8 Temmuz 1939 AKŞAM Muz niçin ucuzladı? Hatayda hangi meyvalar ne miktarda yetişir ? Hatay ana vatana kavuştuğu için gelecek seneler bol ve ucuz muz yiyebilecek miyiz? İstanbul piyasasını bir muz bol Tuğudur kapladı. Âlâ cins muzlar! 50 kuruşa kilosu. Halbuki şimdiye kadar ayni çeşitler 120 ile 160 ar&- sıydı. Hatta kışın geceleyin Beyoğ- lunda kilosu iki liraya kadar satıldı- ğı oldu. — Hataydan geliyormuş. — Demek bundan sonra bizde dünyanın diğer memleketleri gibi hep böyle ucuza muz yiyebileceğiz. Herkes biribirine bu suali soruyor. Fakat bunun daha ileriki senelere ait bir ihtimal olacağını tahmin edi- yaruz. Zira, elimizde faik Türkme- nin Hatay hakkında neşredilmiş ga- yet ince tedkik mahsulü bir eseri var, Orada bu -hem çok eski hem çök yeni. Türk vatanının yemiş İs- tihsal vaziyeti uzun uzadıya İzah ediliyor. Muzdan o bahsedilmediğine ! göre, İstanbula sevkedilen partiler i vaktile Hataya Suriyeden getirilmiş * olanlardır. Bahsettiğimiz Kitapta, Hatayın meyva vaziyeti şöyle anlatıhyor. BAŞLICA MEYVALARI: Üzüm, zeytin, kayısı, şeftali, porta- kal, limon, incir, badem, fıstık, el ma, armut, ceviz, erik vesaire. UZUM: Hatayın Amik ovası müstesna he- men her tarafında üzüme tesadüf edilir, bilhassa siyah olan üzümlerin arasında razaki de mühim bir yer tutmaktadır. Ası vadisindeki üzüm asmalarının hususiyeti uzun ve ağaç- lara tırmanmış şekilde olmasıdır. Garbi Anadoluda bu şekildeki bağ Jara çok tesadüf edilir, Bu vaziyet, Ası vadisinin süsünü bir kat daha artırmış bulunmaktadır. Hatayda bağların kaplamış olduğu saha 5320 hektar olup vasati olarak 570,000 ki- İo senelik randıman verir. Üzümlerin bir kısmı kurutulur diğer kısmı da pekmez vesaire yapılır. Anadoluda olduğu gibi burada da köylünün mü- him tatlısını pekmez teşkil eder, İh- racat bilhassa kuru üzüm şeklinde Halep ve civarına yapılır. © İNCİR: Hatayda incir sahası yine Amık ovası müstesna hemen her taraftar dır. Yalnız Kuseyr fazla kesafet gös- terir. Bilhassa yaş olarak ve dahilde sarfedilen incirlerin senevi rekoltesi vasati olarak 160,000 kilo kadardır. Bir kısmı kurutularak sarfedildiği gibi bir Kısmı da alkol istibsalinde kullanılır, ZEYTİN: Amik ovası müstesna Hatayın he- men her tarafında zeytine tesadüf edilir. Akdenizin karakteristik neba- tı olan zeytin Hatayda pek yüksek irtifalara kadar çıkar, zeytinlerden azami verim temin edilmemektedir. | Trakyada tohum ilâçlama makineleri dağıtıldı Antakyadaki yeni muz bahçelerinden biri Bilhassa toplarken ağaç dalları faz- la vurmaktan mütevellit kırılır, yüzden bir sene için ağaç verimden akim kalır. Mahsul de her sene ayni İ derece olmayıp bir sene çok ve .bir sene az olur. Zira ağaçlar toplandık- tan sonra ertesi sene kırılan dalların neşvünemasile uğrasacağından mah- sul az olur, Hatayda vasati olarak 7,380 hektar yer kaplayan zeytinlik- lerde senevi elde edilen hasılât 400,000 kilodan fazladır. Zeytinlerin mühim bir kısmı yağ imalinde kullanılır, Ve bunun merkezi de Antakyadır. Diğer kısmı da tane olarak muhtelif şekil- jerde