8 Kânunuevvel 1938 Z4KŞAMDAN AKŞAMA İyi ev hanımı ve iyi belediyeci Taksim meydanmdaki umumi ha- lâ, gene birdenbire neşriyat ve te- fekkür hayatımızın birinci plânına çılaverdi! Adetâ şehrayin yapacağız: — Kalkıyor! — Kurtulduk! Sevinmekte hakkımız da yok değil! Az kalem aşındırmadık, as mürekkep sarfetmedikti; karilerimiz de bize yar- duncı olarak az mektup pulu istih- lâk etmemişlerdi: «Böyle anlı şanlı meydammızda bu sakil manzara, bu mide bulandımcı tanffün memba, kaldırıma taşan bu müstekreh çirkef olamaz!» demişlerdi, demiştik... Fakat aldırılmamıştı. Sanki lâzım- Muş, elzemmiş, onsuz olmazmış gibi, hemşerilerin bu kollektif arsusuna karşı durulmuştur. Şimdi tamamile” rahi bir hâdise karşısındayız. o Bunca ihtiyaçları, bunca türlü türlü eksikleri olan bir şehrin en birinci emelini sanki bu teşkil etmiş gibi, bir sevinçi... — Kapatılıyor! Çok şükü Ve derhal arkasından, ayni fasi- leden temenniler: — Harbiyede de böyle bir münase- betsiz halâ vardır; aman onu da.. — Bütün Boğnaziçinin belki yegâne umumi halâsı nerededir, biliyor mu- #unuz?.. Kubataşta.. Meşhur havu- zun içine akar.. Bu kadar akıntılı Yerler dururken o durgun suyun se çilmesi kötü bir muziblikten başka türlü tefsir edilemez., Hele defalarla Yyazmamıza rağmen aldırış edilme- mesi!... Bari o da kaldırılsın.. Bir umumi halâ düşmanlığı!.. Hakikatte ise, bambaşka bir haleti Fuhiye: İnsanlar, pek makul arzula- ının kolayca icrası kabilken niçin Yapılmadığına kızmışlar, kızmışlar; Şimdi, bir değişiklik sembolü olarak, bu Taksim halâsına ehemmiyet ve- riyorlar... — Doktor vali onu kaldırmakla İşe başladı... Fevkalâde hizmetler gö- receğini isbat ediyor! Meşhur Topaz piyesinde bir bahis Beçer: Bazı iş adamı belediyeciler, umumi aplesaneleri, şehrin en İş- lek bir noktasına yaptırırlar. O sem- tin mal sahipleri bizar olarak, ken- dilerine baş vurur, «Aman, bu belâ- ları defedin, sizi memnun ederiz!» derler. Kumaz İş adamları ise, bu #eler başka işlek bir noktayı seçip, oraya halâyı kurarlar.. Oralılardan da gene ayni teklif... Haydi diğer bir noktaya nak Hülâsa bir gelir va Sitası,,, Samur kürk olsa bile kaba- hafi kimsenin istemediği gibi, bunla- rı da istemiyor, Biz dede İstemiyceğine göre, ne Yapılacak?... Nereye konulacak?... Fa- kat hiç olmamaları daha fena değil mi7... Tel örgü ile çevrili; tehdidkâr, tahikirâmiz o cümlerle (o mücehhez; hülüsa maddeten, manen teminat altında bazı duvar köşelerinin bütün > tedbirlere rağmen ne halde bulun- ukların biz İstanbullular pekâlâ Halkın bu öfkesi, matbuatın bu Mmemnunluğu, belediyenin bu ilk ağız İcraatı pekâlâ amma, netice ne ola- cak?.. Bahsettiğimiz köşe başlarının Şoğulmaması için ne yapmalı?.. Giresuna gittiğim zaman, bu şehri Âdeta ihya eden oranın belediye reisi B. Eşref Dizdar, ilk iş olarak, yaptır. en yeraltı halâsını bana göstermiş- — Bir evin salonuna değil, hanı- uğ tabutun en güzel yerlerinden Temizlik işini kontrol Belediye hekimlerinden B. Remzi bu işe memur edildi Vali ve Belediye relsi B. Lütfi Kır- darın şehrin temizlik işlerine büyük bir ehemmiyet verdiğini dün yazmış. tık. Yeni vali, dün belediye sıhhiye mü- dürü doktor Osman Saidi davet ede- rek şehrin sihhi vaziyeti ve temizlik işleri etrafında bazı izahat almıştır. Bu izahattan sonra temizlik işlerinin Gaha ciddi surette takip edilmesi için belediye sihhiye müdürlüğü hekim- lerinden doktor Remziyi temizlik iş. ! lerinin murakabesine memur tir. etmiş- Doktor Remzi, temizlik işleri mü. | dürü B. Mustafa ile teşriki mesal ede- cektir, Kars Türkofis müdürü şehrimizde Kars Türkofls müdürü B. Ahmed | Naim ile hayvan ihracat şirketi umum müdürü B. Osman Karstan şehrimize gelmiş ve dün Türkofiste tedkiklerde bulu: ardır. Afyon tiryakisi Yakalanacağını anlayınca afyonu yutmuş! Ziya adında yirmi beş yaşında bir afyon tiryakisi dün sokakta giderken zabıta memurlarının kendisini takip ettiklerini anlamış ve tam yakalana- cağı sırada cebinde bulunan büyü- cek bir afyon parçasını birdenbire ağ- zına atıp yutmuştur. Ziya derhal müd- delumumiliğe getirilerek Adliye dok- toru B, Enver Karan tarafından mu- ayene edilmiştir, Kendisi Adilyede baygın bir halde verdiği ifadede: — Beni yakalıyacaklardı. Cebimde- ki afyonu yuttum, Ben bunun müpte- lâ$ıyım. Her zaman afyon yutmadan duramam... demiştir. Ziyanın derhal midesi yıkanarak çıkan suyun Tıbbı adli kimyahanesin- de tahliline karar verilmiş ve kendisi hastaneye gönderilmi Cerrahpaşa hastanesindeki çamaşırhane ve mutfağın inşası bitti Cerrahpaşa hastanesinde bir müd- dettenberi yapılmakta olan çamaşı hane ile mutfağın İnşası bitmiştir. Bu bina 102 bin raya mal olmuştur. Gerek çamaşırhane, gerek mutfak son sistem makinelerle techiz edile. cektir. Keşif bedeli seksen bin lira olan bu makineler yakında münakasaya çı- karılacaktır. Çamaşır yıkamağı, ye. mek pişirmeği, otomatik surette te min edecek bu makineler sipariş edildikten sonra müessese açılacak. sanane 101 0EnAAMEEEE SEREN EANABANAE, mnın ne hanım olduğunu anlamak üzere, (omutfağiyle © aplesanesine bakmalı... - demişti. - Bir şehir de onun gibidir... Gıda Satış yerlerile umumi halâlarmı muayene ederek (Vâ-Nü) Bay Amca AI miami i.e. Karilerimizin mektupları Doğru selâm verelim ! İsminin gizli tutulmasını isti- yen bir okuyucumuz şu mektubu yoliyor: «Filhakika şapka giydik. Avrupa kıyafetine girdik. Fakat daha baz moktanlarımız var. Bunlardan biri de selâm vermek meselesidir. Bir çoklarımız, bu meyanda me- murlaria basi resmi mahiyetteki ze- vat, selâmlaşmayı, el sıkmak usulünü katiyen bilmiyorlar. Resimlerde dc görüyoruz. Büyük bir devlet adamımmı Haydarpaşada karşılıyan bir memur, bu basit sere- ifa ederken iki büklüm ol- müş. Hattâ bir diğeride o derece acele etmiş ki, acelesinden yolcu nun elini bulamamış: Kendi ei bir tarafta, muhatabının eli başka canipte, Resimde çok gülünç bir va- ziyetle doğrusu. Yalnız hafifçe bir baş eğmek su- retile, dik durarak, el sıkmak hem hem de hiç bir zaman ifade etmez. Centilmen- çok adamların muhtelif resimleri var, Fakat hiç biri eğilmemişler, dimdik duruyorlar. Güzel doğrusu. Sapka ile selim meselesi de öyle. Serpuşm şöyle tutup biraz oynataca- Kımız yerde, bazılarımız çıkarıp ha- vada kocaman bir kavis