ei p 3 Nisan 1939 dün Alman propaganda nazırı Istanbula geldi (Baş tarafı 1 inci sahifede) billere binerek doğru Perapalas ote- Mine gitti, Orada bir müddet istirahat ettikten sonra Tarabyadaki Alman se- faretinin yazlık binasını ziyaret etti ve akşam yemeğini Tokatlıyanda yedi. Dr, Göbbels bugün şehrimizi dola- şacak ve cuma sabah: erkenden tayya- resine binerek Berline avdet edecek- tir. Şehrimizde ikamet ettiği müddet zarfında Türkiye hükümetinin misa- firi olacak, seyahati hususi olduğu için ziyaretler yapmıyacak, yalnız mutad zevata kartvizitini yollıyacak- tar. Dr. Göbbels 1897 yanın Rheydt senesinde Alman- nde doğmuştur. Muhtelif Alman versilelerinde ta- rih, sanat tarih isefe ve İlloloji tahsil ettikten sonra 1920 de Heildel- berg üniversitesinden doktora diplo- masını almıştır. 1922 de Münihte bu- Yunduğu sıralarda o zaman ilk defa meydana çıkmağa başlıyan Hitlerin içtimalarına devam etmiş, onun nü- tuklarını dinledikten sonra nasyonal sosyalist partisine dahil olmuştur. İşgal ordusunun mevcudiyetine rağ- men Ren muntakasında müstear bir nam altında çalışarak nasyonal 505- yalist fırkasının teşkilâtını kurmuş” şehi tur, BuYaaliyetini haber alan işgal or- dusu 1924 de kendisini Ren mıntaka- sından tardetmiştir. Bunun üzerine Göbbels Elberfeli şehrine gitmiş ve orada Völkisehe Freiheit gazetesinin baş muharrirliği- ni deruhte etmiştir. Bir sene sonrada «Nasyonal sosyalist mektupları; mec- muasını neşre başlamıştır. O esnada kendisi fırka tarafından o mıntaka- nın mutemedliğine tayin edilmiştir. Dr. Göbbels'in fırkacıık noktal nazarından yaptığı propagandada elde ettiği muvaffakiyetleri gören Hitler onu 1926 senesinde nasyonal sosyalist fırkasının Berlin şehri mu- temedliğine tayin etmiştir. Dr Göbbels asıl propaganda maharetini | burada göstermiş ve 1 Mayıs 1927 deki amele bayramında Hitler'in Berlinde nutuk söylemesi zeminini hazırlama» ğa da muvaffak olmuştur. O derece- de ki Berlin zabıtası çok çalıştığı hal- de Hitler'in o nutku söylemesine bir türlü mümanaat edememiştir. Dr. Göbbels bu esnada Berlinde «Angriff> gazetesini tesis etmiş ve ilk nasyonal sosyalist mebuslar meya- nında Rayhştağa za intihab edil miştir. Dr. Göbbels nasyonal sosyalizm hakkında bir çok eserler yazmıştır. Ispanya vaziyeti ciddi bir şekil almağa başladı (Baş tarafı 1 inci sahifede) İspanyol Fasından gelen bazı ha- berlerde Centa ve Tetuan'da, Fransız Fası hududunda halihazırda vücude getirilen istihkâmların ehemmiyetin- den bahsedilmektedir. Tahkikine imkân olmıyan bir ha- bere göre, Tanca'ya karşı bir hareket derpiş edilmesi ihtimali de vardır. Paris mahafilinin mütaleası Paris 12 (A.A) — Diplomasi maha- fili, B, Mussolini'nin B, Chamberlain'e gönderdiği mektup ile Romanın Ak- deniz statüsünü değiştirmek (tasav- vurunda olmadığı şeklindeki İtalyan teminatının ancak İspanyadaki İtal yan gönüllülerinin geri çekilmesile tecrübe edilebileceğini beyan etmek- tedir, Bu mahafii, İngiltere hükümetinin Romadan resmi ve kati bir teahhüd istemiş olduğunu ehemmiyetle kay- detmektedir. Ayni mahafil, şifahi teminatın, İn- gilterenin Akdenizdeki hareketini fel- ce uğratmağı istihdaf etmesinden en- dişe etmektedir. Fransız mahafili, İtalyan kıtaatı- nın İspanyada bir harekete geçme- sinden korkmaktadır. Bu hareket: 1 — Umumi harp halinde Cebelüt- tarıka, 2 — Tanca'ya karşı yapılabilir. Ayni mahafil, Fash kıtaatın Fasa iade edilmiş olduğuna ve Madridde yapılacak zafer geçidine iştirak etmi- yeceklerine işaret eylemektedirler. Diplomasi mahafili, İngiliz müna- kalâtı için çok