- POLİTİKA Son hadiselerin akisleri Fransa Cümhürreisi B, Lebrunün geçen temmuzda İngiltere kralının yaptığı ziyareti iadesi Avrupanın geçen eylülden sonra ikinci defa uğradı- ğı buhrana tesadüf etmesi itibarile dünyanın en mühim hâdiseleri sırası- na girmiştir. Artık bu, iki komşu ve müttefik devlet arasında yapılan sade. ce bir nezaket ve cemile ziyareti sayılmıyor. Bunun için Fransız Cümhur- reisi ile İngiliz kralı arasında testi olunan nutuklar her tarafta dikkati celbetmiştir. İngiltere kralı mulkunda cari hukuku düvel ahkâmma ve prensiplerine riayet noktası üzetinde durmuştur. B. Lebrun de muahede ve tanhhütlere riayet edilmesi ve diğer mem. leketlerin işlerine karışılmaması esasları üzerinde Fransanın İngiltere ile mütesanid bulunduğunu beyan etmiştir. Bu sözler mevcut muahedelerin ve hududların bundan sonra ihlâl edilmemesi hususunda İngilterenin yaptığı ciddi teşebbüslerde Fransanın kendisi ile beraber olduğunu anlatmaktadır. İngiltere OÇekoslovakyanın Almanya ile birleşmesinden sonra sıra Romanyaya geleceği kanaati ile yarısı Orta Avrupada yarısı da Balkanlarda bulunan bu devleti tehlikede gördüğünü bu ayın on sekizinde Sovyet Rusyası ile Lehistana ve Balkan memleketlerine bildirmiş ve buna karşı nasıl bir hattı hareket takip ede- ceklerini sormuştur. Buna karşı Sovyet hükümeti bu devletler arasında bir konferans top- lanmasını mukabil teklif olarak ileri sürmüş ve vayiyelin tevzihine ve devletlerin alacakları vaziyetleri tayin etmeğe başka bir imkân çaresi bu- lunmadığını kaydetmiştir. Her ikisi de hem küçük itilâfa hem de Balkan misakına dahil olma- ları itibarile gerek Orta Avrupada gerek Balkanlarda Romanyanın en *- kı ve mütteliki bulunan Yugoslavya gerek kendi vaziyetinden gerek Ro- manyanın âtisinden emin ve müsterih olup endişeye ve ihtiyati tedbirler almağa lüzum görmemişlir. Romanya bile ihtiyaten topladığı askeri kuv- vetleri kaliyen tekzip etmiştir. Umum devletler herhangi suretle tahrik ma- hiyetinde görülecek tavır ve hareketten dikkatle çekiniyorlar demektir. fından Almanyaya terk ve teslim edilmesini bile tabii bularak Almanyaya AKŞAM Atlı müsabakaları Kazananlara rose ve kupaları verildi karşı her hangi suretle itimadsızlık göstermemiştir. Dün Sipahlocağında bir çay ziyafeti verilmiş, bu esnada geçen pazar gü- nü yapıdan atlı müsabakalarda kazananlara kupa ve madalyaları tevzi edil. miştir. Yukarıdaki resimde kupa kazananlar ve kupa İle madaiyaların tevzil görünüyor. (AKŞAM ) ın yeni müsabakası 30 arkadaş 300000 lira kazandı! Bir müessesede çalışan 30 arkadaşbir olupbir piyango bileti aldılar. Talih bu ya, biletlerine (300,000) lira çıktı. Ve her biri (10,000) lira hisse aldı. ” «Zenginin malı züğürdün çenesini yorar»sa da bu otuz zenginin akibet- leri herhalde merak edilmeğe değer!.. Biz de bu merakla bu oluz zenginin hayatlarını takip ettik ve otuzunun da parasını ayrı işe yatırdığını öğrendik. Öğrendiklerimizi, birer resim halinde İ Nisan 1939 tarihinden itibaren neşredeceğiz. Hangisinin parasını daha iyi bir işe harcadığını biz bilmiyoruz. Bu