AKŞAMDAN AKŞAMA Gazetelerdeki şikâyetler, temenniler ve ihbarlar Evvelâ Dr. Lütfi Kırdar'a teşekkür- Ie mevzua girişelim: Şehir Meclisi suya bir kuruş ilâve sini muvafık gördüğü halde, Vali bu- Da razı olmamış. Eski fiati muhafaza edecekmiş. Şayet matbuattaki neşri- yatın da bu kararda ufacık bir dahli olduysa doğrusu çok müftehiriz. Dileriz ki, bundan sonra bir flat değişikliği olursa, ucuzlamaya tevee- <üh etsin, “ Valinin mafbuatı dikkatle takip et- tiğini biliyoruz. Hattâ bunu bizzat kendi de, güzeteler hakkında cemile- kâr sözler sarfederek, geçenlerde söy- ledi, İdari bir"makamla gazetelerin biribirlerine yardımcı olarak Amme hizmetini görmelerinden tabii ve mantıki ne vardır? Ötedenberi ileri sürdüğümüz bu id- diayı bir defa daha tekrarlıyalım: Her müessese, gazeteleri takip et- mekle kendini mükellef bilmelidir. Bunun için muvazzaf memur kullan- maldır. Nice nice müfettişlerden mü- rekkep teşkilâtlan, bu, daha faydalı netice verecektir. Zira, gazeteler - müs harrir ve kari kadrosundan mürek- Kep - fahri ve samimi mülettişlerle doludur. — Bonu biliyoruz... Malüm!... mek mukni bir cevap değildir. Zira son Meelis müzakereleri gös- terdi ki, epey bir müddet evvel gaze» teier eFilânca tarihte, filâinca gazete- ciler usulsüz şekilde Ankaraya celbe- dilip içlerinden biri büsbütün usul- $iiz şekilde hususi bir evde tüzyike uğ- radı'» diye yazdığı halde, bu iddia gözden kaçmış. Ne mesul aranıp bu- İundu; ne de «Böyle bir hadise olma- dı'» diye tekzip neşredildi, Şayet gazeteler açık (ve pulsuz) İs- lida telâkki edilir de, hükümetin Relediyenin her alâkadar dairesi ken- dine teallük eden bir mesele geçtikçe $u iki türlü cevabın birini kısaca ver. Tzkle kendini mükellef tutarsa, pek Şok müânasızlıklar düzelir: 1 — Hakkınız var, O noksanı zelttik. 2 — İddianız doğru değil, Nazarı İlihara almıyoruz. Demokrasinin en güzel tezahürle- Tinden biri işte bu olacaktır. Yoksa sütun sütun © kalem örsele, kimse ehemmiyet vermesin, doğrusu kelâl verici vaziyettir. Meselâ «Bakırköyde arabalar istas- Yondan bir fersah ötede bekletiliyor. Gayyur kaymakamdan rica ederiz, durak yeri yakında olsun. Aksi tak- dirde paketli, hasta, yahut yağınura tutulmuş insanın arabaya binmesin- de mâna kalmiyor!» diye üç dört gün €vvel yazdık. Bu, hem halkın; hem arabacıların pek makul bir ricasıydı. Çok şükür ki, münacat kapılarının kapanmamış olduğunu gördük, Dün Akşamdan itibaren o muhierem kay- makam bu işi yoluna koymuş. Matbuat sütunlarma kadar geçmiş Makul şikâyetlerin, temetnilerin, ih- barların tenezzülen okunmaması âde- ti topyekün ortadan kalkmalıdır. Lütfi Kırdar ve Bakırköy kaymakamı bu âdeti kırdıklarını fiilen isbat etti- ler. Darısı diğerlerinin başına!.. - de , | Sergi hazırlığı Serginin her sene- kinden güzel olma- sına çalışılacak On birinci yerli mallar sergisi ko- mitesi İkinci içlimamı önümüzdeki cuma günü Sanayi Birliğinde yapa» caktır. Vali B. Lütfi Kırdar yerli mallar sergisile çok yakından alâkadar Ol maktadır. Bu seneki serginin mükem- meliyeti için Vilâyet ve Belediye icap eden yardımlardan çekinmiyecektir. Buna mukabi! sergi, yeni kurulduğu zafanlardaki pazar yeri manzarasın- dan tamamen kurtarılacaktar, Komite, yerin darlığına ve zamanın azlığına rağmen modem, Avrupa! bir sergi kurmağa karar vermiştir. Böyle bir sergi meydana getirebilmek için ilk önce başarılacak iş tenvirat ve tezyinat meselesi olduğundan komite memleketimizin en tanınmış dekora- törlerinden mürekkep bir heyet teşki Mini ve serginin tenvir ve tezyin işleri- nin bu heyete verilmesini kararlaştır. mıştır, Şirketi Hayriye Eminönüne bir saat koymasi bildirildi Şirketi Hayriyenin imtiyaz muka. velesine göre köprünün her iki tara fına birer saat koyması ve bunları ta- mir etmesi lâzımdır. Eminönünde ev. velce mevcud saatin yerine diğer bir Saat konması için Şirketi Hayriyeye tebligat yapılmış, fakat Şirketi Hayri. ! ye tebliğata rağmen henüz saatı yeri- (Vü Ni —Sen İstanbulu karış karış bili bay Amca... ne koymamıştır, Şirkete yeniden teb- Wgat yapılacaktır. İşçi mümessilleri seçimine devam ediliyor İş ihtilâfları nizamnamesinin tat biki hazırlıklarına devam edilmekte. dir. Nizamname hükümlerinden ola- rak iş yerlerinde işçi mümessili seçi- mi faaliyeti artmıştır. Ay sonuna ka. dar bütün iş yerlerinde işçi mümessi. li seçiminin biteceği tahmin edilmekte dir. Ticaret odası da İş kanununa tâbi müesseselerden addedilmiş ve dört mümessil seçmesi bildirilmiştir. Oda mümessilleri seçmiş ve İsimlerini iş dairesi üçüncü mıntaka âmirliğine göndermiştir. Alemdağındaki otel “ Âlemdâğında Sultan Aziz zamanın- da yaptırılmış bir otel vardır. Vaktile Hazinei hassaya ald olan bu otel şim di Milli Emlâk müdürlüğüne aittir, Bi- nahın yirmi beş bin lira satfile tami- ri kabil olacağı anlaşılmıştır. Burası- nın otel olarak kullanılmasına im. kân görülmezse bina civardaki köyler için bir yatı mektebi olarak kullanıla. caktır. İtfaiye için küçük bir revir İtlalyenin beş yüz kişilik mevcudu arasında âni hastalık, ulak, tefek kâ- za ve yaralanma hâditeleri için 12 ya- taklık bir revir yapılmasına karar ve- rilmiştir. İtlaiye kursunu bu sene ikmal eden- lerin imtihanlarına da dün başlan- ralştar. . Gezmediğin sokak... AKŞAM ŞEHİR HABERLERİ Karilerimizin mektupları Dört aydır cereyan verilmiyor Sokağımızn elekirik lâmbaları tesisatı ikmal edildi. Direkler di- kildi, abajurlar takildi, ve bu işler yapıla dört ay kadar olduğu halde, iç lâmbaları getirilerek cereyan verilmesi her medense yapilamad. Elektrik idaresinin, küçük bir himmetle bu işi de biti- rip bu civar halkım memnun etmesini dört gözle bekliyoruz. Taksim - Küçük Bayram sokak Kemal 35 sene sonra Haydarpaşa Nümüne hasta- nesinde bir köylünün gözleri açıldı Haydarpaşa Nümune hastanesine Ordu vilâyetinin Budak köyünden Şaban oğlu Şükrü isminde, 35 yaş- larında, anadan doğma kör bir ada- ma göz tabibi B, Nuri Fehmi tarafın- dan bir ameliyat yapılmış, Şükrünün gözleri dünyaya geldiklen 35 sene sonra açılmıştır. Şükrü gözleri açılır açılmaz elrafı. na hayretle bakmış ve senelerden be- ri isimlerini işittiği eşyadan İlç biri- ni tanımamıştır. Hattâ insanları bile gördüğü gibi zennetmediğini söyli- yen Şükrü şimdi Günyaya yen! gel- miş bir adam gibidir ve herşey! yeni- den öğrenmeğe başlamıştır. İki kişinin kolunda gölen Şüktü yalnız başına hastaneyi terkederken uzun uzun ağlamış «Benim şimdi yeni doğan bir çocuktan farkım yok> demiş, devlete, millete ve doktorlara dua etmiştir. Kurbağalıderenin temizlen - mesi ihale edildi Kadıköyünde Kurbağalıderenin te- mizlenmesine ve dereye akaçak pis- Wikler için sıhhi çukur ve Jâğımlar ya- pılmasına karar verilmişti, Belediye, derenin temizletilmesi ile bu tesisatın yapılmasını 13 bin liraya ihale etmiş- tir. İnşaata hemen başlanacaktır. Taksim bahçesinin tanzimi ilerliyor Taksim baltçesinin tanzimi ilerle- miştir. Büfe, helâ ve bahçenin cümle kapısının İnşası haziran Sönuünde. bi- teçektir. Bahçenin temmuzda açık mast muhtemeldir, Amerikadan bir par, fabrikası mümessili geldi" Amerikanın meşhur paraşüt fabri. kalarından birinin mümessili sıfatile George Vaite isminde bir zat dün sü- bah şehrimize gelmiştir. Paraşüt fab. rikası mümessili yakında Ankaraşa gidecektir. Çöpçüler (o ciddiyetlerini muhafaza edecekler Temizlik arabasını idâre edenlerle temizlik kamyon şoförlerinden bazı. larının halka fena muamele ettikleri, çöpçülerin tenekeleri arabaya boşaltır» ken şakalaştıkları ve bu suretle çöple- ri yerlere döktükleri görülmüştür. Bu kayıdsızlıklara devam etmemeleri ken- dilerine tebliğ edilmiştir. «.. Gilmediğin bucak yoktur!... İ Eminönü meydanı Yeni binaların irtifat 16 met- reyi geçmiyecek Şehircilik , mütehassısı B. Prost Eminönü meydanını lanzim ederken meydana bakacak binaların irtifamı tesbit etmiştir, Burada yapılacak bi- halar on altı metreden yüksek olmı- yacak ve zemin katları yayaların 2*ç- mesi için sütunlu olacaktır. Ayni zamanda binaların cephe tar- zı da tesbit edilecektir. Beyoğlunda İstiklâl caddesi üzerindeki binaların da bu tarzda yapılması muvafık gö- rülmüştür. - İstanbul piyasasındaki demir mamulâtı Karabük demir ve çelik fabrikaları yakında faaliyete geçeceği ve fabri- kalardan demirle beraber demir ma- mulâtı da istihsal edileceği cihetle bu maddelerin İstanbul piyasasındaki vaziyetleri Ticaret odasından sorul- muştur, Oda bu hususta tedkikat yâ- pacaktır. Sirkeci cinayeti Suçlu, maktulü kendisinin vurmadığını söylüyor Sirkeci civarında bir lokantada be- raber garsonluk yaptığı Salâhaddini bıçakla öldürmekten müznun Ahme- din muhakemesine ağırceza mahke- mesinde başlanmıştır. Ahmed ifade- sinde; — Salâhaddinle gazinoda masa mesele- sinden ağız kavgası yaptık. Bon bir ma- sanın başında otururken, Salâhaddin bir- denbire aldığı bir sandalyayı başıma vur- du. Niçin vurduğunu sorunca, büsbütün hiddetlenerek masadan aldığı bir bıçakla ünerime yürüdü, Beni öldüreceğini anla- yınca, yerimden kalktım ve üzerine atıl- dim. Bundan sonra ne olduğunu bilmiyo- rum. Ben Salâhaddini vurmadım; dedi. Şahidlerin dinlenmesi için muhakeme baş- ka güne bırakıldı. Para yüzünden kavga eden kadınlar Vefada oturan bayan Hacer lie kom. şusu Mesrüre bir para meselesinden kavga etmişler, Mesrure Haceri adam akıllı dövmüştür, Polis, ikisini de ya- kalıyarak mahkemeye vermiştir. reis muavini Çatalcaya gitti Vali muavini B. Lütf! Şileye gitmiş. tir, Şile kazası muamelâtını tedkik edecektir. Belediye Reis muavini B. Rifat da Çatalcaya gitmiştir. Buranın maarif işlerini teftiş edecek ve bu. rada yapılacak elektrik santralın gö- recektir. Plâj, gazino, bahçelerin tarifeleri Yaz mevsimi münasebetile halkin eğ- lence ve sayfiye yerlerine gösterdiği rağbet üzerine buralarda alınacak tedbirleri kararlaştırmak üzere bu- gün Belediyede rels nuavini B. Lütfi Aksoyun reisliği altında kaymakam- Jarın iştirakile bir toplantı yapılacak- tır, Toplantada plâjlar, gazinolar, bah- çelerde tatbik edilecek fiat tarifeleri, buraların temizliği, ucuzluğu, sıhhi tedbirler görüşülecekti: Tâmdur!. Fakat şu bizim Kâğıthane. nin bir eşi daha var mıdır, söyle?... sibebei © ... Evlerimizin içi bile sana ma- | A md “ İSTANBUL HAYATI Bedava sinema İstanbulda eğlence yeri yok diye şikâyet eder dururuz. Gerçi, bu şikâ- yetler, eğlence yerlerinin yokluğun dan ziyade eğlencenin pahalılığından ileri geliyor. Fakat biraz açıkgöz olanlar ucuz, hattâ parasız bile eğ- lenmenin yolunu buluyorlar, Geçen gün bir ahbaba rasladım. Ziyaretteki ihmatinden dolayı uzun serzenişlerden sonra; raz kabul elmem, dedi, Bu ak» şam bize gideceğiz. Bir de bizim sem- tin gece hayatını gör. Evde mükem- mel bir de sincma seyrederiz. Hayret ettim. Benim gibi, kira ka- veye sunl sorma. Ben sana bizim evde sinema makinesi almasına bir türlü akıl erdiremedim. Gülerek; — Canım, dedi, Şimdi inceden in- ceye sua sorma, Ben sana bizim evde sinema seyrettireceğim. Üst tarafımı bana bırak... Akşam üzeri beraber giltik. Apar- tımanın üçüncü katındaki daireye girince etrafa güözaltım. Minimini odalarda, daracık koridorlarda sne ma perdesi konulabilecek bir yer araştırdım. Ne gezer. Yemeklen sonra bütün ev haikile beraber arka taraftaki odaya geçtik, Beni ortadaki (Openeerehin önüne olurtiular, Karşıda geniş hir meydan, Rir köşeye kocaman hir beyaz perde gerilmiş, beri tarafa sandalyeler sı- ralanmsı.. İlk baktığım zaman pek kalabalık yoktu. Beş on dakika sonra meydanda boş sandalye kalmadı. Ku- cakları kundakiı kadınlar, koltukları paketli haminneler, yalınayak basıkabak çocuklar, gömleklerinin kolları sıvalı, göğüsleri açık, ceketsiz delikanlılar, kerliferli baylar, şık tuvaletli ha yanlar meydanı doldurmuşlar. Pen- cereden etrafa baktım. Meydanın üç yanını çevreleyen binaların her pen- ceresinden dört beş büş uzanmış... Biraz sonra meydanlıklaki elek- trikler söndü. Etraftaki pencereler de karardı. Evin iki çocuğu benim ik omuzumdan başla uzattılar. Ha- minneleri gözlüğünü taktı Ka perdede Amerikan kovboyları bey koşturuyorlar, seyirciler arasında (9- cuk viyaklamaları, acı çığlıklar, to- kat şakırtıları birbirine karışıyor. Bir aralık evin haminnesi yanıma sokuldu: — Oğlum, perdedeki resimleri gö- rüyorum amma, söylediklerini bir türlü anlayamıyorum. Hangi dilden konuşuyorlar bilmem ki... Sen bana Şunların sözlerini anlatıver bari. Haminneye filimdeki yazıları okü- mak lâzirageliyordu. Fakat kapak Vali muavini Şileye, Belediye| sinemada bile yarısını ancak okuya- bildiğim satırları bu kadar uzaktan seçmek ne mümkün!. Ne yapacağı mu düşünürken yanımdaki afacan lardan biri yerinden fırladı, kocaman bir tek gözlü dürbünü elime sıluş- tardı: , < Amca, komşudaki Binnaz ablam bize göldiği zaman sinemanın yazi larını bununla okuyor. Bu vaziyette mecburen sinema s€y- rini. bıraktım. Yıldızlarda tedkikata* dalan bir rasıd gibi dürbünümü pens» cereden uzattım, yanımda mülema- diyen: — Hay ağzın, dilin var olsun evlâ- dım Diye dualar edetek seyre dalan ha , minneye perdedeki yazıları yetiştire- bildiğim kadar okumağa başladım... İşte, bu semtte yaz geceleri de böyle geçiyor. Cemal Refik B. A. — Çok!.. Pazar günleri bütün mesireler, atılan nevale Kâğıdların- , dan birer Kâğıthane oluyor!... 7 ee