27 Haziran 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11

27 Haziran 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YAR 190: ecliste (Baş tarafı birinci sahifede Osman Şevki Uludağ: — Yalovada kâfi mikdarda su var- dır deniliyor. Bunu rakamla ifade et- mek mümkün müdür? Doktor Refik Güran: — Yalova kaplıcaları şimdiye ka- dar Denizyolları elinde idi. Bu lâyiha ile Sıhhiye Vekâletine devredilecektir. Hiç şüphe yok ki noksanlar ikmal edi. lecektir. Doktor Refik Gürandan sonra Sıh- hiye Vekili doktor Hulüsi Alataş kür- süye gelerek, Yalova kaplıcalarının imarının ve Yalovanın bir su şehri haline getirilmesinin evvelce alınmış kararlar iktizasından olduğunu Yu- lovada 24 saatte 1,700,000 litre su ak- tığını söyledi. Memlekette mevcud kaplıca ve içme sularının mikdarı hakkında izahat verdikten sonra de- di ki: — Maalesef bunların hiç birisi fen- ni bir şekilde yapılmış değildir, Bir taraftan Yalova kaplıcalarını ıslaha çalışırken diğer taraftan da bütün kaplıcalar üzerinde çalışmak ve pey- derpey bunları da ıslah etmek en bü- yük arzumuzdur, Pahalılık Ahmed İhsan Tokgöz, (Yalova kaplıcalarının pas hahlığından şikâ- yetçi bir lisanla bahsetti. Yalovada bir banyo almak için yapılan mas- raflarla Karlsbat ve Vişlde yapılan masrafları muka- yese etti; Yalova- ın buralardan da- ha pahalı olduğu- nu tebarüz ettire- rek bu kaplıcaların Sıhhiye Vekâleti. ne devrindeki isabeti memnuniyetle kaydetti. Gümüşhane mebusu Dursk Sa- karya, memlekette mevcud bütün kaplıcalar üzerinde durmak zamanı- mn geldiğini söyledi. Doktor olmi- yan yerlerde halkın bu kaplıcalara nasi rağbet gösterdiğini anlattı. — Sıhhiye Vekâleti bunların sıhhi ehemmiyetlerini ayrı ayrı tedkik et- melidir. dedi ve bazı temennilerde bulundu. Bundan sonra kanunun maddele- rinin müzakeresine geçildi. Birinci madde üzerinde söz alan Koriya me busu Ali Rıza 'Turel maddenin göyri vazih olduğunu söyliyerek bir takrir verdi, Trabzon mebusu Mitat Aydın: — Harita dahilinde mevcud arazi deniliyor. Bu haritanın projeye mer. but olması lâzım gelmez mi? dedi. Bütçe encümeni mazbata muhar- riri Sırrı Day: — Bunda hiç bir fayda yoktur. Yalen bu yerler gene hazinenin olg- caktır. Bu kanunla işletilmesi hü- kümete veriliyor. ; Müteakiben, Rıza 'Türelin (Yalova kaplıcalarında mevcud ve Devlete aid bilcümle tesisat Yalova kaplıcaları işletme idaresine devredilmiştir) şek- linde olan takriri reye konuldu ve bunun bir madde halinde birinci fıkraya İlâvesi kabul edildi. Diğer maddeler üzerinde bâzı münakaşalar cereyan ettikten sonra kanunun he- yeti umumiyesi açık roye konularak tasvib edildi. Türk - Fransız anlaşmalari Bundan sonra kürsüye gelen Ha. riciye Vekili B. Şükrü Saraçoğlu, Ha- tayın anavatana ilhakı hakkında Fransa hükümeti ile yaptığımız an- laşmaların tasdikine dair kanun projelerinin bugün Meclise verilerek Milli müdafaa, hariciye, bütçe ve da- hiliye encümenlerine havale edildi- ğini, işin ehemmiyet ve müstaceliye. tine binaen projelerin bu encümen- lerden mürekkep muhtelit bir encü- men tarafından tedkik edilmesini tek. Mf etti. Teklif kabul olundu. İskân kanunu İskân kanununun bazı maddeleri- nin tefsiri hakkındaki mazbata Üze- nde söz alan Manisa mebusu Refik Şevket İnce bu müazbatanın yeni bir tesis mahiyetinde olduğunu söyledi; maliye hukuk müşavirlerinin vazife- Jerini hakkile yapmadıklarından bah- setti ve mazbatanın reddini istedi, Maliye Vekili B. Fuad Ağralı, B. Refk Şevket İncenin esbabı mucibe mazbatasını (OOkumamış olduğunu kaydederek, hükümetin bu tefsire neden lüzum gördüğünü anlattı ve: — İskân kanunundaki (Muhacir. lerin yerleştirilmesi ve yurdlaştırıl. ması) tabirleri Sıhhiye Vekâletile arâ- mizda bir noktasi nazar ihtilâfın mucib omluştu. dedi. (Yerleştirme) ve (Yurdiaştırma) tabirlerinden iki Vekâletin anladıkları mânayı izah ederek: — Maliye hukuk müşavirleri vazi- felerini tamamile yapmaktadırlar, dedi, Bu mevvzu üzerinde daha bazı hatipler söz aldılar. Neticede mazba- tanın İskân encümenine havalesine karar verildi ve yirmi dakika müd- detle celse tatil olundu. Barem 17,20 de açılan ikinci celsede mab- sus bir kanunla Devleten bir hâk te- min eden veya sermayesinin yarısın- dan fazlası Devlete âid olan banka veya müesseseler memurlarının maaş ve ücretleri ve hizmete giriş ve terfi usulleri hakkındaki kanun lâyihası- nın müzakeresine başlandı. Bu lâyi- hanın heyeti umumiyesi üzerinde ilk söz alan Aydın mebusu Nazmi Top- çuoğlu bütçe encümeni tarafından hazırlanan mazbatada bu kanunun tedvin sebebinin yalnız bir noktaya inhisar ettirildiğini söyliyerek: — Bundan 50 sene sonra bu kanu- nun tedvin sebebi aransa, tek bir s€- beb görülecektir. z Dedi ve bu sebebi izah etti; Bütçe encümeni tarafından gösterilen sebe- bin Devlet dairelerindeki kıymetli ele- manların iktisadi müesseselerde verilen yüksek ücretlerin cazibesine kapıla- rak Devlet dairelerinden bu müesse- selere müracaat etmelerinden ibaret olduğunu söyliyerek dedi ki; — Böyle bir şey yoktur. Bazı me- murlar maaşa tama ederek bu mü- esseselere geçmiş olsalar bile bunla- rın adedleri altmışı geçmez. 60,000 ni mütecaviz memur kulla- nilan Devlet dairelerinde bunlardan başka kıymetli elemanlar yoktur, de- mek esbabı mucibe olamaz. Nazmi Topçuoğlu kanunun ted- vin sebeblerinin çok derin ve şümullü olduğunu tebarüz ettirdikten sonra Devlet memurları ile iktisadi mües- seselerde çalışan memurların muka- yeselerini yaptı ve: — Âmme müesseselerindeki me murların rantaklitesini ölçmeğe İm kân yoktur, Halbuki bir banka me- muru işlerini gününde halletmek mecburiyetindedir. Aksi takdirde o memurun vazifesine nihayet verilir, Devlet müesesesinde çalışan bir me- murun liyakatsizliğinden dolayı va- zifesine nihayet vermek ise bir sürü formalitelere tâbidir. Bir banka mü- dürü vazifesini gününde yampıyan bir memuru İstediği zaman kolundan tutup atabilir, Eğer burada çalışa- cak memurlara Devlet memurları ka- dar maaş verilecekse bu külfet neye? B, Nazmi Topçuoğlu, bu proje kâ- bul edildiği takdirde bütçe encüme- ninin noktai nazarının aksine olarak iktisadi teşekküllerden Devlet daire- lerine muhaceret başlıyacağını söy- ledi ve: — Bunun iktisadi neticesi ağır ola- caktır. Hükümet sınai müesseselerle Devlet memurları arasındaki farkı daha iyi görmüş ve iktisadi müesse- selerdeki memurların maaşlarının dört emsali ile tediyesi usulünü ka- bul ve teklif etmişti, Bütçe encümeni- nin bunu ne gibi düşüncelerle değiş- tirdiği anlaşılamiyor. B. Nazmi Topçuoğlu bu müessese- lerde çalışan memurlarla Devlet me- murları arasındaki farkın hiç olmaz- sa 2 derece olmasını temenni ederek: — Bu müesseselerde çalışan me- murların maaşlarını takyid edersek üç seneye varmaz iktisadi hayatımız çok mühim zararlara düçar olur. deği, aa üzakere Teşkilâtı esasiyeye mugayir nokta Refik Şevket İnce, Nazmi Top- çuoğlunun müta- lâasına iştirak et- tiğini (okaydede- rek, sermayesi İki milyon liraya ka» dar olan hususi müesseselerin bu kanunun çerçeve- si içine alınmas;- rın teşkilâtı esa- siye kanununa d? mugayir olduğu nu söyledi ve: — İşi prensip noktasından hallet- mek lâzımdır, Bizim teşkilâtı esâsiye- miz sây ameli sermayeyi ve mülkiyet haklarını mahfuz tutmuştur. Kanun» daki (Müessesel ticariye) tabirinin bangi müesseselere şamil olduğunu her halde tasrih etmek lâzundır. Serma- yesi 1,999,000 liraya kadar olan tica- ri müesseseler bu Kanunun çerçevesi haricinde bırakılıyor da 2 milyon İlire- ya kadar olan müesseseler neden ka- nun içine alınıyor? Refik Şevket İnce, ticari müessere- lerin muhtelif şekillerinden bahsetti. Beş arkadaşın toplanarak kendi ser- mayelerile 2 milyon lira sermayeli bir anonim şrket kurabileceklerini ve bu şirketin heyeti idaresini kendilerinin teşkil edebileceklerini söyledi. Bu ka- nuna göre onlara: (Şu kadardan faz- la maaş alamıyacaksınY denmek gti bir vaziyetin hasıl olabileceğini kay. detti ve hususi'müesseselerin bu ka- nun çerçevesi iğine alınmasını doğru bulmadığını söyliyerek sözlerine ni- hayet verdi. Bir itiraz Muğla mebusu Halil Menteş, dev- let memurlarının vazifelerinin ka nunlarla tayin olunduğunu, iktısadi müesseselerde çalışan memurların vazifelerinin ise dinamik olduğunu söyledi; — Bunların maaş bakımından ây- ni ölçüye tabi tutulmaları doğru de- üildir. dedi. Bir asırlık “hayatı olan Osmanlı bankasındaki memurların tayin ve taltiflerinin müdüriyeti umumiyece yapıldığını işaret etti. 939 mali yılı büçesinin heyeti umumiyesi üzerin- deki temennilerine o zaman İktisad Vekili tarafından verilen cevabı mev- yuubahs etti ve İktısad Vekilnin bu gibi müesseselerde kadroların darlı- ğı dolayısile terfi imkânsızlıklarına alt sözlerini mevzuubahs etti, Pro- jenin bir defa da iktısad encümenin- ce müzakere edilmesinin muvafık olacağını beyan etti ve bu hususta bir takrir verdi. Fuad Sirmen, Bârem kanununda iktisadi teşekküllerin bünyelerindeki hususiyetlerin nazarı dikkate alın- ması lüzumundan bahsetti, Bu mü- esseselerde çalışacak memurlara ve- rilecek azami ücret hadlerinin tesbi- tile iktifa edilmesinin muvafık ola- cağı mütaleasında bulundu ve proje- nin bütçe encümeni tarafından geri alınmasını istedi, Manisa me- busu Hikmet Bayur, bütün dünyada bu gi- bi O müessese lerde oçalışan- lara Oo yüksek maaş verilme- sinin bir hik- meti olduğun dan bahsetti. Memurlara yük- sek maaş ve ücret verilme- sinin randıma- nı artıracağını misaller göstererek izah etli. Bankacılığın cümhuriyetle beraber teessüs ettiğini bununla be- raber memleketin para piyasasına henüz tamamile hâkim olmadığını söyliyerek projenin iktısad encüme- ne havale edilmesi hakkındaki nok- tai nazarı yerinde bulduğunu söyledi. Yüksek maaş alanlar Eskişehir mebusu Emin Sazak: — Bu müesseseler içinde çalışan- lar arasında göze batacak kadar yüksek maaş alanlar varsa bunları tashih edelim. Eskişehir me- busu Bere Tür- ker: — Bu kanu- nu kabul et- mekle gençle- rin önüne bir duvar çekece- ğiz, dedi, Bingöl me busu Feridun Fikri, bu fi kirlerin hiç bi risine (o iştirak etmediğini söy- ledi. Devlet memurlarının iktisadi müesseselerde çalışan memurlardan daha az iş gördükleri hakkındaki mütaleaları şiddetle tenkit etti: — Memurlar yalnız para için ça- Uışmazlar.. Dedi, Anadolu köylüsünün ıztırap verici hayatından da bahsederek: — Devlet memurları gibi iktisadi müesseselerde çalışan memurlardan da feragat bekliyoruz. Feridun Fikri, sözlerini şu cümle- lerle bitirdi: — Sarsılmayalım, doğru yolda gi- diyoruz. Füzuli avukatlık Ordu mebusu Hamdi Yalman: — Bu müesseselerde çalışan me- murların bizim kadar ağladıkları ve- ki değildir, Biz onların burada fuzu- li avukatlığını yapıyoruz, B, Hamdi Yalman, bütçe encüme- ninde bu projenin müzakeresi sira- sında o zaman İş bankası umum müdürü Muammer Erişle araların- da geçen bir görüşmeden bahsetti. O zaman Muammer Erişin (Bu Bare mi bankada tatbik edeceğim) dedi- ğini kaydetti ve projenin maddeleri- nin müzakeresine geçilmesini istedi, Nasıl olur da ayrılır Antalya mebusu Rasih Kaplan, Bere Türkerin (bu müessesat devam edecek mi) şeklinde bir ibare sarfet- tiğine nazarı dikkati celbederek dedi ki; — Partimizin ve devletimizin iktı- sadi sistemi göz önünde tutularak söz söylemeliyiz. Devletçi olan Tür- kiye hükümeti devlet memurları ile iktisadi müesseselerde çalışan Me- murları nasıl olur da ayırabilir? Bu müesseseler yaşayacaklar ve biz bun- Jarı yaşatacağız. — Rasih Kaplan, iktisadi müesse- selerin memurlarma fazla ücret ve maaş verilmekle bunların yaşatıla- mayacağını söyledi ve: — Sanayi Maadin bankası nerö- dedir? Ziraat bankasında memurlara dörder aylık ikramiye verildiği zaman- lardaki bilânçolar da meydandadır. Rasih Kaplan, bu proje ile verim- lerin çerçevelendiğini ve bunun da bu gibi müesseselerin lehine olduğu- nu söyliyerek sözlerine nihayet ver- di, Köylü Sivas mebusu B, İsmail, maaş ve Ücret meseleleri mevzubahs olurken vergi veren 12 milyon köylünün dü- şünülüp düşünülmediğini sordu: — Acaba bunların kaçı petrol ya- kabiliyor. dedi, Ankara mebusu Mümtaz Ökmen, bu projenin Parti grupunda mevzu bahsedildiğini ve Partice bu içtima devresinde çıkmasına karar verildiğine göre, Halil Menteşin takririni geri almasının muvafık olacağını beyan etti. Nazmi Topçuoğlunun sözlerini mevzubahs ederek iktısadi mücssese- lerde vazife gören memurlarla dev- let memurlarının vazifeleri arasında | bir fark olmadığını kaydetti ve her iki vazifenin de âmme hizmeti oldu- ğunü tebarüz ettirdi. Bütçe encümeni reis vekilinin izahatı Bütçe encümeni rels vekili Faik Bay- Hamidiye Zonguldakta Zabitlerin şerefine samimi bir ziyafet verildi Zonguldak 26 — Dün Jimanımı- sa gelen Hamidiye mektep gemisi kumandanı Valiyi ziyaret etmiş ve Vali de iadei ziyaret ederek topla selâmlamışlır, Sabahtan saat 6 ya kadar bütün halk gemiyi gezmiş ve gemideki genç subayların nezaketil ve izahallı refakatlerile karşılanmış tar. Saat 17 de çok kalabalık bir balk buzurile Zonguldak spor klübü ile Hamidiye spor klübü arasında yapı- Jan futbol maçı 3-3 e beraberlikle bit- miştir. t Saat 20 de şehir parkında Beleği- ye tarafından (Hamidiye subayları şerefine çok samimi bir ziyafet ter- tip edilmiştir, Çorumda. Hatayın anavatana dönmesi münasebetile yapılan tezahürler Çorum 26 (A.A.) — Hatayın ana- vatana dönmesi, Çorumda ve vilâye- tin ber tarafında büyük bir sevinç uyandırmıştır. Herkesin kalbi büyük siyasi zaferi kazandıran Milli Şefimiz Reisicümhur İsmet İnönüne ve kud- retli Başvekile sonsuz minnet ve şük- ran hislerile doludur. Çorumlular Hataylı kardeşlerini candan tebrik edebilmekle en büyük saadet duy- maktadırlar, Otobüs tramvayla çarpıştı Şoför Mehmedin idaresindeki Şişli - Fatih otobüsile vatman Hasanın idaresindeki txemvay Hamam istasyo- nunda birbirlerile çarpışmışlar, olo- büsün ön, tramvayın arka kısımları hasara uğramıştır. Otobüs çarpışması Şoför Hsânın idaresindeki Fa- tih - Şişli otobüsü ile şoför Hayrinin idaresindeki Maçka - Beyazıt Oto- büsü Gülhâne parkı önünde çarpış- mışlar, her'iki otobüs de hasara uğ- ramıştır. Singapur konferansı tam bir itilâfla neticelendi Ordre gazetesi katiyetle hareket edilmesini taleb ediyor Paris 26 (A.A.) — Singapour kon- feransı hakkında Orâre gazetesi şöyle yazıyor: . «Singapoür'da hasıl olan itilâf, İn. giliz makamlarına Uzak Şark deniz kuvvetlerini Tientsin civarında tah- şid etmek imkânını verebilir. Bir yan- dan da Fransız ve Amerikan cüzütam- ları Çinin cenub hududları önünde dolaşabilir.» Figaro gazetesi, Amerikan amiralı Jarneli tarafından 22 haziranda Swa- tow hadiseleri hakkında Japonlara verilen cevabı tamamile tasvib etmek- tedir. Bu gazete, katiyetle hareket et- menin yâlniz Uzak Şarkta lâzımge- len yegâne metod olduğunu yazmak- tadır. Aylardan hattâ senelerdenberi İn- giliz, Fransız ve Amerikan Devlet adamlarının söylediği nutuklar Jar. neli'in cevabı kadar müessir olama- mıştır. EEE RE EŞ memurlara verilecek ücretlerin asga- ri ve azami hadlerinin tesbit edilmiş olduğunu söyledi. Husus! müessesele- rin kanun çerçevesi içine alımmala- rının bu müesseselerin devlet mües- sestleri İle dök yakından alâkadar olmalarından ileri geldiğini kaydet- ti, Bu bakımlardan projenin iktısad encümenince müzakeresine lüzum olmadığını söyledi. B. Halil Menteş tekrar söz alarak bu meselenin Partide mevzuubahs edil- diği sıralarda kendisnin Partiye dahil bulunmadığını, eski bir Partici $i- fatile Parti disiplinine riayeti bildi. ğini anlattı ve takririni geri aldı. Bundan sonra müzakerenin kifa- yeti hakkındaki takrir reye kondu ve kabul edilmeden maddelerin müs zakeresine geçilmesine karar verildi, sal hatiplere ayri ayrı cevap verdi. Encümenin bu proje üzerinde çok durduğunu, proje ile iktisadi mües- seselerin kadrolarının yapılmadığı- m, yalnız bu müesseselerde çalışan Vakit gecikmiş olduğu için çarşam- ba günü içtima edilmek üzere celse- ye nihayet verildi, Maddelerin mü- zakeresine çarşamba günü devam edilecektir, YA A Şi Ü Da a b ina e ek p“

Bu sayıdan diğer sayfalar: