ü » Teşrinleryel 1938 > AKŞAMDAN AKŞAMA —————— va Pazarlıksızlıktan sonra “müşahedelerim çi | — Mer zaman alışveriş ettiğim mana- Ya gittim. Yüzüne şüpheli şüpheli bakarak; © — Pazarlık yapmıyacak mıyız? Büs- bütün kalktı mı? — Kalktı tabii beyim... — Canın sıkılıyor gibi bir halin Yar... Galiba çekişmek eğlenceli olu- yordu! Ciddiyetle başını sallıyarak: — Yok yok... İsabet oldu... Müşte Ti de rahat, biz de rahat... Gazetecile- rin hücumlarından da kurtulduk... — HAA pazarlık edenler oluyor mu? — Halkın yarısından fazlası bu ye- ni usulü hemen kabul etti, Fakat ba- xıları henüz inanamıyorlar. Pazarlığa kalkışmak istiyorlar. Biz razı olmu- yoruz. — Dur öyleyse, edeyim... Bu manavın âdeti daima etiket koy- maktı. Meselâ bir kaç gün evvel şu &yardaki şeftaliler üzerine 40 raka- manı oturtmuştu. Amma: — Sen eski müşterimsin! - Diye, üç kilosunu bana bir liraya verdiydi. Baktım: Bu seferki etiket ayni şef- taliler üstünde 35 ... — Demek 100 kuruşluk malı pazar. liksızlıktan sonra 105 e fırlattın?... 35 ten üç kilosu 105 eder. Bin dereden bin su getirdi; sözleri arasındaki en mukni delil: Şeftali ar- tık son turfanda olmuş ta kendiliğin- den fırlamış... — Peki! - Diyip sineye çektim; fa- kat: - Bak, pazarlıksızlığa razi olu. yorum! »- dedim » ama, işitirsem ki başkalarına bu etiketlerdekinden da- ben bir muayene — Üzerinde yirmi yazılı ama, sana on beşe olur, bayım! - Diye gülüm- sedi, Hoppala... Buyrun efendim... | ses 7 Bir de iskarpin alacaktım. Her se ferki dükkâna gittim, Tecrübem, pa- halı fakat iyi cins ayakkabının daha kârlı olduğudur. Seçtiğim bir çiftin altında 1500 yazılıydı. Halbuki eski- den bunu 13 değilse bile su içinde 14 liraya alacağıma aklım kesiyor. Maa» mafih, beraberimde bulunan bir ba- yan, bir ay evvel 16 liraya aldığı bir ayakkabının tıpkısı üzerinde şimdi 12 liralık bir etiket gördü. O da baş. ka... Bunlar, benim kendi müşahedele- rim. Kanaalim şu ki, pazarlıksızlık sisteminin sarsılmaz bir usul olduğu- na herkes tarafından katiyen iman #dilinciye kadar bazı aksamalar ola. cak, Sonra işler yoluna girecek, Umumiyetle şöyle söyleniyor: — Dükkünlardaki muamele, son günlerde arttı, Bunun sebebi, pek çoklarının, etiketleri görünce; «Fa Tanca mal ne ucuzmuş ta muşum!» diyip almalarıdır. Hattâ bir dükkâncı, senelerdenberi satamadığı bazı cins eşyayı bu yeni nizam Sayc« sinde birdenbire sürmeğe başladığını anlatıyor... İki komşu dükkânın da vitrinlerinde ayni mal üzerinde ilk gün ayrı ayrı fiatler vardı; biri, öteki- nin daha ucuz olduğunu gördü, in. dirdi; öteki de, daha ucuz satmak im- tiyazını kendinde bulundurmak üze» re daha indirdi, İşte etiket mecburiyeti sistemi, ne ticede bizzarure bunu doğuracaktır. Pahalı satmakta inad edenler, bu usul yüzünden mutlaka fena şöhret ala- cak, zarar » Benim ye mişçiyi de, potinciyi de yı retirecek bu olacaktır. salli Kanunun tatbikatına ilmi; Tunuyor. meleğe pazarlığa hiç Yanaşmamaları, bu kö- tü itiyadı kökünden silmeleridir, Bu. na mukabil de, ucuzlatabildikleri kas dar ucuzlatmak!... ven Bir de lâtife: Diyorlar ki: «Bir mal alacağın za. “man, dükkânları dolaşır, ayni evsaf. taki eşyayı kontrol edersin!» Demek, eskiden çene çalışırdı, şim- di taban çalışacak!.. En kârli kundu. raclar mı dersiniz?.. swa İyi bir fikir Kariye camiinin etrafındaki bina- lar kaldırılacak Eminönü meydanının o açılmasın- dan sonra Sirkeci meydanının açılar cağını yazmıştık. İstanbulun en kıy- metli ve eski bir eseri olan Kariye camiinin etrafı birçok €ski, ahşap evlerle kapanmıştır. Buraya gitmek için muntazam bir yolda yoktur. Halbuki Kariye camli İstanbula ge- len seyyahların bilhassa ziyaret et- tikleri bir yerdir. * Haber aldığımıza göre bu vaziyeti nazarı dikkate alan Belediye Kariye câmiinin etrafını açmağa karar ver- miştir, Bu hususta şehircilik müte- hassısı B, Prost tarafından bir proje hazırlanmaktadır. Bu projeye göre camiin etrafında bulunan bütün €s- ki binalar istimlâk edilerek kaldırı- lacak ve Edirnekapıdan itibaren ca- mie doğru geniş bir yol açılacaktır. Buranın istimlâkile tanzimi işine Sirkeci meydanının açılması işi bittik. ten sonra | başlanacaktır. Belediye seçimi Rum patriği Fenerdeki san- dığa reyini attı Belediye intihabına dün de şehri- mizin her tarafında devam edilmiş- tir, Dün de nahiyelere konulan inti- hap sandıklarına Halk gelerek reyini vermekte idi, Bu seferki intihapta eski intihaplarda görülen izdihama tesadüf edilmemektedir. Evvelki seçimlerde intihab hakkını kullanacak valandaş, intihap defte- rinde isminin bulunup bulunmadı- ğini uzun uzadıya araştırmak meo- buriyetinde idi. Halbuki bu sene Be- lediyenin bütün semtleri dolaşarak alfabe sırasına göre her evde oturan- lar için birer cedvel hazirlatması bu müşkülâtın önünü almıştır. Bu ceğd- vellere göre hâzırlanan intihap ced- vellerinde kolayca ismin! bulan mün- tehip, kısa bir müddet içinde reyini kullanmağa muvaffak olmaktadır. Dün Vali ve Belediye reisi B. Mu- hiddin Üstündağ, intihap mahalleri- ni gezerek teftişer yapmışlır, Dün Rum patriği de Fenerde Gülbaba camiinde bulunan rey sandığı başi- na giderek reyini kullanmıştır , i ml — 939 beynelmilel NevyorK sergisinde Türk paviyonunun plânları hazırlan miş ve sergi heyeti tarafından kabul edilmiştir, İnşaata derhal başlanacak» tır. Bu hususta Nevyorktan şu malüs mat veriliyor 7 «Türk paviyonu güzel bir bina ola» caktır. Mimar B, Sedad Hakkı hinanin da olimiyi m tar cağini Nevyork sergisinde tüphanenir üstü saçaklarla mahfuş “bulunacaktır. ŞEHİR HABERLERİ | Karilerimizin fikri | Bir yer altı halâsı Eminönü meydanının açılması ilerliyor. Dikkat ediyorum: yik- ma ameliyesi, Yenicaminin ab- |! | İ desthanelerine doğru yürüyor. Sa- nırım, bunlar, oldukları yerde ka- lamiyacaklardır. Evvelâ: «Sakın yıkılmasalar...» diye düşünüyo- rum. Zira, şimdiki vaziyette o ci- vardaki bütün halk ve cami mida- vimleri, nisbeten hayli muntazam olan bu yerden istifade elmekte- dirler. Lâkin sonradan düşündüm. ki, yeni meydanın tam karşısında o yapının öylece kalmasına imkân yok. Öyleyse, gene o civarda mo- der bir halâya, belki de bir ye- raltı halâsına ihtiyaç olaçaktır. «Bütün bu işler hep birlikle başlanıp bitemez mi?» diye dik- kati celbetmek istedim. Tenzilâtlı tarife Balkanlararası demiryolu konferansı kararlarının tat- bikine başlanıyor Bundan birkaç ay evvel şehrimiz- de toplanan Balkanlar arası demiryo- lu konferansı kararlarının tatbikine bşalanmak üzeredir. Müstakil ve mü- teferrik tarifeler konferans kararın- ca lâğvedilmektedir. Bunun yerine müşterek ve tengzilâtlı tarifeler tat- bik edilecektir. Yolcu ve bagaj tarifesinde gerek münferid yolcular, gerek turizm ih- tiyacı için tenzilli gidiş, geliş biletle- ri ihdas edilmiş, bilhassa toplu seya- hatlerde tenzilât mikdarı yüzde 50 ye kadar çıkarılmıştır. Bundan başka Türkiye - Yugoslavya demiryolları arasında iki memleket ihtiyaçlarına tekabül eden ve bu memleket münnasebetlerine münha sır olmak üzere Bulgaristan üzerin- den transit geçen bir eşya tarifesi yapılmıştır. Türk ihraç maddelerine mahsus olmak üzere Yunan, Bulgar ve Yugoslav demiryollarından tran- sit geçerek Alman, İtalyan ve Macar hududlarında nihayet bulan bir tran- sit anlaşması imzalanmıştır. Bu hu- sustaki tarife de uygundur, Fe Şu Tür ii “iş “Türk paviyonumun alacağı şekil Söylüyor, Fakat bina Bizans ve Arap stilinde değildir. Binanın mimari tarzı, tâ Hititler zamanına kadaç giden eski Türk stilini gösterir, Sağ tarafta lokanta ve kahvehane, yukarısında kütüphane olacak, küs semeri Türk paviyonu Sea öy e eş a Pazarlıksız satış Belediye tarafın- dan her tarafta teftiş yapılıyor Pazarlıksız satış kanununun tatbi- ki etrafında dün de Belediye müfet- tişleri, mürakipleri, Belediye zabıta- 8ı memurları şehrin muhtelif semi- lerinde teftişler yapmışlardır, İktisad müdürü B. Asım Süreyya muhtelif sahalarda tedkikler yaptığı gibi, dün sabah da Eminönü, Bahçekapısı ve civarındaki dükkân ve mağazaları kontrol etmiştir . Cumartesi günü yapılan kontrol neticesinde etiketlerde görülen bazı ihmal ve kusurlar alâkadarlara ihtar edilmişti. Dünkü konirol neticesinde Beyoğlunda bir kunduracının, Eininö- nünde de bir tuhafiyecinin kanun hükümlerine aykırı olarak etiket koymadıkları görülmüş ve bunlar hakkında zabıt varakası tanzim eğil- miştir, Bu zabıt varakaları Belediye merkez heyetine gelecek ve dalmi en- cümenden alınacak karara göre beş İira ile yirmi lira arasında ceza veri- 4 letektir . jl Kanunun iki günlük tatbiki için- de pazarlıksız satışa tabi olan mad- delere dair hiç bir şikâyet yapılma- miştır. Bu itibarla kanunun ruhu- nu ve maksadını ihlâl eden bir hâdi- seye Belediyece el konmamıştır, An- cak etiket kullanmamak veyahuğ konulan etiketlerin usulüne mugayır olarak kullanılması gibi sebeplerden dolayı ceza verilmektedir, 100 metre yerine 35 metre iplik sarılı makaralar! Salamon adında birinin, 100 met- re uzunluğunda iplik bulunması lâ- zımgelen makaralara 35 metre İplik sararak bunları piyasaya çıkarıp 100 metrelik makara fiatine sattığı iddia edilmiştir. Salamon yakalanarak as- liye dördüncü ceza mahkemesinde muhakeme altına alınmıştır. Dün yapılan muhakemede me heyeti tarfından gene Salamon adında biri ehlivukuf olarak seçilmiş ve maznün Salamonun sattırdığı makaralar tedkik ettirilmiştir. Ehli- vukuf salamon da makaralarda 35 metre iplik bulunduğunu mahkeme- ye bildirmiştir. Karar verilmek üzere muhakeme başka güne" bırakılmış- tır, eşe vü kârgir olacak, üzeri mavi, yeşil ve âltın sarısı çinilerle kaplanacaktır. Türkiye, bina sahası için 22,000, milletler holü için de 10 bin ayak murabbat genişliğinde