Sahife 6 Türk havakurumunun altı aylık faaliyeti Genel merkez toplantısında Atatürkün hatırası taziz edildi vü- | Ankara 8 (A.A:) — Türk Hava ku- Tumu genel merkez heyeti bugün sa- at 15 de kurum merkezinde toplan- mıştır. Toplantıya başlanırken Atatürkün hatırasını taziz için ayağa kalkılarak beş dakika süküt edilmiş ve müteaki- ben merkez idare heyetinin altı aylık çalışma raporu ile murakıp raporu ve bilânço okunarak tasvib olunmuş Ye toplantıya nihayet verilmiştir. Merkez idare heyetinin genel mer- kez heyetine vermiş olduğu raporda, kurumun son altı aylık mesaisi şu süretle izah edilmektedir: Bu toplantımız, Türk milletini gün- lerce iztırap ve yaşı içinde bıra- kan, yalnız yurdumuzda değil, tün medeni âlemde kederli ak uyandıran bir ölümün matem gün- lerine rastlıyor, 14 yılık tarihçesinin her sahifesi Büyük Şefe ait binbir hatıra ile dolu olan “Türk Hâvâ ku- rumunun yası sonsuz ve derindir. O'nun takdir ve İtifatlariyle şeref duymuş kiymetli alâkalarından dai- ma kuvvet almış bir teşekkül olmak- la iftiharlanan kurumumuz yarınki bütün mesaisinde de hep büyük hâ- misinin şefkatli gölgesini baş ucun- da hissedecektir. Son acı günlerimizin biricik tesel- Misi olan yeni şefimizi mili hayacılı- ğımızın kurulmasında en çok emeği geçmiş bir şahsiyet olarak selâmla- mak en zevkli vazifemizdir. İşe baş- ladığı gündenberi Türk Hava kuru- muna fahri başkanlıklariyle feyiz aşı- lamış olan sayın İnönünün, ürkütü- cü hakikatları Türk milletine bütün çıplaklığı ile anlatmış olan sesi, hâlâ bütün vatandaşların kulaklarındadır. Bu ses, mili havacılığımızın yarınki muvaffakiyetler için en kuvvetli te- minstt: Kurumumuzun son altı aylık geli- ri, 2.122.396 liradır. Bu rakamm 647 bin 208 lirası piyango hasılatıdır. Ge- çen alı aya nazaran gelirmizde 70 bin 61 liralık bir artış vardır. Bu faz- lalık, Türk şuurunun, göklerimizi korumak davası yolundaki uyanıklı- Zını hiç kaybetmemiş o olduğunun kiymetli işaretidir. Bu seneki İnönü kanıpına 111 i ye- ni talebe 27 si - C - bröveli eski ta- Jebe olmak üzere 138 genç iştirak et. miştir. Yeni talebeden 57si.C-, 28iyaimz-B-,9Sudayalnız-A- brövesi almağa muvaffak olmuşlar, €ski İalebe uçuş kabiliyetlerini arttır. mışlardır. - C - brövesi alan gençlerden seçi- len 28 kişi Ergazi motörlü kampına ye- tiştirilmiş ve kendilerine turizm brö- vesi verilmiştir. Motörlü okulumuzun teknik ders- hanesi kurulmuş ve lüzumlu malze- | me ile motörlerin ehemmiyetli bir kısmı hava kıtalarının hediye ettik- leri leyazımla temin edilmiştir. Önümüzdeki yılların mesaisini ba- şarabilmek için öğretmen namzetleri kadrosunun genişletilmesi zaruri gö- rülerek - C - brövesi alan gençlerden seçilen 29 kişi ile kadro kuvvetlendi- rilmiştir. Son altı ay içinde Türkkuşu kamp- larında 13.894 motörlü uçuş ve 14 bin 376 plânör uçuşu yapılmış, sar- fediler dikkat ve ihtimam sayesinde uçuşlarda hiçbir Kaza kaydedilme- | miştir, Geçen sene olduğu gibi, bu sene de Harbiye mektebinin birinci ve ikinci sınıflarından havacılığa ayr- ları talebeye haftada iki defa, plâ- | nörle uçuş dersleri verilmeğe buslan- mıştır. Bu derslere iştirak eden 116 talebenin sayısı iki yüze çıkamlacak- | tır. | Cümhuriyetin on beşinci yıldönü- | mü törenine Türkkuşu şubelerimiz- den gelen 220 talebe İle iştirak edil. miş, 12 tayyareli bir Türkkuşu filo su ile plânöflerimiz uçuşlar yapmış ve 18 paraşütçümüz grup halinde İ atlamışlardır. | Cümhuriyet gençliğinin uçmıya | karşı gösterdiği alâka ve sevgiyi memnuniyetle kaydetmek merkez idare heyetiniz için büyük bir ifti- hardır. ! Şürayı Dvlet kararlar mec- muasının kânunuevvel nüs- hası hazırlandı Ankara 8 (Akşam) — Şürayı dev- let umumi kâtipliğince her ay neşre dilmekte olan kararlar mecmuasının kânunuevvel nüshası hazırlanmıştır. Gördüğü fazla rağbet ve alâka üze- Tİne, mecmuanın hacmı bu nüsha- dan itibaren büyütülecek ve mün- dericatı genişletilecektir. Balık az çıkıyor İki gündenberi balık çıkmamakta- dır. Uskumru hiç tutulamadığı gibi Torik de azalmıştır. Dün ancak dört, beş bin çift Torik tutulmuş ve çifti 40 kuruş gibi iyi bir fiatten İtalya ve Bulgaristana satılmıştır. Uskumru ve Tor!k akını durunca diğer cins balıkların fiatleri bir hayli yükselmiştir. Bilhassa perakende sa- tışlar çok pahalıdır. Mevsimin en çok | beğenilen ve satılan balığı Lüfer dün birdenbire 70 kuruşa fırlamıştır. Bu vaziyet devam ederse balık fiatleri daha da yükselecektir. İ miş, AKŞAM Kazanç vergisi hakkında karar Ayni işle uğraşanların vergi nisbeti birlişteriliyr. Ankara (Akşam) — Dükkân ve mağazalarının vesâir ticaret mahal- lerinin gayri safi iradı üzerinden ka- zanç vergisine tâbi olan ticaret ve sanat sahiblerinin hepsini kanunda saymak kabil olamadığından bunlar- dan bir kısmının vergi nisbeti kanun- Ga gösterilmiş, nisbeti gösterilmemiş olanların da, bunlara benzeyen tica- ret ve sanat sahibleri derecesinde vergi ile mükellef tutulacakları zik- redilmiştir Vergi nisbeti kanunda tayin edil memiş olan bu mükelleflerin hangi ticaret ve sanat erbabına benzediği bakkında ticâret odalarının ve Bele- caret od lenları muayyen bir mahalde, ba; müta- ediği için, ticaret anat, her ka bir ticaret ve sanata temsil eriilmekte ve aynı ticaret er- babından muhtelif yerlerde birbirin- den farklı vergi alınmakta idi. Aynı isle uğraşanlardan böyle muh- telif nisbette vergi alınmasına mahal bırakmamak için, 20/7/9838 tarihinde neşrolunan bir kanunla, bu muhtelif nisbetlerin birleştirilmesi hususunda Maliye ve İktisad Vekâletlerine salâ- hiyet verlimiştir. Maliye Vekâleti bu birleştirmeye esa$ olmak üzere vilâ- yetlere gönderdiği bir tamim ile bazı malümset aleni Izmir itfaiyesi Gaz alel tecrübeler yaptı r (Akşam) — Milli Müdafaa Vekâleti seferberlik işleri umum mü- dürü İzmire gelmiş, itfaiye ve polis teşkilâtının gaz maskelerle yaptığı tecrübelerde hazır bulunmuştur, Gaz nütehassıslarından B. Nuri Refet tarafından Elhamra sineması salo- nunda bir konferans verilmiş, me- murlar, halk bu konferansı büyük bir alâka ile takib etmiştir, Vali B, Fazlı Güleç, müstahkem mevki komulanı tümgeneral Rasim Akloğu ve Beledi- ye relsi B, Doktor Behçet Uz da din- leyiciler arasında idi yelerin İliniye ve polislerin gaz maskeleri | ile yaptığı tecrübelerden sonra Vekâ- let seferberlik işleri umum müdürü, İzmir itfaiye müdürü B. İbrahim Günay İle emniyet müdürü B. Salâ- haddin Aslan Korkudu takdir et. İzmir itfaiyesinin bütün Türki- ye şehirleri için bir nümune olabile- cek vaziyet ve mevkide bulunduğunu söylemiştir. MEŞ'UM KADIN Aşk ve macera romanı Nakleden: (Vâ Cenan kendisine çarpan bu müthiş darbenin karşısında biran sendeledik- ten sonra bütün metanetini takındı. Cesur, kahraman ecdadının bihakkin kızı idi. Onların namuslarını, şerefle» rini kurtarmak vazifesiydi. Hemen giyindi. Otomobilini ısmar- Jadı ve yalıya gitti. Leman odasında yalnızdı. Rahat ve müsterih bir ha- li vardı. Neden korkacaktı? Şermin onun yerine mahküm oluyor ya... Ken- disinden artık kimse şüpbelenemezdi. Neşe ile ablasını karşıladı. Fakat Cena» nın soluk benzini, titreyen vücudünü görünce fevkalâde birşeyin vukua gel- diğini anlıyarak telâşla sordu: — Nen var ablacığım... Birşey mi oldu?... Kocan mı?... Cenan,” ses çıkarmadan, bitap, bir koltuğa yığıldı. Gözlerini heroşiresine dikmişti. Sonra, birdenbire: — Ne kocama aid, ne bana... Mesele sana aid! - dedi, — Bana mi? — Evet... Rakibeni öldürdüğün ka- mayi nerede saklıyorsun? Nü) TTefrika No. 85 Leman, sapsarı kesilerek, korkuyla sordu: — Ne diyorsun? — Ne diyeceğim öldüren sensin! — Ben?.. Ben mi?... Çıldırdın mi, abla? — Hayır, maatteessüf çıldırmadım... Keşki aklımı kaybetseydim... Hakikati tamamile öğrendim... Şeriklerin saye- sinde bir müddet izini kaybettirebil. din. Biçare bir kızı kendi yerine hap- settirdin. Senin işlediğin cinayetin ce. zasını az kaldı o çekecekti, Genç kadın, serin kanlılığını muha- faza etmeğe çalışarak; — Ne diyorsun? Vallahi söyledikle- rinden birşey anlamıyorum, abin... — Yalana hacet yok... Artık herşeyi meydana çıktı. Adliyenin bile haberi var. Şaşırtmaca yapmak için Didar. dan çaldığın elmasları şeriki cürmü- | ne teslim ettiğin ve Şermine benziyen ! bir kiz vasıtasile sattırttığın anlaşıldı. | Emin olduğun o herif seni ele verdi, gn Aldığın adam seni sattı. Herşeyi ve likte İKM nize Didar hanımı itiraf etti, — Alçak herif!... Amma ben kendi. mi müdafaa edeceğim... Hiç bir delil yoktur. Kimse beni itham edemez. Yünılıyorsun! Ayakkâbılarla el- biseyi polis memuru Şevki görmüş. O da şahadet edecek... Leman, acı bir feryad koparttı, İki hemşire o kadar telâş içindeydi. ler ki, bahçe kapısının açılıp bir oto- mobilin içeri girdiğini fark bile etme- diler. Reşid paşanın küçük kızı, peri- şandı. — O halde mahvoldum! — Elbette. — Ben?... Ben?... Cenan, hazin bir sesle sordu: — Bu rezaletten kendini ve ailenin ismini kurtarmak için ne yapmak ni- yetindesin? Leman, kafes içinde hapsedilen bir vahşi hayvan gibi, asabi asabi, odada yürüyordu. Bir lâhza sustu, sonra an- sızın bağırdı: j — Hayır, mahvolmam... Beni kur. taracak biri vardır. Aleyhime kurulan bütün bu plânları altüst edebilir. — Kimden bahsediyorsun? — Bu işi takip edenlerden biri, O, bu ikinci rivayete ehemmiyet bile ver- miyecektir. İlk kararını tatbik ettire- cektir. — İmkânsız... Bir memur haksız ye- re hüküm verdirtemez. — Verdirtir... Çünkü o beni sevi- » dedi, GEÇMİŞ ZAMANLAR: 9 Kânunuevvel 1938 İngiltere, Rusya ve Boğazlar 36 sene evveline âit bir vesika Paris elçiliğinde iken 1902 senesin- de bir gün saraydan aldığım şifreli bir telgrafnamede «İngilizlerin Akde- niz donanmasını takviye ettikleri ve icap ederse bu mühim kuvveti arttır- mak üzere tertibat yapmakta olduk- ları haber alındı. Diğer taraftan mev- suk addolunan bir membadan bildiril. diğine göre Rusya Çarı Fransadan büşka İtalyayı elde etmeğe çalışıyor. muş. Muvaffak olursa lüzumunda hem Karadeniz donanmasını Boğazlardan geçirip Akdenize sevketmek ve hem de İngiltere ile aralarında bir bozuşukluk vukua gelip te İngilizler Akdeniz do- nanmasını Çanakkale Boğazından Ka- © geçirmek isterlerse bizi; an katiyen mümanaat olun- ve bu hususta bize muavenet su- ide Karadenizden donanma sey- kinden başka Akdeniz Buğüazındaki is tihkâmlarımıza lüzumu kadar Moskof askeri çıkarabilmek üzere gizli bir mu. kavelename imzalatmak üzere bizi sı- kıştırmak niyetinde imiş. Bu bapla malümatım varsa bildirmekliğim, yok ise tahkikat icrüsile neticesini ve bu rivayetler hakkındaki mülâhazalarımı arzeylemekliğim padişahın emri ikti- zasındandır» deniliyordu. Ben de bu iradeli telgrafnameye şu mealde bir cevap ile mukabele ettim: «İngilizlerin Akdeniz donanmasını takviye edişleri sahihtir. Bahriye Ne- zareti mümessili parlâmentoda bazı mânidar sözler (o söylemiştir. Fakat bu heybetii donanmanın herhangi bir ta» rafa taarruz garazile takviye edildi- gine dair buraca malümat yoktur. Po- | litikaya müteallik hâdisatı takipten geri durmıyanların hissiyatına ve zan- nıma göre İngilizler denizlerde ve hu- susile Akdenizde bülün devletlere faik bir kudret ve kuvvete malik oldukla. rını göstermekle İngiliz menafiine mu- gayir bir harekette bulunmak İstiyen- lerin cüret ve cesaretlerini kırmak ve taarruzdan masuniyetlerini temin eylemek istemektedirler «Rusya diploma ının Boğazlar hakkında ötedenberi bizimle rivayet olunduğu tarzda gizli bir mukavele yapmak sevdasında bulundukları doğ- Tudur. Yani Moskof diplomasisi mahud hünkâr iskelesi muahedesinin bir ne- vini bize imzalatmak isterler, Bizdeki sefirleri ve memurları bu maksadı hu. sule getirmenin çaresini aramaktan geri durmazlar. Hayırlı addettikleri bu tasavvurlarını kabule bizi imale edecek yolda lisan kullanırlar, Nitekim bundan on sene kadar evvel Karade- niz sahillerinde Maskoflar tarafından tahkimat yapılmakta olduğunu haber almıştık, suulimiz üzerine o vakit Rus. ya elçisi Nelidof bize karşı hasmane tahkimat yapılmadığına dair teminat vermişti, Fekat ben bu beyanat ile ik. tifa etmeyip izahat istediğimde Nelidof yor... Beni kurtarmak için herşeyi ya- pacaktır.. Zaten yapmağa başladı. — Bedi bey mi? — Evet... Ailenin namusu için o ka- dar korkuyorsan haber vereyim, telâ- şa girme... O, hakikati biliyordu... — Nasıl?... İtham ettiği kızın bigü- nah olduğunu biliyor miydı?.. Feci şey... Alçaklığın bu kadarı olamaz... Ahlâksızlığın da bir derecesi vardır, Leman devam etti: — Bir erkek bir kadını severse gö- züne başka hiç bir şey görünmez... — Demek onun aşkına 6 kadar gü- veniyorsun? — Çılgınlar gibi seviyor, — Kıza yazık değil mi?... Bütün ha- yatı mahvolacaktı... Bunu düşünmedi. niz mi?... — Bana ne?... Tanımıyorum ki... O da bilmiyor! Cenan mırıldandı: —0..0.. Biran tereddüd etti; Hemşiresine bütün hakikati anlata- cak mıydı? İ Lâkin vazgeçti. Ve kararını vererek, kati bir sesle: İ — Dinle beni, Leman!,. - dedi. - Ge- | çen bu dâkikaların kıymeti vardır. Be-| di bey hakkında beslediğin ilmid boş- tur. Seni kur ak! Artık onun elinde hiç bir kuvvet kalmadığı gibi, belki o da şüphe altındadır. Şerminin bigünah olduğunu, senin bu işi yaptı- tahkimalırı icra kılındığını itiraf et- mişli ve ancak «Bilmelisiniz ki İngi- lizlerin emelleri padişahınızın huku- kunu, iktidarını tahdid edip devletini. zi Mısıra benzetmektir. Ayni zaman- da diğer arzuları da Boğazları Süveyş kanalı hükmüne koymaktır. Bizim is- tediğimiz ise Boğazların sizde ve hük- münüz altında kalmasıdır.» demişti ve ondan sonra da: «Karadeniz sahilindeki hazırlıkları- mız devletinizin aleyhinde değildir. Sizin de hayrınız ve selâmetiniz için- dir, çünkü İngilizler bu hazırlıkları- mız ve askeri tertibatımız sayesinde İstanbulu müdafaa “icabında he- men dostça imdadınza yetişeceğimizi size karşı besledikleri fen i icra edemiyeceklerdi istedi kleri gibi -atkıştıramıvaca ve bizi Rusyava rmemek için de & sözleri ilâve etmişti: «Sultan Abdülü- ziz Rusyaya mütemeyil * olduğundan dolayı zarar gelmedi. Rusya taraftar. lığı İle itham olunan vükelüsı mevkii iktidarda kaldıkça Sultan Abdülüzizin hali mümkün olmamışlir ve müm- kün olmıyacağı anlaşıldığından İngi- bizler iptida onların türlü iftiralar ile azillerine çare bulmuşlar ve ancak on- dan sonra İngiltere taraftarlığı ile ma- ruf ülan Mithat paşa ve Hüseyin avni paşa gibi paşalar marifetils hal' vaka- sını yapmışlardır. Bu vaka sizin için intibaha lâyıktır. Hasılı İngiltere; taraftarlarına itimad etmeniz caiz de- gildir. demi «Hal ve zamun iktizasınca İngiliz. | lerin bu sıralarda harekete geçmeleri muhtemel olmadığından Rusyamı sebep ve vesile bulup Boğazlar ha da Aa, donglalmak üzere bi lık dipi lom sisinin ta akdi ve şayan meziyeti.de fikri takiptir, Birçok me- selelerde Ruslar bu meziyetleri © sinde muvaffakıyet o kazanmışlardır. Fırsat k z. hakkındaki emellerini husüle getirmeğe teşebbüs edeceklerinden şüphe etmem.» Salih Münir Çorlu Mütekaid büyük elçi Deniz mahsulleri kanunu pro- jesi kati şeklini alıyor Ankara 8 (Akşam) — Deniz mah- sulleri işlerinin Denizbankın vazife- leri arasına alınması Üzerine deniz mahsulleri kanunu projesi tedkik için Denizbanka verilmişti, Deniz- bank projeyi tedkik ederek Başvekâ- lete gönderilmek üzere İktisad Vekâ- letine vermiştir. Proje İktisad Vekâ- letince son bir kere daha güzden ge- çirildikten sonra Başvekâlete verile cektir, ğını polis öğrendi. Tevkif edilmek üze resin, Bu sözleri işiden İbnülskasım paşa» nım haremi sendeledi. — Ne yapmalı? — Babanın, kocanın şerefli isimleri» ni düşün... Bizi düşün... Bütün bunla- rı İekelemek hakkına malik bulunma» dığını da iyi bil... — Peki amma, abla, ne yapayım? — Kardeşim! Sen şimdiye kadar ak- ına eseni yapmış bir insansın!,. Kap- risin uğruna herşeyi feda ettin... Seni nazlandıran, her arzuna inkiyad eden o namuslu ihtiyar kocanın da ismini maskaraya çevirdin. Yapmadığın ke- pazelik kalmadı, Arkandan sana «Mep um kadın» ismini taktılar, Fakat şim. di rezalet artık büsbütün ayuka çık- tı. Aileni düşünmek mecburiyetinde. sin. — Ne yapayım?,. Peki, ne yapayım? — Öl... Ölüm herşeyi temizler. Genç kadın, titriyerek, geriledi; Ölmek?... — Hayır, hayır... Ölmek istemiyo- rum... Beni tevkif edemezler... Bedi, beni kurtarmak için mutlaka bir çara bulur. Heyecanla, boğuk boj du. O sırada kapı vur kız: — Bedi sizi görmek istiyor, efem dim... » diye seslendi, uk konuşuyore Idu. Hizmetçi (Arkası var)