Sarap enstitüsü Ticaretin her şubesi müşlerek ve umumi malümatı edinmeğe muhtaç- tır. Fakat iyi tüccar yetişmek için muhasebe ve emsali umumi ilimler- den. başka her şubenin ihtisası olan işleri de ameli ve nazari olarak öğ- renmek zaruridir. Bu İhtisas İşleri bazen gayet nazik olup fevkalâde ka- biliyet, ve hassasiyete muhtaçtır. İ Bunlardan biri şarap ticaretidir. Bu ticaretin en ince tarafı şarapların tadından cins ve nevini tayin etmek- tir. Filvaki buna aid bir çok fenni âlet ve cihazlar yapılmıştır. Lâkin bugün de insanın ağzı ve damağı şarapları ayırmakta en emin bir vasıtadır. İngilteredeki şarap tacirle- Yi umumi tahsili ve ticaret ve iktisad mekteplerini bitirdikten sonra bir de şarabın çeşnisini öğreden hususi bir mektebe devam ederler. Eskiden bu staj devri şarap tarcir- lerinin yanında ve şarap mahzenle- rinde çıraklık yapmak suretile geçi- rilirdi, şimdi bunlar için hususi bir mektep vardır. Londrada bulunan bu mektebin şimdi 68 talebesi vardır. Hergün mek- tep sıralarının üzerine dizilmiş ince âletler ile çalışırlar. Yüzlerce cins şa- rabı gözü kapalı tatmak ve koklar mak suretile keşfetmek için uğraşi- yorlar. Bu esnada her gün ister islemez hayli mikdarda şarap yutarlar. Son zamanlarda mektep bazı mali müş- külâtla uğramıştır. Bunu baber alan bir hayli talib ve müessese mektebe yeni talebe alınmak şartile mühim yardımlar vâdetmişlerdir. Fakat İn- giliz şarap tacirleri ananeye çok Tİ- âyetkâr, bulunduklarından eskiden şarap taciri olmıyan adamların oğul- ları bu ngekete kabul edilmemelerin- de ısrar etmişlerdir. Lâzun gelen pa. ra yine babadan oğula şarap taciri gelen adamlar tarafından tesviye edi- lecektir. Gıda maddelerinde neler çıkmış! İngiltere Sıhhiye Nezaretine men- sup müesseselerde 1937 senesinde gıda maddelerine ald 151,370 nümüne tahlil etmiştir. 1936 senesine nszaran 4937 nümu- ne fazladır. Fazlalık 1927 senesine göre yüzde yirmi nisbelindedir. Yapılan bu tahlillerde bir çok gıda nümune- sinde zehirli maddeler bulunmuştur. | Meselâ bir bira nümunesinde kur. | şun mahlülü, bazı tatlılarda ve mar- melâd va reçellerde arsenik, ve mey- va tuzlarında kurşun ve siyah bira- da dezenfekte mevadı bulunmuştur. Tereyağ nümünelerinden bazıları kümilen ve bazıları da kısmen mar- garin olduğu anlaşılmıştır. 5673 süd nümuneşinde su yahud diğer ya- bancı mevad bulunmuştur. Südnü- munelerinin yüzde yedisi sulu yahud bozuk çıkmış demektir. Peynirlerde dahi birçdk hile keş- fedilmiştir. Bunlardan yüzde beşinde yaban- maddeler bulunmuştur. Bir peynir nümünesinde ancak yüzde (07) nis- betinde yağ bulunmuştur. 27 bira nü- munesinde zehirli mevad bulunmuş- tur. Teftiş ve muayenesi çok sıkı ve kanunları sert olan İngilterede gıda maddelerinde bu kadar hile yapıl | makta olması ziyadesile dikkati cel- betmiştir. Yeni ilâçlar İki sene evvel Sulphanilamide ismin. de yeni bir ilâç bulunmuştu. Azze man içinde bu ilâç lohusalara mahsus bümmayi nifasi ismindeki gayet tehli- kâli hastalığın vefiyatını sekizde bire indirmişti. Beşeriyet için büyük bir âfet olan menenjiti de tedavisi kabil | bir hale getirmişti. j Daha bir düzüne tehlikeli hastalı. | ğun tedavisinde büyük bir inkılâp yap- | Mıştı. Akciğer iltihabı zetürrteyi de | hayli yola getirmişti. | Bu mühim keşif, emsali diğer keşif- lerin tarihlerini hatırlatmaktadır. Ga- Fiplir ki, yeni keşif gibi cerrahi ameli- yatı acısız yapmağı temin etmesi iti. barile çok mühim olan eterin kâşifi bu kadar eski şöhret ve ehemmiyetini | kaybetmiştir. «Acıya gülebe edildi» serlevhasi al- tnda İngilterede neşredilen büyük bir €serde beyan edildiğine göre eterin | mevcudiyeti daha on üçüncü «sırda | Avrupada malüm olup Paracelsus is. Mmindeki bir âlim bunu piliçleri uyut- makta kullanmış ve acı veren hasta» | ilerde kullanılmasını tavsiye etmiş- | 2 İ edilmesi üzerine vaktile gül Bir asır sonra eter meşhur Niyuto- nun da dikkatini celbetmiştir. Lâkin çok geçmeden tekrar unutulmuştur. Nihayet asihme denilen zıykı nefesin gazları teneffüs suretile tedavisi mev zuu bahis olduğu zaman eterin ehem- miyeti tek O tarih mean isminde ağ duydurmamak hassası dolayısile teba- beti ni bir deyir açacağını aber verdik! zaman bütün dünya kendi. lerine gülmüştü Halbuki 1246 senesinde Amerikada Massachusetts'de ilk defa büyük bir cerrahi sineliye eter kullanarak "icra üş, olan bütün dünya yeni usulü memnuniyet ve şükranla kabul etmiştir. İ Kloruformu cerrahi ameliyatta acıyı duydurmamak üzere kullanılmış olan. Edinburglu sir Simpson'da bidayette kilise rüesasının şiddetli muhalefet ve itirazına uğramıştı. Nihayet kloru- formu tamim etmeğe muvaffak olmuş tu, Bunlara bakarak Sulphanilamide ' mucidinin nasıl karşılanacağı merakla bekleniyor. Romanya balık memleketi oluyor Romanya daha ziyade kara mem- leketidir. Bütün sahili Karadenize bakan Dobriceden ibarettir. Böyle diduğu halde hükümetin balıkçılığı teşvik ve himaye eylemesi sayesinde a, Avrupanın en çok balık eden bir memleketi olmuştur. Her sene balık istihsali milyonlar- “A kilogram artıyor. 1937 senesinde tütulan balıkların mikdarı 1936 se- Vesine nazaran 5,520,000 kilo — fazla Bu sene zarfında tutulan balıklar Biçen senenin ayni aylarına naza Tân 3000,000 kilo fazla olmuştur. Romanya sularında yalnız balık kinsani değil, diğer bahri hâyvan ve Mebatların istihsali de OO nisbette artmıştır. Şimdiye kadar Romanya sularında pek az istakoz yetişmekte idi. Son senelerde bu hayvan geniş mikyasta yetiştirilmeğe başlanmıştır. Şimdi dahili ihtiyaca kifayet ettik- ten başka harice de külliyeli mik- darda çıkarılmaktadır. Bu sene için- de yalnız tayyareler ile harice gön- devrilen istakozların mikdarı şimdi. ye kadar 300,000 sayıyı bulmuştur. Berlin ve Londra restoranları bir gün evvel Romanya sularında. tutu- lan islakozları taze taze müşterileri. ne sunüyoriar. Aslında hububut ve petrol memle- keti olan Roruanya hiç yoklan Av- rupanın en nefis balıklarını yetişti- ren bir yer olmuştur. Nüfus meselesi Fransız güzeteleri- etmeğe başlamıştır. Bütün güzeteler Fransada doğumun mütemadiyen azal dığından şikâyet ediyorlar. Gazetele. rin yanlarının hülâsası şudur; Pran- sanın komşuları olan memleketler de nüfus miktarı mütemadiyen artıyor. Halbuki Fransada göze çarpan bir azalma vardır. Bu hal böyle devam ederse beş on sere sonra Fransa 20-25 milyon nüfuslu küçük bir hükümet olmak tehlikesi karşısındadır, Bu Ka- dar az nüfuslu bir Fransa Kendişini müdafaaya muktedir değidir ve istilâ» ya uğramak tehlikesine maruzdur. Bu» na karşı şimdiden tedbirler almak zımdır, Geçen hafla Fransız tp akademisin- iz bir müzakere bu neş- riyatın yeniden hızlanmasına sebep olmuştur. Akademinin toplantısında ozadan B. Marcel Moine nüfus mese- lesine dair bir takım istatistikler oku- muştur. Bu istatistiklere göre Fran- sada doğumda ilk bakışta göze çarpan Trakyada tavukçuluk Bu sene ihracat bir milyon lirayı buldu Edimme (Akşam) tavuk ve yumurla ihracatı bu sene bir milyon liraya yaklaşmıştır. Eti veiyumurtasıbol cins'tavukların art» ması mili) ekonömiye kuvvetli bir destektir. 'Trakyada şimdiye (05) fenni kümesli yıştır. 1939 da bü artacaktır ve yeni yılda Trakyadaki | hareketi teşvik için Ziraat Vekâle- tinin bir m ese yapması çok bek- İenir. Bunun mini dikkatle araş- tıran ve gözü ile gören köylümüzü fenni tavukçuluk çok sarmışlar. Damzılık istasyonlarının dağınık bulunması: hastalığa karşı ihtiyatlı bulunmak için alınan tedbirleri ko- laylaştırımışlır. Bu sene çok kurak giden mıntaka- larda dahi arılar beslenmiştir. Yağ- murlu ve çiçekli olan yerlerin verimi 'Trakyanın ise gene çoktur. Arılara her mewsim- de gıda verecek, çiçek ve muhit ha- zırlanmaktadır. Trakyadan Avrupaya kesilmiş tavuk gönderilecek Edime (Akşam) Trakyamn kesimliş tavuklarının soğuk hava te- sisatı ovagonlarla Avrupaya sevki için bir firma hazırlandığı haber alınmıştır. Ve Erzincanda parti kongreleri Erincan (Akaşm) — Cümhuri- yet Halk Partisi ocak kongreleri hi- tam bulmuştur. Bu yıl kongrelere her yıldan fazla iştirak edilmiştir. Memleketin mübrem ve mühim ih- tiyaçları üzerinde görüşmelerde bu- Tumulmuştur. Dilekler arasında Erzincanda bir şeker fabrikası açılması da vardır. Arabacıyı dövmüş, cebindeki on lirayı da almış Anadoluhisarında bir fırında çalı- şan Fevzi adında biri dün akşam üze- ri ekmek arabasile Çubukludan dö- nerken yolda karşıdan gelen Ömerin idaresindeki motosikletle karşılaş- mış ve araba yavaşça motosiklete Giyim düstürü < 1 — Beş kuruşu olan dört kuruşu- 1 yemeli, bir kuruşiyle süslenmeli, DD Pazar günleri şık olmaktansa #ianın yedi günü temiz pak gez. | tek evlâdır. 3 — Leke ayıptır. Bir leke olacak Yerde yüz yama olsun. >— Modaya esir olmak budalalık- tır, Modayı kale âlmamak da deli- lik olur. 5 — Kadının süslenmesi, giyinmesi lâzımdır. 6 — Yakışanı giy, fakat karşında kini aldatmağa kalkma, 7 Süste sahte ye takma herşey kötüdür. m“ Di erkeğin çarpmıştır. s Bundan hiddetlenen motosiklet sa- hibi Ömre, arabacı Fevziyi yakalıya- rak fena halde döğmüştür. Fevzi zabıtaya verdiği ifadede Öme- rin, motosikleti zedelediği için ken- disini döğdükten sonra cebinde bu- Yunan on lirasını da aldığım iddin etmiştir. Zabıta Ömeri yakalıyarak Sahklkntz haşlsmızlr; hi yeniden meşgul | gazeteleri çok meşgul etmektedir. Gazeteler bazı istatistikler neşrederek evlenmeği teşvik için tedbirler alınmasını istiyorlar bir azalma vardır. Her sene doğan 109 bin kız çocuktan ancak üçte ikisi bü- yüdükleri zaman evlenmekle, üçte biri kız kalmaktadır. Evlenenler ancak 85. bin çocuk doğuruyorlar. Bu suretle her nesilde doğum beşte bir derecesin- de azalıyor. Şu halde doğum vaziyeti bugünkü şekilde kalırsa beş nesil, ya» ni 190 sene sonra Fransa çok berbad. bir vâziyete düşecektir. B. Moine bu malümatı verirken. dis yor ki: «Yanımızda 80 milyon nüfuslu bir millet (Almanya) vardır. Burada her sene ölenlerden bir buçuk milyon fazla doğum kaydediliyor. İtalyada da her sene fazla doğum bir milyona ya- kındır.n Franaz gazetelerinden biri bu mü- nasebetle diyor ki: «Fransa büyük bir tehlike karşısındadır. Fennin terakki. çtimal ıslahat sayesinde insanlarm atl ömrünü uzatmağa muvaffak ol. duk. Bir zamanlar vasati ömür 46 yaş Fransada doğum nisbeti her nesilde beşte bir derecesinde azalıyormuş sn zamanlarda İFransada nüfusun azalması meselesi son zamanlarda iken şimdi 69 yaşa çıktı. Yani aşağı yukarı bir çeyrek asır kazandık. Bun- dan dolayı mem- nun olmaklığımız tabiidir. Bu saha- daki mesai devam ettikçe vasati ömrün daha ziyade-uzrya. cağı muhakkaktır. Fakat buna baka- rak müteselii olmak doğru değildir. Çünkü memleketi