Bir asır önceki tarihten hatıralar MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABIALİ | Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzduf 'Tefrika No. 50 400 bin liralık tahsisat bir kalemd8 75 bin liraya indiriliyor N — | Tanzimattan evvelki son sultan | ve son sadrâzam “Koca Hüsrev paşa, kölelikten sadrâzamlığa yükselmişti. - Son nefesini yalnız başına teslim eden Sultan Mahmuda en son olarak o gördü. - Türklerin bir asır müddetle fes giymesi, bu Hüsrev paşanın modasıdır Ja Tanzimatın yü- züncü yıldönü- mühne geldiğimi- zi yazmıştık, Bu münasebetle biz- zat Tanzimat ri- calinin meşhur Fransız edibi L martine'e 8 tıkları bazı kıbeleri ve hü siyetleri yadedi- yoruz. Koca Hüsrev paşa Bu sefer de, devrin ihtiyar ve mu- hafazakâr sadrâzamı Hüsrev paşayı ve Sultan Mahmudun ölümünü hi ye edeceğiz. vas sadrâzama doksan yaşından adığı için «Koca Hüsrev pa- derlerdi. Aslen Abaza kölelerin- dendi. Enderunda derya Kü Bu Napolyon Bonapartın ordularını çi- için Misira gönderilmişli. e bu ülkenin valisi tâ- yi ve gittikçe kuvvet bulan meşhur Mehmed Ali ile çekişmek ih- tiyatsızlığını gösterdi. Belki de bu in Osmanlı devleti başına belâ Xe- ! sileceğini bissetmişti İki şahsiyet arasmda, uzun hayat- larının imtidadınca Süren bir düş- manlik belirdi, Hüsrev, Mehmed Ali- nin altını ve hilesi karşısında mağlüp olup Misırdan geri çağrıldı Zaman zaman Kaptan paşa, serasker, vali, sadrâzam oldu, Yeniçerilerden nefret edenler ve askeri ıslahatı istiyenler | arasındaydı Hüsrev paşa, maruftu, Halil ve Said isminde iki paşa orta- ya çıkardı; bunları kendisine oğul edindi, İkisini de Sultan Mahmuda dâmad kabul ettirdi. Koca Hüsver, son devirlerinde ikbalinden düştü. Konağını merbut kırk müsellâh adamile bir köşeye çe- kildi saraya her gelişinde Sultan Mahmud ona baba muamelesi ederdi, Divanda siyelerine riayet edilirdi, Padişah ölüp te yerine çocuk yaş taki Abdülmecid geçince, devletir diz- ginlerini yine Hüsrev paşa eline aldı. Boyu kısaydı, omuzları genişti, epey şişmandı, hatları haşindi; yüzü renkli, nâzarları nafiz, Sözü tesirli idi, Lamartine diyor k #*Ben de kendisini ilerle: bir ça- Bında tanıdım. Asyal bir devlet adamı olmaktan ziyade Kafkasyada kardan yapılmış bir adama benziyordu.» (1) #»» Lamartine'in hikâyesini takib ede- lim: Sultan Mahmud, Şark hükümdar- adam yetiştirmekle (1) Yeniçerilerin kaldı ra meydana getirilen «a #eraskerliğine Ağa Hüseyin paşa, ondan sonra da Hüsrev paşa tayin edilmişlerdir. On sene bu işte kalarak seraskerlik teşkili- tina epeyce hizmeti görüldü, Abdülmecid tahta çıkınca Başvekil Mehmed Rmin Rauf paşanın yerine sadrizamlığa geçti. 'Tanzimatı hayriye fermanı bu zatm hğmda Okundu. Fakat Hüsrev , yeniçerilere aleyhdar olmakla ve Askeri yenileştirmeğe çalışmakla berâber, inkilâbın daha fazlasına taraftar değildi. Tanzimat © zamanın Harleiye Nasır Reşid paşanın gayretle ilân edilmişti, Hüsrev paşanın Mustafa Reşid paşayı or- tadan. kaldırmak İstediği bile anlaşılmış- | fir. Hüsrev, sultan Mecidin sadrâzamlı- ğında bir sene kaldıktan sonra azledildi. Femâ çikarmak istiyor diye Tekirdağına sürüldüyse de sonr affedildi. 1054 de vefat ederek Eyüpteki türbesine gönüldü. Hüsrev paşa, lâciverd, bol bir harman! ye kırmısı bir fes giyerdi, Kavuk yerine fes giyilmesine sebep olan bu zattır. Tu- nustan aldığı hir mikdar fesi kalyoncu neferlerine giydirmiş, sultan Mahmud bu- Dü beğenmiş, böylelikle şapka inkılâbına Bu menkübluk zamanında bile | kadar bir asır Türkler fes giymişlerdir. larından çoğu hakkında esas'ı clarak önen (o şüphelerden mezzehti. Genç ve güzel yüzlü kimseleri #alye- tinde kullanmasın j aleyhinde miş olacak Odalık diği ciddi ywhabbet de tekzibe kâfidir. Kâğ anede (yani Lar i ında) ha rabeleri duran sarayına gözdesile bir- likte giderdi riye ölünce artık orâ- ya, saadelinin yuvasına uğramadı, Bir kaç sene sonra bir şeyhin kızımı sevdi. Babasının bâhçesinde ona ras- lamış. Derviş şeklinde tebdili kıyafet eder, şeyhin evine giderdi. Sultan Mahmud bu kıza karşı duyduğu leri nazmen yazmıştır. Saltanatımın son senelerinde uğra dığı ofelâketleri avundurmak r Sultan Mahmud bir müddet Rum kız- larile Adalarda ve İstanbulun Asya sahillerinde şaraba, sefahate düştü. Bu bir nevi intihardı. Islahat tan vaz geçmiyor, hayatından geçmi- dedikodu | yordu. Erkekçe hüznile mukadderata meydan okuyordu. Nezib muharebesi onu öldüren va- ka oldu, Ölümünü saray halkından ve aballden gizlemek istiyerek Çamlıca eteklerinde Hüsrev paşa İle ve iki da- madiyle birlikte bir münzevi köşke çekildi. Penceresinden ceddi ikinci Mehmedin yaptırdığı kaleye bakıyor- du. Şimdiki inhitatla ne müthiş bir te- zad! 'Humma içinde, efiyip bitiyordu. Der- di mânevi olduğu için hiç bir maddi ilâç sıhhatine kâr etmiyordu. Oğulları- na, evlâdlarının annelerine, vezirleri- ne, herkese herkese yanına girmeği Manisa (Akşam) — Manisa ilkmektepleri ders senesini tamamlamışlar. dır. Yukarıda Manisanın kurtuluş gününün ismini taşıyan 8 Eylâl İlkokulu talebelerini öğretmenleri bayan İnayetle beraber görüyorsunuz. Bebek Amerikan Kolleji lise kıs- mından mezun olan talebelere dün diplomaları tevzi edilmiştir. Bu mü- nasebetle yapılan merasime İstiklâl marşlle başlanmış, nutuklar söylen- miş ve iyi derecelerle sınıflarını geçen- lere mükâfatlar tevzi edildikten son- ra mekteb direktörü de bir nutuk tanatın Aâkibelir- miş olarak,.MAh- Bir seferinde den artık ümidi kı dun yanındı rana geçer gi bir hadiseye korşi ihtiyatta bu- | Tundurmağı deruhde etti Valide Sultan vaziyetten haberdar edildi Hüsrev ve Halil paşalar geceyi bah- çede geçirmeğe karar verdiler. Zira Sultan Mâhmud yalnız ölmek azmin- deydi. Kimseyi yanına sokmak İste- miyordu 1 temmuz 1639 sabahı, padi fat etmiş bulundu. Son nelesi diğini işiten olmamıştı, Abdülmecid, henüz küçti aydı. Bu haber üzerine, Çamlıcadaki mün- zevi köşke koştu. Babasının naaşı ba- şında ağladı. Çok geçmeden, odune lar, köylüler hadiseyi duydular. Hıç- kırık dalgalar halinde her yana dı. Herkes hissediyordu ki kendini ta- nıtamamış, anlalamâmış bir büyük adam ölmüştür. Sald paşanm topladığı askerler mürtecilerin baş kaldırmasına meydan vermedi. Mühim nokta tutulmuştu. Bir saltanat kayığı, yeni hüküm- dar Abdülmecidi alarak karşı tarafa geçirdi. 'Toplar atılmağa başladı. “m ah ve ni ver» Sultan Hamidce İtalyayı fikrinden | men için Fransa ile ittifak fikri hasıl oldu. Said paşaya Fransa elçisi öS- yö Konstanla müzakereye girişme: ve Paris elçisi Münir beye de Fransa Hariciye Nazıri ile temas etmesi emre. dildi Fransa ile İngiltere ârasında Misir ve Fas meselelerinde yapılan muka- vele esnasında Mısırdaki Osmanlı hu- kukunu siyanet için teşebbüslerde Pu- lunulduğu sir letlerce Babidli- ye (Kadimden beri bir devlete aid tx nınmış arazinin bi tlöri 0 devle- tin filli idaresinden ve askeri kuvve- tinden hali kalırsa o yerler diğerinin tasarrufuna geçebilir.) düsturile co vap verilmişti. p en mülkü de alınabilir demi (Eli kudretle dolu olmak torbası hu- kuk ile dolu olmaktan iş tam böyle ahval için söylenilmiştir! Elçi Münir bey Hariciye Nazırı Del. ye İtalyanın Trablusgarbe âid ta- savvurlarma dair alnan malâmatı anlatarak ve burasının İtalya eline geçmesinden Fransa için hadis olacak mahzurları sayarak İtalyan hareketi. men'i Fransanın menfaati il n olmak hasebile Fransa hükü- metince Osmanlı devletine ne süretle yardımda bulunulacağını sordu. Del casseden şu cevabı aldı: — Akdenizde statükonun değişmesi Fransaca Arzu olunmaz, Lâkin Trab. Jusgarp bizim değil, sizindir. Muhafa- zası Ön size düşer. Oraya bir ecnebi devlet tarafından vaki olacak taarru- zu Fransa değil, siz kendiniz defetme- Jisiniz. Biz size yardım taahhüdünde bulunacak olursak birçok fedakârlığı, hattâ harbi göze almaklığımız bunâ mukabil sizin Fransaya ne gibi men- faatler temin edeceğinizi bilmemiz ik- tiza eder. (0) İşte Tanzimatın ilânına takaddür eden günler... Yürük Çelebi irad ederek talebeleri tebrik etmiştir. Mezun olan 37 talebenin 7 si ede- biyat, 1 i fen, 16 sı nafia mühendis- Hiği, 3 O elektrik mühendisliği, 10 u da makine mühendisliği başölyesini bitirmişlerdir. Yukarıda yeni mezun- lar görünüyor. | Fransa ile Trablus için bir mukavele Bu sözlerle anlaşiliyordu ki, Fransa öyle «ötedenberi iki devlet arasında teyemmünen cari dostluk» gibi bey- lik sözlerle hiç de yürümek fiktin- de değildi. Maddi menfaat istiyordu. Fransa Hariciye Nazırı Osmanlı elçisine hiç bir devletin böyle menfaatler olmadık. ça diğer bir devlete yardım ettiğinin dünyada misali olmadığını hatırlattı! Münir bey bu ifadeyi saraya bildirdi. yapılmak istenilirse, gösterilebilecek menfaat ve müsaadelerin nevi ve ma- hiyetleri hakkında talimat istedi. Sa- raydan ve Babiâliden cevap alama- dı. (1) Said paşa Fransanın böyle bir ittifa. ka yanaşmıyacağını bilmekle beraber İradeye imtisal etti. Mösyö Konstan bu vesile ile: (Akdenizde şimdiki ziyetin ihlâli Fransanın marzisine vafık değildir. Ancak İtalyanın hare, ketini tahdid dahi Fransaya terettüp etmez. Müzâheret için müzahir devle. tin bir faydası olmak şarttır. Babıâlice Cezayir ve Tunuslulara Osmanlı mug- melesi yapılmaktan fergyat, Tunus sik. kesinin tedavülüne müsaade edilecek mi?) Yolundaki Fra sürdü. Gerek Paris elçisi Münir beyin işarm. dan, gerek Konstanın ileri sürdüğü ta. leplerden Abdülhamid Trablusgarp için İtalya aleyhine Fransa ile ittifak im- kânı olmadığını anladı; bu fikirden vaz geçti. Vükelâdan Trablusun müdafaasına yarıyacak tedbirlerin arzedilmesini i$- tedi, Vükelâ heyeti Trablus asker kuvve- tinin arttırılmasına karar ver Bunu için Serasker Riza paşa dört yüz bin Iradan fazla tahsisat istedi, Buna imkân yoktu. Riza paşa mabeyi. ne çağrıldı. Bunu tenkis etmesi irade edildi. O da yetmiş beş bin liraya in- dirdi! Sultan Hamid Babiâliye evvelki mazbatanın iptallle bu miktar için mazbata gönderilmesini irade etti, Böyle bir mazbata yapmak Babıâli- nin evvelce hesapsız, tedkiksiz iş gör- düğünü tasdik etmek ölacaktı, Bu da Sajd paşava dokundu. Aradaki fahiş nsız metalibini ileri fark hakkında Riza paşadan izahat tedi, Riza paşa evvelce askerin 189 nat ve tâhsisatını bir senelik hes etmiş iken şimdi hesabı üç aylık üze rinden yürüttüğünü, nakliye ücre Tini de göstermediğini söyledi sel paşa bu izahatın yeni mazbatayâ w almasını teklif etti; Riza paşa yap etmedi; kızdı: — Beni irtiki nim. yüzüm ak, sini Yolunda birçok sözl paşa Yayı, b paşaya: Hakkınızda esbabi sübutiye ol dıkça suizan etmem! Mukabelesinde bulundu. Söz 7 yacak, emsali veçhile aralarında iğ çıkacaktı. Nihayet «tenzilin icra ef ceği Riza paşa tarafından verilen i# battan anlaşılan tasarrufattan ie geldiği» beyanile mazbata yapıldı. ©! Bu müzakereyi burada mah / tafsil etim. Bununla memleketin Hi” hafazası gibi devletin en mühim Pİ işinde hâkim olduğu anlaşılan hisleri göstermek istedim Bu sırada İtalyanın işgal tasmi” leri hakkında rivayetler, lerinden işarlar biribirini takip ett için Said paşa Roma elçisine İtal” Hariciye Nazırını bir daha görmesi emretti, İtalya Hariciye Nazırı bu defa da ©” velki endişesini ortaya sürerek (İİ8” yanın şimdiki halde 'Trablusgarbe b güna taarruz fikri yoktur. Böyle tecavüz fikri müstakilen dahi İtsiYi hükümetinin programında asla del” değildir. (1) İtalya Trablusgarpte İ caretini tevsiden başka birşey arzU mez) cevabında bulundu. O günlerin telâşı, endişesi de Vİ suretle yatıştı! (Su uyur, düşmü uyumaz) olduğu düşünülmekten EA” dı. Habeşistanda uğradığı muvaffak” yetsizlikten sonra İtalya kendisini az toplayınca faaliyetini Akdenize cih ile Trablusgarpte yerleşmek çat© lerini etraflıca hazırlıyordu. Fran ile anlaşmak saati gelip çatmıştı. Hanoto gibi mutedil bir Fransız se ya; bile açık, açık (Bizim batnıf” Şarkın geniş sahasını tâhmin edile te olan umumi tasfiye saati çaldığ vakitte tavizlere yaramak üzere m hafaza eylemişti, Bu mirasi bu düşü” celerle beraber haleflerimize bi mıştık.) diyor. (3) Fransa Hanotonun bu düşüncesi den şimdi istifadey müheyya görü” nüyordu, smanlı el$ zerinde himayesini iyordu. Bunun için haf” gi delikten rüzgâr gelecekse orayi İ” kamak kendisine zar i Vakıâ Fası Fransaya bırak: reti İtalyanların ellerinde & kat bırakmamak için meselâ ya ile birleşerek Fransanın başına * yasi çoraplar örmek İtalyanın yapı yacağı oyun da değildi, z Fransa kendisinin olmıyan Fası el” ne geçirmek için gene kendisinin ©* mıyan başka bir noktada İtalyaya Vİ cemile gösterebilirdi! de Cezayir ve Tunustan sonra Pas 1l€ Trablusgarp Fransaca cenubi Akde” de kurulmak tasavvur edilen müste” leke imparatorluğunun eczasından sayılıyordu! Her halde Fransanın isterse İt” yanları Trablusgarbe girmekten me” edebileceği İtalya hükümetince his *€ takdir olunuyordu. İki hükümete başkalarının mülklerini paylaşmâ$ için uzlaşmak zaruri görünüyordu. Bunun için Fransa Fas işlerin bes kalmak gayesile Osr malından cömerdlik ve feda yaparak Trablüsgarbi İtaly etmeğe razı olmuştu! $ mütem (Arkası var) n 1 temi aden, dl paşa, (3) Hanotaux: diplomat la güerre des Balkans et VEurope. iç 09