6 İkincikânun 1939 > AKŞAMDAN AKŞAMA “Barındırma odaları,, Hayır müesseselerini ille hükümet kuracak diye beklememeli; bunlar, ce- miyetin sinesinden fışkır- malıdır. Geçen gün, Avrupa mecmuaların- dan birinde gayet şık bir kadının sa- daka topladığını gördüm, Karlı bir sokakta, köşe başına, bir sehpa üzerine parlak bir tencere as- muş. Gelip geçenden para istiyor. İnsanm kendi için umumi merha- mete iltica etmesi - velev alillik, âciz- lik sebebile olsun - hoş görünmüyor; «dilencilik» diye tavsif ve tezyif edili- yor. Lâkin, cemiyetin içinde birçok zavalhlar bulunduğunu düşünerek onların nam ve hesabına ortaya Çi- kanlar, çalışanlar, sefaletleri kıs- men olsun önliyenler. en muhterem kimselerdir. Klübe yazılmak, spor yapmak me deni milletlerin nasıl âdetleri arasına girmişse, bir hayır cemiyetinde âza »lmak ta öylece huyları olmuştur. Hele müreffeh sınıfın... İmkân bul- dukları parayı veriyorlar; haftanın muayyen gününde bedenen çalışıyor. lar; başkalarının yardımına o başvus| ruyorlar. Böyle bin bir tane teşkilât var. Ekserisi şu veya bu din müesse- sesine bağlı. Kimi de lâik mahiyette, «— Bizim ruhani sınıf, müminleri zikir ve tesbihten ziyade hayır ve ha- senata sevketseydi, geçen nesilde mü- nevver sımfla o derece * çatışmazdır diye çok defa düşünmüşümdür. Cemiyetin öyle işleri vardır ki, ne mezhep ve meşrepte bulunurlarsa bu- Tunsunlar, bütün insanlara hoş ve âlicenabane gelir. Hayır müessesele- rini kurmak, onlarda çalışmak ta bu | kabildir. Türkiyede o mabedlerdeki varlardan, Halkevlerindeki o kenle- ranslara. mahyalara, bayram günle- rinde sokaklara asılan umdelere ve mektep kitaplarına kadar bütün tel | kin vasıtalarımızı, matbuatımızı, rad- yo neşriyatımızı bu emelde kullan. malıyız. Bir nesil evvel spor âdeti yoktu, simdi hayatımız ortasında be- Onun gibi, camiamız ortasında r medeni modaları da - en başta hayırperverlik olarak - doğurmalıyız. Daha doğrusu «doğurmak» kelimesi yerinde değildir; ediriltmeliyiz!» Zira nice Evkaf âsarile meydanda ki, ha- yırperverlik bizde mevcudmuş; şimdi dumura uğramış, İstanbulun üç mektebinde «Barın- dırma odası» açıldığını öğreniyoruz. Annesi, babası isçilik ettiği için bu | soğukta sokak ortasında geç vakitle; re kadar beklemek o mecburiyetinde kalan yavrular, buralarda himaye ediliyormuş. Kendilerine iki kere ye- mek veriliyor; ılık ve samimi bir hava içinde nezih meşgaleler bulunuyor- muş Koskoca İstanbulda üç Barınma odası!,.. «Ne az'» der, geçerdik... Ba- husus. bizim seviyeinizde bile olmi- yan milletlerde kaç rübü 'asır evvel bunların daha ne mütekâmilleri ya- pılmış... Maamafih, gene de seviniyoruz, Sevinilecek şey, bu gibi müessese- lerin, - velev miktarca az, şekilce ip- tidai bile olsalar - bizde, nihayet. baş- lamış olmalarıdır. Ancak, ibretle dü- şünülecek cihet te. bunları hüküme- tin yapmağa mecbur kalmasıdır. Asıl arzuya şayan olan, ferdlerin, hususi cemiyet ve müesseselerin, mahallele- Ucuz ekmek İstişare heyeti yeni tipler tesbit etti Bir müddetten beri ekmek fiatini ucuzlatmak, kaliteyi tanzim etmek işile meşgul olan belediye iştişare he- yeli ikinci nevi ekmeğin son zaman- Jarda çok rağbet görmediğini düşü- nerek bu nev'in kaldırılmasını mu- vafık görmüşlür. Ancak belediye riya- set makamı ikinci nevi ekmeğin ye- rine yeni bir çeşni ile bir ekmek tipi bulunmasını istemiştir. İstişare heye- ti ikinci nevi emkek fialini 7,3 kuru- şa kadar düşürebilecek şekilde yeni bir çeşni tesbit etmekle meşgul ol- muş ve tedkikatının neticesini riya- set makamına bildirmiştir. Diğer taraftan birinci nevi ekmek fiatini de ucuzlatmak için yeni çeşni- de bir tip de bulunmuştur. Her iki nevi ekmek çeşnisi ve fiatle- | ri üzerinde mütaleaları sorulan fr rıncılarla ekmekçiler şiddetli itirazlar» da bulunmuşlardır. Bu itirazlara reğ- men İştişare heyeti kararı riyaset ma- kamına verilmiştir. Yağlı müşteriler! 34 koyunu alıp para verme- den savuşmuşlar | Zabıta, garip bir dolandırıcılk tah- kikatına el koymuştur: - Beşiktaşta oturan Hüseyin isminde bir celeb po- | lise mürücaat ederek, Feriköyde otu- | İ Tan, İbrahim, Haydar ve Durmuş ad- larında üç kişinin kendisine gelerek koyun almak üzere pazarlığa giriş- tiklerini, çifti on üç liradan uyuştuk- arı otuz dört koyunu kendilerine tes- lim ettikten sonra, müşterilerin, pa- İ rayı Beşiktaşla vereceklerini söyliye- rek,çekip gittiklerini bildirmiştir. Zabıta. bu iddia üzerine, Hüseyin- den, bu üç kişinin eşkâlini tarif etme- sini istemiş, Hüseyin de icab eden maâalümatı vermiştir. Tahkikata el koyan Beyoğlu mer- kezi, derhal bir araşlırma yaparak İb- rahimle Haydarı kısa bir zaman son- ra yakalamıştır. ! i Bunlar, suçlarını itiraf etmişler, koyunlar meydana çıkarılmış ve ken- İ dileri de mahkemeye verilmiştir. | teşkilâtı kendiliklerinden kurmak üzere, nizami yollarda teşeb- büse girişmeleridir. Hâlâ bu usul yok. Hükümet, halkın sinesinden fışkıran bu kurulları himaye etmek, onlara yol göstermek, kolaylık göstermek için faaliyet sarfetmeliydi; o halbuki bizzat halkın yapacağını da yapıyor. | Garpli zenginler - bahusus zengin | aile kadmları - bu işi kendilerine şe- refli bir meşgale saymışlardır. Her | türlü ihtiyacı olanlara yardım için bu muhtaçlar sınıfından arta kalan müreffeh ve yarı müreffehleri muax- zam teşkilâtlarına almak için ma- Jen. bedenen çalışıyorlar, Bizde de ö; le olmak mecburiyetindedir. «Hükü- met düşünsün, hükümet yapsın!» ile bu büyük iş yürüyemez. Her mezhep ve meşrepteki kurul- lar! Bu içtimai seferberliği doğurmak için bütün telkin vasıtalarımızı kul- lanınız! (Va - NO) Karilerimizin mektupları Kır sokağı Şişlide Bomonti tramvay durak yerinden Bomonti tarafına sapm- ca sağa ve sola doğru iki kola ay- rılarak tramvay caddesine muva- zi bir surette uzayan bir sokak gelir. Kır sokak. Şehrin en güzel bir semdinde ana caddeye 5 - 6 metre mesafede ve işlek bir yol olan bu sokak senelerdenberidir ki şehrin umumi tenvirat plânın- da ihmale uğramaktan ve Bele- diye hududları haricinde kalmış bir Dalaklık olmaktan kurtula- madı Sabühin erken saatlerinde bu yoldan geçen iş güç sahipleri ge- cenin zifiri karanlığında işlerin. den dönerken bir su çukuruna dakp kalmak yahud bir tarajla- rını kırmak tehlikesinden uzak değillerdir. Birikmiş ihmallerin kendisine az zamanda çok himmet ve gay- ret tahmil ettiği muhterem Vali ve Belediye relsimizden Kır soka- ğınm münasip yerlerine müna- #ip mikdarda umumi tenvirai *i4mbaları aslırmasın ve arlık bu sokağı bir (Kır) olmaktan kurtararak kaldırımlatmasını di. Jeriz. Karilerinizden: Şişli Bomonti Kır sokaktıt No, 15 hanede Ziya Tez Iki azılı hırsız Muzaffer Emniyet direktörlüğü ikinci şube sirkat memurları, bir müddettenberi şehirde muhtelif hırsızlıklar yaparak İzlerini kaybettirmeğe muvaffak olan iki azılı sabıkalıyı yakalamışlardır. Bilhassa Tophane, Beşiktaş ve Be- yoğlu semtlerinde muhtelif obakkal dükkânlarınmı damları delinmek su- | retile yapılan hırsızlıkların failleri olan bu iki sabıkalıdan biri, esasen Ermeni ve ismi de Mihran olduğu halde bir hayli zamandanberi Süley- oan İsmile dolaşmış ve polisçe yaka- landığı sırada gene isminin Süleyman | olduğunda israr etmiş, fakat kisa bir sorguyu müteakip işin hakikati mey- dana çıkmıştır, Diğer azılı gece hırsızına gelince, buda zabıtaca «Haydut Muzaffer; diye anılan adamdır. Muzaffer, ta- van delmek, pencere kesmek suretile birçok gece hursızlıkları yapmış. ni- hayet zabıtanın eline geçmiştir. Her ikisi hakındaki tahkikat derinleştiri!- mektedir. i nık gördüğü için yen! sene bütçesin- | ye Vekâleti, idarel hususiyelerin büt- Belediye bütçesi “Yeni bütçede tasarrufa riayet edilecek Umumi vilâyet meclisi yeni sene bütçesini şubat toplantısında müza- kere edeceği için vali ve belediye rei- si doktor Lütfi Kırdar bütçenin ted- kikine bu hafta içinde başliyacaktır. Evvelce de yazdığımız gibi B, Lütfi Kırdar, memur kadrosunu çok daği- de bilhassa tasarruf temin edecek esaslara riayet etmeğe karar vermiş- tir. Bu itibarla belediye kadrosunda- ki münhallere yeniden kimse tayin edilmiyecektir. Bundan başka geçen sene Dahili- çelerini tanzim ederken nazarı dikka- te ahnacak kadro tipleri (o hakkında tebliğatta bulunmuştu. Bu tebliğata göre İdarei hususiye kadroları ve büt- çeleri yarım, bir, bir buçuk milyon li- ralık varidat mıkdarlarına göre tan- zim edilecekti. O zaman B, Muhiddin Üstündağ İstanbulun hususiyetine binaen bu tabliğat dairesinde kadro- yu daraltmanın mümkün olmıyacağı. nı Vekâlete bildirmiş ve Vekâlet de bü işarı muvafık görmüştü, B, Lütfi Kırdar belediye ve idarei hususiye kadrosunun hakiki ihtiyaç- lara göre tanzimi lüzumunu gözünü- ne alarak yeni kadroyu bir buçuk mil» yon liralık varidata göre tanzim edi. | lecek kadro esasından mülhem olarak hazırlıyacak ve 1939 bütçesine de ona göre tahsisat koyacaktır, Bundan başka belediye daireleri ve şubeler müdürlerinin evvelce yaptık- ları bütçe teklifleri valinin bütçenin tanziminde takib edeceği esaslara uy- gun olmadığından encümende bu tek- Wflerde değişiklikler yapılacaktır, Fenerbahçe B. Prostun plânı Nafia Ve- kâletine gönderildi Şehircilik mütehassisı B. Prostun Fenerbahçenin imarı için evvelce ha- zırladığı mevzii plân Nafia Vekâletin- ce tasdik edilmişti, B. Prost bu mevzit plâna göre Fenerbahçenin tafsilât plânını hazıMamış ve tasdik edilmek Üzere dün Nafia Vekâletine gönderi miştir, Mütehassıs mevzii plânda Fe- nerbahçe ile Kalamış arasında 20 met- re genişliğinde büyük bir cadde açı- yordu. Bundan başka Fenerbahçede dâirevi bir semt ayırıyor, etrafı yol larla çevrilen bu darirenin içinde gâ- i zino yapıyordu. Tefsilât plânına göre burada inşa eğilecek belediy& gazinosunun önün- den Kalâmış Koyuna kadar birrhtma ve küçük gemilerin: &gınmalarını t8- min için koya amudi bir mendirek yar pılacaktır. Mendireğin dış kısmı, | umumi vilâyet meclisi kararllâ Moda deniz klübüne otuz sene müddetle terkedilen kısım Moda deniz klübün- ce tanzim edilecektir. Deniz klübünün alt tarafında da bir tenis kordu yapı- lacak ve sahil ile bu mıntaka baştan başa ağaçlandırılacaktır, y Amca Ruıhtımda!. — Hoş geldin bay Amca, hoş gel | din!.. İzmirde ne-var, ne yok?... Bay Behçet Uzu gördün mü? B.A. — Ne mümkün?. Onu gör. mek “için 1939 fuarında arsa kirala“ mak lâzım!.. | — Peld, bay Fazlı Güleçi?. B.A, — Elbette gördüm!., Onu gör- memek için insan pek miyop olmalı|.. — Geçen gün İzmirde şiddetli bir zelzele olmuş, geçmiş olsun, çok sal- landınız m1?., Turizmin garip tarafları .Şu turizm denilen işin mühim ol- düğu kadar, çök garip bazı tarafları da var. Meselâ yer yüzünde birçok memleketlerde, birçok şehirlerde, bir çok mütehassıslar: — Acaba memleketimize nasıl sey- yah getirelim!... diye kafa patlatıyor, projeler yapıyor, çareler düşünüyor. Halbuki seyyah denilen nazlı kuş öyle her kafese girecek, her ökseye konacak cinsten değil, Ona birşeyi kolay kolay beğendirmenin imkânı yok... Vaziyet böyle iken bir gün bir de bakıyorsunuz ki coğrafya kitapların- da bile İsmi geçmiyen küçücük bir yer adetâ bir seyyah şehri oluyor. İşte misali... Kanadada Callander köyü denilen bir yer bulunduğunu bundan beş sene evvel ancak coğral- ya mütehassısları veya oranın yerli. leri, yahut buradan geçmiş olanlar bilirdi, Burada bir batında doğan beş ço- cuktan sonra Callander köyü birçok meraklı seyyahların uğradıkları bir yer olmuş. Bu yüzden köyde muaz- zam oteller, gazinolar açılmış. Eski. den halkı iane ile geçinen köy ahali- sinin şimdi kazancı, keyfi gayet ye rinde imiş, Hakikaten Birleşik Amerika euüm- huriyetlerinin Şikago şehrinden New Yorka gitmek için eskiden Ohio, Pennesyivania yolu tercih edilirdi, Çünkü bu daha kısa ve doğru yoldur. Halbuki bu beş kardeşler doğduktan sonra bir çok Amerikalılar Şikagodan, Detroite oradan da beşizlerin doğ- dukları Kanadanın Ontario eyaletine geçiyor, oradan New Yorka dönü- yorlar. Bu esnada istiyenler hususi vasıtalarla beş kardeşlerin köyüne gidip onları görüyorlar. Şimdi Birleşik Amerikada işleyen bir çok otobüs şirketleri böylece Şi- kago - Detroit - Kanada ve New York arasında hatlar yapmışlardır. Bir batında doğan beş kardeş bir köyü seyyah mıntakası yaptı. Bundan bir kaç sene evvel de İngilterede bir yerde şimdiye kadar görülmemiş bir deniz canavarı çıktığı rivayeti her- kesin kulağına gitmiş. Bu canavarın çıktığı söylenilen yere aylarca me- raklılar üşüşmüştü. Böyle garip şeyler yüzünden sey- yah akınına uğrayan bir çok yerler daha vardır. Meselâ Amerikanın meş- hur boşanma şehri Reno... Buradaki hayatı. boşananları görmek için, be- kârlar, hiç boşanmak niyetinde ol mayan evliler akın akın Reno'ya git mektedir. Reno bir seyyaha şehri ol muştur, Şimdi bunları yazarken düşünü. yorum. Zihnimde Reno'yu bir tarafa bırakıyorum. Fakat acaba İstanbulu bir seyyah şehri yapmak için bir batında 5-8 çocuk sahibi olacak kahraman ana ve babaların çıkmasını mı bekleye. lim? Yoksa denizden dünyanın ilk zamanına ald bir canavar. çıkmasını mı?... Hikmet Feridun Es Eski Beyoğlu kaymakamı vazifesini devretti Çankaya kaymakamlığına tayin edilen Beyoğlu kaymakamı B. Daniş dün vazifesini yeni kaymakam B. Ah- mede devretmiş ve dün akşamki tren- le Ankaraya hareket etmiştir. B. A. — Çok sallandık dostum, ken» dimi âdeta İstanbul Belediyesinde sandım!., z