyordu ve o zamanki tekniğe na- zaran de hakikaten yıldırım süratin- de icra edilmiştir. Fakat netice ma- Tüm. Şimdi biz bugünkü tekniğe naza” ran bu çeşit bir harbin muvaffakiyet ihtimallerini araştıracağız: Manisa Ismet Inönü enstitüsü sergisi — | o Bugün yıldırım harbini başaracağı | | ileri sürülen ve eski harplere naza- ran farklılığı mucip olan silâhlar tank ve tayyareler ile motörleştiril- miş birlikler ve toplardır. Şimdi son tecrübeleri de nazarı itibare alarak bu silâhların böyle bir harbi ne de- receye kadar temin edebileceklerini araştıralım. İşe tayyareden başlayalım. Tayya- re keşif, toplu kıtalar, büyük karar. gâhlar ve şehirleri bombardıman | hatta deniz filolarına taarruz gibi hususlarda büyük kudretler kazan- mıştır, Fakat dağılmış, yayılmış, mu- harebe vaziyeti almış kıtalar üzerin. de tayyarenin tesiri meselâ topçu- dan hem daha az ve hem de isabet itibarile çok daha zayıftır. O halde iyi bir şekilde tutulmuş bir mevzle karşı veya bir hareket harbine karşı tayyarenin büyük tesirler yaparak yıldırım harbini mümkün kılması beklenemez. 'Tank ve zırhlı otomobillere geçe | lim. Bunların yere, yolla, arazi mania-| larına bağlılıklarını, yeni bir sürü vasıtaların, ufak topların, lâğımların su şişirmelerinin bunları tamamen hareketten alikoyacaklarını nazarı itibare almasak bile tankın vazifesi. nin piyadeye yol açmak olduğunu unutamayız. Eğer piyade arkadan gelmemiş ve süngüsüne dayanarak muharebeye girişmemiş ise'tankın gelmesile hiç bir şey hallolunamaz. Madrid gözümüzün önünde duruyor. Bilâh ve cephanesini kaçak olarak şuradan buradan tedarik eden, başı bozuk kıtaların müdafaa ettiği bu şehre, yıldırım harbi yapacakları 7 çe U HA R Manisa (Akşam) — Manisanın Atatürk bulvarında şehrin övündüğü bü- yük müessesesi, İsmet İnönü Kız Enstitüsünde talebenin bir yıllık mesaisini gösteren zengin bir sergi açılmıştır. Sergi, her gün yüzlerce halk tarafından alâka fle ziyaret edilmektedir. Kızlarımızın bir yıl göz nuru dökerek vücüde getirdikleri eserler, ziyaretçiler tarafından takdir edilmektedir. Enstitünün beş odası bu eserlerin teşhirine hasrdilmiştir. Bu yıl enstitüye 236 talebe de- vam etmiştir. Gelecek yıl yatılı talebe de kabul edilecektir. Yukarıdaki re- simlerde Manisa İsmet İnönü Enstitüsü sergisinden bir köşe görünüyor, | ) Al BI Bu harp ancak modern harp vasıtalarına malik olmayan veya Arnavutluk gibi çok küçük bulunan devletleri ortadan kaldırmada tatbik olunabilir Yazan: M, Şevki Yazman Dün gibi bugün de harbin başlıca süâhı süngüdür İleri süren Alman ve İtalyan tankları senelerce hücum. ettiler. Fakat bu gün dahi yürekten gelen bir ateşle süngüye sarılıp ileri atılan piyade olmadıkça bu tankların hücumu her defasında hüsranla neticelendi. Tota- ter devletler ne derlerse desinler, bugün makine yalnız başına harbi kazanacak vaziyette değlidir. «Ro- bot — makine adamlar; i da henüz | yapamadılar, Şu var ki Ual . Unal (Habeşistanda bir kuyubaşı) daki zenciler gibi pala çekerek tanka karşı yürüyen diyar- larda bu silâhın büyük tesirinden İs- tifade ve bununla iftihar edebilirler, Motörleştirilmiş Kıtalara gelelim: Vakıa bunlar sürat bakımından bü- yük faydalar temin ederler. Fakat nihayet iş harbe müncer oldu mu bu motörlü vasıtalardan inip süngüyü ele almak lâzım gelir. Bu da totali- ter devletlerin hoşuna gitmiyecek bir şeydir. Zira bütün yaldızlı propagan- dalara ve reklâmlara rağmen en taş- kın emperyalist dahi yanında yuvar- lanan iki arkadaşını gördükten san- ra bütün bu yaldızlardan sıyrılır ve cepheye ayakları yere sürüyerek gi- der. Harp; cesaret vermek için sene de beş yüz tanesi yapılan resmi ge- çitlere benzemez. O ancak yürekte