EE 9 'Teşrinisani 1938 n AKŞAMDAN AKŞAMA Deli, akıllı imiş! Avrupa gazeteleri garip olduğu ka- dar komik, komik olduğu kadar dn düşündürücü bir hadiseden bahsedi- yorlar: Ucuzca kiraladığı basit ve müte- yazi bir evde oluran ve önüne gelen hastaya meccanen bakan Beneto isimli bir doktor, polisin dikkatini celbetmiş. Gerçi bütün hastaları bu hekimden memnun; Beneto canlar kurtarmı; hatti omeslektaşlarndan birinin zevcesine de Hızır gibi yetişe- rek onu Azrailin pençesinden kopa- rıp almiş... Fakat kendi zengin olmadığı hak de niçin bu derecede fıkaraperver?.. İşte bu cihet şüpheyi uyandırmış. Polis âmirlerinden biri, şöyle bir ser- namesi olan bir reçete kâğıdı karşı- smda merak ve alâka ile düşünmüş: «Beneto, Paris Tıb Fakültesi klinik şefi.» Nasıl olur da bir klinik şefi böyle küçük ve mütevazi bir evde oturur? Filhakika, tahkikat da bu ünvanm doğru olmadığını isbat etmiş. Hem, Pariste Beneto isimli bir doktor da resmen mukayyed değil! Neticede, adam karakola davet olunmuş. Kı. zarak: İmkânı yok! Hastalarım beni bekliyor! - diye bağırıp durmuş amma, fayda vermemiş. Neticede anlaşılmış ki, Beneto, dok- tor olmak şöyle dursun, üstelik de hastaymış meğer; hem de akıl hasta- $ı!... Sekiz ay evvel timarhaneden kaçmış! Fakat tahkikatın müteakap safha- ları hayreti büsbütün artlırıyor: Be- neto, el değdirdiğini iyi ettiğinden maada, ağır hastaları mütehassısla- ra yollamış; konsültasyonlar yapmış; ekseriya teşhisleri doğru çıkıp «mes- Jektaşlarınm» ilzam etmiş; hattâ. Hattâ bir de orijinal tedkik makalesi yazarak bir tıp mecmuasına dercet- tirmiş!,.. Takdirleri mucip olmuşt!... İyiliğini gören hastalar: — Canım, pek âlâydı.. Biz mem- nunduk... Pek hâzikti! - diyorlar miş... Söylediğim — gibi, hem garip, hem komik, hem düşündürücü... Düşündürücülüğü de şunda; Doktorluğun bir ruhi ciheti vardı. ki, tababet fazla ilerliyerek bunu körletti, Eski usul mahalle hekimleri, müşterilerine: Dilini çıkar, nabzını uzat, göğ- sünü dinliyeyim; bir şurup yazacağım, bak nasıl iyileşirsin! - derlerdi. Hastada bir canlanma olurdu; bir ümid belirirdi; bu ruhi kolkınma, be- deniyi de intaç ederdi. Asri doktorlar ise: — Kan tahlili, idrar tahlili, balgam tahlili, mevaddı gaite tahlili, radyog- rafi... - diyip zaten mecalsiz, bedbin olan bunca biçareleri şaşırtıyor. Fikirlerde şu uyanıyor: — Eyvah?... Ben bitmişim... Bu ka- dar çapraşıklık arasından sihhatımı nasıl temize çıkaracağım?! Beneto'nün muvaffakıyeti her hal de, ruhi bir hamleyle iyileşecek hüs- talarını, işi muğlaklaştırmadan «te- davi: etmesinde olacak... (Zaten hangi doktorun tedavisi kati?)... Öte- kileri de mütehassıslara kavale edi- yormuş... (Belki de ilmi makalesi bu tezi müdafaa etmekteydi!!!) Deli, akıllı imiş! (Wâ - Nü) ŞEHİR HABERLERİ Şehir meclisinde Istanbulda bazı .. köy ve sokakların .. : .. ş* isimleri değişti İstanbul Şehir meclisi dün reis ve- kili B. Necib Serdengeçtinin reisliği altında toplanmıştır. Azadan bazıla- rının birer günlük izin taleplerinden başka ân! olarak bir gözünü kaybe. den azadan B. Mehmed Sipehinin Avrupada tedavi edilmek Üzere on beş günlük mezuniyet müracaati ka- bul edildi. Bundan sonra kazalarda artırma, eksiltme ve askere alma ko- misyonlarına intihab edilecek aza için riyaset divanına salâhiyet Verilerek ruznameye geçildi, riyaset makamın- dan gelen teklifler muhtelif encümen- lere havale edildi. Bu arada Kasımpaşa tahsil şubesi €chsildarı Ahmedin ih- tilâs ettiği paradan 269 lira 90 kuruş ! ödediği halde ehliyeti cezaiyeyi haiz olmadığına dair hakkında ağırceza mahkemesince kârar verildiğnden zimmetinde kalan Tlira 70 kuruş hakkında karar verilmek üzere gelen mazbata, kavanin encümenine ha- vale edildi. Değişen köy isimleri Bundan sonra Bakırköy kazasının Mah- mudbey ve Yeşilköy nahiyelerine bağlı bu- Iunan köy, ve çifliklerden türkçe olmıyan | islmleririnin değiştirildiğine dair mülkiye | encümeni mazbatası okundu. Bunlardan Avas körü Atışalanı, Litros köyü Esenler, Vidos köyü Güngören, Çiftburgaz köyü Bağcılar, Ayapa köyü Kirazlı, Nifos köyü Kocasinan, Ayayorgi köyü Karabaş, Kalı- kırataya, köyü Şenlik, Kotronya çifliğinin Resneli, Papasköyü çifliğinin Gönençli, Pandeniça çifliğinin Uğurlu, Kapanarya çifliğinin Kutlular İsimlerine çerrilmesi muvafık görülüyordu. Meclis bu teklifi kabul etmiştir. Büyükndada Kaptannuri sokağının Meh- medelk, Haskalfa sokağının Türkoğlu, Ka- dıköyünde Halldağı ve Yoğurtçuşükrü 30- kakları arasında yeni açılan sokağa da Kıvanç denilmesi münasib görüldü. Bun- dan sonra bina ve maliye İtiraz komis- yonlarma riyaset divanı tarafından seçi- Jen ezanın İsimleri okunup kabu! edile- rek içtima da cuma gününe falik olundu. İkramiye çıktı mı? Ahmed, piyango bileti satı- cısının kendisini aldattığını iddia ediyor Ahmed adında biri müddelumumi- liğe müracastle Mustafa adında bir piyango bileti salıcısı sleyhine dava açmıştır, Kendi İddiasına nazaran | Ahmed, geçen ay bir tayyare piyan- go bileti almış ve yapılan keşidede biletine ikramiye İsabet etmiştir. İk- ramiye çıktığından haberdar olmıyan Ahmed, ertesi gün bileti aldığı yere giderek bir şey çıkıp çıkmadığım sor- muş ve oradaki memur bilete Ikrami- ye çıkmadığını söyliyerek Ahmede dört lira amorti parası vermiştir; Fakat biraz sonra Ahmeğ. biletine * ikramiye çıktığını haber alarak tekrar bilet aldığı yere gitmiş ve İkramiyesi- ni istemiştir. Fakat gişedeki memur gene eski iddiasında ısrarla bilete ik- | ramiye çıkmadığını ileri sürmüştür. Bunun üzerine Ahmed müddciumu- miliğe müracaat etmiş ve Mustafa İ yakalanarak Sultanahmed birinci sulh ceza mahkemesinde sorgu altına alın- mıştır, Karilerimizin gördükleri Tavuğu semizletmek hilesi Herkes kümesinde beslediği tavu- Bunu arpa, mısır, buğday ve &air gı- dalarla beslediği halde aylarca semiz- letmeğe çalışırken, Balıkpazarındaki tavukçular dükkânlarındaki en zayıf bir tavuğu bir anda semizleterek halka nasıl satıyorlar! Garib bir tesadüf olarak buna va- kıf oldum. Evvelki gün Balıkpazarın- da bir tavukçu dükkânının önünden geçiyordum. Müşterinin birisi bir ta- vuğun flatini öğrendikten sonra ta vukçuya kesilmesini söyledi, Bunun üzerine tavukçu kafesten tutup çi- kardığı bu hayvanın karlatlarını ter- #ine kıvırarak elinde bulunan bir «Jilet» ile hemen kesip yarı canı Üze- rinde bulunan bu bayvancığazin sağ sağ boynundan bir kamış parçası 80- karak nefesile şişirdikten sonra tüy- lerini yolmağa başladı. Bu hali ben de #yrediyordum. -Bu Kesme emeli yesi beş dakika sürmedi. İşin en garib noktası şu ki: Semiz çıkmadığı için malının müşteriye hoş görünmiyeceğini anlıyan bu açıkgöz hilskir tavukçu yenibaştan hayva- nın göğsüne ince bir kamış parçası #okarak şişirdi. Zayıf olan bu kesii- miş tavuğu bir anda semivleterek alı- cınin gözünü küllemekten hiç te çe- kinmedi. Bu:ada nazarı dikkate alınacak üç nokta vardır. Birincisi: Hayvancığa- an yarı canı üzerinde diri diri tüy- lerinin yolunması; ikincisi: Sıhhat noktasından tavukçunun nefesile ta- vuğu şişirmesi; üçüncüsü ise zayıf olan bu hayvanların semiz diyo sa- tılmasıdır. Bu çirkin bal böyle medeni bir şeh- rin şerefile mütenasit bir hareket olamıyacağından zabıta! belediyenin ve halkın dikkatini celbederim. Osman Fevzi Olcay Açık muhabere Bay Nureddin Derman'a: ! Düşünceleriniz? iştirak etmekle be- İ | raber, bu meveyu evvelce de yazdığı- miz için tekrarlamıyoruz. Sadakâi fıtır Türk Hava Kurumuna vermek bir vazifedir Istanbul Müftülü inden: En iyi 15 4 iyi 4 20 Son 12 19 Buğdaydan : Arpadan Üzümden 84 GT 54 Hurmadan : 00 133 00 Yurdumuzun hava müdafaası ©s- babını temin hususunda pek meşkür mesaisi görülmekte olan ve aldığı Weberruatı Kızılay ve Çocukları esir- geme kurumu gibi hayırlı teşekküller ile paylaşan Türk Hava kurumuna her veçhile yardımda bulunmak mü- him bir vazifemizdir. Binaenaleyh bu bapta Diyanet işleri reisliği tarafın- dan verilmiş olan fetva mucibince Sadakai. fıtır ve zekât ile mükellef olanların - havadan gelecek tehlike- lere karşı yurdumuzu, miletimizi ko- rumak uğrunda pek feyizli ve de- vamlı bir surette çalışan - mezkür Türk Hava Kurumuna yardımda ve bu vesile ile de memleketimize hiz mette bulunulması lüzumu sadakal fıtcn nevi ve mikdarlarile beraber ilân olunur. . Bay Amc — Ne derece elverişli bilmem amma kısırlaştırma fikri bana da mülâyim geliyor bay Amca... .. Mademki fen, deliliğin zararlı bir baba yadigâr oluşunu kabul ediyor... ... O halde bunu nesiller boyunca Üretmekte ne mâna var?.. Memba suları ıslâh edilecek Boğazın imarı B.Prost iki sahilin imar projesini hazırlıyacak Bebek - İstinye yolunun inşası, Be- bek - Dolmabahçe kısmının da Ns- fla Vekâletinin emrile plânının tan- zimi üzerine Boğaziçinin Rumeli sa- hillerinden mühim bir kısmının imar edileceğini düşünen Belediye, Boğa- | zın Rumeli ve Anadolu yakalarının imar plânlarının hazırlanmasına €sas itibarile karar vermiş ve İmar müdür- lüğü her iki sahilin plânlarına esas olmak üzere bazı tedkikata başlamış- tır. Bu tedkikat, Boğazın haritaları | üzerinde yapılmaktadır. Tedkikat ta- | mamlandıktan sonra şehircilik mü- tehassısı B. Prost bu tedkiklere göre, | Boğazın imarına ald avanprojeyi de | hazırlamağa başlıyacaktır, Bu suret- | le mütehassıs, bir taraftan İstanbul | ve Beyoğlunun tafsilât, Kadıköy ve Üsküdarla, Boğaziçinin de nâzım | plânlarını hazırlamakla meşgul ole- | caktır, Belediye Sıhhat müdürü B, Osman Sald, Hılzıssıhha mütehassısı B. Ze- | ki, Evkaf Sular müdürü B, Taceddin dün Alemdağına giderek Taşdelende | bazı tedkikat yapmışlardır. Belediye ile Evkaf müştereken di- ğer memba sularının da ıslahı tedbir- lerini araştırmağa karar dir. istimlak bedeller Bu haftadan itibaren öden- meye başlanacak vermişler. | Şehrimizde yol ve yahut bahçeye yahvil edilmek üzere Belediyece sa- hiplerinden istimlâk edilmiş birçok «gayrimenkul ler vardır. Bunların istimlâk bedelleri şimdiye kadar öde- nememişti. Belediye, bu husustaki tahsisatı ayırmış olduğundan, tahak- kuk eden istimlâk bedellerini bu hat- tadan itibaren ödemeğe başlıyacaktır. —————— m Teşekkür | Annemin cenaze merasimine iğtirak | eden aziz muhiplerime gazeteniz de- lâletile minnettarlığımı söylemek 15- terim. Benim için hatırası çok kıymetli olan bir düşünce ile kendilerini bu merasimde temsil ettirmek lütfunda bulunan Maarif Vekili, Fırka ve Vali- miz için de ayrı bir minnettarlık duy- maktayım. İ Eski bir maarif mensubunun anne- sl tedfine götürülürken onun cenaze- si arkasından giden muallimler ve genç meketepjiler için de bir şükran hissi taşıyorum. Uzaktan telgrafla ve mektuplâ, ya kından cönaz2 metasimin& iştirak çt- mekle beni çok yaralı olduğum bir günde hatırlıyan dostlarıma ve akra- | bama âyrı ayrı teşekkürlerimi yaz- makta gecikeceğim için gazetenizin bu duygularımı anlalmağa ilk tercü- manım olmasını rica ederim, Bükreş elçisi; Suphi Tanrıöver 2 doktorda! e EE Edebiyat münakaşası mı? Futbol maçı mı ? Sahife $ Tevekkelli «Cennetten çıkmış» de- memişler... Yalnız cennetten çıksa gene peki... Fakat her işin içinden de © çıkıyor. Kavgadan, dövüşten bahsetmek is- tiyorum. Spor müsabakası olur, fut- bol maçı yapılır. Arkasından kavga, dayak... Edebiyat münakaşası edilir. Şiirden, romandan, hikâyeden, aşktan, heye candan bahsedilir, arkasından kav. ga... Tiyatro oynanır. Piyes ya beğe nilir, ya beğenilmez. Münekkid ten kidini yazar... Arkasından tiyatro sa- natkârı ile münekkid arasında dövüş... Edebiyat anketi yapılır. Biri «Filân- ca edibi pek beğenirim» der, öbürü «Günahım kadar sevmem. diye cevap verir. Haydi arkasından kavga, dö- viş... Ataların meğer dayak için «Cen. netten çıkma» diye tarif etmelerinde ne kadar hakları var, Cennetten çıkma olmasa hu kadar rağbet görür müyd Fakat edebiyat âlemimiz gittikçe sporcu oluyor sanırım. Çünkü edebi- yat muhiti sladyom sahasını andırır bir hale geldi. Futbol maçı mı yapılıyor? Yoksa edebiyat münakaşası mı? Çünkü iki. sinin sonu da ayni netice ile nihayet. leniyor, “ Güzellik belâsı Bir ecnebi mecmuasında bir sürü resim gördüm. Kadınlar sıra sıra yat- mışlar, yüzlerinde dilim dilim kabak» İ lar, limonlar, hıyarlar, patlıcanlar, ha- vuçlar... Cild üzerinde böyle dilim dilim ka- bak, limon, hıyar, patlıcan, havuç ko- yarak bir müddet öylece hareketsiz, kımıldamadan durmak cild için çok iyi bir şeymiş... Bugünkü güzellik sebzeden büyük mikyasta istifade ediyormuş... Bundan bir müddet evvel de Ame rika kadınları cild güzelliği için çiğ e ten istifade etmek istiyorlardı. Yüzle- rine çiğ et koyup gece yatağına giren ler vardı, Bugünün insanları mide mesele sinde etten sebzeye doğru geçtikleri gibi güzellik meselesinde de ayni şey göze çarpıyor. Etten, sebzeye geçiş... Bundan sonra ruj, pudra ve saire yerine şık kadın çantalarmda küçük havuçlar, limonlar, hıyarlara raslıya- cağız galiba. Gene güzellik nazariyeleri sebzeci dükkânlarını birer «Güzellik enstitü- sü» haline sokuyor... Hikmet Feridun Es .....sa Roma ticaret ateşeliği yeni e raportörü 'Türkofis üs raportörlerinden B. Ra- if Olgun Roma ticaret ateşeliği rapor. törlüğüne tayin edilmiştir. B. Ralf Olgün birkaç sene evvel çalışmaya başladığı 'Türkofis teşkilâ. tında pek kısa zamanda kendini mü- | ghitine sevdirmiş, yüksek tahsili çalış» kan bir memurdur. Yeni vazifesinde de muvaffakiyet diveriz. Gaz dumanlarından : zehirlendi Küçükpazar civarında Leonun dök-' meci dükkânında çalışan Ruhi adın- da bir işçi dün dökme ocağından çi- kan gaz ve dumanlardan zehirlene- Tek hastalanmıştır. Ruhi Cerrahpaşa hastanesinde tedavi altına alınmış- tır. ... Beşeriyetin selâmeti namına delilerden, budalalardan, aptallar. dan zürriyet hakkını almalıdır!... — | B. A, — Züğürtleri'de hesaba kat bayım!... Malüm a, züğürtlük te be- badan evlâda geçen bir illettiri...