Haftanın mizahı (Yaz ve karikatürler: Cemal Nadir'in) Matbuat orkestrası !.. k Me... dşlek vapuru mutad İstanbul - el Etrüsk esin seferin İp tamire pk Geçen pazar k için Boğazıç Nın aramalardan i yaptıktan sonra havuma ih İfere çıkab Terini göstermeden tekrar günü başını dinlendir- *ne giden bir vatandaş, sonra, çalgısız bir bah- MAN YEİ Hal Bayan Dürdane (Özellikle çöreotunü mangala alap: «Destur!, diyerek üç defâ Üstünden atladıktan sonra bayan Gülsü- me döndü: — Ayol, dedi, duydun mu?. Mısırçar- gm Hâl oluyormuş! Bayan Gölsümün faştıklı kaşları yu- karı kalktı, alnı çizgilerle doldu, çenesi sarktı, gençliğinin yegâne miras olan tek dişi ağamın karanlık boşluğu önünde gö- ründü. Sağ avurdundaki kakuleyi so) avurduna geçirerek — Hâl olduğu iyi amma komşucuğum, dedi, bizim halimiz ne olacak?.. Şükret! Sadri top gibi o a girdi, güle gibi kanepeye düştü, Sinirden tirtir tiriyor- : 5 3 ğ E du. Yumruğunu kapıya dol mar müdür- 5 — i —— Alçak, namus r dotldada, ' diye söylendi. Ve arkadaşi hamli gözlerine bukip devan — Küstah <gitm kadın iskarpin! alm Odadakiler | arasin vardı. Beş defa kadın “ali müthiş zararlarla ayrılmıştı. Sadri teri i nina sokularak omuzunu okşadı R 4 : — Şükret Sadriciğim, şü | ş gidip senin namına bir kadın », «emredersiniz | iri izikâne sözler sarfettiği sinde 20 Yapılan tahkikat met. in vazifesina yeni başla- | İŞ acemi pi vin ir b olduğu anlaşıl- Kusura ba eta nua sahipleri foplantı yupmışlar, Babakli tedbi ile çevriümesinden dolayı | “birleri müzakere etmişlerdir. n ye kadar ecişbücüş y Matbuat erkin Karikatür Ev sahibi karikatürist biri yanına yaklaştı —Ustad. dedi, karikatür hakikaten tu- baf bir şey midir Ev sahibi cevap kaç mektup çıkardı, zari birer birer misafirine göste, Birinde «Karikatoriste» Birinde «Karikatülster Birinde «Karikatörister Birinde «MKarikatıriştes Birinde «Karikoturlstes yazılıydı. Misafiz bir türlü doğrusu yazılmıyan be kelimelere baktıktan sonra mırldandı — Meğer umduğumdan fazla vuha'mışi Misafirlerdem Baml yürüyecekleri 1980 İzmir fuarının güzel olması için bir çok yenilikler hazırlanmıştır. Bu yeniliklerin en güzeli İstanbul mâatbuat erkini tara- YE buna karşı bir çare ol. | fından teşkil edilen orkestradır. Orkestra âzasının münhâmrân İstanbul gazetecileri arasından seçilmesine sebep ahenk birliği Matbuat mensuplarının, ta- | Olsa gerektir. Her mevzuda ayni ahengi muhafaza eden meslekdaşlarımızın bu işi de başaracaklarına şüphe yoklur!, Orkestra ddelere götürülerek | Simdilik Küba hayaları çalmağa hazrlanıyorsa da icabında -İvvel Allah- her telden ve her havadan çalabilecektir!.. Orkestra »hslarına karar verilmiştir!.. soldan sağa sıra İle şu sevattan müteşekkildir: Kale olduğu Maslak | B. Abidin Daver, B. Nizameddin Nazif, B. Hasan Rasim Us, B. Nadir Nadi, B. Ercümend Ekrem, Bayan Suad Derviş, asl B, M. Zekeriya Sertel, B. Hakkı Tarık Us, B. Ethem İzğet Benice, B. Peyami Safa, B. Ali Naci Karacan. Fuar komitesini bu yenilikten dolayı tebrik eder, meslektaşlarımıza müyaffakıyet dileriz!... arak ceplerinden bir Üstünü 1d K yağıtu l i ye Tem Şorabının on beş gün akkında dün bazı şaylalar Not: Orkestradaki hizmetlerinden başka E. Ali Naci gayeb dokunaklı Arjantin tangoları, Nizameddin Nazif de en yeni İran dığı yağıkmışsa da p şarkıları söyliyeceklerdir!.. ibiş bunun aslı olmadığı anlaşı- Halk radyosu! Darısı buz dolabının başma!., Şunun başına da bir «halk. kelimesi eklense- de Jüks ülkesinin bu kardan beyaz prensesi azameti elden bıraksa! Nedir o kibir!. Pırlinta teşhir edilen vitrinler kadar süslüf vitrinlerde kurdelâ- Jar, elektrikler içinde insana öyle bir yük- sekten bakişi var ki yaklaşılır gibi değil. Güzelliğinin farkında olan kadınlar gi- bi, dilinde hep 200 ler, 800 Ter, 500 leri. Asıl garibi, bütün bu saltanst, zavallı «umumi sıhhat namına? Halbuki umumi #ihhat namına ortaya çıkan bu dolap, bir kaç yüz lirayı bir el- den verebilenlere münhasır kalıyor. Sanki züğürdün korunacak #hhati yokmuş gibi!.. Maamafih adı üstünde: Dolap! Bir zamanlar radyo da böyleydi. Ce- binde en aşağı üç yüz lirası bulunmaya- na iltifat etmezdi!. O yalnız zenginlerin kulağına seslenir, İşi tıkırında olanların karşısında dile gelirdi! Sanki züğürdün dinliyecek kulağı yok- muş gibi! ği © Radyolu ev, sulu, bahçeli evler gibi par- ğ e ve " 3 e makie gösterilirdi. Bir eve radyo almak | - z mahalleye çeşme yaptırmakla birdi!. Bayan — Bir Amerikalı erkekle bir İngiliz kadın devriâlem seyahatine çıkmaşlar!... Ya o radyo yarış!. Kumarbaşların bitten bile kazançlı bir oyun çıkarmaları gibi lüks erbabı da bu makineden oriji- Bay — Şu erkek milleti kahramandır vesselâm!... nal bir.yarış lead ettilerdi —— Maamafih bu zengin yarışında kâza- nanlar gene fakirler olur, zenginlerin ya- rış yüzünden elden çıkardıkları radyolara ucuza konarlardı!.. Bü halin ne kadar — Zat; tâliniz de her vatandaşın bir evi olmasına taraflâr mısınız? — Ha : YT, bir apartımanı olmasını tercih ederim)... irdüğü malüm! #uhurundan bir sere sonm Sandal Bedestenine düş- bu düşüş bolluktan, ucuzluk- pil Bilikis gene kendini ağır sat- makten, pahallıktan!. Bir ç şkünleri gib da smaklansa & dip Bede: «Neden yanyan gider- «Serde kabadayılık edeye Ç üm yüks Hani yengec sin? diye Kr mb'un yumurtası gibi Ber bu işin de bir kolayı varmış: İl radyon başına bir «halk, Kelimesi ekle şmesele kökünden değilse belinden hallediliverdi! Zaten şü «halk» kelimesindeki kudret gi kelimede var?... «Halk» hangi işin una geçti de başaramadı?. Bir eski Türk ocaklarını düşünün, bir şimdiki «Halkevlerini.. Bir eski parti- leri düşünün, birde şimdiki «Halk par- tisinle,. Bir eski de ida, düşü- nün, bir de şimdiki «Halk idaresini. Bİr eski nazırları düşünün, bir de şimdiki «Halk vekillerini.» Nibsyet bu mutlu mn başında da gördü! yonun yalniz adini dı necek, ki kurul lüks me Radyu 7 kelimeyi radyomu- sik, rad- da öğre- itecek, 1A Zal zevkinden büz dolabi iâks olmaktan çıkmadı, başları s#halk» geçmedi!. Onlar d Sübeylâ; dolabı ik! kutu dondürm piyOr!», <AY- tenin otom çok gra yakıyor! gönül eeğlendizebilirler!.. » edildi sinyor?.. Peğizm bir zamanlar yalnız küja işiydi!... 1 ilân ğ i 5 ş Dahiliye Vekâleti bu israfı da yasak etmedi mi? — Hayır, buna Zirdal Vekületi kar — Bey gü hey.