çizdiklen sonra, üstelik bir de yücudümüzü ye- re doğru oldukça kıriyoruz.» Trakya umumi müfettişi Türkofis İstanbul şubesinde meşgul oluyor Trakya Umumi Müfettişi General Kâzım Dirik 'Türkofis Istanbul şubs- sinde meşgul olmaktadır. Umumi Mü- fettişe Ofiste bir büro tahsis edilmiş, emrine bir de daktilo verilmiştir. Dün Vali ve Belediye Reisi B. Lütfi Kırdar öğle yemeğini Trakya Umumi Müfettişi General Kâzım Dirik ile birlikte Tokatlıyan ölelinde yemiştir. B. Lütfi Kırdar dördüncü Vakıf ha- nına gelmiş ve saat 13 de Türkofiste çalışmakta olan Umumi Müfettişle Türkofis müdürü B. Cemal Ziyayı alarak Beyoğluna çıkmıştır. Bu ara- da muhtelif meseleler Üzerinde gö- rüşülmüştür. Aksu vapurundaki vakanın diğer mesulleri de muhtelif cezalara çarpıldılar Aksu vâpurundaki çirkin hâdise dolayısile Denizbank tarafından yapı- lan tahkikatın ilk safhasında ikinci kaptanın memnu olmasına rağmen kendi kamarasında yolculardan bir kadına içki ikram ettiğinden vazife- sine nihayet verildiğini ve bu hâdise- de diğer mesulleri tesbit için tahki- kata devam olunduğunu Denizbank- tan aldığımız malümata istinaden yazmıştık. Denizbank tahkikatını tamamla- mıştar. Bankadan verilen malümata göre, hâdisenin diğer mesulleri de tesbit edilmiş ve Aksu vapurunun birinci kaptanının da vazifesine ni- hayet verilmiştir. Bundan başka ba- zı memurlar disiplin cezasına çarptı- rılmışlardır. 4 Belediye reis muavini B. Lütfi Aksoy dünkü trenle geldi Bodrum Kkay- makamlığına ta» yin edilen Bele- diye Reis muavi- ni B. Ekrem Se- Yancanın yerine Belediye Rels mu- Aavinliğine tayin edilen Çankaya kaymakamı B. Lütfi Aksoy dün- kü ekspresle şeh- rimize gelmiştir, Yeni reis mu- avini B. Lâtfi Aksoy dün akşam B. LAtI Aksoy geç vakit Belediyeye gelerek Vali Dr. Lütfi Kırdarı ziyaret etmiştir. Yeni muavin bu sabahtan itibaren vazilesine başlıyacaktır, Yeni Belediye rels muavini, Çanka- yadân evvel Üsküdar kaymakamı idi. Üsküdar kaymakamlığında nisbeten kısa bir zamanda büyük faaliyet gös- termiş, bilhassa Belediye işlerinde kıymetli hizmetleri görülmüştür. Sarhoş aklı Pencereden atlamak isterken güç zaptedildi Enver adında biri dün fazla rakı İçip sarhoş olduktan sonra sokağa çıkmış ve gelip geçenlere sataşmağa başlamıştır. Cürmünieşhud halinde yakalanan Enver Adliyeye verilmiş ve muayene edilmek üzere Adliye doktoruna gön- derilmiştir. İçeride başka muayene ol- duğu için koriğorda sıra bekliyen En- ver bir aralık kendini büsbütün kay- betmiş ve: — Ben hastalandım. Pencereden at Uuyacağım, Aşağıya düşünce açılırım, hastalığım da geçer... Diye bağırarak koridordaki pencs- rTeye koşmuştur, Kendisini muhafaza- ya memurolan polis ve Adliye zabı- ta memurları oyetişek pecereden atlamak isterken zorlukla yaka- lamışlardır, Yapılan muayene netice- sinde, kendisini bilmiyecek derecede sarhoş olduğu sabit olduğundan, ra- porile birlikte mahkemeye verilmiş- tir, Maarif müdürünün Şiledeki tetkikleri Maarif müdürü B. Tevfik Kut'un Şileye giderek tetkikatta bulunduğu. nu yazmıştık. Maarif müdürüne vekâlet umumi müfettişlerinden B. Necmi ve İlk ted- risat mülettişlerinden B. İzzet refa- kat etmiştir. Bundan bir müddet evvel Maarif shhiye müfettişlerinden B. İhsan ve B. Muharrem Şileye giderek Şiledeki köyyatı mektebinin vaziyeti etrafın. da teftişler yapmışlardı. Bu teftişler neticesinde talebe arasında bazı İra- hom vakaları görülmüştür. Maarif müdürü ile arkadaşları, sıhhiye mü- fettişlerinin verdikleri rapor üzerine trahomlu talebeden ikisini diğer ar- kadaşlarından tecrid etmişler, yatı mektebinde bazı tedbirler almışlar. dır, Eminönünde !.. —..EEEEEEREEEEEEEEEA EEE. Sahife $ İSTANBUL HAYATI Aşk bahçeleri İşleri yolunda giden bir ahbab ye- ni aldığı otomobille tecrübe gezintisi yaparken bana rasladı: — Bu mevsimde her zaman böyle güzel hava ele geçmez. Beraberce bir pazar gezintisi yapalım. Dedi. Bir müddet şehrin dört bu- cağını dolaştık. Akşam üzeri Şişli civarında bir gazinoda dinlendik. Hava karardıktan sonra tekrar yola çıktık. Otomobilimiz asfalt yoldan Hürriyet tepesine doğru giderken ah- babum kulağıma fısıldadı: — Biraz da aşk bahçelerine uğrı- yalım. Eğlenceli bir gezinti olur. Yol boyunca otomobilin kornesi hiç susmadı. Başbaşa vermiş çiftler körne sesine aldırış bile etmiyorlar. Âbide meydanına çıkınca otomo- bil yavaşladı ve yoldan saptı. Yamrı yumru toprak yığınlarının, eğri büğ- rü çukurların arasında zikzaklar yaparak ilerlerken dostum: — Dikkat et, dedi. Aşk bahçelerine girdik. Motörün horultuları arasında yan taraftan boğuk bir ses duyuldu: — Bırak kollarımı, otomobil ge liyor. Biz ilerledikçe tepelerin ardından çift çift gölgeler peyda oluyor. Bir aralık bizim uhbab müzibliği ileri götürerek projektörü yaktı, Za- vallılar © kadar heyecana kapılmış- Jar ki, yan tarafa çekilerek projek- rün ışığından kurtulmayı akıl edemiyorlar, Lâmbayı o söndürüp otomobilden indik. Gecenin sert rüzgârına karşı paltolarımızın yakasını kaldırarak yavaş yavaş yürümeğe başladık. Yandaki tepenin ardından bir m rıltı duyuluyor; — Ayak sesi var. Galiba biri ge liyor. — Aldırış etme Onlar da bizden- dir. Her halde başbaşa verecek yer bulamamışlar da serseri gibi dolaşı- yorlar, Daha neler gördük, neler işittik. Meğer yazın gündüzleri İstanbulun meğire yeri olan bu kırlar, kışın iyi havalarda bir aşk bahçesi haline ge- Tiyormuş. Cemal Refik anana Yakın sahiller için üçüncü bir vapur Denizbank yakın sahiller için Al manyada yaptırdığı Suvat ve Uler vapurlarından sonra ayni İpteki üçüncü vapuru İngilterede yaplıra- caktır. Bu hususta bir İngiliz firma- sile yapılmakta olan müzakerelerin bitmek üzere olduğu haber alınmış- tar. İskenderunda yapılacak serbest liman İskenderunda inşası kararlaştırılan serbes liman için tedkiklere devam edilmektedir. İktisad Vekâleti Iman işleri müdürü B. Asaf, İngiliz Brasser şirketi man işleri mütehassısı B. Biveri ve Denizbank şeflerinden B. Zihniden mürekkeb tedkik heyeti ya- kında raporunu hazırlamağa başlı- yacaktır. Yerli mensucatçıların şikâyeti İtalya ve Almanyadan yünlü men- sucatın fazla miktarda geldiğinden şikâyet eden yerli mensucatçılar dün sanayi birliğinde toplanmış ve ted- bir almak üzere Vekâlele müracaate karar vermişlerdir.