Saadabad paktı konseyi (Baştarafı 1 nci sahifede) | ve Irak delegeleri, Türk heyeti ve ga- zetecileri hazır bulunmuştur. Ziyafe- ti, samimi bir hava içinde geç vakta kadar süren bir suare takib eylemiş- tir. B. Râna Tarhanın nutku Ziyafetin sonlarına doğru B. Râna "Tarhan, aşağıdaki nutku söylemiştir: «Saadabat paktını imza etmiş olan dost memleketler mümessillerinin bu | kardeşlik masasının etrafında topla- makla beni bahtiyar kıldıkları bu di- nede, son günlerde yasanan mesuf hadiselerden sonra kalblerimizi dol- duran sevinç hissiyatını ifade için söz almak imkânını bulduğumdan dolayı kendimi bahtiyar addeğerim. Bu me- sud hadiseler arasında, pakt konseyi- nin âltes Veliahlın evlenme şenlikle- rile ayni zamana tesadüfünü bilhassa kaydetmek isterim. Bu evlenme ile iki şanlı hanedanın birleşmesi temhir edilmi u toplan tida da dört dost meml, arasında mütesanid menfaatlerini yakından slâkadar eden meseleler hakkında mevcut tam görüş mutabakatı müşa- hede ve tesbit edilmiştir. İran hüdüdüria girdiğimiz dakika” dan İtibaren gördüğümüz hararetli kabulden ve Tahrandaki ikâmetimiz müddetince hakkımızda ibzal edilen çok kardeşçe ihtimamdan dolayi ek- selânslarına en samimi teşekkürleri- mi kildirmek benim için zevkli bir va- zifedir. Kesa hududdan itibaren geçtiğimiz şehirlerde ve bilhassa büyük ve gü- zel payıtahtınızda gördüklerimizden dolayı hissettiğimiz hayranlık ve se- vinci de kaydetmek isterim. İran mil- leti tarafından imejeste Şehinşalı Peh- Tevinin kudretli idaresi ve yüksek di- | rektifleri altımda bütün sahalarda bu az zamanda başarılan terakki muazzam ve her türlü senanın üstün- dedir. Bu terakki ve başanlar kardeş willeti şerefli mukadderatma doğru yürütmektedir.» İran Hariciye Vezirinin mukabelesi Bu nutka, İran Hariciye Nazırı B. Âlâm şu suretle mukabele etmiştir: «Kendi adımıza ve Saadabat paktı memleketlerinin mümessilleri namr- na söylediğiniz güzel sözlerden dolayı teşekkür ederim. Pakt konseyi toplan- tısının Veltahdın izdivacı ile ayni za- mana tesadüfü, aziz misafirlerimizin burada mevcudiyeti dolayisile hisset- tiğimiz sevinci arttırmıştır. Payıtah- tamıza gelmekle, yeni bir dostluk de- Mi gösterdiğinizi ziyadesile takdir | ediyoruz ve size derin bir surette min- vettarız. Ekselânsınız, İranın mufahham hü- kümdarım majeste Şehinşahın idaresi ve yüksek direktifleri altında başardı- ğı terakkilere işaret ettiniz. Aramız- daki ikametinizin ve bu gayretlerimi. zi müşahede ve tesbit etmenizin dost- Juğumuzu daha ziyade takviye edece- ğini ve sağlam kardeşlik zencirimize AKŞAM in tefrikası bir halka daha ilâve edeceğini ümid ediyoruz. Bu sabah bizi yakından alâkadar “icn meseleleri gözden geçirirken ek» n İşaret ettiği veçhile, dört mümessillerinde her za- man olduğu gibi tam bir görüş birli- gine tesadüf ettik. Dünyanın en nâ- zik: bir devre geçirdiği şu sırada bu görüş birliği çok rahat verici ve kıy- metli bir şeydir ve bilhassa kayt ve işarete lâyıktır. Bu dostluk ve bu kar- deşliğin daima sağlam ve sarsılmaz bir şekilde kalması temennisinde bu- Junmakla, burada toplanmış olan bü- tün mümessillerin hissiyatına terce- man olduğumu zannederim, Irandaki heyetler dönüyorlar Veliahd ve refikası Nazen- derana hareket ettiler Tahran 30 VA A Ta Veliaht refikası prenses Fevziye İle birlikle Nazenderâ- na hareket etmiştir. Kraliçe Nazlı İle İran ve Mısır pren- sesleri de birlikte Nazenderana gitmiş» lerdir. Kont Athlona riyasetindeki İngiliz heyeti Türkiye yolile İngiltereye dö- | necektir, Heyet 3 mayısta Toros eks- presile Ankaradan geçecektir, Dük dö Spolette riyasetindeki İtal. yan heyeti de Toros ekspresile pek muhtemel olarak T mayısta Ankara- dan geçecektir. Türk heyetinin salı günü Tahran- Gan ve 5 mayısta da Musuldan bare- keti mukarrerdir. Heyet bu takdirde 'i mayısta Ankarada bulunacaktır. Tuhran 30 (A.A.) — İran gazeteleri, velahdin izdivacı dolayısile Alâhaz- ret Şehinşah ile yabancı devlet reis. leri arâsında teati edilen telgrafları neşretmektedir. Gazetelerde Reisicüm- hurumuz İsmet İnönü ile Alâhazret arasında teati olunan telgraflar bun- | ların en başında yer almış bulunmak- tadır. Ginliler ilerliyor Şimdiye kadar 70 şehir istirdad ettiler Çungking 30 (A.A.) — Çin ajansı bildiriyor: Şimal Çininde mubarebelet gittik- çe şiddetlenmektedir. Çinliler demir- yolunun batısına uzanan bölgeye şid- Getli hücumlar yapıyorlar. Japonla- rın Uenside 2 bin ölü verdikleri bildi- rilmektedir. Çungking 30 (A.A.) - bildiriyor: Askeri mahfiiler, mevzii mukabil taarruzların başlangıcındanberi Çin- lilerin Şansi, Kuangtung, Kiangsi, Hunan, Hupeh, Kiangsu, Çekinag, Anhuei, Şangtug, Hopei ve Honan vi- âyetlerinde 70 şehir istirdad ettikle- rini bildirmektedir, Çin ajansı Tefrika No. 86 AŞKIN KURBANI — Büyük macera romanı — yorsunuz, Bugünkü vaziyette siz de be- nim şerikimsiniz! — Babamı kurtarmak için bu şerik- liği itiraf edeceğim. — Allah Allah! Benim kim olduğu- mu ortaya çıkarmakla sanki babanızı kurtarabilecek misiniz? O işle bu işin ne alâkası var?..: Cinayet işlemiş kim olursa olsun cezasını görecek! — Hayır o masumdur... Obuişi yapmamıştır. — Kendi itiraf etmiş ya! — Aleyhinde mevcud delillerin kar- şısında şaşırmış, ümidsiz bir halde öy- Je söylemiştir, Babamın katil olmadı- ğını siz pek âlâ bilirsiniz! — Nasıl bilebilirim! — Bilirsiniz çünkü katil sizsiniz! — Ben mi? — Evet, siz , Metresinizin dostu olan Suriyeliyi siz öldürdünüz. Para- Tarı da siz çaldınız... Odanızın kon- | &olu üstünde kan lekelerile gördü- ğüm paralar onlardı... Katil sizsi- | niz... Sizsiniz... Sizsiniz... — Zannederim Ki, fikrinizde yanılı- | Nakleden: (VâA-Nü) Alnından soğuk terler dökülmesi- ne rağmen erkek serinkanlılığını bozmadan: — Galiba çıldınyorsunuz Perihan hanım. - dedi. - Böyle bir iddiada nasıl bülunabilirsiniz?... Bu ne saç- ma iftira?... Aslı esası olmayan man- tıksız söz Perihan çüretle: — Elimde deliller var... — Ne gibi? — Onları mahkemede ibraz edece- ğim.:. Maamafih büyük bir rezale- in önüne geçmek için sizinle sulh olmağa razıyım... Bana yardım edin, babamı kurtarayım... Cezanızı Cena- bı Hak versin! — Ne demek istiyorsunuz? — Beş bin, on bin Jira veririm. Fa- kat önce Ti Vehbiyi nasıl öldür- düğünüzü bütün teferrüatille mek- tup halinde yazarsınız... Cürmünüzü İtiraf edersiniz. Benden alacağınız para ile metresinizi alarak yabancı memleketlerden birine kaçarsınız. Orada rahat rahat yaşayabilirsiniz. AKŞAM Moskova-Amerika seyahati Sovyet tayyarecileri yolda büyük güçlüklerle karşılaştılar Moncton 30 (A.A.) — Başmühen- dis Peter Baronov ile Nevyorktan ge len Dr. Speeter, Sovyet tayyarecileri- nin bulunduğu mahalle 8 kilometre- lik bir mesafede karaya inerek tay- yarecilere mülâki olmağa muvaffak olmuştur. Kokinaki'nin kaburga kemiklerin- deni kırılmıştır. Gordienko ise fif bir sırt ağrısından muztariptir. Kokinaki, Royal Canadian Air Torce idaresi pilotunun teklifini reddederek Halifax'a gitmek istememiş, kendi- lerini herkesten evveli bulmağa mu- vaffak olan tayyareci Joe Anderson- dan bugün Meoncton'a nakledilmeleri- ni istemiştir. Tayyareciler buradan Nevyorka gi- decekleri Kokinaki, rüyet kabiliyeti sıfıra in- diği için karaya inmek mecburiyetin- de kaldığını söylemiştir. 8000 metre yükseklikte, tayyareci şiddetli rüzgârlarin ve 48 santigrad- dan aşağı bir suhunetle karşılaşmış» tır, Tayyareci, motörlerin mükemmel surette işlediğini, fakat puslanın don- ması yüzünden yere inmeğe karar ver- diğini söylemiştir. B, Hitlerin nutkundan SONA... (Baştarafı 1 nci sahifede) Polonyanın vaziyeti Londra 30 — İngiliz Kabinesi pa- zartesi sabahı toplanacaktır. B, Hit- lerin nutkunun tesirile, Almanya ta- rafından İngiliz - Alman deniz itilâ- fınin ve Polonya - Almanya itlâfının feshi keyfiytei, askeri mükellefiyete müteallik ilk tedbirler, askeri mükel. lefiyet dolayısile Irlanda ile olan mü- nasebetler tedkik ve müzakere edile- cektir, ” İyi malümat alan mahafil, Kabi- nenin İngilterenin Varşova sefirini Polonyanın Danzig hakkındaki ha- kiki niyet ve tasavvurlarının ne ol. duğunu öğrenmek üzere Varşova hü- kümetinini iskandil etmeğe memur ey. liyeceği mütaldasında bulunmakta- dır, Polonya, Almanya ile müzakerede bulunarak serbes şehrin şimdiki re. jimi yerine yeni bir statü ikametine tarafdar bulunmaktadır. Diğer taraftan Polonya gazeteleri, Almanyaya şarki Prusya ile irtibatını temin edecek bir mahreç itasını İs- tihdaf edecek müzakere icrası da muhtemeldir. Diplomasi mahafile göre, B. Hitle- rin nutku üzerine Polonya matbua- tındaki şiddetli akislerin Almanyayı süratle harekete sevkelmesi ihtimali olmakla beraber müzakereyi de muh- temel görmektedir. Ben de babamı kurtarırım. — Farzedin ki ben bu cinayeti yaptım ve dediğiniz gibi itiraf ediyo- rum unutuyor musunuz ki * hangi memlekete giderse gitsin katiller ta- kip edilir ve geri çevirtilir! — O halde ne yapmalı? İ kifar İ olür. Çecnk ölümünün — Hiç! Bir kere şunu iyice bilin ki ben Suriyelinin katili değilim... Bunun âksini isbat için elinizde hiç bir delil yoktur. Bu kadar delimiyim ki durup dururken adam vurayım da rahat hayatımı bozayım?... Mü nasız iş yapmam! Zaten sebeb yok! — Nasıl yok? Metresinizin dostu değil miydi? Sahte paşa öfke ile bağırdı: — Asla! Yalan!... — Haydi canım..;: Bunu bütün İs- tanbul biliyor... Tahkikatta işler or- taya çıktı. Gazeteler yâzdı. Mahalle- bicinin evinde randevu veriyorlar- mış. Kıskançlık yüzünden herifi öl- dürdünüz. : — Öyle olsa paşa pederiniz bu işe | nereden karışmış olur? — Orasını bilmem... Fena bir tesa- düf... Davayı nakzetmek lâzım, tek- rar tahkikat yapmalı! — Bu işleri kim yaptırtacak? — Ben! Refet istihza ile muhatabını süzdü: — Böyle bir şey yapmakla elinize ne geçecek, anlıyamıyorum! Beni de, 30 Nisan 1939 Çocuk himayesinde kadın kültürünün ehemmiyeti Doğumları arttırmak, azaltmak suretile nüfusu çoğaltmak ve vücud, ahlâk, ruh bakımından sihhatli çocuk orduları meydana getirmek vazife- sile mükellef olan çocuk yesinin yur- dun nüfuz siyasetinde mühim rolü Nüfusu çoğalimada ve sıhhatli, gür çocuk yetiştirmede muhtelif âmiller mü- essir olduğu gibi tersine olarak çocuk ölü müpün artmasında ve bir ırkın tereddi- #inde de muhtelif âmiller müessirdir. ben bügün bu Amillerden biri olan kadının rolünden bahsedeceğim, Sosyetenin gayesi umumun bahliyarlığı ise ik hedefi hayata lâzım olan şartları temin suretile sağlığı korumak olmalıdır. Sosyete için her gün sefalete, hastalıklara, itırab ve ölüme karşı savaşla geçen bir Yaşayış deği), fakat İyi bir tarlada bol güneş altında yetişen gürbüz ve canlı bir nebat gibi sıhhatli, neşeli, olgun, mükem- mel bir yaşayış lâzımdır. Bu yaşayıs kö- künü çocuktan ve çocuklardan alır. Pythagore ve Rousseau sağlığı korumayı bir meziyet ve bahtyiyarlık sağlık ve terak- ki inançlayan bir kuvvet saymışlardır. İnsanın mükemmel ve muntazam neşrü- nemasını sigortalayan sağlığı koruma işi temelini sosyal kurumlardan alir, çocuk- ları himaye tamamen sosyal bir iştir, s05- yal teşekkülleri kuvvetli himaye işi de düzgün olur. Ernest Haeckel, kadın ve erkek birbir- lerinden farklı, fakat. müsavi - kiymette iki Yariıktır, diyor, ber birinin meziyetleri de, kusurları da vardır. Kadın ve erkek birbirini tamamlıyan ve tevazün husule ge- tiren, müşterek gayeye hizmet eden, fakat muhtelif vazifeleri olan müsavi varlıklar» dır, Kadınla erkek arasındaki müsavat- sızlığın baştıcr sebebi terbiye ve tahsilde- tır. Kadmın erkeğe kulluk etmesi. ni 'cahalet doğurmuştur, ilim insafsızlığı gideren bir kurtarıcıdır, kadının çehalet- ten kurtarılması yurdun istikbali baki- mından çok önemlidir. Tahsil ve intellectuelle, morale bakımından kadın da erkek gibi ayni hakka mâliktir. Kadının da erkek gibi bütün hisleri ve melekeleri tam #urette inkişaf etmelidir ki çocuklarını da kendi gibi yetiştirsin. Kültür, zekâ, irade terbiyesi bakımın- dan kadın ye erkek farkı gözetmiyen ulus- larda bu terbiye, ahlâk ve hukuk müsr- vatının temelini teşkil eder. Ulusların cinsleri arasında vahdet husule getirmek için bizde olduğu gibi terbiye ve tahsil sisteminin tevhid edilmesi zaruridir. Ka- dın ve erkek dimağları arasında intellec- tuelle ve morale müsavatın süsü şari- tır, kadın ve erkek cemiyet ve ahlâk ka- nunları önünde ayni mesyiyeti yüklen- miş olmalıdırlar. Cehalet daha ziyade fe- nalıklâarın hücumuna uğrayan ve sevki tabilsine teslimi Helsedel genç kızlar için tehlikeler doğurur. Bu tebilkeleri doğusan cehaletin kurbanı olmamak için bügiye dayanmaktan başka çıkar yol yoklur, An- nelerin cehaleti yurda çok pahalıya mal sebebleri tedkik edilirse başta annelerin cehaleti gelir, ce- halet yüzünden çocuklarını mezara sokan anneler ne kâdar çoktur. Bundan ötürü annelerin ve müstakbel annelerin tetbi- yesile uğraşmak sosyete için en önemli bir vazifedir. Kadının fikir seferberliğinde yeuvaffak olmak Için esaslı süretie irdkik edilmiş pratik bir programa dayanmak lâzimdir. Bu program evvel emirde maksadı mü- kemmelen izah eden maddeleri, sonra da bu maddeleri enerji ve metod dahilinde tahakkuk ettirebilmek çarelerini muhtevi olmalıdır. Annelerdeki kayıtsızlığın devâ- mı fikirlerinin tenvire teşebbüs | ödülme- diği zamana'raslar. Çocukları yaşatmak hem de gürbüz ve sıhhatli yaşatmak için snnelerin bu şe- kilde terbiye edilmeleri lâzımdır. Anne- lerin terbiyesi fenni bir döktrine ve mües- &ir vasıtalara dayanan mükemmel bir çocuk ölümünü terbiye kendinizi de mahvedeceksiniz, Hal- bukt bir işe de yaramıyacak; herkes indinde iekeleneceksiniz. Hususi ha- yalınız dillere destan olacak. Bunla rn hepsini, mâhvolmuş babanızı kurtarmak için. yapıyorsunuz değil mi? Vaktile sizi mahveden o adam olduğunu unutuyormusunuz? — Zarar yok... Sonra pişman ok du... Esasen ben daima iki zid his arasında bocaladım... Hem ne olursa olsun babamdır. — Çamurlara batmiş bir adam! — Benim yüzümden... Vazifemi yapmadım... Elmi uzatıp onu kurta- madım... Hayır artık yeter.. Kaba- hatlinin namına o kurban gitmiye- cektir!... muharebede mağlüp olacağınızı şimi- diden size söyliyelm, Ben bekliyece- im... Hücumlarınız büşlar başlamaz kendimi müdafa edeçeğim. Müda- faam, hücumlarımızdan çok daha kuv- vetli olacaklır... Cenge hâzınm!... Sizden korkmuyorum! Kapıya doğru yürüdü ve arkasına bakmadan çıkıp gitti. Dışardan Peri- hanın öfkeli öfkeli söylendiğini işitti. — Olsun... Ben de korkmuyorum... Mahvolacağımı bilsem bu işi temiz. olan. ulusların İ programa ihtiyaç göslerir. Bunun için bütün terbiye ve propaganda vasıtalarını birlikle kullanarak maasif bir tarzda ha- reket etmek, logigue bir plân hazırlamak, hiç bir şeyi tesadüfe terketmemek en doğ- ru bir hareket < Bir kadının sosyeteye faydalı çocuk ye- tiştirmesi için ırkın ve sosyetenin menfaate lerile birleşik terbiye alması ogerekildir. Verilen bu terbiyede zararlar, neticeler, mesuliyetler ve vazifeler dalma göz önün- de bulundurulur. Bu terbiyeye tâbi tutu- lan kadınlara ayni zamanda yüksek fikir felsefesi ilhim, iddalisme telkin etmek, kadına kadınlığa hürmet hissi aşılamak Mazınıdır.. Kadının çocuk yetiştirmek - ve yetiştirdiği çocukları faydalı bir şekilde sosyeteye katmak için tahall ve terbiye silâhı gibi kuvvetli bir silâhiş mücehhez olması zaruridir. kızları evlenmek için yalnız cücud ii ile değil, ayni zamanda ahlik Bi ile ve salim düşüncelerle yetiş- tirmelidir. Bir kadının iyi aile teşkil etmesi, insan- bğa faydalı olması, bahtiyar olması mo- masile mümkündür. Benliğini kurtarmış, iyi tahsil görmüş bir kadın çocuğuna bak- ma ve terbiye gibi işlerle ailenin Morale ve plıysigue sağlı pek güzel başarır. Kadının tahsil ve terbiyesi çocuk ölümünü azaltır. Tutulan İstatistik- ler sahsil ve terbiye szaldıkça çocuk ölü- münün arttığını her vakit göstermiştir. Bilgi genç kızın ideslisme'ini yükveltir, genç kıza İffet ve fazilet telkin eder, 7i- ya physiguc âlemindeki hastalık mikrop- larını nasil imha ederse bilgi de cehalet mikroplarını öylece imha eder. Her ulusun bir nüfus siyaseti vardır ve bu siyasanın en başında ilerinin büyüğü olan çocuk gelir. Çok çocuk yapmasını ve Çocuklarını korumasını bilen uluslar çok şey kazanırlar, fakat hiçbir şey kaybetmez. ler. Nüfus hareketinde birinci derecede âmil milli sermaye, varlık kaynağı, va- tanın ümidi, yurdun istikbali olan çocuk ve bu çocukları meydana getiren anneler yani kadınları Doğumları azaltmak suretile nüfüs siya» setini baltalıyan sebeplerden biri de hod- binliktir. İhtiyari tahdld, sosya! hâdiseler, ekonomik şartlar gibi doğumları üzaltan sebepler arasında hodbinlik yer alır. Guyau, hodbirlik nüfus artımının düş- manıdır diyor, içtimai sistemin Büfüz ar- tamında rol oynaması için analık vazife- Binin de ıslahı lâzım gelir. İndiyldüalisme de doğumları azaltır. Nitti, individualisme denilen ahlâk sis- temi irkin kudretini azalır, tersine olarak içtimai tesanüd ve müstakbel yardım f)- kirlerile mücehhez ahlâk sistemi Yikalı ç0- galtır diyor. Çocuk yapmanın veya az ço- cuk Yapman beenii setebterindem biri de pesimisme'dir. Herbert Spensere göre ferdiyet ile da Bum arasında tezad vardır, fediyet mından şahsi tekimülü bir derece arttı ran terakki ırkın çoğalmasını bir derece azaltır, ferdiyelin azami haddi doğumiznn asgari haddi demektir. Kadının cehaleti, üzerinde durulmağa değer bir hâdisedir ve sosyal hastalıkların en korkuncudur. Kadın cahil kalırsa anne olduğu zaman çocuklarının sağlığına kar- yi ilgisizlik gösterir, bu suretle de çocuk ölümü çoğalır. Hodbinlik, bedbinlik ve ferdiyet zihni- yetini ortadan kaldırmak, tesanüd pren- #iplerini pekiştirmek gayesini güden bir terbiye sistemi İle istikbalin anneleri olan genç kızların dimağlarını işıklandırmak; kadını cehaletten kurtarıp bilginin nurle nurlandırmak, yurdun istikbali bakımın- dan gerekli ve önemli olduğu kadar da vatan borcudur; Bu- sayede nüfusu arttır» mak ve sıhhatli, gürbüz çocuk orduları yetiştismek pekâlâ mümkün olur. Dr. Kudsi Halkacı Edirnekapı #ahhat merkezi baş hekimi lemeğe uğraşacağım... Babamı kur- taracağım! “ ” Ratip evinde yazı masasının önü- ne oturmuş Kadri efendiye âit bü- tün dosyaları gözden geçiriyordu. İhtiyarcığın söylediği sözler hâlâ ku- lağında çınlıyordu. Acaba doğru mu idi bunlar? Yoksa sersemlemiş bey- ninin uydurduğu bir masal mu? Lâkin delikanlı, biçarenin «Kadri Memduh paşa» ismini işitince irkildi- gini hatırlıyor ve mubakkak bu me- selede bir sır, bilinmiyen mühim bir hakikat olduğuna hüküm veriyordu. Kapısı vuruldu. Hizmetçi göründü: — Efendim! Bir hanım sizi görmek istiyor, — Kimmiş?... Gelsin, mefendi.... — Perihân hahim mı? — Evet! Gene niçin gelmişti acabr? İskem- lesini itti, Ayağa kalktı. — Buyursun! Genç kâdın baştan aşağı siyahlar giymiş olarak eşikte belirdi. Beti ben- zi öyle uçuktu ki Ratip bir felâket- ten korkarak telâşla: — 'Tenduya bir şey mi oldu? - ye sordu. (Arkası var)