31 Mayıs 1939 çi AEŞAM TARIHE GEÇEN AŞKLAR 15 inci Louis ile Pompadour markizi | müc 6 mayıs 1745 de 15 inci Lowis har- be gitti Kral iki eli ateş- te iken, gene ba» yan Pompadcuru düşünüyor, ona hergün bir mek- tup gönderiyordu. Toz toprak içinde bir süvari, her sa- bah bayana kralın mektubunu veri » yordu. Haziranda bayan Pompadour arka- daşlarına kraldan aldığı mektupları saydı: Seksen ta- ne Kralın eylülde son yazdığı 'mek- tup şu ünvanı tâ- şıyordu: Pompâ - dour Markizi. Kral -ayni zamanda Markizlik fermanını da göndermişti. 9 eylül 1745 de Pompadour Markizi İlk defa Hötel de Ville'de, kralın şere- fine verilen bir müsamereye kralın gözdesi sfatile resmen davet edildi. Güzel kadındı, hoş sohbet kadındı, saray erkânını teshir etti. Şimdi bü- tün mesele kraliçenin gözüne girmek teydi. sv. Pompadour Markizi 14 eylülde Ver- #ailles sarayında kraliçeye takdim edil. di. Akşam saat beşten itibaren sarayın merasim salonları hınca hınç doldu. Saat altıda Markiz saraya girdi. Kala- balığın önünde reyeranslar yaparâk ilerledi, Heyecanım tutuyor, soğukkan- hlığını muhafaza ediyordu. Kraliçenin bulunduğu salona girdi. ği zaman kalbi atmağa başladı. Kra- liçe kadının heyecanını farketti ve be- di. Kraliçenin gözdelerle tek cüm- le söylemesi âdetti, Halbuki o kraliçe; yeni gözde ile konuştu, tamon iki cümle söyledi. Pompadour Markizi kraliçenin eteğini öperken küpelerin den biri düştü; küpeyi yerden aldı, doğruldu: — Emelim kendimi size sevdirmek» tir! dedi 1745 eylül, teşrinlevvel, teşrinisani, kânunuevvel ayları 15 inci Louis ile Pompâdour Markizinin balaylarıdır. 155 inci Louis o güne kadar hiç bir kâ- dını Pompadour kadar sevmemişti, Markiz de güze) ve genç krala hayran- dı se 1 kânunusani! 1746 da, kral gözdesi. ne elli bin lir slliçeye de bir kapa» gı saati; altın bir tabaka hediye etti. Kral bu tabakayı Pompadourun an- nesine vermek üzere yaptırmıştı, fa- kat kadın ölmüştü, bunun üzerine Pompadour tabakayı kraliçeye ver- mesini rica etmişti... 15 inci Louis Markizi her gün biraz daha çok seviyordu. Kadın da kralın gözüne girebilmek, kiymetini arttır. mak için elinden gelen her şeyi yapı- yordu. Kral konuştuğu zaman safi or, elli defa anlattığı bir yeni duyuyormuş gibi dikkate! Baz geceler, sarayın hususi tiyatro salonunda, kral kapıda bilet kesiyor, çok samimi ahbaplarını tiyatroya alı yor, ondan sonra kapıları kapatıyor, Markiz şarkı söylüyor, dansediyor, ti- yatro oynuyordu. Bütün bunları ya- parken gözlerini kraldan ayırmıyordu." Bu eğlenceler çok rağbet görmeğe baş- ladı, hattâ bir gece kraliçe de geldi, artık prensler de bayan oPompadou- Tun yanında rol alıyorlardı. ös4 Pompadour Markizinin kraldan baş ka da sevdası vardı; fakat bu sevdalar meşru idi ve onun en <e ncorde meydanındaki iki abide, i mektep, küçük T, Irianon sarayı nci Louis devr » Pompadour üs- şhur olan Sövres ma- wulâ ti da Pompadourun eseridir. 9 samana kadar bütün biblolar i i | Yazan: Selâmi Sedes Pompadour Markizi Saxe'dendi. Pompadour, Sövres işçile- rini teşvik etti, kralı alâkalandırdı ve kısa bir zamanda Alman mamulâtı if. Jâs etti, bütün Avrupada Sövres ma- mulâtı beğenildi ve revaç buldu. Pompadour her sene Söyres mamu- | lâtı sergisi tertip ediyordu. Bu sergi Versailles'de açılıyor ve Pompadour bizzat kendisi satıcılık ediyordu. «Vatandaş yerli malı kullan» pro- pagandasını ilk yapan Pompadour Markizidir. Duvarlara «Fransız malı alp yazılı afişler astırıyordu, Pompadour Markizi Fransaya otuz | milyon altın franga mal oldu diyor- ! | lâr, Ancak kadın Bellevue, Choisy, Mendon, Crecy şatolarını tanzim et- ti ve Sevres mamulâtını dünyaya ta- hıttı. Herhalde Sövres satışı Pompa- dourun sarfettiği otuz milyonu kat kat çıkarmıştır, 514 15 inci Louis ile Pompadour Marki. zinin aşkı yedi sene sürdü, 1757 de kra- Ja sulkasd yaptılar, 15 inci Lolus arka- sından hafifçe yaralandı. Bu süikasdi tertip edenler arasında Pompadour da var dediler, Kral artık Markizin âşığı değil, sadece arkadaşı idi. Buna rağ- men kadına edilen iftiralara kulak as- roadı... Fakat Markiz hasta idi, Eski- si gibi kral ile beraber ava çıkamıyor, gece müsamerelerine iştirak edemi- yordu: Kalb hastalığına yakalanmış- tı. Midesinde de sancılar duyuyor ve hergün zayıflıyordu. Krala ağaç merakını telkin etti. Trianonun etrafı ağaçlandı, park fi- danlık haline getirildi. şeylerde OPompadourun sözünden çıkmıyan kral, gizliden gizliye güzel bir kadınla sevişiyordu: Bayan Ro. mans, Lyon'dan gelmişti. Siyah uzun saçları bütün sırtını kaplıyarak to- puklarına kadar düşüyordu. Kral ka- dının Passy'deki evine gidiyordu. Bu aşktan bir çocuk dünyaya geldi. Bir gün bayari Romans çocuğunu Boulogni or ormanında gezdipirken ya- | tandan iki kadın geçti. Bunlardan biri Pompadour öteki de hizmetçisi Haus- set idi. Çocuk güzel, annesi çok güzel. di, Hauşsı — Evet güzeldir, — Babası güzel erkek mi? — Çok güzeldir. Adını söylesem an-. | kimsesiz harap oluyordu. Krah sevmiş: Bu gibi | — Demek tanı- yoruz. — Eebette, Pompadour da - ha fazla dinliye- medi,, hizmetçisi. ni kolundan tutup uzaklaştı ve: — Allah için gü ze) kadın! dedi... va Sövres mamu - Yatı, şatolar Pom- padour gülleri, Pompadour kumaş-| ları, Boucher'nin | resimleri, Marki - zin zaferleriydi. Fa- kat kadın bütün bu ölmiyecek eser- lere rağmen ken- disi ölüyordu. On sekiz sene evvel gülüp oynadığı Versailles'in bir köşesinde, eşsiz ve ti. Kralı seviyordu. Yağmurlu bir nisan günü, Pompa- dour Markizi gözlerini hayata kapadı. Versailles sarayında ancak prens ve | prenseslerin ölmesine izin vardı. Kral son demlerinde eski sevgilisinin yü- | zünü görmemişti amma, sarayda öl mesine müsaade etmişti. Fakat öldük. ten sonra cenazenin bir dakika bile sa- rTayda kalması caiz değildi... Cesedi başka bir yere naklettiler, Cenaze günü fırtınalı bir gündü. Şid- detli bir rüzgâr esiyordu. Kral balko- na çıktı, Cenaze alavı geçiyordu. Son araba gözden kayboluncaya kadar yağ- mur âltında durdu, sonra girdi: — Son vazifemi de yaptım! dedi. Islanmışlı, Elbiselerini değiştirirler- ken çok tenkid edilen şu sözleri söyle di: Zavallı Markiz, son gezintisi fena havada oldu! Sarayda iki gün matem tuttular, Üçüncü gün kral avdan döndü, bermutad Pompadourun dairesine çık) ta, karyoladan başka herşey yerli ye- | rindeydi. Pompadour Markizinin dostları da oradaydı. Oturdular, konuştular, fa- kat Pompadour adını ağızlarına el madılar, Kraliçe de bir hafta sonra Nazır Henaulta şu mektubu yazdı: | «Aramızdan ilelebed ayrılanın adı burada artık anılmıyor, sanki hiç ara- mızda yaşamamış sanki. İşte dünya böyle...» Gümrükler başmüdürü Trakyadan döndü Gümrükler baş müdürü B, Medhi Trakya gümrüklerindeki tedkikatını bitirerek dün şehrimize dönmüştür. Baş müdür Edirne, Uzunköprü ve Kapıkule gümrüklerini teftiş etmiş memurların çalışma tarzı, muayene işleri üzerinde tedkikat yapmıştır. B. Medhi dönüşte Yeşilköy tayyare is- tasyonu gümrüğünü de teftiş etmiş- tir. Alman © mühendislerinden mürekkep bir heyet geldi Sümer Bank fabrikalarından bazı- larını kuran Alman grupu mühendis- lerinden mürekkeb bir heyet dün şehrimize gelmiştir. Alman mühen- disleri Sümer Bank fabrikalarında tedkikat yapacaklardır. Taşra gazete bayilerinin nazari dikkatine Bazı taşra bayilerinden aldığı- mız mektuplardan «AKŞAMşı mutlaka şu veya bu mutavassıt- lardan tedarik etmek hususunda kendilerini mecbur oaddettikleri anlaşılmaktadır. ağ Bu zehab hakikate uygun de- ğildir. Binaenaleyh taşra bayile- rinden arzu edenler her zaman «AKŞAM> idarehanesino müra- caatla doğrudan doğruya müua- meleye girişebilirler. Bu hususta «AKŞAM» idaresine mektup ya- #örak bayi şartlarını öğrencbi- birler. Bahife 7 Bulgaristanda çekirge ile adele hararetlendi Bulgaristanın diğer bazı mıntakalarında da çekirge çıkmasından korkuluyor | Sojya (Akşam) — Bulgaristanda Filibe, Asenovgrad, Çirpan, Elhovo ve Harmanlı Kazalarından başka yeni olarak Borisovgrad, Hasköy, ve Rus- çuk mıntakalarında da kütleler ha- dinde çekirgeler türemiştir, Borisovgrad kazasında çekirgelerin istilâ ettiği saha 7000 dekarı geçmek- tedir. Rusçuk kazasında çekirgeler 150 dekar mahsulü mahvetmişlerdir. Çekirgelerle en çetin mücadele, Borisovgrad kazasında yapılıyor. Bu- ralarda şimdiye kadar 20 ton çekirge imha edilmiştir. Halk, dalma ayakta olup yorulmadan çekirge imhasile uğ- raşıyor. Fakat yeni bir güçlük çıkmış» tır: İnkişaflarının dördüncü devresi- ne gelen çekirgeler artık uçmak üze- reğirler. Bu takdirde kütleler halinde uçacak çekirgelerle : mübadele edile- miyeceğinden korkulmaktadır. Bu- nun iğin Filibe've Hasköy garmizon- larından -4000 asker, halk, mektepli- ler çekirge öldürmek için gönderil mişlerdir. Çekirgelerin kanadlanma- dan ay sonun kadar imha edilmesine canla başla çalışılmaktadır. Çekirge imhasında kullanılmak üzere benzin, petrol gibi yakıcı ve zehirleyici omevad alınması için Borisovgrad'a 25000 leva ve Hasköy kazasına da 15000 leva tahsis edil- miştir, Şimdiki halde çekirgeler Bulgaris- tanda ayakla çiğnenmekle, kürek ve- ya yaş çuvallarla vurularak ezilmekle, petrol ve benzin ile yakılmakla imha edilmektedirler. İlerledikleri sahanın önüne istihkâm gibi uzun yarlar ka- zarak su geçirmekle akınlarının önü alınmaktadır, Paris otu denen zehirli bir madde kepekle karıştırınp çekirge sahasına serpiliyor. Kepek tarlalarda çekirge- ler için hoş koku neşrediyormuş. Bu | kokunun tesiri üzerine çekirgeler bü- | yük iştiha ile kepekleri yiyorlar ve neticede oldukları yerde zehirlenerek ölüyorlarmış. Bu türlü imhanın men- fi bir ciheti hasıl olmuştur. Şöyle ki insanların yardımına koşan 3000 den fazla leyleğin yedikleri diri çekirge- ler ârasında zehirle öldürülen çekir- gelerin de bulunmasından ve leylek- lerin de zehirlenerek ölmelerinden endişe edilmiştir. Bunun üzerine zi- raat memurları tarafından tedbirler alınmıştır. Çekirgeleri imha hususunda Jey- Jeklerin büyük yardımları dokunmuş- tur. Halk, bu hayvanlara çok dikkat etmektedir. Deylekleri korkutmasın- Jar diye bütün etraf meralarda, tarla ve çayırlarda av ve sürü köpekleri çekirge sahalarından uzeklaştırıla- rak bağlanmış ve kapatılmışlardır. Petrolle yakılma usulünde, halk çekirge sahasında daire halinde di- zilerek her taraftan çekirgeleri taz- yikle sıkıştırarak bir küme halinde topluyorlar. Sonra arkalarında pet- rolle dölü bâğ ilâiçlama makinelerile çekirge kümelerinin üzerine gaz sıkı- yorlar, Neticede bir kibritle tutuşan çekirge kümeleri çayır çayır yanıp kül oluyorlar. Bu iş, gaz sarfiyatı ol- duğu için masraflı oluyor. Şimdiki âfet dolayısile Bulgaris- tatıda her on senede bir çekirge felâ- keti zuhur ettiği kaydedilmektedir. Nitekim 1909, 1919 ve 1929 yıllarında da Bulgaristan çekirge âfetine maruz kalmıştır, Şimdi 1939 yılınd da çekir- ge felâketine maruz kalınması üzeri- De 9 adedile nihayet bulan yıllarda muhakkak surette çekirge felâketi çıkmakta olduğu ve sonunda 9ra- kamlı senelerin rençber İçin uğursuz olduğu şayiası çıkmıştır. Bu yıl Cenubi Bulgaristanın daha bazı mıntakalarında ve Şimali Bul garistanda da bazı yerlerde çekirge türiyeceği bildirilmektedir. Çırpan, İslimiye ve Nikbolu havalisinde çekir- ge türemesi buna işarettir. Birer ta- mimle tedbirler alınması rençberlere bildirilmiştir, Çekirge &feti, Türk hududuna ya&- kın Siyilengrad havalisinde de belir- miştir. İtaly ada kahve antifaşist içki addediliyor Kahve yerine papatya, sıcak limonata, ıhlamur içilmesi tavsiye ediliyor Pariste çıkan Ocuvre gazetesi ya- zıyor: Mareşal Göring bir gün vatan- daşlarına: «Biz topu tereyağına ter- cih ederiz» dedi. İnzibat allında yaşa- yan Almanlar, pek memnun olma- makla beraber, bu emre ifaat ettiler. Fakat tereyağına olan hasretleri © kadar büyüktü ki Çeköşlovakyanın iş- gali esnasında askerlerin tereyağ pa- kellerini, tereyağını ekmeğe sürme- den mideye indirdikleri görüldü. Şimdi Bay Mussolini İtalyanlardan bu farzda bir fedakârlık istiyor: Kah- ve yerine top!... İtalyanların çok sevdikleri kahve artık siyah gömlek giyenlere uygun görülmüyor, Kahve antifaşist bir içki addediliyor. İtalyan gazeteleri yukardan aşağıya kadar bütün faşistlerin emre itaat ettiklerini ve âyan meclisleri gazino- sundan kahvenin kaldırıldığını haber veriyorar. Ayakta kahve içilen birçok dükkânldar da kapanmıştır. Resmi Stefani İtalyan ajansının iktisadi tebliğinde bu kararın sebebi anlatılıyor: oİlalya kahve yetiştiren bir memleket değildir. Kahveyi Bre- zilye, yahut Venezuelladan getirtmek lâzımdır. Cenubi Amerika hükümet- lerile ticari münasebetler parlak olsa başka mal verip kahve alnabilirdi. Fakat bu münasebetler se azak maktadır. Bu için altın veya döviz vermek dır, Halbuki İla K Kental kehve idhal edilmişti. Bunun | | İ kıymeti yuvarlak rakamla 150 mil yon Jiret tütuyor. İtalya artık bu masrafa devam edemez. Ajansın tebliğinde deniliyor ki: «Piyasada kahve bulamayınca tacir- leri mesul tutmağa kalkmayın. Tica- ri mübadelenin azalması yüzünden kahve getirtemiyoruz.» İtalyada umumi harptenberi kah- ve sarfıyatı müthiş surette artmıştı. Köylüler bile kahve içmeğe başlamış- lar ve ailelerini de buna alıştırmış- ardı, Stefani ajansı kahve yerine İtal yan mabsulâtile yapılacak sıcak ve tatlı içkiler tavsiye ediyor, Meselâ sıcak limonata, sıcak portakal şerbeti, papatya, ihlâmur, İzmitte yağmur ve dolu İzmit (Akşam) — Bugün saat on üç buçukta şiddetli yağmurla karışık dolu yağmış ve 14.20ye kadarde vam etmiştir. Yağan yağmurun mikdarı 44 mili- metredir, Şehrin bir çok caddelerin den seller akmıştır. Dolunun merkez ve mülhakatta zarar yaptıği anlaşık mıştır, Zararın tesbitine çalışılmak- tadır. Yeni yangın wiğorin tarifesi- nin tatbikine başlanıyor Yangin sigorta tarifesinde tadilât ve ilât yapılmıştı. Daha teknik esaslara istinad eden yeni tarifenin dan itibaren başlana- ne nazaran yeni tarifede yüzde oluza kadar tenzilât vardır, plani şilez dani eh ozal ilm öküze... ali bis :