ve: a e “AŞK VE MACERA NUVELİ Karyola altında müldkat | — Niçin mi olmadım? Bu sözü, Matlas Zaclıy, sigarasının külünü tablaya silkerken söylüyordu. — Sebeb, yeni ölen Hariciye “Na- ırı Zellenstein'dir! «Meslek arkadaşlarımdan daha aptal değilim. Asil bir allenin evlâ- dıyım, Ben de diğ kdaşlarım gibi devleti bir yerde temsil edebilir. dim Bunları ince sesile o Avusturyalıya çalan şivesile anlat Avus- işgal ettikleri »matların rahat sandı... Düşü kezleri ketteymiş var mem İstediğini yapardı Pek 1. Buj n hariciyı eği âdeta bir nevi kırtasiy line geldi. İşte o zamanlar, Floransı da bir grandükün sefaretinde âtaşe idi inse bizi «Pek gençtim; veçhen de hiç fena değildim. Kadınlar bize bayılıyo köcalarsa bizden nefret ediyorlardı. Hülâsa cennet hayatı yaşıyordum. «O Zamanki balolarını gör- seydiniz: Ceketi beyaz, pantalonu mavi üniformalı zabitler... Sırma için- de diplomatlar... Kadınların Omuz hizasında açık dekolteleri, tuvalet- leri... Harikulâde bir şeydi... «Markezina dediğimiz bir madam- la iki aydanberi aramız pek iyidi. Ha- rikulâde güzel bir Floransalıydı bu. Viyanalı hemcinsleri kadar müşfik, Parisliler kadar zarif; her hareketile bir'erkeği kendisire bağlıyâcâk has- letteydi. «O akşam tiyatroda son derece me- yustum. Zira gündüzün hizmetçisile; «— Bu gece evime gelmesin! - diye haber yollamıştı. sİkinci perde açıldığı sırada loca- sından kalkıp gittiğini görünce ha- zin hazin kendisine baktım «Yanımdaki koltukta oturan bir Fransız diplomalı bana eğilerek: «— Güzel Markize mi bakıyorsunuz? - dedi, - Rlcci'nin meşhur sesini bile dinlemeden gidiyor... Sebebini söy yeyim mi size?... Sağinızdan kalkan hüssar mülâzimini farkettiniz mi? O da peşi sıra yürüyecek... Yarım saat sonra yatak odasında beraberler... «Adamın yüzüne öyle şaşkın bir halde gözlerimi dikmişim ki ilâve etti: «— İşte bu böyledir, azizim Kont... Biz Fransızlar bu gibi işlerin kokusu- nu gayet çabuk alırız... Sizinle bahse tutuşurum ki tahminimde aldanmı- yorum. «Oturduğum koltuk tam ortadaydı. Kalksaydım, iki yüz kişiyi rahatsız edecektim. Hem delocadaki sefirin dikkatini celbetmiş olacaktım, Meş- hür artisti dinlemeden çıkışıma fena halde kızacaktı. «Sonuna kadar piyesi seyretmeğe mecbur oldum. Fakat ne üzüntüler- le... Bunu tasavvur edebilirsiniz... İşte zaten o gündenberidir ki Lima- rToza'nın müziğinden nefret ederim. «Oyun biter bitmez dosdoğru ara- bama atladım. Markezina'nın evine koştum. Kocaman, köhne bir saray- da oturuyordu. Aşkımızın ilk coşkunluğu sıralarm- da bana verdiği bir anahtar vardı. Bu sayede gizli merdivenden dairesine çıkabiliyordum. Sanki merdiven sırf | | randevu vazifesini ifa için oraya ya- | pılmışta. sİhtiyat tedbirleri almış olacaklar ki odaya girmeme vakit kalmadan karşıma femme de Chanmbre çıktı, Kötü bir fransızca İle «— Madamın bu akşam kendisini kabul edemiyeceğini Kont hazretleri- ne söylemiştim. «Kızın önlüğüne bir avuç para at- tam, Çenesini yakaladım. Ve fazla söze vakit bırakmadan odadan içeri daldım «Metresim yatağına yatmıştı. Aba- noz gibi siyah saçları yastıkların üs- tüne dağılmıştı. Mermer gibi bem be- yaz koluna dayanmış, bakıyordu. «Bir nazarda odada yalnız olduğu- Du anladım. «Gizlenecek bir Y hiç bir adam burada « Yegâne medhal, yoktu, Belli ki klanmamıştı. rdiğim kapıydı. Eyvah!... Kocam geliyor! Kaçmız! Kaçınız!... «Saf ve hazin gözlerini bana kak dırdı. Bir şikâyet ifadesi okudum. «Hemen yatağının ayak ucuna diz çöktüm. «— Neye geldiniz? - diyordu. - Fil hakika size anahtar vermiştim, (İste- diğiniz zaman gelebilirsiniz!) demiştim, Fakat benden böyle şübhe edişiniz. doğru mu? «Uzun kirpiklerinin kenarında yaş- lar parlıyordu. Güzel elini bana uz8- tarak: «— Haydi artık git amico del mio cuar (kalbimin sevgilisi)... Rahatsı- zım fakat seni gördüğümden dolayı | da mesudum. İ «Tam o sırada sanki tiyatro oynu- yormuşuz gibi kapı tekrar vuruldu. | Yavaşca bir konuşma işitildi. «Ve hizmetçi titriyerek: «— Madam! Madam! Sinyor Marki geldi! Sizi görme yor. #Biçare kadının yüzünde dehşet belirdi. «— Korkma! - dedim. «— Olmaz! Bütün şehir görür! Ya- rım saat sonra ortalığa dedikoduları yayılır... Hem sarayın karşısında nö- betçi durduöunu bilmiyor musunuz? «Şimdi, kapınm “urYasında, öfkeli kocanın sesi işitilyordu: «— Felicia! Açsanız a... «Telâşla etrafıma bakındım. Gizle- necek bir yer yok. Yarabbi! Bu Mar- kiz de ne kadar ihtiyatsız kadındı! «Birdenbire gözüm yatağa ilişti. «Burası yüksek, geniş, âdeta âbide gibi bir karyolaydı. Hemen eğildim ve altına gizlendim. «Tam o sırada kapı da açıldı. İtal yan, öfkeli adımlarla içeri girdi, Karı koca kavga ettiler, «Ayağım kımıldayan birşeye ilişti. Kulağımın hizasında bir sıcaklık his- settim ve mülâzımla gözgöze geldim. «İkimiz de, yanyana, somyanın ak tında, nefesimizi tutarak dürüyor- duk, O, iri mavi gözlerini kinle aça- rak, dişlerini sıkarak, bana bakıyordu. | «Bu hal yirmi dakika sürdü. Sonra koca çıktı, gitti, biz de, karınlarımız | üstünde sürünerek, yatağın altından | fırladık. «Gülünç vaziyetlerle derlenip top- lanıp Markezina'nın karşısında aya- ga kalktığımız vakit, mülâzımın ko- Yuna girdim. «— Madama veda edip birlikte çi- | kalım! - dedim. «Sokakta, genç zabit öfkeyle bağır- dı: «— Ümid ederim karşılaşırız! - deği. <Düelloyu kasdediyordu. «— Hayhay! Parma caddesinin $0- nunda bir meydan var... Orasını bili- yor musunuz? Pencereden atlarım! «— Evet. «— Yarın sekizde iki arkadaşımla gelirim. «— Ben de «Ve ismini bilmediğim bu adamı selâmlamadan kendisinden ayrıldım. .. «Ertesi gün Floransa şehrinden bü- tün zabitan harb için çağırılmıştı. 1859 hâdiseleri başlamıştı, Neticeleri biliyorsunuz. «Fettan Markezina'yı bir daha gör- medim., «Zamanlar geçti. “ Üç sene evvel, izinle Viyanadaydım, Feldmareşal Kont Schellenstein'dan bir mülâkat istedim, Kendisi, imparatorun emrile Hariciye Nazırı olmuştu. «İki boş sefirlik- vardı. Bunlardan birine talib olmak hakkını kendim- de buluyordum, «Kapıdan ismimi bağırdılar. «İlerledim. «Ekselânsın önünde eğilerek hür- metlerimi arzettim ve bundan evvel ziyaretinde bulunamadığımdan : özür diledim, «Başımı kaldırdığım zaman gözgöze geldik. «Ben bu soluk gözleri, bu sert du- | dakları acaba nerede görmüştüm? «Birdenbire bâna Şu suali sordu: «— Mesleğinize, işgal sıralarında Floransada başladınız, değil mi? «— Evet ekselâns! «Şimdi, biribirimizin suratını nere- de gördüğümüzü hatırlıyorduk. « O da beni tanımıştı. Görüşmemiz pek kısa sürdü, Z «Birkaç gün sonra istifamı verdim. İşle bu yüzden sefir olamadım. «Hayatta ekilen kinlerden en fenası ve affedilmiyeni, emin olun ki kadın yüzünden beliren kinlerdir. François de Nion'dan Tercüme eden: Hatice Süreyya Vize höyüklerinde bulunan kıymetli eserler Bir kırala aid gümüş kasketin iki görünüşü Edrine (Akşam) — Türk tarih ku- rTumunun Vize höyüklerinde bulduğu çok kıymetli Trak eserlerinden bah- sederken bir kıralın gümüş kasket | vezirhının da bulunduğunu kaydet- miştim. Çok ince bir sanat taşıyan ve İstanbul müzelerine kaldınlan bü zırhlı kasket . ve maskenin iki poz 'Türk tarih kurumundan, umumi müfettişliğe yazılan bir mektupta kurumun plânlı ve programlı çalış- malarına bu sene de devam edeteği ve iş kadrosunu göndereceği bildi- rilmekte ve gösterilen büyük yardım ve alâkadan dolayı general Kâzım Dirik'e teşekkür edilmektedir. Belçika Başvekili Meclisten salâhiyet istiyecek Brüksel 19 (A.A.) — Başvekil Pi- erlot, parlâmentoya bir kanun lâyi- «Bir kaç hafta sonra biz de, gran- dükle birlikte memleketten ayrıldık. hası vererek tam salâhiyetler istiye- ceğini bildirmiştir. Sahif Vaziyette bir parça iyilik var (Başlarafı 1 nci sahilede) 1 — Sulhusever milletlerden mü- teşekkil bir cephe vücude getirmek | için Fransızlarla İngilizlerin sarfet- tikleri mesaide sebatları ve bu mesa- inin omuvaffakıyetle | neticelenmesi Amerikanın bilkuvve müzaheretini temine medar olmuştur. 2 — Bir harp blöfüne taraftar olan İtalyan efkârı umumiyesi, İtalya hü- kümetinin harbi ilân etmesini kabul etmiyecektir. 3 — Halihazırda totaliter devletler için seri bir harp İle muvaffakıyet el- de edilmesi imkânı hemen hemen yok gibidir; zira demokratlar, böyle bir ihtimale karşı hazırlanmış bulunmak- tadırlar, Diğer taraftan hiçbir mütehassıs, Almanya ile İtalyanın uzun bir harbe tahammül edebileceklerine ihtimal vermemektedir. Zira Almanya ile İtal- yanın iaşe maddeleri ve mevaddı ipti- daiyeleri yoktur. 4 — Son eylül ayında vukua gelen hâdiselerin hilâfına olarak, Alman seyrisefain kumapanyaları, gemileri- mİ geri çağırmamışlardır ve önümüz” deki aylar için yolcu kabul etmekte. dirler. 5 — Berlin, yakında Danzigi ilhak edeceğine dair olan haberi tekzip et- mektedir. © — İspanyadan alınan haberler, memleketteki intizamsızlığı teyid et- mektedir. Yiyecek fikdanı kendini şiddetle hissettirmektedir. İspanya yeni bir harbe girecek vaziyetin de- gildir. İspanya, Almanya ve İlalyaya ken- di limanlarından istifade etmek hak- kını vermekle iktifa etse dahi sahille- rinin abloka altına alınmasına ve ken- disine karşı askeri harekâta geçilme- sine mani olamıyacaktır. Diğer cihetten siyasi mahfillerde söylendiğine göre bir Alman filosunun İspanyol sularında bulunması harb zuhurunda Atlantikten yapılacak Fransız - İngiliz münakalâtına karşı münakaşa götürmez bir tehdid ma- hiyetini almaktadır. Fakat öğrenildiğine göre muhtemel bir Alman hareketini zararsız hale getirmek için lâzımgelen bütün ted- birler alınmıştır. Bazı mahfillerde söy- lendiğine göre Alman filosunun ce- velânı münhasıran demokrasilerle İspanya üzerinde bir tesir icrasını ve İspanya ile Fransa ve İngiltere ara- (Baştarafı 1 nci sahifede) Nihayet, Sovyetler Birliği ile inki. şaf eden müzakerelere temas ederek Fransanın, bir tecavüz takdirinde Rusyanın komşu devletlere yardımı. ni temin için yaptığı tekliflerin tet- kik edilmekte olduğunu ve memnu. niyeti mucip bir neticeye varılması- nın muhtemel olduğunu söylemiştir. Bonnet, netice olarak, bugünkü va. ziyetin çok vahim &kararsızlıklarını gizlememiş ve Fransanın, imparator- Yuğlun her köşesinin himayesini temin için icap eden bütün ihtiyat tedbir- lerini almış olduğunu bildirmiştir. Son haftalar müzakerelerinin hiç kimse aleyhine müteveccih bulunma- dığını, yegâne hadefin sulhun muha- fazası bulunduğunu ilâve etmiş ve nihayet Roosevelte mesajından dolayı Fransanın şükran hislerine tercüman olmuştur. Bonnet, bu izahatı verdikten sonra kendisine sorulan birçok suallere cevaplar vermiştir. Danzig hakkında, bazı yalan ha- berlerin tehlikesi üzerine encümenin nazarı dikkatini celbetmiştir. mek niyetinde olmadığına dair temi. nat vermiş olduğunu söylemiştir. Sovyetler Birliği hakkında, Rusya- nın Polonya ve Romanyaya karşı gi- rişeceği taahhütlerin şümulü hak- kında şimdiden bir şey söylemeğe im- kân olmadığını ve maamafih müza- kerelerin basit bir hava opaktından sındaki fena münasebetlerin idame sini istihdaf etmektedir. Salâh temayülü gazetelerin mütaleasile de teeyyüd ediyor Londra 19 (A.A) — Dün akşam &i- yasi mahtlilerde tespit edilen salâh temayülü bu sabahki İngiliz gazete- lerinin mütaleasiyle de teeyyüt et- mektedir. Gazeteler, bundan yalnız bir kollek- tif emniyet sistemi tesisine matuf mü- zakerelere faal bir şekilde devam edil- mek için değil, ayni zamanda - bilhas- sa Taymis gazetesinin tasrih ettiği veçhile - İstihsalin ordunun genişle- mesile hasıl ölan ihtiyaca uygun bir seviyede kontrol olunmasi ve harb ha- linde teçhiz ve İaşe nezaretine tahvil edilecek olan bir mühimmat nezare- tinin derhal ihdası için istifade edil- mesini ısrarla İstiyorlar. Bütün Amerika devletleri B. Rooseveltin mesajını tasvip etti Vaşington 19'(A.A.) — “Amerika memleketlerinden Roosevelt mesajma şimdiye kadap cavap vermemiş olan ye- gâne devlet, Honduras idi. Bu mem- leket de Roosevelt'in teklifine iştirak ettiğin! bildirmiştir. İngiliz ordusuna Çek ve İs- panyol mültecileri alınacaklar Londra 19 (A'A.) — İngiliz orduru Çekoslovak ve İspanyol mültecileri- nin orduya ölirima ( taleblerini Kabul etmeğe başlamıştır. Namzedler İngi- Uz lisam, teknik bilgiler imtihanına tabi tutulmaktadır. Bunlar müs takil cüzütamlar halinde hizmet et- miyecekler, muhtelif alaylara taksi'n edilerek bilhassa levazım hizmetlerin. de kullamılacaklardır. İngiliz - Sovyet görüşmele | ve Polonya Varşova 19 (A.A) — Hariciye Ne”ı- rı Beck, dün “İngillerenin Varşova elçisini kabul etmiştir. Salâhiyettat mahfiller, * İngiliz - Sovyet müzakereleri hakkında büyük nın çerçevesi haricinde cereyan et.- ğini beyan etmektedir. Ayni mahfiler, Polonya hükü- metinin, İngiltere İle Sovyetler Bir- liği arasında bir itilâf akdedilmes! ne intizaren vaziyet almadığını ilâv eylemektedir. B. Bonnet harici siyaset hakkında izahat verdi çok daha geniş esaslar üzerinde ce- rTeyan etmekte olduğunu kaydetmiş- tir, Mareşal Petainin İspanyadaki vi- zifesinden çekilmek arzusunu göster- diği hakkındaki haberleri tekzip et. miş ve İspanya hakkında demiştir ki: Bizzal nasyonalist makamat İspan- yanın melhuz bir Avrupa ihtilâfına girmesi imkânsız olduğunu beyan edi- yorlar. Burgos mahafiline göre İspanvı- nın antikomintem paktına iltih « İspanyanın mihver (siyasetine ilti- bakı demek değildir. Panama kanalı genişletilecek Vaşington 19 (A.A.) — Kongrenin deniz ticareti komisyonu, Panama Kanalının genişletilmesi ve ıslâhı için ?ri milyon dolarlık bir tahsisat ke. bul etmiştir. Slovakya Dahiliye Nazırı istifa etti Bratislava 19 (A.A.) — Slovakya Dahiliye Nazırı Karol Sidor, İstifa etmiştir. Bu nezaret, Başvekil muavi- ni Adalbert Tuka tarafından idare edilecektir, B. Mussolini mayıs iptida- larında bir nutuk söyliyecek Roma 19 (A.A) — Mussolini mayıs ayının ilk on beş günü içinde Torino- ya giderek mühim bir nutuk söyliye- cektir,