1 Tesrinievvel 1938 — — Yalanlar memleketi : Hollivut A Dünyanın en temiz yürekli, en merhametli haydudu kimdir ? Filimlerinde kadın maceraları peşinde koşan, hakiki hayatında pek uslu bir aktör Son zamanlarda yıldızı pek parlıyan Meivyn Duğlas Hollivutun üç meşhur simasi var- dir ki hayatları katiyen oynadıkları rollere benzemez, onlar sinemada gör- düklerinin tamamile aksine bir hayat geçirirler. Bunlardan biri yalnız Arwrikanın değü, bütün dünyanın en büyük komedi artistlerinden olan Harold Lui'dir. Lui filimlerinde daima aptal deni- lecek derecede saf, fakat ayni zaman- da macerayı pek sever, çobuk âşık olur, fakir bir genç rolünü oynar. Gözlüklü komiğin şimdiye kadar zen- gin ve zeki bir adam rolü görülmüş değildir. Büyük sanatkâr filimlerinde gö- rüldüğü gibi saf bir adam olması şöyle dursun, son derece zeki bir in- sandır, Sinema muhitinde zekâsile meşhurdur. Lui filmlerinde rülür. Halbuki gayet muntazamdır. Stüdyosuna hariçten kimse giremez. Herşey yerli yerindedir, Eserlerinde binbir macera peşinde | koşan Harold Lul'nin hususi hayatı İse muntazam yaşamak istiyen aile babaları için bir nümune addedilebi- Sir. Karsma, çocuklahna sanatmdan K fazla düşkündür. i Harold Lui'yi maceralara için etrafında bir alay | oynadığı | | ma aktöründen ziyade tiyatro sanat- | kârına benzer, Kendisine verilen daima | dağınık, savruk bir adam olarak gö- ! | meşhur olan bu sanatkâr dalma $ | küyet eder, dururdu. tenç kız vardır, Bunlardan bir çoğu | Mınatkâra mektuplar yağdırırlar, onâ Yayet garip emrivakiler yapmağa ça- Mğırlar. Amerikan gözeteleri Harold 5 Üli'den bahsederlerken: © «Baştan © Sikmasına imkân olmıyan bir yıldız» ““ümlesini kullanırlar, (o Hakikaten İBarold Lui'nin bütün macerası, bü tün çügınlıkları stüdyonun dört dv- | arasında kalır, Sütudyonun ka- | #ismdan çikar çıkmaz o dünyanın Muntazam adami olur ve hemen e en | Li koşar, Bahçıvanıma yardım etmek | “Filimlerine gayet fakir bir deli yu rolünü oynıyan Harold Lui, anın enlüks hayatını yaşar. ti evindeki bütün su muslukları: # gümüş olduğu, bütün Amerika- ede, dolaşır. pi tay ke komiği sokakta Sir, iş filimlerini hatırlı- “gi, > bilâkis kendisine bir i « Beyaz perdede dün- © güldüren Harold Lui mi çök büyük m. z » muntazam yaşıyan VB Pek severler, - Harold Lut Paza bir sanatkâr, hem de i bir aile babası olduğu için İ Muni kadar kendi halinde bir cani, e halkın pek gözüne girmiştir. Hattâ | diyebilirim ki Amerikalılar Harold Lui'yi dünyanın en büyük komiği addedilen Şarlodan dadahâa fazla severler. Bunun bir sebebi daha var- dır. Amerikalılar çocuklara bayılır. lar. Harold Lui'nin çocuklurna pek düşkün olması kendisini halka büs- bütün sevdirmiştir. Hayatı rollerine hiç benzemiyen insanlardan biri de üç sene üstüste büyük film mükâfatını kazanan ve | kendisine «dahi sanatkâr; ismi ve- rilen Paul Muni'dir, Paul Muni sin&- en küçük katıl, cani yankesici rollerinde bile büyük bir sanat kabiliyeti gös- terir, En son oynadığı «Emil Zola'nın hayatı: ismindeki filim istisna edi- lirse şimdiye kadar Paul Muni'ye hep katıl, cani, haydud rolleri verili- yordu «Ben bir pranga mahkümuyum», «Hapishane kaçağı» vesaire gibi mah- pusların hayatına ve fena insanların yaşayışlarına aid çevirdiği filimlerle — Bana verdiğiniz bu rollerden nefret ediyorum. Hayatımda bir ke- re olsun iyi