GURBET HATIRALARI : Arapça değil mi? apriyeye vardığımın ilk günlerinde | 5 bir ahbapla buluşmak için (Kin. | © Mruf otellerder birine girdim mon ve portakal ağaçlarile bo- | Bulmuş bir taş avlu. Sıra sıra oda | açlar. Kenarda bir camh kapı da- | Üzerinde şu yazı: | — Acaip, dedim, otel içinde de olur mu? beklerken o kapıya da ba- yordum: Kim çikacak? Sarıklı ho- ! jar mı? Fesli talebe mi? Çika çıka elinde kâğıdlar, bir dol- Şua kadın çıktı. Gerdanında altınlar ziyaı, kulaklarından iri halkalar Mrkayordu, kollarında bilezikler oy- Müyordu. Çok boyalı, az elbiseli, faz- Ma koketii, l Küm Zahir kız mektebi, diye düşün- İ , buda hoca hanım... Fakat ne turaletiş bir hoca hanım bu! Hoca hanım iltifatı bir gülümseyiş- Ve kollarında, göğsünde, kalçaların- / “Uslu dur!» diye azarlatmak iste- | Yen bir taşkın hareket, yaramazlık ve b kla dosdoğru, çağırmışım gi- | Yanıma geliyordu. Yanlışlık olmasın diye başka tarafa Bakmağa başladım. Önümde durdu. İnsan, âdetlerini bilmediği memle- Ketierde kadından biraz yüz gördü Mü, kendi lehine acalp acaip, hoş hoş Üylere hükmeder. Şam diye neler, ne | Bikâyeler işitmiştik, Olur al Otel içindeki «Mektep» yazılı kapı- dn Çıkan bu hafif elbiseli ve meşrep- hoca hanım, gülümseyişine göz süz- Mesi do ekliyerek bana arapça: > Emir buyurunuz? sin mi? Ne cevap vereceğimi dil bilmediğimden, saniyen bil. de ne istiyeceğimi kestiremedi. İdem, salisen kestirsem de söyleme- “esaret edemiyeceğimden kızarıp Bikin, — Bereket ahbabim o sırada yetişti; kadınla şakalaştı; gülüştüler. Öpüşe- tekler bile sandim. Hoca hanımın bu baliliğini neye yoracağımı bilemi- um, Yalnız kalınca kapı üstündeki ya- YI göstererek sormuştum: > Canım, demiştim, otel içinde kıs iktebi, kız mektebinde de böyle ho- “A olur rm? — Ne mektebi? Ayol arapçada *Mektep: kalem odası, büro demektir, ası otel 'kâtibinin odası... Kadın da İeinin karısı! — Öyle ise siz mektebe ne dersiniz? — Medrese. #* a ibnan köylerini dolaşmağa çiktım- Öğle üstü bir 1okamtaya girdim. 'Te- #rapçads «Matem» denilen yerle- © balk «Lökente» der ve öyle de ya- ir, Canım şarap içmek istedi. Eti şa- APtiz yemek beni sarmaz. Arapça ya- Msteye baktım, baktım, «şarap Kelimesine raslamadım. “Şarsben tahıhura.... ve «Şarabı key- Ber, hatırımda ya... Elbette Araplar Şaraba şarap derler, Seslendim: >— Şarap! Şarap! Garson şaşar gibi sordu: >— Şarap? Şarap? tekrar ettim; >> Şarap! Şarapi ” Göz ucu ile bakıyordum. Gitti, bü- adnma birşeyler söyledi; herif Hayrete beni süzdü, başını salladı, Anlışlık olacak!» der gibi... Garson geri dönmüştü; gene soru- Yor; —Şarap? — Şarap! Şarap siyahi cevap verdim. «Biyah» arapça Sez miydi ya? dZülfü siyahsı da nı r adamlardır. Beni sikmamak için “İHL, anladığı kadar yapacaktı, paz sonra masama hir bardak sap su koydu. ada nedir? Acaba Cebele mahsus sarı şarap mı vardı? Kadehi ş klarınnı götürdüm: Halis porta- MÜ sarmbu, İn, Taydalı amma pirzoln ile gitmez. ;5 Sonra, bir fransızca bilen müşte. 3 NN ie anlaşıldı: Bizim bildi. “Şarap»a urapçada «Nebid. der. ——— —— İnfilâk eden balık gemisinin lermiş; «Şurup»da «Şara, Ve siyah kelimesinin mânasını kimse bilmez- miş, cesved. demekliğim lâzımmış, beyazına da «ebyaduı! pa Vaktile «Araba harflerle «elifsle mi, yoksa « la mı yazil- ması hakkında edebi bir münakaşa ol- muştu. Recaizade Ekrem bey, «ayın». da israr edip bizde satirik romanla» vın-en güzeli, en edebisi, belki de ye- gânesi olan «Arebe sevdasısnda «ayın» kullanmıştı. Araba, güya «arebe» telâffüzile arap- ça imiş. Türkcüler «dlifde yazmak. tan ve kelimeyi türkçe adüetmekten vaz geçmediler. Bence © eski kupa arabaları, şekil | itibarile «arebesye benzerdi: Şöyle, dört tarafı kapalı, perdeli ve kapitone bir kutu idi. «Arebesyi okurken çi- kan 588 gibi de yaylı, yuvarlanıcı bir gidişi vardı. Amma sırık arabası, öküz arabası deyince celif»li arabayı yakış- tarırdım: Boyasız tahtalardan kaba, katı, kalın, eelifoli bir şekil! Merhum Ahmed Haşim de, eski im- lâda «<ülevei selifle» yazanlara kızar- dı... (Hoş, neye kızmazdı Kİ...) «Ayın» Ja yaziınca şeklinde alev görünür. müş; «ayınıda hem kızillik, hem 8. caklık duyulurmuş... Ondan evvel bir Fransız şairi de harflerde böyle keyfi- etler, rerikler, mararetler, mânelar bulmuştu. Ben de «yoktur! , diyemiye- csömi, Profesör Lombroso'nun etüd- leri böyle gzrenlere bir «mim» koymuş olmakla berüber... «Mecnunsun başmdeki «mimsi! Vakta ki Xaragözün, meşhur oyu- nunda bançede sille, tokat kovuluşu veya «Kanlı Nigârsda çırçıplak sokü- | ğa gulışı gibi şaşkın şaşkın Beyruta | çıktım, beni bir meraktır aldı: Recai. | zade arapçay: bilmez olamez, araba- ya, muhakkak, «<arebe» denir; fakat arabacıyı çağınmak için ne derler? Arrab mı acaba? Otelciye: — Arrabi dedim; içinden çıkamadı. — Arrab! delm; içinden çıkamadı. | Elimle, uzaktan, caddede dutan bir faytonu gösterdim. Hamtolsun ara ba istediğimi anladı, sokağa seslendi: — Arbacıt Ve arabacı geldi. Meğerse, yoktan ük bir t re kafa yormu. Tuz değişikliğile iğimizi derlermiş. lifule, ister sayınıla miş! Nihayet haki. Araba, ister yaz, arapça & kati öğrenmiştim. Amma bu öğreniş bana Marko Po- Jonun Çinlilerden barutla maden kö- mürünü öğrenişi kadar uzun ve zah. metli bir re mal olmuştu! Refik Halld | enkazı çıkarıldı | Bir hafta evvel balık yükile ima- nımızdan hareket edeceği sırada mo- | törünün infilik etmesi yüzünden ba- tan Yunan bandıralı Deliyorgi gemi- | si enkazının “denizden çikarıldığını yazmıştık. Dün gemi enkazı sudan çikarılmış- tır. Şimdi, inilâk sebebirin ve mes- ulünün tesbiti için müddelumumi muavini B. Turgudunda üiştirakile bir ehlivukuf heyeti tarafından en- Kaz tedkik edilecek ve alınacak neti- ceye göre kanuni muamile yapilacak» tur, va, SM TM 1227 1004 Idarehane: Babılli civarı Acımusluk sokak No 13 kaldırımlar Vali ve Belediye Relsi doktor L0* Kırdar, imar pliânının umumi hatla. rı dalresinde şehrin göze çirkin görü- len yerlerini tanzim etmek, flk imar hareketlerine başlamak kararında- dır. Bu münasebetle dün sabah bir müd- det Beyoğlu kaymakamlığında meş- gul olmuş, sonra refakatinde Beyoğ- Tu kaymakamı B. Ahmed, belediye fer işleri müdürü B, Hüsnü Keseroğlu, harita şubesi müdürü B. Gelip, imar şubesi müdür vekili B. Salim, Beyoğ- lu başmühendisi B. Şevket, bahçeler müdürü B. Reşad olduğu halde Bey. oğlu belediye şubesinden çıkarak ilk önce eski Âşıklar mezarlığı sahasını gezmiştir. Burası bir yeşillik haline konulacaktır. Refakatindeki zevatla tramvayla Taksime kadar gilen Vali, orada tramvaydan inmiş ve Vali kona- ğına kadar uzanan sahada tetkikler yaparak, yapılacak işler etrafında refa- katindeki zevata talimat vermiştir. Doktor Lütfi Kırdarın bu tetkikle. rinde bir muharririmiz de hazır bu- iunduğundan müşahedelerini sıra ile kaydetmektedir: Vali B. Lütfü Kırdar, İstanbulun en güzel bir caddesini teşkil eden Taksim ile Şişli arasındaki Şehit Muhtar ve Halâskâr Gazi caddelerin- den mürekkep tramvay caddesini €s0s- lı surette tanzim elmeğe karar ver. miştir. Caddenin tanzimi şu şekilde yapılacaktır: Taksim meydanı #rghsız konsoloshanesinin yanın. daki sokak içine yapılacak olan yeni helânin inşasından sonra yıktırılacak olan Taksimüeki şimdiki helânın yeri, su hazinesinin köşesinden başlamak suretile, tamamile tanzim edilecek. tir. Burası için şehircilikk mütehas- sısı B. Prostum çizdiği plân dairesin. de mimar B. Rüknedâin ve B. Gotye İ bir proje hazırlamışlardır. Bu saha kismen örtülecek ve Taksim meyda- ninın güzelliğile mütenasip bir şekil. de tanzim edilecektir. Taksim ile Harbiye arasında ve caddenin ortasını teşkil oden re- füjlerin de tanzimine başlanılmıştır, Refüjlerin ortası çocuk arabaları- nın sevk ve idaresini temin edecek surette betondan inşa edilecektir. | Retüjlerin kenarları birer sathı mail şeklinde tanzim olunacak ve bura- İ ları çimenlerle örtülecek, çimenlerin etrafına da çiçek dikilecektir. Bu in- şaat yapılıncaya kadar refüjlerin et- rafı tel ile çevrilecektir. Köhne binalar Doktor Lütfi Kırdar, Taksim ile Şişli arasındaki tramvay caddesinde son senelerde modem ve yeni binalar inşa edilmesine rağmen arada köhne, boyası, badanası bozulmuş binaların bulunmasını da doğru görmemekte. dir, Bu maksatla belediye kanununun verdiği salâhiyete göre belediye, bu Belediye Reisi imar işlerile | meşgul olmağa başladı Taksim meydanı, Taksim ile Şişli ardsiieki cadde, Vali konağı caddesi tanzim ediliyor Boyasız, eski binaların boyanması istenecek, tamir edilecek Vali konağı caddesinde geri alınacak olan Yedek subay okulu ve duvarı cadde üzerindeki binaları baştanbaşa, boyatmağa veya badanalarını yeni. leştirmeğe karar vernaşitir. Doktor Lütfi Kırdar, 'Taksimden Harbiyeye kadar şimdiki stadyom bi. nası sırasındaki bina duvarlarınm harap manzarasile - bir kısım arsala- rm önündeki çinko ve tahta perdeleri çök çirkin bulmuştur. Bunun için şimdiki stadyomun bu- Tunduğu eski Taksim kışlasının bazi harap kısımları, Taksim Emlâk şirke- ti müdüriyetine müracaat edilmek suretile tanzim ettirilecektir. Taksim bahçesinin kapısı Bu arada Taksim bahçesinin de antresinin tadili suretile muayyen bir plân dairesinde islâhı kararlaştırıldı. ğından Taksim bahçesinin cadde Üs tündeki duvarı da şimdiki Dağcılık klübü binası hizasına getirilmek su- retile geriye çekilecektir. Dağalık Klübü binasının karşı kö. şesinde ve Sürpagop mezarlığı saba- sınâ bitişik olan gazino ile yanında. ki dükkânların cephesi de çok harap ve çirkindir. Bunların da yüzleri -bo- yattırılacaktır. Bürpagop mezarlığının belediyeye intikal eden, kısmen de Ermeni mü- tevellilerine terkedilen kısımlarında bazı yerlerde duvar olduğu halde, kısmen de tahta veya çinko perdeler- vardır, Belediye kendi malı olan kı- sımların önüne duvar çekecek, Erme- ni mütevellilerine ait nsımlarının önüne de ayni duvarın çekilmesini mel sahiplerinden istiyecektir. Har- biyedeki helâ da sokak içine yeraltı aptesanesi, yaptırdmak suretile der- hal kaldırılacaktır. Bu duvarların üzerinde bulunan bazı afişlerin de gelişigüzel asilması doktor Lütfi Kırdarın nazarı dikkati. ni celbetmiştir. Afişler şehrin güzel. liğini bozmayacak şekilde astırilacak ve bunların arasma da halkı temizli, ğe, sıhhi kaidelere riayete davet ede. | re mektebin ci Vali konağı caddesi Harbiyeden Nişantaşı tramvay dö- nemeç mevkiine kadar uzanan Vali konağı caddesinin genişletilmesi de 2, Yedek subay okulu komutanlığı bs- lediyeye müracaat ederek mektebin bulunduğu saha önündeki duvarın tamir edileceğini bildirerek - şehrin imarı bakımından « belediyenin mütaleasını sormuştur. Belediye de bu fırsattan istifade ede- Tek şehircilik mütehassısı B. Prostun plânına göre bu caddeyi yeniden tan- zim ederek genişletmeğe karar ver- diğini bildirmiştir. Plâna göre Vali konağı caddesi, Harbiyeden Nişantaşı filim stüdyosuna kadar 25 metre ge- nişliğinde olacaktır. Caddenin bu ge- nişliğini temin etmek üzere yedek su- bay okulu yemekkanesinin önündeki duvarın yemekhanenin önüne kadar geri çekilmesi lâzımdır. Esasen cadde buradan itil niştir. Operatör B, M. Keme mek) apartımanı yanındaki bah parmaklıkları hizasından olm: i ar bir hat var yapılacak ve cad iretle ge- nişletileçektir. ekilmesi için yedek subay okulu komulanlığile anlaşma yapılmıştır. Bu anlaşma, İs-” ar a tasdik edilir arı kendisi in- şa edecek ve bu duvar Taksimde Dağ- cilik Klübü binası köşesine kadar ay- ni tipte devam edecektir. Bu inşaatın keşif plânı hazırlanmak üzeredir. Caddenin Nişarılaşı dönepieç mev. kiine kadar 25 metre olarak açı- labilmesi için Yaktile inşa edildiği için ileriye doğru çıkan B. Necmeddin Mol- lanın Nişantaşı apartımanını istimlâk edecektir. Bundan başka Emek apart» manı hizasında ve Vali konağı karşı- sındaki apartımanların önleri kıs men sokağa gideceğinden bu apartı- man sahiplerine tebligat (yapılacak önlerindeki çimenli sahanın tanzimi kendilerinden rica edilecektir. Emek apartımanından itibaren Dol- bahçe gazhanesine kadar uzanan sa- ha geniş bir yeşillik halinde tanzim edilecektir. Vali ve Belediye Reisi doktor B. Lütfi Kırdar, İstanbulun en güzel manzarasını teşkil eden bu sahanın güzelliğini ihlâl edecek hiçbir menfi harekete ve inşanla müsaade etmiye- cek ve tatbikat plânı bu esasa göre hazırlanacaktır. Nişantaş dönemeç mevklinde Rr- zikallah apartımanının köşesinden filim stüdyosuna kadar uzanan Veli caddesinin bu kısmı da Prost plânına göre 25 metre genişliğinde olacaksa da bu kısmın açılması ileride temin edilecektir. Yaya kaldırımları Haber aldığımıza göre belediye Tak. simden Şişliye kadar olan yaya kal dırımlarını tamir ettirecektir.