Yeni ea Yak e hayatı. Amerikalıların en sevdikleri şey Almanyada işsizliğin kollej ve üniversite hayatıdır. nasıl önü alındı? Inşaat işlerinde çalışan, gazete | 933 senesinde hazırlanan proğ- ramın esasları, verdiği neticeler Berlin (Akşam) — Almanya, işsiz- | satıcılığı yapan mil yoner çocukları Amerikalılar talebe hahatını çok severler, bir merasimde yaşlı mezunlar mekteblerine giriyorlar Bizde Avrupadaki talebe hayatın. dan çok bahsedilmiştir. Fransada, Al manyada, İsviçrede ve sair Avrupa memleketlerindeki talebe hayatı hak- kında az çok bir fikrimiz vardır. Fa- | kat Amerikadaki talebe hayatından hemen hiç bahsedilmemiştir. Halbuki Amerikada talebe hayatı çok meraklı Ye dikkate değer bir mevzudur. Bir gün, bir Türk talebesi bana Co- Tumbia üniversitesini gezdirirken çok eski fakat temiz elbiseli bir genci işa- Tet etti; — Bu genç, dedi, gayet zengin bir Adamın oğludur. Gündüzleri mektebe gen eder. Akşamları da gazete sa- Anlamadım, sordum: — Peki bu gencin babası çok zen- gin diyorsunuz. Sonra çocuğun gazete sattığından bahsediyorsunuz. — Tabii... Amerikada böyle çok zen- gin adamların oğulları hayatlarını kendisi kazanarak tahsillerine de vâm ederler... Sonradan öğrendim ki bu Amerika- da, gençler arasında aşağı yukarı bir üdet haline girmiş. Gençlerin çoğu ka, tiyen babasının parasına güvenmiyor, babasının serveti ile alâkadar bile ol- müyorlar. Çocuk büyüyüp, hayatını kazana- cak bir çağa gelince tıpkı uçmağa baş, ladıktan sonra yuvadan ayrılan bir kuş gibi hareket eder, Hayatını çok gençkken kazanmağa başlar. Ameri- kalı genç için en büyük zevk kendi ka, zancile tahsilini yapmak, hayatını kurmaktır. Bunun için milyoner babaların Çocuklar arasında yeraltı trenlerinde memuruk edenler, büyük binaların İnşaatında (o çalışanlar, bulaşıkçılık Yapanlar, çamaşır fabrikalarında çalt- şanlar pek çoktur, Yalnız erkekler değil, kızlar da böy.| ledir. Meselâ babaları Arizonada, New Mexico'da hududsuz çifliklere, porta- kal bahçelerine sahip olan bir genç kız okumak için Nevyorka gelir, hayatını kendi kazanır, pansiyon parasını ken- di verir, kendi kendini yetiştirir. Bun. ların hayatını kazanmağa mecbur fa- kir talebeden hiç bir farkları yoktur. Amerikalılar hayatlarını kazanmak İçin -şereflerini muhafaza etmek şar- tile - hiç bir işi yapmağı ayıp saymaz- lar. Kundura boyacılığı, garlarda ha- mallık, bulaşıkcılık ederek para kaza- nan, mektebe devam eden bir genci ayıplamak şöyle dursun, herkes kendi. Sini takdir eder. Garlarda eşya taşı- Yarak mektebe devam eden bir deli- kanlı icabında; «Ben bamallık ederek okurum» diye öğünebilir. Zaten bu Bibi küçük işlerle hayata atılmış, mu- Yaffak olmuş kimseler için en öğüne- lecek şey mazilerinde yaptıkları, kü- gük ehemmiyetsiz işlerdir. Meselâ Amerikanın en büyük cüm- hurrelsi telâkki edilen Abraham Lin- €oln'un meziyetinden şöyle bahsedilir: «O sandalile eşya taşıyarak, bir ne- Vi hamallık ederek muvaffak olmuş bir insandır.» Böyle hamallık, bulaşıkcıık eden bir delikanlı bir kızla tanıştığı zaman: — Ben mektep haricinde hamallık ederim... Demekten katiyen çekinmez | ve genç kiz da karşısındaki adamı hiç hor görmez. Haltâ onun hayat saha- sında gösterdiği enerjiyi yüksek görür, | Yeni dünyadaki üniversiteleri dola- şırken bana bu mevzula alâkadar