bir insan rolü oynamıya- cak mıyım? Bunun üzerine Paul Muni'ye «Emil Zola'nın hayali» filmindeki il Zola rolü verilmiştir. Fakat Amerikada Paul Muni hain, cani adam olarak tanınmıştır. Hattâ Arizona'da onun filmini bir sinemada seyreden bir küylü Paul Muni'nin perdede yaptığı kötülükler karşısında kendisini zap- tedememiş, bağırmış: — Behey katil adam... Yeter ar- takl.. Hakikaten Hollivutta bile Paul Muni'nin ismi «Pranga mahkümü; dur, O sokaktan geçerken çocuklar arkasından fısıldarlar; — Pranga mahkümu geçiyor! ... Halbuki dünyada Paul Muni kadar iyi kalbii bir pranga mahkümu, Paul Paul Muni kadar karıncaları bile in- citmekten çekinen merhametli bir haydud görülmüş değildir. Hakiki hayatında bu sanatkâr ga- yet uysal tabiatlı, son derece iyi bir insandır, Bilmem amma onun bir ta Yuk bile kesmediğine eminim. Böyle bir adamın bütün hayatınca müthiş bir katil, azılı bir cani rolünü oyna- ması hakikaten gariptir | Duglas öyle AKŞAM Hakiki hayatında pek merhametli bir adam olan Paul Muni Hattâ Paul Muni bir hapishane fil- mi çevirmek için mahpusların hay: tını daha yakından görmek istemiş, San Fransisco'daki, yalnız Amerika- nın değil, bütün dünyanın en meş hapishanesi Alkatraz'a gitmiş... Bu- raya giderken beraberinde bir sürü i sigara, şekerleme vesaire götürmüş, Mahpusların maceralarını dinlerken gözleri yaşarmış. Alkatraz'daki azılı haydudlar; — Bu adam mı cani rolünü oyn yacak!... Diye gülümsemşiler. Fakat Paul Muni'nin yaptığı filim bitince Alkatroz o hapishanesinde de malh- kümlara bu eser -seyrettirilmiş, Bu hapishanede yatan Amerikanın meş- hur baydudu, halk düşmanlarının en azılısı Alkapone: — Bu adam bizden baskın!.. demiş, Hayatı oynadığı rollere hiç benze miyen yıldızlardan biride son zü- maânlarda fevkalâde parlıyan Marlene Ditrieh, Carol Lombard gibi en bü- yük kadın yıldızlarının karşısında başrolü oynıyan Melvyn Duglas'dır, Gayet zeki yüzlü, zeki bakışlı bir | adam olan bu genç artist filimlerinde ! son derece çapkın, hovarda, müsrif, paraya zerre kadar ehemmiyet ver miyen bir adam gibi görünür. Oyna- dığı filimlerde bir kaç kadının arka- sından köşar. Halbuki hakiki ha aşk, vaktını harcamaz, onun gayet mace- rasız bir hayat yaşadığı herkesin ağ- zında dolaşır, Melvyn Duglas'ın bütün emeli son derece çalışmak, halkın kendisine rağbet ettiği şu zâmanlarda kesesini iyice doldurmaklır, İşle Hollivutla üç artist ki filimle- rinden tamamile ayrı bir hayat sürü- yorlar. Hikmet Feridün Es tında Melvyn İzmirin bir köyüne dolu R yağdı İzmir (Akşam) — Bergama ka zasınım . Kozak yaylasında Göbeller köyü civarma yağmurla karışık fın- dık büyüklüğünde dolu yağmış, bağ- lardaki üzümleri, yapraklarile bera- ber yere sermiştir. Köylü, zarara uğ- rarıştır. İzmir elektrik tarifesi indirildi İzmir (Akşam) — Elektrik kilo- vat tarifesi İzmirde 14,75 kuruşa in- dirüimiştir. Nafla Vekâlet yeni kilo val tarifesini 1 ikincikânun 938 den SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ YÜZÜ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM —Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur Şi Tetrika No. 213 Adanada çıkarılan şayialar - Halk arasında galeyan artıyor Vali Cevad bey de piskopos Muşig efendinin Ermenileri devletin kanun. Yarı ve idaresi aleyhinde tahrik etti. ğinden ve tedricen fikirlerini zehirle. diğinden bahsile tebdilini kânunusani ve şubat ayları içinde iki defa dahiliye nezaretine bildirmişti. Cebelibereket mutasarrıfı Asaf bey merhasa Muşigin Cebelibereket san- cağı ahvali hakkındaki beyanatına karşı (Rehberi İtidal) gazetesinde Muşig aleyhinde bir makale neşret- mişti, Muşiz bura cevap vermek iste- miş ise de vali Cevad bey mâni Ol muştu. P İstanbulda ermenice (Arevelek) ge- zetesinin İkdam gazetesinin 28 şubat (24 - 13 mart 1909 nüshasında ters cümesi neşredilen bir makalesi Ada- nada artık müslümanlarla Ermenile. rin aralarmnın düzelmez bir surette açıldığını gösteriyordu: İlk teşebbüsünü evvelce izah ettiği» miz Haçinli Müftizade Ahmed efendi şubat iptidalarında Haçinden Adana valisine çektiği bir telgrafta (Ermeni- leri Türkleri katliâm etmek istemek- le) itham etmişti. Vali Kozan muta- samıfını tahkikata memur etti. Ah. med elendi iddiasını ispat edemedi; fakat bir ceza da görmedi. Adana vilâyeti Ermenileri kanunu esasi hükmüne göre fiilen hizmeti as- keriye ifasına talib olarak bedeli ns- keri vermiyeceklerini müştereken hü- kümeti merkeziyeye bildirmişlerdi. ni muteberlerinin şefaatleri üzerine Ermeniler serbest bırakılmıştı. Türk- lerden yakalanmış olanların tevkifin- de devam edilmesi islâmlarda mahaj- li hükümetin Ermenileri muhafaza ve islâmları tazyik mesleğini tuttuğu sehabını hasıl etmişti; bu muamele müslümanları hükümetten soğutmak- la kalmamış, onlarda hükümetin emirlerine, memurlarına karşı hare- kete meyil dahi hasıl etmi; Adanadaki islâm ve h ü ticaretleri eek kurban vermek ında hi ararak her iki ğa sevkediyor- li. m ve hristiyandan kudreti olan, hattâ olmıyan bile süratle si- lâhlanıyordu. Kaçak olarak imrar ve idhal edilen. lerden manda, resmi -kayıdlara göre meşrutiyetin ilânından iğtişaş ve kı tal günlerine kadar Mersin ve İsken- derun gümrüklerinden Adana 8ine 12804 silâh celbolunmuşt Vali Cevad 'bey - aleyhinde onu azlettirmeğe, olamazsa istilaya mecbur eylemeğe son kuvvetini sar- fodiyordu. İtidal gazetesi bu yolda va- liyi tahkire kadar ileri gidiyordu. Vilâyet makamına karşi hücumlas rın böyle şiddetlendiği günlerde vilâ» yetin bir cihetinde (Ermeniler islâm- Iâri kesecekler) rivayeti çıkarken di- Ernehilerin askerliğe girmeği İste- | ğer bir tarafında (islâmlar Ermenile. meleri Adana islâm muhitinde pek şüpheli bir arzu tesirini uyandırmış, İ buda efkârı Ermeniler aleyhinde tah- rike yeni bir vesile olmuştu. Sadrazam Hüseyin Hilmi paşanın vilâyetlere verdiği bir emirde İttihad ve Terakki cemiyetinden başka siyasi bir parti tanınmamasını bildirdiği (1) şayi olmasile Adana islâmlarından bunu duyanlar Ermeni siyasi partile- rine dahil Ermenileri Osmanlı devle- tini tahrib etmek gayesini güden ihti- lâlciler ve hainler addetmekte kendi- lerini haksiz görmemeğe başlamışlar. dı. İstanbul gazetelerinde muhalefet yüzünden hükümet aleyhinde yapılan şiddetli neşriyatın Adanada da fena tesiri görülüyor, gerek islâm, gerek hıristiyan unsurlar nazarında hükü- meti merkeziyenin nüfuz ve haysiye- tini pek ziyade kırıyordu. Volkan gazetesinin irticaiğ neşri. yatı Adana müslüman hâlk tabakala- rında da mâkesler buluyordu. » İttihad: Muhammedi cemiyetinin Adana şubesi bu sırada açılmıştı. Mü. derris Musa Kâzım efendinin belli başlı âzasından olduğu bu şube içti. malarını kâh Yağ camlinde, kâh