Fransada mali vaziyet ve yeni kararlar Memleketimizde esham ve tahvilât vaziyeti » Fransada o kadar zamandanberi beklenilen mal kararnameler niha- yet buayın 14 ünde inşaretti. Her mali buhran zamanlarında olduğu gibi bu sefer de hükümet, ilk tedbir Olarak, Bank dö Fransta mevcud al- fan stokuna yeni bir fiat biçmek ve bunun neticesinde hesaben husule gelen tezayüdle bankanın hükümete yaptığı avanslardan bir kısmını ka- patmak oldu. Altına takdir edilen kıymet bir İngiliz lirası, yüz yetmiş frank esası üzerinedir. Bundan başka vergilerin bazıları da yeniden yükseltilmiştir; ezcümle, serbes meslek erbabının vergisi yüz- de iki, amele vergisi yüzde yarım, Fransız esham ve tahvilâtı iradı üze- rine, müesses vergi yüzde bir, ecnebi kAğıdları vergisi yüzde üç, kahve, benzin, şeker, tütün ve şarab vergi- leri de mühim mikdarda tezyid olun- muştur, Maliye Nazırı B. Raynaud radyo Me irad eylediği bir nutukta vatan- daşlarına: Size bir fena haber, bir de iyi haber getiriyorum, demekle sö. ze başlamış ve fena haber, vaziye- tinizin pek vahim olduğu, iyi haber de, cesaret ve tahammülünüz varsa bu müşküldtı iktiham edebileceği- 'mizdir, diyerek Fransa maliyesinin berbadlığına yegâne âmil olan ikti- sadi vaziyeti şu suretle telhis et- miştir: «1933 senesinde Fransa, Almanya- dan daha çok dökme demir istihsal ediyordu. Bugün, ondan dört defa daha az istihsal ediyor; o tarihten- beri fabrikalarımızın hariç memle- ketlere satışları yarı yarıya inmiştir. Gene o tarihtenberi memleketimiz. de demiryollarımız üzerinde yagon harekâtı üçte bir nisbetinde azal- mıştır; işsizliği azaltacağız derken, geçen senedenberi işsizlerin adedi kırk bin artmıştır. Kapitalistlere gelince, onların va- siyeti pek elimdir: Dokuz senedenbe- ri büyük bir şirketin aksiyoneri se- mayesinin yüzde altmışını kaybet- miştir; geri kalan yüzde kırkı ise, kıymetini yandan fazla kaybeden İranktan ibarettir.» i İşte bunun gibi daha bir çok mi- sallerle Fransanın karanlık tablosu- nu itmam ettikten sonra gerek ver- gilerin tezyidi ve gerekse kırk saatlik hafta mesaisinin tadili lüzumunda 14- rar ederek vatandaşları tesanüde ve son derece gayretle istihsal! çoğaltma- ğa davet eylemiştir. Ecnebi gazetelerin hepsi de, bilhas- sa İngiliz mali gazeteleri, vaziyetin vahametine nazaran başka çare olma- dığını söyliyerek ittihaz olunan ted- birleri tasvib ediyorlarsa da, daha ilk günü umumi mesai konfederasyonu, bir de komünistler, kararnamelere şiddetle muhalefet edeceklerini ve icabında grev ilân edeceklerini bildir- miğe kın komünistlere karşı husumeti git- tikçe arttığı için, hükümet vaziyete hâkim görünmektedir. Amerika, İngiltere ve Fransa arâ- sında kambiyo flatlerinin muhafazası ve sermayelerin serbes tedavülü esası üzerine yapılan ve «Accord tripartie namile yadedilen anlaşmamanın, İn- giliz ve Fransız kambiyolarının müte- madi gevşekliği yüzünden, yeniden tedkik edileceği söylenmektedir. Haf- ta zarfında Avrupadan Neyyorka doğ- ru altın sevkıyatı çoğalmış ve bunun neticesinde sterlin 4,69 dulara düş- müştür ki bu, 933 senesindenberi ster- inin kanuni değil, fakat fiili istikra- rındanberi en aşağı finttir. Cümhuriyet Merkez bankamız haf- ta sonunda sterline 591 kuruş, fran- ga da 3,30 kuruş fiat biçmiştir. Hafta zarfında Londra piyasası zaaf göstermiş ve devlet rantları da dahil olmak üzere, bilümum esham ve tahvilât gerilemiştir. Bu zaaf, Alman- yada Yahudilere karşı ittihaz olunan tedbirlere atfolunmaktadır. Kararnamelerin intişarı üzerine, Pa sis borsası da milbinlikz geek ilk günü bir hayli tereffüler kaydetmiş iken hafta sonunda Londra piyasası- na uyarak zayıflamıştır. Belçika, Amsterdam ve hattâ Nevyork piyasa» larında da neşesizlik hükümfermadır. Memleketimizde esham ve tahvilât vaziyeti Büyük zıyadan müteellim olan pi- yasamız bu hafta zarfında da hiçbir faaliyet gösterememiştir. Yegâne şayanı dikkat hâdise ole- rak Maliye Vekâletimizin, Sivas « Er. zurum İstikrazının dört buçuk mil. yondan ibaret beşinci tertibi (souc- ription) a defetmiş olması hususunu Soucription muamelesi bütün mili bankalarımızda 19/11/938 tarihinden başlayarak 5/12/938 tarihine kadar devam edecektir. Türkiye cümhuriyeti hâzinesi, bütün dünya memleketleri müvacehesinde, açığı olmayan ve varidalı daima te- zayüd eden bir bütçeye malik olmak itibarile, bu yeni ihraç muamelesi. nin en müsait şerait tahtında yapıl- dığına hiç şüphe yoktur, Yüzde 7 fa- İzi yüksek ve emin bir gelirdir; bahu- sus ihraç fiyatının yüzde 95 olduğu nazarı dikkate alınacak olursa faiz yüzde yediyi de aşmış bulunur. Diğer dört tertip Sivas - Erzurum tahvillerinin beheri 20,30 lira olduğu şu sırada beşinci tertibini 19 Hiraya elde etmeği büyük küçük tasarruf sa- hiplerimizin tercih edeceği muhek- kaktır. Hafta zarfında yüzde yedi buçuk faizli Türk borcu tahvilâtının 25 son teşrin tarihinde hulül eden kuponuna 92 kuruş 15 para verileceği de eski Osmanlı imparatorluğunun taksime uğramış ve düyunu umumiye meclisi tarafından ilân edilmiştir. Bu tahevik lerin halen kıymeti 19,80 liradır. Esham ve tahvilâlın nominal fiat. larmı aşağıda gösteriyoruz: Anadolu hisse senetleri 25,25 lira Tahviller 4030 » Mümessiller 36,65 » Merkez bankası 10550 » İş bankası © » Tramvay 1205 » Umum sigorta 1250 » İttihadı milli 25 » Aslan çimento 890 » Bomonti » 805 » Telefon 8,60 » 'Terkos 630 » Mısır kredi fonsiye 1903 107,550 o» Mısır kredi fonsiye 1911 90,50 Gayri mübadil bonoları 887 E. 1224 206 713 945 1200 Va. 511 6531200 1432 138 1647 1822 DOYÇE ORIENTBANK Üresdner Bank Şubesi Merkezi: Berlin Türkiyede | Şübeleri: istanbul (Galata ve istanbul) Depx Tütün Gümrük izmir Her türlü banka muamelâtı Mıntakâlar şampiyonası Mili küme haricinde kalan mınta- kalar arasında geçen seneden itiba» ren tertib edilen şmapiyonluk müsa- bakalarının bu senede yapılması Türk spor kurumu tarafından tekar- rür etmiş ve bu iş için futbol fede- Tasyonuna lâzımgelen tahsisat ve. rilmiştir. 21 mıntakanın iştirak edeceği bu müsabakâlar dört grupa ayrılmış ve grup merkezi olarak Aydın, Samsun, Kocaeli, Seyhan vilâyetleri tesbit edil- miştir. Yapılan tasnife göre mıntakalar grup merkezlerine şu şekilde aynl- mıştır: Aydın: Manisa, Babaeski, Denizli, Isparta, Muğla, Antalya, Aydın. Samsun: Giresun, Tokad, Kasta- monu, Rize, Trabzon, Samsun, Kocaeli: Bursa, Çanakkale, Afyon, Edirne, Eskişehir, Kocaeli, Seyhan: Diyarbakır, Mardin, Kon- ya, Seyhan. Galatasaray klübüne beş bin lira yardım yapıldı Şehrimizin en eski klüplerinden olan Galatasaray spor klübüne, spor Şubelerinde gösterdiği büyük inkişaf. Jar dolayısile Türk spor kurumu umu- mi merkezi tarafından beş bin lira nakdi yardım yapılmasına karar ve- Tilmiş ve paranın havalesi spor kuru- mu tarafından İstanbul mıntakasına gönderilmiştir. İstanbul hâkem kursu Geçen sene B. Nüzhet Abbas ta- rafından idare edilen İstanbul ha- kem kursuna, Nüzhet Abbasın vazife İle Ankaraya gitmesi üzerine kıymet- li hakemlerimizden Nuri Bosutun muallim olarak tayini takarrür etmiş ve bu tayin keyfiyeti spor kurumu merkezince tasdik edilmiştir. Nuri Bosuta kurs devam ettiği müd- det zarfinda tazminat olarak spor kurumu tarafından bir ücret verile- cektir, Atletlerin kış çalışmaları İstanbul atletizm monitörlüğü ta- rafından İstanbul atletlerinin kış ça- ışmaları için çok zengin bir program hazırlanmıştır. Bir okânunuevvel 938 tarihinden başlayıp 28 şubat 939 tarihinde ni- hayetlenecek olan üç aylık çalışma programı içine ayrıca atletlerin tek- nik kabiliyetlerini fazlalaştırmak ga- yesile teknik dersler ilâve edilmiş bu- Tunmaktadır. Havaların kapalı olduğu zamanlar salonlarda yapılacak olan antrene- manlara havaların güzel olduğu gün- ler sahalarda devam edecektir. Oyunculara ve hâkemlere modern basketbol kursu Beyoğlu Halkevinden: Evimiz 1983 ten- beri basketbol sporunu himaye etmiş, her yıl Istanbul şampiyonunu tayin eden bir turmuva tertib etmiştir. Yapılan son esaslı araştırmaların neti- cesinde Türk basketbolunda, bilhasen ta- kım tekniğinin bugünkü wsullere uygun olmadığı anlaşılmıştır. Modero nizamna- me eskisinden pek farklı bir oyun tarzı doğurmuştur. Bugünkü sisteme göre, oyu- nun umumi cereyan farzı, bariz bir su- rTetta yavaşlamış, vücud temasları hemen hemen yok olmuştur. Evimizin bu yıl tertib edeceği turmuva, modem mnizamnameye istinad edeceğin- den, MİDİ basketbolumuzu bir hamlede bugünkü sistemlere uygun bir hale getir. mek Yizımdır. Evimizin açtığı kurs 2 nel teşrin 4 üncü perşembe günü saat 1730 da başlıyacaktır. Bu dersleri bay Naili Moran idare edecektir. Üç ay sonra başlıyacak turnuvamıza gi- recek birinci takım oyuncuları, antrenör- leri, ikinci ve Üçüncü sınıf takım kap- tanları ve bâkemler kursa davet edilirler. İki ay kadar sürecek olan derslerin s0- nunda yoklama yapılacak, muvaffak olan- Jara diploma verilecektir, : Tarihi Yazan: İskender F, Sertelli Elvira'yı saraya kaçırmışlardı. Imparator, tarihin alnına vuracağı (alçak) damgasından da mı korkmuyordu? O gün meydanda toplanan Rum- lar, ortalığı karanlıklar sarıncaya kadar, onun asılı bulunduğu ağacın dibinde gözyaşı döktüler. ağladılar. Fakat, neye yarardı bu ağlayışlar? Artık meydanı saran hassa süvari- leri, tel kamçılarını, ısrar edenlerin sırtlarında şaklatı- yorlar. Atlarını sürüp önüne geleni başlıyorlardı. Melik bin nasir o akşam geç vakit Mavro Yani ile birlikte Cibaliye dön- müştü. Güzel Elvira'yı tekrar saraya mı götürdüler? Korsan Mavro meyhanede kendine söyleniyordu: — Tornisikin intikamını alam derken, bügün bir kurban daha ver- "dik. İmparatorun bu işte şüphe yok kendi odurl> diye bağırmazdı. — O halde Saisi halkın gözünden düşürmek için, Elvirayı onun evine — Buna derhal hüküm verilemez. Belki imparatoru da aldatmışlardır.. geri gelince, bu işin iç yüzünü on- n Melik bin Nasir etrafina kulak verdi. Acaba Aryüs su mahzeninden kur- tulmuş muydu? Mavronun bildiği bir şey varsa, bunu derhal öğrenmek gerekti. Ola- bilir ya... Aryüs yaman bir adamdı. Belki de kurtulmuş, meydana çık- mıştı. Eğer hakikat böyle ise, Melik bin Nasirin hemen meyhaneden ka- çıp gitmesinden başka kurtuluş yo- lu yoktu. Aryüs tekrar hayata dön- müşse, Melik bin Nasiri Bizans için- de çok çabuk ele geçireceği şüphe- #izdi. Zira o, Bizansın her yerini ta- nıyor ve Melik bin Nasir ise şehrin ana #okaklarından başka bir yerini bilmiyordu. Nasirin canı sıkılmıştı. Dayanamadı. sordu: — Aryüs bu gece gelecek mi der- sin, Mavro? — İki gecedir, öteki meyhanelere uğramıyormuş. Belki onlara darı mıştır. Zaten eskiden bizim meyha- neye sık sık gelirdi. Bu gece uğrıya- cağını umarım, Müşterilerden biri ilâve etti: — Aryüs Bizansta en çok Saisi se- verdi. Zalen o da Sais gibi güzel söz söyliyen bir adamdır. Bugün Sâisin bir kazaya kurban gittiğini pi her yerden önce buraya ge- Süme de geceleri bu meyhaneye uğradığı anlaşılıyordu. Nasir düşün- meğe başladı: — Ecelim yaklaşıyor. Bu herif bu gece buraya gelirse, beni konuştur- madan, bir hamlede yere serer. Bir kadeh şarab içti... Gözlerini yere indirdi: — Hayır. hayır... Onu sarnıçtan kimse kurtaramaz. Suyun içinde ça- balıyarak gebermiştir. Zaten sarhoş olmuştu. Gözleri dönüyordu. Ayık olsaydı, belki taşlara tırmanıp kür- tulurdu. Sonra Yedikuledeki meyhanecinin sözlerini hatırladı: — O müthiş «cehennemin ağz» na düşen kurtulmaz.. Diye mırıldanırken, meyhaneden içeriye giren iri boylu bir adam, bir- denbire Nasiri ürküttü. Melik bin Nasir bu adamı Aryüs sanmıştı. Halbuki, o değildi. Bu adam, Salsin arkadaşlarındandı. Kapıdan Göde ii DİŞİ KORSAN Deniz Roman ” Böyle iki değerli kahraman, Evi Tefrika No. 181 — Bir şeyden haberiniz yok mu, Mavro? Dünyahın bir tarafı çöktü. tepemizdeki mavi kubbenin bir kıs- mu üstümüze yıkıldı. Siz hâlâ burada uyuyorsunuz! Herkes kulak kabartı, Saisin ar- kadaşı çok heyecanlıydı. Mavro tez- güh başında, bir bârdak şarab dol- durdu: — Haydi Şurlu iç bakalım, Puntasl Dilinin ali pek yabancı de- ğiliz. Saisin ölümünü mü haber ve receksin? Lâtinler zamanında Puntos'lan Kostantaniyeye gelmiş olan bu ka- yıkçıya Cibali Rumları Puntas adını vermişlerdi. Gözleri yaşlıydı. — Saisi boşuna öldürdüler, dedi, biraz önce gözlerimle gördüm: Bir kapalı saray arabası hızlı hızlı sara- ya doğru gidiyordu. Bir aralık ara- banın içinde Elvirann başı gözüme ilişti, tekrar saraya gö- | türdülr... Mavro Yani “iri patlak gözlerini açtı: — Ne diyorsun, Puntas... Güzel Elvirayı tekrar saraya mı götürdü- ler! — Evet. Biraz önce gözlerimle gör düm dedim ya. Zavallı Sais, impa- ratorun tuzağına düştü. pisipisine öldürdüler onu. — O halde asıl gebertilecek bir adam var ortada; İmparator. ' — Ne sandın ya?! Bütün fenalık. lar onun başının altından çıkıyor, Gene biraz önce bir saray bahçıva- — | nındah duydum; Sekizinci Mihail, güzel Elvira için çıldırıyormuş. Bir © | gün onu sâray bahçesine getirtmiş, O zaman Tornikis sağ imiş. İmpe- rator, Elviraya: «Sana Bizans ülkesi feda olsun!» demiş. | Mavro hiddetle bâğırdı: * — Vay canına, Demek bu işin için- de aşk meselesi var. Zaten böyle | olmasaydı, Elvirayı tekrar saraya gö- türürler miydi? Şimdi, meyhanedeki müşteriler | | Saisle Tornikise daha çok üacıyorr | Jardı. il ra gibi bir meyhane rakkasesine na (| sil kurban verilebilirdi? : Sekizinci Mihail bunu yapar ve yaptırırken, tarihin kendi ainma vu- racağı (alçak) damgasından da mı i korkmamışti? Müşterilerdön biri Tornikisin kah- ramanlıklarından bahsediyordu: E — İznikten yeni ayrılmıştık. Seki. © zinci Mihail Lâtinleri Bizanstan ko- 4 layca sürebileceğinden emin değildi. * Ordusu kuvvetliydi. Fakat, Lâtinler bu orduyu içinden vurmağa çalışı... Ni yorlardı. Kostantaniyede bir çok fe- sad ocaklari kurulmuştu. Tornikis | o zaman çok genç bir zabitti. Karde-. şi Maksiminosu Lâtinler Kostanta- niyede hapsetmişlerdi. Mihailin or- dusu şehri sardığı zaman 'Tomikis, | lâtinlerle ilkönce çarpışan fırka ile | şehre girmeğe muvaffak olmuştu. g Iâtinler Maksiminosu Hipodromun önündeki üç çatallı ağacın bir dalı- na asmışlardı. Öteki dallarda da ge- ne Mihallin adamlarından iki fedal asılmıştı. 'Tornikis, kardeşinin tüyler ürper- tici âkibetini görünce kıyafetini de- giştirerek, Lâtin papaslarının Rum- lara işkence yaptıkları «Korkunç mağara» yı keşfetti ve bir gece İş kenceci papasalr toplu bir halde, mühim bir mesele etrafında Konü- şurlarken, mağarayı ateşe verdi. Ma- ğaranın medhalini duman ve ateş kaplamıştı. Papaslar dışarı çıkama- &ılar; kırk yedi kişi bu mağarada kısmen boğularak, kismen de yana- rak ölüp gitti. Tornikis bu suretle işkencecilerden intikam almağa müu- vaffak olmuştu. Bu hadise Lâtinleri fena halde korkuttu. Sekizinci Mi hail vakayı haber aldığı zaman, Tor- nikisin bu yararlığı Gekerkkeeni inanamıyordu. (Arkası var)