aziran 1939 am aaa. AMDAN AKŞAMA ahripkâr ruh a tanınmış sayfiye yerle. nde eyj olan, bahçesine iti. en bir maj ve > yanıp yakıldı; St değilim; halkın Bezip eğ. a . Fakat ne yalan söy- ğe si olmuyor mu, ödüm i Dn bardaktan boza. Ne Yağsın da semtimi. e ha iyor diye çoluk çe- mesir, Sözü, tam yerinde bir çekirge gibi geliyorla, berbağ ediyor, yol. gidiyorlar... Civarımı. i ii hissi hasıl olu. da lerinden © derece ür- Ümmi Bam yerlerdeki dalları kopar. İ ik, > duvarlarından at Me çiçek. İL ki, Yeşillik , hasreti... Apar. mahallelere e Siçekleri, y, cak, bi Yaprakları aş zekâtı derdik. Ha. Asman aklığımın kena. e —— dikmiştim. Bun. , Ztmizı güzelleştir. e teti e aa diye ona Mile tiği. am... İlki E ii ko e bati Söreyim? Makas, yahut di. ei â i m ğ . ae Setirip fidanı kökü. alar, kesmişler, Ku. an sonra, ben de ne > Sem iç Yan, ana, kendime mahsus k dikeç, “a bir teessiir hissediğt. temas ettiniz, ia Fakat bir daha i U «sende var da ben, Süyzınm, «İster cihan aiçağ hara » felsefesi. leke da bir Küçüklük, iten © Dir ihanettir... Şeh. ii al ll ri, zahmete katla. | imizgi erek katliğına vığ. MEn. diya böyleleri nasıl öğ Yüz kızartıcı hat... A “medeni, eni. dem ve emmez... Med anlatıyor ir dostumla konu aşa. Gel diye, elim- | adım geri at. KE çıkararak te. - «Pardon mösy POP, ğ eizdaki gimleri çiğ. Bu iki yeduk kasketiyi sep Mevag ü çalı Maklerş, ken herkes bildik. — e kiraz ağaçları da dil. | Steyenle, iv yz ayar, ne ZİN diye mi? se * NE mün, yrede z asebet? Halk ei Mek, e Kimse elini maş ' dei takir çocu b; r. Biz MASIL. yeriz? sel — Anka, zi iki, Tada hir ; | larınş imei belânın 1. Baş eği kon, e sİy? simi » beriki marifet lemedi, Demir 'u Sefer de 4Sen n kuvvetliyinyi besins kal. ıklara mah. /e Pazar yerleri Pazarlar sokak ortalarından kurtarılacak Pazartesi günleri Mısır çarşısının Sultan hamamı k lan pazartesi pazarı, buradaki mağa- za sahiplerinin şikâyetlerini celbet- miştir. Mağaza sahipleri, dükkânları- nın kapısı önünde bu pazarların ku- rulmıssından dolayı müşteri kaçırdık- larından ve bu suretle pazar da da- bil olduğu halde, haftada iki gün İş- siz kaldıklarından şikâyet etmişler, Pazarın buradan kaldırılmasını Bele- diyeden istemiş Belediye bu müracaati mahallinde tedkik edecek ve daha müsait bir pazar yeri bula- caktır, Diğer taraftan Belediye bütün pa- zarlar için daha müsait yerler ara- mağa karar vermiştir. Bu suretle pazarlar sokak ortalarından kurtarı- Jacaklar, roazbut, sergi kurmağa mü- sait bir halg getirileceklerdir, l Parmaklık çevrilecek Soğu! eski Babıâli bina- sının çeşme kapısının yanındaki du- var, bazı münasebelsiz kimseler tara- fından kirletilmektedir. Belediye, bu kapının yanındaki duvarı da, Gül hane parkının cümle kapısında oldu- ğu gibi; bir parmaklık yapacak, ağaç- lar diktirecektir. Ekmek meselesi Fırıncılar imaliye fiatinin indirilmesine itiraz ediyorlar Relediye iktisad istişare heyeti, ekmek flatinin tayininde mühim esaslardan"biri olan ekmek imaliyo ücretlerini indirmeğe karar vermişti. Heyet