noktayı karilerimizin takdirine bırakacağız. Müsabakaya iştirak etmek isteyenler bu resimleri takip edecekler ve re. simlerie beraber neşredilecek olan numaralı kuponları kesip saklıyacaklar- dır. Otuzuncu resim çıktıktan sonra, paralarını ayrı maksadlara harcıyan Otuz zengin arasında hangisinin daha iyi hareket ettiğini tayin edip ku. ponlarla beraber bize göndereceklerdir, Gelen cevaplar tasnif edilecek, hangi zengin çok rey kazanırsa ona rey verenler arasında bir seçim yapılarak (50) kişiye muhtelif ve değerli hedi. yeler verilecektir. Rartanhaan cirnriz alan hediveler avtıca ilân edilecektir. | Kizinci asırda dört grup teşki Büyük “ Britanya ile Irlanda arasında kuşların cenneti sayılan bir ada var Avrupa kıtasın- da kuşların bir cen- neti vardır. Bü- yük Britanya ve Irlanda arasında ki küçük bir ada olan bu cennette kuşlar insanların ve hayvanların tİsciz ve tasallutun- dan masun ve serbes bir hayat geçi- riyorlar, Binlerce yerli kuş burada serbesçe ve emniyetle yuva yapmak- ta, civciv çikarmakta, yavrularını büyütmektedir. Yüz binlerce göçebe kuş Afrika çöllerine giderken ve dönerken bu adâ- yı istasyon yapmakta, muhafızlar ta- rafından her türlü istirahat esbabı temin edilmektedir. Göçebe kuşlar- dan hastalanan ve sakatlananlar hususi doktorlar tarafından tedavi edilmekte ve tâbil hallerini aldıktan sonra salimen yollarına ööyam eb mektedirler, Adanın bol havası, bol güneşi ve kırlarda ve dağlardaki mebzul yaban, cı çiçekler ve ağaçlar kuşların bütün ihtiyaçlarım temin ediyor. Adanın rüzgârı boldur. Etrafındaki mavi de- nizin bütün akıntıları sahillerini ya- lamakta olduğundan ada gayet te- mizdir, Tam mânasile bu ada kuşların ha- yatını müşahedeye mahsus bir rasad. hane vazifesi görüyor. Zaten teknik ismi de kuş rasadhanesidir. 'hasmda bulunan bu adanın «dı Skokholmdür, Şimali Avrupa devlet- lerinden İsveçin payitahtı bulunan Stokholm ve bunun bulunduğu ada Ne isim müşabeheii varsa da arada bir münasebet yoktur, iktisadi ve tabli hayatta mühim rol ve faydası bulunan kup- ların ve bahusus bahri tuyurun cins. lerini idame etmek için bu adayı kuşların serbesçe yaşamasına on $- ne evvel tahsis etmişti, Bu adada kuşlar tam manasile serbes yaşarlar, sakatlandıkları zaman tedavi edilirler. Adada bazı profesörlerle yalnız on kadar üniversite talebesi bulunur Şimdilik daimi nüfusu yumurtla- yıcı 60,000 deniz kuşudur, Bu mikdar karakuş vardır. Yukarıda söylediği- miz veçhile göçebe kuşlar misafir kaldıklarından zaman zaman buraya toplanan bu kuşlar adanın daimi sekenesinden sayılmıyor. İngiltere ve Irlanda üniversitelerinin tarihi tabli De meşgul talebesi adanın fen memurları maiyetinde staj görü- yorlar. Fakat kuşların korkmamaları ve rahalsız olmamaları için hiç bir zaman adada ondan fazla talebe bu- lunmasına müsaade edilmiyor. Buraya gelen talebenin işi yalnız kuşların hayatını tedkik ve müşahe- deden ibaret değildir, Adada hademe bulundurulmadığından bütün âdi ve pis işleri üniversite talebesi görü- yor. Kuşların yataklarını ve pislikle- rini temizlemek, kümeşlerini tamir etmek, her tarafı süpürmek hep bu yüksek tahsil talebesinin en mühim ve en uğraşlırıcı vazifeleri arasında bulunuyor, Kuşların birbirine çok benzeyen cinslerini ayırmak için ayaklarına muhtelif nevi halkalar geçirilmiştir. Geçen sene ayaklarına halka geçirilen kuşların mikdan 6,262 sayısını bulmuştur. Bunlar 62 cinse ayrılıyor. Takriben vasati her cinsten 101 kuş var demektir. Bun- lardan tam yetişmiş kuş olan 3.179 ve henüz yavruluktan çıkmış bulun- muıyanlar 2,783 dür. 1937 de halka lanan kuşlar 4,404 ve 1936 da 2,500 idi, Bunlardan çoğu adanın kendisin- de kapana düşürülüp halkalanmıştır. İngilterede, Avrupanın ve Afrikanın muhtelif yerlerinde yakalanan kuş- lar dahi halkalan, diktan ve a edildikten oo Adanın daimi kenesi sın sokulmuştur. Adada muhaf ve idame edilen kuşların yüzde yirmisi karabataktır, Balıkçılar bunları çokça vurdukların dan cinslerinin idamesine bilhassa ehemmiyet veriliyor, Küçük kuşla nisbelen azdır. Bu rasadhane kuşların seyir ve $ yahat kudretlerini dahi tecrübe vw tedkik ediyor, Meseli Mauks denilen kuşlar tayyareler ile uzak yerlere mö selâ Venediğe ve Misinaya gönderilip burada salıverilmektedir, Bu nihayet on beş gün içinde adaya dö nüyorlar. Dönmeyen kuşlar ştı makta ve ekseriya kanadları sakat» landığından Cenevre ve emsali gö Bu kuşlar gayet oburdurlar, Ken« dilerinin bir kaç misli büyüklükteki balıkları yutarlar. Bunlardan birinin karnında 40 Jibrelik bir balık çıkanıl“ mıştır. Bu balık derin sularda yaşar ve yukarı sularda yaşıyan balıkları aviar, Mauk kuşları çok derinlere da larak bu büyük ve vahşi balıklarla mücadele edip yutarlar, Ekseriya mücadelede kuşun ayağı ve kanadı sakatlanır, Adada aynı zamanda hastanesi olduğundan bu sakat kuş- İar tedavi edilirler. Adanın halkalanan kuşlarından hangisi kaybolursa derhal her taraf- ta sraştırılmaktadır. Meselâ bir çayı kuşu Portekizde Alemtejoda bulun- muştur, Beyaz kuyruk sallayan kuş“ Tar Fasta ve Marsilyada tekrar ela geçirilmiştir. Skokholm adası kuşla- rın cenneti isede ilim erbabının da kâbesi olmuştur. P, Günün Ansiklopedisi Bin sene evvel imparatorluk kuran SAKSON'LAR azilerin maruf nazariyecisi B. Rosemberg, Almanyanın, eski Saksonya devletine ald araziyi - şim- diki İtalyaya aid arazi müstesna» tekrar elde edeceğini söylüyor, Fühakika, almancası Sachsen, fran- sızcası Saxe olan Saksonya, bin sene evvel pek büyümüştü. Bugünkü gibi 14933 kilometrelik ve 5,1 milyon nü- fuslu bir memleketeik halinde değdi, ... Saksonlar, Cermendirler, Sah, «taş bıçak» demektir. Bu &let Sak- sanların milli süğhları olduğu için isimleri de ondan kinaye zuhur etmiş- tir. Elbe nehri civarında va diğer bazı Şimali Almanya havalisinde oldukça dağınık bir şekille yaşıyorlardı. Üçüncü asırda #hemmiyetleri bü- yüdü. Bir çok komşu kavimleri yut- tular. Müteakib asırlarda Şimal de- nizinde de göründüler, Bilâhara «Büyük Britanya Sezar» ünvanını alan Romalıların Asi ku- mandanı Carausius, onların yardımi- le şimdiki İngiltereyi zabtetti (287). Saksonlar Büyük Britanyaya bir çok seferler “daha yaplılar. Angi'larla bera” ber, 450 de pek çok mikdarda adaya geçtiler. Anglo - Sakson sözü de bu akvam hereketlerinden guhur otti, Soksonların korsanları Fransız sa- hillerini yağına ederdi. Eski müttetik- leri olan Frank'lar garb cihetlerine yerleşerek Saksonların O taraflara doğru “ yayılmalarına karşı “koydu. 6 ncı ve8inci asırlarda aralarında hudud muharebeleri oldu. Fakat bu karim oonuba doğru yayılıyordu, Se- lerdi. Kommünler, yahud kommün ittihadları veya Kantonlar elinde parçalanmışlardı, Dini yahud . askeri maksadlarla, icabında, bir müşterek şef yahud dük malyetinde toplanıyor lardı, Romalılar zamanındaki barbar Cermenlerin âdetlerini muhafaza eği- yorlardı. Halk «asil», «hür, ve «tâbi» diye üç kısımdan mürekkebti. Saksonyanın zabt ve teshiri Frank ların belli başlı meşgalelerinden bis rini teşkil etti. Maruf Frank hüküm- darı Şarlmany bu fütuhatı tamamla- dı, Alman milleti de bu zabt netice sinde zuhura geldi. Şarlmany, Saksonları yalnız siya selen kendine tabi etmekle kalmadı. Ayni zamanda, İrmensul isimli ilâh- larına tapmaktanda vazgeçirerek, büyük müşkülâla onları hristiyan- laştardı (777). Fakat Şarlmany imparatorluğu © kadar büyüktü Ki, bilâhara, merkeg- den idaresine imkân olamayıp parça. lanınca, şark kısmında Alman milli- yetinin karakterlerini iktisab etmiş Gizlice memlekete giren bir kadın muhakeme ediliyor Vaktile görülen lüzum üzerine hu- dud haricine çıkarıldığı halde bir kolayını bulup gizli olarak tekrar İs- tanbula gelen Anika adında bir ka- dın dün Sultanahmed sulh ocza mah- kemesinde muhakeme edilmiştir. Mu- hakeme neticesinde Anikanm bir ay hapsine ve tekrar hudud haricin çi- karılmasınz karar verilmiştir. Anika burada mahkümiyet müddetini İk mal ettikten sonra hudud haricine bir camia belirdi, (o Saksonyalılar, Şarimany'ın haleflerinin idaresindey- ken bile, komşuları Slavlara karşi kendilerini müdafaa mecburiyetinde kaldilar, Böylece, sinelerinden yeni şefler zuhur etti, Saksonların ilk tanınan kralı Ottor olmuştur, (880 - 912). Böylelikle ku- Tülan ve 1024 de sönen Sakson sülü- Yesinin en mühim şahsiyeti büyük Mâkabile tanınan Ottondur ki, 912 de doğmuş, 936 da Almanya kralı (Şark Frankların krah) 951 de ayni zaman da İtalya kralı, 962 de de imparator ilân edilmiştir. Rosembergin bahsettiği bu impa râlorluk, Almanyarım şimalindeki de mizlerden İtalyanın ortalarına kada? "uzanıyordu. Birçok Orta Avrupa ka vimleri buna tâbidiler, Kurunu Vusti usulleri, bu anlattığımız Alman siyas vahdetini parçaladı, (Şimdiki Alman yanın parçasını teşkil eden Saksonya nın müesses olan sülâle ise, 1523 de zuhur etmiştir.) İki çengiyi zorla oynatanlar emeye verildiler İzmir (Akşam) — Ödemişin Dolayı Jar köyünde bir düğünde bulundukta sonra köy delikanlılarından İkisik Ödemişe dönmekte olan çengi 40 yâ şında Fatma Karakoz ile 22 yaşındı Şükriyenin önüne çikan Süleyman Tahir, Halil, Hamid, Necip, İsmatl, 1) kadmı zorla köy kahvesine götürmüş orada sabaha kadar içki içip şarkı söy letmiş ve oynatımışlardır. Kadınlar, £ bitaya şikâyet ettiklerinden suçlula