b or nde “ki ayrı düşünce Talebe ve askerler sivil klüplerin müsabakalarına iştirak edebilir mi? Klüp azalarının spor teşkilâtına ıyıtları için Türk spor kurumu Zâ- 6 resim 15 kuruşluk pul, polis ikar met tezkeresi nüfus kâğıdı sureti, « doktor muayenesi ve mıntaka mer- kezinde yeşil, kırmızı, beyaz renkler- © den mürekkep fişleri imzalaması gi- bi kayıtlara tabidir. Bütün bu merasim büyük bir has- #sesiyetle tatbik edilir ve idmancının fişi Ankaraya umumi merkeze gider « tesdik olup geldikten sonra sporcu müsabakalara iştirak edebilir. : Spor teşkilâtımızın pek haklı ola- râk istediği bu kayıtlar nihayet ken- di öz malı olan sporcusunun başını bir yere bağlamak, istatistiğini, büt- çesini, programını ona göre tanzim ; ç etmek zaruretinden ileri gelmekte dir. 8por kurumu, Beden terbiyesi müdürlüğüne tahvil edilip resmi bir © Mtelerin elzem olduğuna kanaat geti- rildi ve bu muamelelerin aynen yapıl- ması takarrur etti. Bu sırada ortaya mektepli ve askerlerin sivili klüpler- Bütün bu emirlere en fazla riayet eden futbol federasyonu oldu. Bu yüz- den sene bidayetinde klüblerimizin sahalarda düştükleri feci manzara- ları üzülerek takib ettik. Lisans yetiş- “tirememek yüzünden ihtiyarlar ve hakemlerden mürekkep futbol takım- larına şahid olduk, Bir federasyonun büyük titizlik gösterdiği bir işe diğer federasyonun veya ajanın kulak as- madığını işitmek bile istemezken bu- nu bu haftaki iki ayrı spor müsaba- kasında maalesef yakinen gördük. Bu iki zıd düşünceyi alâkadarların spor işlerimizdeki dikkat nazarlarına ar- sediyoruz: Pazar günü Şeref stadında bölge yüzme teşvik müsabakaları yapıldı. Bu müsabakaları tertip eden su spor- ları ajanı mektepli ve askerlerin ta- limatname mucibince sokulamıyaca- Şanı ileri sürerek Türkiye rekordmeni bulunan Halili asker, Mahmudu tale- be olduğu için yarışlara iştirakten menetii. Yukarıda uzun uzun bahset- fiğimiz talimatname ve formalitelerin tam bir tatbiki olduğu cihetle ajanın bu hareketine hak verecektik, Fakat ayni gün Fnerbahçe stadında yapılan Gül kupası atletizm müsabakaların- da bunun aksine şahid olmasaydık... Fenerbahçe stadında yapılan bu müsabakalarda nizamların, kayıdla- rın hilâfına muhtelif hareketler ok du. Sabahleyin yapılan seçmelerde A klübü namına koşan bir müsabık öğleden sonra B klübü namına yarış- lara iştirak etti, Lisans aramak lâu- balilik addedildi. Asker, mektepli hep- si bir arada koştular, sıçradılar, de- rece aldılar. Bir nizam ya vardır, ya yoktar. general Cemil Tanerin dikkat naza- rına arzederek SOrUyOruz, Atletizm müsabakalarını (tertib ederler mi haklıdır, yoksa su sporları ajanı mı?... , Merkezi Avrupa kupası Frenş Varuş, Spartaya yenildi Futbol (federasyonu ı tarafından | dört maç yapmak üzere Türkiyeye e Fronş Varuş pazar günü Peştede © o Merkezi Avrupa kupası için Çekos- © vak Sparta takımile karşılaşmış ve © bülün tahminlerin hilâfına 2-3 mağ- Tüp olmuştur. Macaristanda yapılan son lig maç- larında son derece anlorm vaziyet te bulunan Frenş Varuşun bu mağ- Tübiyeti Avrupanın sayılı futbol mü- eski şöhretini unutturacak oyunlar oynamıştır. “ Kendi memleketinde oynayan Ma- darların bu karşılaşmayı kazanacağı Oyundan evvel bütün sporcular tara- fından kati şekilde söylenmekte idi, ikinci golünü yapınca Macarların mutlak galip geleceği intiba: kuvvet bulmuştu. Devrenin son dakikasında bir kor- ner atışındam Sparta birinci golünü yapmış ve devre 2-1 nihayetlenmiş- tir. İkinci devre her iki takımın santr- ç bafı arasında sila hir, mücadele ile İtil lüle ami geçmiştir. Nihayet Sparta santrhafı Macarların meşhur Şaroşisini geriye sürmeğe muvaffak olmuş ve Çekler oyun üzerinde hâkim vaziyete gir- mişlerdir. 19 uncu dakikada beraberlik ve 37 inci dakikada galibiyet golünü yapan Spartalılar oyunu hâkimiyetleri alk tında ve 2-33 kazanmağa muvaffak olmuşlardır. Monitör kursu imtihanları dün yapıldı Beden terbiyesi umum müdürlüğü tarafından şehrimizde açılması ta- karrur eden monitör kursuna talip olanlar arasında dün Çengelköyünde Kuleli askeri lisesi sporevinde bir im- tihan yapılmıştır. Ortamektep mezunlarının alınaca- ğı bu kursa şimdiye kadar altmıştan fazla talip çıkmıştır. Kursun kadro- su 50 kişilik olduğu cihetle talipler arasında atletizm spronun bazı şube- leri üzerinde umumi imtihanlar ya- pılmıştır, Muvaffak olanlar bugün- vaffak olanlara 100, iyi derece ile mu- vafak olanlara 75 ile 80 lira arasında maaş bağlanacaktır. Dünkü imtihanlara İstanbul böl- gesi başkanı bay Fethi Başaran riya- set etmiştir. İmtihanlara nezaret ve kursun açılış merasiminde bulunmak üzere Beden terbiyesi umum müdür- lüğü genel sekreteri bay Cemal Gök- dağ dün sabah şehrimize gelmiş ve doğruca Çengelköyüne gitmiştir. Haber aldığımıza göre monitör kur- sunun tedris heyeti şu zevattan teşkil edilmiştir: Bay Kemal Halim Gürgen, bay Akşam tenis turnuası Tenis müsabakalarına dün devam edildi Dağcılık klübünde oynanan fur nuamız en hararetli devresine gir- miş bulunmakladır. Pazar günü ikinci tura kadar oynanan tek erkek- ler maçı aşağı yukarı İzmirlilere çi- kacak namzedleri belli etmiştir. Bir taraftan Telyan ve (Hasan - Feh- mi) galibi, diğer taraftan Vedad Abud veya Jafenin dömifinale kal- maları muhakkak gibidir. Bu oyun- cuların daha birer meçi vardır. Hasan - Fehmi maçı müstesna, Telyan, Vedad Abud ve Jafenin pek büyük bir sürpriz olmassa cuma günü İstanbul finallerini meyda- na çıkarmak için karşılaşmaları emri vaki gibidir. Bu takdirde cuma günü Telyan, (Hasan - Fehmi) galibi İle karşılaşar cak, Vedad Abud da Jafeye karşı oy- nayacaktır, Telyanın bu karşılaşma yı kazanması kuvvetli bir ihtimal dahilindedir. Vedad Abud, Jafe maçı için kati bir tahmin yürütmek müm- kün değildir. Vedad pazar günü Krise karşı çıkardığı akılı ve kuv- vetli oyunu tekrar tutturursa Davidi yener, yoksa eski bir kurd ve râ massur olan Davide mağlüp olur. Cuma günkü bu iki maçın galibi İzmirden gelecek ikiye karşı cumar- | tesi günü İstanbulu temsil edecek- ler ve pazar günü de bu maçların galibi iki finalist Akşam kupası için Dağcılık klöbünün zarif lokalinin önündeki sahada karşılaşacaklardır. Çiftlere gelince, henüz üç maç