bir çuval undan yapılan ekmek için 195 kuruş imaliye ücretini 156 kuruş olarak kabul etmişti. Fırıncılar buna itiraz etmişlerdir. Belediye bu itirazı tedkik edecektir. Fırıncılar bakkallara ve seyyar s&- tıcılara verdikleri ekmekler için bir ondalık veriyorlardı. Şimdi bunu kal- dırmışlardır, Bâkkallar peşin para İle ve narh fiati üzerinden ekmek almak mecburiyeti karşısında kalmışlardır. Belediye bu noktayı da tedkik eis- cektir. Fırıncıların bakkal ve diğer satıcıla- ra ondalık vermemeğe başlamaları üzerine şimdiye kadar narh Üzerin- den yani 9,5 kuruştan ekmek satan bazı bakkallar ekmeği 10 kuruşa çi- kartışlardır. Belediye, ekmeğin rat» tan fazla satılmasma katiyen razı olmadığından dün Belediye reisliğin- den kaymaklara tebligat yapılmış ve fazla fiatla ekmek satanlar hakkında takibat yapılması bildirilmiştir. . .. asena, aileden mi? Matbuat, sinema, radyo propagandalarından m Bunların hepsine birden mi girişmeli Ne ya pılacaksa yapılsın... Ah şu vandalizm.., Kökünü kazıyalım... Kalırolsun tah. ripçilik!.. Bizim milletten biri bunu yapsa ayıbı hepimize racidir... Böyle sı önünde kuru- | bir adamı bulunca, feci bir ruhi has- talığı var diye akliye ve ruhiye has. tanesinde tecrid etmeli! (Vâ-Nü) Haklı şikâyetler Ben bu evi ne yapayım? nibahça var, Belediyece, bitişik hiple, paraları Vi iş ve mah: müştür. Evimi #tadyom sahasında bir civar ev m ip evleri yık- iz harabeye dön- tamirine müsaade istimlâk © mun- e i halde parasi ediğindei evim her gün ve ve iskân kabiliyeti kalma- maktadır. Dolmabahçe stadının Inşa denin bir ferdi sıfatile memnu Yenibahçenin istimlâke tabi olma- andan i satamıyorum. Stadyom yapılmayacaksa Yenibahçenin stad- yom yapılmıyacağını belediye Uân sin, aksi halde istimlâk etsin. Para- sile bir yuva sdineyim p Karilerinizden: F, G. Valinin tedkikleri Kuzguncuk, Kartal, yakacık Büyükadaya uğradıktan sonra Yalovaya gitti Vali ve Belediye Reisi Dr. Lütfi Kırdar, dün sabah Valikonağı cadde- sinde Harbiye yemekhanesile (yeşil sahanın önündeki duvarın geri çe- kilmesi işini tedkik etmiştir. Şimdiki caddeden beş metre geri çekilen bu sahanın bir kısmı yaya kaldırımına ayrılacak, diğer bir kısmı da ana câd- deye ilhak edilecektir. Vali, bundan sonra Harbiyedeki helânın inşaatını tedkik etmiştir. Dr. Lütfi Kırdar, inşaatın çok ağır gitti- ğini görmüş, bunun bir an evvel ik- mali için alâkadarlara kati emirler | vermiştir. Bundan sonra Taksimi, Kabataşı tedkik eden Dr, Lütfi Kır- dar, yazdığımız veçhile, Kabâtâşla es- ki bir mezarlık sahasının ağaçlar» ması ve buradaki Alipaşa çeşmesinin etrafının temizlenmesi hususundaki teşebbüslerle meşgul olmuştur. Vali- nin bü tedkiklerine, muavini B. Lüt- fi Aksoy da iştirak etmiştir. Bundan sonra Dr. Lütfi Kırdar, Kuzguncuk, Yakacık ve Kartala giderek tedkiklerde bulunmuş, ora- dan Büyükadaya geçmiştir. Dr. Lütfi Kırdar Büyükadada bilhassa su te- sisatı işile- yakından alâkadar olmuş, | ameliyatın bütün safhalarını gözden geçirmiştir. Vali, Adaya bu sene behemel, verilmesini arzu ettiğinden, tesisatın bir an evvel bitirilmesi için emirler vermiştir. Büyükadadaki tedkiklerini bitiren Dr: Lütfi Kırdar, buradan Ya- lovaya gitmiştir. Hasköy un fabrikası sahibi fabrikayı Belediyeye satmak istiyor Hasköyde büyük bir un fabrikası vardır. Bu fabrikanın sabibi Beledi- yeye müracaat ederek Belediyenin ekmek fabrikası tesis etmeğe teşebbüs ettiği şu sırada un fabrikasına da ih- tiyaç olduğundan bahsederek fabri- kayı Belediyeye terkedeceğini bildir- miştir. Bu zatın beyanına göre fab- rika beş yüz bin lira kıymetindedir. Belediye kendisine beş senelik taksi üzerine iki yüz elli binlira verdiği takdirde derhal fabrikayı Belediye emrine terkedecektir. Belediye, bu teklifi tedkik edecektir. Bay Amcaya göre!. Süt meselesi Komisyonun hazırladığı raporda neler var? Belediyede teşekkül eden süt ko- misyonunün bir râpor hazırladığını yazmıştık. Rapor, yüz sahifeye ya kındır, Raporda iki esasa ehemmiyet verilmiştir; 1 — Sütün tevzi ve takim işi, 2 — Hayvan ve ahır ıslahı, Komisyon, bu iki gayeyi elde etmek için diğer memleketlerde takip edilen usulleri aynen nazarı dikkate almış- tır. Belediye, biri Haydarpaşada, di- geri Fatihte olmak üzere iki fabrika ile 6 süt toplama merkezi kuracak, fabrikada soğutulup yağ miktarı ve: evsafı tesbit edilen süt derhal pastö- rize tir, Akşamları fabrikaya getirilen sütler sabahları takim edi- lerek tevzi edile bahları topla- amları takim edile» lacaktır. ize edilen sütün 48 saat müd-| detle bozulmadan duracağı kabul | edilmekle beraber, Belediye fabrika- dan çıktığı andan itibaren 36 saat içinde sarfedilmiyen sütü geriye alacak ve bunların diğer hususatta kullanılmasına imkân bulunacaktır, İstanbulda şimdi süt, semtine gö- re 12-15 kuruş arasında satildığın- dan, ileride kâğıt şişe fiati de dahil | olduğu halde, sütün kilosunun 15 ku- | Tuşlar fazlaya salılmamasına çalışı- lacaktır. Bir sabıkalının marifeti Yaraladığı kadını gizlice te- davi ettiriyormuş AL adında bir sabıkalının Beyoğ- lunda oturan Sabahat adında bir ka- dını yaraladığı ve sonra kadını evine götürerek gizlice tedavi altına aldığı haber alınarak tahkikata girişilmiş- tir, Yapılan tahkikat neticesinde Saba- hat, Gülizar, Maryam adlarında üç kadının geçen salı günü Yenikapı civârında bir gezinoyâ gidip AN” ve Kenan adlarında iki erkekle beraber geç vakte kadar rakı içtikleri ve sar- hoşlukla aralarında çıkan kavga ne- ticesinde Alinin, Sabahati yaraladığı Anlaşılmıştır. Sabahat tedavi altına alınmış, Ali ile Kenan yakalanarak tahkikata girişilmiştir. Kasımpaşada yangın Kasımpaşada un değirmeni sıra- sında Polonya tebaasından Hofyanın iadresindeki boya fabrikasının yıke- ma dairesinde benzinler tutuşarak yangın çıkmış, O dairenin bir kısmı yandıktan sonra itfaiye tarafından söndürülmüştür. Y in Sirasında fabrika amelesinden İbrahim de muh- telif yerlerinden “yaralanmıştır. İb- rahim hastaneye kaldırılmış, yangın etrafında tahkikata başlanmıştır. Çürük çorap satan mağazalar Beyoğlu kaymakamlığı, bazı mağa- | zalarda çürük