terbiye edilerek yenir. Bütün Akdenizde olduğu gibi Hatayda da zeytin ziraatı diğer ziraatle birlikte yapılmaktadır. NARENCİYE: Hatayda narenciye sahaları. bil- bassa Ası vadisile Akdeniz sahil na- hiyeleridir. Bunlardan portakal baş- ta gelir. Senevi hasılat 175,000 kilo- dur. Başlıca portakal sahası Ası va- disile Akdeniz kıyılarında bilhassa Süveydiyede görülür. Ve iklimin mü- saitliği yüzünden uzun zaman por- takal ağacı üzerinde . kalacağından bu itibarla turfanda (yetiştirmekte mühim bir ehemmiyet kazanmıştır. limon ayni sahalarda kesretle ye- tişir. Senevi hasılat 5,000 kilo kadar- dır. Ancak dahili ihtiyaca bile kâfi gelmediğinden tabii ihracatı vaki de- ğildir. Turunç da bilhassa Ası vadisinde toplanmıştır. Narenciyeden bilhassa portakalın (Kebbat) ve (Annam) portakalı nevileri şekerleme yapmak- ta sarfedilmekten büyük bir rağbet kazanmıştır. ŞEFTALİ: Şeftali Ası vadisinde olduğu ka- dar Kuseyr yaylasında da yetiştiri- Eâime (Akşam) — Trakyada çalışan | O Gönderdiğim resim Ziraat Vekâleti- gelektörlerin tohum ilâçlama makine- leri olmadığı için Ziraat Vekâleti son zamanda bu makineleri de satın ala- rak tahsisatı ile birlikte selektör ma- hallerine göndermiştir. Makineler beş makinist tarafından yerlerine takılmakta ve bir taraftan da bütün selektörler yeni sene faali- yetine hazırlanmak Üzere elden ge- çirilmektedir, nin Trakyaya verdiği selektörlerin yerleştirildiği tohum temizleme evle- rinden birisini göstermektedir. Trak- yada hâlen 35 muhtelif selektör ma- kinesi ve binası mevcuttur, Bundan başka köylünün yiyecek ve tohumlu. ğunu ayıran Maro Kalbur makinele- rinin de sayısı (306) yı bulmuştur. Bunlar bilhassa dağlık köylerde kul- lanılmaktadır. bu | len şeftalilere Hatayda mühim ehem- miyet verirler. Bilhassa son seneler- de bu ehemmiyeti bir kat daha art- mıştır. Şeftaliler iki nevidir: 1 — Tüylü şeftaliler, 2 — Tüysüz şeftaliler, Bunlardan tüylü şeftaliler içerisin- de de rağbete mazhar olan (Acem şeftalisi) dir. Senevi hasılat 17,000 | kiloyu geçmektedir. ELMA: Dağlık saha ile beraber Kuseyr Ası vadisinde yetişen elmaların $6- nelik hasılatı vasati 32,000 kilodur. Sandıklaria Halep civarma ihraç edildiği gibi kısmı azamı Hatayda sarfedilmektedir. ARMUT: Senelik hasılat 10,500 kilodan faz- la olan Hatayın armutları sulu ve iridir. Mühim miktar harice de ih- raç eğilir, ERİK: Hatayda Amık ovası müstesna he- men her tarafla görülen eriğin muh- telif cinsleri vardır. Yaş olarak sar- fedildiği gibi mühim bir kısmıda kurutulmaktadır. KAYISI: 30,000 kilodan fazla senevi hasıla- tı olan kayısı da bilhassa Ası vadi. sinde ve Kuseyr vadisinde görülmek- tedir. Diğer meyvalar gibi kayısının da mühim bir kısmı ihraç edildiği gibi kuru olarak da ticarete sevkedi- lir, BADEM: Hatayda badem bilhassa Kuseyr yaylasında fazla görülür, Senevi ha- sılatı 12,000 kilodan fazla olan ba- dem en ziyade dahilde sarfedilmek- | tedir. DİĞER MEYVALAR; Ası vadisinde fazla tesadüf edilen diğer meyvalardan mühimmi de viş- nedir. Bu da ekseriya yaş olarak