B. Bürhan Toprak diyorki... Bugün edebiyat meclislerden salonlardan sürülüp atılmıştır. Izmir mektupları İzmir mezbahası daha faydalı hale getiriliyor Mezbahada bir müze var. Burad: Bir edebiyat akademisi için bir çok (enteresan eserler teşhir ediliyoı kıymetli şahsiyetler vardır. | ğ Findıklı sarayının denize bakan ge- Miş bir salomu. Bir hâkim kürsüsünü andıran yüksek ve büyük masanın başında genç bir direktör; Güzel sa- hatlar akademisi direktörü B. Bür- han Toprak... Duvarlarda büyük kıt- da şaheser diye tanmmış resimler, Bürhan Toprak, her şeyden evvel Ateşli bir edebiyatçıdır. Yunus Emre den, garbın en büyük oteritelerine kadar birçok dâhi edebiyatçılardan hümuheler vermiştir. Hükümlerinde Bert ve ileridir, Birkaç sene evvel bir €debiyat anketine verdiği cevapta, biz- de en meşhur edebiyatçı olarak tanı- Man birçok isimler hakkında pek şid- detli hükümler vermiş, sözleri derin Akisler uyandırmıştı. Güzel sanatlar akademisi direktö- Tüne de akademi meselesini sordum. B. Bürhan Toprak bana şunları Böyledi; — Güzel sanatlar içinde en beşeri Ve en asil olanı, bence edebiyattır. Ona da memleketimizde lâyık olduğu yeri, kıymet ve şerefi vermek lâzım- dır, Bunun için her türlü teşebbüse bittabi taraftarım. Sinemanın, dansın, plâjların, zama» BI öldürmek için icad edilen bezik, Poker ve saire gibi kumar oyunlarının Salgınlıkları karşısında edebiyat uta- hılarak benimsenecek bir mesele ha- line gir Bugün edebiyat, meclislerden, sa- lonlardan sürülüp atilmi sa edebiyatın monden h Yen yeri yoktur. Bu gibi oyun hastalığı o kadar yerle: âdeta konuşma denilen Şey dan kalkmıştır. Bir salonda bu lâmlaştıktan, k asına masalara oyundan betmekten kork: eşip sabahi: başlarını kaldırı Üç Tisan bilen ve Avrupada dol miş olan zeki bir kadın tanırım. kaç sene evvel bana: — Bizde okunmağa değer şalr Tomancı var mı? - diye sordu, Kendi- | 8ine; — Evet, dedim, tabii vardır. Ve Yahya Kemali, Ahmed Haşimi, Yakup Kadriyi söyledim. Hayretle Yüzüme baktı ve: — Ahmed Haşim mi? dedi, bu ismi Mk defa işitiyorum, "Türk tefekkür âleminden, bu ba Bİ ee tahakkuk ettirilmemiş ise, bunun sebebi Güzel sanatlar akademisi &rektörü B. Bürhan Toprak yan, bu derece uzaktaydı. Bu kabi menden cemiyetler gene ne ise... Lâ- kin edebiyat haricindeki başka mes- lekte bulunan fikir adamları da ya- vaş yavaş, edebiyal âlemine karşı son derece kayıtsız olmağa başlıyorlar. Meselâ riyaziye, tıb, hukuk ve salre i büyük rde tanın et sahibi mütehassıs hanesinde Mevlânayı, Şi yatını ve yahut Ma: romanlar mı bulabilirsiniz? m hayatımı kurtaran ktor, talebe olduğum için ben- den para almam Bunun zerine kendisine Paskal'ın çok pahalı ve gü- zel bir tab'ını hediye etmiştim. Ziyaretine gittiğim zaman, rostun bana | Paskal'ın kendisinde mevcud üç tab'ı- nı göstererek: — Verdiğiniz bu tabı bende yoktu... diye büyük bir sevinçle teşekkür elti. Bu doktorun kitap meraklısı oldu- gğundan haberim yoktu. Rasgele bir hediye vermiş ve neticede hayret et- miştim, Giresunda fakir çocukları himaye için bir heyet kuruldu Himaye heyeti azaları çocuklarla beraber Giresun (Akşam) — £ İçin bir ul çocuğu sıcak y meği “we haft wkevi başkanı Avu He; Gi ukların giyimlerini t paşa tfkokulimdeki fakir çi kların himaye. ve halkın yardımile her k verilmektedir. valimiz Feyyaz Bosut Belediye reisi Eşref Dizdar &n AH Gürakın verm e leyet yağd. bir aile toplanlısı yaparak, elde edilecek hasılatla bu ço- de temin edeceklir, | Bizde münevverlerin, hangi meslek- te olursa olsun, büyük bir kısmının bu hale gelmesi lâzımdır. İnsanı insan yapan, mesleğindeki mehareti değil, insani bilgilerle çok sıkı temasıdır. Dedelerimiz, hattâ babalarımız mü- nevver tabakaya mensupsalar üç dil- le bütün dünya şaheserlerile temasta idiler. Türk, Fars, Arap dillerile gar- bin şaheserlerine muadil şaheserleri mütalâa ediyorlardı. Bugün onlara ârif diyebiliriz. Şimdi ise garp dillerini öğrendik. Fakat, in- tifat gayelerle. . Bu dillerden beşeri şaheserler için istifade edenler çok azdır. Mademki bir asırdanberi garplılaşıyoruz ve ma» demki son 20 sene içinde garplılaşma hareketi bazı noktalarda Fransayı bi- le geçecek kadar İleri gitmiştir; üç bin senelik Omiros'un hâlâ dilimize çevril- memiş olması akılları durduracak bir r, Eflâtun, Mark Orel, Senata, Mon- ! tenyi, Paskal, Şekspir ve nihayet bü- tün Avrupanın üstadı Göte'yi türkçe- de külliyat âsarile tercüme edilmemiş görmek şaşılacak bir şeydir. Bu söylediğim şeyler, şimdiye kadar edebiyata karşı olan lâkaydidir; yahut Türk neşriyatnın mütevazı bir takım tâhilerin ellerinde kalmış olmasıdır. Eibette Türk meşriyatını bugünkü küçük tâbi teşkilâtı yerine, güzide 'ürk m kkirlerinden mürekkep bir aka vi tesirile bilr idare etmesi bin kere dah — Meselâ bu aknde seçmek kabildir, kup Kadri, Yahya Kı Ruşen Eş- rimin Halli, Mustafa | etli ve de- yar gerili şah demi y çok hizmet edebilir - Bu akademinin bilir? vazi â 'Türk neşriyalına bir isti- . Şiir, roman, piyes mükâ- fatları bu istikamelleri tayinde mü- him bir rol oynar. Şimdi Babıâlide meselâ iki komşu tâbi biribirine kızıyor, bir de bakıyor» sunuz ki, bir ay zarfında iki Manon Lesku, iki Ladam o Kamelya, iki 'Tals tercümesi çıkıyor. Bu, tam ma- nasile bir israftır, Akademi olursa ta- bil böyle garabetiere de meydan kal- maz, Üç beş bin liralık mükâfatlar han- gi eserlerin takdir edileceğini hem müslliflere, hem tâbilere öğretir, Böy. lelikle beş on senede yüz şahesr, cid- di bir tarzda dilimize çevrilirse, irfanı- mıza en büyük hizmet edilmiş olur, Diğer sanatlarla mukayese edilirse edebiyat belki de en az himaye göre- nidir, Devlet her sene Resim sergi- sinden 110,000 Hiralık tabio alıyor, Memleketimizin muhtelif vilâyetlerin- de yapılan ve yapılmakta olan âbide- lerin tahsisatı milyona yakındır. Meselâ Trabzonda 140 bin liradır, Erzurumdaki âbide için 100 bin lira tahsis edilmiştir. Samsun, Giresun, Sıvas, Mersin için âbide tahsisatları mühimdir. Bunlar, çok yerinde bir harekettir, Fakat edebiyatı da ele al mak lâzımdır. Akademi tesis etmek, bu yolda en bü; bir adım olacaktır. «Bizde adam var mı?...» diyecek- »?r... Evet bizde adam vardır. Hem her şey mütevazi olarak başlar. Oto- mobil icad edildiği zaman hiçbir va- kit şimdiki gibi 150 kilometre sürat yapmıyordu. Edebiyat mükâfatı da çok lâzımdır. Hattâ bunu İstanbul Belediyesi bile yapar. Hikmet Pöridun Es İzmir belediye reisi (ortada) gaz etecilerie mesbahada tedkikler yapıyor. İzmir (Akşam) — İzmir mezbaha. 81, Belediyenin mühim varidat kay- naklarından biri olduğu gibi, halkın &ıhkatini de koruyan bir müessesedir. Burada günde ortalama hesabia 65 - 200 büyük, 400 - 1000 küçük baş hayvan keisilir. Baytar muaye- sinden geçirilir, hastalıklı etler ayrı- | hır, imha edilir. Diğerleri de mezba- hanın kamyonlarile şehirdeki kasab- lara dağılılır. o Mezbahanın senelik safi varıdatı 190,000 liradır, Mezbaha, evvelce bir şirkete aiddi, on senelik imtiyaz müddeti olan şirket, mezba- hayı bütün tsisatile iki sene evvel Belediyeye devrelmişlir. Belediye, şebrin müstakbel vaziyetini ve hal- Yan ihtiyacını mazurı dikate alarak geçen sene mezbahanın muhtelif kı- sımları için 90,000 lira kıymetinde yeni makineler, motörler satın eri tır. Bu yıl da 130,000 1 sat v i yeni tir. Bunlar şimdi monte dir Bu mı akineler, mazolla müteha: mi er b rak hazır bul undurul takdirinde fade edilec! Mezbahanı sıdır. Şimdikine ne tevsi cak ve istihsal olunmakta, edilinçe istihsalât da artırı buz, çok ucuza satılacaktır. Mezbahada kandan toz halinde gübre istihsal edilmektedir. Alman- lar, bu gübreye taliptirler, Barsak- lar, modern şekilde temizlenmekte, kurutulmakta, iç vedış memleket tüccarlarına satılmakladır. Mezbahanın bulunduğu saha, kör- ezin dip kısmında Bayraklıya yakın bir yerdedir. Burada kasablık hay- vanlar için fenni ahırlar vardır. Kurban bayramı münasebetile İz- mirde 8000 kadar koyun satıldığı için son hafta içinde burada kasap- lk hayvan azalınış, şap hastalığı yü- zünden mevzu takyidat sebebile de 1ç Anadoludan kâfi miktarda kasap- lık hayvan gelirilemediğinden et fi- stleri kilo başına on kuruş yüksel miştir. Bunun kanaracıların, İzmire getirilen kasaplık hayvanları çok ucuz almalarına atfedenler de vardır, Hayvan sahipleri, celeble, İzmire ge- birdikleri kasaplık hayvanlara iyi bir fint bulamayınca bir daha İzmire hay- van gelirmemektedirier. Hayvan sö tışları üzerinde nazımlık vazifesi ya- pacak bir teşekkül mevcut olmadığın- dan kanaracıların bu hesabsız hare- ketleri yüzünden et fiatlerinin daha yükselmesi muhtemel görülmektedir. Mezbahada geniş bir frigo dairesi vardir. Buraya konulan kesilmiş hay- tikçe azalan üc edilmektedir. 'Tücc peynir ve yur muhafaza etme hava deposu ir, Bu depo dan t carlar, âzami şekilde istifade etmek- tedirler. Mezbahanın varidatı, belediyenin inşaat ve imârat İşlerine sarfedilmek- tedir, Geçenlerde bazı tedkikler için İzmire gelen Ziraat Vekâleti hayvan- cılık mütehassısı profesör B. Heyner mezbahayı görmüş, bütün tesisatı ve lâboraluvarı tedkik etmiştir. Müte- hassıs, Almanyadaki son sistem mez- bahaların da İzmir mezbahasının ay- ni olduğunu söylemiştir. Mezbahada lâboratuvar faallyei çok munlazam- dır. Baytar B. Kâmil Aydınoğlu hay- vanların hastalıklı uzuvlarını göste- ren bir müze vücuda getirmiştir. Eki- mokok, Sisliserk, Distal ârazı, sürfe- leri bulunan hayvan uzuvları bu mü- zede kavanozlar içinde muhafaza edilmektedir. Bu gibi hastalık âraa görülen etler mezbaha fırınında der- hal imha olunmaktadır Müzede ziyareiçiler için çok enis resan eserler vardır. Bir kuzudan çı konulmuştur. Mezbahanın zengin bir hale tış yeri İtik hanın karşısısında bir hayvan pazarı tesis etmek üzeredir. Bunun için lâ- zım olan arazi istimlâk edilmiştir. Belediye reisi B. doktor Behçet Uz gazetecileri mezbahada gezdirdikten sonra demiştir ki: Belediyemizin en mükemmel ve mühim .bir müessesesini gezdiniz. Omu daha'mükemmel tesisatla techiz ederek halka daha iyi ve faydalı $0- killerde hizmet edehilecek hale ge tirmek için çalışıyoruz. Aldığımız ye- ni makine ve motörler, binada yapa- cağımız inşaatla bunu pek kısa bir zamanda temin edeceğiz, Maksadı- muz, belediye ve halk müesseselerinin noksansız, arızasız, muntazam İşle- mesidir. Mezbaha, belediyeye geçtiği vakıt orarla bazı ecnebi mütehassıslar, us talar vardı. Bunların bize kafa tut- tukları görüldü, fakat kısa zamanda onların yerlerini tutacak elemanlar yetiştirdik, şimdi herşey bizimdir, Türktür, Müdürü bile belediye kâtip- Uiğinden yetiştirilmiş, müstaid bir Türk gencidir. Misler bir otomobil kazası İzmir (Akşam) Menemen kaza. sının Ali ağ nde bir olomobil kazası olm ni Ah med, 9 pe yikayıp temizle arırken Ahmed ismindeki med, baş ve ke undan ağır surette muavini Ahmeğ zabıtaca gtr,