AKŞAMDAN AKŞAMA Mektepler ve bahçe sevgisi Babam Beyrutta vali iken beni ora- nın Amerikan kollejine vermek iste. memişti. Zira, üç Hindli birader, ted- risatı ayni mahiyette, yani ingilizce ve arapça esas üzerinde olan bir mek- tep açmırşlardı. Onları teşvik etmeği düşünmüştü. Adı Dar - ül Ulüm olan bu mektep bir bakıma sert disiplinli bir müslü- man tahsil merkezi olmakla beraber, diğer bir bakıma da modern garp usullerine riayet ediyordu. Abdülceb- bar, Abdüssettar, Abdülgaflar ismin- deki üç Hindli birader, kendilerine Hindistanda İngilizlerin öğrettikleri usullerin benzerlerini tatbik ediyor- lardı. Gayet büyük bahçeli bir bina tut- muşlardı, Önce bakımsız olan bu arsa, çok geçmeden güllük, gülüstanlık ha- dine geldi. Düşününüz: Mektep bahçe- si! Zannedilir ki, evvelce ekili olsa ço- cuklar bu yeri harap eder. Halbuki, burada aksine bir hal zuhur etmişti. Sebebi de: Ahdülgaffar, - ki gayet sert bir mubassırdı » memleketinde bahçecilik öğrenmiş. Mektebe ult era- ziyi küçük küçük bölmeler halinde talebe arasma taksim etti, Tohumlar, fideler tedarik edildi. Herkes kendi kısmını çapaladı, ekti, suladı. İşte bu suretle, mozaiklerden mürekkepmiş intibaıı veren bahsettiğim Cennet hasıl oldu. Bazı talebe, daba da heveslendi. Kanepecikler, havuzlar yaptı, Hattâ mektep kapandıktan sonra bile bura- dan ayrılmak istemiyorlardı. Ellerile yetiştirdikleri karpuzları, hiyarları evlerine götütüyorlardı. İ Bunlar, katiyen yüksek aile evlâd- ları değildi. Ekserisi yalın ayak, en- tarili veledleri, Arsız, haşarı şeylerdi. Buna rağmen, sistem muvaffak oldu. ex Beyruta bilâhare gittiğim zaman, &ski arkadaşlarımdan birini ziyaret ettim, Bana portakal ve müz zeriya- tını göstererek: — Abdülgftarın telkini iledir? : de- di, - O küçücük bahçeden bu merak beni sardı. #.» Geçenlerde, pek takdir ettiğim ve Anadoluyu çok gezen bir valimiz ba- na demişti ki: — Camilerin etrafında ağaç, çiçek, yeşillik var. Mekteplerin avlulari ta- mamile kupkuru!... Acaba öğretmen- ler çocukları bambaşka bir ruhta ye- ğım, Şu sıralarda bahçelikli bir semtte oturuyorum. Ağaçla, çiçekle uğraşan İhtiyarlara raslıyorsam da gençlerde zerre kadar bu hevesi göremiyorum, bahçe, ağaç ve yeşillik bilgisi ve heve. si aşılanabilir. Buna o kadar muhtacız ki... (Vâ « Nü) Bir işçi duvardan düşerek yaralandı Lâlelide B, Eminin yaptırmakta olduğu apartıman İnşaatında çalışan Mehmed, bir duvardan düşerek ya- Talanmış, Cerrahpaşa hastanesine Kaldırılmıştır. — Hayrola bay Amca?... B. A. — Kendim için bir eski elbise arıyorum!... Dün termometre yeniden 31 dereceye çıktı Evvelki günkü yağmurdan sonra hava bir parça serinlemişli. Dün termometre 31 dereceye çıkmıştır. Rüzgür hafif surette cenuptan - ©5- mektedir, Dün pazâr ve hava da sıcak oldu- ğundan mesire yerleri, 'plâjlar çok kalabalıktı. Birçok kimseler de sa- hillerde açıkta denize >< girmişlerdir. Dün bu yüzden bir kaza olmuştur: Silivrikapıda oturan ve Bakırköyde mehsucat fabrikasında çalışan 18 yaşlarında Ahmeğ oğlu Ömer Sa- matyada denize girmiş, bir hayli açıldıktan sonra takatı kesilmiştir. Ömerin boğulmak üzere olduğunu görenler yetişerek kendisini yarı ölü bir halde o