3 Kânunusani 1939 AKŞAMDAN AKŞAMA — m a Akıl hastasına çıkan Felek sanki cümlemizle alay etti... Hepimiz gözümüzü şu yılbaşı piyan- gosuna dikmiştik, — Ah... Çıksa... diyorduk. -Ne ak- la gelmedik delilikler yapacağım!.. Ey talih... Adamını bilmezsin... Ehline çı- kar ki âleme parmak ısırtayım... “EN Bazıları da: — Vallahi aklımı oynatırım... - di- yorlardı. Felek bu noktadan da bir iyilik etmiştir: * — Madem ki büyük servete birden- bire konan insanın aklı alt üst olu- yor; öyleyse o biçare dimağ hastası da bu darbeyle birlikte derhal şifa bulur... Hem servet, hem zekâ, hem sıhhat, hem hürriyet, hep beraber... Yaşar, dünyanın zevkini çıkarır!- - demiştir. Doğrusu iyi seçmiş... İyi bulmuş!.. *.” Talihli, ne de lâtif insanmış: — Ne yapacaksın parayı? - demiş- — Mazhar Osmana vereceğim... İh- tiyacı olduğunu görüyorum! » cevabını vermiş, Şaka söylüyorsa, âleme oyun etmek için bundan daha harikulâde muzip- lik olmaz. Kimbilir civardaki akıllılar, ne mukni iddia ve isbatlarla: — Aman yapma... Aman etme... Bu seninkisi cinnet!.. Gel şu paraları bi- zim göstereceğimiz yerlere sarfet! En makulü budur! - diye yalvaracaklar; yeni zengini kıs kıs güldüreceklerdir. — Benim makulle ne alâkam var, ayol?... » cevabını alacaklardır. » Ha şunu bileydiniz... Tabii cinnet... Doğrusu da gene ne lâtif; Mensup bulunduğu müesseseyi her şeyden evvel koruyor, Kendi benzeri felâketzedeleri himaye etmek istiyor. En -akıllılara tavsiye edilecek bir hat- ti hareket... Evet, aşk olsun feleğe böyle bir in- tihapta bulunduğu için... Ötekinden berikinden işitiyorum: — Yedirmezler ki... — Niçin? — Zira belki varisleri vardır. Mah. kemeye müracat ederler: «İradesine hâkim değildir! Bu parayı sarfa hak- kı yoktur. Elinden alınız, bize teslim ediniz. Çarçur eder!» derler. Kanun böyle bir müdahaleye müsaittir. Peki, ya akıl hastanesinin avukatı (yahut da müddeilere hitaben hâkim) derse ki; — Bu parayı sağlığında, sağlamlı- ğında kazanmış değil ya... Gene bu akılla kazandı... Nasredd'x hocanm hikâyesi gibi, tencerenin Toğduğuna İhanıyorsunuz da öleceğine niçin inan miyorsunuz?.. Eğer bir itirazmız var. Sa, parayı kazanmasına kadar işi şü- mullendirelim... © zaman «ne sana, ne bana» olur! Binmenaleyh, bekleyin, belki tabii ömrünün sonuna kadar ba- tırmaz, bilâkis servetini delice arttı rr! ss Yazıktır, kimsenin gözü kalmasın! Bırakalım dehre gelmekle beraber - Eminönü meydanı Köprünün Halice doğru alınması muhtemel Şehircilik mütehassısı B.'Prost Emin- önü meydanı için dört plân hazırla- mıştı, Her -plânın tatbiki ikmal edil- dikten sonra meydanın, bu plân da- hilinde yıkilan kısımlarının tanzimi icab etmektedir. Dördüncü plânın da tatbik ve meydanın tanziminden son- ra umumi vaziyet etrafında valiye iza- hat verilecektir. Tatbik edilmekte olan birinci plân | Yenicami kemerini nakil vasitalarma kapamakta ve yayalara tahsis etmek- tedir. Nakil vasıtaları Musırçarşısı kapısı önünden Yenicaminin arka; Sını takiben İş bankasına doğru açı- lacak yeni caddeden “geçeceklerdir. Çamura man olmak için, “İleride a3- falta tahvil edilmek üzere gerek bu yeni caddeye, gerek hâlen çamur içerisinde bulunan Balıkpazarı yolu- na muvâkkat kaldırım yapılacaktır, Dördüncü ve son plin “Yenicami kemerinden itibaren camiyi alçak bir duvarla -çerçelevemektedir. Buna se- beb nâkil vasıtalarının ve kısmen de yayalârın, caminin etrafındaki tezyi- natı bozmalarına meydan vermemek- tir. Bu plân ayni zamanda meydanda yayalar için iki geçld yeri tayin et- mektedir. B. Prost Galata köprüsünü Balık- hanenin önüne kadar Halice “doğru nakletmek fikrindedir. Köprü bu ta- rafa nakledilince Eminönünde nakil vasıtalarına açılacak olan yeni cad- de İle karşı karşıya gelecektir. Fena ekmekler Bir fırıncı hıfzıssıhha kanu- nuna muhalif hareket suçun- dan mahkemeye verildi Ahmed adında bir fırmcı dün hıfzıssıhha kanununa muhalif hareket, suçundan maznunen asliye üçüncü ceza mahkemesinde muhskeme edil- miştir, Müddeiumumi iddianamesin- de, Ahmedin birinci nevi ekmek unu- na çavdar karıştırarak muayyen ev- safdan aşağı olarak ekmeği gene bi- rinci nevi namile sattığı ve böylece gıda kıymeti noksan ekmek satmak suretile tıtfzıssıhha kanununa mugayir hareket ettiği sabit olduğundan maz. hunen cezalandırılmasını istemiştir, Ahmed bütddiaya itiraz ederek kendisinin çavdar okarıştırmadığını, unu salın aldığı zaman çavdar karı- $ık olduğunu ve bundan kendinin mesul olamıyacağını ileri sürmüştür. Ni Mahkeme kararını vermek üzere mu- hakemeyi başka güne bırakmıştır. Bir otomobil bir çocuğa çar- parak yaraladı Şoför Hasanın idaresindeki otomo- bil İstiklâl caddesinde Ali isminde kü- çük bir çocuğa çarparak yaralamıştır. meşhur beyitteki diğer mazhariyete erişen « mesud vatandaşı sefayı hatır. Ja paracıklarını yesin, savursun; ve biz akıllıların belli başlı servet mem- ba: saydığımız bu talih oyunüle kah- kahalar atarak eğlensin, eğlensin... (VÂ-Nü) AKŞAM Karilerimizin fikri Bir küçük memur ve yeni barem İki buçuk senedir (1000) kuruş maaşla devlet memuruyum. Eli mize sağlam (33) lira geçer. Tabil senede (6) lira yol vergisi ayrı. Bu (33) lira ile yemek, içmek, giyin- mek ve kira vermek dahil edilirse bizim gibi zavallı küçük memurla- rın ne müşkül şerait içinde hayai- larını yıprattıkları meydanda, İş meselesine gelince, bütün işler bu küçük memurların elinden çıkt yor. (Ufak bir tedkikle bu vaziyet aydınlanabilir.) Şimdi yeni Barem kanununa göre, (1600) ve (1750) âlan memurlar ki, aşağı yukarı 42 ve 45 lira alıyorlardı. Bu nazi. yette (49) Tira alacaklar; tabii bu olar için istifadeli; akaten ziya- de himayeye muhlaç (1000) ku- ruşluk memâtlarda eskisi gibi (33) lira aldıkları gibi, üç senede terfi edecek iken, terfi müddeti de üç seneden dört seneye çikarildı- ğından, bir senede o haktan. kay- bediyorlar. Meselâ benim ve benim gibi olanların vaziyeti: İki buçuk sene- dir bütün enerjimi sarfederek ve her türlü mahrumiyellere kafla- narak bin kuruşla çalışıyorum. Altı ay sonra emselim gibi (1600) dlacaktım; bu kanun kabul edilir se yene koskoca bir sene kaybedi- yorum. Küçük memurlardan biri Gümrük ve liman Bazı mühim değişiklikler Gümrük ve liman işlerinde yenilik- ler yapmak için gümrük idaresile De- nizbarik müştereken çalışmalara de- vam etmektedir. Vapurların kolayca yanaşabilmele- rini temin etmek üzere Mumhane ile Tophane arasındaki Tıhtimın müna- sip bir yerine dalga kıran şeklinde bir iskele yapılması o kararlaştırılmıştır. İsköle yakında inşa edilecektir. Ford acentasının bulunduğu sahada Deniz. bank tarafından yapılmakta olan an- trepoların inşası bir hayli ilerlemiş- tir, "Kabataş ve Kurüçeşmedeki antre- polar da, evvelce verilmiş olan karar- la, yakında Galata tarafına nakledi- lecektir. İstanbul itbalât gümrüğü İstanbul ithalât gümrüğü müdür- lüğü vekâletinde bulunan Nurettin Gündoğdunun bu vazifeye -asâleten tayin edildiği bildirilmiştir. Yeni di- rektöre ayni vazifesfhde ınuvaffaki- yetler dileriz. Vali Cerrahpaşa hastane- sinde tetkikat yaptı Vali ve Belediye relsi B. LI Kır- dar dün Cerrahpaşa hastanesini gez- miş, tedkikatla bulunmuş, baş hekim- den izahat almiştır, Vali İstanbul hal- kının hastanelerden daha fazla İsti- fadesini temine çalışıyor, e ipek çoraplar Kadın çorapları için bir mütehas- m gelip İpek kadın çoraplarının sağlamlı- ğını temin için fabrikatörler kalm çorap imaline karar vermişlerdi. Fab- rikatörler dün Milli sanayi birliğinde bir toplantı yapmışlardır. Bu toplan- tıda, kurulması evvelce kararlaştırı- lan kooperatifin biran evvel teşkili üzerine görüşülmüştür. Avrupaya çorapçılar namına giden murahhas Alman Mühendis cemiyeti âzasından çorap mütehassıs Dr. Randof ile anlaşmış ve mütehassıs İstanbulda çalışmayı kabul etmiştir. Bu ay içinde şehrimize gelecektir. Ko- gali operatif çorap mütehassısına ayda 150 lira ücret verecektir, Denizbank müdürünün istifa eltiği tezkip ediliyor Dün bir gazete; Denizbank umum müdürü B, Yusuf Ziya Önişin istifa- sından bahsetmiştir. Denizbankta bu haber tekzip edilmektedir. Otobüsler hakkında tetkikler Belediye şehir içinde işliyen oto- büsler hakkında tedkiklere başlamış | kinin sesi perde perde yüksölüyı İ ter. Mevcud otobüslerin ihtiyacı kar- $ılayıp karşılamadıkları bu tedkikler | vermezsiiin... Bedava mı vereceğim sa sonunda anlaşılacak ve vali B. Lütfi | na?... Kırdara izahat verilecektir. Val lü- zum görürse belediyenin sabık otobüs- komisyonu âzaları tekrar alınacak tedbirleri tesbit edeceklerdir. Bu arada otobüs işletmesine aid muh- telif işler üzerinde otobüsçülerin de | de, aydee.. Başka türlü konuşmak mütaleaları alınacaktır, Küçük hırsız Bir sepet kömür çalarken yakalandı İbrahim adında on dört yaşında bir | alamazsiin:. çocuk dün gece Sultanahmedde se- nayi mektebinin duvarından “içeriye atlıyarak kömürlüğe girmiş * ve dol- durduğu bir sepet kömürle kaçarken cürmü meşhud halinde tır. Küçük hırsız dün adliyeye verilmiş ve yaşı küçük olduğundan Bultanah- | veer. Yene mi olmaâı?,. Yedi buçuk da med birinci sulheeza mahkemesinde gizli olarak sorgusu yapılmıştar. İbra- him suçunu İtiraf etmiş, hakkında tevkif kararı verilerek terkifhaneye | yayım mi?.. Haydi kirk para daha ver gönderilmiştir. Bursa yolculuğu hakkında | portakal verdikten sonra sandığı ku- bir broşür hazırlandı Denizbank Bursa - İstanbul yöleu- luğu için bir broşür hazırlamıştır. Bu broşürde Mudanya hattının kış tari- fesi, Bursaya otobüs ve tren tarifele- ri ve Uludağda kış sporları etrafında izahat verilmektedir. Deniz ticareti müdürü An- karaya gitti umum müdür bay Müfld Deniz vazife. sine Ankarada devam etmek üzere Tahsilât işlerine dhemmiyet veril. şehrimizden ayrılmıştır. Deniz ticare- ti müdürlüğüne müdür muavini B, | da yapılan geniş islâhatlabütün'esmaf Refik vekâlet etmektedir, mala eli ei Sahife * İSTANBUL HAYATI Ucuz portakallar yer: — Aydee... Şeker yibi portakallar vaar, Ucuz ucuuz. Sankim para ilân diy, ; Yandaki apartımanın kapısı açıldı, bir bayan seslendi: — Tanesini kaça veriyorsun”... Koştu, sandığı eşiğin üstüne yerleş- tirdi. Elindeki portakah bayana uza- tırken başkalarının duymasından kor. kar gibi sağ elini ağzının kenarına $i- per ederek mırıldandı: — Şu mala bak. Fiyatida çok Ucuuz... Senin için yermibeş kuruş olur. Bayan elile caddeyi işaret etli; — Hadi, hadi, Sen aklım oynattın İba. Yirmi beş kuruşa portakal olur mu? — Nasil olmaz? Şu mala baksana!.. Xermidört buçuk kuruşa kendim ak dım. Yermi para da ben kazanmayım mı? . — Hadi, hadi. İstemiyorum. Bayan geriye çekilirken o biraz da- ha sokuldu: — Ne kaçıyorsuun?.. Paranı gor ilân almadım ya!.. Yel buraya. Sen yaban- cı diyilsin. Ayde, yermi kuruş veer... Kapı yavaş yavaş kapandıkça beri- Ordu: — Dur bakaluuum... On beş de mi <. Bayan gene caddeyi işaret etti: — Hadi, hadi Almıyorum. şaman çı, salağa Sağ um mn klan air dan, MA il na! — Tanesini yüz paraya verirsen on tane alırım. Hiddetli hiddetli sandığı kucakladı, Bu defa kabadayılık sırası ona gelmiş. ti, Kafasını Salladı: i — Ayde, aydece.. Sen portakal Eşikten indi, Fakat ikinci adımı bir türlü atamıyor, göz ucu ile kapıya bakıyordu. Bayanın geriye çeklidiğini farkedince telâşla döndü, sandığı ka pıya dayadı: — Amma da çabuk dariliyorsun. Yel bakayım buraya.. Barim on kuruş | vermez misim?... 4 — Yüz paradan fazla vermem. — Olmanaz!... Ben birşey kazanmı bari... Ne Nihayet uyuştular, Üç kuruştan ön saklayıp caddeye çikar çıkmaz gene ğa başladı: — Hani ya, şeker yibi portakallar vaar, Ucuz ucuuz., Cemal Refik vanasesasasanazan00n5a0a001a0uaranssaAsssAa Esnaf cemiyetlerine yazılan- lar çoğalıyor i 938 senesinde esnaf cemiyetlerine yazılan esnaf adedi, bir evvelki sens- ye nazaran 1000 küsür kişi daha faz- İa olarak kırk bir bin küsuru bulmuş tar. mektedir. Son bir buçuk sene zarfın işleri intizama girmiştir. — Hetesy bay Amcal.. Bana meş- ur veba, yahut kara taun derler... İm are ei Sİ -— Baha da kölera derler!.. Daha koskoca Çin, benim dehşe- tirtir Hibredile. my Bay Amos rüyada Tan — Benim adım da Harb'diri.. 1914 ten 1918 e kadar dünya önümde tit redi!.. Deniz ticareti müdürü ve limanlar | tur. Cemiyetlerin varidatları z / , l i 'B. A. — Ne yapsanız nafile baylar, Kış günleri kapanmıyan tramvay ka