arsalar için mukavele yapmıştır. Türk paviyonu Sahife 3 İSTANBUL HAYATI Pazarlık yasağı İstanbulun en eski ananelerinden biri olan çekişe çekişe pazarlık usulü de tarihe karıştı. Satın aldığınız bir seyi bir ahbabınıza gösterdiniz mi, derhal itiraz ederdi: — Hayır, bunun değeri bu kadar değildir. Aldanmışsın, Sen pazarlık yapmasını bilmiyorsun, Bir daha bir şey alacağın zaman bana haber ver, Beraber gidelim de bak çekişe çekişe nasıl pazarlık yapıyorum. Maktu fiatle satış yapan mağaza. larla alışveriş etmek, âdeta, bile bile aldanmak gibi garibimize giderdi. Dükkânlarda tesgühtarın yüz kuruş istediği bir mal için pazarlığa başlar- ken tereddüde düşer: — Acaba kırk kuruş desem aldanır muyım? Diye düşünürdük. Saatlerce çekişe çekişe pazarlığı yapıp aldanmadığı- mıza emin olarak sevine sevine dik- kândan çıkarız, biraz ötede karşılaş- tığımız bir ahbap müstehziyane bir tebessümle omuzumuzu okşar: © — Darılma amma, senin bu kadar saf olduğunu bilmezdim. Yahu, senin elli kuruş verdiğin bu malı ben iki gün evvel otuz kuruşa aldım. Diye gene âsabımızı bozar nihayet, hiddetimizi yenemeyince: — Amanan sen de... Aldandımsa ben aldandım. Fazla verdiğim yirmi kuruşu da sadaka verdim sayarım. 'Teranesile kendi kendimizi avutur- duk. Çok şükür bu üzüntülerden kur- tulduk. Pazarlık yasağınm tatbikine baş- landığı gün bir kaç dükkânda kulak misafirliği yaptım: — Oğlum, iyi peyniri kaça veriyor- sun? Dükkâncı kaşlarını çatıyor, müşte. riye bir sürü dil dökmeğe alışık ağı. Sana fialini soruyorum. Dilsiz mi- sin, nesin? Cevap versene bana... Dükküncı bomurdanıyor: — Bayan, peynirin fiati üzerinde yazılı. Zorla başımı belâya sokma. sana, — Üzerime iyilik sağlık. Her zaman karşımda bülbül gibi dil döken bak- kala bugün bir hal olmuş. Ağzını aç- muyor, Canın isterse ver. Param ©& bimde ya. Gider başkasından alırım. Başka bir dükkânda: — Merhaba dostum. İyi bir paltoluk kumaş almak istiyorum, ahbap oldu. Zumuz için doğruca sana geldim. Şu siyah kumaşın metrosu kaça? — Üzerinde yazılı bayım. Müşteri lâübali bir tavırla dükkân sahibine sokularak kulağına bir şey- ler fısladı. Dükkâncı birdenbire korkunç bir şey görmüş gibi kaşlarını kaldırdı, gözleri yuvalarından fırladı, başım sallıyarak haykırdı; — Olamaz bayım, olamaz. O geçti artık. Çene yapmağa kalkışırsak iki- miz de yanarız. Cemal Refik Bugün gazetesi Dünden itibaren «Bugüns adlı yeni bir sabah gazetesi intişare başlamıştır. «Bugün; tahrir heyetinin başında eski gazetecilerden Ali Naci Karacan bu- Tunmaktadır. Arkadaşımızı tebrik ile muvaffakıyet temenni ederiz. Bugün bir vapur seyyah geliyor Bugün İngiliz bandıralı Arande- ras vapurile şehrimize beş yüz İngi- liz seyyalu gelecektir. Seyyahlar şeh- rimizde gezdikten sonra bu gece Ii manımızı terkedeceklerdir. Kaynar su döküldü, eli haşlandı Üsküdarda Selâmiali mahallesinde oluran Halil, çaydanlığı mangaldan alırken eline kaynar su dökülmüş ve 'haşlanmıştır. Halil Nümune hastanesine yatırı mıştır. “ OPERATÖR gi Kâzım İsmail Gürkan Brüksel cerrahi kongresine Üniver kültürel bir müessese olacak, 5,000 | site namına iştirak etmiş bulunan Türk tarihinin inkişafını “timize avdet etmiştir.” g wv operatör Kâmm İsmail Gürkan şeb,