TARIHE GEÇEN AŞKLAR mparatoriçe Mari-Luiz Viyana civarında büyük bir bahçe... | Btrafa çiçek kokularile kuş sesleri ya- yılıyor... Genç bir kız süslü tarhlarda dolaşıyor; kulakları kuş cıvıltıların- da, elleri çiçek dallarında... Bir gül koparıyor, başına takıyor. 'Tam bu $i- rada arkasından sesleniyorlar: — Lulz!.. Genç kız dönüp bakıyor. Babası 2in- ci Fransuç ile değerli nazırı Meter- Luiz onlara doğru koştu, ellerini sıktı, sonra hayretle yüzlerine baktı. Babası çatıktı, Meternik somurtkan- dı. Sanki bir kara haber verecekler- miş gibi yutkunuyorlardı. Kız merak ve endişe ile sordu: — Ne var baba? Fransua Habsburg kızının saçlarım okşadı Napolyon seninle evlenmek isti- yor kızım! Mari-Terez dö Burbon Sisil ile Avus- turya imparatoru 2 inci Fransua dö Habsburgun kızı on sekiz yaşındaki Mari - Luiz - Leopoldin : Karslin.Lüsi duraladı. Kendini bildi bileli Napol- yonu da biliyordu. Sarayda babasın- dan uşaklara kadar herkes Napolyona küfrediyordu. Napolyon!... Mari-Lulze göre her fırsatta Avusturyayı tepeliyen, her harpte babasını yenen adamdı. 2 inci Fransua, Avusturya tahtına olurdu oturalı, yani 1792 denberi mütemadi- yen harbelmiş, her seferinde de mağ- lâp olmuştu. Viyana Napolyonun düş- manlarile dolu idi. Ellerinden devlet- leri alınmış prensler, mallarını bıra- kıp canlarını zor kurtaran Dukalar, Burbonların tekrar Fransa tacına ka. vuşabilmeleri için kumpas kuran po- Mtikacılar Viyanada toplanmışlardı. 2 inci Fransua onları himaye ediyor- du. İşte bu Napolyon düşmanlığı hava- sında büyüyen Mari Luiz de garip bir haleti ruhiye uyanmıştı: oNapolyon- dan nefret ediyordu, fakat bu nefrete te biraz da takdir ve hayranlık vardı. Ancak babası: «Napolyon seninle ev- lenmek istiyoru dediği zaman şaşala- dı, Meternikin: «Kabul et» demek is- ter gibi baş sallayışından babasının kaleyi içinden fethetmek İstediğini kavradı: — Siz istiyorsanız varırım! değdi. di Mari Luiz annesine; «Vatanımın 5€- Iâmeti için bu fedakârlığı katlanıyo- Tum» diyordu. Fakat içinden: «Karşi- sında dünyayı el pençe divan durdu- ran büyk adamın karısı oluyorum» de- Yip seviniyordu. Napolyon memnundu. Sezarlarm kızmı koynuna alacaktı. 14 üncü ve 16 ıncı Lufnin sihriyetine giriyordu. 'Habsburgların sofrasında oturacaktı. Ve nihayet genç bir karısı olacaktı; çocuğu olmaması için de biç bir sebep yoktu, Nüşatel prensi Bertile Mari Luizi Fransaya getirmek üzere Viyanaya gitti. Napolyon Pariste karısını çeyi- zin! yaptırıyordu: Seksen düzüne men- dil, yirmi dört gözelek, yirmi dört baş mendili, yirmi dört gecelik bonesi, kırk sekiz çift iskarpin, altmış düzü- De eldiven, altmış şapka, elbiseler, tu- valetler ve saire ve saire... Bunların tutarı 4 milyon 18 bin 834 frank. Bun- dan başka karısına üç milyonluk el- mas, beş yüz bin franklık inel de vere- cek... . Viyanada Bertie'nin şehadetile ni- kâhları kıyıldı. Yeni gelin arabasına bindi, arkasına seksen iki araba dahâ takıldı. Yola çıktılar... Napolyon Kompiyende sabırsızlanı- yor. Yerinde duramıyor. Odanın için» de dönüp dolaşıyor. Nihayet dayana» muyor, general Müra ile beraber Kur- sele gidiyor... Yağmurlu bir hava, ara— badan iniyorlar, bir küisenin kapısına sığınıyorlar. Neden sonra Mari Lujzin arabaları görünüyor. Napolyon karşı çıkıyor. Arabalar duruyor. Napolyon Koşuyor. En öndeki arabanın kapısını Açıyor, biniyor, Mari Luizin iki yana- ğını öpüyor, sonra arabâcıya emredi. yor: — Dörtnala Kompiyenel Yazan: Selâmi Sedes bi iniyor, karşılıyanları itip kakarak, karısını peşi sıra sürükliyerek şatoya giriyor, merdivenleri dörder dörder çı- kıyor, sofraya oturuyor, Napolyon, Ma- ri Luiz, Karolin başbaşa yemek yiyor- lar. Gece sant on. Napolyon karısına 80- ruyor: — Babanızdan aldığınız öğütler ne- dir? Mari Luiz kızararak önüne bakıyor: - Sizin olâcağım ve her husüsta sözünüzü dinliyeceğim. Napolyonun kız kardeşi odadan Çi- kıyor... Ertesi günü Napolyon güler yüzlü, neşeli, dinç görünüyor. Mari Luiz geceyi nasıl geçirdiğini soranlara: — Çok rahat diyor. İmparator kor- kunç bir harp adamı olmasına Tâğ- men çok munis, çok sevimli... Onu çok seveceğimi hissediyorum. Napolyonla Mari Luiz nisan 1810 da resmen evlendiler. Mart 181ide Roma kralı dünyaya geldi. Napolyon mümkün olduğu kadar karısının ya- nından ayrılmıyordu. Büro işlerini ih- mal ediyor, kâğıdlar masasında biri- kiyordu. Masanın üstü tıklım tıklım dolunca, kâğıdları iki elile sağa sola savuruyor, yere atıyor, masanın ÜS tünde kalanlara bakıyor: «Alt tarafı | da yarına kalsın» diyordu. Napolyon Mari Luize âşıktı. Kadın güzel miydi?... Hayır, çirkin miydi! Hayır, Sarı saçları, mavi gözleri narin vücudü vardı amma, çiçek bozuğu idi, alt dudağı da biraz sarkıktı, Fakat gençti, şendi; Napolyon da güzel çir- kin aramıyan bir erkekti, Şıp seydi idi, On sekiz yaşındaki bir kıza âşık olma- $ı pek tabii idi. Her âşık biraz çocuk- laşır. Napolyon da çocuklaşmıştı. Ram- buye şatosunun bahçesinde koşmaca, saklambaç oyunuyor, geceleri herkese muziplikler yapıyor. meselâ Kamiy Borgezin yatağına fırça kılları dökü- yor... Umumi davetlere, ziyaretlere gitmiyor, kansından ayrılmıyor... Yalancının mumu gibi şıp sevdinin âşkı da uzun sürmez söner... Napol- yon da Mari Luizden hevesini aldı, es- ki çapkınlıklarına başladı. 'Tüllöri sa- rayında, Mari Luiz dairesine çekilip. yattıktan sonra kontes Valevska gizli bir kapıdan Napolyonun odasına gir- Bu gizli buluşmalardan Mari Luj- zin haberi yoktu. O kocasına sadıktı, Avusturya, İngiltere, Rusya ittifakı duyulduğu zaman Mari Luiz babasına yazdı, dedi ki: «Beni çok müşkül va ziyete sokuyorsunuz. Bir yandan ko- camı düşünürken hir yandan da ba- bamı düşüneceğim.» Babasi cevap bile vermedi. Avustur. ya, İngiltere, Rusya Fransaya karşı harp edeceklerdi. Napolyon ordunun başında iken Mari Luiz Fransa mecli- sinde söz aldı: «İngiltere ile Rusya Prusya ile Avus- turyayı sürüklediler... Düşmanlar gü- zel vatanımıza karşı harp açacaklar. Fransızlar vatan sizden hizmet bekli- yor.» Mari Luiz mecliste bu sözleri söyli- yecek yerde kalkıp babasının yanına gidebilirdi. Gitmedise Napolyona âşık olduğu içindir. Çocuğuna düşkün ol- duğundandır. Napolyon Laypzigde mağlüp oldu. Ricat etti. Ordunun bakiyetüsüyufu ile Lansi'de tekrar düşmana göğüş germeğe başladı. 21 martta karısından şu mektubu aldı: «Planslden yazdığın mektubu al- dım. Vaziyetinden memnun olduğu- nu anladım. Sen mesud olmağa lâyık» sın, lâyık olduğun saadete erişmeni temenni ederim. «Babama tekrar yazdım. mektuplarımın iyi bir tesir yapacağı- nı sanmıyorum, babamın üstünde mü“ essir olamıyacağım. Babam iş husu- sunda beni dinlemez. Oğlun öpücük- | iler yolluyor. Bu gece çok fena uyudu, sabaha kadar çırpındı ve ağladı... S2- ni göreceği geldiği muhakkak. «Seni seviyorum. Seni candan öpe- rim. Sadık dostun; Luiz.» “5 Mari Luiz Napolyonu seviyordu, Mari Huiz Napolyona âşıklı. Kocası. nin mağlübiyeti içine işlemişti. Baba- sına mektup mektup üstüne yağdır. yordu: «Kızınızla torununuzun menfaatini Rusya ile İngilterenin hırsına feda et- miyeceğinize kanlim...» 2 inci Fransua herşeyi fedaya ha- zırdı. O kadar çok dayak yemişti ki, bir kere de dayak atmış olmak zevkini tatacaktı. Arzusu kati idi: Napolyon mevkii iktidardan çekilsin, Elba sda- sına gidip otursun!... Napolyon gene şahlandı. Luar üstü- ne çekilecek, orada mukavemet ede- cekti... Fakat mareşalları kendisine ihanet ediyordu. Onu yapayalnız bi- rakmışlardı. Mari Luizden başka sadık dostu kal-! mamıştı. Kadın son bir gayretle mil- lete şu hitapta bulundu: «Fransızlar, vatan sizi silâh başıma çağırıyor. Bütün şerefi Fransızlıktan ibaret olan bir Fransız prensesinni sö- yüne kulak veriniz... “#5 Napolyon Elba adasına gidince Ma- Ti Luiz hazırlandı. Kocasını yalnız bi- rakmıyacaktı. Kocasından ayrı yâşı- yarıyacaktı. — Nereye gidiyorsunuz? — Kocamın yanına... Onu bu zama- nında yalnız bırakamam, Oğlumu alıp kocamın yanma gideceğim. — Acaba o sizi istiyor mu bakâ&- 107... Bu fitne karşısında kadın durala- dı: — Anlamadım!.. Düşes Montebello Mari Luize bir yü- zük verdi. Bu Yüzüğün içinde bir saç kılı ve bir satir yazı vardı; «Beni ar. tak sevmediğin zaman seni sevdiğimi hatırla.» Bu yüzüğü Napolyona kontes Va. levska vermişti. Kontes Valevska oğ- Ju ile beraber, yani Napolyonun oğlu ile beraber Elba adasına gidecekti. Esasen biribirlerinden ayrılmamışlar- dı ki... Beven, sevgisine sâdık kalan bir kal. be bundan daha kuvvetli bir zehir şi- rmga edilemezdi... Mari Luiz esasen perişan bir halde idi. Esasen ne yaps- cağını şaşırmıştı. Bu şaşkınlık sırasın. da kalbine giren Kiskançlıkla İradesi. ni tamamile Kaybetti, Telkinlere ka» pıldı ve oğlunu alıp Viyanaya babasi» nın yanına gitti. “aş 2 eylül 1814 de büyük bir yelkenli gün battıktan biraz sonra Porto-Fer- rao koyuna girdi, rıhtıma yanaşacak yerde, koyun nihayetinde San-Giova- ninin önünde demirledi, İki kadın, bir erkek, bir de çocuk karaya ayak bas- tlar. Arabalara bindiler, Napolyonun oturduğu eve geldiler. Bunlar kontes Valevska, oğlu, konlesin kız kardeşi. Je erkek kardeşi idi... # Aldatılan ve atlatılan bir kadın af. fetmez... Nasıl ki Mari Lulz de affet- medi. Kendini kapıp koyüverdi. Esa- sen Neyperg Kontunu kolları arasına atmışlardı. Altı ay Mari Luizden hiç kir haber alamıyan Napolyonun aklı biraz başına geldi. Adada bunalmıştı, Firar etti. Parise ayak basar basmaz karısına şu mektubu gönderdi: «Canım Luiz, Fransaya hâkimim. Güya kral İngiltereye kaçtı. Seni bek- liyorumu» İş işten geçmişti. Mari Luiz gönlü- nü Neyperg konutuna erme Fakat | aa İzmir mektupları İzmir, telefonla bütün kazalara bağlanacak Telefon malzemesi fabrikası ve şehirler arası muhaberesini kolaylaştırmak için alınan tedbirler İzmir o (Ak- şam) — Nafia Vekâletinin kara» ri üzerine İzmir merkezi, otomatik telefonla Hinter- landa bağlana- caktır, Ticaret iş- lerimizde lâm © olan (fevkalâde İ sürat nazarı dik- kate alınarak ev- velâ mühim mah- sul mıntakaların- dan işe başlana- cak, daha sonra sıra İle bütün ka- Alasgil zalar, İzmire otomatik telefonla bağ- lanacak, hazırlanan büyük bir pro- Jenin bir yıl içinde mühim kısmı tâ- hakkuk ettirilmiş olacaktır, Haber aldığımıza göre evvelâ Ak- hisar, Alaşehir, Salihli, Soma, Kırka» Zaç, Bergama, Kemalpaşa, Turgudlu kazalarının, diğer tarftan Menemen, Foça, Ödemiş, Tire, Bayındır, Torbali, Kuşadası kazalarınm otomatik telo- fon tesisatı ikmal edilecektir, Ayri- ca büyük hat olarak Aydın, Nazilli, Denizli ve bu havalideki mahsuldar küzaların tesisatı halkın ucuzca isti- fadesin! temin için her türlü kolay- ığı gösterecek, lâzım gelen tedbirleri alacaktır, Halka, bedeli taksitlerle ödenmek suretile telefon verilecektir, Telefon malzemesi fabrikasi Telgraf ve telefon tesisatı için lâzım olan bütün malzme, Avrupadan ge tirtilmekte, buna mukabil mühim bir para, her yıl harice gitmektedir. Meselâ bir izolâtör bile hariçten getim tilmektedir. Hükümetimiz, memle- kette geniş mikyasta otomtik tele- fon tesisatı yaptırırken bu iş için lâzım, olan malzemenin mühim bir kısmını memlekette İmal etiirmeği muvafık bulmuştur. Bu maksadı temin için de telefon malzemesi inşa edecek bir fabrika kurulması kararlaştırılmıştır, Kuranportör makinesi Nafıa Vekâleti, şehirler arasi haf- tında devre mikdarını arttırmak mak- sadile 130,000 Ilraya Avrupadan biz kuranportör makinesi satın alacaktır, 1939 yılında İzmir merkezi için alına» cak bu makine, İzmir otomatik tele- fon santralına yerleştirilince çim- diki iki devre beş devreye çıkanla- cak, o vakit İstanbul ve Ankara ile İzmir arasında karşılıklı on Kişi ko dürü B. Sadi nuşabilecektir. Hatların fazla mah- mul olduğu zamanlarda saatlerce Sıra bekleme usulü de bu suretle kal- dınlacaktır, Çünkü seviye itibarile ilerlemiş ve yükselmiş olan halk, tele- fonla görüşebilmek için saatlerce bek- iemek gibi hareketleri örtık müsama- ha le karşılamamaktadır. İzmir şebekesi Nafia Vekâleti, İzmir telefon mü- dürlüğüne verdiği emirde ihtiyacı karşılamıyan İzmir otomatik tele- fon şebekesinin tevsiini bildirmistir. Kablo ve hatların vaktile küçük mik- yasta tesis edilmiş olmasından şimdi Eşrefpaşa, Alsancak, Karataş, Güzel- yalı, Salhane, Karantina ve Karşıya- ka semtlerinde oturan, ev veya mağa- zalarına yeni telefon almak istiyen- lere telefon verilememektedir. Fakat şebeke, istikbalde İzmirin fazla ihti yacı da nazarı dikkate alınarak ge- nişletilecektir. Bunun için lâzım olan malzemeyi tedarik maksadile müteaddid müna- kasalar açılmıştır, 939 yılında İzmir otomâlik telefon şebekesi de ıslah ve tevsi edilecek, o vakit orta hi lerin bile telefon edinme için bedeli taksitle ödenmek suretile istiyenlere telefon (o verilebilecektir. Eski şirket zamanına nâzaran şimdi telefon tesisat masraflarında yüzde otuz tenzilât yapılmıştır. Bir mükâ- Jemenin 5 kuruştan on kuruşa çıka- rıldığı hakkındaki şayialar tamamen asılsızdır. Ankara telefon müdürlü- günden İzmir telefon mü tayin edilen B. Sadi Alasgil, merkez ve şehirler arası telefonları nın daha geniş mikyasta ihi karşılaması için lâzım geler halk ve idare lehine aldığı tedbirlerle İzmirde herkese kendisini sevdir- miştir. Bornova ziraat mektebi tec- rübe istasyonu oluyor İzmir (Akşam) — İzmirdeki Bor nova Ziraat mektebi tevsi edilerek büyük tecrübe istasyonu şeklini ala- caktır. Yeni ziraat teşkilâtında İz mirdeki bağcılık, ziraat mücadele, zeytincilik istasyonları ve İzmir mın takası zeytincilik mütehassıslığı, bu tecrübe istasyonu emrine verilecek” tir. Mütehassıslar, ihtisaslarına aid dersleri mekteb talebesine göstere ceklerdir. Sıvas müzesinde çok kıymetli tarihi eserler vardır Müzedeki Etiler, Romalılar ve bizans devir- lerine ait parçalar az dikkata ve Sıvas (Akşam) — Sıvasta Ana dolu Selçukilerinin bıraktıkları ori- slemektedir. Bilhassa buranın zi leri çok gönül alıcıdır. vilâyet ve çevresinde zaman, za» man bulunan ve arkeolojik değerleri görülen eski eserler için şehrimizde Maarif Vekâletine bağlı bir vilâyet müzesi tesis edilmiştir. “ Sıvas müzesinde yer alan eski te- Tihi eserlerden bilhassa kıymet ve güzellik itibarile en ileride olanlar, Etiler, Romalılar ve Bizans devirleri- ne aid eserlerdir, Bilhassa bunlardan oymacılık sangtınm bütün incelik- lerini göstermesi bakımından aslan gövdesi ve öküz başı taş mozaikler dikkate şayandır. Gene ayrıca bura- da tarihe karışan muhtelif tarikat- lara aid bayrak, sancak, keşküller Sivas müzesindeki eserlerden: Yuka» rıda bir Selçuk oyması, aşağıda Bizans devrine aid üç parça ve rüfallere ald acayip bazı hançer | ve şişlere de tesadüf ediliyor. Bum lardan başka müzede eski kıyafetle- ro aid muhtelif elbiseler, Batb âlet. leri ve paralar da vardır. 5