ya» pıldı ve üç ekip tasfiyeye uğradı. Bütün hafta devam edecek olan maçlar için şimdiden kati bir şey söylenemez Çift maçı bir zekâ, bir anlaşma ve biraz da iyi bir günde ol- mak meselesidri. Denilebilir ki son senelerde hiç bir turnuada böyle bir ayarda beş altı ekip çıkmış değildir. En kuvvetli namzed (Suad - Bambi- no) sonra (İbrahim Cimeoz - Armi- teye) (Kris - Areyyan) (Vedad Abud - Vedad Cemal) (Baldini - Jaffe) çifte leri birbirine çok yakın oyuncuların teşkil ettikleri homogen ekiplerdir. Müsabaknlarımıza her gün Dağct- lik klübü kordlarında saat 16,30da devam edilecektir. Bu karşılaşmalar cumaya kadar dömi finalistleri tayin edecektir. Kadın teklerde bâyan M. Grodetski- nin her zameki gibi mevklini hiç bir tehlikesiz muhafaza edeceği anla- şılmaktadır. İkincilik için bayan Kur- telli, bayan Desanti, ve iştirak ederse bayan Behar en kuvvetli namzedler- dir. Dünkü karşılaşmaların neticeleri tenis turnuası müsabakalarına dün de devam edilmiştir. Kadınlar arasın- daki karşılaşmalarda bayan Celisa, bayan Volie 6/4, 6/0 galib, bayan Kurteli bayan Haralambidese 6/2, 6/4 falib gelmiştir. Erkekler arasındaki ( karşılaşmalarda Telyan Viktor Binne'i 6/1, 6/2 yenmiştir. Celâl Uluğ, Avni Şaka 4/6, 6/3, 6/4 galib gelmiştir. Rua Derviş ile Özbekkan, Berfani fle Obardoviç 4/8, 6/2, 6/4; İbrahim Cimeoz le Armitage Vedad Abud, ve Vedad Cemal 3/8, 8/4, 6/2 galib gelmiştir. Karşılaşmalara bugün de devam edile- cektir, Oyunlar ilerledikçe çiftlerin tasfiyeye uğramasile müsabakalar gittikçe heyocanlı olmaktadır... Almanya milli takımı . “la : Danimarkayı mağlüb etti lerdir, Müsabaka Alman futbolcuları- nın üstünlüğü altında geçmiştir, narspor klübünden bir grup şehrimi- ze gelmiş ve Halkevi tarafından misâr fir edilmiştir. Grup bu gece «Bir ker vuk devrildi» piyesini temsil edecek- ir. Seyfi Cenap, bay 21 Nail Moran, bay Hüsameddin Güzel, bay Zeki Gökişik. 28 Haziran 1939 Nevyork sergisinde Amerikan gazeteleri, paviyonların en başında Türk paviyonunun geldiğini yazıyorlar Nevyork 15 (AA) — hususi muhabiri yazıyor: Nevyork #ergisindeki (o paviyonlarımızın açılışlarından beri iki aya yakın bir za- man geçtiği halde her gün artan bir alâ- ka ile gezilen paviyonlardan birisi olmak vasfını muhafaza etmektedirler, Amerika gazete ve mecmualarının sü- tunlarında sık, sık yer verdikleri paviyon- ların başinda, Türk paviyonu gelmektedir. World - Telegram muharriri paviyonü- muz hakkındaki intibsını şöyle ifade odi- yor: «Belki de siz sergide en çok beğen- diğimiz binayı ayırdınız. Kendi hesabıma Anadolu ajamının hazırım, 'erah verici avlusu, havuzları, gervilerile "bence, serginin en güzel binası budur. New - York mecmuasının bir muharriri | de sergimiz hakkındaki ihtisaslarını kay- deden bir yazısında şöyle demektedir: «Açılış hususunda birincilerden biri olan Türk paviyonunu gördükten sonradır ki, serginin reisi Mr. Whalen'in kaç aydır Türk sergisinden neden bu kadar şevkle bahsettiğine akıl erdirdim.e Bir toplantı esnasinda heyetimizin faa- Viyetine alt müşahedelerini anlatan sergi umumi heyeti erkânından biri şöyle de- meişti: «Neşriyat işlerini mutat şekilde neşri- yat acanfalarını ve İlâncılık teşkilâtını kullanmadan ve bunlam yüksek ücretler vermeden bizzat idare eden yezâne heyet Türk heyetidir ve bu işlerde en çok mü- vaffak olanlar da yine Türklerdir.» Heyetimizin tertib ettiği muhtelif kon- feransların nasıl bir alâka uyandırdığını da Pasmiç kadınlar klübü reisinin gön- derdiği mektuptan naklettiğim şu satır- larda pek güzel görebiliriz: «Mektep, cemiyet ve klüple konferans- Jar tertib etmek mükemmel bir fikirdir. Türkiyeden başka hiç bir memleket bu beklenen sebebi şudur: Çünkü milletimiz istik- )âl uğuruna ölmeği daima iyi bilmiş, bugün ise her zamankinden daha iyi öğrenmiştir. Mühim bir hakikati kimse unutma sın: İstiklâl ve şerefin rahmeti, ancak uuğurunda yurddaş kanından seller akmış topraklar üzerine yağar.. On- dan dolsyıdır ki, memleketimiz o 26- minde daima çok bereketli olmuştur. Bazı yurdlara raslariz; üzerleri dünyalık bakımından hayli mamur görünür. Fakat hür ve şerefli bir in- san gözile mütalâa edildikleri zaman manzara değişir. Zira manevi kuvvet leri, esaret zincirine bağlanmış yerler, serbes ruhlar için birer haysiyet ve hürriyet viranesi demektirler!... Türkiye şimdiye kadar müstakil ya» şadı ve şimdiden sonra da öyle yaşı- yacak. Bu gayeye varmak için meşru ve İnsani bildiğimiz hiç bir vasıtadan kaçınmadık ve asla da kaçınmıyaca- diz. İttifaklarımız, dostluklarımız ve politikamız hakkında söylenilen 8öz- leri daima soğukkanlılıkla dinledik, gene de öyle dinliyeceğiz. Dava, gaze- te sütunlarında şarlatanlık düellosu etmek değil, yarının insanlığını teb- did eden felâketleri görerek bugünden onlara çare bulmâktır. Hem de iti- dal ile, sükün ile ve kimseyi İstisna etmiyen bir beşerseverlik ideali ile, Biz şuna kaniiz; milletleri aldat- mak, insanlığı, âkibeti meçhul felâ- ketlere sürüklemekle medeniyete te kudreti -bizce- yanlış takdir ediyor. lar. Zira şuna inanıyoruz ki, hiç bir zaman İstibdad, hak ve aklı daima için yenebilir bir silâh olmamıştır ve olamaz. Maddi kuvvet, ancak aydın Tık aklın elinde verimli bir vasıtadır. O da temiz ve yüksek bir idealin hiz- metinde çalışmak şartile! Biz 'Türkler en buhranlı ve en hts- ranlı zamanlarımızda da böyle dü- şündük ve böyle hareket ettik. İnsanlar insandır; Atatürk kadar büyükleri dahi hariç olmamak tzere. Zaten o muazzam adamın da en ulu dileklerinden biri, şu hakikatin millet müfekkiresinde tamamile perçinleş- mesi değil miydi? tesir bıraktı ki, Azalarımızdan bit çoğu senelik Loplantamızda bu kadar cazip bir Konferansı temin ettiğimizden dolayı bize teşekkürde bulunmuşlardır.» Paviyonlarımızı gezen Nevyorktaki «Hun- ter kollej» den 100 kişilik bir talebe grupu namına kollej tarafından heyetimize gön- derilen mektupta da şöyle denilmektedir: «Hunter koilej talebesinin sergiyi ziya- yelleri sırısında gösterdiğiniz nezaketien dolayı derin takdir ve teşekkürlerimizi bildirmek isteriz. Serginizin mükemmeli- yetini tasvir etmek için kâfi derecede kuv- vetli takdirkâr «ıfatlar bulamıyoruz. Tale- bemizden