da- hilde sarfedildiği gibi mühim mik- tarda kuru olarak harice sevkedilir, Bundan maada nar ve diğer meyva- lar da yetişir. Görülüyor ki, Hatay, muz nokta- sından şimdilik büyük bir şey ifade etmiyor. Fakat bay Faik Türkmenin kitabında şu İzahata da rastlıyoruz; Eskiden Hatayda bu yukarıda say- dığımız meyvalar da yetişmözmiş. Zira halk daha ziyâde ipek böceği için dut yaptağı istihsal etmekle meşgulmüş. Ancak son senelerde yollar yapıldıktan ve sevkiyat müm- kün olduklan sonra işi meyvacılığa dökmüş ve bu muvaffakiyete eriş- miştir. Hatay bu arada müz yetiştirme. mişse sebebi İklimin mü değildir. Suriyede zaten bol bol muz vardır da, oraya nazaran lüzumlu meyvaları yetiştirmiştir. Bundan sonra, Türkiye piyasasına çalışacağı için muz yetiştirmesi çok mümkündür, kendisi için de elbette faydalı, gelirlidir. 2.6, İ muhafaza ediyar. Hayat sahası Almanya dünyayı ingiltere ile paylaşmak istiyor “ Avrupada beni serbes bırak diğer kıt'alar senin olsun ,, diyor Berlinden 'Temps gazetesine bildi- | riliyor: Üç aydanberi Alman ve de- mokratik memleketler gazeteleri ara- sında bir münakaşa vardır. İngiltere, Almanyayı çember içine almak istemekle itham ediliyor. Hal- buki hakikat şudur: Almanya kabil İ olduğu kadar geniş bir birlik yap- mak için çalısıyor. Hasımları da ay- ni surette hareket ediyorlar, Bu, gâ“ yet tabii bir şeydir. M. Chamberlain, Almanyayı niçin çember içine almak istesin? Burada bazıları: «İngiltere, Almanyayı par- çalamak istiyor» diyorlar. Bazıları: «Almanyaya Versay muahedesinden çok ağır sulh şartları yüklemek için harp istiyor» diyorlar. Bir kısım Al mânlar ise İngilterenin dünyaya hâ- kim olmak, Almanyanın büyük ir devlet olmasına meydan bırakmamak istediğini iddia ediyorlar. Büyük bir Alman gazetesi İngilterenin, Alman- ya tarafından bir gün İngiliz im- paratorluğuna taarruz edilmesinden korktuğunu, bunun için harekete geçtiğini yazıyor. B. Goebbels, İngil- İ terenin Almanya ile anlaşmak istedi- ğini, fakat bunun ücretini vermeğe Tazı olmadığını söylüyor. Bunlar müfrit flkirlerdir. Arada İngiltereyi, Almanyanın hayati hak- larına, genişlemek siyasetine mâni ol- mak istemekle itham ediyorlar. Hayali haklar, yahut hayat saha- sı nedir? Alman gazeteleri bunu ge çende tarif etmişlerdir. Almanya, Orta ve Şarki Avrupayı hayat sahası adâetmekte ve bunun için İngiltere ile pazarlığa girişmek istemektedir. Almanya, İngiltereye diyor ki: «Sizin bir dünya imparatorluğnuz ve deniz- Jere hâkimiyetiniz var. Orta ve Şar- ki Avrupayı da bize bırakın.» Alman- Jar Münih anlaşmasından bu mâna- yı çıkarıyorlar ve Münih anlaşması- nın başka suretle tefsirine hayret ediyorlar. Alman gazeteleri sık sık ve garip bir ısrarla soruyorlar: Biz İngilizleri dünyanın diğer kısımlarında serbes ırakmağa hazırız, İngilizler niçin bizi Avrupada serbes bırakmıyorlar? Bu teklifin hakikatte hiç bir kıy- meti olmadığını söylemeğe lüzum yoktur. Almanya, İngiltereyi Avrupâ İ hariende serbes bırakacak vaziyette değildir. Çünkü (İngiltere, impara- torluğu ne kadar