çorap satıldığı hak- kında yapılan şikâyetlerin çoğaulma- si üzerine mağaza sahipleri hakkında | takibat yapmağa karar vermiştir. Bu hususta tekiklere başlanmıştır. e Sahife 3 İSTANBUL HAYATI Garib bir terbiye sistemi Masa başında üç kişi idiler. Yaşlı. lardan biri ile karşısındaki delikan. Unın konuşmalarından, baba, oğul oldukları anlaşılıyordu. Baba, zayıf, uzun boylu, esmer, sert bakışlı, tahminen elliyi aşkın... Kadehten yudum alıp üzerine bir sigara çel r ve yanındaki adama hararetli hararetli anlatıyor: — Evlâd terbiyesi çok mühimdir. Hele, delikanlı çağına gelen erkek çocuklarının terbiyesine çok dikkat etmek lâzımdır. Onlar her türlü fe nalığa meyledebilirler. Meselâ, işe içkiden başlarlar. Onları bu temayül lerinden tamamile menetmeğe imkân yoktur. İşte, münevver bir babaya burada düşen vazife, evlâdının bu zevklerine iştirak etmek, onu ifrat- tan kurtarmaktır, Kadehi tekrar doldurarak delikan- lıya dönüyor: — Hadi oğlum, içsene.. Kadehin hâlâ yarım duruyor. Oğlu, inadına kısa boylu, soluk be- nizli, hafif kıvırcık saçlı, çelimsiz bir şey. Babasınm her ihtarına karşı sağu sola büküle büküle, yılışık bir tavır, ince, emlak bir selse cevap ve rişinde pek câli bir samimiyet sir- tıyor: — Babacığım, içiyorum ya... Baba, kadehleri birer yudumda iç- tikçe iri gözleri süzülüyor, esmer çehresinin derileri geriliyor, hareket- leri asabileşiyor. — Hadi iç. Amma, fazla içmemeli ha... — Babacığım, fazla içmiyorum. — Hımm... İşitliğime göre, sen tede beride fazla içki içiyormuşsun. Bir daha işitmiyeyim ha... — Yalan babacığım, vallâhi yalan. Hiç içmiyorum. İçsem dokunuyor. — Bak, işte yalanın imeydana çıktı. İçmediğin halde dokunduğunu ne biliyorsun? Delikanlı susuyor, baba tehdidkâr tavırlarla uzun uzun nasihatler ve riyor. Söz arasında kendisi bir kaç kadeh daha yuvarladıktan sonra ge- ne oğlumun kadehini doldurup uza tıyor: — Madi, içsene... ruyor. — Yavaş yavaş İçiyorum babacı- Zım. Fazla içersem dokunuyor. — Ne?.. Ne demek İstiyorsun? Ya- ni, ben sana fazla içirmek istiyorum da sen itidali muhafaza ediyorsun öyle mi? Yani baban senin kadar düşünemiyor mu? Söyledikçe hiddeti artıyor. Deli kanlıya ağzına geleni yor. Son- Tâ yanındaki adama dönüp gene ter- biye etrafında hikâyeler anlatıyor vw, biraz evvelki kavgayı unutup tekrar oğluna kadeh uzatıyor. Bir saat kadar oturdular, hep © konuştu ve kendi kendine münaka- salar açıp oğluyle kavga etti. Niha- yet masadan kalktılar. Delikanlı bi- raz uzaklaşınca baba, yanındaki ada- mın kulağına eğildi: — İşte, evlâd terbiyesi böyle olur. Onu hem okşamalı, zevkinden mah- rum etmemeli, hem de hirpalamalı, Prensipim doğru değil mi, ne der. sin?.. Öteki adamcağız bir dhlikanlıya, bir de babasına bakarak müstehzi. yane gülümsedi: — Valahi, bu terbiye sistemi hakkında hiç bir şey söyliyecek vazi- yette değilim. İyi olur inşallah Cemal Refik — Kadehin hoş du- | gi Çok talihsiz adamım vesselâm... | B. A, — Öyle deme, ortada muayene kaçağı on bin esnaf bulunduğunu güre gene talihin var demek!...