mühim bir üssülhare olan Tanca'ya karşı bir taarruz vu- kuunda İngilterenin mukabil hare kete geçeceğinin muhakkak olduğu- mu beyan etmektedirler. İtalya yeniden asker göndermiş Cebelüttarık 12 (AA) — Büyük perhizin son haftasını geçirmek üze- Te Cebelüttarıktan — Seville'e gitmiş olan seyyahların dediklerine bakılır- 21. nci adet mükâfat vardır... TURK HAVA KURUMU BUYUK PIYANGOSU Birinci keşide: 11/Mayıs/1939 dadır. Büyük İkra- miye: 40,000 liradır... Bundan başka: 15.000, 12.000, 10.000 liralık ikramiyelerle (20.000 ve 10.000) liralık Yeni tertipten bir bilet alarak iştirak etmeyi ihmal etmeyiniz. Siz de İyangonun mes'ud ve bahtiyarları arasına girmiş olursunuz... İ İngitiz bül 5a, bu ayın 8 inde Kadiks'e yeni İtal yan kıtaatı çıkarılmıştır. Bu seyyahlar Kadiks'te birçok İtal yan gördüklerini söylemektedirler. Seyyahlar, ayın Binde bu limana İtalyan kıtaatının çıktığını ve bu kı- taatın Kadiks'in ana caddesinden geçmek suretile İspanyanın üssübah- rilerinden biri olan Fernando'ya doğ- ru ilerlediğini görmüşlerdir. Askeri makamlar, hududda ihtiyat tedbirleri almaktadır. Geceleyin Sa- linea'dan Cebelüttarık'a hiç kimse gi- dememektedir. Londra 12 — Paristen alınan ha- berlere göre Fransa, İspanyadaki ec- nebi askerler çekilmezse, bunu dost- luğa mugayir bir harekt addedeceğini İspanyaya bildirecektir. Mareşal Pe- tain'in Parise gelmesine hususi ehem- miyet veriliyor. Alınan haberlere göre, İspanya hü- kümeti, 2 mayıstan sonra ecnebi kı- | taların İspanyadan çekileceğini bil- dirmiştir. Londra 12 (A.A.) — Gazeteler, İtal- yan kıtaatının yeniden İspanyaya çı- ke olduğunda ısrar etmekte. iye Telegraph, Daily Herald, Dai- Iy Express, bu gazeteler arasındadır. Daily Herald, son İtalyan kuvvet- lerinin daha geçen pezar günü Ca- dix'e çıkarılmış oltuğunu yazıyor: Londra 12 (A.A.) — «Havas» Salâ- hiyettar bir kaynaklar verilen malü- mais göre, İtalyaı. hükümeti henüz İspanya yarımadasında bulunan 25 bin İtalyan mefevinin önümüzdeki 2 mayısta Fra conun merasimle Mad- ride girmesinden sonra göri çekmeyi ümetine vadetmiştir. İspanyada bir garajda kıy- metli tablolar bulundu Burgos 12 (AA) — Jetivada bir garajda 95 sandık bulunmuştur. Bu sandıklarda metrük bir takım tablo- lar ve sanat eserleri bulünmaktadır. Bu tablolar, bilhassa Siera, Murillo ve Pentoja'nındır. TER-PİP | dün buraya <gelmşitir. AKŞAM ğı Filistin meselesi Komünist lideri Filistinden Kahireye gitti | Kahire 12 (A.A) — Sionüstlerin W- | deri Wetzmann, dün tayyare ile Filis- | tinden buraya gelmiştir. Mumalileyh, Başvekil Mahmud paşa ile görüşmüş- tür. Londra 12 (AA) — Gazetelerin ekserisi, İngiliz hükümetinin Filistin meselesini alelâcele Kahirede hallet- mek teşebbüslerinden bahsetmekte- dir, Daily Herida, Büyük Britanyanın enternasyonal buhran dolayısile bu meseleyi hemen halletmesi lâzımgel- diğini yazıyor. Daily Telegraph gazetesi, Filistin konferansında bulunmuş olan delege- lerin ekserisinin Kahireye gelmiş bu- Yunduklarını ve Mısırın Londra elçi- sinin de Kahireye döndüğünü ve müza- kerelerde birine derecede bir rol oy- nıyacağını yazmaktadır. İtalya, Slovakya devletini tanıdı Bratislava 12 (A.A) — İtalya kon- solosu hükümetinin Slovakya devle- tini tanıdığını Hariciye Nazırına bil- âirmiştir. İtalya yakında bir mümes- sil tayin edecektir. Dr. Zvrskovec'in Slovakya'nın ilk Roma sefiri olarak tayini için vuku bulan istimzaca İtalya hükümeti muvafık cevap ver- miştir. Polonya Sanayi ve Ticaret Nazırı Romada Roma 12 (A.A.) — Polonya sanayi ve ticaret nazırı B. Antoine Roman, Mumaileyh, İtalya