> ya > üye İ ll ” - mii — ani Gi 14 Teşrinisani 1938 ER - AKŞAM aman Atatürk ile İsmet İnönü 10 nisan 920'de Akköprü ilerisindeki telâki İnönü meydan muharebeleri ve Lozan konferansı esnasında teati edilen telgraflar 10 Nisan 1920... Bolu üstünden Ankaraya, kara yolile bir katile geli- yor, Atatürk ve arkadaşlı Akköy. ilerisinde bu 2 : muşlar, Istanbuldan gelen kafile sabah er- kenden Akköprüye ulaştı. Atatürk yeni gelenlerin ellerini sıkmağa baş- Jadı. Bir yandan onlara «hoş geldi- miz» diyor, bir yandan da boynunu uzatıp kalabalık arasında birini arı- yordu. Dörtgözle beklediği 'biri var- dı. Nihayet onu gördü, seslendi. Gü- ler yüzlü, mahcub fakat vakur bir hefer kalabalık arasından sıyrılıp Atatürke yaklaştı. Atatürkle öpüştü ler, sonra ayni arabaya binip Heyeti temsiliyenin karargâhına gittiler, Katile onları takib etti. Atatürkün 1920 de «gelsin; diye dörtgözle beklediği, gelince boynuna sarıldığı, arabasına aldığı nefer el biseli zat İsmet İnönüydü... İstanbul düşman elinde, İzmir düşman elinde, ana vatan toprakla- rının büyük bir kısmi düşman elin- de... Türke nefes almak hakkı ve Yümiyor. Sevr muahedesi demir bir pençe gibi Türkün sıkıyor. Düşman kuvvetleri Bursa ve Uşak şarkında toplanmış; İzmitte fırkala. rı, Mendires boyunda fırkaları var... İlerliyorlar; (şiddetli o muharebeler oluyor ve düşman lehine tecelli edi. | yor. İsmet İnönü wunasui taarruza bağ- sadi” ve bu taarruzun ertesi günü Atatürke şu telgrafı çekti; Metristepe 1/4/920 Saat 6,30 dan sonra Metristepe- den gördüğüm vaziyet: Gündüzbey simalinde, sabahtenberi sebat eden ve dümdar olması muhtemel bulunan bir düşman müfrezesi, sağ cenah grupunun faarruzile gayri munta- sam çekiliyor. Yakından takip edili- yor. Hamidiye istikametinde temas ve faaliyet yok. Bozöyük yanıyor. Düşman, binlerce maktullerile dol durduğu muharebe meydanını silâh- larımıza terk etmiştir. Garb cephesi kumandanı İsmet Ayni gün Attaürk İsmet İnönüne şu cevabı verdi; Bütün tarih âleminde, sizin İnö- nü meydan muharebelerinde deruh- de ettiğiniz vazife kadar ağır bir va- zife deruhde etmiş kumandanlar en- derdir. Milletimizin istiklâl ve ha. yatı, DÂHİYÂNE idareniz alında şe- refle vazifelerini görer kumandan ve silâh arkadaşlarınızm kalb ve sami- miyetine büyük emniyetle istinad ediyordu. Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin maküs talihini de yew- diniz. İstilâ altındaki bedbaht top raklarımızla beraber bülün vatan, bugün müntehalarına kadar zaferi nizi tesld ediyor. Düşmanın hursı is- tilâsı azım ve samimiyelinisin yak kafileye karşıcı çıka | t j çın kayalarına hur- dehaş oldu. eye. yük Namuuzı tarihin kitabel mefahiri- ne kaydeden ve bütün milleti hak- kınızda ebedi minnet ve şükrana sevk eden büyük gaza ve zaferinizi teb- rik ederken, üstünde oturdu. tepenin size binlerce düşe“ riyle dolu bir meydân. şerel seyret tirdiği kadar milletimiz Ve kendiniz Mili şefimiz ve refikaları için şaşmai itilâ ile dolu bir ufku istikbale de nazır ve hâkim olduğu. nu söylemek isterim, Büyük Millet Meclisi relsi Mustafa Kemal Mudanya mütarekesinden sonra sulhü imzalamak lâzundı. Sulh ko- nuşmaları Lozanda yapılacaktı. Ata- #ürk soruyordu: «Lozan şülhünün müzakeresine ki- Atatürk, İsmet İnönü ve meclis reisi Yazan: Selâmi Sedes Abdülhalik Renda ile görüşürlerken mi memur edebilirim?, Ve bu sualin cevabını 8ö- yordu: an vaziyeti bi zim Ea gidecek en muvafık arka düş İsmettir.» wan konferansı “21 ikinci teşrin aşladı. Müzakereler çok ha- il m4 suunakaşalı, çok çetin devam ediyordu. Fakat İsmet İnö- nünün yalçın bir kayayı andıran az- mİ ve vatanseverliği önünde hangi çetin irade başedebilirdi? 