bir çoğu Türkiyenin arkeolojisi, tarihi, ananeleri, kültürü hakkında kitap- lar okumakla beraber hiç biri Türkiy eri nımak gibi büyük bir fırsat buli muşlardır. Berginizde hâkim olan havayı çok cazip bulduk. Sergideki Türkiyeye yaptığımız kısa seyahat Türkiye hakkındaki malü- matımizi yüz misli arttırmışır. Derin bir #lâka uyandıran memleketinizi yakından tanımak için bize hazırladığınız kiymetli fırsattan«dolayı size nasıl teşekkür edece- ğimizi bilemiyoruz.» New - York Times sergimiz hakkında yazdığı uzun bir yazıda diyor ki «Devlet paviyonunun en ziys çarpan noktası, heykeltraş sergi için vücuda getirdiği Türkiye Cümhuriyelinin (ik ret Atatürk'ün bir büstüdür. Züh tülerinden birsi tunctan bir delikanlıdır Ki güneşin tarihten önceki telâkkinisi ifa- de eden bir şekli iki olile tutmaktadır. Bu gekll insanın en yüksek idacllere doğru olan mücadelesinin remsidir» Bötün bu ve buna bezer diğer bit çok neşriyat, sergimizde memleket mahsulât, mamulât ve sânalinin teşhiri yanında Türkiyeyi bütün diğer sahalarda da bamıt- tarmak yolunda sarfedilmiş olan mesainin ne kadar müsbet ve verimli olduğunu gös- inanmadığımız gibi -her kim için olursa olsun - esatiri masal dinlemeğe kafalarımızı alıştırmak de #stemiyoruz, Sebebi malüm: Zira mi- toloji efsanelerinin en cömerd kayna» ğı, bilgisiz kalabalığın vahimesinden başka bir yer olmadığını çoktan yör- dük! Fikirlerimizi, maksadlarımızı ön beş senedir apaçık söyleyip duruyoruz. Ef'alimizde de bunlari yalanliya- cak hiç bir aykırılık olmadı. Bu haki- kat meydanda iken bize birçok mak- sad -ve hattâ emperyalizm. atfetmek isteyen kalem ve kafalarda » fena ni- yeti bir tarafa bıraktaktan sonra - an- cak şöyle bir maraziyet teşhis edebiliriz: Demek ki, bunlarda ya en doğru ve hayırlı şeylere de inanmak istemiyen inadcı bir iman-hasisliği vardır, ya- hud her türlü yalan hazinesi olabilir zengin bir hürafe madeni! İşte en kısa söz: İki vaziyet de bize ayni tiksintiyi verir, Ancak hiç bir va- Ziyetin veremiyeceği şey büsbütün başkadır: Ümidsizlik ve cesaretsizlik. Evet, biz hüsnüniyete güvenen in- sanlarız. Zira o hüsnüniyet ve azimdit ki, şimdiye kadar aleyhimizde uydu- rulmuş nice yalan ve iftiranın -bizzat uyduranlar elile. ortadan silinip git- mesini mucip oldu. Bunu herkes bi- liyor. Şimdi sorarız: Vaziyet böyle olunca yarından ümidvar olmamağ& lüzum kalır mi? Elbette hayır: İşle kararımız: Kendimiz daima açık Söy- Miyeceğiz. Fakat hiç bir kaçık &öz0 ehemmiyet vermemek şartile! Fazıl Ahmed Aykaç Kabataş iskelesi yeniden yapılacak Şirketi Hayriye, Kabataş vapur İs- kelesini yeniden Inşa etmeğe karar vermişti. Şirketin hazırladığı proje, Belediye fen heyetince kabul oedii- miştir. Şirketi Hayriye yeni iskele ile beraber buradaki meşhur tarihi hir vuzu da tamir edecektir, Esanfın sıhhi muayenesi Birleşik esnaf cemiyeti Belediyeye müracaat ederek bir çok esnafın sihr hi muayenesiz kaldığını, ileri sürmüş, Belediyenin sıkı bir teftiş yaparak cüzdan almamış esnaf bırakılmama sını istemiştir. Belediye, bu müracanti nazarı dikkate almıştır,