POLİTİKA Japonyanın sulh şartları ve Çinliler : arasındaki akisleri Uzak Şarktaki mücadele askeri safhadan siyasi safhaya dökülmekte dir. Japonya Çinin gerek maden, gerek ziraat cihetinden zengin ve müstah- sel yerlerini ve bütün demiryollarla sahillerini ele geçirmiş olduğundan kendisi için ortada büyük harekât yapmağa ihtiyaç gösteren hedefler kal- mamış demektir. Hazırlamakta olduğu son harekâtı ile, dağlık araziye çeki- len Çin hükümetinin hariçle karadan olan münasebet ve muvasalasını kes- mek istiyor, Siyasi safha Japonya Başvekilinin Çin üzerindeki nihai gayelerini ilân etmesi ile başlamıştır. Bu beyanata göre Japonya Çinden bir karış toprak istemiyor. Bütün istediği Çinde Japonlar ile siyasi ve iktisadi iş birliği yap- mağa taraftar bir idarenin kurulmasıdır. Siyasi iş birliğinden maksad; Japonya, Almanya ve İtalya arasında merkezi Moskovada bulunan üçüncü yani kotwünist enternasyonaline ve açıkçası Sovyetler birliğinin politikası- na karşı birlikte mücadele için bir sene evvel akdolunan ittifaka Çinin dahil olmasıdır. İktısadi iş birliğinden maksad Çindeki Amerikalı ve Avrupalı devletle- rin kapitilâsyon ve imtiyazlarına bir nihayet verilmesi ve memleketin idare ve imarında Japon memurlardan ve mütehassıslarından istifade eyleme- sidir. Çinin yukarıdaki şeraite daima riayet edebilmesine ve hariçten her hangi tazyik ve müdahaleye maruz kalmamasına teminat olmak üzere de Çin arazısinin işgali altında bulunacaktır. mühim noktaları daimi surette Japon askeri kuvvetlerinin Uzak Şark için Japonya Başvekilinin ilân ettiği bu yeni nizam ve inti- zama; zımnen sulh ve da bu şartların leh ve aleyhinde bü bu yüzden aralarında ihtilâf çıkmıştır. a ikinci reisi ve sabık Başvel sartlarını ifade ettiği manası verilmiştir. Çin hükümeti rkasımda bulunan Parti erkânı da böyle telâkki ettiklerinden araların- ok münakaşalar yapılmıştır. Nihayet İ Vang, Çinin yeni merkezi Çung Kingden tayyare ile Fransiz Hindi Çinisi merkezi Hanoiye gelmiş ve oradan tir. Burada neşrettiği bir beya yetsiz bazı tağitâtla kabule şi Bu beyanname bütün Çi rak Şarktaki İngiliz imparatorluğu merkezi Ho: amede Taponyanın an olduğunu beyan etmiştir. efkâruumumiyesini ikiye ayırmışlar. ş Konga gitmiş- şartlarının ehemmi- Ayrıl. ğu kalan orduya sirayet etmemesi için Vangın Partiden çıkarıldığı tebliğ edilmiştir. Yang vaktile Çin hakanına bomba atan - bir ihtilâl cümhuriyetçidir. Bu nüfuzlu adamın: sulh lehinde mücadeleye girişme Uzak Şark ahvali yeni bir renk alıyor. Gazetecilik humması Avusturya - Sırbistan harbi sıra- sında Avusturya hükümeti asker ve askerliğe dair haberlerin neşrini ya- sak etmişti. Bir kıtanm gittiği haber verenin cezası idamdı. yeri Avusturyalı bir gazeteci, bulundu. ğu şehirdeki fırkanın cenuba gittiği- ni karilerine bildirmek için bir çare arıyordu. Nihayet buldu ve ertesi gün Satılık Londrada büyük bir han vardır. Strand hanı, Bu hanın asluşdna girer- seniz, yanıhanelerden birinin kapısın- da şu levhayı görürsünüz Setlk nutuklar! Yaznhaneye girip izahat istersiniz. size anlatırlar: düğün erde, küşad- çeşid — Muhtelif merasimlerde, , nişanlarda, ce resimlerinde söyler: her "nutuklar vardır eder. neşhur, muharrir- Yazıhane sahibi Deniz feneri Plimut açıklarında, deniz ortasın- | da yükselen büyük bir kayanın üs tünde -Ediyston fener Bu fe- nere yaklaşmak çok güçtür 8 Birin «imdad» lerinden bi vardır. Anun akşanı fenerden verildi. Fener bekçi- ağır hasta idi, Fakat | deniz de o sıralarda dağlara çıkıyor- du. Civardaki cankurtaran gemile- ri tam dört gün fenerin verdiği «im- uzaktan seyirci kal | Her gün fener durmadan «im- diye her gün şareli dad» işaretin: dılar dad» işârel gazetelerde şu havadis intişar etti: «Teessürle haber aldığımıza © göre, muhterem ve sevgili fırka kumanda- nımız. hastalanmış ve doktorların tavsiyesi üzerine derhal cenuba git- miştir. Fırkasına çok düşkün olan kumandan, fırkasını da beraberinde götürmüştür. Denecek söz var mı?.. Gazeteciye bir şey diyememişler... nutuklar lerimize yazdırılmıştır, hepsi de fevk- alâdedir. Bir kaç nümüne: «Düğünde söylenecek nutuk: 5 lira, Seneyidevriyelerde anlatılacak muh- telif fıkralar: 3 Ura. Mezar başında | | tario © ey Callarder köyünde bundan dört sene evvel döğan Beşiz- ler dünyaya gel meden evvel o köy metrik ve fakir haline getirdiler Amrikanın Callander köyü, beşizler yüzünden her ta- rafta büyük şöhret kazanmıştır. Her hafta bu köyü sekiz on bin meraklı ziyaret ediyor. Bu yüzden köyde muaz- zam oteller, gazinolar yapılmıştır. 200 dolar kıymtinde bir arsanın değeri bugün 5000 dolardır. Beşizler, doğdukları köyü dünyanın en meşhur bir yeri için yapılan iki te- şebbüs akim Bununla Beşizler, mıştır, beraber, kak maruz bulunduk- ları dolayı, tehlikelerden âdeta bir “ 1 | : söylenecek nuluk (10 dakikalık) ya- | rım lira. Nesir mezartaşı yazısı 2 lira, Manzum mezartaşı yazısı; 4 lira Bu yazıhane çok <iş görmektedir. talipleri sa aşağıdaki adrese yaz- sınlar. Blacpool and Co, Strand Sireet, 19. Londra faciası Sattelit adındaki cankurtaran ge misi fenere Yakalşmağa uğraşıyor, muvaffak olamiyordu. Nihayet 14 birincikânunda Satte- Ut fenere sokulabildi, üç tayfayı fe- nere çıkardı. Bu üç gemici ağır has- tayı tuttular, iple gemiye . naklet- mek istediler. Bu sırada şiddetli dal- galar gemiyi sürükleyip açıklara attı, Nihayet ertesi günü deniz biraz duruldu. Sattelit tekrar fenere yâk- ir hastayı makaralı ipe bağ- ladılar ve çekerek gemiye aldılar, Yılbaşi hediyeleri Anana yılbaşı hedi ord Mürey sepet ye! arap hediye eder. Bu hedi- i şartını koyan İngil- üncü Şarldır. krala bir beyaz gül ve dört bayana da birer menekşe verir. Lord Eotham büyük İngilterede çok garip bir pasta, lord Derbi iki şahin gönde- rir, Bazı asil ailelerin de imtiyazları vardır, Valtingam ailesi kral ailesinin eskilerini giyer. Yubaşında kral lord Vattingama eski mendillerinden biri- ni gönderir. Lord mendili alır almaz, londra fakirlerine dağıtılmak üzere 300 İngiliz lirası teberri eder, bir yer sayılırdı. Şimdi burasi Amerikanın bir haç yeri olmuştur. Hafta ortasında 3000 ve sonunda 8000 kişiden fazla in- san Beşizleri görmek üzere o köyü ziyaret ediyor. Callander köyüne gi- den yoldan her dakikada bir otomo- bil geçmektedir. Dört sene evvel O köyde ancak bir köy , bir satış mağazası, bir iki garaj, bir kaç ev varken, 800 kişi nak- di yardımla geçinirken ve binlerce bakiyesi bulunurken es vergisini veriyor, & arlardan başka nakdi dım gören bu kuru köyde 1500 kişiyi barındı; #cek konforlu oteller var- dır. Büyük ekspres katarları köy 1s- nunda dururlar, 1933 de 200 do- ıymelinde olan bir arsanm değe- 100 dolardır. rin otelcilere, mağaza sahip- Ak eshahina, nakliye şir- ketlerine kazandırdıkları milyonlara ni kendi kazançları pek o ka- ksek görünüyorsa da henüz yaşında olmalarına bakılarak onlar etini de yüksek bulmak lâzım gelir. Bugün beş kardeş resmen ğu veçhile 750 bin do- âllk bulunuyor. Bu paranın 600 biri doları sağlam tahvillere ya- tırılmıştır. Beşizler kendi maişetlerini temin ettikten başka 300 dolarda ve babalarına, vermekte ve iç büyük erkek ve Kızkardeşlerini de tahsil ettirmektedirler. Beşizler, isimlerinin salâhiyet al- madan kullanılmamasına dikkat et- ncınur avukatlâra verilen üc- len maada iki dadı, üç polis, iki hizmetçi; bir hoca bir daire mü- ri bugün sd ol Eyünte çocukları ! barındırma evi Verem dispanseri binası satın alınıyor. Eyüpte ilkmektep yanındaki verem dispanseri binasının çocukları barın- maevi ittihazı ayni zamanda burada çocuk kütüphanesi tesisi takarrür et- miştir. Bunun üzerine maarif mü- dürlüğü dispanser binasını satın al. mağa karar vermiştir. Dispanser bi- nası verem mücadele cemiyetine ait olduğundan maarif müdürlüğünün bu müracaatını müzakere etmek Üze- re verem mücadele cemiyeti merkezi umumisi Kızılay cemiyeti merkezin- de reis mütekalt Orgeneral Ga- lip Pasinerin relsliği altında toplan- mıştır. Yapılan müzakere neticesinde dis- panser binasının maarife satılma- sına karar verilmiştir. Bu husustaki şerait ayrıca maarif idaresile temas ilmek suretile tesbit edilecektir. Esasen şimdiki dispanser binası, fakir ve işçi hastaların gidip gelme. sine müsalt olmayan bir yerdedir. Cemiyet, Eyüp ve civarındaki fabri. kalara yakın bir semtte münasip bir arsa bularak yeni bir dispanser inşa edecektir. Dispanser binasının maarif müdür- lüğüne satılmasile dispanser faaliye- tine nihayet verilerek değildir. Ya yeni dispanser binası inşa edilinceye kadar eski bina maarife teslim edil. miyecek, yahut da müvakkalen bir bina kiralanarak yeni bina inşa edi. linceye kadar dispanserin faaliyetine burada devam edilecektir, Yanlışlıkla tuz ruhu içmiş Vefada Karamürsel fabrikasında çalışan Ömer isminde biri, yanlışlıkla tuz vuhu içerek zehirlenmiş, Cerrah. paşa hastanesine yatırılmıştır. dürü, bir ahçıya, Beşizlere ilk yardı- mı dokunan meşhur doktor Dafoeye, Beşizlerin para işlerini tedvir eden muhasip ve doktorun kâtibi olmak üzere 14 kişiye aylık vermektedirler. Bu suretle Beşizlerin yatırdıkları pa- ralardan gelen 20 bin dolarlık varida- tan 2000 doları kendi “masraflarına gitmektedir. Beşizler en ziyade mışlardır. «Köy dok dilerine 50 bin dolar temin etmiştir. Bundan . başka filim şirketi eride Beşizlerin yeni filimler çevirmek hak- kını kazanmak için dolar vermiştir. B rolunan havadisle, rda satılan fotoğ senede binlerce dolar kazanmaktadır. lar, Bir sabun ve diş macunu fa kası.üç sene Beşizlerin ismini kul Yanmak için kendilerine 55 bin dolar verecektir. Çocuk kahvaltısı; gıdası imal eden bir fabrika da Reşizlerin isimlerini kullanmak için 25'bin do- lar verecektir. flimden kazan- rınd Beşizlerin isimlerini kullanmak için akdedilen kontratlardan dolayı alâ- kadarlar arasında birçok “ihtilâllar, büyük davlar çıkmış ve milyonlarca zarar ve ziyanlar talep edilmiştir. Ço- cukların vaziyeti bir aralık tehlikeye düşmüş ve ka: arından korkul- muştur. Onun için: polis bekçilerinin adedi arttırılmış, diğer taraftan İngil- tere krah da Beşizlerin himaye hafazasını 18 yaşlarını doldurun! kadar kendi uhdesine almışlar, çocuğun kaçırılarak Antaris mahke- meleri hududu haricine çıkarılmaları kamptaymış gibi yaşıyorlar, bulundukları yerde polisler nöbet bekliyor ve ev ile civardaki poliş istasyonlari gizli telgraf hatla- rile birbirine merbut bulunuyor. Bütün Antaris eyaleti, hattâ bütün Kanada yalrız bu Beşizler için yaşı yor gibi hareket etmektedir. Nereye gidilse onların resimleri görülür, ne- rede oturulsa onlardan bahsedilmek- te olduğu işitilir. Callandere giden yolların köşelerinde dikili duran lâv- haların üzerinde «Dionnein Beşizleris ne gider!» yanlı olduğunu görürsü- nüz. Sanki koca bir kasaba o beş kız çocuktan mürekkepmiş gibil Her gün binlerce kişi Beşizlerin 2i- yaretine geldiği halde bunlar bilâ- kaydu şart çocukların yanına sokul maz. Ziyaretçiler saatlerce beklerler. Bunlar günde Iki defa sıraya dizilir- ler ve Beşizlerin teşhir edildikleri ma- halle sevkolunurlar. Bunlar yavaş yavaş Beşerlerin önünden geçerek onları seyrederler. Fakat seyirciler Beşizleri (gördükleri halde kendi aralarında oynamakta olan Beşizler seyircileri görmezler, Seyir mahallinin. bu geçid yeri 200 kişiyi istlap edecek kadar büyü Fakat bugün orulan mühim bir sual vardır ki büna cevap vermek pek güç geliyor: Bu hal ne kadar za- man devan: edecek, bu beş kızkardeş >. bütün hayatlarını böyle seyircilere mi tahsis etmeğe mecbur kalacak, yoksa bunun bir sonu gelecek mi? Bunu soranların çoğu, beş kızkarde- şin yaşadıkça bir mucize olarak kala- cakları için bundan dalma maddi is- tifade teminine çalışmaktan geri dur- mıyacaklarını zannediyorlar, B. Tevfik Fikret Sılay su fik Pikret Sılay, de Konyada doğmuştur. Hukuk tah- sil ettikten sonra Adliye teşkilâtının muhtelif şubelerinde çalışmış, Kara- man İstinaf mahkemesi Konyadan mebus seçilmiştir. Büyük Millet Meclisinde Medeni | eni Adliye Vekilimiz B. Ter | 1890 senesin- | kanunu ilk hazırlıyan Adliye encü. mehinde âza idi. Uzun zamandanbe- ri Meclis reis vekillerinden bulunu- İ yordu. Evli ve beş çocuk babası olan B. Tevtik Fikret Sılay, hukuk saha- sındaki çalışmaları ve dürüstlüğüle tanınmış kıymetli bir zattır. Karadeniz Ereğlisi K aradenizi altüst eden son fırtına- larda birkaç gemi karaya oturdu, millet vapuru da Ereğli önünde battı, Memleketimizde üç «Ereğli. » vardı Konya Ereğlisi, Marmara ğlisi, Karadeniz Ereğlisi, Son facia Kara. deniz Ereğlisi önünde vukua gelmiş- tür. Zonguldak vilâyetinin bir olan Karadeniz Ereğlisi bu Ss: güzel şehirlerimizden biridir bir körfezin kenarındadır. 65200 kadardır. Burası lunun âğaç ve kömür itibarlle zengin muntakalarındandır. Arkasında az işlenmiş büyük ormanlar uzanır Ereğlide sebze ve meyva boldur. 'Harice çok mikdarda yumurta, hay- | van ve ceviz sevkeder. Civarda kısmen işlenmiş kömür, manganez ve demir madenleri vardır. Son zamanlardâ yapılan : Irmak Filyos hattile orta” Anadoluya bağlanmıştır. Bir ticaret şehri ve birçok gemile- rin uğranması olan Ereğlide gemile- rin barınmasına müsaid bir liman yoktur. Umumi harb esnasında Ruğ- ların batırdığı ticaret gemileri enkğ- zile dolu olan bugünkü liman temiz- lenmeğe muhtaçtır. Bu liman temiz- lenmeyip asri tesisat vücude getiril: diği takdirde Ereğli şimal! Anadolü- sunun birinci derecede büyük bir Si manı olacaktır, Reşad Nuri Güntekin * arif umüm müfettişleritdden Reşad Nuri Güntekin talim ve ieiire D4 Azalığına getirildi Bu sat, Çalı Kuşu müellifi olan meşhur edip- tir, 1892 de İstanbulda doğan Reşad Nuri, döktor Nuri beyin oğludur, İz- mirde Frerler Fransiz mektebinde ve Darülfünun (oedebiyat şubesinde okudu. Liselerde edebiyat muallimliği, mü- dürlük etmiş, umumi maarif müfet- tişi olmuştur. Türk dili tedkik cemi yetine de âza seçilmiştir. Romanları: Gizli el, Çalı Kuşu, j Dudaktan kalbe, Damga, Akşam gü ! neşi, Bir kadın düşmanı, Yeşil gece, : Acımak, Yaprak dökümü, Kızılcık dak ları, Gökyüzü. Piyesleri: Hançer, 'Taş parçası, Es- ji ki rüya, f Küçük hikâyeler: Sönmüş yıldızlar, © Tanrı misafiri, Olagan işler, Leylâ İle Mecnun. Üç cild Fransız antolojisi,