ALİ a LE m e fomyiim an in — Bu hararet sizi çok susatıyor değil mi? 2 hararetin çaresine bakınız ben susuzluğu | Aferin terkos | Terkos idaresi, havalar soğumağa başlarken İstanbul halkını ikaz elti, dedi ki; — Süğin abonelerim, havalar soğu- yor, neredeyse kar yağacak, Ayaz baş- larsa terkos saatleriniz donar, evleri- niz susuz kalır. Şimdiden tertibat ahtız, borularmızn o t#ikanmaması için saatinizi çuvallarla sarıp sarmâ Taypmız, sicak tutunuz!.. Aferin terkoza dedik, abonelerini, yani halkı düşünüyor... Derken çok geçmedei, İstanbulda- ki terkos çeşmelerinden su akmaz ol- du. Kış ortasında şehir bir kere daha Eerbelâya döndü. Sebebi? Araştırdılar ve buldular: Terkos sularını süzen süzgeçler tıkanmış, İs- tanbul susuz kalmış... Aferin Terkos!.. Yahu halka bo- rularını soğuktan muhafaza etmele- rini dierken silzgeçlerini temizle- mek aklına gelmedi mi?.. - Onlar ki verir lâf üs dünyaya nizamat - bin türlü teseyyüp bulunur hanelerinde!. Hakaret İki sarhoş yolda ağız dalaşına baş- Jadılar. Bir tanesi ağzına geleni söy- ledi, küfür kalmayınca nihayet dedi ki: oradan boş kadeh sen- Odun hikâyesi Dairelerden birinin .mutemedi daire için alınan altmış çeki odun- dan altı çekisini evine göndermiş... Bunun için işten el çektirdiler. Al- n bedelini de ödiye: : niz ev halkı pa- ye bu altı çeki Bun kuru meşe olmayıp sulu gür gen olduğunu İleri sürerek odun- ları geri çevirmiş olsuni!... O! olmaz demeyiniz... Hem zararı da yoktur, çünkü mutemed nasıl olsa yandığı için ev halkı bu kış onun ateşinde ısınırlar... Acı şeyler her zaman gerçek ol. maz, bazen de tuhaf olur!... — Başıma bir kova su düştü... — Kova beraber miydi? - Hayır su donmuştu!.. Tramvayda Yolculardan biri bastonile biletçinin omuzuna dokundu: — Burası Ayasofya mı?... Hayır efendim, omuzum!.. — Mödetn aerodinamik saatler yap» tık, bir saati 48 dakikada alıyor. — Sayın bay sizin için müzikten çok anlar diyorlar... — Ziyanı yok bayan, siz gene konserinize devam ediniz!... — Amca evli misin? — Değilim. — Değilsin de kimin emri ile olu. güp kalkıyorsun?... yı kilidlemiş, çıkmış yukarı; ezan oku- | Hangisi doğru ? Cümhuriyet gazetesi Müsahipoğ- lunun filime çekilen «Aynaroz. Kadı- si» eserine top aleşi açtı. Bir kaç gün sırtısıra bu “ilimin gösterilmemesi için durmadan yazıp' çizdi ve niha- yet göğsünü kabartarak ilân etti: Neşriyatımız nazarı dikkate alındı, Aynaroz Kadısı filimi göste- rilmiyecek. Dü Cümhuriyet gazetesinde de şu ilân var; — Türk filimciliğinin o şaheseri Aynaroz Kadısını gelip seyrediniz. Falan sinemada gösteriliyor. Acaba hangisi doğru? diye düşü. nüyorduk. Filimi seyreden bir arka. daş: Dünkü doğru! dedi. Kolayı var Bay akşam eve gelip de gene karşi- sında hizmetçiyi görünce karısına çi- kıştı: — Bu kızı savmadın mi?... Karısı boyun büktü: — Ne yapayım savamıyorum, yüzüm / se belediyeden bir müfettiş İ Otelde Müşteri geldi: — Akar Sulü bir oda istiyorum. Garson “boyun büktü — Artık kalmadı efendim, odaların damlarını aktardık... Dün gelseydiniz hepsi âkıyordu!... Delinin biri minareye girmiş, kapi- yan müezzinin üstüne kama ile hü- cum etmiş... Şerefeğe bir koşmacadır gidiyor. Müezzin koşuyor, deli kova- | lıyor bu hali gören halk minarenin di- bine toplanmış, hiç birşey yapamadan faciayı seyrediyor... Haykırıyorlar, bağırıyorlar, sesleni- 146 senelik Salihli (Akşam) — Salihli, ufak bir kaza olmasına rağmen büyük bir ih- i racat ve para memleketidir, Bozdağ sil. silesini teşkil eden inişli çıkışlı ve bis rer deve hörgücünü andıran birçok le. | pelerin eteğine yaslanmış gibi duran Salihli; palamut, tütün, pamuk, üzüm, İ sebze, arpa ve meyan kökü ihracatın- da mühim mevkii olan şehirlerimiz- dendir. Ekserisi göçmen olan halkı, bağcılık ve ziraatle geçinir. Bilhassa palamut ihracatı, mühim bir.yekün tutar. Şe- hirde 20 kadar palamut mağzası var. dır, Burada çalışan yüzlerce amele pa- Jamutu pelitinden tefrik ederek ma- hın iyi bir şekilde hazırlanmasını te- min ederler. Senevt palamut ihracatı 2-3 bin vagonu bulur. Vasati olarak ay. lık ihracat bir milyon kiloya yakın- dır. Bundan başka Pamuk ve üzüm is- tihsalâtı, kasabanın ticari bünyesin. de mühim bir yer alırlar, Sebze zama- nı domates, kışın nar ihracatı pek mü. him bir yekün tutar. Salihli nasıl kuruldu Salihlinin bulunduğu saba, (Lid. ya) hükümeti dahilinde Gediz ve Ge- dize akan Tabak, Kurşunlu ve Gümüş çaylarile bataklık bir saha iken, son- radan suların mecrasım değiştirmesi üzerine iskâna elverişli bir saha hali- ne gelmiş ve Manisanın Türkler tara- fından fethi sırasında bu ovada Türk- Iere geçmiştir. Burada iik defa tesis edilen (Adala) ve (Kemer Poyraz) na hiyelerinden sonra (146) sene evvel yorlar, Deli lâf anlar mı?... Biçare mü- ezzin kanter içinde koşuyor... Derken biri geliyor, yalın kılıcı çe- kiyor, keskin tarafını minareye dayı- yor, bağırıyor: — Hey, hemen aşağı inmezsen mi- nareyi keserim!... Deli elinden bıçağı atıp aşağı iniyor, Avrupa siyasetinde bu deliye benzi- yenlerle minareyi kesmeğe kalkanlar var değil mi? Pırtıllar Üstü başı pejmürde bir adam, önün. de giden ve kiyafeti kendi kıyafetine benziyen birine seslendi: — Hey Ahmed Ahmed döndü: — Aşkolsun yahu, arkamdan nasıl tanıdın? — Paltonun deliğinden görüp ta- (Sadık dede) isminde bir devecinir ik) ev inşa etmesile Salihli kazası kurul- mağa başlamıştır. Civarında birçok tarihi eserler ve bilhassa Sart hara- belerile meşhur olan Salihli tarihi ba- kımdan da kıymeti haizdir, Havasi ratıp olan Salihli İzmire işlek bir şimendifer hattile bağlıdır, Her gün İzmirden kalkan Afyon ekspresinden buşka otoray ve muhtelit banliyö ka. tarı da Salihliye uğrıyarak Alaşehire kadar gidip ertesi günü dönerler. Bil. hassa oloray servisi çok kalabalık bir müşteri bulmaktadır. Yüzlerce senelik ibtiyar çınar ağaçlarının gülgesine si ğınan istasyon ve hat boyunda İştan- bulun Erenköy, Göztepe ve Suadiyesi- ni hatırlatan güzel ve modern evler gö- ze çarpar. Salihli, eski Manisa valisi ve şimdi İstanbul valisi olan Dr. Lüt- fi Kırdarın büyük gayret ve himmetile Bozdağ üzerinden çok sarp bir yolla Ödemişe bağlanmıştır. Salihlide mükemmel bir un fâbri- kası mevcuttur. 70,35,35 beygir kuv. vetinde üç mazot motörile tahrik edi- len fabrika, son sistem öğütme makine ve tesisatile mücehhezdir. Günde (5) ton buğday öğütülmektedir. Ayrıca 80 balyalık, pamuk, çekirdeğinden âyrı- larak prese edilmekterdir. Fabrika, elektrik dinamolarile şehre 220 volt kuvvetinde cereyan vermekte ve 60- kakların tenviri için belediyeden üc- ret almamak gibi bir yardımda da bu. Tunmaktadır. Şehirde 850 elektrik abo. nesi vardır. Elektriğin kilovatı 22.5 ku- ruştur. Salihlinin ihtiyaçları -Bütün güzelliğine rağmen Salihli. tarihi olan zengin bir kasaba: Salihli Salihli halkı kasabayı bırakan Deliçay'ın sık sık sular altında ıslahını İstiyorlar Salihli istasyonu hin bakımsız bir şehir olduğunu da saklamak doğru olmaz. Çalışmak is- teyen fakat bütçesinin darlığı dolayı sile çalışmak kuvvetini bulanın belediyesi vardır. Hemen bütün so! Jar kaldırımsız bir haldedir. K müur'dan, yazın toz ve toprak mek kabil olmaz. Şehri istasyon& bağ- layan Mithat paşa caddesi, şehrin ana hattını teşkil eder. Bu yol da, üzeri kum döşenmiş toprak y r. Bü tün güzelliği, Mithat paşar tile ekilmiş bulunan ve cağdeni tarafını süsliyen çok güzel ve b çınar ağaçlarıdır. Anadolunun sayılı dağlarından (Dog dağ)jın yağmur ve kar suları, Gümüş dere ve Deli çay isimlerini alan iki bü yük çayla ovaya ve Alaşehir çayına akar. Bunlardan Deli tay, şehrin üs- tünden ve mürtefi bir noktadan geç- mektedir. Genişliği bazı yerde 200 kü- sur metreyi bulan bu çay ani olara taşmakta ve bütün Salibliyi sula tilâ etmektedir. Vaktile ça; hetine İs re irtifamde duvar çekil; senelerden beri getirdiği kum ve ca kıllarla bu derinlik 50-80 santime dar dolmuştur. Bir devlet işi olar bu inşaat ve tesisatın belediye yapılmasına imkân yoktur. Bir gün Salihlinin tamamen sular altındı Jacâğından korkulmaktı Şehirde, pik borularla geti ve kullanma suyu varsa da mkiterı 24 olan bu su; yazın şehrin ihtiyâcın karşılıyamamaktadır. Bununla ber bir iki metroya inildiği zama rin hemen her tarafında kuyu suyu bulmak kabildir. Bu sulardan bâzıları içim itibarile iyi ve tatlı olmakla be- raber şüphsesiz ki sıhhi ve mikropsuş değildir. Trakya köylüsüne tay yetiş- tirmek usulü öğretiliyor Tekirdag (Akşam) — Trakya umum müfettişliği iyi cins aygırlar- dan elde edilen tayların bakımı lik yüzünden kavrulduğunu görmü ve halka tayın nasıl bakılması lâzım- geldiğini öğretmek maksadile biri Çorlu kazasının Köprüce, diğeri de Şerefeli çifliğinde olmak üzere iki tay çifliği açmıştır. Buralarda köylüden toplanan tay- Jar iyi bir şekilde bakıp gürbüzleş- tirildikten sonra tekrar köylüye iade edilmiştir. Bu sürelle iki sen&denbe- ri bakılan tayların adedi 95 kadardır. Bunlardan bir çoğu sergilerde mü- kâfat kâzanmışlardır. Ev, Apartıman kiralamak için «Akşam»ın KUÇÜK İLANLARI En süratlı ve en ucuz vasıtadın *