18 Nisan 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11

18 Nisan 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

tey m in 18 Nisan 1939 AKŞAM Sahife 11 HAFTANIN VAKALARI İşkodra çölü kenarında Yuçoslav karakoluna ilen eden Arnavutlar Yeni bir manevrada Polonya ordusunun tankları geçiyor Sultan Reşad bazen nezaketi son dereceye vardırır, vükelâ ve bazı nü- fuzlular ile konuşurken (arzederim; irham ederim) gibi bir hükümdar için ifrat sayılacak nazikâne tebirler kullanırdı. Padişahın bu hali ba rını saygısızlığa ve kendisini mühim sememeğe bile sevke! olurdu. Pek belii idi ki, Makyavelin (prens)- te o da Abdülhamid gibi hükümda; için muhabbet ile korku, hattâ no betten ziyade korku telkin etmek zım geleceğini öğrenmiş olacaktı; bu suretle kendisini herkese saydıracak- tal Hükümdar ailelerinin hepsi kendi- lerinde biraz kudsiyet tevehhüm eder- ler! Bütün millet efradile, hattâ en mümtazlarile, devlet ricali hattâ ve- zir ve sâdrazamlarile aralarında muh- teremiyet ve faikiyet kendilerinde kal mak üzere pek büyük bir fark bulun- duğuna kanidirler. Abdülhamidin uzun saltanatı esna- sında tazyik ve menkübiyet içinde yar lar tanlarda geçirdikleri ezgili hayat bir- az bu gururu kırmıştı; yalnız Ab- dülhamidin evlâdı meşrutiyetin ilk günlerinde babaları zamanında bes- den daha bir cüzünü kaybetmiş değil- lerdi, O günlerde bunlar babalarının hal'inden dolayı biraz münfail bulu- nuyorlardı, Cülüsu müteakip diğer şehzadeler dik! halde Abdülhamid zadeler ba- yorlardı. Bu teahhur nihayet sultan Reşadın beyin başkâtibi Halid Ziya beyi ça- dart. (1) — Size belki hoş olmıyan bir vazife vereceğim. Biraderin çocukları bizi görmek istemediler; fakat bize onları aramak yakışır, Ne kadâr olsa mah- sorulmasına intizar ederler. Belki de bir talepleri, bir ihtiyaçları vardır. Bu- günden başlasanız.. Her gün kullan- dığınız arabadan daha mükellef bir araba hazırlatır, yanınıza sultanlar için bir haremağasını, efendiler için de münasip göreceğiniz bir zatı yahud sadece bir oda Ylırsınız. Bunları ve tarafımızdan selâm götürerek bir arzuları olup olmadığını sormak pek muvafık olur diye düşündüm. Siz de bu mütalâada mısınız? lunmak, yahud yeğenlerine bir ders vermek istiyordu. Daha doğrusu iki şıkkı da birden ihtiyar ediyordu. Halid Ziya bey tabil padişahın em. rini yerine getirdi. Sultan Reşad böy- le nezaket ve zerafet lâzimelerini sal- tanat hanedanı âzasına hasretmezdi. Saray ricalinden birinin rahatsızlı. ğını duyunca iyadetine oğullarından birini göndererek hatır sordurduğu çok olmuştur. Sultan Reşadın nezaketine biz de birkaç defa şahid olmuştuk. Umumi harp esnasında bir kaç haf- ta sıraya selâmlık Ortaköy camisinde icra edilmişti. Suriyeye gidecek bir Avusturya ta- buru namazdan sonra padişah huzu- runda geçid resmi yaparak Haydar. paşaya sevkedilecekti. Sultan Reşad soğuk almaktan çok çekinirdi. Bu taburu seyir için cami kapısında değil, yukarıda hünkâr dai- resinde pencerede durmuştu, Polis müdürü umumisi Bedri bey ve huzuru mutad Sair zevat fle Beyoğ- hü mutasamıfı sıfatile ben küçük ü sahanlıkta duruyorduk, Avusturya taburu efradı padişahı anyan, fakat göremiyen nazarlarını bizim tarafa tevcih ile geçti. Bu biraz sözü badi oldu. Ertesi ve daha haftalarda Alman taburları ge- çecekti, Harbiye Nazır Enver paşa padişaha aşağıda bulunması edeceğini hatırlattı. Bir hafta sonra Alman taburu ge icap MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABIALİ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur. Tefrika No. 21 Sultan Reşadın, Hakkı paşayı kabul etmemesini istiyen Vahideddine cevabı ni okumamıştı o! Okumuş olsaydı elbet- b şamağa alışmış olan şehzadeler ve sul- lendikleri azamet ve kudret zihniyetin- ve sultanlar sultan Reşadı ziyarete gel- erine geçen amcalarını gör- meği mümkün olduğu kadar tehir edi. dikkatini celbetti, hünkâr bir gün ma zundurlar ve bizden hal ve hatırlarının semt itibarile değil, yaş sırasile görmek Hünkâr ya kibarane bir zerafette bu- formalarımızla cami kapısında merme erken padişah bizim de durduğu- z sahanlıkta hazır bulundu. Ayak- rı altına bir seccade, seccadenin üs- tüne bir paspas konmuştu. Tabur geçtikten sonra sultan Reşad bizim ayaklarımız altında bir kilim bile bulunmadığına dikkat etti. — Ayaklarınız altına birşey koyma- mışlar, Taştan soğuk alırsınız. Gele- Diye tenbih etti, Ertesi hafta geçid vaklı gelinge bunu Bedri beye hatır- dattım - Zatı şahâne geçen hafta ayakla- birşey sermelerini emret- â beş, on dakika mermere basacağız diye bizim için böyle bir iti- naya lüzum olmadığı aşikâr! Amma iradesi infaz olunmadığını görünce câ- ni sıkı emri yerine getirelim. Bedri bey — Adaam! Nerden hati- rında kalacak! Diye aldırmak istemedi. Fakat ben bir seccade getirttim. Alman taburu geçeceği dakikada pa- dişah aşağı iner, inmez ilk işi bir haf- ta evvelki iradesinin yerine getirilip getirilmediğine dikkat etmek oldu. See. cadeyi görünce: İyi olmuş! Şimdi rahatsız olmaz- sınız! dedi, Selâmlığın Yıldız camisinde yapıl. dığı bir gün de tam padişah camiye çıkacağı sırada şiddetli bir yağmur başlamıştı; biz de caminin merdiveni başında açıktaki mevkilerimizde inti- zar İle iyice ıslanmıştık. Araba ile ve birkaç dakika teahhurla gelen padişah merdivenden çıkarken halimizi gör ce bu vaziyette bizi beklettiği için itizar etmişti. Lütfi Simavi bey hatıratında * tan Reşadın nezaketine diğer bir mi- sal gösterir (Sultan Reşad teveccüh ve itimad eseri olarak maruzalımı daima naz itibare alırdı. Hususi olarak kabul ede. ceği elçilere ne yolda dil kullanacağı- ni tenezzülen sorardı. Birinci defa hu- zuruna kabul ettiği zevat ile mülüka- tı esnasında emri mucibince dalma hazır bulunurdum. Bayramda sadaret mazulleri tebrik için ikinci günü gelirlerdi. İtalya mu- harebesi esnasında bayramda gelerek- lerini tahmin ettiğim Hüseyin Hilmi ve Hakkı paşalar hakkında sultan Re- şattan emirlerini sordum. O sırada huzurda bulunan şehzade Vahideddin efendi Trablusgarbin zıyaıa sebebiyet veren Hakkı paşayı şevketmeap efen- dimiz tabii kabul buyurmıyacaklar! Dedi, Ben de Hakkı paşanın bigünah olduğunu, başimıza bu felâketi zaaf:- mız getirdiğini, fikrimce İki sadaret mazulünün ayni muamele görmesi ik- tiza ettiğini arzettim. Sultan Reşad maruzatımı sükünetle dinledikterisönra: — Paşalar gelince haber veriniz. İki sini beraber kabul edeceğimi Diyerek bana hak verdi.) 1910 da Mahmud Şevket, Mahmud Muhtar paşalarla Talât bey araların. da (Seyidler) mevkiinde orduya bir manevra yaptırmağı kararlaştırmışlar. dı, Padişah manevranm sonunda yapı- lacak geçid resminde hazır bulunduk- tan sonra Osmanlı saltanatının Ru- melide ilk payıtahtı olan Edimeyi zi. yaret edecekti, Sultan Reşad yaşlılığını, vücudünde. ki hastalık ârtzalarını düşünmiyerek bu seyahata sevinmişti, Seyahat hazırlıkları başlayınca Edir. nede İstirahat vesaitinin azlığı naza- rı dikkate alınarak sultan Reşada mai- yetinde kalabalık bulunmaması tav ye edildi. Hünkâr: — Yusuf İzzeddin ve Vahideddin efendileri götürmemek olmaz! dedi. Mabe ve hazinei hassa erkân, Istablı âmire müdürü gerek (Seyidler)- de, gerek Edirnede padişah ile müiye- tinin istirahat ve iaşeleri için lâzım gelen tertibatı vakıt ve zamanile ve mükemmelen aldılar. Teşrifat ve alay. lar için icap eden nakil vasıtaları da yerlerinde bulunduruldu. (Arkası var) ik (1) Halid Ziya: Saray ve Ölesi, j ik

Bu sayıdan diğer sayfalar: