Teşrinlevvel 1088 AKŞAMDAN AKŞAMA Ne anne; maşallah ! İstanbulun en itinalı hususi mek- İeblerinderi birinin müdüre odası... bekletmemek için acele et- Mektedir, Bu sırada, gayet şık bir bayan içe- Tİ giriyor, Halinden belli; Münevver İnsan olması lâzım. — Çocuğu almağa geldim. — Hangisidir sizinki efendim?.. Mekteb henüz başladığı için tanışa- Madık, affedersiniz. — İşte bu: Erdoğan... — Hayhay efendim... getirdiniz mi? >— Ben annesiyim! Defterini muayene ederek: — Velisi, bizzat alacağımı kaydet- Velisinden e Olsun. Ben annesiyim dedim Müdire, gayet sabırlı... Diğer ço- Sukların kapıdan çıkma müsaadele- Kini İmzalarken, ayni zamanda, şık Ye münevver halli bayana izahat ve- — Efendim, usulümüz böyle... Ve- İsi nasıl münasip gördüyse, o şekil çıkmasına müsaade ediyoruz... Bu husustaki titizliğimizi siz de tak- “ir buyurmalısımz... Türlü türlü Müessif yaziyetler olabilir... Aile ara- sında ihtilâflar; yahut, ne bileyim, Şocuğu bir tarafa götürmek, kaçır Mak... İlh.. Tabii sizin için varid değilse de umumi kaidemiz... ,, — Sözlerinizi gülünç buluyorum... Anmesiyim diyorum size... — Mazur görünüz... Velisinin te onu var mı? Asabiyetle: — Var... Fakat söylemiyeceğim... Oğluna hitap ederek: — Kalk! Erdoğan, (belki de Nasreddin Ho- — Ne demekmiş böyle mekteb!!,.. Götüremezmişim!!... Ben annesi de- Bil miyim?... Bu müesseseden de çi- » Kâracağım.. Sermayedarlara haber he em müdireyi de değiştirsin. diği sevgili yavrusunu ceti senin, kemiği behim!» diye tahsil cihazına teslim eden eski ana babaları düşü- Dün! Kendileri fiske vurmağa kıya- Mazken «hocanın vurduğu yerde ül biter!» derlerdi. Evlâdları izin- SİZ kaldığı zaman gizlice ağlarlar; fakat yüzbulmasın diye gözyaşları- Mi çocuğa göstermezlerdi. O telâkki, elbette bundan iyiydi... Talebenin yanında mektebi zem- Metmek, hocaları cahile çıkarmak, Yukarıda anlattığım: şekilde de - ka- labalık ortasında ve evlâdının ya Yanda - zaten ancak manevi mü- Svyideleri mevcud bulunan otoriteyi ŞEHİR HABERLERİ Beledi zabıta Talimainame bu yıl Şehir Mecli- sinden çıkacak Belediye zabıtası talimatnamesi, şehir meclisinin geçen şubat toplan. tısında kısmen müzakere edilmiş, fa- kat münakaşası bitmediği için talik edilmişti. Haber aldığımıza göre be- lediye reisliği, belediye işlerinin yeni ihtiyaçlara göre tanzim ve idaresi için belediye zabıtası talimatnamesi- nin bir an evvel tatbikini istediğin- den yeni şehir meclisinin teğrinisani toplantısında bu talimatnameyi ruz- nâmeye koyacaktır. Sabık meclis, ta- limatnamenin bazı maddelerini ka- bul, bazıarını da tadil için encümene inde etmişti. Son seçimde eski encü- men âzalarından bir kısmı intihap edilmediğinden encümenin yeniden teşkili lâzım gelmektedir. Talimatna- menin teşrinisani toplanlısında bö- hemehal çıkarılması ve kânunusani başından itibaren tatbika başlanması düşünülmektedir. Yeni belediye zabıtası talimatna- mesinin halkı, bilhassa bir çok Ima- lâtbaneleri, ticarethaneleri yakından alâkadar edecek mühim hükümleri ihtiva ettiğinden talimatnamede in- şaat ve bazı hazırlıklara ihtiyaç gös- teren noktalar için mühletler verile- cektir. Konservatuvar hinası İnşaata nezaret etmek için