25 mayısta Afatürkten şu telgrafı aldı: Heyeli Vekile riyasetile heyeti murahhasanın oİekmi muhabera- tnı bir defa daha karşılaştı. rarak tedkike lüzum gördüm. Bazı telgrafhamelerde, tarzı beyanda, ara da sui tefehhümet var gibi bir mana istihraç ettim, Tamiratı kabul ve ade- mi kabulde wrar yoktur, Bunu izah için vaziyet ve nokta! nazarlarım hak- kında ayrıca mütaldatımı arzettim, Tahassürle gözlerinden öperim karde- şim, Mustafa Kemal 26 mâyısta İnönfi Atatürke şu tek graf çekti: Gazi Mustafa Kemal hazretlerine Vaziyet hakkında Heyeti Vekile ri- yasetine mufassal rapor takdim et- tim. Hükümetle aramizda ihtilâf esa- sı vardır, Mutabakat olmazsa avdet mecburiyet ve kararındayım, Raporu- mun zatı riyasetponahilerine iblâğıni tasrih ve istida eyledim. Konferans son günlerinde ve vaziyet teehhüre gayri mütehsmmil andadır, Kanaati- me göre sulh, serdettiğim nukafı na- gar dahilinde kabili temindir. Zatı ri- yasetpenahilerinin bu fevkalâde za- manda vaziyeti umumiyeyi yakından takip buyurmaları müsterhamdır. İsmet paşa hazretlerine ... İçinde bulunduğunuz müşkilât tanetle ve çok soğukkanlılıkla mesal- nizi hüsnü intaca himmet buyurunuz, Arada sui tefehhimü mücib hiçbir husus görmüyorum. Gözlerinizden öperim, Gazi Mustafa Kemal Gazi Mustafa Kemal hazretlerine Eğer hükümet kabul ettiğimiz ş6- yin katiyen reddinde musır ise, bunu bizim yapmaklığımıza imkân yok- tur,.. Menafli âliyel vatan şahsi dü- şüncelerin fevkinde olduğundan, Hü- kümeti milliye kanaatini tatbik eder. Hükümetten teşekkür beklemiyoruz. Muhasebe âmalimiz millete ve tarihe mevdudur, Bu tölgratı alan Atatürk diyor ki: » —İsmet paşanın takin ve inler et- PAZARTESİ KONUŞMALARI: ElepOnu düşüne —ı— Güneş battı | : 2 hAlA göz PE ve smişamıla çekildi. Sıcaklığı kalbimizde ediyor; ışığı hâlâ bizi aydınlatarak. Onun için yanıyoruz, onunla yarıyoruz. Nurdan izi, yüreklerimizde sızın batan tek güneş, o oldu. Ondan geldik, ona gitmekteyiz. Ri Şu anda varlığının bütün fânilikleri yok oldu. Onda iş; yaşamaya bazlamıştır. Ufkumuzdan her uzaklaşmasında bize e « Vücudundan kaybettiğini ruhunda rak, kimseye müyesser olmamış âzametli bir çekilişle milyonluk bir zerresini tattırdı. Ne acı iksir?.. sahasını kaplayzn göklere yükseliyor. O, bizim için bir yarı ilâhtır. z k Şimdiye kadar onun için söyleyip yazdıklarımız, onun üklüğü| .. büyükl nında ne kadar küçük, ne kadar âciz kalmıştı, Biz onu, onun bizi kadar sevemezdik. Her şeyde o bizden üstündü, Ölümü ile bu eksiğimizi kendisi tamamlayacak. Bundan sonraki huyatımız, içindir. Onun içir doğmuşuz, onun izinde öleceğiz. 0.XI. Meclisin beş, , sa; en küçük bir hareket yok... Ayaktayız. Onun tUköniye sürdü. Ve sonra zaptedilmek istenip de ruz. Susmak istiy gamayan, duramayan hıçkırıklar... Türkiye Büyük BU SEZ önderi, sevgili Atası, Büyük Kurtarıcısı için ağlıyordu. ken de bizi kendisine benzetebiliyor. Ağladıkça göz yaşlarımın ondan gayri her şeyi benden si yorum. Onu düşündükçe o olduğunu duymayan aramızda kim var? Büyük Millet Meclisi ağlıyor. Onunla beraber Büyük Türk milleti yor. Bu beş dakikada millet ve onun Meclisi onun için en büyük elemi maktadır; Nü duygu birliğinde Türk varlığının milli birliği O, Meclis, Müllet; bir göz yaşı tufanı içinde birbirine karışıyor. Aziz Atam, kuftardığın bu topraklar üstünde her şey ve hepimiz birleşiyoruz. /.XxI, Unutulmaz İ#evwhalar ; * alev alev... Arkasından karanlık Göz yaşlarım, kararıp kelime, huçkırıklarım Fakat onuş gönüllerde sönmiyen aksi, gözlerdeki yıldızlar yor, hıçkırıkları duâlar gibi ilâhileştiriyor. Ölümünden bile hel bet, kudret duyuyoruz ve hayat alıyoruz. Bu beş dakika... Duygulu, vakur, içli ve heybetli, Tıpkı, aramızdan rılmasına ağladığımız aziz ve mukaddes insan gibi... Ölümüne bizi Sahife 9 Yazan: Hasan - Âli | donup cümle ona bağımızı ie asl ee «bağımızı göstermek için susuy) 1988 g5 Fotoğrafhanenin camekânında, Atatürkün büyük kıtada bir resmi. tülle örtülü. Sekiz on yaşlarında üç çocuk, vitrinin camına başlarım dayamışlar, kıra haçkıra ağlıyorlar. v ç Ulus matbaasına dönecek sokağın köşesinde dört çocuk, çantalarını t bırakmışlar, biribirlerine sokulmuşlar, başlarını biribirlerine dayamışlar, | li içli göz yaşları döküyorlar. * Üstü başı perişan, fıkara halli bir adam, elinde Ulus gazetesi, oya Ğ gidiyor. Meraklı bir zat Ulusun ikinci tabını bulamadığı için fazla para tek ederek onu kendisinden istiyor: — Kusura bakma, veremem. Alam için yazılmış yazıları okuyup saki yacağım. Çocuklarıma da okutacağım. — Başım sağ olsun. — Senin de başın sağolsun. * Herkes biribirine böyle diyor. Taziyet eden, taziyet edilmekte, Kin tesliye edecek? iy * Teşrinisaninin onuncu perşembe günü, sabah saat dokuzu beş gi... 4. kapadı. Ölen, her Türkün kendi öz babasıdır. Tarih, böyle azim ve Türkün evinde, her Türkün mukaddes tanıdığı bir insan hayata im bir matem levhası ne gördü, ne gi - TEE EEE EE İLET EERE AE duğu, son günün, imza gününün gel diği iş'arına tehalükle bir cevap ve- rileceğini kabul etmek tabiidir. İsmet paşanm telgrafına hemen şu cevabı verdim: İsmet paşa hazretlerine 18 temmuz 339 tarihli telgrafname- hizi aldım. Hiç kimsede tereddüd yok- tur, İhraz eylediğiniz muvaffakıyeti en har ve samimi hissiyatımizla tebrik etmek için üsulen vaz'ı imza olundu- gunun iş'arma muntazırız kardeşim. Türkiye Büyük Millet Meclisi reisi başkumandan Gazi Mustafa Kemal hazretlerine Her dar zamanımda Hızır gibi yeti- girsin. Dört beş gündür çektiğim azabı tasavvur et, Büyük işler yapmış ve yaptırmış adamsın. Sana merbutiye- tim bir kat daha artmıştır. Gözlerin- den öperim, sevgili kardeşim, aziz şefimiz, EEE Lozan muahedesi 24 temmuz 1923 de «Memlekste bir silsile mi metlerden ibaret olan ömrünü defa da tarihi bir muvaffakıyet, viç ettiniz.» Diye başlıyan bir telgrafla disini, hem de mesai arkadai tebrik etti, İsmet İnönü vatan diği gündenberi emsalsi ve liyakatle çalışmış, şmda Atatürkün i la beraber hayatını vatan sına hasrelmiş, yeni 'Türk ; kuruluşunda, düzenlenişinde,! selip inkişaf edişinde A! İnönü birbizlerinin muşlardır. Atatürkün başarılmasını is işlerde ilk aklına gelen her zamai met İnönü oldu ve İsmöt İnönü dört yıllık Cümhuriyet tarihind” ne aldığı her işi şerefli bir muy