vatan müdafaası, varlık ve istiklâl müdafaası gibi mukaddes ateşler bu- | Junursa yapılır. Hayat sahası, Jdeolo- ji peygamberliği gibi her gün bin- bir çeşit renk alan fikirler karın do- yurmaz O halde hulâsa edelim: Dün gibi bugün de harp süngüsü ile kazanılır, Yeni ve motörlü vasıtalar başlıbaşına bir harbi kazanmaya kifayet etme- yip ancak süngünün yardımcısı ve ona yol açıcıdırlar. İş süngüye gelince; bunda da meş- ru veya namuskâr bir iş yaptığına kani olan insanlar kazanır. Yoksa şi- şirme kahramanlar değil Bunlar harbin haşin olan yüziyle ilk karşı- laşma ile beraber boş tulum gibi sö- nerler. İtalyanlarm Habeşistan ve İspanya harplerinde ölen İtalyan ns- fer ve subaylarının âdedini mümkün olduğu kadar az göstermek gayret- leri, bu şişkin tulumun bizzat ana vatanda sönmemesi için duyulan korkudan ileri geliyordu. Yalnız Habeşistan. ve Arnavutluk gibi ordu ve silâhı olmayan memle. ketler ile etrafı sarılan ve yaşamayı istiklâline tercih eden memleketlere karşı yeni silâh ve vasıtalar yıldırım. dan da şimşeklerden de korkunç ola- bilir. Biz çok şükür hem modern bir orduya ve hem de yeni silâhlara ma- Mk olduğumuz gibi, ölümü her vakit istiklâlsiz yaşamaya tercih ettiği mizden yıldırım masalları bize vz gelir, Bizim tanıttığımız yıldırımlar bizi anlamadan gelip çatanların her vakit başına düşegelmiş olan yıldı şerefine bir ziyafet verildi Manisalılar bir lise ile kitap- sarayın açılmasını istiyorlar Halkevinde verilen siyafette Manisa (Akşam) — Manisalıların | yeni valiye ve valinin de Manisalılara tanıttırılması maksadile Halkevi tara- fından tertip edilen çay ziyafeti çok samimi olmuştur. Valinin vazifeye yeni başlaması mü- nasebetile, Manisalıların birçok di- lekleri vardır. Bunların başında lise gelmektedir. Bugün vilâyet merkez ve kazalarında yetişen gençlerimiz, lise tahsilini ikmal için İzmir, stanbul, De- nizli gibi vilâyetlere başvurmakta- dırlar, Lisenin Manisada yaptırılma- 8s, Manisa kültürü için çok verimli olacaktır. B. Lütfi Kırdarın büyük emekler sarfile meydana getirip Manisalılara Edirnede resim sergisi B. Sadık Durusu'nun Edirne (Akşam) — Bu sene erkek muallim mektebi resim muallimi Sa- dık Durusu ders yılı içinde hazırla dığı eserlerini, teşhir etmek üzere, spor bölgesi binasında bir sergi açımış- tır. Sergi, muhitte takdir ve alâka uyandırmıştır. Resim sergisinde büyük, küçük ol- mak üzere 48 parça çeşitli tablo teşhir edilmektedir, Genç sanatkârın ken- dine has buluş ve görüşlerinin mah- Kültür lisesi fen şubesi mezunları İzmir (Akşam) — İzmir Kültür lisesinin Fen şubesinden bu yıl 16 tale be mezun olmuştur. Yukarıdaki resimde bu talebeler ve Jise direktörü B. Haydar Candanlar görünüyor, bulunanlardan bir grup hediye ettiği Kitapsarayın da bir an evvel açılması bekleniyor, Verilen çay ziyafetinde Halkevi baş- kanı Önakın, vali ve refikalarına ve gelenlere ayrı #yri teşekkür ettikten sonra Evin bir senlik mesaisi hakkın- da izahat vermiştir. Mektupçu Şevki Birsel, Evin teftişi dolayısile merkez. den gelen takdiri okumuş ve alkışlar» mıştır. Vali Faik Töre, bir nutuk söyliye- rek, Hâlkevlerihin faydalarını izah et- miş, evin daha faydalı olması için elinden geleni esirgemiyeceğini söyle- miştir. Vali B. Faik Töre, kazalarda teftişe çıkmıştır. açtığı sergiden bir köşe sulü olan bu tablolar içerisinde Ata- türkle İnönü, Bekleyiş, Düşünce, Tunca, Söğütlük, Kasımpaşa, Mevle- vihane, Bursa (Yeşil), Ankara kalesi, Emir Sultan, Bahçekapı, Ayşe kadın ve daha bazı kıymetli ve mahalli man zaraların her birinde ayrı bir güzellik, orijinal bir kıymet göze garpmakia; dır, Sergi, her gün yüzlerte sanat me raklışı tarafından ziyaret edilmek. tedir, e |