Sahife 12 Yavrularını besliyen kuşları seyretmek gt na kuş yavrusunu ağzile bem Fakat bütün kana Fularını Pelklan kuşları $i yelikaı'la 8 dizilirler; âdeta balıkla” fin etrafına ağ çevirirler, sonrn kanat çırparak yavaş yavaş kıyıya yaklaşırlar. Balıkları dar bir sahayı hâpsettikten sons ta hücum edip kapmağa başlarlar, fakat kaptıkları bütün balıkları yemezler, bir kısmını, gağalarının altındaki torbaya gaklarlar Yuvalarına gelince bu torbayı Açıp içindeki balıkları yavrularına yerirler, bunun için pelikan kuşlarına; «Yavrularını bağırlarını deşip doyurüyor- lar. denir. Sahiden uzaklan &r gırtlağına yazasını sokmuş olan yavrusunu görecek olursanız, anası gerlerini yiyor sanırsınız. Biliyor musunuz ? Havai adala- rında kuyruğun- tıpkı yılan bi zehir ir balık türedi. "Bu zehir- le zehirlenenler derhal ölüyorlar. Yer yüzü < en çok yiyen in- sanları Avurtral- yalılardır. Avus- tralya yerlisi bir günde bir kaz, iki hindi, 60 santim uzunluğunda bir kertenkele yer. İngilterede ke- dilerin yarıştığı bir pist vardır. Kedilerin önüne elektrikle işliyen bir fare konur, kediler bu suret- le yarıştırılır. İ | | İ Sıcak memle- ML A ketlerde tozdan Oo M1/'27 BJUM nefret eden n« e a) batat vardır. Bun | İNİ lara tor kondu NA ze di, yaprakla- z 0 rnda bir nevi na gaz peyda olur, şi kabarır ve top gibi patlar, Londrada bir günde 150 düğün yapılır, 56,000 ki- $i doğurur, 51.000 kişi ölür. 1700 kişi sarhoş olur, Bir erkek elbi- sesi dikmek için 14,392 iğne el k 35,579 iğne ma- “ kine ile saplamak di, lâzımdır. 1 lira kazanan Nisan 1939 bil- mecemizi doğru halledenle* ara- sında Süleymani he kiz ortaokulu talebesinden 199 numaralı Sühey- lâ imal #$ üncü hediyemiz olan 1 lirayı - kazanmış | ve hediyesini al- miştir, PENCEREDEN BAKAN GÖZ Gecenin (karanlığında deniz faneri otrafa işık salıyordu. Uzaktan gören» er feneri Atlântik deni- zinin ortasında etrafa kor- £ Ku salan bir devin gözü sanırdı Bu Sharks feneriydi. Bu fenerde bekçiliği ka- bul etmek, yeryüzile alâ- kayı kemnek, her şeyi unutmak, unutulmak do mekti. Tam otuz gün fe- ner bekçisi insan yüzü görmez de, Ayda bir kere bir vapur uğrar, halata bağlayıp uzaktan yiyecek, içecek, gazete, kitap bira“ kıp giderdi. Fenerin bekçisi Lukaş Veston'du. Oluz beş yiş- larında iri yapılı, dinç, gürbüz bir adamdı, Bu gürbüz, dinç adamın ba aih bakışları vardı. Fenerin > bekçiliğini is- terken — Yalnın yaşayacağım Ailem yok, dos- y kimseyi sevmis yorum. Yet yüzü ile alâka- esasen kestim, dünyu da olup bil kadar etmiyor. Bir senedir fenerin bek- çisi idi, hiç bir gün ken- disinden o şikâyet ( edil- memişti. O gece Lükes feneri yaktıktan sonda yatağına uzandı. Uykusu yoktu, fa» kat yorgundu Çok sinirliyim diye mırıldandı, hava bozacak galiba. Bu gece kasırga vap Gökyüzünü kara bulutlar kaplıyofdu. rüyor, kabarıyordu yice bastırınca fırtına çıktı, ka- $irga patlak verdi. Gök gürlüyor, şimşek çakıyor, rüzgârın uğultusu, dalgaların inil- tisine karışıyordu. Dev gibi dalgalar, de- niz fenerini dövüyor, ışıkların alna kö- pükler kıvılcımlamıyor, ateşleniyor, alev- ler saçıyor di, doğruldu, kalktı, fırladı. Soğuk ter dökliyordu. Gözleri deli gözü gibi parlı- yordu; vücudü titriyordu. Başında saçları tiken tiken olmuştu. Boğazı kurumuş, gırtlağı düğümlen- miti Sinir diye söylendi. Bu Asab bozuklu- Hundan başka bir şey değil Güçlükle kendine geldi, âsabına hâkim oldu, tekrar yattı Hasta gibi dişleri gıcırdıyor, sırıtıyordu: Benimkisi budalalık!... Dizlerini kaldırdı, dir- seklerini erine düyu- | Gı, Başını avuçlarının içi- ne aldı. Uzun bir müddet kımıldamadı. Beyni böm- boşta. Gözleri dimdik bir noktaya bakiyördu. Birden tekrar fırladı. Arkasındaki küçük cama sanki bir yumruk vurul- muşta. Kimdi bu camı vuran? Geoe yarım fenere girmek istiyen kimdi? Lukes döndü arkasına baktı: Karanlıktan başka görünen bir şey yoktu. — Çildiniyor muyum?. Fenerin camını kim vura- bilir? Uyanıkken rüya görüyo- ram, | Şakakları zonkluzordu Tekrar başını avuçlarına | alıp sıktı. | daha hızı yumruklandı. | Lukes homurdandı, Kalktı, | pencereye baktı. Camın arkasında Yü- varlak, sarı bir göz gördü. Bu yuvarlak, sarı göz sert sert, dık dik ona bakıyor ve sanki; — Aç, açsana. Görü- yorsun ya içeri girmek İstiyorum, diyordu, içeri girmeliyim.. Sana aç di- yorum! İ Lukeş Ani bir hiddetle pencereyi açti; — Haydi gir bakalım! dedi Fenere rüzgâr doldu. Yeğ kandili sön- dü. Koyu karanlıkta bir boğuşma başla” dı. Acı feryadlar, boğuk sesler duyulu yordu. Nihayet karga durdu. Sesler kesildi. Rüzgârın, denizin, göğün uğultusundan başka gürültü kalmadı. Ertesi gece fener yanmadı. Açıl geçen bir vapur radyo ile haber «Sharks feneri sönüke, | En yakn limand bir cankurtaran | gemisi gi diler. Gemiciler haykırdı — Lukas... Lukes. Cevap alamadılar. Fenere çıktılar, bek- çinin odasına girdiler. Lukes yatağına oturmuş, başını ellerinin içine almış, yer- de yatan büyük bir denir kartalının leşi- ne gözlerini dikmiş kımıldamıyordu. Gemiciler yaklaştı: — Ne var Lukes?. Ne oldu? — Artık korkutamaz, tehdid edemez! dedi. Görüyorsunuz ya, öldürdüm.. Os- berdi!.. Artık canlanamaz! Lukes çıldırını Batan vapurları ne yaparlar? 1938 senesi içinde batan vapurların ton sayısı no tutuyor — bilin “misiniz? 534 000, Bu gemilerin bir çoğu açık denizlerde batıp kay» boldu, bir çoğu da kıyılar» da ve Umanlarda bakti Kırılar ip limanlarda batan vapurları ne yas | parlar?.. Enkazlarını satı- | lığa çıkarırlar Gemi enkazı satın alan büyük şirketler vardır. Bu ! şirketler enkazı satın &l- dıktan sonra gen dürürler; par wgihlara götürürler. Orü- rada İlk iş olarak gemi nin- kaburgasını temizler» ler inin çelikleri ça a çıkarılır, e lir. wladan kurtulabil- miş olan tahlâ kisımlar, halılar, yemek takımları, eşyalar, makineler ayrı ayrı sökülür, bası gömile- rin kazanları hiç tahribata uğramamış oluf, 1035 de Mauretanin seferden kaldırı. dı, beş yüz amele tam altı ayda gemiyi parçalayabildi. Cankurtaran o sandalları gezinti veya balıkçı sandalı yapıldı. Battığı veya saplandığı yerlerden çıka» nilmalarına imkân olmıyan gemileri ols duklari yerde bırakırlar; ancak seyrüsefe- re engel olmaması şartile Eğer batan veya saplanan Yvüpur seyrüsefere engel öluyorsa o zaman «deninaltı. şalümosu» denen bir &letle gemiyi parçalarlar. Bu âlet 15 - 20 milimetre kalınlığındaki çelik parçaları kolayca keser, gemiye sular do- lar ve gemi biraz daha | batar. İ «Denizaltı şalümosu» ilk defa I9LI de Libort& zırh- tanı parçalamak için kul- | tanıldı. 1916 danberi ucu deni- zin âstünde kalan Lso- nar - de » Vinci gırblısını da İtalyanlar bu Aletle tahrip ettiler ve büyük bir | meharetle 23000 tonluk gırhlıyı imana kadar yüz- dürebildiler. Batan gemilerden hiç akla gelmedir biçimde faydalar da oluyor. Me- seli ORoyan kıyılarında Aguitaine adlı gemi kara- | ya oturmuştu. Bu gemiyi | uzün seneler otel olarak | kullandılar. 1931 de batan Saint - Philibert faciasında ise 500 kişi boğulmuştu. Gemiyi yüzdürdüler, tamir ettiler bu gemi başka bir isim Altında işleyip duruyor. gelik, bakır parçalar la gemide mevcud para kasalarını kurtarmanın da yolunu buldular, Çok derin denirlerdeki gemilerde araştırma yapmak için “büyük dalgıç âlet- leri icad edildi. Dalgıçlar, denizlu dibin- deki vapurun enkazına İnip, saatlere ra- has rahat çalışabiliyoriar. Bu suretle bir Kaş senedenberi denizlerin dibinde gö- mülmüöş olan büyük servetler çıkarılmak- tadır, Adres..... 3 harfli değirmi âletinin sonuna 2 haefli sual odatını koyunuz, 8 harfli bir yaprak olsun, 2 —3 harfli saç hastalığı ile 3 harfli çocuk Karti in kadının sonuna K harfini koyarsanız ne olur? 3 — 3 harfli kmn yağanı ? harfli zamanla birleştiriniz, sonunu 3 harf kocaman bir hayvan koyup koklayınış, Haftayı lerdir, diy «Saturne seyyareyo a günüdür. Üçüncü gün Lüne «lunoe die» yani Lund, Dördüncü gün «Mi nür: «Martis » yani Matdi, 5 n gün e — UL dür: «Mercurli diss yani M samba, Altını günü «Jüpiter Müş nüdür: «Jovis dies» yani Jeüdi Yedinci günü «Venüs dür Veneris di Bu takvimi bir çok mill Neden sonra bu takv yani cumartesiyi en sona attılar, Hafta son günü oldu. Güneş gününü hafta Huristiyanlar Tanrının» gi > yan d 4 Duydunuz mu? Amerikada öy- Li le çok Base - Ball oynanır Kİ, bir dakikada 15 top, 6 sopa, 2 eldiven eskir, . Güney Amerk > > ka yerlileri, çö” i Şi mur doldurulmuf İn 2 tüfeklerle — avlâr ay? mira, İstiridye saalte 25 litre su filtre eder, Bazı yanardağ- lardan tüten du- manla: 4000 met- — — - reyükseklerde t8 edip tay gr formol içine ko- nursa bir kaç sa- at yaşar, Bir çocuk bü- tün ömrünce ilk gibi uzayacak ol 58 iki yaşınday” ken 27, üç yaşım danyken 81 kil0 10 lira kazanan nisan 1939 bik meçemizi doğru halledenler arar sında Darüşşafa» | ka talebesinden ! 2776 numarslı Ri» fat Ersen birinci hediyemiz olan 10 Hrayı kazan mug ve hediyesini Bilmecemizi doğru halledenlerden bifinciye: Gürel bir deniz. mayosu, İkinsiye; Güzel biç fologmi makinesi, Üşünelyei | almıştır. Güzel bir kotra, 72 karlimize de muhlelif hediyeler verilecekitr.