27 Haziran 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

27 Haziran 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

27 Haziran 1939 5 AKŞAMDAN AKŞAMA Gençlerimiz musikiye az hevesleniyor İstanbul o sayfiyelerinden birinin Sokaklarında (oyürüyorum. Oo Vakıt, İkindi üzeri. Ortalığı birdenbire bas- aran sıcağın kâbusu henüz dağılma- mış i Kulağıma bir musiki parçacığı çâ- İndi. Top bir ağacın gölgesindeki parmaklık seddine ilişerek dinledim. Ne bir gazel plâğı, ne de radyo caz- bandıydı bu. Üstad elinden çıkmı- yordu, Bilâkis bir müpledi, piyano dersi alıyor; ıskala çalıyor. Vaktile ayaklarında koca koca âlâ Pabuçlar, bir takım Almanların bir kavaf dükkânı önünde; — Ach 80! Handarbeit! - diye durduklarını hayretle görmüştüm. Makine işi olmıyan birşey!.. El İşi!... Bu sebeble alâkalarını celbedi- yordu. Şimdi ben de mi ayni haleti ruhiyeye düşmüştüm? Sağdan soldan meka- nil müzik dimliye dinliye eliman de- miştim de doğrudan doğruya insan Ginden çıkan - veley bozuk - bir tımbırtıya bir radyo konserinden faza mı ehemmiyet veriyordum? Tahassüsüm cidden garip! Tuş darhelerinin yaz havasında damla damla öyle bir aksedişi var ki... «Böylesi musiki makinelerinden asla çıkamaz!» diye düşünüyorum. Belki de vehme kapılmaklayım. Zira çocukluğumun büyük bir kısmı Gözlepe .- Erenköy cihetlerinde geç- miştir, O devirde «gelinlik tazes si olan hemen her köşkün kapısını haf- madam çalardı. Bu, musiki mualli- mesiydi. «Tuna dalgalar» na terfi €dince kızda istidad görülürse, anne» si onu İstanbula, cerkak hoca» ya götürürdü. Evl zi di safı arasında «alafranga çalgı bilir!» diye zikredilirdi. Yalnız bu mu? O devirde türlü türlü alaturka sazda öğrenilirdi. Şimdi soruşturdum da, ut hakkın. da «gençler ancak eskisinin yüzde beşi derecesinde hevesleniyor!» dedi. ler. Bir miktar akordiyon merakı var mış, Fakat piyano eskiden orta halli âilelerin bile mütevazi misafir odâ- larında süsken, şimdi ekseri şık sa- lonlarda bile görünmüyor, Radyo ve gramolon bir dereceye kadar olan saz çalmak melekesi yeni nesil- de nasıl inkişaf edecek? İyi bir mu- 939 mali yılı kazanç vergisinin bi- rinci taksit müddeti haziran sonun» da bitecektir. Bu münasebetle def- terdarlık, maliye tahsil şubelerine yaptığı tebligatta ay nihayetine ka- dar vergisini vermiyenlerin vergileri- nin cezasile beraber tahakkuk ettiril ŞEHİR HABERLERİ Ekmek meselesi : , . İstişare heyeti ,. dün fırıncıları , . dinledi Belediye iktisad istişare heyetinin ekmek imaliye ücreti olarak tesbit et- tiği 156 kuruşu az gören fırıncılar, bu miktarın tezyidini istemişlerdi. Diğer taraftan ekmek yapıcıları da Belediyeye müracaat ederek bu İma- liye ücretinde amele yevmiyesine te- kabül eden miktarın kendilerine ta- mamile verilmediğini, binaenaleyh, fırıncıların imaliye ücretinin azlığın- dan şikâyete hakları olmadıklarını iddia etmişlerdi. Dün Belediye istişare heyeti hu- zurunda toplanan her iki taraf mu- rahhasları mülalâalarını söylemiş- lerdir. Tedkikata geç vakta kadar devam edilmiştir, bu gün de devam edilecektir. İstişare heyeti, murah- haslardan alacağı malümata göre kati bir karar verecektir. .Mdalarda yaz tarifesi ne zaman tatbik edilecek? Eski Denizbank, halkın ihti- .yacile alâkadar olmuyorda Belediye | müdahale etmeli İki gündenberi İstanbulda bunaltı- Ci bir sıcaklık hüküm sürüyor, Evvel- gi gün 31 dereceye çıkan termometre, dün öğle üstü gölgede 34,5 dereceye kadar yükseldi. Herkes sıcaktan bu- ram büram terler ve serin lemek için bir yer ararken Adalara ve Anadoluyakasına işliyen vapurları idare eden eski Denizbank müessesesi, bu sicak günlerde halkın ihtiyacını tamin için hiç bir alâka göstermiyor. Nitekim iki gündenberi telefonla, mektupla karilerimizin matbaamıza yaptıkları müracaat ve şikâyetlerden anlıyoruz ki Adalar ve Anadoluyaka» $a seferlerinde hâlâ yaz tarifesi tatbik edilmemiştir. Seyrüsefer müesseselerinin mevsim tarifeleri görülen zaruretlere göre tanzim ve tatbik dilir. Sıcaklar başla- sdığına, sayliyelere giden halk tama- mile taşındığına göre Adalar hattın- da hâlâ ilkbahar tarifesinin tatbikin- de ısrar edilmesinin - eğr varsa - hikmetini bir türlü anlayamıyoruz! Son günleri gelen Denizbank idare- si halkın bu dileklerine, şikâyetlerine, gazetelerin neşriyatına kulak asmı- yorsa bu İşi tanzim ettirmek biraz da Belediyenin vazifei asliyesi cüm- tarifeleri bu tarih gelince, behemehal tatbik edilmelidir. Diğer mevsimlerin başlangıç tarihleri de o suretle tes- bit edilebilir. Bu tarihlerin her sene halkın ihtiyaç ve zaruretlerile alâka- dar değildir. Hiç bir idare ve mües- sesenin vapurlarda izdiham için hal- Kı bunaltıp rahatsız etmesine hakkı yoktur. Bu kararsızlığa artık kati bir netice verilmelidir, Karilerimizin mektupları Vanıköy caddesini tıka- yan dağ molozlari Vaniköyden bit çok imzalar ile şu mektubu aldık: İki, üç ay evreli yağınırdan Vani- köy caddesinin sağ tarafını teşkil eden greeleyin bir kaç ton #skletinde büyük bir kaya parçası yuvarlandı. Dağdan bir kısmının daha yılkı ması ve vahim bir kazaya sebobiyoğ vermesi İhtimali bulunduğu cihetle, alâkadar makam bir, bir buçuk uz teehhürden sonra dağın (tehlikeli kısmını yıktırmağa başladı. Köyün yegâne geçid yerini teşkil eden sol tarafına kocaman kaya parçaları, sağ tarafina da toprak yığdırdı ve ame- Mye de tatil edildi Caddenin orta- smda otomobil ve arabaların geç- masi için dar bir yol birakıldı. Anla- #liyor ki alâkadar makam, bu kaya parçalarını ve toprak mulorlarını kal- dırmuk niyetinde deği. Halbuki, bu kaya parçalarile molozların caddenin Iki tarafında birakılması mürur ve ubur eder. Evvelki gece as kaldı, hususi big otomobil, bu kaya parçalara çarpa- rak parçalanacaktı. Belediyenin bukadar tanzifağ ara- baları ve dalmi amelesi vardır. Deniz, elli metre ötededir. Bu molozları cad- deden kaldırmak için hangi makama müracaat etmeli? Merci aidi kim ise dikkat nazarımı çekeriz. Dünkü sıcaklar Hararet gölgede 34,5 dereceye yükseldi Dün İstanbulun en sicak günlerin- den biri idi, Hararet gölgede 345 de- receye fırlamış, öğle vaklı güneş al- tında sokaklarda gezmek hayli müş» külleşmiştir. Yeşilköy Meteoroloji istasyonundan alınan malümata göre, dün rüzgür cenubi gaçbi istikametinde ve sani- yede 1 - 3 metre huzla esmişlir. Mevsimin bu sıcak günlerinin fa- sılasız bir surette temmüz başlangı- cına kadar devam edeceği tahmin edilmektedir. Nevyork sergisindeki paviyo- numuzda karikatür sergisi Nevyork sergisindeki paviyonumuz- da Türk mizah sanatını göstermek üzere bir karikatür sergisi tertibi dü- şünülmüş ve bu maksada maruf Türk sanatkârtarile beraber, karika- türistimiz Cemal Nadirden de eser istenmiştir. Edirne koza piyasası açıldı Edirne Uzunköprü ipek kozası pi- yasası açılmıştır. Kozalar, kilo başı- na 52, 53 kuruştan müşleri bulmuştur. ..ssnasan, marüna NİŞANLANMA Sokoni - Vakum Şirketi müşaviri eski ticaret müsteşarı bay Edhem Soysalın kızı Belkis Soysal ile bayan Lebibe Amir Sanderin oğlu Sümer Bank Yünlü fabrikaları kontrolörü Eşref Sanderin nişanlandıklarını ve nişan merasiminin geçen cuma günü Edhem Soysalın İkametgâhında icra edildiğini haber aldık İki tarafa saa- detler dileriz. için daimi bir tehlike teşkil Bay Amcaya göre!... İ Pahalılığa karşı Seyyar esnafta hâl fiyatlerini göste- ren liste bulunacak Sebze, meyva gibi gıda maddelerin- deki pahalılığın sebeblerini tedkik eden Belediye, hâl fiatlerine nazaran seyyar satıcıların satış fiatleri arâ- sında büyük fark olduğunu görmüş- tür. Hattâ bu fiatler şehrin muhte Hf