Sahife 6 AKŞAM '6tablo tedkik edildi. Ehli hibre raporunu hazırladı Tabloların müstehcen olmayıp sanat kıymetini haiz bulunduğunda ittifak edildiği tahmin ediliyor Ehli hibre mahkeme salonundan çıkarken İzmit Halkevi okuma “ salonunda , teşbir edilen İstanbul müstakil res- samlarının tablolarından altısı müs- tehcen olduğu iddiasile İzmit müd- delumumiliği tarafından sergiden çı- Kkarılarak tetkikine lüzum görülmüş ve orada yapılan tetkikattan sonra bunların bir defa da İstanbulda bir hâkimin niyabeti altında bir ehli hib- re tarafından tetkik ettirilmesine ka- Tar verilmişti. İstanbul müddelumumiliiğne gön- derilen bu altı tablo üze, e dün İelkikler yapılmıştır. Tabloları tetkik €den ehli hibre Sultanahmed birinci i B. Reşidin naibliği i Sanatlar akademisi resim profesörü B. Fayhaman, resim ve heykel müzesi müdürü B. Halil Dikmen, akademi profesörlerinden B. Hadi Bora, akademi fotoğraf atel. yesi pfofesörü B. Zeki Faik İzer, üni- versite felsete profesörü B. Mustafa Şekip Tunç, doçent B. Hilmi ve İsma- il Hakkı Baltacıoğlundan teşekkü) et- mişti Ekli hibre akşam saal beş buçukta müddetumumilik ikinci tetkik büro. sunda toplanarak tabloların tetkiki. ne başlamıştır. Bu husustaki kanun maddesi mucibince tetkikler gizli ya- pılmıştır. İstanbul müddelumumi başmuavi- ni B. Sunusi ile muavinlerden B. İh- san da tetkikler esnasında heyetle be- raber bulunmuşlardır. Heyet tetkik- lere başlarken İstanbul adliye başmü- fettişi B. Rahmi ile müddelumumi B. Hikmet Onat da içeriye girmişler, fakat biraz sonra çıkmışlardır. Tetkikler bir saat devam etmiştir. Ehli hibrenin bu tabölları müsteh- cen olup olmadığı hakkındaki müte- lea ve kararları bir rapor halinde tes- bit edilmiş ve tabi tekrar sandığa AKŞAM'ın tefrikası AŞKIN K — Büyük macera romanı — — Gel, ablacığım, gidelim... İnsa- Bin yüreği kaldırmıyor, kimbilir belki de adamcağız haksız yere mahküm ol- du. Böyle şeyler bilinmez k Genç kadın cevap verecek halde de- ğild. Bir sairfilmenam gibi Gişarr- ya çıktı, Sokakta halasile kardeşine: — Biraz beni bekleyin! . diyerek postahaneye girdi, Sahte Kadri Mem- duh paşaya şu telgrafı çekti. gelin, Derhal Perihan .. Elleri kelepçeli perişan bir halde Kadri efendi tevkifhaneye döndü. Gar- diyanlar, mahpuslar ona «geçmiş ol. sun! Temyiz nakzeder, meraklanma!» diyorlar; bin bir teselli “ veriyorlardı. Karnını doyurduktan sonra ihtiyar. cığın üstüne bir rehavet çöktü. Arka. İ daşla — Uykun varsa yat, uyu! Biz gürül. tü yapmayız! - dediler. Kadri efendi döşeğine uzanır uzan. maz derin bir uykuya daldı, konularak çivilenip mühürlenmiştir. Tablolar ve tetkik raporu bugün İz- mite gönderilecektir. Muhtelif ilim ve güzel sanat şube- lerinde ihtisas “sahibi zevattan mü- teşekkil olan ehli hibre heyetinin, bu tabloların hiçbirinin müsehçen mahiyette olmayıp herbirinin bir sa- nat kiymetini haiz eserler bulunduk- ları üzerinde ittifak ettikleri kuvvet- le tahmin edilmektedir. Bir köylü, karısını elinden alan diğer bir köylüyü öldürdü Kandıra (Akşam) — Kandıranın Civelekler köyünden Hüseyin, İsmal- Tin karısını elinden almıştır. İsmail buna kızmış ve bir akşam Hüseyin köye dönerken iki el silâh alarak ağır yaralamıştır. Hüzeyinin yanında bu- Yunan korucu bilmukabele silâkla İsmaili kolundan yaralamıştır. Hü- Yoğurttan zehirlendi Fatihte Taşhanda oturan Ahmed | isminde biri, fazla yoğurt yedikten sonra zehirlenme alâmeti gösterdi. ğinden polis tarafından o hastaneye kaldırılmıştır. Çukurovada sulama işleri ilerliyor Adana (Akşam) — Çukurovanın si- lanması için inşası kararlaştırılan te- sisatın bir kısmı ikmal edilmiştir. Su işleri altıma bölge teşkilâtından aldığım malâmata göre büyük bara- jin inşasına ancak üç aya kadar baş- lanabiledektir. Şantiye inşaatı ise başlamış bulu- nuyor. Servis demiryolu inşaat faali- yeti de devam etmektedir. Su işleri ai- tıncı bölge şefi mühendis bay Hikmet bazı projeler üzerinde direktifler al- ? Tefrika No. 83 URBANI Nakleden: (Vâ.Nü) Sabahleyin erkenden gözlerini açti. Vaziyeti aklına geldi: Adam öldürmüş tü; şimdi de onu öldürecekler! Pek iyi olacak! Hak yerini bulacak! Vicdan azabından kıtulacak! Artık ıztırap çekmiyecek!... Yarabbi! Nasıl olup da bu cinayeti işlemişti? Ne mevkide ne derekelere inmişti. Meğer insan ne kadar sukut edebilirmiş! Ratib kendisini tevkifhanede ziyare- te geldiği vakıt onu samimiyetle kar- şıladı; — Teşekkür ederim, Beni çok gü- zel müdafaa ettiniz. Lâkin ciddi söy- lüyorum: Artık benimle meşgul olma- yın... Değmez!... Ölmek istiyorum. Yaşamağa mecalim yok. İ-mata göre Genç avukat, ihtiyarın maneviyetini yükseltmek için birçok söz söylüyordu. Kadri efendi ise aklının saplandığı bir noktayı düşünüyor... Bu delikanlı Lütfiye hanımefendile kızlarını tanı- yor demek?... Acaba şüphe uyandır. madan önlar hakkında izahat alabilir , miydi? Prens Paul | Bugün 46 ıncı yıldönümünü kutluyor Yugoslavya ki- ral nalbi prens 77 Paul bugün kırk altıncı yıl dönü- münü kutlamak» tadır. Prens 1893 5 tarihinde Petro- gradda doğmuş” | tur, Tarihi, Yu- goslav milletinin 19 uncu asırdaki tarihi ile karışan Karageorgevitch hanedanına men- suptur. Bu tarih istiklâl mücade. lesi ve bügünkü Yugoslavyanın vücut bulması ile ne- ticelenen muvaffakıyetlerle doludur. Prenses Paul Prens Paul, Kıral Alexandre'in feci ölümünden sonra kıral naibi olmuş- tur. Dört buçuk senedenberi bu vazi- | feyi muvaffakıyetle “ifa etmektedir. Bu, kendisine Yugoslav. milletinin büyük minnetini celebtmiş ve prens halk arasında çok populer olmuştur. Yugoslavya; prehs Paul'un idaresi zamânında bir inkişafa mazhar ol- muş ve mevkii kuvvetlenmiştir. Prens, büyük bir sanat dostudur. Sanatın inkişafı için yapılan her te- şebbise yardım etmektedir. Memle- kelle bir çok sanat müesseseleri vü. cud bulmasını temin etmiş ve kendi ismini taşıyan müzeyi de tesis eyle- | miştir, Prensin himayesi altında Bel- gradda çok sanat toplantıları ya- pılmış, bu arada Türk, Polonez, İta'- | yan ve Fransız sanat sergileri açıl- | mıştır. Yugoslav milleti, memleketine bü- yük hizmetler ifa den prensin doğum günü münasebetile bugün prens hak- kındaki duygularını izhar edecektir. Adana - Tarsus - Mersin tele- fon hatları ıslâh edilecek Adana (Hususi) — Alman malü- P. T. T. idaresi Adana - Tarsus - Mersin arası telefon hatlâ- | rını bu yıl ıslah edecektir. Ayni 22- manda $ehir santralının bu yıl için genişletilmesi ve önümüzdeki yılda otomatik telefon tesisatının kurul- ması mutasavverdi, Adana orta tedrisat okulları talebelerinin tetkikleri Adana (Hususi) — Şehrimiz kız ve erkek orta tedrisat okulları talebeleri ber pszar günü Eti Türklerinin meğ- kün bulunduğu köylere toplu bir hal- de gitmekte, köy talebeleri ile eğlen- celer tertib etmekte ve tabiat tedkik- lerinde bulunmaktadırlar, Talebeler bu pazarı Akkapı köyünde geçirmiş- lerdir. Lise müdürleri ve maarif di- rektörü de bu gezintilere iştirak et- mektedi Ratibin alâkasına tekrar tekrar te- şekkür ettikten sonra — Allah razı olsun evlâdım! Senin saadetin için duadan başka birşey elimden gelmez. Cenabi hak seni an- nene babana kardeşlerine bağışlasın! Delikanlı meyus bir eda ile — Ben hayatta yapyalnızım! - dedi — Öyle mi? Mahkemede güzel bir hanım kızla konuşuyordunuz, ben onu ya zevceniz, ya hemşireniz sanmış- tım. İkinizin sandeti için dua etmiş- tim. Kadri efendinin bu alâkasından mü- tehassis olan Ratib: — Zevcem değil, lâkin nişanlım! - dedi. — İsmini öğrenebilir miyim? — Tendu hânım... Kadri Memduh paşanın kızı. Biçare adam, titreyen bir sesle ismi tekrarladı. Demek bir müşabehete ka- pılmamış! Gördüğü genç kızlar onun yavruları imiş! Başına kan çıktı. Gözlerine dolan yaşları bin gayretle kalbine akıtmağa muvaffak oldu. — Yanındaki güzel hanım da kim? — Ablası, Demek Perihan da İstanbulda idi. İK! kardeş birleşmişler. Ne ise, çok şü- kür, onların ne güzel birer kadın ol- duğunu görmeği Cenabı hak sön 24- İ ve optanlara mütedair manında nasib eylemişti. Fakat niçin büyük kızı, Suriye hastanesinden yaz. | Türkiye -Fransa 28 Nisan ! Yeni dostluk muahedesinin esasları İki taraf birbirine müteveccih siyasi ve iktisadi hiç bir kombinezona girmiyecek, biri taarruza uğrarsa diğer taraf mütecavize yardım etmiyecek Müşterek beyanname ile de, Hatay, Türkiye « Suriye, Tür- kiye - Lübnan münasebatına birli Ankara 28 (Telefonla) — Tür dair mütabakat ve görüş leri tesbit edildi Fransa dostluk muahedesi ilemüş- | de ahkâm terek beyanname ve optanlarına mü- |- Lübn tedair protokolun . tasdikine ald ka- | masebatının idame ettirilm e nun. Iâyihasının dün Büyük Millet | bu memleketlerde Türkiye tebaası Meclisine v ği bile | aleyhine mevtut menfi kapitü banın esbabi mu İ riyorum. «Mevcut yeni şeraite uygun bir muahede akdediimek üzere 3 Şu- bat: 1930 tarihli - Türkiye ve Fr a | arasında dostluk, uzlâşma ve hakem. | muahedesinin . 29 kânünü€vvel - 937 tarihinde tarafımızdan feshedildiği malümdur, wAhiren hükümteimizile hükümeti arasında cereyan Fransa eden müzakerat hüsnü suretle heticelene- | rek içinde bulunduğumuz yeni şeraf- le aramızdaki münase- nine daha verişli olan Mişik muahede müşterek beyanname protokol 4 Temmuz 1938 tarihinde imza edilmiş- | tir. «Yeni muahedede 930 muahedesin- den fazla ve değişik olarak Birinri madd: erinden birine karşı siyasi ve iktisadi hiç b girmiyeceklerine; ik müsalemetkârane akit taraflardan birinin taarruza uğ- rTaması halinde diğer tarafın müteca- vize hiç bir suretle yardım etmiyece- ğine; üçüncü maddesinde: İskende- Tun sancağının tamamiyeti mülkiye- sinin tekeffülünü mutaza, hödelerden doğacak vec isi de 'bulunulacağına kâmı ihtiva etmekte ve dörd madderile de iki yüksek âkid tara- fin umumi tahkim senedine iltihak etmiş oldukları nazarı İtibara alına- rak aralârında hâdis olacak ihtilâf- lar da mezkür senet hükümlerinin tatbiki derpiş edilmektedir. «Müşterek beyanname ile de Tür- kiye ve Fransa arasında, bilhassa İskenderüri sancağına ve Türkiye - Suriye, Lübnan münasebatına müte- dair hususlar > hakkında hasıl olan inde, akit tarafların müteveccih mutabakat ve görüş birlikleri tesbit | edilmiştir. «Bunların içinde en mühimmi San. | Kiracı binayi boşalttığı için bu cağa mütedair 29 Mayıs 1937 tarihli Milletler Cemiyeti konseyi mukarre- "ratırın Sâncakta Türk elemanının te- fevvukunu 921 Ankara itilâfnamesi mefhumu dairesinde tatbikine devam dığı mektuba cevap vermemişti? Aca- ba eline mi geçmemişti? Hazin bir sesle: Nişanlınız pek iyi bir benzer. İnşallah birlikte çok seneler yaşarsnız Delikanlı içini çe rakla sordu; Bir üzüntünüz mü var? Sizi mö- yus edecek bir şey mi söyledi — Hayır!... Hususi derdler... Sizi en- terese edemez ki anlatayım. Sizin der- diniz kendinize yeter. — Bilâkis! Benim bu felâketli an- larımda bana merhamet ve samimiyet hanıma ad inte ihtiyar me. | ! | i nun ilgasına dair olan hükür Optanlara mütedair protokolâ ge- lince; bu vesika Lozan muahedename- sinin meriyete girişinden itibaren kendilerine .(Optan) namı, veril eşhasın mevtut müşevveş” vaziyet rine nihayet verecek ahkâmı ihtiva etmektedir «Yukarıda ana hatlarının İzçhına çalışılan muahede ve diğer iki vesi- kanın kanun küvveli kazanması için melfuf kanun-lâyihası Büyük Millet Meclisinin tasvibine arzedilmiştir» Tramvay geçen caddeler asfalta çevrilecek Elektrik, tramvay, tünel, idareleri- nin Belediyeye devrinden sonra Bele- diye tramvay caddelerini de & çevirmeğe teşebbüs edecektir. Tram- delerinden mühim m edildi. çevrilmesi kolay olacak ve tramvay caddelerin- den sökülen parke taşlarile şe Arnavut kaldırımlı veyahut dırım olmayan sokakları yapı tar, ğinden bunların asfalta Bir çivi fabrikasının gürül- tüsünden şikâyet edildi Ayvansaray ile Defterdar arasında bir çiy nın gündüzleri gi rültü ettiğinden şikâyet edilmiştir. Belediyenin yaptığı tetkikat netice- sinde bu fabrikanın sabahları t sekizden 16 ya kadar çalışlığı, binaen- aleyh çalışma zamanının uyku ve tirahat zamanına tesadüf etmedi görülmüştür. Maamafih gündüzleri de civarın huzurunu bozmayacak de recede sükünetle çalışılması fabrika sahibine bildirilmiştir. Gardenbarın yıktırılmasına başlanıyor Tepebaşındaki Gardenbarın yık rılmasına Kârar verildiğini yazmıştık. den itibaren Gardenbarın yıktırılma- #ina başlanacaktır. Burada yapılacak yeni bar ve tiyat- ro binalarının yerleri B. Prost tara- fından tesbit edilecektir. — Pederi mi? Pederi mi dedir Evet! Neye taaccüp etti: Neden sizi ister Adamcağız bu sözleri söylüyordu am» ma beyninin içi alt üst olmuşt Bir aile meselesini orta; sürü- | yor... Fakat niçin bu kadar telâş edi- yorsunuz? — Bu iki hemşire öksüz değiller mi? — Böyle bir şey söylemedim ki — Evet ama, Kadri Memduh paşa Suriyede vefat etmedi mi? — Yanlış... Filhakika Suriyede idi ve öldü sanılıyordu amma, bir müd. gösteren yegâne insan sizsiniz. Had- | det evvel avdet etti, dim olmıyarak sizi bir evlâd gibi sev. dim. Hem sizi dinliyerek kendi üzün- tülerimi unuturum. Anlat evlâdım, an- lat! Birkaç zaman sonra ölecek bu ada- ma rahat rahat içini dök. Emin ol ki, derin bir alâka ile dinliyeceğim. Kim bilir belki de âcizane bir fikir verebi- Jirim... Ratibin muztarip rubu zaten derd yanmak için fırsat arıyordu. — İştel - dedi. - Bu gördüğünüz güzel hanımla nişanlıyız. Biribirimizi seviyoruz. Lâkin buna rağmen son de. rece bedbahtız! — Allah Allah! Neden?... — Tendunun pederi izdivacımıza Ta- zı olmuyort Kadri efendi hayretle yerinden fırlı. yarak bağırdı; — İmkünsız efendim... Paşa vefat etmiştir. Gözümle gördüm! — Ne zaman? Nerede? Kadri efendi, şaşkın bir halde sus- tu, Bavkasının kendi ismini alarak aj- lesine girdiğini işitince isyan ederek, düşünmeden: — Kadri Memduh paşa öldü. - diye tekrar bağırdı. Fakat bu iddiasını şimdi nasıl isbat edecekti? Demek bir serseri onun hü- viyetine girerek çocuklarının muhab- betine konmuştu? Bu kimdi? Hâdise nasıl olmuştu? Anlamak, öğrenmek İs- tiyordu! Dalgın dalgın bunları düşünüyordu. Ratib devam etti: — Yanılıyorsunuz.. Paşa sağ salim âilesine kavuştu. (Arkası var)