mübadeleler ve dövizler nazırı B. Felice Guarneri tarafından karşı- lanmıştır. İki.nazır, halihazırda bir kliring itilâfı ile idare edilmekte olan İtalyan - Leh ticari münasebetlerinin inkişafı hakkında görüşmüşlerdir. Meriç sularının baskınından kurtarılan köyler Edirne (Akşam) — Edirneye beş kilometre mesafedeki Bosnaköyü her sene Meriç sularının baskınına uğrar ve bu yüzden bir çok zarar görürdü. Bu köyde geçen sene Naf'a Vekâleti tarafından 55,000 liraya bir set inşa edilmişti. Meriç suları bu sene çok yükseldiği halde nehir Bosnaköyüne dokunmadan geçmiş ve bu 250 evli köy böylece kurtarılmıştır. Bundan başka üç sene evvel Erge- nenin Meriçe kavuştuğu Sarhanlı- köyünde de sağlık şartları bozulduğu için köy, Kızılayın yardımile bir kilo- metre geriye kaldırılmıştır. Son zamanda Meriç su baskınına uğrayan Eskiköyün sedleri Nafla Ve- kâletinin yardımile ve 15,000 raya yaptırılmaktadır. İnşaat yakında bi- tecektir. Tekirdağda bir mezbaha yapılacak Tekirdağ (Akşam) — Tekirdağ Be- lediyesi 20 küsür bin liralık bir tah- sisatla yeni bir mezbaha inşası işini münakasaya koymuştur. Yurdda 35 milyon Türk en vetlendirmek bu saadeti bir batında temin etmeğe kâfidir. Çocuk Esirgeme Ku- Sahife 11 AŞK VE MACERA NUVELİ Bir dansözün son oyunu (Baş tarafı 10 uncu sahifede) Yavaş yavaş kuvvetlendi ve dans- larına başladı. Artık şöhreti günden | güne artmıştı. Gazetelerde, ilânlarda | hep isimleri, resimleri... Bu sıralarda Conradin'in ölümü de İna'yı sarstı, Meğer Fernandın babası baron De- lares de genç kızı pek beğeniyormuş: — İhtiyarım amma zenginim, seni rahat ettiririn! - dediysede, genç kızın — Dansetmöme müsaade eder mi- #iniz?- sualine: Yalnız benim karşımda! bını verdi. Bunun üzerine maddi hayatını s6- lâmete çıkaracak olan bu izdivacı İna reddetti. ceva- öö. Wajt adında çirkin, kısa boylu bir ressam çıldırasıya onu sevdi. Birlikte Münihe gittiler. Birçok teklifleri kabul etmediği için, şöhrete rağmen sefalete düştüler. Res- sam, günün birinde tablosunu almak isteyen genç bir baronu dansöze pre- zante etti. Bu, uzun boylu, çelik bakış- hı, sakin hareketli bir gençti, Seviştiler, Kadın, birçok mücade- lelerden sonr - (çünkü kendisine çık gınca âşık olan ressama acıyordu) - aşkını yenemedi; baronla beraber Fransaya kaçtı. Baron, Pariste İna'yı lânse etti: Bü- yük tiyatro ve varyete sahiplerine genç kadını prezanta etti. Gayet lüks bir apartıman tuttular, otomobil satın aldılar. Şimdi dansöz, en şık tuvalet- leri giyiyordu. Şöhreti de ayuka çıktı. Bir gün otomobil gezintisi yapıyo lardı. Geç kalmışlardı. Baron direk- siyonda idi. Düz yollardan hızlı hızh ilerlerken birdenbire araba sarsıldı; yolun ortasında fren yaparak durdu. İna sordu: — Ne var? Baronun gözleri dehşetle açılmış, şâ- kaklarından terler akıyordu. Cevap vermedi. Civardan evlerden kadın ve erkek feryadları koptu. Otomobilleri taşlanıyor... Hattâ bir taş da İna'nın omuzuna geldi. Eller uzandı, yumruklar sallandı. Sürüklercesine, ikisini de otomobilden Acı bir kadın. feryadı... İki polis... Baronu aldılar. İna, başını çevirdiği zaman, kanlar içinde cansız bir küçük vücudün cad- deden kaldrıldığını gördü Artık dansöz, karagol karagol dole- şıyor, nüfuzlu adamlara müracaat edi- yor, hapiste olan Baronu kurtamağa çalışıyor. Nihayet, para kefaletine rapten adamı tahliye etmek teklifinde bulun- dular, İna, Baronun çok zengin olduğuna Kani idi. Hapishaneye koştu; sevgili sine müjde verdi. Erkek: — 30,000 frank mı? - diye içini çek- ti, — Neye sevinmiyorsun? Sen zengin- sin... Değil