kurtarmışlardır. — Ömer Cerrahpaşa hastanesine - nâkledil- miştir. | Bir yankesici | yakalandı Çanakkaleye hareket eden vapurda bir el çantası kapıp ka istemiş! Dün sabah Sirketiden Çanakkale- ye hareket eden Tayyar vapurunda, vukubulan bir yankesicilik hadisesi öğleden sonra mahkemeye intikal et- miştir, Suçlu olarak Avram isminde bir genç, birnej ceza mahkemesi hu- | zuruna çıkarılmıştır. Dinlenen, Hüseyin ve Ali isimlerin- deki iki şahid, suçlu Avtamın Çanak- Küleye hareket etmek üzere olan Tayyar vapuru yolcuları arasında bulunan bayan Nazirenin elçantası- m kapıp kaçmakta iken görülmesi üzerine çantayı» fırlatıp kaçmak -is--| tediğini, fakat polis tarafından yaka- landığını söylediler. Avramın, hapishaneden - sorulan sabika kâydine gelen cevap okundu. Bunda hırsızlık, hâkatet ve esrar sat-' maâk suçlarından mühtelif mahkümi- yetleri olduğu, ayrıca sekizinei ve do- kuzuncu ihtisas mahkemeleri tarafın- dan esrar satışı İşinden alti bin dört, İ luğunın dahili yolları bitmiş, yüz lira para cezasıne mahküm edil diği bildirilmekte idi. . . | Müddelumumi, dava hakkında id- diasmı serdederek suçlunun mahkü- | miyetini - ve derhal tevkifini > istedi. | Heyeti hâkime, suçlunun tevkif edil- mesile beraber, evvel emirde para ce- zası mahkümiyetini ödeyip ödemedi- ğinin müddelumumilikten sorulması» na karar vererek muhakemeyi talik etti. Gazeteleri fazla fiatle sat- mağa kalkışan bir satıcı yakalandı Polis, Hiristo ismindeki bir gaze- te satıcısını yakalamıştır - Hiristonun yakalanmasına sebeb; sattığı gazete- leri bir kuruş fazla fiatle satmağa kal-| kışmasıdır. Hiristonun bu hareketi, şikâeyet üzerine tesbit olunmuş, ken- disi yakalanarak mahkemeye .veril- miştir. ç — İstağfırullah bay Amcacığım, dibâ elbiselere lâyık sırtınıza eski el. bise neden?.. İisında bir ihtilâf Bay Amca Bitpazarında!... Aldığımız mektuplar Türk mühendisleri Boğ. karşıdan karşıya bir köp- rüyle bağlıyabilecek iktidardadırlar Gazetemizde <İstanbulun fethinin beş yüzüncü yıldönümüne hasırlan- malıyız!» diye bir yazı çıktı. Bunda, muharririmiz, «acaba Fatihin namı- Da izafe edilmeğe lâyık, mükemmeli- yette bir eserle şu şehri süsleyebile- cek miyiz?. diye söruyordu. Mühendis. bay Halid Köprücü, gön- derdiği bir mektupta diyor ki: «Bu nesil, üzerine terettüp eden işlerin her hangi birini ve hattâ hep- sini yapmak kudretindedir. Bu iti- barla müsaade ederseniz söyliyeyim ki, az çok kendi mesleğime temas #den yazınızın bir köşesinde «diğer- lerinden vazgeçtik sade bir Fatih ca- mii İkiymetinde maddi bir eser tak- dim edebilmemiz bile... ne mümkün?» şeklinde . tereddüde ve ümitsizliğe düşmeğe lüzum yoktur. Tekrar ediyorum: Bilhassa kendi mesleğime temas eden kısım İçin di- yebilirim ki «ATATÜRK, neslinin “Türk mühendisi mevzuu baheettiği- niz şekilde Boğaziçini karşıdan kar- şıya bağlayıp Asya ve Avrupa kıtala- rının iltisakını temin edecek bir köprüyü, her de ömrü ebedi olacak şekilde oekâğirden. veya ebetonar- meğens olarak inşa kudreti ilmiye ve fenniyesini haizdir. Bu derecede ol- gunlaşmıştır; ve bu şerefli vazifeyi büyüklerimizin ilk işareti üzerine der- bal ifaya hazırdır. Mezarlıklar Belediye; bunları ıslah etmeğe başladı Belediye, son zamanlarda şeh- rimizdeki mezarlıkları tanzim etme- ŞEHİR HABERLERİ ge başlamıştır. Merkez efendi mezar- | çöken kabirler tahkim edilmiş, iğrilen taş- lar düzeltilmiş, mezarlıktaki her tar- .laya-numara konmuş, ve bu suretle mezarlık muntazam bir hale girmiş- tir. . Şişlideki - Asri mezarlığın - dahili yolları katranla inşa edilmiş, tarla- lar tanzim edilmiştir. Bu işler bittik- ten sonra mezarlıkta. bir gasilhane, bir: cenaze; bekleme mahalli, bir de memur dairesi yapılacaktır; Galatada eski mevlevihanedeki mâzarlık sahası Belediye kanununa görü belediyeye intikal etmiştir. Son zamânlârda bu mezarlığı bitişik olan Alman mektebi ile Belediye ara- çıkmıştır. mektebi, bu mezarlıktan bir kısmını Evkaftan satın aldığını iddia etmiş, İ fakat Belediye bu iddiayı reddetmiş- tir, Şimdi bu İhtilâfın balli için key- fiyet -kadastro mahkemesine intikal etmiştir. > , Bahçe haline getirilecek olan Ka- bataşlaki eski mezarlık sahasındaki mezar taşları da kaldırılmağa baş- lanmıştır. - Meşhur şeyhislâm Ebussuud efen- di ile'bu civarda birçok metrukâtı bulunan Mehmed Emin efendinin miezarlarının nöröye kaldırılması lâ- zım geldiği hakkında müzelerin mü- taleası sorulmuştur. Gelecek cevaba göre hareket edilecektir, B. A. — Bir devlet hastanesine ya» tacağım da... 2 9 Alman” Yeni köprü Gazi köprüsü içinbir muhavvile merkezi yapılacak Gazi köprüsünün Unkapanı ile Azapkapı parçalarını birbirine yer- leştiren müteharrik dubaların yerle- rine konduğunu“ ve İlk tecrübeleri- nin yapıldığını yazmıştık. Köprünün bu müteharrik kısmının tahriki, ve tenviratı için Azapkapıda bir mu- havvile merkezi tesisine karar veril- miştir. Bu muhavvile merkezi için bir saha istimlâk edilecektir. Köprü nihayet ağustos ayında İkmal edile- ceğinden elektrik muhavvile merke- zi de o zamana kadar tamamlana- cak ve köprünün muhtaç olduğu elektrik cereyanı verilecektir, Belediye müfettişleri Şehrin güzelliğini bozan noktaları tesbit ediyorlar Vali ve Belediye Reisi doktor Lütfi Kırdar, Belediye müfettişlerini nez- dine çağırarak Belediya “işlerini kontrol Ove mürakabe hakkında kendilerine bazi talimat vermiş tir. Belediye müfettişleri, yakın 24- mana kadar yalnız Belediyenin dahi- Ti muamelâtlle iştigal ediyorlardı. Vali ve Belediye Reisi doktor Lüt- fi Kırdar, müfettişlerin halkı alâka- dar eden işlerle yakından alâkadar olmalarını, dükkân, mağaza xe mü- esseseleri teftiş etmelerini bildirmiş- ti, Bu teftişlerden şimdiye kadar iyi neticeler alınmıştır. Vali, müfettişlerie yaptığı son te- masta müfettişlerin “yalnız kanuni mevzuat dahilinde değil, ayni za- manda çirkinliğe, -yanlışlığa karşı isyan duyan bir haleti ruhiye ve şe- hir ideali ile teftiş ve murakabede bulunmalarını tavsiye etmiş, bu Su- retle yapılacak bu teftiş ve muraka- belerin şehir için de o nisbette fay- dalı neticeler vereceğini. söylemiştir. Belediye müfettişleri, iki günden- beri yaptıkları teftişlerde bilhassa şehrin bedii bakımından göze çirkin görülen köşelerini, noktalarını tesbi- te başlamışlardır. Meselâ, cadde üze- Tindeki “bir. binanın. cephesindeki boyasızlık vesâire gibi göze çir- kin görülen vaziyetler tesbit edil mektedir: Ne ii Bir kadın merdivenden düşerek yaralandı Kasımpaşada Akbuba yokuşunda oturan kazancı Süleyman karısı 20 yaşlarında Muzaffer merdivenden düşmüş, sağ bacağı kırılmış ve YÜcU- dunun müteadüid yerleri yaralanmış- tır. Yaralı kadın tedavi için Beyoğlu Bir kadın ağaçtan düşerek yaralandı Fatihte oturan elli yaşlarında ba- yan Hatice, evinin bahçesindeki ıhla- mur ağacına çıktığı sırada > MÜvaze- nesini kaybederek düşmüş, tehlikeli surette yaralandığından hastaneye kaldırılmıştır. liymiş! — Ne çıkarmış? — Böyle yeni elbise ile görünmeme. Holmes bile birçok şeylerden mâna çıkardığı halde, çöp tenekelerine ba- kıp ta midelere inen şeyleri keşfetme. yi akıl edemezdi. wi Fakat çöplerin tahil ile halkın ne yediğini anlamak epey müşkül olsa gerekir, Çünkü bizim İstanbuldaki çöpler tak- vimlere göre değişir. Ay başlarında birçok evlerin önündeki çöp tenekele. rinde - tahir caizse - gayet kibar çöp. ler bulunur, z Çöplerin de kibarı, âdisi vardır. Me- selâ bir müz kabuğu ile bir yumurta kabuğunu düşününüz. Ayni teneke içinde birleşen bu iki çöpten müz ka- buğu, yumurta kabuğuna nasıl tepe- den bakar? Ve belki de içinden: — Ben bu âdi çöplerin yanına dü- İ şecekmiydim? Mukadderatın bana oynadığı oyuna bakın...» der, Ay başlarında, maaşların henüz ve- rildiği günlerde çöp tenekelerinin içinde muz kabuklarıma bile rasgel- mek mümkündür. Halbuki ay orta. © | larında yavaş yavaş iş değişir. Tene- kedeki pirzola kemikler bile azalma- ğa balsar, Ben öyle evler bilirim ki ay abaşla. rında çöp tenekelerinde gayet pahalı şeylerin çöpleri bulunduğu halde, ay sonlarında çöp tenekesinin en belli. başlı kiracıları zeytin çekirdekleri ile bir iki konserve kutusundan ibaret. tir. İşte bunun için çöp tenekelerin. den ahkâm çıkarmak öyle kolay işler. den değildir! Çöplerden halkın ne yediğini am lamak usulü kökleşirse, dilimiz bazı darbımeseller kazanacak demektir. Meselâ eskiden: «Bana arkadaşının kim olduğunu söyle, senin ahlâkının ne olduğunu anlıyayım« diye bir söz vardı, Şimdi de: «Bana çöplerini göster, ne yediğini anlıyayım!. diyebiliriz, A Sonra «Anlıyana sivrisinek saz, ans lamıyana davul zurna az» deriz. # Bakın çöplerin dilinden bile anla. mak, onlaradn mânalar çıkarmak ka bilmiş, Hikmet Feridun Es AM YY Eğlence yerlerinde fiat tarifesi “Belediye iktisad müdürlüğü eğlen-" ce ve istirahat yerlerindeki fiyat ta- rifelrinin tetkiklerini bir hafta zar- fında ikmal edecek ve tarifeler son şeklini -alapaktır. Belediye" iktisad müdürlüğü * Bal- kan memlekellerinde bu gibi fiyat listelerinde konan . fiyatların nasi takdir edildiğine dair o memleket- lerdeki usuller hakkında malümat istemiştir. Bu malümat geldikten sonra İstanbulun hususiyeti'de na-' zarı dikkate alınarak bir formul tes- bit edilecektir. : Elektrik, Tramvay ve Tünelin tesellümüne bugün başlanıyor Elektrik, tramvay, tünel müesses6- lerinin Belediyeye - devri hakkındaki * muameleler taımamile hazırlanmış ve - tesellüm muamelelerinin şekli tesbit edilmiştir. Bugünden itibaern her iki heyet arasında tesellüm muameleleri» B. A. — İlâç paraları hastadan çe karmış!... Anlaşılan oralarda hâlâ «Buyur kürküm!u