1 Mayıs 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

1 Mayıs 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

POLİTİKA Avrupada cereyan eden silâhsız muharebeler Avrupada henüz silâhlı büyük harb hali yoktur. Fakat silâhsız ve netice üzerinde çok müessir diğer vasıtalarla savaş çoktan başlamıştır ve günden güne inkişaf bulmaktadır. Bu savaşlardan biri siyasidir. İngiltere kendisine Fransa müzahir olduğu halde şarki Avrupa ye Balkan devletlerile karşılıklı teminat esası üzerine Almanyaya karşı cephe kurmağa çalışıyor, İngiltere bu cepheye Sovyetler Birliğinin de dahil bulunmasını arzu ediyor. Fakat Sov- yetler Birliği kendi yakm komşularile müşterek emniyet esası üzerine ayrıca bir manzume kurmağı tercih etmektedir; bütün diplomasi mesaisi bu he- defe matuftur, Silâhsız savaşın cereyan ettiği diğer bir saha da iktisadidir. Fransa Le histana mali, sanayi, ticaret ve iktisad cihetinden birçok yardım teklifinde bulunmuştur. leh Yukarı Silezyasını Baltık denizine bağlıyan ve eski Al manyanın Şark hududunu takib eden yeni demiryolunun açılma merasimine bu teşebbüsün sermaye cihetini temin eden Fransa namına iştirak eden nazır De Monzie şimdi Varşovada mühim müzakerelerde bulunuyor. Fran- sa birçek sanayi teşebbüsleri ve bahusus Almanya hududundan memleke- #in içine göç etmekte olan harb sanayii için yeni sermayeler ve makineler teklif etmektedir, Parise gelen Lehli ticaret heyeti de Lehistan ile Fransa arasındaki ticari mübadeleyi genişletmek için müzakerede bulunuyor. Bükreşe gelen İngil- tere hükümeti mali müşaviri sir Lelih Ross dahi Romuanyaya şimdiden beş milyon sterlinlik bir kredi temin etmiştir. Bununla askerin giyeceği ve ayak- kabısı gibi levazım tedarik edilecektir. Romanya İngiltereden esliha ve mü- hinimat dahi almak isterse İngiltere daha büyük krediler verecektir. Bütün bu teşebbüsler Almanyayı Lehistan ve Romanyadaki piyasalardan uzaklaş- tarmaktır. Fransa petrol mukabilinde Romanyaya silâh ve mühimmat ver- meği teahhüd etmiştir, Buna her halde Almanya da bir mukabelede bulu. macaktır, Bu silâhsız suvaş bir gün hakiki harbe zemin hazırlıyacağından politika âleminde çek ehemmiyetli telâkki edilmektedir. AKŞAM ENDÜSTRİ İŞLERİ İktısad ve Ticaret Vekâletlerinin teşkilât kanunu Jâyihaları B.M Meclisine verilmiştir. İktısad Vekâle- tinin ikiye ayrılmasındaki sebep şu suretle izah edilebilir: Şimdiye kadar ekonomik işler yalnız bir Vekâlet ta- rafından idare edilmekteydi, fakat devletin iktısadi işlere fillen müda- halesi, beş senelik endüstri plânlarile fabrikalar kurması, maden araştır. pası, zirai mahsullerin ıslâhı, iş me- Beleleri, bütün bu mevzular, İktısad Wekâletinin faaliyet kadrosunu çok genişleten bu büyük teşkilâğtin iki Vekâlet tarafından idâre edilmesine lüzum görülmüştür. Yeni teşkilâta göre, İktısad Vekâle. tinin sıklet merkezi sanayi ve maadin İşleri olmuştur. Bu itibarla İktısad Vekületine endüstri vekâleti demek daha doğru olabilirdi, Çünkü maden işleri, iş kanununu tatbik eden iş da- iresi de endüstrile alâkadar müesse- #elerdir. Endüstri Vekâleti devlet ser- maâyedarlığının tatbik a mem- leketlerde Fakat Endüstri Vektintini daha zi. yade takviye etmek için, Sümerbank, Etibank gibi müesseselerin doğrudan doğruya bu Vekâlete bağlanması daha makul olurdu. Bugünkü şerait altın. da, yalnız fabrika işletenin Sümer- bank, bir banka olmaktan ziyade ağır ganayi umum müdürlüğü vazifesini ifa eden bir müessesedir. Etibank da ayni mahiyette bir müessesedir, Ma» hiyet itibarile birbirlerinden farklı olmayan bu müesseselerin birleştiril. mesi de balira gelmektedir. Bu mak- sadla birleştirmeden, çok arzu edilen, tasarruf da temin edilmiş olabilir. Sümerbanka ve Etibanka bu yeni şekil verildikten sonra İktısad Vekâ. letine Endüstri Vekâleti ismini ver. memek için hiçbir sebep yoktur. Bu teşkilâttan sonra, sanayi tetkik heye- tinin vazife ve manasi artmıştır. Endüstri politikasına istikamet ver. mek için, bu heyeti, «plân dairesi» haline getirmek de bir zarurettir. Za» man geçtikçe sanayi tetkik heyetinin ne kadar büyük bir mina taşıdığını daha ziyade hissedeceğiz. Hüseyin Avni Gülhane parkında çocuk müsameresi 3 Çocuk Esirgeme Kurumu Çocuk haftasının bitmesi münasebetile dün Ihane parkında bir müsamere tertib etmiş, buna birçok çocuklar iştirak etmişlerdir. Üstteki resim parkta çocuklara şeker dağıtılmasını, alttaki de Müsâmereye iştirak eden milli kıyafetli küçükleri göstermektedir, Amerika kızı! tenlilere muhtariyet veriyor Kırk sekiz federal hükümetin haricinde yeni bir hükümet teşekkül ediyor Şimalt Amerika Müttehid hükümet- İeri cümhuriyeti fevkalâde temsil kuv. vetini haizdir. Buraya hicret eden yâr 'bancı halklar ve hattâ kültürü ve mil. Miyet ve ırk duygusu en kuvvetli olan unsurlar, ikinci batında mutlaka Ame. rikanlaşmakta ve kendi dillerini bırs- karak ingilizceyi sile dili olarak kul. lanmaktadırlar. Meselâ Amerikaya hio- ret eden Lehliler şimdi âdeta Ameri- kanlaşmışlardır. Gariptir ki, Amerikalılar hariçten ve bahusus Avrupadan gelen bütün yabancı unsurları Amerikanlaştırma- ğa muvaffak oldukları halde şimali Amerika kıtası Avrupalılar tarafından keşif ve istilâ edilmezden evvel bura- gınm âsıl sahibi olan kızıl tenlileri bir türlü temsil edememişlerdir. Bir buçuk asır beraberce yaşadıkla- rı ve ellerindeki mülk ve malları zap- tettikleri kızıl tenlilere bundan on üç sene evveline kadar Amerikan hemşe- riliğini ve medeni hakları deriğ etmiş» lerdi, 1924 senesi 2 haziranında Va- şingtondaki kongre yani umumi Ame- rTikan parlâmentosu Amerika büyük cümhuriyeti hududları içinde” yaşa- makta olan kızıl tenlilere bir kanunla hemşerilik ve medeni hukuk vermişti. Amerika zijmamdarları bununla ki- zu tenlilere en büyük iyiliği yapmış ol- duklarını ve refah ve saadetlerini te- min için en büyük adımı attıklarını zannetmişlerdi. Halbuki kızıl tenliler bu kanunu kendileri için büyük bir ni- met olarak karşılamamışlar, intihap sandıkları başına giderek rey almak- tan imtina etmişlerdir, Kızıl derliiler yaşıyacakları yerlerde kendi anane ve kanunları ile idare edil, mek istediklerini de ilâve etmişler, bir kelime ile istiklâl istemişlerdir. Amerika hükümeti mevcud Ameri» kan kanunlarının Müttehid hükümet Ter cümburiyeti hududu dahilinde ki- yıl tenlilerin müstakil ve ayrı bir mil. let olarak yaşamalarına müsaade et. mediğini cevaben bildirmiştir. Buna karşı da kızıl tenlilerin avukatları Amerikan kongresinin bir kanunla kızıl tenlileri vesayetten kurtarabile- ceğini söylemişlerdir. Fakat Ameri- ka hükümeti ve parlâmentosu şimdiye kadar böyle bir şeye yanaşmamıştır. Maahaza Amerika hükümeti kızı tenlilerin bazı şikâyetlerini nazarı iti- Kızıl derililerden bir grup çıkan petrol, altın, gümüş ve bakır madenlerini güya bunların namına idare ederek birçok suiistimal yap- makla ssaruf kızl tenliler bürosunu ye- nibaştan islah ve tensik ederek sufisti- mallerin önünü almıştır, Lâkin bü gibi mahdud ve mevrii müsaadeler kizıl tenlileri tatmin etme- miştir. Kızıl derililerden Amerikanın üniversitelerinde ve diğer yüksek mek- teplerinde tahsil ederek muallim ve memur yetişenler; ırktaşlarını unut- mamışlar ve bilâkis ırkdaşlarının yıl. maz ve usanmaz milli davalarının mü. dafli ve mürevvici kesilmişlerdir. Son derecede keskin zekâya sahip olan ve tayyarecilikte cihan rekorları yaparak bütün dünyaya kabiliyetleri- ni isbat eden kızıl tenli münevverlerin İleri sürdükleri dava şu üç kelimede hülâsa edilmektedir: «Adalet, müsa- vat, hürriyet.» Kızıl tenli Hindlilerin bu zeki men- supları Amerikalıların dikkatini yüz elli senedenberi devam eden haksızlı- ğa celbetmeğe muvaffak olmuşlardır. Amerika hükümeti kızıl tenlilerin hür- riyet ve istiklâline nihayet veren 1870 tarihli muahedeyi bir derece tadil et- meğke lüzum görmüştür. Amerika, 45 bin nüfusu bulunan Navajo kabilesine; muhtariyet vermiştir. Büyük Amerika cümhuriyeli içinde 48 federal hükümetin haricinde ola- rak muhtariyeti baiz olmak üzere te- sis edilen yeni hükümetin mesahası 25,000 kilometre murabbaı bulunuyor. Yeni Meksika ile Arizona arasındaki bu hükümetin arâzinin en uzun tarafı 320 kilometre ve en geniş arzı 242 kilo- metredir, Muhtariyeti haiz bu hükümetin mer« kezi Window Bock şehridir. Navajo .Concil ismi verilen meclisi Amerika hükümeti mümessillerinin iştiraki ile * yeni hükümetin kanunlarını ve nizaliş larmı hazırlamaktadır. Memleket 72 © nahiyeye ayrılmıştır. Eskiden sahip bulundukları zengin ve münbit yerleri Amerikalılar tara» fından ellerinden gasbölunan Navajo kabilesi kumsal ve çorak arazide göçebe hayatı sürmek mecburiyetinde kalmış« tı. Yeni hükümetin kurulması üzeri- ne bunlar da medeni bir hayata sahip olacaklardır. Bunlar yazın yaylâlarda ve kışın balçıktan yapılmış kışlak iz. belerinde kayat sürüyorlardı. Koyun ve keçi yetiştirmekle geçinirler, Halıları ve tezyin sanayii rceşhur- dur. Kadınları çok sanalkârâne yapıl. mış küpeler takarlar, Nâvajolar vak» tile gayet muharip idiler, Amerikalıla rı hiç rahat bırakmazlardı. Amerika hükümeti muhtelif zamanlarda bun- lara karşı askeri heyetler göndermiş ve lâkin kendilerini bir türlü itaat al- tına alamamışlı. Nihayet 1863 senesinde Amerikan kumandanı gayet sarp bir dağlık ara- ziye tahassün eden Narajoların ovada bıraktıkları bütün koyun ve keçileri öldürüp imha edilince bunlardan mahrum eğilen kızi tenliler de itaat etmek mecburiyetinde kalmışlardı. 1870 de akdolunan muahede ile hür- riyet ve istiklâllerinden vaz geçmişler- di. Şimdi tam yetmiş sen esonra tekrar muhfariyet şeklinde serbestiye kavuş- muşlardır. — F, Bir kadın otorayda doğurdu İnkinci çocuğu da Manisada dünyaya geldi Salihli (Akşam) — Geçen pazar. tesi gecesi, Salihli ve havalisini altüst eden bir fırtına kopmuştur. Bu yüz- den meyva ağaçları çok zarar gördü. g0 gibi, birçok meyvasız ağaçların dalları da kırılmıştır. Fırtına sabahı, Salihli istasyonuna bir tenezzüh otomobili gelmiş ve va- ziyeti tehlikeli olduğu için, Salihiide doğurmasına imkân görülemiyen bir kadın getirmiştir. Iztırap içinde kıv- ranan kadıncağız, Manisa hastane- sine sevkedilmek üzere saat 7 de Sa- Yihliden hareket eden otoraya bindi- rilmiş ve Çobanisa Manisa arasında hastanın ağrıları artmıştır. Bayanın doğuracağı anlaşılınca, derhal bulun- duğu kısım yolculardan boşaltılmış ve etrafına örtüler çekilmek suretile istirahati temin edilmiştir. Az sonra kadıncağız bir erkek ço. cuk dünyaya getirmiştir. Manisa has- tanesine sevkedilen kadın, orada da ikinci bir çocuk doğurmuştur. Çocuk- lardan birincisine Otoray ikincisine Manisa ismi konulmuştur, GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ Her devirde başka başka mahiyet alan 1 Mayıs Bugün bir mayıs bahar bayramıdır. Kurunu ulâda bir mayıs Pler isimli çi- çek İlâhesine tahsiz edilmiş gündü. Hıris- tiyanlık ise, mayıs ayını bükire Meryem'e tahsis ederek bir mayısı Yahudilerin ka- miş bayramına benzer bir gün haline ge- trdi. Bir çok şehirlerde, dini merasim yapıkp, papaslar önde, kırları gidilir; dallar kesilerek bunlarla kiliseler (bilhas- sa Meryem'e izafelen bina edilenler) süs- ienirlerdi. Şehirliler ve köylüler, meydan- kerlerdi. Ön yedinci asra kadar bu gibi âdetler devam etmiştir. Köylerde de, geceleyin delikanldar, genç kızların pencereleri önüne, mayıs şerefi- ne işaretli çiçekler dikerlerdi. «Çoban püskülü. denen tikenli nebat, «fena huyu» mânasınaydı. «Bilsan» fidanı Gembellik demekti, <Leylâk» kızım güzelliğine tel mibti, Yeni asırlarda bir mayıs sosyalistlerin nümayiş günleri haline geldi. Bir çok çarpışmalar olur, insanlar ölürdü. Eski çiçek ilâhesinin gününde kandan çiçekler açardı. Fakat bir çok memickellerde tek fıkra usulleri ihdas edildikten sonra bu- nun da önüne geçildi. Sovyetler gibi fa- şist devletler de bir maywu başka başka mânalarda bayram saydıkinndan kanlı çarpışmalar son yıllarda gitgide bertaraf | edildi. Birde bir mayısta öledenberi süt içer- ler; mileler kırlarda gezmeğe gider, eğle- nir. Maya, tabiat bayramı, bahar bay- ramığır. Üç İzzet efendi sÂsarı âtikn oamatörlerinden Hasan GA em Pehmi Dervişoğlu. imzasile bir meklap aldık. Ayasolyadaki yazlar münasebetile bu sütunumuzda malümat verdiğimiz hat- tatlara dair şöyle yazıyor: Üç İziet Efendiler mamile Abdürrah“ man Şeref beyin bir kitabı intişar etmiş- tir. Bu kitaba göre İrret Efendilerden biri meşhur Hattat Esad Yesarinin (So- lak) oğlu Kazasker Yesari Zade Mustafa İzsettir, Yalnız talik yazıda şöhreti vardı, Çıraklığını babasının yanında yapmıştı. 1848 de ölmüştür. İkinci İzret Efendi Tosyalı Kazasker Mustafa İzset Pfendidir. Bu zat, celida, sülüste ve mesihte meşhurdu. AÂlimdi, musikide üstaddı. Sultan Meci- ya yazılarını bu İzzet Efendi yazmışlın Ve kendisi 1875 de vefat etmiştir. Üstad Hattat Mustafa Vasıf efendi idi, Mecid ba vesile ile bir de madalya çıkar- mıştı. Madalyanın bir tarafında Ayasof- yanın kabarima resmi olup diğer cihetin- de (tarihi tamiri Ayasofya 1265) yazılıdır. Üçüncü İzzet Efendi ise Galatasaray mektebinin hat muallimi idi, Ve 1990 dem sonra vefat etmiştir. Şemseddin Sami beyin mevzuu bahset. tiği ve Ayasofyanım yanlarını yazdığını söylediği Hattat Tenekeci Zade İbrahim Kfendi 1100 tarihinden evvel vefat etmiş- tir. Ba suretle eğer böyle bir şey varız bugünkü yazılardan 188 sene evvel yazıl- mış olmalıdır. Maalesef bu yazılardan bü- gün eser yoktur, in dan nk ie, kn lisli sezi <<

Bu sayıdan diğer sayfalar: