. NE e a ea sat * ..— k Perşembe müsahabeler Türk genci ile baş başa Eğ | | Cümhurreisi İsmet İnönü Ankarada şehir dahilinde hususi gezmeler yapmaktadır. Yukarıdaki resimde Reisicüm- hur bu gezintilerden birinde görünüyo Karadenizdeki fırtına münasebetile birçok gemilerin sığındığı Sinop Umanının görünüşü kruvazörünün baş taretleri ve güvertesi Fransız Başvekilini Tunusa götüren Foch Fırsat ne dir? ve nasıl elde edilir ? Yazan; Selim Sirri Tarcan Fırsat bence demiri tavında döy- | mek, bir işi tam vaktinde görmektir. Sabahın karanlığından akşamın geç | vakitlerine kadar sokaklarda rasgel- diğimiz insanların ahvalini tedkik edersek bunların her birinin bir emel | peşinde koştuklarını görürüz. Acaba | bu hayat savaşında didinen, uğraşan, | emek sarfeden adamların hepsi de aradıklarını buluyor, diledikleri şeyleri elde ediyorlar mı? Şüphesiz ki hayır. | Bence en büyük sebeplerden biri de- | miri nda dövmedikleridir. Çok kimselerden dinledim | Ah birader benim elime ne fır- satlar geçti amma istifâde etmesini bilmedim! Şimdi ise artık geçmiş ola, fırsat zuhur etse de bende çalışıp uğraşacak takat yok! Bir başkası -Azizim , benim elibe'bir fırsat geçmeli de görmelisin! Ne çâre felek bize yar olmuyor, Kör talih düğümlü, çözülmüyor! Yok$â.... Bir üçüncüsü; İ — Efendim, adamın talihi var. Ta- | şı tutsa altın oluyor! Hangi işe sarıl- İ sa başarıyor, Elinde uğur var! Kaş yıldır piyango bileti alıyorum bir amorti bile çıkmıyor! O geçenlerde bir bilet aldı. O da dört hisseden biri ni almış ha, beş bin lirayı cebe in- dirdi! Böyle düşünen, böyle muhakeme edenler zannederim ekseriyeti teşkil eder. Yalmz bilmezler ki fırsat kolla” makla değil, icad etmekle ele geçer. Talih de böyle, İnsan talihini kendi yapar. (Beethoven) İn ömrüne ald bir eser- de okumuştum: s#Anam verem, babam ayyaştı, Ben ise cılız, çelimsiz bir insandım, Ço- cukluğum mahrumiyetler içinde geç- ti. Beğenilecek bir kıymetlim olmadı- ğı gibi sevilecek bir yüzüm de yoktu. Bunlar yetmiyormuş gibi bir de tabia- tın gadrine uğradım, genç yaşımda kulaklarım işitmez oldu. Fakat bu birbirinden beter felâketler beni yık dırmadı, Kaderle, talihle pençe pen- çeye mücadele ettim ve nihayet mu- kadderatımın boğazından tutup onu yere çaldım. Çalışarak, uğraşarak, cehd sarfederek gayeme ulaştım.» İşle bütün cihanda musiki mabu- du diye şöhret alan bir büyük sanat- | kârın di Azmin karşısında dağlar gibi 20r- lukların sırtı yere gelir. Gençler bil- melidir ki hayat âleminin sokakların- | da binlerce fırsatlar vardır. Onları görmiyen, onlardan istifade etmiyen- ler kendi kuvvet ve <enerjilerinden haberleri olmıyanlardır, Kuvvetli bir iradenin karşısında her müşkll baş eğer. Olmıyacak şey- ler olur. Milyonlarca insanı kendisine bağlıyan önderlerin muvaffakıyetleri bir tesadüf eseri değil, bir azim ve irade mahsulüdür, İrademizi âzim ve sebatla yerinde x kullanmasını bilirsek her mücadele de zafer bize güler yüzünü gösterir. Başladığı bir işte onu başaracağından şüphe edenler savaşı yarı yarıya kay- betmiş sayılırlar. Acaba ben b yapa! miyim diyenler değil, mullajğ yapa; diyenler yüzde yüz muvaf- fak olurlar, Bir muharebede harika nevinden elde edilen büyük neticeler ölmek var dönmek yok diyenlerin eseridir. Elbette ki hayat zorluklarla dolu dur, Çiğnemeden ekmek bile yı muyor. Yalnız, yola çıkarken yani mİ cidale başlarken her genç söy : Ya bütün cehtü gaye sarfederek dileğime kavuşaca- yolunda ölece- ! ğım veya mücadele gim! Böyle bir kuvvetli azimle yola çı- kanlar talihin onlarla beraber gi ğini ve fırsatların kendiliğinden de ğü onun iradesinin kudretile karşısı- na çıktığını göreceklerdir. Talih ve fırsat telâkkisi karşısında bize en büyük dersi Atatürk ver tir. Bakınız ne diyor” «<Âciz ve karkak insanlar her fejâ- ket karşısında milletin de atalete dü- çar olmasına saik olurlar, Aciz ve te reddüdde o kadar ileri giderler ki ide ta kendi kendilerini tahkir ederi Derler ki biz adam değiliz ve olam yiz! Kendi kendim za İmkân yoktur.» Size yine inkılâb tarihinden bir mf sal daha arzedeyim: 30 ağustos 1922 zaf, Atatürk aniştıyor «— Saat altıda Tınaztepeye hücum vaziyetinde olan piyadelerimiz önün- deki tel örgüleri kesmeğe ve bei etmeğe lüzum görmiyerek, ayağını kaldırdı, telörgüsünden bacağını aşi- rarak atladı ve orada bulunaı man neferlerini süngülerile t tepeledikten sonra Tıraztepej etti. Ben bu manzarayı seyrede bir süâle cevab vermeği hatirla Bu telörgülerini nasıl geçebilirsi diyorlardı, Oradakilere dedim ki «İste böyle ay âldırır ve ge çersiniz!» Benim iddiamı takviye şte iki mühim hâdise. Aciz ve tereddü- dütle hareket edenler ya talihe, ya kadere kabahati yüklemek rler veya fırsat zuhu a intizar & e Nitekim Tmaztepedeki Türk as telörgülerini kesmeğe kalkışsaydı ki zaman kaybedecek ve fırsat eli gidecekti Onun içindir ki iradesine sahip ol- mak, her işte enerjisini kullanmak, azim ve cesaretle bir cidale başlamak sabır ve sebatla çalışmak İnsanı ge- yesine ulaştırır. den yine na edeni © Bana fırsat düşmüyor, bana talih yardım etmiyor! Sözleri acize delâle$ eder. Firsat beklenmez icad edilir. Selim Sırm Tarcan Kayseri Halk partisi kongresi Verilen ziyafette kongre delegeleri Kayseri (Akşam) tirmiş, kongre nihayetinde ziyafet verilmiştir. Yukarıdaki resim ziyafe Cümhuriyet Halk partisi kongresi toplantılarını bi. relere iştirak eden yüz kadar delegeye bir n bir intibadır. e —