müdafaa edecek yetmişlikler, altmışlıklar, hattâ ellilik. ler değildir. Yapılacak şey evlenmeği, çoluk ço- cuk sahibi olmağı teşvik etmektir. Hü- kümet bazı kolaylıklar gösteriyor. Fa- kat bu kâfi değildir. Hem herşeyi hü- kümetten beklemek de doğru olamaz. Hüsusi teşekküller, müesseseler bu is» le-meşgul olmalıdırlar. Bu gibi teşek- küller ve müesseseler evleneceklere her türlü yardımda bulunmalıdırlar. Nü- fusu mütemadiyen artan memleketler bile evlenecek çiftlere para İle, sair su- retlerle yardımda bulunuyor, bu su- retle evlenmeği teşvik ediyor. Fran- sa için, nüfusun artması büyük bir ihtiyaç olduğuna göre, bu memleket. lerden daha fazla kolaylıklar göster- mek lâzımdır.» Vize höyüğünde bulunan eserler tedkik ediliyor Onümüzdeki yıl Uzunköprü ile Hayrebolu arasındaki Kaba höyükte kazılar yapılacak Edirne (Akşam) — Türk tarih kurumunun bu yıl Trakyanın Vize ve Kırklareli höyüklerinde ğı kazıların geçen ve evvel Alpullu ve Lüleburgaz höyükler yapılar kazılara nisbeten daha cn- teresan neticeler verdiğini evvelce bildirmiştim. Hafriyatın gayesi Trakyanın muh- telif şehirlerindeki kültür ve tarih eserlerini ve tabakalarını araştır. mak ve bu suretle yeni ilim memba» larını ortaya çıkarmaktan ibaret idi. Geçen seneki Lüleburgaz hafriya- tile bu seneki Vize hafriyatı arasın- da periyot itibarile hemen hemen fark yok gibidir. Anenk elde edilen kültür eşyalarının cinsi ve mahiyeti ve böyüklerde bulunan mezarların. inşa şekli ve arkeoloji bakımından farkları ilibarile son Vize kazısı Lü- leburgaz kazısından daha ehemmi- yetli görülmüştür. Bilhassa (A) hö- yüğünde bulundn taş mezar odası ve bu oda içerisindeki taşlâhid ve bunların muhteviyatı Trakyada 2000 yıldır kapalı kalmış bir tarihi can- landırmış ve kültür tarihimize ye ni ve zengin mevzular vermiştir. Esasen Vize kasabası eski Trak kabilelerinin en mühimlerinden olan Ost kabilesinin merkezi olmakla 'Trakların, sonra Romalıların ve ni- hayet Osmanlı Türklerinin zengin kültür ve medeniyet eserlerini sine sinde yaşatmış ve topalmıştır. Son kazı da (A) höyüğünde çıkan me. zarda işte bu Trak kırallarından bi- rine ald ölünün bulunması bize tarih ve arkeoloji bakımından çok kıymelli bir eser vermiştir. Şimdi. hafriyat direktörümüz kıy» metli doçent arkeolog Arif Müfid bu karalın tacını, kılıcını, zırhlı elbise- lerini, gümüş ve ultın kakmalı miğ- fer maskesi ve üzerinde minyatür re- simleri bulunan altın yüzükleri ve yanındaki diğer eşyaları üzerinde İl- mi tedkiklerini yapmaktadır. Bü tedkikler neticesinde bu yıl Trakya höyüklerinde bulunan kral mezarının kime aid olduğu tamamen anlaşılacaktır. . B höyüğünde bulunan ve A hö- Kaba höyük civarında maden arama grupunun yaptırdığı sonda) ameliyesi yüğündeki mezarla sıkı bir alâkası olduğu anlaşlan mezardaki Trak ka- dınının da bu Kral ailelerinden biri olduğu anlaşılmıştır. Gene A ve B höyükleri yanındaki üçüncü (C) hö- Yüğündeki at mezarımnda AveB höyüklerile alâkası anlaşılmıştır. Önümüzdeki yıl (OUzunköprü ile Hayrebolu arasında Trakya höyük- lerinin en büyüklerinden olan (Ka- ba höyük) te de kazlar yapılacaktır. Şimdi buradaki maden arama grupu petrol sondajı, yapmaktadır. Dört yankesici yakalandı Zabıta uzun zamandanberi aran- makta olar dört yankesiciyi yaka lamıştır. Şeref, Mehmed, Zeki ve Ca- fer adları Ki bu dört sabıkalı nlarda yankesicilik su- retile birçok kiz erin. para ve çan- taların çajmışlardır. Yankesiçilerin bir çok suçları tesbit edilmiş ve dör- dil de adliyeye verilmiştir. akm LL eki muhtelif zan