semtlerine göre değişmektedir. Meselâ hâlde seyyar sebzecinin üç kuruşa aldığı bir mal, şehirde semti- ne göre 15, 20 kuruş arasında salıl- maktadır. Bu vaziyete"; ileride esaslı bir ted- bir alınmakla beraber şimdilik düşü- Rülen şekle göre, hâl İdaresinin top- tan fiatlerini gösteren birer cedvel hâlden her mal alan seyyar esnafa verilerek ve halk #iatler hakkında €saslı bir fikir edinmek üzere her is- tendiği anda bu cedvelleri seyyar satıcılardan isteyip görebilecektir. Bu suretle seyyar esnafın fahiş fiat istemesine imkân verilmiyeceklir. Bu listeler, seyyar esnafla yapılacak pazarlıkta bir esas teşkil edecektir. Ölen Amerika ataşesinin ailesine taziye Vali muavini zevcesini ziyaret ederek hükümetin teessürünü Geçenlerde vefatını kaydettiğimiz Amerika ataşe kommersiyali Galsby, uzun yıllardanberi memleketimizde bulunmuş, Türk dostu bir zattı. Bu münasebetle Başvekil B. Refik Say- dam, müteveffanın ölümü münase- betile hükümetin duyduğu teessürü bildirmeğe Vali ve Belediye reisi Lütfi Kırdarı memur etmiştir. Vali Yalovada olduğu için Vali muavini B. Muzaffer, müteveffanın ikâmetgö- hına giderek zevcesine hükümetin taziyet ve teessürlerini bildirmiştir. Vali muavininin, Başvekil namına bu taziyetinden pek mütehassis olan ba- yan Galsby B. Muzaffere şu sözlerle hissiyatını izhar etmiştir. — Çok muzterip olduğumuz şu zamanda bizi teselli eden şey, zev- memlekette vermiş olmasıdır. Bütün çocuklarımız burada doğdu. Buradan ayrılırken son arzumuz, her zaman gördüğümüz alâka ve muhabbetten dolayı Reisicümhur hazretlerine şük- ran hislerimizin arzına tavassut edil- mesidir. Keşke türkge bilmiş olay- dım da bu hislerimi Türk dilile ifade edebilseydim. Sizden ricam söylediği- niz kıymetli sözleri ingilizce olarak bir kâğıda yazıp bana vermenizdir. Bunu kıymetli bir hatıra olarak sak- lıyacağım. Amerika sefareti ataşe kom- mersiyali için âyini ruhani Geçenlerde vefat eden Amerika se- fareti ataşe kommersiyalinin istira- hatı ruhu içiri önümüzdeki perşembe günü saat 17 de Feriköyündeki pro- teslan mezarlığının kilisesinde ruhani bir âyin yapılacaktır. . Böyle garip bir ad taşıyan işin z İİ altından eibet bir çapanoğlu çıkar? | gil suçluların adedi bile garip: Yedi eğer A Öahite$ İSTANBUL HAYATI Oyun meraklıları — Hadi bakalım. Ne oturuyorus? sonun getirdiği çatlak taş tahta ile kirli iskambil kâğıdı destesini elin- den kapıp masanın etrafına çevrik diler. Biri telâşh telâşı kâğıdları dağıttı. — Karo yedilisi söylesin bakalım. — Pas... — Bende bir cez var. Rengi de kır- mizi, — Ben çekiyorum. Birer koz ve- riniz. Kâğıdları birer birer atarken asa- tarafta oturan bir kalıkaha atta; — Hah hah hanah.. Bay Nihadı içeri attım. Yanındaki müstehzi bir tebessüm- le mırıldandı: zaten oyun bilmez ki... Bay Nihadın asabiyeti son dereceyi buldu. Yüzü bembeyaz kesildi, saç- ları dimdik oldu. Elindeki küuğıdı hiddetle masaya fırlatarak homur- dandı: — Bugün şansım yok. Hüseyin bey de yanlış oynadı. Maça kızımı bana bağışlaması lâzımgelirken N80 ile ai- dı. Fakat, zararı yok. Ben böyle şey- lere kızmam. Kâğıdlar tekrar dağıldı. Kahkaha Nihad yaparsanız ben de böyle mukabele ederim. — Ehemmiyeti yok bayım. Yalnız, ken bay Şakir oyunu bitiriyor ha... Şimdi ikimiz bir olalım da onu içeri- ye atalım, Kâğıdı. - sim oyun devam ediyor ve her defasında çileden çıkarıyordu. Artık oyunda zevk, oyuncularda neşe kalmamışla, Hırs bürü özleri yuvalarındı kırdı: — İşte... Gene Nihad içeriye girdi, partiyi kaybetti. Bay Nihad elindeki kâğıd destesini yere fırlatıp masa başından kalktı: — Zaten benim en büyük kaba- hatim sizinle oyun oynamaktır. Bu hepinizi yenerim amma, oyunu doğ- ru oynamıyorsunuz. Öteki bir kahkaha attı: — Oyunda hangimizin usta oldu-

Bu sayıdan diğer sayfalar: