POLİTİKA Ispanyada son vaziyet , — İspanyada tam iki sene evvel Frankonun kuvvetleri, Madridin üzerine yürümüş, Üniversite mahallesine kadar girmiş ve şehri kısmen muhasara etmişti, Cümhurreisi Azana ile komünist, sosyalist ve anarşist partileri mensuplarından müteşekkil Kabine Madritte kalmağı tehlikeli bularak Valansiyaya göçetmişlerdi. Madrit son dakikada devamlı mukavemet göstermiş ve bilâkis Valansiya bunun şimali ile Katalonya arasında Akdenize inerek bir koridor teşkil eden Frankonun karşısında ciddi İspanyadaki sol hükümet 'blikede kalmıştır. gerek silâh ve mühimmat ve gerek efrat «cihetinden en ziyade güvendiği Katalonya olduğundan burasının merkezi Barselona Valansiyadan göçetmişti, Frankonun geçen sene sonunda baş- layan taarruzu üzerine Barselon sukut ettikten sohra sol hükümet Fransa hududu civarındaki Geronaya nakletmişti.' Burası da sukuta mahküm Ol duktan sonra Fransaya iltica etmişti. Cümhurreisi Azana artık mukavemete devamdan bir fayda çıkmayaca- cağım anlamış ve Fransa ile İngilterenin müessir bir müdahalede buluna- caklarından ümidi kesmiş olduğundan hükümetinden ayrılıp Fransada mülteci olarak yasamağa karar vermiştir. Fakat Başvekil Negrin ve arkadaşları Fransaya geldiklerine pişman ol- muşlar ve tutumacak bir yer olmadığından 28 ay evvel biraktıkları Madride dönmüşlerdir, Sol hükümetin kumandanlarından şimdiye kadar en ziyade mukavemet gösteren ve Madrit önünde Frankoyu durduran general Miaja- dır. Bu kumandan Katalonyaya tecrid edildiğindenberi Orta İspanyayı as- keri idare altında bulundurmakta idi. Binaenaleyh sol hükümetin Madride dönmesi ve Başvekil ile Hariciye Nazi- rınm sonuna kadar savaşa devam edeceğini ilân etmesi yeni bir vaziyet ihdas €decek değildir. Katalonyadaki mağlüp kuvvetlerin silâh ve tayyare gemi- lerini Orla İspanysya denizden ve havadan göndermeyip Fransaya götürül. müş ve burada muattal kalmış olması telâş ile yapılan bir hata olduğundan birkaç Nazırın Maüride gelmesinden bir fayda çıkmayacaktır. Son söz ve ka» rar yalnız general Miajaya aittir, İhtimal bu kumandan Fransa ile İngilte- renin tayassulta bulunacaklarını bekliyordu. Şimdi bu ümid de kesilmiştir. Orta İspanya, ya teslim, yahut mahvolmak şıklarından birini kabul etmek Zarureti karşısında bulunuyor. Iktisadi meseleler | AKŞAM Ticaret anlaşmaları Amerika ile aramızda yapılan &- caret anlaşması, henüz alâkadar dai- Telere gelmemiştir. Halbuki piyasada Amerikan anlaşmasını bekleyen iş Adamları çoktur. Anlaşma metninin ne zaman gümrüklere tebliğ edilece- ği belli değildir. Buna merak edenler için öğrenilen malümat şundan iba- Tettir. Amerika ile yaptığımız anlaş- ma henüz Amerika meclisi . tarafın- dan tasdik edilmemiştir. Amerikan mevzuatına göre, anlaşma tasdik edildikten ancak 45 gün sonra tat- bik edilebilir, Bu malümata göre Ame- Tika anlaşmasının ne zaman tatbik edileceği belli değildir. Türkiye - İtalya anlaşmasına ge- lince, iki memleket arasındaki ticari münasebetler durgun bir devreye gir- miştir, İthalât tacirlerimiz, İtalya- dan mal almak için kontenjan bek- lemektedirler. İki memleket arasında ticari tevazün başlamıştır. Halbuki İki ay evvel, kliring hesaplarında, biz, İtalyadan alacaklı mevkide bulunu- Yorduk. Kısmen pamuklu dokuma ithalâtı sayesinde, İtalyada bloke Paralar kalmamıştır. Son günlerde Türkiye - İngiltere Arasında kliring üzerine artan müâ- Mmeleler piyâsada büyük bir alâka Vali rahatsız Vali ve Belediye Reisi Dr, B, Lütfi * Kirdar, rahatsız olduğu için dün vi- lâyet ve Belediyeye gelmemiştir, Va- linin Ankara seyahatinin bir iki gün Beri kalmasi muhtemeldir. Bir kadın evinde düşüp öldü Karagümrükte Beyceğiz mahalle- #inde oturan Fatma adında bir ka- dın dün evinde dolaşırken birdenbire Yüzükoyun düşmüş ve ölmüştür. Ad- liye doktoru B, Enver Karan tarafın- “NR Yapılan muayenede kadının yü- Zünde ve boynunda şüpheli yara iz- leri görüldüğünden otopsi yapılmak Üzere cesed morga kaldırılmıştır, Sarhoş kadın mahküm oldu Hafize adında bir kadm Beyoğlun- Sarhoş olarak bir otomobile binip yy ktaşa gitmiş, orada da otomobi- camlarını kırmıştır. Hafize kendi- SİNİ yakalamak isteyen polislere ve bekçiye de İakaret ettiğinden mah- meye verilmiştir. akli asliye dördüncü ceza mahke- sinde yapılan muhakeme netice- sinde Hafizenin suçu sabit olduğün- dan kirk gün hapsine, kırk lira da Para Cezası ödemesine karar veril. miştir, uyandırmıştır. Türkiye - Yunanistan arasında ye- ni yapılan ticaret anlaşması da, iki memleket arasmdaki ticari münase- betlerin inkişafma yardım etmekle- dir. Yeni anlaşma mucibince, Yuna nistana diri hayvan ve hububat ih- racatı artıyor. Türkiyd - Almanya ticari münâ sebetleri en normal bir devreyi geçir- mektedir, Şimdiye kadar klering mü- nasebetlerinden dolayı ihracat tacir- lerimiz Almanyadan şikâyet ederdi. Şimdi bü şikâyetler yok denecek de- tecede azalmıştır. Yalnız ihracat ta- cirleri ( Almanyadaki fiatleri kontrol | dairesinin, ihracat maddelerimizin fiatlerine karşı daha müsald davran- masını istiyorlar. Ankarada yeni yapılan ticaret an- laşması henüz alâkadar dairelere teb- liğ edilmemiştir, Maamafih mevcud anlaşma şartları dahilinde bile İsveç- le ticari münasebetlerimiz inkişaf et- mektedir, Çekoslovakya hududlarının daral- ması, İki memleket arasındaki müna- sebetleri daraltmıştır. Çekoslovakya bizden geçen senâ ol- duğu kadar tütün ve kuru meyva, | çardar, deri almamıştır, RA Babıâli ve Ankara cadde- lerinde asfalt inşaat Babıâli ve Ankara caddelerinin â5- falt inşaatı Cağaloğluna Kadar gel- dikten sonra kış mevsiminde asfal- tın tutmaması yüzünden mart sonu- na kadar tatil edilmişti. Belediye müteahhide yaptığı bir tebliğde yalnız kaldırımların Sirke- ciye kadar uzatılmasını bildirmişse de cadde üzerindeki elektrik kablolar rı henüz tanzim edilmediğinden bu inşaat da tehir edilmiştir. Elektrik kabloları tanzim edildikten sonra ya- İ ya kaldırım inşaatına devam edilecek- tir. i Üniversite talebeleri Avrupa seyahatinden döndüler Sömestr tatilini geçirmek üzere, Bükreş, Varşova, Berlin, Münih, Vi yana ve Peşteyi ziyaret ettikten son- ra Atina ve Pireye uğrıyan üniversi- te gençlerinden mürekkeb bir kafile dün Besarabya vapurile şehrimize dönmüşlerdir. Belediye memurları esnafa firma tavsiye edemiyecekler Bazı Belediye memurlarının tüc- car ve esnafa ölçü âletleri için bir ta- kım firmalar tavsiye ettikleri görül- müştür, Belediye, bu gibi tavsiyelerin yapılmasını bir tamimle menetmiş- tir. Bir Fransız muharririne göre Italya harbe girerse ancak altı ay dayanabilirmiş Romada tedkik- ler yapan İntran- sigeant muharri- ri diyor ki: Geçen hafta İn- giliz Nazırları şe- refine Venedik sa- raynda (o verilen süvarede o bulun- dum. Bir saatten fazla dört adım mes&leden B. Mus- © 8öliniyi tedkik ettim. B. Mussolini sıhhatli görünüyor. Spora meraklı olan Düçe ata biniyor, otomobil veya tayyare kullanıyor, ekseriya ski ile talimler yapıyor. Vücudça iyi olmak- la beraber fikren çok meşgul olduğu derhal farkediliyor. Çehresi eski za- manlara nisbeten daha asık, hatları daha gergindir. Hârekâlında daha fazla sinirlilik vardır. Gülüşünde, her hareketinde, bundan evvel yal- niz hareket ettiği ve politikasını Ak manya ile telife mecbur olmadığı za- manlardaki ferahlık, genişlik görük müyor. B. Mussolini evvölce yalnız İtalya- ya eid meseleleri tedkik ediyordu. Gazetecileri kendisile birlikte Pontins bataklığında kurutulan yerler üze- rindeki yeni şehirlere, yahud bir açı- lış resmine götürdüğü zaman mesud bir adam hali vardı. Halk İle arasın- da tam bir anlaşma olduğunu hisset- tiriyordu. Popülaritesi 9 mayıs 936 da, İmparatorluğu ilân ettiği akşam, son haddini bulmuştu. O akşam Ve- nedik sarayı önünde toplanan halk arasında kadınlar heyecandan bay- gınlık geçiriyorlardı. O akşam İtalyanlar, muvaffakiyet- etinden: haklı ette iftihar duya- rak ihtilâf devri kati surette ka- pandığı ve zabtedilen o Habeşistanın servet kaynaklarınmn milleti zengin edeceği kanaatinde idi, Halbuki o zamandanberi Roma - Berlin mihveri oldu, Bu mihver bir harb makinesidir, Bu suretle İtalyan tarihinin bir faslı Kapandı, diğerin- den çok farklı başka bir fasıl başladı. Mussolini 1937 ilk kânunda, Ak manyaya yaptığı seyahatten döndü- ğü zamandanberi değişmeğe başladı. Kendisile beraber faşist zimamdarları da hareketlerini tatil ettiler. Fran- sızlar artık beş para etmiyorlardı. Almanlar büyük devlet olmuşlardı. Almanlarla beraber dünya taksim edi- Jecekti. Iâlin hemşireler artık mevcud de- gildi. Bunun yerine ari kardeşler ka- im olmuştu. Hitlerin nüfuzu yavaş yavaş bütün İtalyan resmi tında hissedilmeğe başladı. Talk mü- kavemet ediyordu, çünkü Almanları hiç bir zaman sevmemişti. Bu bir va- Kiadır. Göçen hafta bu hissin baki ol- duğunu gördüm. Harp fikirleri Habeşistandan avuç dolusu altin toplanacağı beklenirken müfrit faşist mahfilleri tatlı hayallere dalıyorlar- dı. Bu mahfillerde deniyordu ki; «İtalya 8 milyon, Almanyada 12 mil- yan asker çıkarabilir ki ceman 20 milyon eder. Avrupada kim bu müd- hiş kuvvete karşı durabilir? Bana denilecek ki; «Harb etmek çin harbtemeğe muktedir olmak lâ- zımdır. Kral Fransaya karşı seferber- lik kabul etmiyecektir. Millet bize karşı yürümiyecektir, İtalya parasız- dır. İbtidat maddeden mahrumdur. Otarşi bu büyük boşlukları doldu- TaMmaz.» Buna karşı şu cevabı veririm: «— Faşizmin . İmparator yaplığı İtalya kralının düşüncesini kimse bilmez. 922 de kral hükümeti Musso- Miniye tevdi etmeği kabul ettiği za- man memlekette ihtilâl sesleri vardı, Her tarafta anarşi hüküm sürüyor- du. Cançekişmekte olan osanayle grevciler hâkimdiler. Felâketin önü- nü almak imkânsız görünüyordu. Halbuki bugün intizam, zabtu rapt hüküm sürüvor, , Pariste çıkan İntransigeant gazetesi, İngiliz Başvekili B. Chamberlain'in Romayı ziyareti münasebetile muharri: lerinden Maurice Montabre'yi Romaya Uzun müddet muhabir sıfatile Romada kalmış Montabre Parise döndükten sonra bir makale serisi neş- retmiştir. Muharririn makalelerinden bazı parçaları naklediyoruz Kralın kimle olursa olsun, bilhas- | &a Fransa ile bir harbe taraldar ol- madığı muhakkak gibidir. Fakat icar bında nasıl bir yer tutacağını kimse bilemez. Ben hükümetle hükümdar arasında ihtilâf olacağını tahmin et- miyorum, Kral, faşizm rejimi birden- bire ortadan kalkarsa karışıklıklar çıkacağını pek âlâ bilir, Üç sınıf Ya millet?... Millet üç sınıfa ayrıla- bilir: o Gençler... Yani faşistler İşbaşına geçtikleri zaman 14 - 15 yaşında ve bugün 30 - 31 yaşında o- lanlar. Bunlarn büyük bif kısmı Fransız düşmanıdır, Mektebte kendi- lerine Fransayi hakir görmek talim edilmiştir. Fransanın Korsika ve Tü- nusu İtalyadan çaldığı, zecri tedbir- lerle İtalyanları öldürmek istediğini anlatmıştır. Bunlar bir harbe iştirö- ke hazırdırlar. İkinci kısım 30 yaşından yukarı olanlardır. Bunlar Fransayi severler, Fransızca bilirler, Fransız edebiyatı- nı tedkik etmişlerdir. Ekseriyet bun- lardadır. Fakat bu ekseriyetin reyi yoktur. Harb olursa bunlar istemiye- yek diğerlerini takib edeceklerdir. Üçüncü kısım vaziyete göre şekil değiştirenlerdir. Bunlar (icabında Pransix dostu, yahud Fransız düşma- nı olacaklardır.» İhtiyat levazımı Muharrir İtalyan maliyesinin bo- zuk olduğunu işaret ettikten sonra şöyle devam ediyor: Bir harb olursa İtalya çabuk bir galibiyet elde etmeğe çalışacaktır. B. Mussolini İtalyanın uzun bir harb Için lâzım gelen vessite malik olma- diğını pek iyi bilir. Gerçe mühim göndermişti, miktarda ihtiyai le vazımı depo edil- miştir, Hele benzin ve petrol stoku- nun altı aylık ihti- yaca kâfi gelebile- ceğini tahmin et- mektedir. Fakat bu stok tükenmezden evvel başka büyük ihtiyaçlar başgösterecektir. Hazinede 3 - 4 milyarlık altın var- dır, Bu para harb ihtiyat akçesi telâk» ki ediliyor ve buna dokunulamıyor. Bununla her ihtiyaçtan evvel askeri ihtiyaçlar temin edilecektir. Esasen sulh zamanında bile ordu için olan imalâta imtiyazlı bir mevki verilmek» tedir. Harb olursa yiyecek meselesi ça- buk hâd bir safhaya girecektir. Ak manyadan pek az yiyecek gelebile- cektir. Cephane hususunda da Almanya büyük yardımda bulunacak vaziyet» te değildir. Çünkü evvelâ o da ibti- dal madde hususunda sıkıntı içinde» dir. Saniyen silâhların kalibreleri İtalyanınkinin ayni değildir. Harbiye müsteşarının sözleri Hülâsa, B. Mussolini kazanmak emelile bir harb düşündüğü zaman bunun kısa olacağını göze almakta- dır. İtalya Başvekili bunu “bir çok defalar söylemiştir. Harbiye müste- $arı general Parlani de bu zeminde beyanatta bulunmuştur, Bütün bunlar nazariye itibarile doğrudur. İtalyan askerleri, bilhassa tayyareleri büyük şiddetle saldıra- caklardır. Fakat bununla Fransayi bir kaç hafla içinde ezmek arasında çok fark vardır. Altı ay bir netice elde edemeyince o zaman İtalyanlarm maneviyatı bo- zulacak, memlekette açlık, levazım fıkdanı başlıyacak ve bunu inhidam takib edecektir. Şu halde hedefimiz Şu olmalıdır: İlk şiddetli darbelerin önünü almak, Alman müttefikine rağmen ilk altı ay iyi mukavemet göstermek... olan GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ Milli mücadelede kahramanlık gösteren Maraş'ın tarihçesi Maraşın kurtuluşu ayın on birinde kut- ; landı, Bu, yalnız o vilâyetimizde değil, bü- tün memleketimizde iftiharla anılacak şanlı bir maceradır. İ Cihan harbinin sonundaki karçaşalık- lar İçinde düşman istilâsıma boyun eğme- yen, vatanımızı paylaşan milletlere karşı Türkün dünya haritasından silinemiyece- kini ilk dafa isbat eden şehirlerimizden bi- ri olmak itibarile Maraş, pek muhterem, mübececl bir yurd parçamızdır. Anadolunun cenub kısmında, İskende- run körfezinin şimali şarkisinde, yüz kilo- metre kadar dahilde olan Maraş Ahır dağının eteğinde yayılan düzlüğün orta- sında, hafifçe yüksek bir sırtın ürerinde- dir. 26 bin nufusludur, Kendi adımı taşi- | yan vilâyetin merkezidir. l 50 kadar camisi, medreseleri, kütüpha- | neleri, mektebleri, hanları, hamamları, i askeri hastanesi, çeşmeleri vardı. Çarşısı, pazarları işlekli. Alaca denen kumaşı ya- pan tezgâhları, dabaghaneleri, sabunhane- leri, demirciliği, yerli sanayii teşkil ediyer, şehri canlandırıyordu. Bunların ekserisi, işgal zamanında yakılıp yıkılmıştır. Havası sağlam olan şehir, bol suya da majiktir. Eirafındaki topraklar münbittir. Ağnçlıkları, bağları, bahçeleri vardır, Bü- yük kara yollarının geçtiği bir yere yaj dığı için bir ehemmiyeti de ticarldir. De- miryolu 30 kilometre cenubundan geçer Maraşın ilk yerlileri Etilerdi. Ahır dağın- dn bu Türk kavminin mezarları bulundu- Hu gibi, şehirden 40 kilometre uzakta da bir Eti şehri harabesi keşfedilmiştir. Tanım muş tarihi eserlerden olan “Maraş Aslante, vaklile bu şehrin kale kapısını süslüyor- du. O eski devletin adı Kürküm'dü; Âsu- rilerin hücumile inkıraz etmiştir. Âsurilerden sonra burası - Milâddan önce yeğindi asırda - Babillero geçti, 333 senesinde şehri Büyük İskender aldı ve neticede Selefkoslar hâkim oldular, Romalılar gelmezden evvel Maraş Ko- magen denilen memleketlerin bir mevki- ini teşkil ediyordu. İmemamarae Myyeet hasaliyi teshir et. #iklen sonra buraya Cermanik adı verildi, Emeviler burasını alıp müslümanlaştırdılar, Burünkü kale de onların eseridir. Abbasi. lerden o Harunürreşid beldeyi genişletip güzelleştirdi. Bir aralık Maraşı yine Ke- mallar aldı. Mâslümanlâr yeniden istir- dad ettiler. 25 kilometre ötede Kara Ma- raşı bina edildiyse de, Zülkadirlerden Alâüddevle kasabayı bugünkü yerine kar- da. Yavuz Selim, Maraşı alıp Osmanlı dev- letine kattı, Cihan harbinden sonra biz Sarsıntı geçiren bu Türk şehri, Türklüğü nü bütün kahramanlığiyle isbat etti, Maraş viliyeti 11219 kilometre murab- baıdır. Arazi baştan başa Antiteros dağla- rile kaplı olduğu için çok armalıdır. Vilâ- yetie akar sular gibi göller de eksik değil- 150 Km, murabbat bunların en büyüğüdür. Vilâyette ılıcalar da . Maraş poyraza nazır olduğundan kışm soğuklar olur; yazın da bu rüzgür esines serinlik verir, Bazan da ağaçları kökünden söken fırtınalar müşahade edilir. 50 bin heklar ormanı olan vilâyette bir çok fundalıklar da bulunduğundan bura- da yaban domuzu, kurt, çakal, pars gibi hayvanlar barınır. Ehli hayvanlar 1929 dan 1932 ye kadat 264 binden 400 bine artmıştır. En çok keçi vardır. Umum yilâyetin insan nüfasu 160,009 kişidir. Bunun yarım çifçilikle geçinir, 28 bin hektar yer ekilir, 9 94 ü hububat ol- mak üzere 107 bin kental mahsul alınır, Yilâyette demir, kurşun, bakır, kömür, petrol, tuz gibi madenler olduğu tesbii edilmişse de İşlelilmemektedir. Merkezde bağinr vardır. Üzüm kuru- tulduğu gibi pekmez de yapılır. Samsa, pekmezli sucuk tarzındaki üzüm mahsul- lerile Maraş bütün piyasada maruftur, Kayısı, armad, elma, çamfıstiği vilâyelin ber yerinde yetişir, Nurhak dağında Çay, yetişir, Meyankökü, bal ve balmumu vilâs vetin ihracat esası araxındağır.