Gece yarısı güneşi 21 Mart ilkbahar gün dönümü, 12 Eylül sonbahar gün dönümüdür. Bu- günlerde kürenin her (arafında gece 12 saat sürer. Büna mukabil 21 Ha- ziran ile 22 kânunuevvel günlerle ge- celerin biribirlerine orhüsavatsızlığı hâd devreyi bulur. Şimal yarı kürede yaz günleri en uzun gün, kış'günleri en kısa gün olur. Cenub yarı küre de bunun aksidir. Kutublara yaklaştıkça gün ve gece- nin uzunluğu artar. Şimalde 62 derece 32 de gün haziranda 24 sââttir. İşte o zaman gece yarısı güneşi görünür, Daha şimalde günler bir kaç hafta devam eder. Kutubda 'göde ve gün. * düz altı ay sürer, j Su deposü Bu gördüğünüz garib bina güney Cezair çöllerinde yapılan su depola- rından biridir. Bugün artık Cezair çöllerinde susuz kalmak, susuzluktan ölmek tehlikesi kalmadı. Çöllerin bir çok yerletinde arteziyen kuyuları açıldı ve depolar yapıldı. Kuvvetli hafıza Annesi dedi ki: — Oğlumun çok kuvvetli ha- fızası vardır. Bir kere bir şey oku- du mu hemen ez- berler, Ve oğlunu çağırdı: — İstiklâl marşını oku, Çocuk duraladı. Annesi yâfdım etti: — Korkma sönmez bu şafak — Larda... — Yüzen al san... — Cak. — Sönmeden tü... — Ten. — En son oc — Ak. yurdumun üstünde 04 (A e Aycan yeni be. beğini göz bebeği kadar seviyordu; elinden düşürmü. yor, ona bir anne şefkati ile bakı- yordu. Aycanın anneside kızın. (4 İ da beliren ilk ana- lık şefkatini gö- rüp seviniyordu. Aycan annesi dikiş (dikerken ona rasgele sual- ler soruyor, cevaplar alıyordu: — Anne bebeğimin elleri, gözleri, saçları var, tıpkı benim gibi; benim gibi beyni de var mı? — Var ya. — Bebeğimin benim gibi ruhu da var mı? — Var, var... ee Aycan iki aydır sayfiyede. Büyük bahçeli bir köşkte oturuyorlar, Komşularında da bir kız çocuğu var. Çocuk günden güne sararıp solu. yor, eriyor. Hasla. İlk zamanlar güneşli havalarda, or- talık sıcakken bahçeye çıkıyordu. Nİ- hayet bahçeye de çıkamaz oldu. Şim. di karyolasını pencereye yaklaştırıyor. Etrafı uzaktan seyrediyor. Mahalle halkı hep bu hasta kıza acıyor. Aycanın anasile babası da ko- nuşmuşlar; zavallı çocuk gidiyor! de- mişlerdi. Aycan çocuğun nereye gitti. ğini sormamıştı, Aycan bazanona uzaktan bakıp gülümser. Biçare hasta kız artık gü- lümsemeyi de unutmuş. Ancak Ayca- nın kucağında bebeği gördüğü zaman gözlerinin içi sevinçle parıldıyor. Mayıs bilmece. mizi doğru halle- denlerden Kadı- köy orta okul ta- lebesi Kemal ikin- ci hediyemiz olan 5 lirayı kazan. mış ve hediyesi. SX ni almıştır. Hediyelerimiz Ağustos bilmecemizde hediye kaza- nanlar listesini 20 eylül salı nüsha- mızda neşredeceğiz. MEŞHUR ÇiFTLER Eli ile Lamartin Lâmartinin hayatında iki Elvir vardır. Birinin asıl ismi Grazielladır. Bu kıza 1812 de İtalyada rasladı. Bir balıkçının kızıydı. Bu kızın hayatında büyük bir yer tutmadı. Mektuplarında ondan bahiş a —— 1816 da Eks - Lebende rasladı. Evli bir kadın. dı. O da öldü, Lâmartinin meşhur «Göl — Le lacı, Haç — Le Crucifix» şiirleri onun için yazılmıştır, ZEN a zi eN Bir gün istediği zaman sokağa Çi- kan, koşup oynıyan, gülüp söyliyen Aycanın aklına bir şey geldi ve anne- sine dedi ki: — Anne bebeğimi karşı komşumu- zun kızına vereyim, biraz oynasın sonra gene bana verir. Annesi heyecanlandı, evvelâ olmaz dedi, sonra kızına anlattı ki, eğer bes beğini verirse bir daha geri alamaz, hastalık bulaşır... Aycan düşündü, » taşındı, kararını verdi: — Bebeğim bütün bütün onun ol. sun, “ve; Hasta kızın hastalığı o okadarart- tı ki, artık karyolasını