olan bir hikâye anjattılar. Bir milyonerin oğlu bir yandan mektebe giderken, bir yandan da kun. dura boyaclığı edermiş. Amerikanın da, bizim gibi, kundura boyacıları pek meşhurdur. Amerikalı milyoner bir gün otomo- bille geçerken bakmış oğlunun içeride kundura boyacılığı ettiği bir berber dükkânı... (Amerikada ekseriya kundu- ra boyacıları ile berberler ayni dük- kânda çalışırlar. Bir yandan berber si. zi traş ederken, bir taraftan da kundu. ra boyacısı ayakkabılarınızı boyar.) Milyoner oğlunu çalıştığı dükkânın önünde otomobilini durduruyor. İçe- ri giriyor. Maksadı oğlunun nasıl ça- ıştığını görmektir. Bu esnada zengin adamın yanında da Avrupalı bir arka. daşı vardır. Milyoner oğlunun önüne ayağını uzatıyor. Genç adam babasının kun- duralarını büyük bir dikkatle boya- mağa başlıyor. Bu manzara milyone. rin yanındaki hassas Avrupalıyı mü- teessir ediyor: — 'Tuhaf bir manzara... diyor, bir çocuğun para mukabilinde babasının ayakkabılarını boyaması bana dokun. du doğrusu... Amerikalı hemen cevap veriyor: — Bilâkis bugün benim en mesud günüm. Şu saat de en mesud saatim. Çünkü oğlumun taştan bile ekmeği çıkaracak bir hale geldiğini gördüm. Amerikan üniversitelerinde talebe arasında fakirlik telâkkisi bambaşka» dır. Onlar fakirliği, tıpkı maskeli bir balo gibi, geçici, tuhaf, eğlenceli bir | hayat addediyorlar. Nasıl maskeli ba- lo bitecekse ve giyilen acaip kostümler sırttan çıkarılacaksa, baloda alıçı, cel, lâd, oduncu, kardinal, Romalı kıya- fetlerine girenlerin bu halleri ancak | sabaha kadar devam edecekse, Ameri- ji kalı gence nazaran fakirlik de böyle- dir. O da geçecek, eski püskü elbiseler sırttan çıkarılacak, para kazanmak için yapılan bulaşıkcılik, hamallık, kundura boyacılığı gibi işlerin sonu gelecektir. Ve Amerikalı bir genç fakirlik haya. | tında da zevk bulur. Zaten Amerikalı. lar fakirliği korkunç addetmedikleri için hayatlarında hiç bir zaman nev. | mid olmazlar. Meselâ bir Amerikalı dört kere zengin olur, dört kere iflâs eder. Fakat fakir düştüğü zaman da, zenginlik vaktindeki kadar neşelidir. "Tekrar hayatını yapmak, tekrar zen- gin olmak için ayni kuvvetle çalışır, İşte üniversite hayatında bu karak- ter tam mânasile aşılanır. Fa, kirlikten korkmamak, nevmid olma- mak, icap edince hayatta her işi yapa- bilmek... Hattâ birçok zengin ailelerin evlâd- Jarı fakir talebe hayatını sonsuz dere. cede zevkli bulurlar. Meselâ mektebin önüne sıra sira otomobiller dizilmiş. Talebe otomobilleri... Bunların için- de, en lüksleri de vardır en hurda, ça- murlukları iplerle bağlanmış acaipleri de... Lüks otomobiilerin sahibi olan deli- kanlılar kız arkadaşlarını evlerine gö- türmek isterler. Fakat kızlar lüks oto, mobilden ziyade bu eski püskü, fakir alebelerin otomobili mezarlığından bu larak kendi ellerile tamir ettikleri aca. ip otomobili tercih ederler. Buna bin- mekte daha büyük bir zevk duyarlar. Amerikalıların dünyada en sevdikleri şey kollej ve üniversite hayatıdır. Hat. tâ meşhur bir sözleri vardır. «Hayat kollejde başlar, üniversitede devam eder.» Bunun için her Amerikalı seneler- ce sonra okuduğu kollejin üniversite. nin merasimlerinde talebe kıyafetile bulunmağa bayılır. Amerikan mektep lerinin en göze çarpacak tarafı da sporda kuvvetleridir. Amerikanın en kuvvetli spor teşkilâtları üniversitele- ridir. Talebenin tatil zamanında en büyük eğlencesi ise dört beş arkadaş müşterek ucuz bir otomobil alıp bü- tün Amerikayı Bahrimuhit kıyısından, büyük Okyanus kıyısına kadar dolaş. mak, tedkikat yapmaktır. “Bu dünyanın en eğlenceli, en zevk- li seyahati olur, Ben nice zengin Ame- rikalılar bilirim ki dünyanın en lüks, en rahat ve pahalı seyahatlerini yap- mışlardır. Fakat bunlar müşterek sa- tarı aldıkları otomobille talebelik zama- nında yaptıkları seyahatin zevkini as Ja hiç bir şeyde bulamamışlardır. Hikmet Feridun KÜÇÜK İLÂN okuyucularımız arasında EN SERİ, EN EMİN EN UCUZ vasıtadır. Alım satım, kira işlerin- de iş ve İşçi bulmak için istifade ediniz! * lere iş bulmak için muazzam teşkilât vücüde getirmiş ve birçok kanunlar neşretmiştir. 1932 senesinde Alman- yada işsizler, yedi milyonu bulmuştu. Bu yedi milyon işsiz, ailelerile bera- ber, Almanya nüfusunun üçte birini teşkil ediyordu. Hükümet bu müthiş yekünu indir- mek için işe koyuldu, 1933 senesi bi- dayetinde müstacel bir program tan- zim edildi. Bu proğram mucibince, işsizlerin yol inşaatında, toprağın 15- lahında, su kanalizasyonları tesisatın- da ve sairede kullanılmasına başlan- di ve bunun için de 600 milyon mark tahsis edildi. Gene ayni sene içinde işsizlere İş bulmak için diğer bir tedbire başvu- ruldu: Hükümete ve eşhasa ald bina- ların tamiri, büyüklükleri yüzünden, boş kalan ve kiralanamıyan büyük apartımanların küçük dairelere ifra- ğı, zirai teşebbüsler, yapı malzemesi tedariki, zirai kolonilerde yeni evler inşası ve su mecralarının tanzimi için bir milyar mark tahsis edildi, Müsta- cel işler için de şimendifer idaresi bir milyar, posta, telgraf ve telefin ida- resi de 111 milyon mark ayırdı. Müza- yaka halinde bulunan teşebbüslere ve ziraate yardım etmek için «İşsizliğe karşı sigorta» ofisi kuruldu ve buna tahsis edilen menablin yekünu beş milyar marka vardı, Hükümet, işsizlere iş temin için bu tedbirlere başvururken, şahsi teşeb- büsleri teşçi etmek gibi başka çarelere de başvurdu, 1932 senesi martından itibaren piyasaya çıkarılan otomobil ve motosikletlerden alman verginin ilgası, otomobil sanayiinin fevkalâde terakki ve inkişafına yardım etmiş ve yüz binlerce işsiz ameleye bu sayede iş temin edilmiştir. İşsizliğin ortadan kaldırılmasına dair olan ve 1933 ta- rihinde neşredilen kanun mucibince köy emlâkinden arazi vergisi, zirai mahsulâttan muamele vergisi, yeni inşaattan emlâk vergisi indirilmiş, ucuz ve küçük evlerin emlâk vergisi tamamile kaldırılmıştır. İşsizlere iş bulmak için tanzim edi- len programlar ve alınan bu tedbir- ler, az bir zaman zarfında iyiliğini göstermiştir. 1933 senesi 31 martın- dan 1934 senesi 31 martına kadar, iş- sizlerin adadi yüzde 50 nisbetinde, yar ni 5,598,855 ten 2,798,324 kişye İnmiş- tir Bir işle meşgul olan işçilerin mik- tarı | kânunusani 19335 ten 3i mart | ve nafiz himayesini de 1934 e kada: 11,487,211 den 14,686,8658 yükselmiştir. Sonraki inkişaf ta bu müterakki yolda devam etmiştir. Zi- ra 3 ağustos 1935 istatistiği, işsizle- rin miktarını yalnız 1/760,000 olarak kaydediyordu. Ayni zamanda müza- yaka halinde bulunan işlerde meşgul olan işçilerin sayısı da tenezzülde de- vam ediyordu. Muntazaman çalışan &mele ve müstahdemlerin yekünu 16,689,888 € varmıştı. İşsizlik bu Su- retle massedildikten sonra, Alman hü- kümeti, iş imkânlarının nizamname ile tayin ve tahdidi için 1934 senesi mayısında bir kanun ısdar etmiştir. Amelesi çok olanı müesseselerde, siz adedinin nisbeten, memleketin di- ğer kısımlarından daha ziyade olduğu anlaşıldı. Köylü amelenin büyük şe- hirlere doğru vuku bulacak tehacüm ve mühaceretleri yüzünden teşekkül edecek işsizliğe mani olmak için, ald olduğu ofislerden bir müsaadei mah- susa istihsali mecburiyeti ihdas edi- miştir. İşsizlerin mesleki terbiyeleri ve iş tevzit hususunun bir nizam altıma altınmasında hükümetin kuvvetli ilâve etmek lâzımdır. İşsizlerin mesleki talim ve terbiye tedbirleri, işsizliğe karşı milli sigorta ofisine tevdi edlimiştir Bu tedrisata 1933 senesinde 411,393 ve 1934 senesinde de 341,625 işsiz devam etmiştir. İş tevziinin bir usul dairesinde tan- simi, hükümeti, 26 şubat 1933 ta- rihli kanunla, bir iş cüzdanı ihdası- na sevk etmiştir. Bu iş cüzdanlarını bir işle meşgul olan bütün Almanlar tedarik edebilirler. Almanyada ittihaz edilen bu ted- birler, işsiz mikdannı fevkalâde azaltmıştır. 1938 senesi martı sonun- da bütün dünyada mevcud işsizle- rin nisbeti şudur: Birleşik Amerika Cümhuriyeti *rakriben © 210 Hellânda , 06 Kanada. » x 39 İngiltere ve Irlanda , 2» 70 Çekoslovakya “ 15 Danimarka », 7 Fransa ». 55 Belçika . e 45 İsviçre , Ss 14 Norveç » “ 23 Polonya » e 28 Danzig . e 28 Almanyâ ». * 1S 21 memlekette, işsizlik bir sene- denberi daha ziyade artmıştır. Z.B. Bulgaristanda fakirler için kış ianesi toplanıyor Paradan başka kullanılmış eşya da kabul edilecek Sofya (Akşam) — Kışın fakir halka yardım edilmesi için, Almanyada ol- duğu gibi, bu yıl da Sofyada iarp top- lanacaktır. Sofya ileri gelenlerinden teşekkül eden 60 kişilik komite prog- ramını hazırlamıştır. Programa güre ilk gün ruhaniler tarafından birer nutuk söylenerek kiliselerde iane toplanacak- tır. Ertesi günü, halkı iane vermeğe teşvik için Sofya belediye relsi radyo- da bir nutuk söyliyecektir. Sofyada bi- rinci sınıf olan iki futbol takımı ara- sında yapılacak maçın bütün hasılatı fakirlere tahsis edilecektir. Şehir içe- risinde evlerde, banka, mağaza, tica- rethane, fabrika ve saire gibi müesse- selerde, içkili ve eğlenceli yerlerde do- laşacak hususi heyetler de iane top- kabı, eldiven, çamaşır, çorap, vesair giyim eşyası da kabul edi- lecektir. Bu gibi eşyayı toplamak için sokaklarda kamyonlar gezdirilecektir. Kamyonun geldiği, sokakta, boru çalı- narak iane toplanacağı halka bildiri- lecektir. Fakirlere kış lanesi için de bir gün tramvay biletleri birer leva pahahlaş- tarılacaktır. Ayın yirmi yedisine ka- dar sürecek olan iane toplamasından başka kânunuevvel, kânunusani ve Şu- bat aylarında sinemalar, tiyatrolar, sa- ray orkestrası, konser veren musiki teşekkülleri ve koro heyetleri verecek» İeri bazı temsillerin bütün hasılatını bu ianeye hasredeceklerdir. Bu suretle bu yılki kış ianesinin İki milyon levayı bulacağı tahmin ediliyor. Geçen sene ayni suretle toplanan 1,253,347 leva ile 19,017 kişiden mürek- kep 4,560 fakir âile giydirilmiş ve 23,090 parça giyim eşyası satın alınmıştı. Ay- rıca fakirlere kömür, odun da dağılıl- mıştı. İaneye fazlaca para verenlerle, hiç vermiyenlerin isimleri gazetelerde neşredilecektir.