mi? — Doğru, para bulabiliyorum... Fa. kat şimdi ellerim bağlı iken meteliğin yok... 30,0001... Bu meblâğı bana kim- se borç vermez! — Belki ben bulurum, Toni... Bu iş- lerde öyle de acemiyim ki... Hiç böyle şeyleri bilmem... İnci gerdanlığını rehine koyup sev- gilisini hapisten kurtardı. Fakat genç kadın, bu vesile ile, Baronun macera- la yaşadığını öğrenmiş oldu. Bu da his- siyatına soğukluk verdi... “Tabiatile; müuştu. Mükemmel hekim diye şöhret salmış olan eski arkadaşı Fernanda kendipi muayene ettirdi. Derhal ame- | diyat yapılırsa kurtulacağın, kambur doktor kendisine söyledi. Fakat kadın hayatından bezmiştir. — Ameliyat olmazsam ne kadar ya- şıyabilirim? — Ancak altı ay. İna, kırkına yaklaşmıştı. Kâbuslar içinde, mütemadiyen, çocukluğunda hasta iken kendisini ziyaret eden siyah, elbiseli adamı görüyordu. Her seferin. de daha ziyade yaklaşan 40 rakamı, gözlerinin önünde alevler içinde yanı- yordu. — Hayır! cağım! Öyle zayıflamıştı ki, şakakları çök- müştü. Benzi yemyeşildi. O sıralarda Viyanada yeni bir yıldız parlıyordu. İna, ölmeden evvel tekrar şöhretini ayuka çıkartmak için son bir dans yapmağa karar verdi; «Siyah mantolu dans» O gece sahne kavkaranlık... Loşluk- larda, bol bir kac pelerine sarılmış bir hayal... Sahnenin üzerinde adım adım yürüyor... Sonra müzik, neşeli bir hayat ahengini etrafa yayıyor... Be. yazlara bürünmüş genç bir kız, yaşa- mak zevkile ortaya atlıyor... Danse- diyor, dönüyor, dönüyor... Boş bakış- mikli, sıska eli uzanıyor ve tekrar giz- - dedi, - Ameliyat olmiyâ- Genç kız, arkasına bakarak, ürke- rek koşuyor... Dalma ileri gidiyor... 'Tehdidin korkusu karşısında, dönüyor. O anden itibaren, karanlıklar içinde korkunç bir oyun başlamıştır... Takip edilen bir şikâr gibi, kız kaçıyor... Mu. sikinin nağmeleri kafifliyor... Sonra gene, birdenbire hayatın neşeli havası başlıyor. Kız, sahnenin önüne doğru yakia- Şıyor. Bir az sükün bulmuştur, Fakat siyah hayal, büyük bir munislikle bu sefer iki elini uzatıyor... Manto, sim- siyah bir'ağız gibi açılıyor... Genç ki- zı sarıyor... Ve ölüm marşı çalınırken, sahnede yatan, büyük bir kara pele- rinden başka birşey görünmüyor. Seyirciler, biran, hayretle süküt et. tiler, derek ayrıldılar. Bu ölüm havası bir çok kimsenin neşesini, zevkini kaçır- mıştı. Fazla matemli bir şeydi bu... Numaâraların sonuncusu ya bir Viya- na valsi, yahud da bir Rus dansı olma. hı değil midir? İna, Fermandın yanına geldiği za- man, bitkindi, bitaptı. Son dansının fiyasko olduğuna kani idi, Arkadaşı ona: — Çocuklukta beraberce yazı geçir. diğimiz sayfiyeye gelmek İster misin? » dedi. e Orasını bir hastane hsline İna, ıztıraplar, sancılar içinde, ya- tağında yatıyor... Ancak morfin şırın- gaları sayesinde biraz nefes alabiliyor. Günler, böyle geçip gidiyor... Bir akşam Fernand ona bir ilâç ver- di. Bir de enjekslon yaptı. Baş ucunda oturdu. İna, rüyada konuşur gibi s0- ruyor: — Sen kırmızı bir balonun uçtuğu- nu hiç gördün mü? - diye sayıkladı. Kambur doktor, dudakları titriye. yek: — Hayır! « dedi, — Ne güzel... Uçuyor... Uçuyor. Semanın namütenahiliği içinde kay- boluyor.... — Evet, ina... 'Biran süküt... Kadının gözleri ka- panıyor... Sonra gene, yavaşça kirpik. leri oynuyor... Güçlükle kımıldayan dudaklarile soruyor: — Kim geliyor?... var... Bir. Pİ m e Yi bü. yük sükündür! ri Baş ucunda mum yanıyor. Doktor Fernand ses çıkarmadan orada, kol- tuğunda oturuyor. Gecenin sessizliği İçinde, esrarengiz bir çağrış duyulu- yor. Işık sönüyor, Bahçede bir kuş ba- ğırarak uçuyor. Artık semada yıldız- iğ elele ——