med- resede yapıyordu. Polis bu heyeti tarassud ve tecessüs âltında bulunduruyor, şubece yapılan tahrikât hakkında valiye malümât ye- riyordu. Fakat İstanbulda olduğu gis bi Adana hükümeti de İttihadı Mu- hammedi cemiyetine ilişmeği aklın. dan bile geçirmiyordu. Serbesti gazetesi muharriri Hasan Fehmi beyin katli dolayısile İstanbul- da hükümet aleyhinde hasıl olan ga- Jeyanım Adana havalisinde de tesiri az olmamıştı. Adana vakasından iki ay kadar ev- vel Tophaneden Adanaya yirmi beş | bin kilo raddesinde barut gönderi. mişti, Bu barutları satın almak için tehacüm gösterenler beyiye memuru- nun kapısı önünü biç boş bırakmıyor. lardı, Rovelver ve tüfek fişekleri hü- kümet konağı dairelerine kadar geti. rilerek açık satılıyordu. İnzibat me- murları buna bir şey demiyorlardı. İkide, birde şehrin bir noktasında si- lâh sesleri duyuluyordu. Bu da asabi. yeti arttırıyordu. yp Böyle silâh atılmasının şiddetle men'i için vali Cevad beye bir çok mürucaatlerde bulunulmuştu. O da nihayet silâh atanların yakalanması için zabıtaya emir vermişti, Bir defa bir kaç Ermeni ve Türk yakalanmıştı. ri katliâm edecekler) şayiası duyulu. yordu. Bu yolda şayialar sadanın aksi gibi tekerrür ettikçe heyecan da arlıyor. du. Türk ve Ermeni unsurlarını mütekâ- bilen korkutan, vilâyetin her tarafı- na yayılarak dehşet içinde bırakan bu şayiaların kaynaklarını tahkik ve bunları meydana çıkarıp mahsusen neşredenleri tecziye eylemekte hükü. met hiç bir faâliyet göstermiyordu. Bir taraftan istibdad taraftarı mü- tegallibe ile bunların tahrik ettiği cas hil tabakada, diğer taraftan Ermeni gençleri arasında ademi merkeziyet prensiplerine ve Ermeni istiklâline tâ» raftar olanlarda mahalli hükümetin bu aczi yüzünden cüret artıyordu. Adanada hükümet nüfuzunun hiçe tenezzülile hasıl olan idâri intizamsız- ık ve ümümi emniyetsizlik içinde böy- le hususi maksadlar takib edenlerin hal ve vaziyetten istifadeye kıyam et- meleri tabii idi, Vakadan bir ay evvel bir gece Iki solta tarafından büyük camiin kapı. sına necaset konulmak üzere iken herifler yakalanmış ve maksadlarının islâmiyeti tahkir addediletek olan bu hareketi Ermenilere atfettirmek sureti. le müslümanların dini hislerini tah- Tik ve tehyic eylemek olduğu anlaşıl. miş, polis müdürü Kadri bey keyfiye- ti vilâyet makamına bildirmişti. Ce- vad bey iki softanın salıverilmesini ve müslümanların böyle cüzi ve âdi se- beblerle iİz'ac edilmemesini emret. mişti, Vakadan yirmi beş gün evvel Er. menilerin debboyu basıp silâh ve cep- haneyi zaptedeceklerine dair bir şa- yia çıktı. İhtiyar kumandan Mustafa Remzi paşa tarafından tahkikat icra- len emir üzerine debboy bir asker müf. sına lüzum görülmiyerek hemen veri. rezesile bir kaç gece sabahlara kadar bekletildi. Redif debboyunun muhafa- za kuvveti bu suretle arttırıldığını du- yan islâmlarda heyecan ve Ermenile. re karşı gayz ve hiddet bir kat daha ziyadeleşti. Avukat Karabet Çalyan efendi bu şaylanın kasden çıkarıldığı, bu gibi hallerden büyük mahzurlar tevellüd edebileceği hakkında vali beyin na- zarı dikkatini celbetti. (3) Fakat şa. yiâyı kimin çıkardığı hakkında tahkis kata bile tevessül edilmedi. (Arkası var) (1) Moucher: Les vöpres ciliclennes, (2) Divam harp mazbatask - (3) Karabet Çalyan: Adana vakası ve Merhasa Muşig efendi ile diğer Erme- möşulleri. GL ağ ini