pencerenin önüne yaklaştırmıyorlar... Artık o hiç bir şeyden zevk almıyor, oyuncak ara- 1 — eltu i hangi cins toprağın 80- nuna koyarsanız açmak için anahtar lâzım olur? 2 — «Aç olmıyan» ın sonuna hangi masdar edatı koymalı ki başı topuzlu vurmağa mahsus âlet olsun? lâzım olur? 3 —eGazsım sonuna âzamızdan hangisini koyalım ki bir nevi şarkı olsun? Bilmecemizi doğru halledenlerden birinciye: 10 ra, İkinciye: 5 lira, Üçüncüye: Fotograf makinesi. Ayrıca '71 kariimize de muhtelif hediyeler verilecektir. İngilterede bir at yarışında süvari lerden biri mânia atlarken hayvanı Usta binlei düşüşü o kadar güzel ida- re etti Kİ, hayvan hafifçe kendisine de hiç bir şey olmadı, ” MIYOL.. Aycanın bebe ğini teşekkür ede- rek geri verdiler, Aycan son bir kere daha çocu. ğuna — uzaklan baktı, içini çekti sonra ânnesin&; — Bebeğimi yak- sınlar! dedi, — Peki kızım. — Ama hemen şimdi değil, ben sana söylerim, — Peki kızım. Öğleden sonra, akşama doğru Ay- canla annesi sokağa çıkacaklardı. Komşudan kara haber geldi: Kız- cağız ölmüştü, Aycan kapıdan çıkacağı zaman an» nesinö: — Bebeğimi yaktırabilirsin, dedi. Annesi ahçıyı çağırdı, bebeği hemen yakmasıni emretti, Bebek ocağa atıldı. Aycan yolda yürürken başını geri çevirdi, eve baktı. Her zaman tütme- yen bir ocaktan ince, beyaz bir du. man tütüyordu. Aycan içini çekti: Bebeğinin ruhu ölen kızın ruhunun yanına gidiyordu. Cennette buluşacaklar, kız çok sevi- necekti... Ve gözlerini arkadan alamıyor. bir bebek ruhu kadar beyaz, bembeyaz tüten ince dumana bakıyordu. Haziran bilme- cemizi doğru hal. ledenlerden İs tanbul Yisesi ta. lebesi Orhan dör- düncü hediyemiz olan 1 lirayı ka- zanmış ve hedi- yesini almıştır, Karilerimize Bilmecelerinize mektep âdresinizi ve soy adınızı yazmağı unutmayınız. Kazananlar! i | | Seyyar kale Bir kaç asır önce, her şehrin etrafı kale duvarlarile çevriliydi. Bunun için o şehre hücum cden askerlerin şehri fethetmek için kullandıkları si. lâhlar çok garibdi. Bunların başında seyyar kaleler gelir. Seyyar kaleler tahtadan yapılmığ» tır. Çok yüksektir. Tekerlekleri vat dır. Bu suretle şehre hücüm edenler, fazla telefat vermeden kale duvarlar rına sokulabiliyorlardı, Bu seyyar kaleyi Rodos adasını zap- tetmek istiyen Demitriüs Polloset icad etmiştir. Onun seyyar kalesi kırk met- re yüksekil Göz aldanması Gördüğünüz kule Eyfel kulesinin tepesidir. Adam da görüyorsunuz, muhteşem bir atlet, sanki kuleyi sırtlamış yere vuracak değil mi? Hayır. Bu göz aldanmasıdır. Kuleye yakın bir heykelin fotografını almış- lar, göze garib ve inanılmaz bir şekil gösteriyor. Yağmur Sinemalarda yağmur çok gid- detli yağar. Sine- malarda nasi yağmur yağdırı- lar bilir misiniz?.. Çok basit, Duş âletlerile, Beş on duş âleti siralar i rar, muslukları açılır, vantilâtörlerie de kasırga estirilir, seyredenlerde müf” hiş bir fırtınada yağmur yağıyor veh»- mine kapılırlar, MEŞHUR ÇiFTLER biribirlerinden 8ene ayrı durdukları için meşhur ol- dular. Penelop, İtak şehrinde yalnız kaldı, Ulsten hiç bir haber alamıyordu. Kırk delikanlı etrafını sarmıştı. Ulis öldü, bizden birine varacaksın dlye ısrar ediyorlardı. Penelop halı Ülis ile Penelop örmeğe başladı. Bu halı bitince biri- nizden birine varacağım diyor ve her gece ördüğü halının bir kısmını çözü yordu. Nihayet yirmi sene savaştan savaşâ koşan Ulis İlaka döndü, onu evvelâ sadık köpeği tanıdı. Karısına kavuştu ve karısını baştan çıkarmak istiyen kırk erkekten intikam aldı.