kuvvetli olursa ol- sun, başka yerlerde diğer büyük dev- letlerle karşılaşmaktadır: Uzak Şarkta Japonya, Akdenizde ve Şarki Afrikada İtalya, Orta Şark- ta Rusya vardır. Amerika bir sene- denberi, Amerika kıtasının kontrolü- nü elinde bulundurmak istiyor. İn- giltere, Amerikadaki mevkiini Ame- rika hükümetile anlaşma sayesinde Yalnız Cenubi ve Karaman (Akşam) — Halkevi biçki ve dikiş yurdu tarafından parti salo- nunda bir sergi açılmıştır. Sergide Atatürk köşesi de bulunmaktadır. retçilerinin takdirleni kazanan bu köşe ve kızlarımızın işledikleri ince işler pek ! Garbi Afrikada İngilterenin karşısın- da kimse yoktur. Fakat buralarda da Almanya müstemleke istiyor. Şu halde Almanya, kendi elinde olmıyan şeyleri İngiltereye teklif edi. yor demektir, Buna mukabil «hayat sahası: addettiği Avrupanın büyük bir kısmında serbesti istiyor. İngii- terenin reddettiği pazarlık işte budur. Almanya dünyayı ikiye ayırmak İstiyor. Bir parçası İngilterenin, di- ğer parçası Almanyanın olacak. Dİ ğer büyük devletlere ihmal edilecek kuvvet nazarile bakiyor, Fakat ne Japonya, ne Amerika buna baş eğ” miyecektir: 'Avrupada Fransa ve Rusya, hatâ Almanyanın müttefiki olan İtalya vardır. İngiltere çekilir. se Almanya Bu devletlerin hepsile boy ölçüşebilir'mi? Hem böyle: bir şey düşünmek İngiliz ananesine mu- haliftir. İngiltere asla Avrupa işle rine karşı alâkasızlık göstermemekte- dir. Bugün her zamandan ziyade alâkadar görünmektedir. Almanlar: bazan: «Hayat sahamız iktisadidir. Biz bu sahaya dahil dey- letlerin istiklâline dokunmak istemi- yöruz.> diyorlar. Correspondance Diplomatigue son günlerde bü alâmod formülden bah. setti, maamafih şu kaydi de ilâve etmeği unutmadı: «Almanya kendisi- ni tehlikede görürse hayat sahasın- daki yerler iktisadi olmakla kalmuıya- rak siyasi safhaya da girer.» Yani bir harp olur veya harp tehdidi başgös- terirse Almanya bu toprakları işgal edebilecek, Hangi memleket bu ka- dar mahdud bir istiklâli kabul eder ve komşusunun hükmü altına düş meğe razı olur? Alman Hariciye Nezaretinin fikir. lerini neşreden bu gazeteden sonra diğer yarı resmi gazetelerin yazdık- ları mâkaleler yalnız iktisadi hayat sahası olamıyacağına şüphe bırak- mamıştır. Meselâ Boersen Zeitung diyor ki: «Hayat sahası İsteğimiz her şeyden evvel siyasidir. Çünkü siyasi hâkimiyet olmadıkça iktisadi mevcu- diyet olamaz.» National Zeitüng da Hitlerin Ak manyaya iktisadi, askeri ve siyasi bir hayat sabası teminini düşündüğünü yazıyor. İngiltere, Fransa ve Almanyanın hayat sahası dediği yerdeki bütün hükümetler Almanya ile iyi geçin mek İstiyorlar, Fakat bunun için Ak manyanın bu kabil emelleri bir ta- rafa bırakması lâzımdır. Böyle bir alâmet görülürse bütün meseleler kolayca halledilebilir. Bugün böyle bir tezahür olmasa bile az çok yakın bir günde, kuvvetler arasındaki mü- vazene cüretkârane bir hareketi çok tehlikeye soktuğu zaman, bunun gö- rüleceğini ümid edebiliriz. Ziya. beğenilmektedir. Gönderdiğim resim serginin açılma merasiminde bulunan zovatı göstermektedir. | | |