mütehassis bir Alman getirtilecek Şehzadebaşında Inşa edilecek olan konservatuvar binası, memleketimiz- de şimdiye kadar yapılan binaların hepsinden farklı hususi bir mimari tarzında olacaktır, Bilhassa modem bir tiyatronun haiz olması icap eden bütün vasıflar bu binanın inşasında temin edilecektir, Belediye, bu mak- sadı temin etmek üzere daha esaslı tedbirler almayı düşünmüştür: Ge- çenlerde şehrimizden ayrılırken Pe- rapalasta kabul ettiği matbuat mü- messillerine beyanatta bulunan Al- man İktisat Nazırı B. Funk, Vali ve Belediye Reisi B, Muhiddin Üstündağ ile yaptığı temaslar neticesinde Al manyadan mimar, sanatkâr gönderi- leceğini söylemişti. Aldığımız malümata göre Alman İktısat Nazırı İle vali arasındaki an- lama neticesinde inşa edilecek kon- servatuvar binasının İnşasma nezaret etmek üzere Almanyadan bir mimar getirtilecektir. Bu mimar bilhassa ti- yatro inşasmda (İhtisasile tanınmış bir zat olacaktır. Alman mimarı, mü- teveffa Pölzik'in tanzim ve mimar B. Arif Hikmet tarafından tadil edilen çürütmek... Bunlar, maalesef moda haline geldi!... tâ böyle şık ve münevver halli an- neler mektebe zahir olamazlarsa söylenecek bir söz vardır: Vay geldi başımıza... Evlâdlarımızın hayrını görelim! (Vâ - Nü) / İleride emlâk bankasının bu- Şikâyetler Hasta talebe kızın evrakı 13 teşrinlevvel 1938 günlü ve 7182 sayılı gazetenizin 3 üncü s&- hifesindeki «Şikâyetler» sütununda «Hasta bir kaz talebe» başlığı ai- tında çıkan yazda Kandilli kız li- sesi talebesinden hasta bulunan Semiha Demirin evrakına bu güne kadar Bakanlıktan cevap gelmg- diği ve kendisinin evde iztırap çek- mekle bulunduğu annesi Zehra ta- rafından şikâyet edilmektedir. Halbuki Bakanlık tarafından bu ktzm günde 60 kuruş ücrelle Pre- vantoryoma alınması uygun görül-, müş ve kefiyet 12 Teşrindevvel 1938 günlü ve 3992/39715 sayılı yazımızla Kandil kız lisesine tebliğ edilmiş bulunduğundan, adı geçen talebenin annesi Zehranın bu husustaki şikâyeti yersizdir. Keyfiyelin gazetenizin ayni sütu- nunda aydınlatılmasını saygılarım- ia rica ederim. Kültür direktörü T. Kut Eminönü meydanı lunduğu ada da istimlâk edilecek Eminönündeki istimlâk sahasının tanzimi için şehircilik mütehassısı B. Prost tarafından bir proje hazır- landığını yazmıştık. Karaköy köprüsünden Yenicamiye kadar uzanan saha, hafif bir meyil | arzetmektedir. B, Prost bu meyilin| muhafazasını zaruri gördüğünden yıktırılan binaların sahası, bu meyil muhafaza edilerek tesviye edilecek- tir. Balıkpazarı caddesi ileride istim- lâk edilecek binaların da yıktınlaca- ğı göz önüne alınarak genişletilecek ve köprünün Valide hanı arsası ya- nında sahilden itibaren açılması ka- rarlaştırılan caddeye muvazi olacak- tır. Bundan başka Balıkpazarı cadde- sinin Yenicamiin cephesini kapayan ve şimdi yıktırılmaya başlanan bi- nalardan itibaren Mısır çarşısını sağ- da bırakmak, camiin arkasından geçmek üzöre İş bankasının önüne çıkacak bir cadde açılacaktır. Bu yol, otomobil ves otobüslere, Ye- nicami kemeri yayalara tahsis edile- cektir. Ancak bu iki yolun arası ye- şilliklerle süslenecektir. Evkaf müdürlüğü Yenicamiin ar- ka kısmını tamire başlamıştır, Yeni- camiin denizden manzarasını kâpa- yan ve Emlâk bankasına kadar uza- nan ada da ileride temin edilecek tah- sisat İle istimlâk edilerek yıktırıla- caktır, İ İ Amele arasında dövüş Kuruçeşmede Aslan vapurunda kö- mür taşımakta olan amelelerden Os. man, Dursun, Şerif ve İbrahim arasın- da kavga çıkmış, İbrahim Osmann ellerini tutmuş, Dursunla Şerif de s0- pa ile Osmanı dövmüşlerdir. Amele hastaneye kaldırılmış, üç mü tecaviz yakalanmıştır. Bay Amca Köprüdel. İnn me vapurlarından (A), deniz yol- #purlarından da (Çapa) işaretleri bes yerlerine ne konacak, diye here merakta bay Amca... z .. Basalar, tabii böyle, mihrap mumu Gibi sapsarı, yazısız kalacak değili.. w Evvelce Denizbanka elâmeb olarak (D. B.) harfleri konacak deniyordu... i mevsimlerinde eğlence Yağ kontrolü Bugünden itiba- ren nümuneler tahlil ettirilecek İstanbuldan gönderilen beş donyağ nümunesinden ancak birinin gıda maddeyi ihtiya ettiğini ve diğer nü- munelerin istenilen vasıfları haiz ol madığı için Sıhhiye Vekâletinden ge- len emir üzerine yağların ciddi bir kontrolden geçirilmesinin bildirildi. ğini yazmıştık. Belediye sıhhiye müfettişleri bu- günden itibaren şehrin muhtelif pi- yasa yerlerinden nümune alarak kimyahaneye sevkedeceklerdir. Bu tahlillerin neticesi bir raporla Sih- hiye Vekâletine bildirilecektir. Haber aldığımıza göre Sıhhiye Ve- kâleti bağırsak, mide ve bu ka- bil hastalıklardan çoğunun bozuk, sıhhate muzır yağlardan ileri geldi- ğini göz önüne alarak yağ imal ve sa- taşı için çok esaslı tedbirler alacak- tır, Yağ gibi muhteviyatı basit bir mu- ayene ve tedkik ile anlaşılamıyacak mürekkep gıda maddelerinin bu işde mali, fenni salâhiyet ve kifayeti ol- muıyanların ellerinde bırakılması doğ- ru görülmediğinden (oyağ istihsal edenlerle toptan yağcılık edenlerin vaziyetleri yeniden tesbi tedilecektir. Bunun için büyük yağ fabrikaları- nın da kurulması ihtimali galiptir, Opera temsilleri Bir Alman opera trupu, şeh- rimizde birkaç temsil verecek Belediye, şehir halkının yaz, kış vesaitinden istifade etmesi için esaslı tedbirler | almağa karar vermiştir. Geçenlerde de yazdığımız gibi halka meydanlar- da meccani filimler göstermek için Avrupadan seyyar sinema makinele- ri gelirlileceği gibi bu sene halka Av- rTupanın en büyük artistlerinin tem- sillerini göstermek için de bazı tedbir- ler alınacaktır. Önümüzdeki kış mev- siminde Almanyanın en büyük opera trupundan biri şehrimize gelerek bir kaç temsil verecek, bundan sonra Ankaraya da giderek Ankara halkı- na da bu opsraları tekrar edecektir. Belediye, Alman o #anatkârlarının yol masraflarını verecek, İstanbul ve Ankaradaki misafirliklerini de temin edecektir , : i İki deniz amelesi arasında kavga Rıhtıma bağlı Ege vapurunda çalı- şan deniz âmelesinden Hasan ile ayni yerde bağlı bulunan İzmir vapurunda amele Tahsin bir meseleden dolayı kav- gaya tutuşmuşlar, Tahsih eline geçir. diği bir cisimle Hasanı ağır surette ya- ralamıştır. Hasan derhal Beyoğlu hastanesine | kaldırılmış, Tahsin yakalanmıştır, Kömür çarptı Kumkapı Nişancasında Tulumba çıkmazı sokağında oturan 24 yaşların- da Hasibe evvelki gece kömür çarpma» sından zehirlenmiş, Haseki hastanesi. ne kaldırılmıştır. Fakat şimdiki rivayetlere göre (De- | nizbürik - Denizyolları) kelimelerine işa- ret olarak (D. D) harfleri konacak di- yorlar, hangisi münasip dersin?.. I Wir çırpıda Il Edebiyatçıların kulakları çınlasın Talebelik zamaımmızda coğrafya ki- taplarında sık sık ras geldiğimiz bir dağ ismi vardır: Monblan.... Bu Avrupadaki dağ bir Fransız ah- çısının kafasının içinde yer etmiş. Kestaneli, unlu, vanilyalı, yumurtalı bir tatlı icad etmiş. Adamcağız bu tat- lının ismine de Monblan demiş... Avrupalı ahçılar ayni zamanda mü- cittirler, Yeni yeni yemekler, tatlılar icad ederler. Ve bunlara da bazı isim. ler takarlar, Kimi icad ettiği tathya, yemeğe çok sevdiği, meşhur bir kadın artistin ismini koyar. Yahud da tanın- muş bir devlet adamının adını, verir veya büsbütün garip bir isim takar, Her sene bazı Avrupa memleketlerin. de bir yemek müsabakası yapılır. En meşhur ahçılar bütün bir yıl içinde icad ettikleri yemekleri, tatlıları yeni isimlerle bu müsabakada ortaya çıka- rırlar. Geçenlerde bir yerde bir tatlı tarifi gördüm. Burada deniliyor ki: «Fransızların Monblan dedikleri tat- hya biz gayet haklı olarak Uludağ di- yebiliriz. » Doğrusu mükemmel bir fikir... Ben sadaple» denilen şeyin yalnız edebiyat, ta olduğunu sarıyorum. Halbuki bu usul demek ahçılıkta da başladı. Şimdiye kadar birçok edibba yüzde yüz yerli eser diye ortaya bir sürü adapte eserler çıkardı. Romanlardaki «Janetwler Ayşe, oMarivler Fatma, sPiersler Ali, «Albert»ler Veli oldu... Şimdiye kadar birçok üdeba yüzde romancılardan örnek almış olacaklar ki «Monblanuları Uludağ yapıyorlar, Amerikalıların meşhur bir tatlısı yardır. Bunun ismine de «Golden Ga te» derler, «Golden Gaf» San-Fransis. koda gayet büyük bir köprünün ismi. dir. Tatlıyı icad eden alçının dükkânı bu köprünün tam karşısında imiş. Adam da Amerikada pek meşhur olan tatlısına bu ismi vermiş. Bari oldu ola. cak... Amerikalıların bu bir köprü is. mini taşıyan tatlısını yapıp adına da ya «Unkapanı köprüsü tatlısı» yahud «Galata köprüsü pandispanyası. diye- lim. Eğer Avrupalılar ve Amerikalılar da bizimkileri alıp kendilerine göre bunların ismini değiştirseler pek iyi olur. Meselâ «İmam bayıldısya «Papas bayıldı» diyebilirler. Ahçılar adapte ya- parak hikâyecilerin, romancıların sa- lâhiyetine tecavüz ediyorlar... Edebiyatçıların kulakları çınlasın!.. Hikmet Feridun Es Baca temizleyici merdiven- den aşağı düştü Kadıköyde Nüzhet tepesi sokağında 45 numarada oturan kasap Dimosteni evinin bacasını temizletmek istemiş, bu işi üzerine ulan 65 yaşında Aleko ev. velki gece saat onda bacayı temizle- mek üzere dayadığı merdivenin devril- meslle düşerek ağır surette yaralan- mıştır. Aleko Haydarpaşa nümüne has» tanesine kaldırılmıştır. Vapurun vinci sağ bacağına çarmtı Limanımızdaki şamandıralardan bi- rine bağlı Sovyet bandıralı Kiresina vapurunda tahmil, tahliye esmasında vinç direği kirılmış ve ameleden Ab- dülcebbarın sağ bacağına çarpmıştır. Amele ağır surette yaralanmış, imdadı sıhhi otomobilile Beyoğlu hastanesine kaldırılmıştır. B. A. — Yeni vapurlara sözüm yok. Pa- kat bu işaretleri Laşıyacak olan eski va- purların yaşı düşünülürse (D. D.) demek pek münasip olur!..